YALILIK NEDR Sleyman Emre KOCACAN Yalanmann Tanm n

  • Slides: 81
Download presentation
YAŞLILIK NEDİR? Süleyman Emre KOCACAN

YAŞLILIK NEDİR? Süleyman Emre KOCACAN

Yaşlanmanın Tanımı n Yaşlanma zamanın akışına bağlı olarak, canlı bir organizmada meydana gelen değişmelerin

Yaşlanmanın Tanımı n Yaşlanma zamanın akışına bağlı olarak, canlı bir organizmada meydana gelen değişmelerin tümüdür. Bu görüş, yaşlanmayı hayatın bir parçası olarak kabul etmektedir. n Zamanla meydana gelen, fonksiyonel yetmezliğe ve ölüme yol açan değişmelerin tümüdür. Bu tanımda yaşlılık tahrip edici bir olay olarak belirtilmektedir. n Yaşlanma hücre zarında, sitoplazmada ve çekirdekte meydana gelen değişmelerdir. Burada yaşlılık, moleküler ve hücresel hasarlara yol açan bir olay gibi kabul edilmektedir. n Yaşlılık streslere dayanma gücünün azalmasıdır.

Yaşlanma, anne karnından başlayarak yaşamın sonlanmasına kadar devam eden bir süreçtir. Zamana bağlı olarak,

Yaşlanma, anne karnından başlayarak yaşamın sonlanmasına kadar devam eden bir süreçtir. Zamana bağlı olarak, hastalık söz konusu olmaksızın ortaya çıkan anatomik yapı ve fizyolojik işlev değişiklikleridir.

Ömür Uzunluğunu Etkileyen Faktörler Canlı türlerinde ömür uzunluğu ile aşağıdaki faktörler arasında doğrusal ilişki

Ömür Uzunluğunu Etkileyen Faktörler Canlı türlerinde ömür uzunluğu ile aşağıdaki faktörler arasında doğrusal ilişki vardır: n Vücut ağırlığı (genelde, vücudu ağır olan tür daha uzun yaşar). n Beyin ağırlığının vücut ağırlığına oranı n Büyüme ve olgunlaşma için gereken süre Ömür uzunluğu ile aşağıdaki faktörler arasında tersine ilişki vardır: n Metabolizma hızı ( hız arttıkça ömür kısalır). n Bir batında meydana getirilen yavru sayısı arttıkça ömür kısa olur. n Stresin yol açtığı hasar arttıkça ömür kısalır (stres ömür törpüsüdür).

Gerontolojinin tanımı n Gerontoloji yaşlanma olaylarının biyolojik, sosyolojik, ekonomik ve çevresel bütün yönlerini bilimsel

Gerontolojinin tanımı n Gerontoloji yaşlanma olaylarının biyolojik, sosyolojik, ekonomik ve çevresel bütün yönlerini bilimsel yöntemlerle inceleyen bir bilimdir.

YAŞLILIK KURAMLARI n Yaşlılık ile ilgili kuramlar biyolojik ve toplumsal kuramlar olmak üzere iki

YAŞLILIK KURAMLARI n Yaşlılık ile ilgili kuramlar biyolojik ve toplumsal kuramlar olmak üzere iki bölümde incelenir.

Biyolojik Yaşlanma Kuramları Yaşam Enerjisi Teorisi n Her canlı yaşama belirli bir enerji kredisiyle

Biyolojik Yaşlanma Kuramları Yaşam Enerjisi Teorisi n Her canlı yaşama belirli bir enerji kredisiyle başlar. Yaşam boyunca bu kredilerden harcamalar yapar. n Yaşam biçimine göre kim bataryasını çabuk boşaltırsa o erken ölür. n Bu teoriye göre uzun ve sağlıklı yaşam özellikle bu enerjiyi hoyratça harcamamamıza bağlıdır.

n Bu teoriyi en iyi açıklayan olay arıların yaşamıdır. İşçi arıların 600 km uçuş

n Bu teoriyi en iyi açıklayan olay arıların yaşamıdır. İşçi arıların 600 km uçuş enerjileri vardır. Bu mesafeyi tamamlayınca ölürler. n Hızlı, hareketli kuş, fare gibi hayvanlar fazla yaşayamazken fil, timsah, kaplumbağa gibi ağırkanlı hayvanlar uzun yaşarlar.

Serbest Radikaller Teorisi n Vücutta ise serbest radikaller elektronu eksik moleküllerdir ve bunu kazanmak

Serbest Radikaller Teorisi n Vücutta ise serbest radikaller elektronu eksik moleküllerdir ve bunu kazanmak için başka moleküllere saldırır. Saldırılan moleküller serbest radikaller haline gelir. Böylece başlayan zincirleme tepkimeler hücre ve organlara zarar verir, yaşlanma hızlanır. n Vücudumuza besinlerle aldığımız özel antioksidanlar, serbest radikallerle savaşır. n Stres, sigara, ultraviyole ışınlar ve çevre kirliliği serbest radikal üretimini hızlandırır, kolaylaştırır.

Telomer Teorisi n Mum içerisindeki ip yandıkça kısalır ve ip sonuna gelince mum söner.

Telomer Teorisi n Mum içerisindeki ip yandıkça kısalır ve ip sonuna gelince mum söner. n Telomerler hücremizde kromozomların sonunda bulunan yaşam ipleridir. Doğumla yanmaya başlar ve yaşam boyu bu ipler kısalır.

