Dii Ovaryumlar tarafndan retilen iki grup hormon strojenler

  • Slides: 67
Download presentation
Dişi Ovaryumlar tarafından üretilen iki grup hormon, ØÖstrojenler Kolesterol ØProgestinler üKimyasal olarak her ikisi

Dişi Ovaryumlar tarafından üretilen iki grup hormon, ØÖstrojenler Kolesterol ØProgestinler üKimyasal olarak her ikisi de steoid olarak sınıflandırılır ve genel prekürsörleri (ön maddeleri) kolesteroldür. 1

Östrojenler Techa hücreleri LH Difüzyon FSH Androjen Bazal zar Granulosa hücreleri Difüzyon Granulosa hücreleri

Östrojenler Techa hücreleri LH Difüzyon FSH Androjen Bazal zar Granulosa hücreleri Difüzyon Granulosa hücreleri FSH Aromataz enzimi Östrojen 2

ü Miktar ve fizyolojik olarak en önemli östrojen, östradiol’dür. üDiğer önemli östrojenler; ØÖstriol ØÖstron

ü Miktar ve fizyolojik olarak en önemli östrojen, östradiol’dür. üDiğer önemli östrojenler; ØÖstriol ØÖstron üÖstrojenler, “dişilik hormonu” olarak adlandırılır. üİnek ve koyunda luteolitik (CL ), domuzda luteotropik etkiye sahiptir (CL ). 3

Progestinler üSteroid yapıdadırlar ve en önemlileri progesteron’dur. üDiğerleri 17α-Hidroksiprogesteron ve 20β-dihidroprogesteron üCorpus luteum (CL)

Progestinler üSteroid yapıdadırlar ve en önemlileri progesteron’dur. üDiğerleri 17α-Hidroksiprogesteron ve 20β-dihidroprogesteron üCorpus luteum (CL) tarafından üretilir. üGranulosa kökenli büyük luteal hücreler, CL tarafından üretilen progesteronun büyük bir kısmını üretirler üTheca orijinli küçük luteal hücreler de LH tarafından stimüle edildiklerinde progesteron salgılarlar 4

Progestinlerin temel fonksiyonları; üCinsel davranışların engellenmesi, üUterus kontraksiyonlarını engellemek üEndometriumdaki bezelerin gelişimini teşvik ederek

Progestinlerin temel fonksiyonları; üCinsel davranışların engellenmesi, üUterus kontraksiyonlarını engellemek üEndometriumdaki bezelerin gelişimini teşvik ederek gebeliğin korunması ve devam ettirilmesi, üMeme bezesinde alveol gelişiminin teşvik edilmesi v. Progestinler ve östrojenler, sinerjistik etkileriyle uterusu gebelik için ve meme bezesini laktasyon için hazırlarlar. 5

üÖstrojenler ve progestinler gonadotropinlerin salıverilmesini düzenlemede hipotalamus ve ön hipofizi etkilemektedir. Pozitif feedback Negatif

üÖstrojenler ve progestinler gonadotropinlerin salıverilmesini düzenlemede hipotalamus ve ön hipofizi etkilemektedir. Pozitif feedback Negatif feedback üYüksek progestin konsantrasyonu negatif feedback etkiyle Gn. RH, FSH ve LH’nın salıverilmesini engeller. üEndojen opioidler 6

üDüşük östrojen konsantrasyonu negatif feedback etkisiyle gonadotropinlerin salıverilmelerini engeller. Bu etki progesteron konsantrasyonunun yüksek

üDüşük östrojen konsantrasyonu negatif feedback etkisiyle gonadotropinlerin salıverilmelerini engeller. Bu etki progesteron konsantrasyonunun yüksek olduğu dönemde görülür. üBuna karşılık yüksek konsantrasyonları pozitif feedback etkisiyle Gn. RH, FSH, LH ve prolaktinin salıverilmesini stimüle eder. Bu etki, progesteron konsantrasyonunun düşük olduğu ovulasyona yakın bir zamanda görülür 7

Dişide üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde hipotalamus salıverme hormonları, gonadotropinler ve ovaryum arasındaki ilişki 8

Dişide üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde hipotalamus salıverme hormonları, gonadotropinler ve ovaryum arasındaki ilişki 8

üİnhibin ve follistatin ovaryum folliküllerindeki granulosa hücreleri tarafından salgılanan ve LH’nın salıverilmesini etkilemeden sadece

üİnhibin ve follistatin ovaryum folliküllerindeki granulosa hücreleri tarafından salgılanan ve LH’nın salıverilmesini etkilemeden sadece FSH’nın ön hipofizden salıverilmesini engelleyen protein yapıdaki hormonlardır. üFollistatin’in FSH’nın salıverilmesi üzerine olan etkisi, inhibinin etkisinden daha zayıftır, fakat ikisinin etkisi eklemelidir. üGranulosa hücreleri tarafından üretilen diğer bir protein hormon olan aktivin, FSH’nın salgılanmasını artırmakta, fakat follikül içi sıvıda inhibinden daha az miktarda bulunmaktadır. 9

Relaksin üCL ve plasenta tarafından üretilen polipeptid yapıda bir hormondur. üPelvis ligamentlerinin gevşemesine ve

