HSTOLOJ lkel canllar hayatlar boyunca bir tek hcre
HİSTOLOJİ İlkel canlılar hayatları boyunca bir tek hücre olarak kaldıkları halde yüksek organizmalar çok sayıda hücrelerin bir araya gelmesi ile meydana gelmiştir. 1
HİSTOLOJİ Bitkisel organizmaları meydana getiren çok sayıdaki hücrelerin protoplastları birbirinden cansız hücre çeperleriyle ayrılmış olmakla beraber aralarında sıkı bir ilişki göstermektedir. 2
HİSTOLOJİ Böyle hücre çeperi içinde bulunan, birbiriyle sıkı ilişki gösteren, aynı kökenden gelmiş protoplast topluluklarına “doku”, dokuların özelliklerini konu eden morfoloji bilim dalına da “histoloji” (doku bilimi) denir. 3
HİSTOLOJİ Doku hücre bölünmesi sonucu meydana gelir. Tek hücreli organizmalarda bölünen hücreler birbirinden ayrılarak yeni birer birey meydana getirir. 4
HİSTOLOJİ Çok hücreli organizmalarda bölünen hücrelerden meydana gelen hücrelerin birbirinden ayrılmaması, geçit ve plasmodesma gibi madde ve uyartı iletimini kolaylaştıran yapılar ile protoplastları arasında sıkı ilişki kurulan hücre toplulukları bireyi meydana getirmektedir. 5
HİSTOLOJİ Orta lamel, hücreler arası geçitler ve sitoplazmik iplikçikler (Plasmodesmata) gerçek doku hücrelerini bir arada tutan ve bu hücreler arasındaki ilişkiyi sağlayan başlıca yapılardır. Bazı hücre toplulukları bu yapılar olmadığı halde bir arada bulunabilmektedir. 6
HİSTOLOJİ Fakat hücrelerin bir arada olması her zaman doku meydana getirmez. Örneğin, bağımsız bir çok bakteri hücresi bir arada bulunabilir. Mavi-yeşil alglerden olan Gloeocapsa hücreleri ortak musilaj bir kılıf yardımı ile bir arada olabilirler. 7
HİSTOLOJİ Şekil. Bölünmekte olan Gloeocapsa hücrelerinin musilaj kını ile bir arada tutulmasıyla meydana gelen hücre kolonisi 8
HİSTOLOJİ Diğer taraftan yüksek mantarlarda olduğu gibi ipliksi hücreler (hifler) örgü şeklinde sıkışık kümeler oluşturabilirler. Şekil. Yüksek mantarların ipliksi hücrelerinden meydana gelmiş plektankima dokusu. 9
HİSTOLOJİ Bu yapılar dış görünüşü bakımından dokuyu andırsalar bile, bulunmadığından hücreler gerçek arasında bir doku ilişki özelliği göstermezler. Bu tip dokulara yalancı dokular denir. 10
HİSTOLOJİ Bu örneklerdeki gibi, aynı kökenden gelmiş bağımsız hücre topluluklarına hücre kolonisi adı verilmekte, mantar hücrelerinin oluşturduğu örgüsel yapılar ise, plektenkima (örgü-doku) olarak adlandırılmaktadır. 11
HİSTOLOJİ Çok hücreli bir bitki ne kadar ileri yapılı olursa, bu bitkiyi oluşturan doku çeşitleri de o kadar fazla olur. 12
HİSTOLOJİ Bir dokuyu oluşturan hücrelerin şekli, içeriği ve çeperlerinin yapısı, diğer doku hücrelerinden farklıdır. Bu farklılık, dokunun bitkideki fonksiyonuna göre gerçekleşmekte, böylece bitkisel dokular birbirinden kolaylıkla ayırt edilebilmektedir. 13
HÜCRE ARASI BOŞLUKLAR Tek bir hücre bütün yüzeyi ile bulunduğu ortamdan yaşaması için gerekli gazları elde edebilir. 14
HÜCRE ARASI BOŞLUKLAR Eğer dokuyu meydana getiren hücreler tek bir sıradan oluşmuş yüzeysel yapılar halinde ise serbest yüzeyleri ile dış ortamla madde alış verişi yapabilir. 15
HÜCRE ARASI BOŞLUKLAR Ancak dokuyu meydana getiren hücreler birbirlerine sıkıca bağlı kitlesel yapılar meydana getiriyorsa gerekli gazların elde edilmesi güçleşeceğinden hücreler arasında dış ortama kadar bağlanan hücre-arası boşlukları denen aralıklar meydana gelir. 16
HÜCRE ARASI BOŞLUKLAR Bir dokuda hücreler arası boşlukların bulunması, doku hücreleri arasında ve bu hücrelerle dış ortam arasında irtibatın sağlanması bakımından önemlidir. 17
HÜCRE ARASI BOŞLUKLAR Hücre arası boşluklar, değişik şekillerde meydana gelmekte olup, şizogen, lizigen ve reksigen olmak üzere 3’e ayrılırlar. 18
HÜCRE ARASI BOŞLUKLAR Hücre arası boşluklarının bazıları, hücrelerin arasındaki orta lamelin bazı yerlerinde, özellikle hücrelerin köşelerinde yarılma ve bu noktalarda çeperlerin yüzey geriliminden nedeniyle birbirinden ayrılması ile oluşur. 19
HÜCRE ARASI BOŞLUKLAR Böyle boşluklara “şizogen” hücre arası boşlukları denir. 20
Şizogen boşluk 21