Program Teorisi n Hücrelerin içinde, ömür uzunluğunu dikte ettiren bir biyolojik saat bulunmaktadır.

Program Teorisi n Hücrelerin içinde, ömür uzunluğunu dikte ettiren bir biyolojik saat bulunmaktadır.

İmmün Sistem Teorisi n İmmün sistem ne kadar güçlüyse ömür o kadar uzundur. İmmün

İmmün Sistem Teorisi n İmmün sistem ne kadar güçlüyse ömür o kadar uzundur. İmmün sistemi vücudun savunma ordusudur. Hastalığa yol açan mikroplara karşı savaşır. Bozuk hücreleri fark edip elemine eder. n Stres, yanlış beslenme, uykusuzluk gibi etmenler immün sisteminin hassas dengesini bozar. Hastalık ve tümörlerin oluşumu kolaylaşır ve yaşlanma hızlanır.

Hormon Teorisi n Uzun ömrün anahtarı hormonlardır. Senelerce bilim adamlarınca insan yaşlandığı için hormonlarının

Hormon Teorisi n Uzun ömrün anahtarı hormonlardır. Senelerce bilim adamlarınca insan yaşlandığı için hormonlarının azaldığı düşünülmüştür. n Bugün vücudun hormon yapımını azaltması ve kan hormon düzeyinin düşmesi sonucu insanın yaşlandığı kabul edilmektedir.

n 40 -50 yaşları arasında çoğu hormonların kan düzeyi düşer. Eş zamanlı olarak da

n 40 -50 yaşları arasında çoğu hormonların kan düzeyi düşer. Eş zamanlı olarak da çoğu insanda ilk yaşlılık yakınmaları başlar. n Özellikle melatonin, DHEA (dehidroepiandrosteron), büyüme hormonu, östrojen ve testosterondaki düşmeler dikkati çeker.

Toplumsal Kuramlar Yaşamdan Geri Çekilme Kuramı n Cumming ve Henry’nin geliştirdiği kuramda yaşlılığı; fiziksel,

Toplumsal Kuramlar Yaşamdan Geri Çekilme Kuramı n Cumming ve Henry’nin geliştirdiği kuramda yaşlılığı; fiziksel, psikolojik ve toplumsal açıdan yavaş geri çekilme süreci olarak tanımlamaktadırlar. n Yaşlılık, hem bireyin hem toplumun karşılıklı ayrılma yaşadığı dönemdir.

n Fiziksel olarak: İnsanlar etkinlik hızlarını azaltır ve enerjilerini ellerinde tutmaya çalışırlar. n Psikolojik

n Fiziksel olarak: İnsanlar etkinlik hızlarını azaltır ve enerjilerini ellerinde tutmaya çalışırlar. n Psikolojik olarak: Geniş dünyayla ilişkilerini, öncelikle kendilerini ilgilendiren yaşam alanlarına indirgemeye çalışırlar. n Toplumsal olarak: Karşılıklı bir çekilme söz konusudur. Birey toplumdan geri çekilir, toplumda bireyden elini çeker.

Aktivite Kuramı n Aktif olan yaşlılar aktif olmayanlara göre daha iyi uyum sağlarlar ve

Aktivite Kuramı n Aktif olan yaşlılar aktif olmayanlara göre daha iyi uyum sağlarlar ve daha çok tatmin olurlar n Sosyal etkinlikler yaşlının sosyal bütünleşmesine yardım eder

Rol Bırakma Kuramı n Bu kuram Blau tarafından geliştirilmiştir. n Blau’ya göre emeklilik ve

Rol Bırakma Kuramı n Bu kuram Blau tarafından geliştirilmiştir. n Blau’ya göre emeklilik ve dulluk yaşlı kişinin toplumun temel kuramsal yapılarına katılımını sona erdirir. n Bireyi toplumda tutan yaptığı iş ve evlilik durumudur. Eğer bunları kaybederse toplumdan da yavaş düşeceği belirtilmektedir.

Modernleşme Kuramı n Bu kurama göre, gelişen toplumlardaki yaşlıların yapabildikleri ile teknolojik gelişim hızı

Modernleşme Kuramı n Bu kurama göre, gelişen toplumlardaki yaşlıların yapabildikleri ile teknolojik gelişim hızı ve olanakları denk olamamaktadır. Yani toplumlar modernleştikçe yaşlıların konumunda bir gerileme olur. n Oysa geleneksel toplumlarda yaşlılardan bilgelikleri nedeniyle faydalanılmakta ve yaşlının sosyal statüsünün daha yüksek olduğu gözlenmektedir.

Toplumsal Değiş Tokuş Kuramı n Kuram Dowd tarafından geliştirilmiştir. n Kuramda insanların birtakım ödüller

Toplumsal Değiş Tokuş Kuramı n Kuram Dowd tarafından geliştirilmiştir. n Kuramda insanların birtakım ödüller (ekonomik destek, güven vb. ) için toplumsal etkileşimde bulundukları belirtilmektedir. Kişiler bu ödül elde etme sürecinde bazı bedellerde (yorgunluk, çabalama vb. ) ödemektedirler.

n İnsan yaşlandıkça mücadele gücü de azalacağından gençken bedelleri göze alan birey yaşlandıkça bu

n İnsan yaşlandıkça mücadele gücü de azalacağından gençken bedelleri göze alan birey yaşlandıkça bu bedellerin altından kalkamaz ve ödüllerle bedelleri değiş tokuş ederler.