Relaksin üCL ve plasenta tarafından üretilen polipeptid yapıda bir hormondur. üPelvis ligamentlerinin gevşemesine ve uterus kaslarının yumuşamasını sağlayarak fötüs için genişlemeye neden olur. üDoğumda östrojenle sinerjistik etkiye girerek pelvisin genişlemesine ve servik bağ dokusunun yumuşayarak yavrunun dışarıya atılmasına yardımcı olur. 10

Oksitosin üHipotalamusta sentez edilir ve arka hipofizden salınır üDoğumda serviks ve uterusun gerilmesi ile

Oksitosin üHipotalamusta sentez edilir ve arka hipofizden salınır üDoğumda serviks ve uterusun gerilmesi ile salınır uterus kaslarının kasılmasını uyarır doğumu kolaylaştırır üSüt salgılanması üAnalık kabiliyeti 11

Follikül İçi Sıvı (FİS) üFİS (liquor folliculi), tersiyer follikülün antrumunu dolduran ve granulosa hücreleri

Follikül İçi Sıvı (FİS) üFİS (liquor folliculi), tersiyer follikülün antrumunu dolduran ve granulosa hücreleri tarafından çevrili olan sıvıdır. üKan ve FİS arasında bazal zardan geçen bir çok madde alış verişi söz konusudur. 12

FİS; ØTestosteron, ØÖstradiol ve ØProgesteron üTheca Bakımından zengin ve kandaki konsantrasyonlarından daha yüksektir hücreleri

FİS; ØTestosteron, ØÖstradiol ve ØProgesteron üTheca Bakımından zengin ve kandaki konsantrasyonlarından daha yüksektir hücreleri tarafından üretilen androjen granulosa hücreleri tarafından östradiol’e dönüştürülmektedir. üFollikül geliştikçe granulosa hücrelerinin sayısı artar ve FİS’da androjen konsantrasyonu azalırken östradiol konsantrasyonu artar. 13

üFİS’da ön hipofiz hormonları olan; ØFSH, ØLH, ØProlaktin bulunmaktadır. ØBazal zar dışındaki theca hücrelerinin

üFİS’da ön hipofiz hormonları olan; ØFSH, ØLH, ØProlaktin bulunmaktadır. ØBazal zar dışındaki theca hücrelerinin LH reseptörlerine sahip olması ve LH’yı bağlaması FSH’ya göre konsantrasyonunun düşük olmasına neden olur. ØFSH granolosa hücrelerinin androjeni östradiol’e dönüştürülmesi, LH ise progesteron üretimini sitimüle etmek için gereklidir. ØProlaktin LH’nın tersine progesteron sentezlenmesini inhibe eder. ØOvulasyon yaklaştıkça FİS’da prostaglandinler (PGF 2α ve PGE 2) de bulunmaktadır. 14

üFİS’da bulunan diğer peptid yapıda faktörler Øİnhibin ØAktivin ØFollistatin. üBu hormonların endokrin ve lokal

üFİS’da bulunan diğer peptid yapıda faktörler Øİnhibin ØAktivin ØFollistatin. üBu hormonların endokrin ve lokal etkileri vardır. ØEndokrin etki: Ön hipofizden FSH salınımı üzerine etki ØLokal etki (İnhibinin): Granulosa hücrelerinin östradiol üretiminin etkilenmesi (otokrin etki) ve theca hücrelerinin LH tarafından uyarılmış olan androjen salgılamalarını stimüle etmesi (parakrin etki). 15

üPankreas hormonu olan insülin ile birlikte insülin benzeri büyüme faktörleri (IGF), granulosa hücreleri tarafından

üPankreas hormonu olan insülin ile birlikte insülin benzeri büyüme faktörleri (IGF), granulosa hücreleri tarafından da salgılanmakta ve follikül içi sıvıda bulunmaktadır. üİnsülinin çoğu etkilerini, IGF reseptörleri aracılığıyla yaptığı ileri sürülmesine rağmen granulosa hücreleri insülin ve IGF için ayrı reseptörlere sahiptir. üİnsülinin endokrin etkisi, tersiyer folliküllerdeki atresia’nın azaltılması ve ovulasyon oranının artırılmasıdır. 16

üFolliküler atresia ile IGF arasındaki pozitif ilişki, IGF’nin otokrin bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.

üFolliküler atresia ile IGF arasındaki pozitif ilişki, IGF’nin otokrin bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. üOosit olgunlaşmasını engelleyici faktör (OMI), ovulasyondan birkaç saat önceye kadar oosit’de mayozun kaldığı yerden devam etmesini engelleyen bir faktördür ve FSH’nın etkisiyle granulosa hücreleri tarafından üretilmektedir. üPeptid yapıya sahip olup etkisi, ovulasyondan hemen önce azalmaya başlar ve bu da mayozun kaldığı yerden devam etmesine neden olur 17

Erkek üLH’nın uyarımıyla testislerdeki Leydig hücreleri steroid yapıdaki testosteron üretmektedir. üErgin bir erkekte en

Erkek üLH’nın uyarımıyla testislerdeki Leydig hücreleri steroid yapıdaki testosteron üretmektedir. üErgin bir erkekte en önemli androjen testosterondur ve “erkeklik hormonu” olarak da isimlendirilmektedir. 18

