REMENN NROENDOKRN KONTROL Endokrin sistem ile sinir sistemi

  • Slides: 58
Download presentation
ÜREMENİN NÖROENDOKRİN KONTROLÜ üEndokrin sistem ile sinir sistemi arasındaki ilişkidir. üİki sistem arasındaki iletişim

ÜREMENİN NÖROENDOKRİN KONTROLÜ üEndokrin sistem ile sinir sistemi arasındaki ilişkidir. üİki sistem arasındaki iletişim hormonlar aracılığı ile sağlanır. üNöroendokrin sistem üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinin çoğundan sorumludur. 1

TANIMLAR: Hormon: Yunanca = uyarma, canlandırma, harekete geçirme. Tanım: Bir hücre ya da dokuda

TANIMLAR: Hormon: Yunanca = uyarma, canlandırma, harekete geçirme. Tanım: Bir hücre ya da dokuda sentezlenen ve buralardan kan, lenf ve sinir yoluyla vücudun her yerine taşınarak, belirli doku ve organlara etkiyen özel kimyasal maddelerdir. Lokal ve Genel Hormonlar Endokrin Bezler Endokrin Sistem Endokrinoloji Hedef Hücre-Organ

ü Hormon salgılayan spesifik bezlere endokrin bezler adı verilir. ü Hormonların çalışması ve onların

ü Hormon salgılayan spesifik bezlere endokrin bezler adı verilir. ü Hormonların çalışması ve onların ilişkilerini inceleyen bilim dalı endokrinoloji olarak adlandırılır. ü Endokrin sistem, hormon salgılayan hücreler, bunları destekleyen dokular, hedef hücreler ve hormonlardan oluşur. ü Hormonlar spesifik zamanlarda salgılanarak çeşitli mekanizmalarla hücre metabolizmasını düzenlemeye yardım eder. Örneğin östrojen ve testosteron hormonları 12 civarında büyük artış gösterir ve bu hormonal artış pubertas da görülen tüm değişiklikler için gerekli uyarılar sağlar. ü Hormonların salgılanışı koşullara göre gün içerisinde değişiklik gösterebilir. Buna örnek olarak insülin ve glukagonun kan glikoz düzeyi değişikliklerine ve vücudun enerji gereksinimine bağlı olarak salgılanması verilebilir.

Hormonların etkiledikleri spesifik doku ve hücrelere hedef doku (hücre) adı verilir. Hedef doku birden

Hormonların etkiledikleri spesifik doku ve hücrelere hedef doku (hücre) adı verilir. Hedef doku birden fazla olabilir. İnsanda bulunan 75 trilyon hücrenin tümü bilinen yaklaşık 50 kadar hormonun biri veya birçoğu için hedeftir. Hedef dokularda hormonların etkileri şu şekilde gruplandırılır: ♦ Metabolik yolun hızı üzerinde düzenleyici etki (örneğin insülinin glikolizi hızlandırıcı etkisi). ♦ Diğer hormonların sentezi ve salgılanması üzerine uyarıcı veya inhibe edici etki ( örneğin hipotalamus hormonları tarafından ön hipofiz hormonlarının sentez ve salgılanmasının düzenlenmesi). ♦ Hormon olmayan bileşiklerin sentez ve salgılanmalarının değiştirilmesi (örneğin östrojenlerin tiroid hormon bağlayıcı globülin sentezini uyarmaları).

HORMONLARIN TAŞINMASI Proteinlere Bağlı ya da Serbest olarak. Protein hormonlar: Kanda plazma proteinlerine bağlanmaksızın

HORMONLARIN TAŞINMASI Proteinlere Bağlı ya da Serbest olarak. Protein hormonlar: Kanda plazma proteinlerine bağlanmaksızın serbest halde bulunur ve bu şekliyle hedef hücreye taşınırlar ve dolayısıyla da yarı ömürleri kısadır. Steroid Hormonlar: Büyük oranda plazma proteinlerine bağlanarak, pek az kısmı ise serbest halde hedef hücrelere giderler. Plazma proteinlere bağlanma hedefhücreye

ETKİ BİÇİMİ Hormonların etkilerini gösterdikleri hedef hücrelerine ulaşım şekilleri farklıdır. Hormon/hedef hücre etkileşiminde buna

ETKİ BİÇİMİ Hormonların etkilerini gösterdikleri hedef hücrelerine ulaşım şekilleri farklıdır. Hormon/hedef hücre etkileşiminde buna göre farklı tanımlar ortaya çıkmıştır. Endokrin Etki: Endokrin hücrede sentezlenen ve uzaktaki hedef dokuya kan yoluyla ulaşan hormonların etkisi bu şekilde adlandırılır (örneğin; ön hipofizde sentezlenen adrenokortikotropik hormonun adrenal korteksi etkilemesi gibi). Parakrin Etki: Endokrin hücrede sentezlenen hormonun, hücreler arasına salınarak hormon salgılayan hücre etrafında çok küçük bölgedeki komşu hücre reseptörüne bağlanması parakrin etkiyi oluşturur (örneğin; pankreastan salgılanan somatostatin, aynı dokuda komşu alfa ve beta adacık hücrelerini etkiler).