Süreklilik Kuramı n Atchley tarafından geliştirilen Süreklilik Kuramı, yaşlılıkta insan kaybettiği rollerin yerine yenilerini

Süreklilik Kuramı n Atchley tarafından geliştirilen Süreklilik Kuramı, yaşlılıkta insan kaybettiği rollerin yerine yenilerini geliştirerek çevresine uyum sağlamaya devam eder. Bu teoriye göre yaşam doyumunun temeli başarılı yaşlanmadır. n Atchley’e göre birey büyürken olgun ve bütünleşmiş bir kişilik geliştirirse başarılı bir şekilde yaşlanır. n Kuramda yaşlılığın karmaşık bir dönem olduğu da belirtilmektedir.

DSÖ-Yaşlılık n DSÖ , yaş dilimlerini aşağıdaki şekilde tanımlamıştır 1. 0 -17 yaş arası:

DSÖ-Yaşlılık n DSÖ , yaş dilimlerini aşağıdaki şekilde tanımlamıştır 1. 0 -17 yaş arası: ERGEN 2. 18 -65 yaş arası: GENÇ 3. 66 -79 yaş arası: ORTA YAŞ 4. 80 - yaş arası: YAŞLI

n Nüfusun Yaşlanması n n Bir ülkede nüfusun yaşlanması, 65 yaş ve üzerindeki kişilerin

n Nüfusun Yaşlanması n n Bir ülkede nüfusun yaşlanması, 65 yaş ve üzerindeki kişilerin toplamının bütün nüfusa oranının artması demektir. Genç nüfuslu ülkelerde yaşlıların genel nüfusa oranı % 4 ten az, Erişkin nüfuslu ülkelerde % 4 – 7, Yaşlı nüfuslu ülkelerde % 7 – 10, Çok yaşlı nüfuslu ülkelerde % 10 un üzerindedir.

Yaşlanma Tipleri

Yaşlanma Tipleri

Biyolojik Yaşlanma Biyolojik yaşlanma, yumurtanın döllenmesinden başlayıp yaşla birlikte bireyin geçirdiği fizyolojik, anatomik ve

Biyolojik Yaşlanma Biyolojik yaşlanma, yumurtanın döllenmesinden başlayıp yaşla birlikte bireyin geçirdiği fizyolojik, anatomik ve morfolojik değişimlerdir. Yaşam süresine bağlı olarak bireyin vücudundaki değişimlerdir. Kişiden kişiye kronolojik yaştan ayrılan farklılıklar göstermektedir. Takvim yaşıyla her zaman çakışmayan biyolojik yaşı belirlemede uzmanlar, tüm organların işlevsel ölçütlerini ve tüm metabolizmalarda oluşan değişimleri göz önünde tutmaktadırlar.

Patalojik Yaşlanma n Patolojik yaşlanma, normal biyolojik yaşlanma sürecinden ayrı olarak hastalıklara bağlı yaşlanmadır.

Patalojik Yaşlanma n Patolojik yaşlanma, normal biyolojik yaşlanma sürecinden ayrı olarak hastalıklara bağlı yaşlanmadır. n Genellikle dış faktörlerin etkisiyle meydana gelen, normal yaşlanma süreci ile etkileşen patolojik olaylar (beslenme, sağlık, diş bakımı yetersizliği, aşırı beslenme, hareket eksikliği vb. ) bütününü kapsamaktadır.

Ruhsal Yaşlanma n Ruhsal yaşlanma, bireylerin yaşlılık döneminde geçirdikleri davranış, uyum ve mental fonksiyonlarındaki

Ruhsal Yaşlanma n Ruhsal yaşlanma, bireylerin yaşlılık döneminde geçirdikleri davranış, uyum ve mental fonksiyonlarındaki değişimlerini tanımlar. n Yaşın ilerlemesiyle, birey giderek daha hassas ve alıngan olmakta, olayları abartarak ve karamsar yorumlamalarla değerlendirme eğilimine girmektedir. n Yaş ilerledikçe yeni şeyler öğrenemeyeceği, yeni yaşam şekline uyum sağlayamayacağı, ailesi ve dostlarının kendini arayıp ilgilenmeyeceği endişesine kapılarak ruhsal sıkıntılara, strese girmesi, ruhsal yaşlanmanın değişik belirtileridir.

Sosyal Yaşlanma n Yaşın ilerlemesiyle, bireyin toplumdaki rolünün değişmesidir. n Bu durum yaşlının sosyal

Sosyal Yaşlanma n Yaşın ilerlemesiyle, bireyin toplumdaki rolünün değişmesidir. n Bu durum yaşlının sosyal uyum sorunu yaşamasına neden olur. n Sosyal uyum sorunu denildiğinde, yaşlı bireyin yaşamdan geri çekilmesi, yaşama aktif olarak katılamaması, yaşamdan zevk alamaması, kısacası yaşamından doyum sağlayamaması anlaşılmaktadır.

