ERKEN OCUKLUK DNEMNDE CNSEL GELM VE CNSEL ETM

  • Slides: 26
Download presentation
ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE CİNSEL GELİŞİM VE CİNSEL EĞİTİM

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE CİNSEL GELİŞİM VE CİNSEL EĞİTİM

Cinsel gelişim nedir? Biyolojik özelliklerimizi temel aldığımızda erkek ya da dişi olarak belirlenen bir

Cinsel gelişim nedir? Biyolojik özelliklerimizi temel aldığımızda erkek ya da dişi olarak belirlenen bir cinsiyetimiz vardır. Cinsellik ise bu biyolojik yapı üzerine eklenen sosyolojik, psikolojik ve felsefi boyutları da içeren daha geniş bir tanımlamadır. Doğum öncesinden ölüme kadar duyguları, düşünceleri, inançları, davranışları ve yaşantıları içeren gelişimsel bir süreçtir. Belirli bir yaşam döneminde beklenen cinsel duygular, inançlar ve davranışlar o yaşa uygun cinsel gelişimi belirler. Cinsel gelişim; kişinin kendi cinsiyeti ile ilgili üreme organlarının büyüyüp gelişmesini ve bunlarla ilgili davranış değişikliklerini kapsayan bir süreçtir.

Cinsel gelişim neden önemlidir? İnsanın soyunu sürdürmesi cinsel gelişiminin sağlıklı olmasına bağlıdır. Bu önemli

Cinsel gelişim neden önemlidir? İnsanın soyunu sürdürmesi cinsel gelişiminin sağlıklı olmasına bağlıdır. Bu önemli işlevinden dolayı insanın cinselliği, hemen her işine, her davranışına yansır, etkide bulunur. Sağlıklı bir cinsel gelişim, insan için bir zorunluluktur. Çünkü cinsel gelişimin sağlıksızlığı, insanın diğer bedensel, devinsel, bilişsel, duygusal, toplumsal ve törel gelişimlerini etkiler. Özellikle duygusal gelişimin önemli bir kısmı, cinsel gelişimin etkisi altındadır.

Cinsel gelişimle ilgili kavramlar Cinsiyet (Eşey) “Bütün canlılarda bir türün üyelerini, üreme yönünden birbirini

Cinsel gelişimle ilgili kavramlar Cinsiyet (Eşey) “Bütün canlılarda bir türün üyelerini, üreme yönünden birbirini tamamlayan erkek ve dişi olarak ayırt etme olanağı veren bedensel özelliklerin tümü”. “Üreme ve cinselliğin biyolojik yönü”. Cinsiyet, toplumdaki en temel kategorilerden birisidir. Cinsiyeti belirleyen biyolojik yapı olsa da, kendini algılama, güdüler, davranışlar ve roller açısından kadın ve erkek arasındaki farklılıkları yansıtan sosyal normlardır. Sosyal cinsiyet; rollerin etrafında organize olduğu en temel sosyal kategorilerden biridir. Bu bağlamda sosyal cinsiyet; toplumda kadın ve erkeğin davranışları için farklı standart ve beklentileri içerir.

Cinsellik, insanın erilliğini, dişiliğini gösteren kalıtsal özelliklerden ve öğrenilmiş davranışlardan oluşur. Cinsellik sadece fizyolojik

Cinsellik, insanın erilliğini, dişiliğini gösteren kalıtsal özelliklerden ve öğrenilmiş davranışlardan oluşur. Cinsellik sadece fizyolojik gelişimle ilgili olmayıp, duygusal ve zihinsel gelişimle de yakından ilgilidir. Cinselliğin kalıtsal yönü, insanın kız ya da erkek olarak doğmasına ve cinsel salgı bezlerine dayanır. Davranışsal yönü ise yaşanılan ortama ve taklit etme yeteneğine bağlıdır. Cinsellik, Havighurst’un üç gelişim görevini içermektedir: q Her iki cinsten yaşıtlarıyla yeni ve daha olgun ilişkiler kurmak, q Anne-babadan ve diğer yetişkinlerden duygusal bağımsızlığı gerçekleştirmek, , q Evliliğe hazırlanmak.