 Otokrin Etki: Endokrin hücreden salgılanan hormonun, salgılandığı hücreyi etkilemesidir. (örneğin, somatostatinin kendi oluştuğu

Otokrin Etki: Endokrin hücreden salgılanan hormonun, salgılandığı hücreyi etkilemesidir. (örneğin, somatostatinin kendi oluştuğu hücreyi etkilemesi gibi). Otokrin etkili hormonun varlığı ve aktivitesi birkaç saniye sonra sonlanır. Buna karşılık parakrin ve endokrin etkili hormonların yarılanma süreleri daha uzundur (otokrin < parakrin < endokrin). Nörokrin Etki: Sinir hücresinde sentezlenen hormonun hücre arası boluktan komşu hücreye bağlanarak onun fonksiyonunu etkilemesidir (örneğin: kalpte sinir ucunda sentezlenen nöradrenalinin kalp kası hücreleri üzerine etkisi gibi). Parakrin etkiden farkı, sentezin sinir hücresinde gerçekleşmesidir.

 Nöroendokrin Etki: Etkin madde, sinir ucundan sentezlenerek kan dolaşımına salınır. Uzak yerdeki hücre

Nöroendokrin Etki: Etkin madde, sinir ucundan sentezlenerek kan dolaşımına salınır. Uzak yerdeki hücre reseptörüne bağlanır. Kalpte sinir ucunda sentezlenen nöradrenalinin etkisi buna örnektir. Endokrin etkiden farkı, sentezin sinir hücresinde gerçekleşmesidir. Nörotransmisyon: Nöronda sentezlenerek sinir ucundan salınan maddenin (nörotransmitter) sinaps (nöronların (sinir hücrelerinin) diğer nöronlara ya da kas veya salgı bezleri gibi nöron olmayan hücrelere mesaj iletmesine olanak tanıyan özelleşmiş bağlantı noktaları) aralığını geçerek diğer nöronun spesifik reseptörüne bağlanması nörotransmisyonu sağlar. Örneğin sempatik ganglionda preganglionik sinir ucundan serbestleşen asetilkolin, postganglionik sinirdeki reseptöre bağlanarak nöradrenalin salınmasını uyarır.

Hormonların Birbirlerine Etkileri 1. Permisif Etki (İzin verici Etki): Bir hormonun etkisini gösterebilmesi için,

Hormonların Birbirlerine Etkileri 1. Permisif Etki (İzin verici Etki): Bir hormonun etkisini gösterebilmesi için, diğer bir hormonun ortamda bulunması gerekir. Örn: FSH salgılanması için, Gn. RH’a ihtiyaç vardır. 2. Sinerjik Etki: Bazı hormonlar, diğer bir hormonla aynı hedefe yönelik etki yaparlar. Örn: Süt oluşumu için Östrojen ve Progesteronun birlikte etkisi gereklidir. 3. Antagonist Etki: Bazen bir hormon diğerini üzerine engelleyici-kısıtlayıcı etki yapabilir. Örn: , Yükselen İnhibin hormonun, FSH’yı engellemesi.

üHücreler hormonlara verdikleri tepkileri, hormonları bağlayan reseptörleri sayesinde gerçekleştirirler. ØHormon reseptörü: Belirli bir hormon

üHücreler hormonlara verdikleri tepkileri, hormonları bağlayan reseptörleri sayesinde gerçekleştirirler. ØHormon reseptörü: Belirli bir hormon için yüksek bağlama kabiliyetine sahip hücredeki tanıma üniteleri ØReseptör konsantrasyonu hayvanın endokrin durumuna bağlı olarak değişir. 10

Üreme ilgili hormonlar kimyasal olarak; 1. Peptit ve protein yapıda olan hormonlar 2. Steroid

Üreme ilgili hormonlar kimyasal olarak; 1. Peptit ve protein yapıda olan hormonlar 2. Steroid yapıdaki hormonlar 11

Peptit ve Protein Yapıda Olan Hormonlar ü Bir grup amino asitin bir araya gelmesiyle