Kronolojik Yaşlanma q Doğum tarihine göre bireyin sahip olduğu yaşıdır. q Toplumda yaşam dönemleri

Kronolojik Yaşlanma q Doğum tarihine göre bireyin sahip olduğu yaşıdır. q Toplumda yaşam dönemleri kronolojik yaşla belirlenmektedir.

Ekonomik Yaşlanma n Yaşlılık döneminde özellikle emeklilik etkisiyle değişen gelir düzeyinin bireyin yaşam şeklinde

Ekonomik Yaşlanma n Yaşlılık döneminde özellikle emeklilik etkisiyle değişen gelir düzeyinin bireyin yaşam şeklinde meydana getirdiği değişikliklerdir. Ekonomik yaşlanma, kişinin çalışma yaşamını sonlandırdıktan sonraki yaşam sürecini belirtir. n Bireyler yaşlandıkça daha az çalışmakta, üretmekte ve kazanmaktadırlar. Emeklilik sonrası gelir düzeyindeki düşüş, makineleşmenin ve hızlı nüfus artışının yol açtığı istihdam sıkıntısı, ortaya çıkan sağlık problemleri nedeniyle çalışma yaşamından uzaklaşma, hayat pahalılığı vb. nedenlerle yaşlılık döneminde ekonomik sıkıntılar ve yoksullukla karşılabilmektedir.

Niceleri geldi, neler istediler Sonunda dünyayı bırakıp gittiler Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?

Niceleri geldi, neler istediler Sonunda dünyayı bırakıp gittiler Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler Ömer HAYYAM

Yaşlıların Fizyolojik Özellikleri

Yaşlıların Fizyolojik Özellikleri

Gerçek biyolojik yaşlanma değişik bireylerde farklı hızlarda olmaktadır. Çünkü genetik özellikler, yaşam tarzı, hastalıklar

Gerçek biyolojik yaşlanma değişik bireylerde farklı hızlarda olmaktadır. Çünkü genetik özellikler, yaşam tarzı, hastalıklar ve kişilerin fizyolojik başa çıkma yolları çok değişiklikler göstermektedir.

Vücut Ağırlığı Genellikle 60 yaştan sonra ağırlık kazanım hızı yavaşlar. Özellikle 80 yaştan sonra

Vücut Ağırlığı Genellikle 60 yaştan sonra ağırlık kazanım hızı yavaşlar. Özellikle 80 yaştan sonra ağırlıktaki azalma daha belirginleşir. Yaşlanmayla birlikte; - vücuttaki toplam su miktarı - yağsız vücut ağırlığı - kan hacmi - karaciğer kütlesi - bazal metabolik hız - total kemik kütlesi - total kas kütlesi - böbrek kütlesi - deri kalınlığı - beyin kütlesi - kalp kütlesi azalır.

Yaşlanmayla birlikte - vücut yağ oranı 60 yaşına kadar artış 60 -80 yaş arası

Yaşlanmayla birlikte - vücut yağ oranı 60 yaşına kadar artış 60 -80 yaş arası duraklama yada hafif azalış 80 yaş üzerinde azalış eğilimindedir. - prostat kütlesi artar

Yaşlılık ve Deri q Yaşlılıkta deri altındaki destek doku ile yağ tabakasının azalması ve

Yaşlılık ve Deri q Yaşlılıkta deri altındaki destek doku ile yağ tabakasının azalması ve elastik dokudaki değişmeler sonucu deride kırışıklıklar belirir. q Ter ve yağ bezlerinin faaliyeti azaldıkça deri su kaybeder. Kuru ve sert deride bakteri enfeksiyonları daha sık görülür. Vücut, sıcaklığını sabit tutmada zorlanır.

Yaşlanmayla birlikte deride q Burunda, kulak ve kaşlarda kıl miktarı artar. q Kadınlarda menopozu

Yaşlanmayla birlikte deride q Burunda, kulak ve kaşlarda kıl miktarı artar. q Kadınlarda menopozu takiben östrojenlerin azalması ve androjenlerin artması sonucu üst dudak ile çenede uzun kıllar gelişir. q Deride, özellikle ellerin üst kısmında kahverengi lekeler ve kılcal damarların zedelenmesi sonucu küçük damar urları (anjiyom) oluşur.

Yaşlanmayla birlikte kemikte Yaşlılıkta kemiklerdeki kalsiyum miktarında azalma olur. Yaşlılıkta iki ayrı osteoporoz formu

Yaşlanmayla birlikte kemikte Yaşlılıkta kemiklerdeki kalsiyum miktarında azalma olur. Yaşlılıkta iki ayrı osteoporoz formu ayırt edilmektedir: n Postmenopozal osteoporoz, sıklıkla 51 -65 yaşları arasında gelişir. n Senil osteoporoz, 65 yaşından sonra ortaya çıkar ve kadın/erkek oranı eşittir.

n Postmenopozal osteoporoz genellikle trabeküler kemiği etkilerken, senil osteoporoz da hem trabeküler hem de

n Postmenopozal osteoporoz genellikle trabeküler kemiği etkilerken, senil osteoporoz da hem trabeküler hem de kortikal kemik eşit olarak etkilenmektedir. n Kadınlar, yaşlılık döneminde, (yarısı menopozdan sonraki ilk 5 yılda olmak üzere) toplam iskelet kalsiyumunun %40’ını kaybederler.