Cinsel kimlik “Bireyin bedenini ve benliğini belli bir cinsellik içinde algılayışı, kabullenişi, duygu ve

Cinsel kimlik “Bireyin bedenini ve benliğini belli bir cinsellik içinde algılayışı, kabullenişi, duygu ve davranışlarında buna uygun biçimde yönelişi” “Bireyin kadın ya da erkek olarak kendisinin farkına varması ve kendini kabulü”. Cinsel kimlik üzerinde etki yaratan kültüre ilişkin en önemli kaynaklar ebeveynler ve okuldur. Okul öncesi dönemdeki çocukların kendi cinsiyetlerine ilişkin algıları aileleri, akranları ve sosyal çevrelerinden etkilenir. Bu dönemde çocuk toplumun kadın ve erkekten beklediği uygun davranışlar hakkında bir farkındalık geliştirir.

Cinsel olgunluk; insanın üreme sisteminin ve organlarının sağlıklı döl üretebilecek düzeye ulaşabilmesidir. Cinsel olgunluk,

Cinsel olgunluk; insanın üreme sisteminin ve organlarının sağlıklı döl üretebilecek düzeye ulaşabilmesidir. Cinsel olgunluk, bedenin büyümesine ilişkin bir kavramdır ve cinsel gelişimin temelini oluşturur. İnsan cinsel olgunluğunun önemli bir kısmını ergenlik evresinde oluşturur. Cinsel olgunluğa ulaşma biyolojik ergenliğin temelidir.

Cinsel eğitim; Ø Bireyin fiziksel, duygusal ve cinsel gelişimini anlaması, Ø Olumlu bir kimlik

Cinsel eğitim; Ø Bireyin fiziksel, duygusal ve cinsel gelişimini anlaması, Ø Olumlu bir kimlik kavramı geliştirmesi, Ø İnsan cinselliğine, başkalarının haklarına, görüş ve davranışlarına saygılı bir bakış açısı edinmesi ve olumlu davranış biçimi, değer yargıları geliştirmesi eğitimidir. Aynı zamanda kız ve erkek rollerinin kabul edilmesine, kendi cinsiyetine ve karşı cinsiyete özgü özellikler ile bir bütün içinde yaşamaya yardımcı olmak amacıyla verilen bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır.

Cinsel eğitim; Ø İnsanın üreme sistemi ile ilgili bilgi vermeyi, Ø Cinselliğe karşı bilinçli

Cinsel eğitim; Ø İnsanın üreme sistemi ile ilgili bilgi vermeyi, Ø Cinselliğe karşı bilinçli bir tutum geliştirmeyi, Ø Cinsel güdüsünü denetleyebilmeyi ve beğenilir amaçlara yöneltmeyi, Ø Temizlik ve korunma becerilerini alışkanlığa dönüştürmeyi, Ø Karşı cinsle iyi geçinmeyi, Ø Karşı cinsin cinsel gelişimini anlayışla karşılamayı öğretmektir.

Cinsel eğitim neden önemlidir? Çocukluk yıllarında cinsellikle ilgili eksik ve hatalı bilgileri olan bireylerin;

Cinsel eğitim neden önemlidir? Çocukluk yıllarında cinsellikle ilgili eksik ve hatalı bilgileri olan bireylerin; yetişkinlik döneminde cinsel uyumu olmayan, karşı cinsiyetteki bireylere karşı hoşgörüsüz, sinirli, öfkeli ve uyumsuz bireyler oldukları görülmektedir. Bu nedenle erken yaşlarda cinsel eğitim büyük önem taşımaktadır.

Cinsel eğitim nasıl verilmelidir? Anne ve babaların verdiği mesajlar çocuk için çok önemlidir ve

Cinsel eğitim nasıl verilmelidir? Anne ve babaların verdiği mesajlar çocuk için çok önemlidir ve uzun süreli etkiye sahiptir. Bu nedenle çocuk ve ebeveyn arasında iletişim açık, tutarlı ve olumlu olmalı, en önemlisi de mümkün olduğunca cinsel eğitime erken yaşta başlanılmalıdır. Önemli olan çocuğa cinsellik hakkında her şeyin değil, daha önemli olan temel gerçeklerin aktarılmasıdır. Çoğu anne –baba cinsel eğitimin çocuğa ya da gence bu konuda sadece bir şeyler anlatmak olduğu düşüncesindedir. Oysa, q Anne-babaların birbirlerine karşı davranışları, q Çocuğun vücudunu araştırmasına, keşfetmesine karşı tepkileri, q Tuvalet alışkanlığının kazanılmasındaki tutumları, q Çocuğun sorularına verdikleri yanıtlar ve q Çevresini öğrenme konusundaki girişimlerine karşı aldıkları tavır çocuğun cinsel gelişiminde önemli rol oynar.