Testosteronun fonksiyonları üSekonder cinsiyet karakterlerinin gelişimi, üErkek kanal sisteminin bakımı, üErkek cinsiyet davranışlarının (libido)

Testosteronun fonksiyonları üSekonder cinsiyet karakterlerinin gelişimi, üErkek kanal sisteminin bakımı, üErkek cinsiyet davranışlarının (libido) ortaya çıkarılması, üEklenti üreme bezelerinin fonksiyonu, üScrotumdaki tunica dartos kasının fonksiyonu, üSpermatogenesis ve erkek kanal sistemi ile dış üreme organının embriyonik farklılaşması, üHipotalamus ve gonadotropin hormonlarının salıverilmeleri üzerine olan etkileri (Dişi ile aynıdır). 19

üErkekte normal üreme fonksiyonlarının oluşabilmesi için testosteron ile hipotalamus ve gonadotropin hormonları arasında karşılıklı

üErkekte normal üreme fonksiyonlarının oluşabilmesi için testosteron ile hipotalamus ve gonadotropin hormonları arasında karşılıklı bir etkileşim oluşması gerekmektedir. Gn. RH FSH ve LH Negatif feedback Testosteron konsantrasyonu Pozitif feedback Gn. RH FSH ve LH 20

Başlangıç Erkekte üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde hipotalamus salıverme hormonları, gonadotropinler ve tetisler arasındaki ilişki 21

Başlangıç Erkekte üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde hipotalamus salıverme hormonları, gonadotropinler ve tetisler arasındaki ilişki 21

Adrenal Korteks’in Primer Üreme Hormonları üAdrenal korteks (böbrek üstü bezesi) iki grup steroid hormon

Adrenal Korteks’in Primer Üreme Hormonları üAdrenal korteks (böbrek üstü bezesi) iki grup steroid hormon üretmektedir ØMineral matabolizmasında rol oynayan (mineralocorticoidler) ØKarbonhidrat metabolizmasında rol oynayan (glucocorticoidler) üGlucocorticoidlerin en önemlisi kortizol’dür ve antistres hormonu olarak da isimlendirilir. üKoyunlarda doğumun başlatılmasında, süt sentezinde glucocorticoidler rol oynamaktadır. 22

Uterus ve Plasenta’ya Ait Yapıların Endokrin Fonksiyonu Plasenta, klasik endokrin beze tanımlamasına uymamasına rağmen

Uterus ve Plasenta’ya Ait Yapıların Endokrin Fonksiyonu Plasenta, klasik endokrin beze tanımlamasına uymamasına rağmen gebelik esnasında endokrin fonksiyon görmektedir. Ovaryumda üretilenlere ek olarak; ØÖstrojenler, ØProgestinler, ØProstaglandinler ØRelaksin plasenta tarafından üretilmektedir ØLuteotropik ve laktojenik etki 23

üGebe kısrak serum gonadotropini (PMSG) ya da at korion gonadotropini endometriumunu (e. CG) işgal

üGebe kısrak serum gonadotropini (PMSG) ya da at korion gonadotropini endometriumunu (e. CG) işgal atlarda eden gebe koriondaki uterusun endometrial cup’ların özelleşmiş hücreleri tarafından üretilmektedir. Genel olarak PMSG ve e. CG; ØFSH etkisine sahiptir. ØBir miktar da LH etkisi vardır. ØGebelik esnasında corpora lutea oluşması ØProtein yapıdadırlar 24

üKeçi, koyun ve sığırda plasenta laktojeni tespit edilmiştir. Bu hormon; ØPolipetid yapıdadır ØPlasentadan elde

üKeçi, koyun ve sığırda plasenta laktojeni tespit edilmiştir. Bu hormon; ØPolipetid yapıdadır ØPlasentadan elde edilmektedir. ØProlaktin ve büyüme hormonuna benzer etkileri vardır. Fonksiyonları ØDoğum sonrası süt üretimi için meme gelişimi, ØMaternal ve fötal metabolizmayı değiştirerek fötal büyümenin düzenlenmesi ØOvaryum veya plasenta tarafından progesteron sentezinin stimüle edilmesidir. üGebeliğin sonlarına doğru konsantrasyonu daha da artar. üYüksek süt verimli ineklerde düşük verimlilere göre daha yüksek konsantrasyonlarda tespit edilmiştir. 25

İnterferon; üSığır ve koyunda gebeliğin anne tarafından kabul edilmesinde (tanınmasında) rol oynamaktadır. üKoyunda gebeliğin

İnterferon; üSığır ve koyunda gebeliğin anne tarafından kabul edilmesinde (tanınmasında) rol oynamaktadır. üKoyunda gebeliğin 13. gününden 17. gününe kadar konsantrasyonu artar ve daha sonra 23. güne kadar ölçülemeyecek seviyelere kadar azalmaktadır. 26

Protein B; üSığır ve koyunda protin B doğru ve çabuk bir şekilde serolojik teste

Protein B; üSığır ve koyunda protin B doğru ve çabuk bir şekilde serolojik teste imkan verir üKoyunda gebeliğin en erken 13. gününde, inekte 24. gününde tespit edilmektedir. 27