Peptit ve Protein Yapıda Olan Hormonlar ü Bir grup amino asitin bir araya gelmesiyle oluşurlar ü Molekül ağırlıklarına göre isimlendirilirler ü Kuvvetli Asit, Baz ve sıcaklık tarafından denatüre edilebilirler 12

Steroid Yapıda Olan Hormonlar ü Tetrasiklik yapıya sahiptirler ü Lipid sınıfındadırlar üKolesterol ü Eter

Steroid Yapıda Olan Hormonlar ü Tetrasiklik yapıya sahiptirler ü Lipid sınıfındadırlar üKolesterol ü Eter ve solventlerde çözünürler 13

Hormonlar fonksiyon olarak; ü Primer üreme hormonları; Üreme fonksiyonlarını direk olarak düzenlerler ü Sekonder

Hormonlar fonksiyon olarak; ü Primer üreme hormonları; Üreme fonksiyonlarını direk olarak düzenlerler ü Sekonder Üreme Hormonları; Üreme fonksiyonlarını direk veya dolaylı olarak etkilerler 14

PİTİUTARY (HİPOFİZ) BEZESİ üHipofiz, beynin alt tabanında Sella Turcica (Türk eğeri) adı verilen kemikten

PİTİUTARY (HİPOFİZ) BEZESİ üHipofiz, beynin alt tabanında Sella Turcica (Türk eğeri) adı verilen kemikten bir çukurcuk içerisinde yer alan bir bezedir. Embriyolojik ve Morfolojik olarak iki ayrı bezeye sahiptir; ü Anterior pituitary (Adenohipofiz, ön hipofiz) ü Posterior pituitary (Nörohipofiz, arka hipofiz) 15

Ön hipofiz pirimer üreme hormonlarından; 1. Follikül sitimüle edici hormon (FSH) 2. Lüteinleştirici hormon

Ön hipofiz pirimer üreme hormonlarından; 1. Follikül sitimüle edici hormon (FSH) 2. Lüteinleştirici hormon (LH; erkekte ICSH) 3. Prolaktin üretmektedir 16

Dişide FSH ü Follikül gelişimi ü Granulosa hücrelerinden östrojen ve inhibin üretimini stimüle eder

Dişide FSH ü Follikül gelişimi ü Granulosa hücrelerinden östrojen ve inhibin üretimini stimüle eder ü Aktivin FSH salınımını arttırır ve folistatin (aktivini bağlar) salınımı azaltır 17

Dişide LH üTheca internayı uyararak testesteron (androjen) üretimi ve östrojen üretimi (iki hücre –

Dişide LH üTheca internayı uyararak testesteron (androjen) üretimi ve östrojen üretimi (iki hücre – iki hormon) üOositin olgunlaşması üOvulasyon üLH, lüteotropik etkiye sahiptir. Bu etkinsayesinde corpus luteumun şekillenmesini uyarma ve progesteron üretimini teşvik eder. üProlaktinle işbirliği ile LH reseptörünü arttırır 18

Erkekte FSH üSpermatogonia ve Sertoli hücreleri üzerine olan etkisiyle testislerdeki spermatogenesis’i stimüle etmektedir. üFSH,

Erkekte FSH üSpermatogonia ve Sertoli hücreleri üzerine olan etkisiyle testislerdeki spermatogenesis’i stimüle etmektedir. üFSH, Sertoli hücrelerinin inhibin ve androjen bağlayıcı protein (ABP) üretimini teşvik etmektedir. üABP, seminifer kanalların lumenine salgılanarak testosteron taşıyıcı olarak görev yapar. 19

Erkekte LH üTestistlerde bulunan leydig hücrelerinden testesteron ve diğer androjenlerin üretimini stimüle eder. üProlaktinle

Erkekte LH üTestistlerde bulunan leydig hücrelerinden testesteron ve diğer androjenlerin üretimini stimüle eder. üProlaktinle işbirliği ile LH reseptörünü arttırır 20

Üremeyi Denetleyen Hormonlar Salgılandığı Yer Hormon Kimyasal Sınıfı Temel Fonksiyonları Hipotalamus Gn. RH Peptid

Üremeyi Denetleyen Hormonlar Salgılandığı Yer Hormon Kimyasal Sınıfı Temel Fonksiyonları Hipotalamus Gn. RH Peptid FSH ve LH’nın salıverilmesi Prolaktin inhibe edici faktör (PIF) Peptid Prolaktin salıverilmesini engeller Prolaktin salıverme faktörü (PRF) Peptid Prolaktin salıverilmesi Kortikotropin salıverme hormonu (CRH) Peptid ACTH’nın salıverilmesi FSH Protein Follikül gelişimi, Östrojen salgılanması Spermatogenesis LH Protein Ovulasyon, Corpus Luteum (CL) oluşumu CL fonksiyonunun düzenlenmesi Testesteronun sentezlenmesi Prolaktin Protein Süt sentezi Oksitosin Peptid Doğum Anterior (ön) Pituitary Posterior (arka) Pituitary Sütün İndirilmesi 21