Çocuk üç yaşına geldiğinde kız-erkek ayırımını fark etmeye ve cinsellikle ilgili sorular sormaya başlar.

Çocuk üç yaşına geldiğinde kız-erkek ayırımını fark etmeye ve cinsellikle ilgili sorular sormaya başlar. Bu doğal bir gelişimdir. v Ebeveyn paniğe kapılmamalı, çocuğun sorduğu sorulara doğru cevaplar vermelidir. v Cevaplar ayrıntılı, uzun, çocuğun kavrayamayacağı kadar karışık olmamalıdır. Sadece çocuğun sorduğu kadar anlatılmalıdır. Çünkü çocuk her yaşta farklı sorular sorarak merakını giderecektir. v Ebeveynler, öğretmenler cinsel eğitim konusunda yeterli, doğru ve çocukların gelişimlerine uygun bilgiye sahip olmalı ve bu konuda çocuklarına yardım etmeli, yol göstermelidir. v Cinsel eğitim gerçeğe uygun olmalıdır. Çocuğa biyolojik açıdan üreme, cinselliğin aile yaşamında ve toplumdaki önemi anlatılmalıdır. Cinselliğin kişiliğin bir parçası olduğu vurgulanmalı, yaş ve gelişim düzeyine göre kürtaj, doğum kontrolü, gayri meşru çocuklar üzerinde durulmalıdır.

Cinsel eğitim kim tarafından verilmelidir? Kız çocuğa annenin, erkek çocuğa babanın cinsel eğitim vermesi

Cinsel eğitim kim tarafından verilmelidir? Kız çocuğa annenin, erkek çocuğa babanın cinsel eğitim vermesi konusu çelişkilidir. Genel olarak, her çocuğun kendi cinsiyetinden olan ebeveynine yönelmesi ve görüş alması doğru gibi görülebilir. Ancak cinsel eğitimin, mutlaka aynı cinsiyetten bir ebeveyn tarafından verilmesi gerektiği görüşü yanlıştır. Gerek anne, gerekse baba tarafından verilecek cinsel eğitim, çocuğun başka kaynaklara yönelmesini engelleyecektir.

Cinsel eğitim ne zaman verilmelidir? Cinsel eğitime başlamak için belli bir yaş bulunmamasına rağmen,

Cinsel eğitim ne zaman verilmelidir? Cinsel eğitime başlamak için belli bir yaş bulunmamasına rağmen, annebabaları cinsel eğitim konusunda yönlendiren, çocukların cinsellikle ilgili konulara karşı merak duygusudur. Çocuklar genellikle 3 -4 yaşlarında annebabalarına nasıl dünyaya geldikleri, anne karnına nasıl girdikleri ya da nasıl doğdukları, babanın rolü, cinsiyetler arasındaki vücut farklılıkları gibi konularda çeşitli sorular yöneltirler. Çocukların cinsellikle ilgili olarak soru sormaları annebabalar için hareket noktası olabilir. Çocuklar soruları doğru terminoloji ile gerçekçi bir biçimde yanıtlandığı zaman, cinselliğe karşı pozitif bir tutum geliştirirler. Okul öncesi dönemdeki çocuk için sorularına yanıt alması önemlidir. Ancak; o o Sorularla ilgili açıklamalar sade bir dille ve bilimsel kaynaklardan yararlanılarak yapılmalı, Basit düzeyde, doğru cevaplar verilmeli, Sakin bir ortamda, sakin bir yüz ifadesi ile, doğal bir ses tonuyla, doğru sözcükler kullanılmalı, Aktarılan bilgiler çocuğun yaş düzeyine uygun olmalıdır. Eğer çocuklar cinsellikle ilgili soru sormazlarsa, yetişkinler uygun kitaplar okuyarak ya da örneğin hamile bir kadının gözlenmesi gibi öğretici deneyimler vasıtasıyla, doğal yollarla cinsellik hakkında bilgiler sunabilirler.