Prostaglandinlerin Üremedeki Rolü üBiyolojik olarak aktif lipidlerdir üPrekürsörü (ön maddesi) 20 karbona sahip doymamış

Prostaglandinlerin Üremedeki Rolü üBiyolojik olarak aktif lipidlerdir üPrekürsörü (ön maddesi) 20 karbona sahip doymamış yağ asiti olan araşidonik asittir. üHormon gibi etkilere sahip olmasına rağmen, hormonun klasik tanımlamasına uymazlar. ü Prostaglandinler belirli bir beze yada doku tarafından üretilmezler. üDişide ovaryum ve uterustaki, erkekte eklenti üreme bezelerindeki hücreler dahil vücudun değişik bölgelerinde yer alan hücreler tarafından üretilmektedir. üGenelde üretildikleri yerde lokal etkilidirler, fakat bazı durumlarda etki yerleri faklı doku ve organ olabilir. üProstaglandinler çok hızlı bir şekilde yıkıma uğrarlar ve dolaşım sisteminden bir defa geçmesiyle aktivitesinin yaklaşık %90’ını kaybederler. 28

üKimyasal yapı bakımından birkaç grup Progtaglandin ailesi görülür bunlardan; ØE (PGE) ØF (PGF) üPGF

üKimyasal yapı bakımından birkaç grup Progtaglandin ailesi görülür bunlardan; ØE (PGE) ØF (PGF) üPGF 2α ve PGE 2 üreme fonksiyonları ile yakından ilgilidir PGF 2α etkileri Ø Luteolitik etkiye sahiptir ve yumuşak kas dokusunu sitümüle eder. Bu etkilerinden dolayı; ØKızgınlık döngüsünün doğal kontrolünde, ØYumurta ve sperm taşınmasında, ØDoğumda rol oynar Ø Klinik olarak kullanılmaktadır 29

PGE 2 etkileri ØYumuşak kas dokusunu sitümüle eder, ØCL’yi destekleyici bir etkiye sahiptir, bu

PGE 2 etkileri ØYumuşak kas dokusunu sitümüle eder, ØCL’yi destekleyici bir etkiye sahiptir, bu sayede; Ø PGF 2α’nın uyardığı lüteolisis’i engeller ve erken gebelik korunur ØOvulasyonun gerçekleşmesinde rol oynar, ØProstaglandin sentezi inhibitörleri ovulasyonu engelleyebilmektedir üErkeklerde prostaglandinlerin üreme fonksiyonları üzerine etkisi fazla bilinmemekle birlikte boğalarda PGF 2α LH ve Testosteron surge’sine neden olmaktadır. 30

HORMON RESEPTÖRLERİNİN DÜZENLENMESİ üBir hormonun etkisini ortaya çıkarabilmesi; ØSalgılanması gereken bezeden o hormonun salıverilmesine,

HORMON RESEPTÖRLERİNİN DÜZENLENMESİ üBir hormonun etkisini ortaya çıkarabilmesi; ØSalgılanması gereken bezeden o hormonun salıverilmesine, ØDolaşım sistemi yoluyla hedef hücrelere ulaşmasına ØHücrelerdeki o hormonun reseptörlerine bağlanmasına bağlıdır. üHormon hücredeki reseptöre bağlandıktan sonra fizyolojik tepkilerin gerçekleşmesi için reaksiyonları başlatır 31

üBelirli bir organdaki bir hormonun reseptörünün konsantrasyonu hayvanın endokrin durumuna bağlıdır. Hormon reseptörlerinin düzenlenmesi

üBelirli bir organdaki bir hormonun reseptörünün konsantrasyonu hayvanın endokrin durumuna bağlıdır. Hormon reseptörlerinin düzenlenmesi ile ilgili birkaç durum vardır, bunlar; 1. Hormonlar kendi reseptörlerini düzenler, 2. İki hormonun sinerjik etkisiyle birinin reseptörleri düzenlenir, 3. Hormonlar daha başka hormonların reseptörlerini düzenler; Ø Up-regülasyon: Belirli bir hormon reseptörü sayısının bir düzenleyici hormon tarafından artırılması Ø Down-regülasyon: hormon reseptör sayısının azaltılması şeklindedir. 32

üFSH reseptörlerinin up-regülasyonu FSH tarafından stimüle edilir ve bunda aktivinde rol oynar üÖstrojen konsantrasyonunun

üFSH reseptörlerinin up-regülasyonu FSH tarafından stimüle edilir ve bunda aktivinde rol oynar üÖstrojen konsantrasyonunun regülasyon hızlandırılır. artırılmasıyla up- üFSH ve aktivin granulosa hücrelerindeki LH reseptörleri up regüle ederler. üLH belli bir seviyenin üstünde sentezlendiğinde kendi reseptörünü down-regüle ederken prolaktin, LH reseptörelerini artırır ve LH’nın kendi reseptörlerini down-regüle etmesini inhibe eder. 33

Hormon Etkilerinin Hücre İçi Mekanizmaları Bir hücreden belirli bir tepkinin gonadotropinler tarafından stimüle edilmesinde