Salgılandığı Yer Hormon Kimyasal Sınıfı Temel Fonksiyonları Testis Androjenler (testesteron) Steroid Erkekte çiftleşme davranışları

Salgılandığı Yer Hormon Kimyasal Sınıfı Temel Fonksiyonları Testis Androjenler (testesteron) Steroid Erkekte çiftleşme davranışları Spermatogenesis Erkek kanal sisteminin bakımı Eklenti üreme bezelerinin fonksiyonlarının düzenlenmesi Ovaryum İnhibin Protein FSH’nın salıverilmesini engeller Östrojenler (östradiol) Steroid Çiftleşme davranışları Sekonder cinsiyet karakterleri Dişi kanal sisteminin bakımı Meme gelişimi Progestinler (progesteron) Steroid Gebeliğin devamı Meme gelişimi Relaksin Polipeptid Pelvisin genişlemesi Serviksin gevşemesi İnhibin Protein FSH’nın salıverilmesini engeller 22

Salgılandığı Yer Hormon Kimyasal Sınıfı Temel Fonksiyonları Adrenal Korteks Glikokortikoidler (kortizol) Steroid Doğum Süt

Salgılandığı Yer Hormon Kimyasal Sınıfı Temel Fonksiyonları Adrenal Korteks Glikokortikoidler (kortizol) Steroid Doğum Süt sentezi Plesanta h. CG Protein LH gibi etkili PMSG Protein FSH gibi etkili Kısrakta ilave CL oluşumu Östrojenler Progestinler Relaksin Uterus Prostaglandin F 2α (PG F 2α) Lipid Corpus Luteumun yıkımı Doğum 23

Pituitary Bezesinin Nöroendokrin Kontrolü Beyinde üretilen nörosekretorik maddeler; ü Hipotalamustan salgılanan salıverme hormonları (releasing

Pituitary Bezesinin Nöroendokrin Kontrolü Beyinde üretilen nörosekretorik maddeler; ü Hipotalamustan salgılanan salıverme hormonları (releasing hormon) ü Salıverme (Releasing) faktörleri üEngelleyici (inhibe edici) faktörler üHipotalamus ve bitişik dokulardan salgılanan endojen opioidler ve pineal bezeden (epifiz) salgılanan melatonin 24

üNöroendokrin beze üHipofiz Hipotalamus portal kan damarlarıyla ön hipofize bağlanır üHormonları, akson uçlarından ön

üNöroendokrin beze üHipofiz Hipotalamus portal kan damarlarıyla ön hipofize bağlanır üHormonları, akson uçlarından ön hipofize giden kan damarları içerisine sentezlenir (median eminence) ü Ön hipofizden gonadotropinlerin salgılanması, peptit yapıdaki gonadotropin salıverme hormonu (Gn. RH) tarafından kontrol edilir üGn. RH FSH ve LH nın salıverilmesine neden olmaktadır 25

üPRF prolaktinin ön hipofizden salgılanmasını sağlarken, PIF prolaktinin salgılanmasını engellemektedir. üArka pituitary’den salıverilen oksitosin,

üPRF prolaktinin ön hipofizden salgılanmasını sağlarken, PIF prolaktinin salgılanmasını engellemektedir. üArka pituitary’den salıverilen oksitosin, hipotalamustaki nörosekretorik hücrelerde (supraoptik ve paraventrikular çekirdeklerde) üretilmektedir. üOksitosin, hipofize kadar uzanan sinir lifleri boyunca nörofisinler tarafından taşınmaktadır. üMeme başındaki ve serviksteki sensör (duyu) sinirlerin uyarımı, arka hipofizdeki sinir uçlarından oksitosinin salıverilmesine neden olmaktadır. 26

Endojen Opioidler üMorfin gibi sentetik ilaçların beyin dokusunda spesifik bağlanma bölgelerinin keşfedilmesinden sonra beyin

Endojen Opioidler üMorfin gibi sentetik ilaçların beyin dokusunda spesifik bağlanma bölgelerinin keşfedilmesinden sonra beyin dokusunda bazı endojen opioid peptidleri tespit edilmiştir üB-endorfin hipotalamus ve hipofiz portal kanında yüksek konsantrasyonlarda bulunmuş ve konsantrasyonun kızgınlık döngüsü boyunca ve farklı üreme dönemlerinde değiştiği gözlenmiştir 27