SİNOVİYAL EKLEMLER n Sinoviyal eklemler birbirine bağlı olan kemiklerin serbestçe hareketine izin verir. n

SİNOVİYAL EKLEMLER n Sinoviyal eklemler birbirine bağlı olan kemiklerin serbestçe hareketine izin verir. n Erişkin yaşın artışıyla birlikte eklemlerin esnekliği azalır. n Bunun başlıca nedeni eklem kıkırdağının yaşlanmasıdır.

SİNOVİYAL EKLEMLER n Kıkırdak incelir ve mekanik özellikleri değişmeye başlar: dirence karşı dayanıklılıkta ve

SİNOVİYAL EKLEMLER n Kıkırdak incelir ve mekanik özellikleri değişmeye başlar: dirence karşı dayanıklılıkta ve gerimde azalma görülür. n Bunlar kısmen su içeriğinin azalmasından kaynaklanır n Yaşlanma: Kondrositlerin fonksiyonunu bozar, n Proteoglikanların kaybına yol açar. n

SİNOVİYAL EKLEMLER n Eklem kıkırdağındaki yaş ile ilişkili değişiklikler hiç şüphesiz, osteoartrit gelişiminde en

SİNOVİYAL EKLEMLER n Eklem kıkırdağındaki yaş ile ilişkili değişiklikler hiç şüphesiz, osteoartrit gelişiminde en önemli rolü oynar

Yaşlanmayla birlikte kasta q Yaş ilerledikçe kaslar zayıflar, küçülür ve su kaybeder. q q

Yaşlanmayla birlikte kasta q Yaş ilerledikçe kaslar zayıflar, küçülür ve su kaybeder. q q Refleksler yavaşlar Yaşlılıkta kasların nispeten sağlıklı kalması için sürekli, uygun ve yeterli ölçüde fiziksel aktivite içinde olmak gerekir.

Yaşlanmayla birlikte sinir sisteminde q Çoğunlukla yaşlılık ile ortaya çıkan Alzheimer hastalığında nöron kaybı

Yaşlanmayla birlikte sinir sisteminde q Çoğunlukla yaşlılık ile ortaya çıkan Alzheimer hastalığında nöron kaybı meydana gelir. Buna bağlı olarak hafıza zayıflar. q Ayrıca yine yaşlılıkta sık görülen ve özellikle dopamin hücrelerinin ölümüyle karakterize olan Parkinson hastalığında motor yetmezlik, el ve başta titreme, kas ve eklemlerde sertlik göze çarpar. q Uyku azalır ve gece uyanmalar daha sıklaşır.

Yaşlanmayla birlikte sinir sisteminde q Yaşlılarda aksiyon potansiyelinin iletilme hızı yüzde on oranında düşer.

Yaşlanmayla birlikte sinir sisteminde q Yaşlılarda aksiyon potansiyelinin iletilme hızı yüzde on oranında düşer. q Beyne giden kan miktarı azalır. q Sinir hücrelerinin sayısı azalır.

MOTOR FONKSİYONLAR n Yaşlanmanın en büyük etkisi reaksiyon zamanının yavaşlamasıdır: uyarı ile motor cevap

MOTOR FONKSİYONLAR n Yaşlanmanın en büyük etkisi reaksiyon zamanının yavaşlamasıdır: uyarı ile motor cevap arasındaki zaman uzar n Bu gecikme basit gözlenebilmektedir ve arttıkça (ör. Cevaplar gerektiğinde) daha çıkmaktadır. tepkilerde (cevaplarda) cevapların karmaşıklığı arasında seçim yapma belirgin olarak ortaya

MOTOR FONKSİYONLAR n Bu yüzden sinir sistemi yaşlanmasının ayırt edici bir özelliği santral işleyişin

MOTOR FONKSİYONLAR n Bu yüzden sinir sistemi yaşlanmasının ayırt edici bir özelliği santral işleyişin yavaşlamasıdır. n Bunun sonucu olarak yaşlı insanlar, gençken hızlı yaptıkları hareketleri daha yavaş yaparlar

MOTOR FONKSİYONLAR n Postür ve dengeyi koruma kabiliyeti azalır. n Bunda santral prosesin yavaşlaması

MOTOR FONKSİYONLAR n Postür ve dengeyi koruma kabiliyeti azalır. n Bunda santral prosesin yavaşlaması bir etkendir fakat kas geriminin azalması, görme ve propriosepsiyon duyusunun bozulması da önemli rol oynar n Bu nedenle yaşlı insanlardaki düşme insidansının yüksek olması sürpriz değildir.

MOTOR FONKSİYONLAR n Sağlıklı yaşlılar normal adım ve hızda yürüdüklerinde bile gençliklerine göre daha

MOTOR FONKSİYONLAR n Sağlıklı yaşlılar normal adım ve hızda yürüdüklerinde bile gençliklerine göre daha sık ve kısa adım atarlar n Bu yürüme modeli diz ve ayak bileği eklemleri daha az esnek olan insanlar için daha az yorucudur ve dengeyi korumaya yardım eder.

KOGNİTİF FONKSİYONLAR n İnsanların çoğu yaşla birlikte zihni fonksiyonların (ör. zeka, hafıza öğrenme) azaldığına

KOGNİTİF FONKSİYONLAR n İnsanların çoğu yaşla birlikte zihni fonksiyonların (ör. zeka, hafıza öğrenme) azaldığına inansa da demans haricinde belirgin bir azalma yoktur. n Sağlıklı yaşlılarda meydana gelen azalma santral prosesteki yavaşlamayı yansıtabilir.