Hormon Etkilerinin Hücre İçi Mekanizmaları Bir hücreden belirli bir tepkinin gonadotropinler tarafından stimüle edilmesinde “sekond messenger” yada “ikinci haberci” olarak isimlendirilen mekanizma rol oynar. Gonadotropin hormon, hücre zarında bulunan kendine özel reseptörüne bağlandığı zaman, hücre zarındaki adenilat siklaz enzmini aktive eder. ATP c. AMP Enzim (steroid hormon üretimi) 34

üLeydig hücrelerindeki hücre zarı reseptörüne LH bağlanırsa, sekond Messenger sisteminin aktivasyonu testosteron üretimi ile

üLeydig hücrelerindeki hücre zarı reseptörüne LH bağlanırsa, sekond Messenger sisteminin aktivasyonu testosteron üretimi ile sonuçlanır. üLH, corpus luteumdaki granulosa orijinli luteal hücrelerinin hücre zarı reseptörüne bağlanırsa progesteron üretilir. 35

üSteroid hormonlarının hücre içi etki mekanizmalarında hücre zarı reseptörleri veya sekond Messenger sistemi rol

üSteroid hormonlarının hücre içi etki mekanizmalarında hücre zarı reseptörleri veya sekond Messenger sistemi rol oynamaz üSteroid hormonlar hücre zarından geçerek hedef hücrenin çekirdeğindeki protein reseptöre bağlanır üKomplek, daha sonra özel m. RNA’nın kromozomlardaki sentezlenmesini başlatır üBu m. RNA, yeni protein sentezinin gerçekleştiği sitoplazmaya yönlendirilir 36

üGn. RH, ön hipofizdeki hücrelerin hücre zarı reseptörlerine bağlandığı zaman fosfoinositid’lerin hidrolizasyonunu stimüle eder

üGn. RH, ön hipofizdeki hücrelerin hücre zarı reseptörlerine bağlandığı zaman fosfoinositid’lerin hidrolizasyonunu stimüle eder ØHücrelerin içerisinde fosfoinositid’lerin diakilgliserollere dönüştürülmesi stimüle edilir ØDiakilgliseroller de gonadotropinlerin (FSH ve LH) salıverilmesi ile sonuçlanan protein kinaz C enzimini aktive eder. 37

KIZGINLIK DÖNGÜSÜ üOvulasyon ile yeni bir ovulasyonun başlaması arasında geçen günlerden oluşan döngü veya

KIZGINLIK DÖNGÜSÜ üOvulasyon ile yeni bir ovulasyonun başlaması arasında geçen günlerden oluşan döngü veya kızgınlık periyotları arasındaki süredir. 38

Farklı Türlerde Kızgınlık Döngüsünün Özellikleri İnek Koyun Keçi At 21 17 21 12 3

Farklı Türlerde Kızgınlık Döngüsünün Özellikleri İnek Koyun Keçi At 21 17 21 12 3 -4 2 -3 2 -3 Diöstrus 10 -14 10 -12 13 -15 10 -12 Proöstrus 3 -4 2 -3 2 -3 12 -18 s 24 -36 s 30 -40 s 4 -8 gün Kızgınlıktan Kızgınlığın birkaç saat bitiminden 1 -2 sonra gün önce Kızgınlık döngüsü (gün) Metöstrus Östrus (Kızgınlık) Ovulasyon Kızgınlıktan 10 - 12 saat sonra Kızgınlığın sonları 39

PUBERTAS (ERGENLİK) ÇAĞI üPubertas çağı, dişilerde ovulasyonla sonuçlanan ilk kızgınlık görüldüğü yaş olarak tanımlanmaktadır.

PUBERTAS (ERGENLİK) ÇAĞI üPubertas çağı, dişilerde ovulasyonla sonuçlanan ilk kızgınlık görüldüğü yaş olarak tanımlanmaktadır. üÇoğu koyun ırkı, ØErgin canlı ağırlıklarının %40 -50’sine (pubertas) ØErgin canlı ağırlıklarının %65’sine (çiftleştirme) üSüt sığırları, ØErgin çanlı ağırlıklarının %35 -45’ine (pubertas) ØErgin canlı ağırlıklarının %55’ine (çiftleştirme) 40

üPubertas çağına ulaşma; ØFollikül gelişimi ØOosit olgunlaşması ØOvulasyon gerçekleşmesi için yeterli düzeyde Gonadotropinlerin üretilmesi

üPubertas çağına ulaşma; ØFollikül gelişimi ØOosit olgunlaşması ØOvulasyon gerçekleşmesi için yeterli düzeyde Gonadotropinlerin üretilmesi ü Foliküllerin büyümeleri pubertas çağına ulaşmadan haftalar önce görülebilir ü Pubertas çağı yaklaştıkça, Gn. RH’nın nabız (puls) şeklindeki salıverilme sıklığı artar ve buda ovaryumların giderek daha çok uyarılmasına neden olan gonadotropinlerin nabız şeklindeki salıverilme sıklığının artması ile sonuçlanır. ü Gonadotropinlerin salıverilme sıklığı ve yüksekliği oositlerin olgunlaşması ve ovulasyonunu gerçekleştirmektedir. ü Pubertas çağının başlangıcında leptin, melatonin ve/veya endojen opioidler bu hormonların salıverilmesinde değişmenin gerçekleştirilmesinde rol oynayabilmektedir 41