Endojen Opioidler ü -endorfin Opioid peptinlerin enjeksiyonu FSH LH Oksitosin Kan Gn. RH a

Endojen Opioidler ü -endorfin Opioid peptinlerin enjeksiyonu FSH LH Oksitosin Kan Gn. RH a kı şı Prolaktin 28

Opioid inhibitörü (Naloxone) enjeksiyonu FSH LH Oksitosin Kan Gn. RH a kı şı 29

Opioid inhibitörü (Naloxone) enjeksiyonu FSH LH Oksitosin Kan Gn. RH a kı şı 29

üOpioidlerin gonadotropinlerin salıverilmesini engellemesi, hipotalamus sinir uçlarından Gn. RH’nın salıverilmesine engel olmaktadır. üOpioid peptidler

üOpioidlerin gonadotropinlerin salıverilmesini engellemesi, hipotalamus sinir uçlarından Gn. RH’nın salıverilmesine engel olmaktadır. üOpioid peptidler benzer şekilde oksitosinin arka hipofizdeki sinir uçlarından salıverilmesini de engellemektedir üOpioidlerin hipofizden fizyolojik rolünün, hormonların ön ve arka salıverilmelerini düzenlemede olduğu anlaşılmaktadır 30

Epifiz Bezesi (Pineal Beze) üEpifiz bezesi, hipotalamusun posteriorunda beyin yarım küreleri arasında yerleşmiştir. üEmbriyonik

Epifiz Bezesi (Pineal Beze) üEpifiz bezesi, hipotalamusun posteriorunda beyin yarım küreleri arasında yerleşmiştir. üEmbriyonik orijini beyin dokusudur. üSempatik sinirlerle donatılmıştır. üÇevresel aydınlatmaya tepki verir ve fotoperiyoddaki (gün uzunluğu) değişiklikleri hissedebilmektedir. Epifiz bezesi 31

üMemelilerdeki fotoperiyod değişimi sensörü (duyusu) gözlerdir üSinyallerden gelen sinir impulusları (uyarımları), retinadan retinohipotalamik yapı

üMemelilerdeki fotoperiyod değişimi sensörü (duyusu) gözlerdir üSinyallerden gelen sinir impulusları (uyarımları), retinadan retinohipotalamik yapı boyunca hipotalamusun anteriorunda bulunan suprakiazmatik çekirdeklere taşınır ve buradan da epifiz bezesindeki sempatik sinirlerin başladığı yere taşınır. üEpifiz bezesinin gün ışığına bağlı salgılama aktivitesi ritmi (diurnal rhythm), suprakiazmatik çekirdekler tarafından gerçekleştirilir. 32

üEpifiz bezesinin hormonu olan melatonin, triptofan amino asitinin bir türevidir ü Karanlık uygulaması epifize

üEpifiz bezesinin hormonu olan melatonin, triptofan amino asitinin bir türevidir ü Karanlık uygulaması epifize olan sempatik aktiviteyi artırır ve melatonin salgılanması uyarılır üMevsime bağlı üreyen türlerde önemli rolü bulunmakta üMelatonin, gonad fonksiyonlarını stimüle veya inhibe ederek üreme aktiviteleri üzerine etkilidir üKısa fotoperiyod esnasında (uzun geceli mevsimlerde, kuzey yarım kürede kış aylarında) uzun süre yüksek melatonin salgılanması koyun ve keçi gibi kısalan günlerde üreyen türlerin üreme mevsimini başlatır üMelatonin’in pubertasın başlamasında da rolü vardır. üEtki yeri, Gn. RH salıverilmesinin düzenlenmesiyle hipotalamustur. 33

GONAD HORMONLARI Gonadlarda üretilen steroid hormonlar Grup Hormon Östrojenler Östradiol-17 b Östriol Östron Progestinler

GONAD HORMONLARI Gonadlarda üretilen steroid hormonlar Grup Hormon Östrojenler Östradiol-17 b Östriol Östron Progestinler Progesteron 17 -Hidroksiprogesteron 20 b-dihidroprogesteron Androjenler Testosteron Androstenedion Dihidrotestosteron 34

Dişi Ovaryumlar tarafından üretilen iki grup hormon, ØÖstrojenler Kolesterol ØProgestinler üKimyasal olarak her ikisi

Dişi Ovaryumlar tarafından üretilen iki grup hormon, ØÖstrojenler Kolesterol ØProgestinler üKimyasal olarak her ikisi de steoid olarak sınıflandırılır ve genel prekürsörleri (ön maddeleri) kolesteroldür. 35