Çocuk sorduğu sorunun cevabını alamadığında; q Diğer kaynaklara başvurarak yetişkinlerin istemediği değerleri içeren ya

Çocuk sorduğu sorunun cevabını alamadığında; q Diğer kaynaklara başvurarak yetişkinlerin istemediği değerleri içeren ya da doğru olmayan, gerçeği yansıtmayan bilgiler edinebilir. q Sorularına önem verilmediğini düşünerek, bu konularda ebeveynlerine başvurmayı reddedebilir. q Cinselliği bir tabu olarak görebilir. Ebeveynler açıklamakta sıkıntı duydukları konularda, konuyla ilgili bir kitabı çocuklarıyla birlikte inceleyebilir veya çocuklarını bu tür bilimsel ve uygun içerikteki kaynaklara yönlendirebilirler. Bu tür bir yaklaşım, çocukların cinselliği doğal bir süreç olarak algılamalarına yardımcı olarak, daha ileriki yıllarda gereksinim duyduklarında anne-babalarını güvenilir bir kaynak olarak görmelerini ve sağlıklı bir paylaşım içinde olmalarını sağlayacaktır.

S. Freud’a Göre Cinsel gelişim dönemleri Çocuklukta cinsel davranışın önemi ve cinselliğin kişilik gelişimi

S. Freud’a Göre Cinsel gelişim dönemleri Çocuklukta cinsel davranışın önemi ve cinselliğin kişilik gelişimi üzerindeki etkisi Freud’la birlikte gündeme gelmiştir. Freud kuramını geliştirirken, kliniğine gelen hastalar ile yaptığı çalışmalardan yola çıkarak bu hastalar üzerinde uyguladığı hipnoz, rüyaların yorumlanması, serbest çağrışım gibi psikanalitik temelli tekniklerden yararlanmıştır. Bu nedenle kuram, sağlıklı kişilikten çok hastalıklı kişiliğin nasıl oluştuğunu açıkladığı, kuram geliştirilirken objektif verilere dayanılmadığı, kişilik gelişiminde yaşamın ilk altı yılına özel bir önem verilerek, daha sonraki dönemlere ait yaşantıların fazla önemsenmediği gibi eleştirilerle karşıya kalmıştır.

Freud, insanın libido adı verilen cinsel bir enerjiyle doğduğunu ifade etmiştir. Libido, yaşamın farklı

Freud, insanın libido adı verilen cinsel bir enerjiyle doğduğunu ifade etmiştir. Libido, yaşamın farklı dönemlerinde, vücudun belli bölgelerinde odaklanır. Bu bölgeler erojen bölge olarak adlandırılır. Erojen bölgeler elle dokunulduğunda hoşa giden duyarlı deri ya da mukoza kısımlarıdır. Freud insan gelişimini bedendeki cinsel haz bölgeleri üzerinde odaklaşan psikoseksüel bir temele oturtmuş ve beş gelişim döneminden bahsetmiştir. Gelişim dönemlerinde ortaya çıkabilecek sorun ve saplantılar nevrozların oluşumunda önemli bir yere sahiptir. Bir dönemdeki gereksinmeler karşılanmadığı zaman, o döneme aşırı bağımlılık oluşur ve sonraki gelişim dönemleri bundan etkilenir.

Freud’a göre psikoseksüel gelişim beş dönemde incelenebilir: Oral Dönem (0 -1 yaş), Anal Dönem

Freud’a göre psikoseksüel gelişim beş dönemde incelenebilir: Oral Dönem (0 -1 yaş), Anal Dönem (2 -3 yaş), Fallik Dönem (4 -6 yaş), Gizil Dönem (7 -11 yaş) Genital Dönem (12 -18 yaş).