KOGNİTİF (BİLİŞSEL) FONKSİYONLAR n Belirli tipteki (arabanın anahtarlarını nereye bıraktığı gibi) hafıza ilerleyen yaşla

KOGNİTİF (BİLİŞSEL) FONKSİYONLAR n Belirli tipteki (arabanın anahtarlarını nereye bıraktığı gibi) hafıza ilerleyen yaşla birlikte zayıflar. n Fakat diğer (kavramsal bilginin geri çağırılması gibi) hafıza tipleri kaybolmaz. n Yaşlılar öğrenme kabiliyetine sahiptirler fakat bunun hızı gençlere göre daha azdır

DUYUSAL FONKSİYONLAR n Dokunma duyusuna karşı hassasiyet azalır (vibrasyon ve spasyal ayırdedici dokunma duyusu)

DUYUSAL FONKSİYONLAR n Dokunma duyusuna karşı hassasiyet azalır (vibrasyon ve spasyal ayırdedici dokunma duyusu) n Propriosepsiyon (iç kulağın vestibüler sisteminin dahil olduğu) duyusu da bir miktar bozulur. n Termoregülatör yeteneği (özellikle sıcak ve soğuk duyusu yeteneğinin zayıflaması) azalır

DUYUSAL FONKSİYONLAR-İŞİTME n İşitme kaybı (özellikle yüksek-frekanslı seslere karşı) n Bu bozulmalar özellikle korti

DUYUSAL FONKSİYONLAR-İŞİTME n İşitme kaybı (özellikle yüksek-frekanslı seslere karşı) n Bu bozulmalar özellikle korti organı tüy hücrelerinin kaybından dolayıdır. n İşitme kaybı, sinir hücrelerinin kaybı ve kohlea kan desteğinin azalmasından da kaynaklanabilir.

n Yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıkan işitme bozukluklarına presbiakuzi denir. Bu tür işitme bozukluğu

n Yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıkan işitme bozukluklarına presbiakuzi denir. Bu tür işitme bozukluğu sensorinöral tipte olup, yani hem sensör(kokleanın) hem de nöral bölgenin(n. Statoakustikus’un akustik dalı) dejenerasyonundan kaynaklanmaktadır. n Presbiakuzili kimselerin en çok yakınmaları gelen sesi duydukları ancak anlayamadıkları şeklindedir.

n Presbiakuzi, özellikle yüksek frekanslı seslerin duyulmasını engelleyen bir durumdur. Bu yaşlılarda sosyal izolasyona

n Presbiakuzi, özellikle yüksek frekanslı seslerin duyulmasını engelleyen bir durumdur. Bu yaşlılarda sosyal izolasyona neden olur ki, bu da depresyona zemin hazırlayan bir durumdur. n 65 yaşın üstünde her 3 yaşlıdan birinde belirgin işitme kaybı vardır. n 85 yaşın üstünde ise her 2 yaşlıdan birinin işitme problemi olmaktadır.

DUYUSAL FONKSİYONLAR-GÖRME n Yaşın ilerlemesi görmeyi de bozar. n Yaşlanma erişkin yaşam boyunca akomodasyon

DUYUSAL FONKSİYONLAR-GÖRME n Yaşın ilerlemesi görmeyi de bozar. n Yaşlanma erişkin yaşam boyunca akomodasyon gücünde ilerleyici bir kayıp meydana getirir (presbiyopi) n Hemen hemen tüm yaşlıların: n Koni sayıları azalmıştır n Işık şiddetine cevap olarak pupilla çapını değiştirme yeteneği azalmıştır n Basillerin düşük ışık şiddetine adapte olma yeteneği azalmıştır n Yaş ile ilişkili hastalıklar birçok kişide görmeyi belirgin şekilde azaltır: Katarakt, Glokom

DUYUSAL FONKSİYONLAR-TAT ve KOKU n Acı, tatlı, ekşi ve tuzlu tat duyusunu tespit ve

DUYUSAL FONKSİYONLAR-TAT ve KOKU n Acı, tatlı, ekşi ve tuzlu tat duyusunu tespit ve ayırdetme yeteneği bir miktar bozulur. n Koku duyusunda belirgin bir azalma vardır.

Yaşlanmayla birlikte kalp ve damar sistemi n Kanla ilgili üç önemli değişiklik vardır :

Yaşlanmayla birlikte kalp ve damar sistemi n Kanla ilgili üç önemli değişiklik vardır : - Hematokrit azalır. - Trombuslar periferal venleri tıkayabilir veya daraltabilir. Pulmoner embolizm ihtimali artar. - Kapaklar iyi çalışmadığı için bacak venlerinde kan birikir.

Yaşlanmayla birlikte kalp ve damar sistemi n Kalpte görülen diğer değişiklikler de şunlardır :

Yaşlanmayla birlikte kalp ve damar sistemi n Kalpte görülen diğer değişiklikler de şunlardır : - Yaşla beraber kalp kası atrofiye uğrar ve her bir kasılmada pompalanan kan miktarı da azalır. Kalbin boyutları küçülür - Otonomi noktalarında ve ileti sisteminde aktivite zayıflar. - Zedelenen kalp kası hücrelerinin yerini nedbe dokusu doldurur.