Östrojenler Techa hücreleri LH Difüzyon FSH Androjen Bazal zar Granulosa hücreleri Difüzyon Granulosa hücreleri

Östrojenler Techa hücreleri LH Difüzyon FSH Androjen Bazal zar Granulosa hücreleri Difüzyon Granulosa hücreleri FSH Aromataz enzimi Östrojen 36

ü Miktar ve fizyolojik olarak en önemli östrojen, östradiol’dür. üDiğer önemli östrojenler; ØÖstriol ØÖstron

ü Miktar ve fizyolojik olarak en önemli östrojen, östradiol’dür. üDiğer önemli östrojenler; ØÖstriol ØÖstron üÖstrojenler, “dişilik hormonu” olarak adlandırılır. üİnek ve koyunda luteolitik (CL ), domuzda luteotropik etkiye sahiptir (CL ). 37

Progestinler üSteroid yapıdadırlar ve en önemlileri progesteron’dur. üDiğerleri 17α-Hidroksiprogesteron ve 20β-dihidroprogesteron üCorpus luteum (CL)

Progestinler üSteroid yapıdadırlar ve en önemlileri progesteron’dur. üDiğerleri 17α-Hidroksiprogesteron ve 20β-dihidroprogesteron üCorpus luteum (CL) tarafından üretilir. üGranulosa kökenli büyük luteal hücreler, CL tarafından üretilen progesteronun büyük bir kısmını üretirler üTheca orijinli küçük luteal hücreler de LH tarafından stimüle edildiklerinde progesteron salgılarlar 38

Progestinlerin temel fonksiyonları; üCinsel davranışların engellenmesi, üUterus kontraksiyonlarını engellemek üEndometriumdaki bezelerin gelişimini teşvik ederek

Progestinlerin temel fonksiyonları; üCinsel davranışların engellenmesi, üUterus kontraksiyonlarını engellemek üEndometriumdaki bezelerin gelişimini teşvik ederek gebeliğin korunması ve devam ettirilmesi, üMeme bezesinde alveol gelişiminin teşvik edilmesi v. Progestinler ve östrojenler, sinerjistik etkileriyle uterusu gebelik için ve meme bezesini laktasyon için hazırlarlar. 39

üÖstrojenler ve progestinler gonadotropinlerin salıverilmesini düzenlemede hipotalamus ve ön hipofizi etkilemektedir. Pozitif feedback Negatif

üÖstrojenler ve progestinler gonadotropinlerin salıverilmesini düzenlemede hipotalamus ve ön hipofizi etkilemektedir. Pozitif feedback Negatif feedback üYüksek progestin konsantrasyonu negatif feedback etkiyle Gn. RH, FSH ve LH’nın salıverilmesini engeller. üEndojen opioidler 40

üDüşük östrojen konsantrasyonu negatif feedback etkisiyle gonadotropinlerin salıverilmelerini engeller. Bu etki progesteron konsantrasyonunun yüksek

üDüşük östrojen konsantrasyonu negatif feedback etkisiyle gonadotropinlerin salıverilmelerini engeller. Bu etki progesteron konsantrasyonunun yüksek olduğu dönemde görülür. üBuna karşılık yüksek konsantrasyonları pozitif feedback etkisiyle Gn. RH, FSH, LH ve prolaktinin salıverilmesini stimüle eder. Bu etki, progesteron konsantrasyonunun düşük olduğu ovulasyona yakın bir zamanda görülür 41

Dişide üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde hipotalamus salıverme hormonları, gonadotropinler ve ovaryum arasındaki ilişki 42

Dişide üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde hipotalamus salıverme hormonları, gonadotropinler ve ovaryum arasındaki ilişki 42

üİnhibin ve follistatin ovaryum folliküllerindeki granulosa hücreleri tarafından salgılanan ve LH’nın salıverilmesini etkilemeden sadece

üİnhibin ve follistatin ovaryum folliküllerindeki granulosa hücreleri tarafından salgılanan ve LH’nın salıverilmesini etkilemeden sadece FSH’nın ön hipofizden salıverilmesini engelleyen protein yapıdaki hormonlardır. üFollistatin’in FSH’nın salıverilmesi üzerine olan etkisi, inhibinin etkisinden daha zayıftır, fakat ikisinin etkisi eklemelidir. üGranulosa hücreleri tarafından üretilen diğer bir protein hormon olan aktivin, FSH’nın salgılanmasını artırmakta, fakat follikül içi sıvıda inhibinden daha az miktarda bulunmaktadır. 43