Oral dönem (0 -1 yaş) Freud’a göre libido enerjisi bu dönemde ağız ve çevresinde

Oral dönem (0 -1 yaş) Freud’a göre libido enerjisi bu dönemde ağız ve çevresinde odaklanmıştır. Çocuk ilk yaşın sonuna kadar dış dünya ile ilişkisini bütün beden yüzeyi ile birlikte odaklaşmış olarak ağız yoluyla sürdürür. Doyum kaynağı ağız, dudaklar ve dildir. Daha sonra dişler ve çene de doyum kaynağı haline gelir. Bu dönemdeki ağıza alma ve ısırma, daha sonra gelişecek kişilik özelliklerinin temelini oluşturur. Ağızın dolmasından dolayı duyulan haz, daha sonraları bilgi ya da eşya edinmekten sağlanan doyumla yer değiştirebilir. Oral dönemde yeterince doyurulmamış bebekler, yetişkinliklerinde çok sigara içen, çok yemek yiyen, alkol kullanan insanlar olabilirler. Öğrencilerin heyecanlı ve gergin olduklarında tırnak yemeleri Freud’un oral bağımlılık olarak tanımladığı durumun bir göstergesidir.

Anal dönem (2 -3 yaş) Bu dönemde libido enerjisi anal bölgede odaklanmıştır. Anüs ve

Anal dönem (2 -3 yaş) Bu dönemde libido enerjisi anal bölgede odaklanmıştır. Anüs ve mesane haz bölgesidir. Bu nedenle çocuk için idrar ve gaitanın tutulması ve bırakılması çok önemlidir. Anal uyarım bu dönemde emmeden daha fazla haz verir. Bu yıllarda verilen tuvalet eğitimi çocuk için çatışma kaynağıdır ve doğru zamanda ve biçimde verilen olumlu bir tuvalet eğitimi yaşantısı çocuk için önemlidir. Baskıcı, hoşgörüsüz, cezalandırıcı bir tuvalet eğitimi çocuğun bu döneme bağımlı kalmasına neden olur ve aşırı dağınıklık veya aşırı düzenlilik gibi davranışlar oluşabilir. Eğer anne-baba tuvalet eğitiminde başarılı olursa, çocukta yaratıcılık, üreticilik gibi özellikler gelişir.

Fallik dönem (4 -6 yaş) Bu dönemde cinsellik ve saldırganlıkla ilgili duygular önem kazanır.

Fallik dönem (4 -6 yaş) Bu dönemde cinsellik ve saldırganlıkla ilgili duygular önem kazanır. Bu dönemde farklı cinsiyetten olan ebeveyne karşı cinsel duyguların, aynı cinsiyetten olan ebeveyne karşı ise düşmanca duyguların oluşması belirgindir. Kız çocuk annesini uzaklaştırarak babasına yakınlaşmak, erkek çocuk da babasını uzaklaştırarak annesine yakınlaşmak ister. Freud bu dönemde aynı cinsten olan ebeveyne karşı düşmanlık duygularının beslenmesi anlamında kullandığı Oedipus Karmaşası’ndan söz etmektedir. Buna bağlı olarak, 3 -5 yaşlarındaki erkek çocuğun annesine cinsel bir yakınlık duyduğunu, bu nedenle annesini babasından kıskandığını belirtmektedir. Bunun kız çocuklarındaki karşılığı olan Elektra Karmaşası’ nda ise, kız çocuğun babasına duyduğu yakınlıktan bahsetmektedir. Ancak, Freud daha çok Oedipus Karmaşası üzerinde durmuştur.

CİNSEL KİMLİĞİN KAZANILMASI Davranışların cinsiyet rollerine göre farklılaşması ve cinsel kimliğin kazanılması çocuğun gelişiminin

CİNSEL KİMLİĞİN KAZANILMASI Davranışların cinsiyet rollerine göre farklılaşması ve cinsel kimliğin kazanılması çocuğun gelişiminin ilk yıllarında başlayan bir süreçtir. Çocuğun kız veya erkek oluşuna ilişkin zihinsel gelişimi iki yaş civarında fiziksel gerçekliğe bağlı olarak başlar. İki buçuk yaşında kız, erkek gibi farklı kategoriler, kavramlar olduğunu farkeder. Üç yaşında kendi cinsiyetine verilen adı bilir, diğer insanları fiziksel özelliklerine göre sınıflandırmaya başlar. Beş- altı yaşlarında çocuğun biyolojik cinsiyet kimliği, yani kız ya da erkek olduğu kalıcılık kazanınca davranışları cinsiyete göre farklılaşmaya başlar. Böylece çocuk üç-yedi yaşlarında önce kalıcı olmayan cinsiyet kategorileri olduğunu ve kendisinin erkekse sürekli erkek, kızsa sürekli kız olarak kalacağını, sonra genital farklılıkları ve genital olmayan bedensel imgelere dayandırılan, içinde yaşadığı topluma özgü maskülen-feminen kalıpyargıları farkeder ve kavramlaştırır.