üPubertas çağındaki yaş; ØGenetik ØÇevresel faktörler üPubertas çağındaki canlı ağırlık yaşa göre genetik faktörlerden

üPubertas çağındaki yaş; ØGenetik ØÇevresel faktörler üPubertas çağındaki canlı ağırlık yaşa göre genetik faktörlerden çok daha fazla etkilenir. üGenetik faktörler türlerin veya bir tür içerisindeki ırkların karşılaştırılması ile anlaşılabilir. 42

Farklı Türlerde Pubertas Çağındaki Yaş ve Canlı Ağırlık Yaş (ay) Canlı ağırlık(kg) Keçi 5

Farklı Türlerde Pubertas Çağındaki Yaş ve Canlı Ağırlık Yaş (ay) Canlı ağırlık(kg) Keçi 5 -7 10 -30 Domuz 5 -7 68 -90 Koyun 7 -10 27 -34 At 15 -24 Irkın ergin canlı ağırlığına bağlı Süt sığırları 8 -13 160 -270 Jersey 8 160 Guernsey 11 200 Holstein 11 270 Ayrshire 13 240 10 -15 - 17 -27 - 15 -36 - Et sığırları Zebu Manda 43

üBazı çevre faktörleri pubertas çağındaki yaş üzerine önemli derecede etkilidir. ØBüyüme oranını yavaşlatan faktörler

üBazı çevre faktörleri pubertas çağındaki yaş üzerine önemli derecede etkilidir. ØBüyüme oranını yavaşlatan faktörler (besleme vb. ) genetik kapasiteye ulaşmayı engelleyerek pubertas çağına ulaşmayı geciktirmektedir. ØYüksek çevre sıcaklığı ØDoğumun gerçekleştiği ay ØYetersiz besleme koşulları ØKötü çevre şartları 44

KIZGINLIK DÖNGÜSÜ PERİYODLARI üÖstrus üMetöstrus üDiöstrus üProöstrus ØBu periyodlar, doğum sonrası (post partum) ve

KIZGINLIK DÖNGÜSÜ PERİYODLARI üÖstrus üMetöstrus üDiöstrus üProöstrus ØBu periyodlar, doğum sonrası (post partum) ve erken dönemde anöstrus (döngünün olmaması) periyodu hariç döngüsel olarak ve birbiri ardına gerçekleşmektedir. 45

İnekte Kızgınlık Döngüsü Periyodlarının Özellikleri Periyodlar Döngünün günü Genel özelliği Östrus 1 Davranışsal kızgınlığın

İnekte Kızgınlık Döngüsü Periyodlarının Özellikleri Periyodlar Döngünün günü Genel özelliği Östrus 1 Davranışsal kızgınlığın görülmesi Ovulasyon Metöstrus 2 -4 Corpus luteumun şekillenmesi Diöstrus 5 -16 Corpus luteumun aktif olması Proöstrus 17 -21 Hızlı follikül büyümesi 46

Östrus üDişinin erkeği kabul ettiği süreçtir üÇiftleşmek için durduğu zaman periyodu olarak kabul edilir

Östrus üDişinin erkeği kabul ettiği süreçtir üÇiftleşmek için durduğu zaman periyodu olarak kabul edilir üİnekte 12 -18 saat, sıcak iklimde inekler soğuktakilere göre (ortalama 18 saat) daha kısa östrus periyoduna sahiptir (10 -12 saat) üMandada 5 -27 saat (ortalama 20 saat), üKoyunda 24 -36 saat, üKeçide 30 -40 saat, üDomuzda 40 -72 saat, üAtlarda 4 -8 gün sürer. 47

Ovulasyon, üİnekte kızgınlık bitiminden 10 -12 saat sonra üMandalarda kızgınlığın bitiminden 14 saat sonra

Ovulasyon, üİnekte kızgınlık bitiminden 10 -12 saat sonra üMandalarda kızgınlığın bitiminden 14 saat sonra üKeçide kızgınlık bitiminden birkaç saat sonra üKoyunda kızgınlığın ortalarından sonlarına doğru üAtlarda kızgınlığın bitimine 1 -2 gün kala gerçekleşir Ø Kızgınlığın görüldüğü gün kızgınlık döngüsünün 0. veya 1. günü olarak kabul edilmektedir 48

Metöstrus üÖstrus’un bitmesiyle başlar ve yaklaşık 3 gün sürer. Temel olarak bu periyotta üCorpus

Metöstrus üÖstrus’un bitmesiyle başlar ve yaklaşık 3 gün sürer. Temel olarak bu periyotta üCorpus luteumun şekillenmesi gerçekleşir. üİnek ve mandalarda ovulasyon bu periyodda gerçekleşmektedir üİneklerin %45’inde düvelerin %90’ında bu dönemde kanama görülür Ø Östrus-proöstrüs yüksek östrojen uterusta zengin damarlanmaya neden olur Ø Östrojen düşmesiyle kılcal damarlar çatlar ve kanama olur 49

Diöstrus üKızgınlık döngüsünde corpus luteum’un tamamen fonksiyonel olduğu ve döngüye hakim olduğu periyottur. üİnekte