Relaksin üCL ve plasenta tarafından üretilen polipeptid yapıda bir hormondur. üPelvis ligamentlerinin gevşemesine ve

Relaksin üCL ve plasenta tarafından üretilen polipeptid yapıda bir hormondur. üPelvis ligamentlerinin gevşemesine ve uterus kaslarının yumuşamasını sağlayarak fötüs için genişlemeye neden olur. üDoğumda östrojenle sinerjistik etkiye girerek pelvisin genişlemesine ve servik bağ dokusunun yumuşayarak yavrunun dışarıya atılmasına yardımcı olur. 44

Oksitosin üHipotalamusta sentez edilir ve arka hipofizden salınır üDoğumda serviks ve uterusun gerilmesi ile

Oksitosin üHipotalamusta sentez edilir ve arka hipofizden salınır üDoğumda serviks ve uterusun gerilmesi ile salınır uterus kaslarının kasılmasını uyarır doğumu kolaylaştırır üSüt salgılanması üAnalık kabiliyeti 45

Erkek üLH’nın uyarımıyla testislerdeki Leydig hücreleri steroid yapıdaki testosteron üretmektedir. üErgin bir erkekte en

Erkek üLH’nın uyarımıyla testislerdeki Leydig hücreleri steroid yapıdaki testosteron üretmektedir. üErgin bir erkekte en önemli androjen testosterondur ve “erkeklik hormonu” olarak da isimlendirilmektedir. 46

Testosteronun fonksiyonları üSekonder cinsiyet karakterlerinin gelişimi, üErkek kanal sisteminin bakımı, üErkek cinsiyet davranışlarının (libido)

Testosteronun fonksiyonları üSekonder cinsiyet karakterlerinin gelişimi, üErkek kanal sisteminin bakımı, üErkek cinsiyet davranışlarının (libido) ortaya çıkarılması, üEklenti üreme bezelerinin fonksiyonu, üScrotumdaki tunica dartos kasının fonksiyonu, üSpermatogenesis ve erkek kanal sistemi ile dış üreme organının embriyonik farklılaşması, üHipotalamus ve gonadotropin hormonlarının salıverilmeleri üzerine olan etkileri (Dişi ile aynıdır). 47

üErkekte normal üreme fonksiyonlarının oluşabilmesi için testosteron ile hipotalamus ve gonadotropin hormonları arasında karşılıklı

üErkekte normal üreme fonksiyonlarının oluşabilmesi için testosteron ile hipotalamus ve gonadotropin hormonları arasında karşılıklı bir etkileşim oluşması gerekmektedir. Gn. RH FSH ve LH Negatif feedback Testosteron konsantrasyonu Pozitif feedback Gn. RH FSH ve LH 48

Başlangıç Erkekte üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde hipotalamus salıverme hormonları, gonadotropinler ve tetisler arasındaki ilişki 49

Başlangıç Erkekte üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde hipotalamus salıverme hormonları, gonadotropinler ve tetisler arasındaki ilişki 49

Adrenal Korteks’in Primer Üreme Hormonları üAdrenal korteks (böbrek üstü bezesi) iki grup steroid hormon

Adrenal Korteks’in Primer Üreme Hormonları üAdrenal korteks (böbrek üstü bezesi) iki grup steroid hormon üretmektedir ØMineral matabolizmasında rol oynayan (mineralocorticoidler) ØKarbonhidrat metabolizmasında rol oynayan (glucocorticoidler) üGlucocorticoidlerin en önemlisi kortizol’dür ve antistres hormonu olarak da isimlendirilir. üKoyunlarda doğumun başlatılmasında, süt sentezinde glucocorticoidler rol oynamaktadır. 50

Uterus ve Plasenta’ya Ait Yapıların Endokrin Fonksiyonu Plasenta, klasik endokrin beze tanımlamasına uymamasına rağmen

Uterus ve Plasenta’ya Ait Yapıların Endokrin Fonksiyonu Plasenta, klasik endokrin beze tanımlamasına uymamasına rağmen gebelik esnasında endokrin fonksiyon görmektedir. Ovaryumda üretilenlere ek olarak; ØÖstrojenler, ØProgestinler, ØProstaglandinler ØRelaksin plasenta tarafından üretilmektedir ØLuteotropik ve laktojenik etki 51

üGebe kısrak serum gonadotropini (PMSG) ya da at korion gonadotropini endometriumunu (e. CG) işgal