KARDİYOVASKÜLER FONKSİYON n Ard yük (sol ventrikülden gelen kanın fırlatılmasına karşı olan direnç) ilerleyen

KARDİYOVASKÜLER FONKSİYON n Ard yük (sol ventrikülden gelen kanın fırlatılmasına karşı olan direnç) ilerleyen yaşla birlikte artar. n Bunun başlıca nedeni arteriyel kompliyansın azalmasıdır. n Kompliyansın azalması sistolik basıncı yükseltir diyastolik basıncı hafifçe yükseltir

KARDİYOVASKÜLER FONKSİYON n Ard yükün artması sol ventrikül duvarının kalınlaşmasına yol açar n Bu

KARDİYOVASKÜLER FONKSİYON n Ard yükün artması sol ventrikül duvarının kalınlaşmasına yol açar n Bu kalınlaşma miyositlerin sayısındaki değil boyutlarındaki artıştan kaynaklanır n Arteriyel baroreseptörlerin yaşla-ilişkili duyarsızlaşır

Yaşlanmayla birlikte kalp ve damar sistemi n Kan damarlarında ise aterosklerozla ilgili olarak :

Yaşlanmayla birlikte kalp ve damar sistemi n Kan damarlarında ise aterosklerozla ilgili olarak : - Arter çeperleri zayıflayarak anevrizmaya yol açar. - Aterosklerotik plaklarda trombus oluşur.

Yaşlılık ve Solunum Sistemi n Bütün vücutta elastik doku bozulduğundan, akciğerlerin genişleme özelliği (kompliyans)

Yaşlılık ve Solunum Sistemi n Bütün vücutta elastik doku bozulduğundan, akciğerlerin genişleme özelliği (kompliyans) azalır. Akciğer hacimleri (statik ve zorlu ekspiratuvar hacimler) yaşla beraber kademeli olarak azalır. n Solunum kaslarının gerim ve dayanıklılığı yaşla birlikte azalır.

PULMONER FONKSİYON n Yaşla birlikte kollajen ve elastin dejenerasyonundan dolayı küçük havayollarında kollabe olma

PULMONER FONKSİYON n Yaşla birlikte kollajen ve elastin dejenerasyonundan dolayı küçük havayollarında kollabe olma (atelektezi) eğilimi artar. n Bu durum ventilasyonun zayıflamasına n Ventilasyon-perfüzyon eşleşmesinin bozulmasına n Dinlenim arteriyel PO 2’nin azalmasına yol açar n

EGZERSİZ n Maksimal O 2 alımı (yaşla beraber aynı kronolojik yaşta olan) antrenmansız kişilerde

EGZERSİZ n Maksimal O 2 alımı (yaşla beraber aynı kronolojik yaşta olan) antrenmansız kişilerde daha fazla olmak üzere antrenmanlı insanlarda da kademeli olarak azalır Kas kütlesinin, n KVS’in ve pulmoner fonksiyonun azalması O 2 alımının azalmasına katkıda bulunmaktadır n

EGZERSİZ n Vücudun fiziksel eğitime cevap verme kabiliyeti yaşla birlikte azalır. n Ancak iskelet

EGZERSİZ n Vücudun fiziksel eğitime cevap verme kabiliyeti yaşla birlikte azalır. n Ancak iskelet kası ve KVS, 100 yaşına kadar egzersize cevap vermeye devam eder.

Yaşlılık ve Boşaltım Sistemi n Fonksiyonel nefron sayısı azalır. n Glomerül filtrasyon hızı (GFH)

Yaşlılık ve Boşaltım Sistemi n Fonksiyonel nefron sayısı azalır. n Glomerül filtrasyon hızı (GFH) azalır. Bunun sebebi, glomerulus sayısının azalması, böbrek kan akımının azalması ve filtrasyonu sağlayan sistemdeki hasardır.

Yaşlılık ve Boşaltım Sistemi n İdrarı boşaltan refleksle ilgili de şu problemler görülür :

Yaşlılık ve Boşaltım Sistemi n İdrarı boşaltan refleksle ilgili de şu problemler görülür : a. Sfinkteri yapan kasların tonusu zayıflar; idrarın istemli olarak tutulması zorlaşır. İdrar tutulamaz. Damlalar halinde idrar kaçırılır. b. Felç, Alzheimer hastalığı veya beyin korteksi ile hipotalamusu etkileyen bozukluklar nedeniyle idrarın boşaltılması kontrol edilemez. c. Erkekte prostatın büyümesi sonucu, atılamayan idrar miktarı artar. Prostat veya çevresindeki dokunun şişmesi uretreya baskı yaparak idrar akışını önler. n Böbrek taşlarının oluşma ihtimali artar.

MESANE n Mesane kompliyans ve kapasitesi yaşlanmayla azalır n İnhibe edilemeyen kasılmalar artar n

MESANE n Mesane kompliyans ve kapasitesi yaşlanmayla azalır n İnhibe edilemeyen kasılmalar artar n Bu yüzden işemeyi ertelemek çok zordur. n İşemeden sonraki rezidüel mesane hacmi artar

YAŞLILIKTA SIVI, ELKTROLİT VE ASİT-BAZ DENGESİ n Yaş ilerledikçe vücuttaki toplam su miktarı azalır.