Diöstrus üKızgınlık döngüsünde corpus luteum’un tamamen fonksiyonel olduğu ve döngüye hakim olduğu periyottur. üİnekte döngünün 5. gününde başlar ve bu dönemde kan progesteron düzeyinde artış görülür. üDöngünün 16 -17. günlerinde corpus luteum’un yıkıma uğramasıyla bu periyot sona erer. üKoyunlarda döngünün 4. gününde başlar ve 13 -15. günlerinde sona erer. üBu periyot uterus’un gebelik için hazırlandığı dönemdir 50

Proöstrus üCorpus luteum yıkımı sonucu progesteron konsantrasyonundaki azalmayla başlar ve kızgınlığın (östrusun) başlaması ile

Proöstrus üCorpus luteum yıkımı sonucu progesteron konsantrasyonundaki azalmayla başlar ve kızgınlığın (östrusun) başlaması ile sona erer. üBu periyotta çok hızlı follikül gelişimi gerçekleşmektedir. üBu periyodun sonlarına doğru, dişi kanal sistemi üzerine östrojenin etkisi ve yaklaşan kızgınlığın davranışsal belirtileri görülebilir. 51

KIZGINLIK DÖNGÜSÜNÜN HORMONAL KONTROLÜ üKızgınlık döngüsünün düzenlenmesinde; ØHipotalamus, ØÖn hipofiz, ØOvaryum üreme hormonları arasındaki

KIZGINLIK DÖNGÜSÜNÜN HORMONAL KONTROLÜ üKızgınlık döngüsünün düzenlenmesinde; ØHipotalamus, ØÖn hipofiz, ØOvaryum üreme hormonları arasındaki karşılıklı ilişkiler rol oynamaktadır 52

Dişi Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum -Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary –

Dişi Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum -Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle Östrojen Ovary – Corpus Luteum Progesterone 53

Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum -Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle

Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum -Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle Östrojen Ovary – Corpus Luteum Progesterone 54

Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum -Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle

Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum -Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle Östrojen PGF 2 alpha Ovary – Corpus Luteum Prostaglandin Progesterone Uterus 55

Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum - Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary –

Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum - Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle Östrojen PGF 2 alpha Prostaglandin Ovary – Corpus Luteum Progesterone Uterus , hypothalamus 56

Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum - Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary –

Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum - Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle Östrojen Ovary – Corpus Luteum Progesterone PGF 2 alpha Prostaglandin Uterus 57

üProgesteron konsantrasyonu diöstrus’te yüksektir ve azalması proöstrus’ün başlamasını gösterir. üProöstrus’ta artışları FSH, LH ve

üProgesteron konsantrasyonu diöstrus’te yüksektir ve azalması proöstrus’ün başlamasını gösterir. üProöstrus’ta artışları FSH, LH ve östradiol’daki az miktarda takiben, östrusun başlamasına yakın bu hormonların çok hızlı bir surge tarafından takip edilir üFSH ve östradiol’ün küçük bir sürge’ü metöstrüs ve diöstrüs ortalarında tekrar görülür üÖstrusun sonlarına doğru prolaktin surge’ü görülmektedir. 58

üKızgınlık döngüsünün kontrolünde progesteron belirleyici bir role sahiptir. üCorpus luteum’un fonksiyonel olduğu diöstrus esnasında

üKızgınlık döngüsünün kontrolünde progesteron belirleyici bir role sahiptir. üCorpus luteum’un fonksiyonel olduğu diöstrus esnasında yüksek konsantrasyonu, progesteron’un hipotalamus ve ön hipofiz üzerine olan negatif feedback kontrol sistemi sayesinde FSH ve LH’nın salıverilmesini engellemektedir. üGebelik esnasında da yüksek progesteron konsantrasyonu gonadotropik hormonların salıverilmelerini ve davranışsal kızgınlığı aynı şekilde engellemektedir üDiöstrus periyodunda LH’nın salıverilmesindeki küçük artışlar corpus luteumun fonksiyonunu düzenlemektedir üDişi gebe kalmaz ise PGF 2α, corpus luteumun şekillenmesinden 10 -14 gün sonra yıkımına neden olmaktadır. 59

Progesterondaki azalma; üHipotalamusu negatif feedback kontrol sisteminin engellemesinden kurtarmakta üGn. RH, FSH ve LH

Progesterondaki azalma; üHipotalamusu negatif feedback kontrol sisteminin engellemesinden kurtarmakta üGn. RH, FSH ve LH nabız şeklinde salıverilmeye başlamakta üÖn hipofizin Gn. RH’ya olan duyarlılığı, sıklaşan Gn. RH nabızları tarafından up-regüle edilen Gn. RH reseptörleri sayesinde artırılır. üBenzer şekilde artan FSH ve östradiol ovaryumdaki FSH ve LH reseptörlerini up-regüle eder. üArtan FSH salıverilmesi, folliküler gelişimi stimüle eder ve östradiol salgılanmasını artırır 60

 Progesterondaki azalmadan 2 -3 gün sonra östradiol, ovulasyon öncesi Gn. RH, FHS ve