üGebe kısrak serum gonadotropini (PMSG) ya da at korion gonadotropini endometriumunu (e. CG) işgal atlarda eden gebe koriondaki uterusun endometrial cup’ların özelleşmiş hücreleri tarafından üretilmektedir. Genel olarak PMSG ve e. CG; ØFSH etkisine sahiptir. ØBir miktar da LH etkisi vardır. ØGebelik esnasında corpora lutea oluşması ØProtein yapıdadırlar 52

üKeçi, koyun ve sığırda plasenta laktojeni tespit edilmiştir. Bu hormon; ØPolipetid yapıdadır ØPlasentadan elde

üKeçi, koyun ve sığırda plasenta laktojeni tespit edilmiştir. Bu hormon; ØPolipetid yapıdadır ØPlasentadan elde edilmektedir. ØProlaktin ve büyüme hormonuna benzer etkileri vardır. Fonksiyonları ØDoğum sonrası süt üretimi için meme gelişimi, ØMaternal ve fötal metabolizmayı değiştirerek fötal büyümenin düzenlenmesi ØOvaryum veya plasenta tarafından progesteron sentezinin stimüle edilmesidir. üGebeliğin sonlarına doğru konsantrasyonu daha da artar. üYüksek süt verimli ineklerde düşük verimlilere göre daha yüksek konsantrasyonlarda tespit edilmiştir. 53

İnterferon; üSığır ve koyunda gebeliğin anne tarafından kabul edilmesinde (tanınmasında) rol oynamaktadır. üKoyunda gebeliğin

İnterferon; üSığır ve koyunda gebeliğin anne tarafından kabul edilmesinde (tanınmasında) rol oynamaktadır. üKoyunda gebeliğin 13. gününden 17. gününe kadar konsantrasyonu artar ve daha sonra 23. güne kadar ölçülemeyecek seviyelere kadar azalmaktadır. 54

Protein B; üSığır ve koyunda protin B doğru ve çabuk bir şekilde serolojik teste

Protein B; üSığır ve koyunda protin B doğru ve çabuk bir şekilde serolojik teste imkan verir üKoyunda gebeliğin en erken 13. gününde, inekte 24. gününde tespit edilmektedir. 55

Prostaglandinlerin Üremedeki Rolü üBiyolojik olarak aktif lipidlerdir üPrekürsörü (ön maddesi) 20 karbona sahip doymamış

Prostaglandinlerin Üremedeki Rolü üBiyolojik olarak aktif lipidlerdir üPrekürsörü (ön maddesi) 20 karbona sahip doymamış yağ asiti olan araşidonik asittir. üHormon gibi etkilere sahip olmasına rağmen, hormonun klasik tanımlamasına uymazlar. ü Prostaglandinler belirli bir beze yada doku tarafından üretilmezler. üDişide ovaryum ve uterustaki, erkekte eklenti üreme bezelerindeki hücreler dahil vücudun değişik bölgelerinde yer alan hücreler tarafından üretilmektedir. üGenelde üretildikleri yerde lokal etkilidirler, fakat bazı durumlarda etki yerleri faklı doku ve organ olabilir. üProstaglandinler çok hızlı bir şekilde yıkıma uğrarlar ve dolaşım sisteminden bir defa geçmesiyle aktivitesinin yaklaşık %90’ını 56 kaybederler.

üKimyasal yapı bakımından birkaç grup Progtaglandin ailesi görülür bunlardan; ØE (PGE) ØF (PGF) üPGF

üKimyasal yapı bakımından birkaç grup Progtaglandin ailesi görülür bunlardan; ØE (PGE) ØF (PGF) üPGF 2α ve PGE 2 üreme fonksiyonları ile yakından ilgilidir PGF 2α etkileri Ø Luteolitik etkiye sahiptir ve yumuşak kas dokusunu sitümüle eder. Bu etkilerinden dolayı; ØKızgınlık döngüsünün doğal kontrolünde, ØYumurta ve sperm taşınmasında, ØDoğumda rol oynar Ø Klinik olarak kullanılmaktadır 57

PGE 2 etkileri ØYumuşak kas dokusunu sitümüle eder, ØCL’yi destekleyici bir etkiye sahiptir, bu

PGE 2 etkileri ØYumuşak kas dokusunu sitümüle eder, ØCL’yi destekleyici bir etkiye sahiptir, bu sayede; Ø PGF 2α’nın uyardığı lüteolisis’i engeller ve erken gebelik korunur ØOvulasyonun gerçekleşmesinde rol oynar, ØProstaglandin sentezi inhibitörleri ovulasyonu engelleyebilmektedir üErkeklerde prostaglandinlerin üreme fonksiyonları üzerine etkisi fazla bilinmemekle birlikte boğalarda PGF 2α LH ve Testosteron surge’sine neden olmaktadır. 58