YAŞLILIKTA SIVI, ELKTROLİT VE ASİT-BAZ DENGESİ n Yaş ilerledikçe vücuttaki toplam su miktarı azalır. n Fonksiyonel nefron sayısı ile glomerül filtrasyon hızı (GFR) azaldığından, böbreklerin p. H' yi düzenleme yeteneği zayıflar. n İdrarı konsantre etme yeteneği azalır, idrarla atılan su miktarı çoğalır. Ayrıca, vücuttaki toplam su miktarının azalması nedeniyle, sıvı dengesini korumak için gereken su miktarı artar. ADH salgısı ve aldosterona duyarlık azalır. Sonuçta, sıvı kaybı kolayca telafi edilemez.

Yaşlılık ve Sindirim Sistemi n Gastrointestinal sistemde yaşlanmayla birlikte emilim düzeyi, kan akımı ve

Yaşlılık ve Sindirim Sistemi n Gastrointestinal sistemde yaşlanmayla birlikte emilim düzeyi, kan akımı ve mide asiti salınımı azalmaktadır. n Epitel kök hücrelerinin bölünme hızı azalır: Ağız, özofagus ve anüsteki çok katlı epitel tabakası incelir ve daha dayanıksız hale gelir.

Yaşlılık ve Sindirim Sistemi n Peristaltik dalgalar zayıflar ve hareketlilik azalır. Fekal maddenin hareketi

Yaşlılık ve Sindirim Sistemi n Peristaltik dalgalar zayıflar ve hareketlilik azalır. Fekal maddenin hareketi yavaşlar, sonuçta kabızlık artar. Katı fekal maddenin atılması için gösterilen aşırı çaba kanamalara yol açar. n Diş çürükleri ve diş etlerinin iltihabı sonucu diş kaybı artar. n Kanser ihtimali artar: Yaşlılıkta kolon ve mide kanseri ihtimali yükselir. Sigara içen yaşlılarda ağız ve yutak kanserleri de çok görülmektedir.

Yaşlılık ve Üreme Fonksiyonları n Menopozda dolaşımdaki östrojen ve progesteron seviyesi düşer. Östrojenin azalması

Yaşlılık ve Üreme Fonksiyonları n Menopozda dolaşımdaki östrojen ve progesteron seviyesi düşer. Östrojenin azalması osteoporoza (kemik dokusunda kalsiyum kaybı) yol açar. n Menopozdan sonra östrojen ve progesteron verilmesi osteoporozu önleyebileceği gibi, menopozun sinir sistemi ile kalp-damar sistemine olan olumsuz etkisini de azaltır.

n Erkekte üreme sistemi fonksiyonlarının zayıflamaya başladığı döneme erkek klimakteriği denir. 50 -60 yaşları

n Erkekte üreme sistemi fonksiyonlarının zayıflamaya başladığı döneme erkek klimakteriği denir. 50 -60 yaşları arasında dolaşımdaki testosteron seviyesi azalır. Testis fonksiyonları da azalır fakat, sperm oluşumu devam eder ve 80 yaşındaki bir erkek de çocuk sahibi olabilir.

Yaşlanmayla birlikte hormon sentezi n Yaşlanma endokrin fonksiyonların çoğunda hafif azalmalara neden olur n

Yaşlanmayla birlikte hormon sentezi n Yaşlanma endokrin fonksiyonların çoğunda hafif azalmalara neden olur n Yaşlılıkta üreme ve büyüme hormonlarının sentezi oldukça azalırken, diğer hormonlardaki azalma aşırı ölçüde olmamaktadır. n Ancak, hedef dokular yaşlandığı için hormonlara karşı verilen cevap zayıflamaktadır.

HİPOFİZ n Yaşlanma hipofiz bezi salgılamasını azaltır n En fazla azalma Plazma IGF-1 konsantrasyonlarında

HİPOFİZ n Yaşlanma hipofiz bezi salgılamasını azaltır n En fazla azalma Plazma IGF-1 konsantrasyonlarında görülür ADRENAL KORTEKS n Yaşlanmada dihidroepiandrosteronun plazma konsantrasyonu belirgin şekilde azalır.

TİROİD BEZİ n 90’lı yaşlara kadar tiroid fonksiyonları etkilenmez n Yaşın ilerlemesiyle parathormon düzeyi

TİROİD BEZİ n 90’lı yaşlara kadar tiroid fonksiyonları etkilenmez n Yaşın ilerlemesiyle parathormon düzeyi artar

Yaşlılıkta n Timus %75 oranında küçülür n Yaşlıda bağışıklık hücrelerinin çoğalması yavaşlar, enfeksiyonlara karşı

Yaşlılıkta n Timus %75 oranında küçülür n Yaşlıda bağışıklık hücrelerinin çoğalması yavaşlar, enfeksiyonlara karşı direnci düşer.

n Yaşlılık dönemi, tıpkı çocukluk dönemi gibi kendine has özellikleri olan bir dönemdir. n

n Yaşlılık dönemi, tıpkı çocukluk dönemi gibi kendine has özellikleri olan bir dönemdir. n Yaşlı hasta tedavisi; tıbbi, sosyal, psikolojik ve etik öğeleri içeren, bütüncül ve multidisipliner bir yaklaşımı gerektirir.

TEŞEKKÜRLER

TEŞEKKÜRLER