Cinsiyete ait rollerin benimsenmesinde en önemli etken özdeşim olayıdır. Özdeşimde öncelikle anne-baba, sonra da

Cinsiyete ait rollerin benimsenmesinde en önemli etken özdeşim olayıdır. Özdeşimde öncelikle anne-baba, sonra da öğretmen ve çocuğun çevresindeki diğer yetişkinler önemli rol oynar. Kız çocukla annesi, erkek çocukla babası arasındaki ilişki ne kadar yakın ve olumlu ise, özdeşim de o denli kolay oluşur. Çocuk çevresinden aldığı övgü ve teşvikle kendi cinsiyetine ait özellikleri daha da pekiştirir ve cinsel kimliğini oluşturur. Çocukların cinsiyete özgü davranışları ebeveynlerin çocuk yetiştirmeyle ilgili tutum ve uygulamalarından etkilenmektedir. Ebeveynler erkek çocuklarını, kız çocuklarına göre başarma, yarışma, duygularını kontrol etme, bağımsız hareket etme ve kişisel sorumluluk alma gibi konularda daha fazla teşvik ettiklerini ifade etmektedirler. Babalar özellikle oğullarına karşı daha otoriter, daha titiz, daha katı ve geleneksel maskülen kalıpyargılardan sapan davranışlarına karşı daha az toleranslıdırlar. Erkekler fiziksel olarak daha aktif olma konusunda teşvik edilirken, kızlardan daha sevecen ve nazik olmaları beklenir.

Erken çocukluk döneminde çocukların cinsellikle ilgili sordukları örnek sorular Bu nedir? (Erkek çocuklar için)

Erken çocukluk döneminde çocukların cinsellikle ilgili sordukları örnek sorular Bu nedir? (Erkek çocuklar için) Bu senin penisindir. Nasıl görme organımız göz ise penis de senin üreme organındır. Kızların üreme organlarına da vajina denir. Erkeklerin üreme organları penis ve testislerden oluşur. Testisler sperm üretmeyi, ayna zamanda idrar yapmayı sağlar. Çocuğa bu bilgilerin hepsini birden vermeyiniz. Çocuğunuzun sorduğu kadar ayrıntılara giriniz. Bilgi aktarırken doğru terimler kullanınız.

İkiz bebek nasıl olur? Annede bulunan yumurta kendisine ilk ulaşan spermi içine alır ve

İkiz bebek nasıl olur? Annede bulunan yumurta kendisine ilk ulaşan spermi içine alır ve kapılarını diğer spermlere kapatır. Çünkü bebeğin olabilmesi için bir sperm yeterlidir. Ama, bazen aynı anda iki sperm yumurtaya girebilir. O zaman ikiz bebek olur. Neden kızların penisi yoktur? Kız ve erkeklerin vücutları farklıdır. Erkeklerde penis, kızlarda vajina vardır. Erkeklerin üreme organları dışarıda, kızların içindedir. Bu yüzden kızların üreme organları görülebilir, kızların görülemez.

Kaynaklar Köksal Akyol, A. 2019. Erken Çocukluk Döneminde Gelişim I-II. Anı Yayıncılık, Ankara. Fazlıoğlu,

Kaynaklar Köksal Akyol, A. 2019. Erken Çocukluk Döneminde Gelişim I-II. Anı Yayıncılık, Ankara. Fazlıoğlu, Y. 2009. Erken Çocukluk Gelişimi ve Eğitimi. Kriter Yayınevi, İstanbul. Milli Eğitim Bakanlığı, 2013. Okul Öncesi Eğitimi Programı. Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara. Erişim Adresi: http: //tegm. meb. gov. tr/dosya/okuloncesi/ooproram. pdf Milli Eğitim Bakanlığı, 2013. 0 -36 Aylık Çocuklar İçin Eğitim Programı. Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara. Erişim adresi: http: //tegm. meb. gov. tr/dosya/okuloncesi/036 program. pdf