Progesterondaki azalmadan 2 -3 gün sonra östradiol, ovulasyon öncesi Gn. RH, FHS ve LH surge’ünü hipotalamus üzerine pozitif feedback etki sayesinde stimüle eden bir eşik konsantrasyona ulaşır Ovulasyon öncesindeki FSH surge’ü folliküllerin daha hızlı büyümesine ve daha çok östradiol salgılanmasına neden olur FSH ve östradiol’ün orta seviyede surge’ü metösrus ve diöstrusun ortalarında görülmektedir ve bir sonraki östrusta ovulasyona ulaşacak olan follikül ya da folliküllerin seçiminde ve büyümesinde rol oynamaktadır Yüksek östradiol konsantrasyonu dişinin davranışsal kızgınlık belirtilerini göstermesi için gereklidir İnhibinin salgılanması da östrusta FSH’nın salıverilmesini kontrol ederek ovaryumun gereğinden fazla stimüle edilmesini engellemektedir İnhibinin FSH üzerine olan etkisi ile büyümekte olan ancak ovulasyon için gerekli olgunluğa ulaşamayan folliküllerin atresia’sına neden olmaktadır Ovulasyon öncesi LH surge’ü oositin olgunlaşmasına ve ovulasyona neden olur Çoğu türde ovulasyon öncesi LH surge’ü östrusun erken dönemlerinde görülür ve 6 -10 saat kadar sürer. Ovulasyon öncesi LH surge’ünü sığır ve koyunda 24 -30 saat sonra, keçide 30 - 36 saat sonra ovulasyon izlemektedir. 61

 Ovulasyondan sonra her bir ovulasyonun gerçekleştiği yerde birer corpus luteum şekillenir Ovulasyondan sonraki

Ovulasyondan sonra her bir ovulasyonun gerçekleştiği yerde birer corpus luteum şekillenir Ovulasyondan sonraki 2 -4. günlerde progesterondaki artış diöstrusun belirtisi olmaktadır. Luteotropin olarak da isimlendirilen LH, corpus luteumun şekillenmesi ve fonksiyonunun düzenlenmesinde belirgin etkilere sahiptir. FSH östradiol ile sinerjistik etkisi ile granulosa kökenli luteal hücrelerdeki LH reseptörlerini up-regule eder. Östrusun sonlarına doğru gerçekleşen prolaktin surge’ü granulosa kökenli luteal hücrelerdeki LH reseptörlerinin korunmasına neden olur Ayrıca ovulasyonda granulosa hücreleri içerisindeki farklılaşma (corpus luteum hücrelerine farklılaşma) ve progesteron üretimi ile sonuçlanan reaksiyonların başlamasını sağlar LH corpus luteum fonksiyonunu, luteal dokuya kan akışını artırarak da gerçekleştirir PGF 2α corpus luteuma kan akışını azaltıcı bir etkiye sahiptir ve corpus luteumun yıkımında rol oynamaktadır. 62

FOLLİKÜL GELİŞİMİ VE DALGALARI Koyun ve inekte, üOvaryumdaki follikül gelişimi, her bir döngüde 2

FOLLİKÜL GELİŞİMİ VE DALGALARI Koyun ve inekte, üOvaryumdaki follikül gelişimi, her bir döngüde 2 -3 defa follikül büyümesi şeklinde tekrarlanır ve devam eder. üİneklerde iki follikül dalgası yaygındır ancak 3 follikül dalgası ile de sıklıkla karşılabilir. 63

Her bir follikül gelişimi dalgası; üRekruitment (bir grup follikül büyümeye başlar) üSeleksiyon (büyümeye başlayan

Her bir follikül gelişimi dalgası; üRekruitment (bir grup follikül büyümeye başlar) üSeleksiyon (büyümeye başlayan folliküllerde bir kısmı büyümesine devam ederken çoğunluğu atresia’ya uğrar) üDominans (Bu folliküllerden bir tanesi dominant hale gelir) 64

üKoyunlarda birden fazla sayıda (genellikle iki) ovulasyona giden follikül sayısı yaygındır. üİki follikül dalgalı

üKoyunlarda birden fazla sayıda (genellikle iki) ovulasyona giden follikül sayısı yaygındır. üİki follikül dalgalı döngüye sahip ineklerde ovulasyona giden follikül dalgası erken metöstrusta başlar üOvulasyona giden follikül gelişimi dalgası ilk dalganın yıkıma uğramaya başlamasından sonra başlar ve diöstrüsün sonuna doğru yıkıma uğramakta olan bir önceki dalgayı aşar. Ovulasyona giden follikül gelişimi östrusta en üst noktasına ulaşır ve ovulasyon ile biter 65

üNormal döngülerde ilk follikül dalgası ovulasyona gidememesine rağmen, kızgınlık senkronizasyonunda olduğu gibi eğer erken

üNormal döngülerde ilk follikül dalgası ovulasyona gidememesine rağmen, kızgınlık senkronizasyonunda olduğu gibi eğer erken diöstrusta PGF 2α enjekte edilirse bu ilk dalganın dominant follikülünün ovulasyona gitmesi sağlanır. üSuperovulasyon için tavsiye edilen uygulamalarda ilk follikül dalgasının ovulasyonu ile sonuçlanmaktadır. üBöyle bir uygulamada FSH enjeksiyonu normal şartlar altında atresi’ya uğrayıp dejenere olacak olan bir çok follikülün büyümesine neden olmaktadır. Sonuçta tek bir dominant follikül yerine çok sayıda follikülün ovulasyona ulaşması sağlanmış olur. 66

2 1 2 67

2 1 2 67