HÜCRE ARASI BOŞLUKLAR Hücrelerin eriyerek ortadan kalkmasıyla “lizigen” hücre arası boşlukları meydana gelir. Salgı kanalları ve cepleri de şizogen ve lizigen şekilde oluşur. 22
Lizigen boşluğun meydana gelişi 23
HÜCRE ARASI BOŞLUKLAR Bazen komşu hücreler arasındaki büyüme farkından dolayı az büyüyen hücrelerin çeperlerinin gerilimi sonucunda koparak parçalanmasıyla “reksigen” boşluklar oluşur. 24
HÜCRE ARASI BOŞLUKLAR Reksigen boşluklar, hücreler arasında, içinde parçalanmış hücre artıkları bulunan kanallar veya cepçikler halinde meydana çıkar. 25
HÜCRE ARASI BOŞLUKLAR Reksigen boşluklara örnek olarak, mısır ve at kuyruğu bitkilerinin iletim demetleri çevresindeki boşluklar verilebilir. 26
DOKULARIN SINIFLANDIRILMASI Gelişmiş bitkilerde dokular iki temel grup halinde toplanabilir: A. Meristem (Bölünür Doku) B. Sürekli Doku (Yetkin Doku) 27
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Meristem hücreleri, nükleusu hücre hacmine göre sürekli doku hücreleriyle kıyaslandığında daha büyük, hücre arası boşlukları olmayan, genellikle çok küçük ve çok sayıda vakuole sahip hücrelerden yapılmıştır. 28
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Bu hücrelerin esas özelliği sık bölünerek yeni hücreler meydana getirmesidir. Meydana gelen bu hücreler farklılaşarak sürekli doku hücreleri halini alır. 29
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Meristemler bitkide bulundukları yere ve kökenlerine göre bölümlere ayrılır. a. Meristemler bitkideki yerine göre üç kısma ayrılır: 1 - Apikal meristem 2 - İnterkalar meristem 3 - Lateral meristem 30
A- MERİSTEM (Bölünür doku) 1 - Apikal meristem Kök, gövdenin veya bunların yan organlarının uçlarında bulunan meristem dokularına “apikal meristem” denir. 31
A- MERİSTEM (Bölünür doku) 2 - İnterkalar meristem Sürekli dokular arasında kalan mersitemlerdir. Equisetum Özellikle (Atkuyruğu) ve Poaceae (Buğdaygiller)’ de, yaprakların çıktığı yerde ve yaprakların taban kısmında interkalar meristem bulunur. 32
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Apikal ve interkalar meristemlerin görevi hem organın büyümesini uzunluğuna sağlamak, hem de bitki yapısının kökenini meydana getirmektir. 33
A- MERİSTEM (Bölünür doku) 3 - Lateral meristem Çevreye (Periklinal) paralel bölünmelerle organın enine büyümesini sağlar. 34
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Meristemler kökenlerine göre iki kısma ayrılır: 1 - Primer meristem (Öncül bölünür doku) 2 - Sekonder meristem (Soncul bölünür doku) 35
A- MERİSTEM (Bölünür doku) 1 - Primer Meristem (Öncül bölünür doku) Embriyo fazındaki bölünme özelliğini, bitki canlı kaldıkça koruyan meristem dokusuna “primer meristem” denir. 36
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Primer meristem genellikle kök, gövde ve onların yan organlarının uç kısımlarında bulunur. Bu bölgelere sık bölünüp büyümeleri nedeniyle “büyüme noktası” denir. 37
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Büyüme noktaları hem organların uzamalarını sağlar, hem de organlardaki dokuların kökenini teşkil eder. Kök ve gövdenin büyüme noktaları bazı farklar göstermekle beraber esas bakımından birbirine benzer. 38
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Dıştan içe doğru dermatogen, periblem ve plerom olmak üzere üç bölge ayırt edilebilir. Gövde büyüme noktasında dermatogen ve periblem tabakalarının ikisine birden “tunika”, plerom tabakasına ise “korpus” adı verilir. 39
40
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Kök ve gövde gelişiminde Dermatogen epidermisi, Periblem korteksi, Plerom merkezi silindiri meydana getirir. 41
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Kök ve gövdenin en uç kısmında bütün bitki dokularının kökenini meydana getiren genç primer meristem hücrelerine “promeristem” denir. Promeristemin bölünme tarzı ve genişliği bitkilerde farklıdır. 42
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Buradaki hücreler farklı dokuları meydana getirecek olan “histogen” denen meristemler halinde farklılaşır. Kök ve gövdede üç histogen bulunur: 1 - Dermatogen 2 - Prokambiyum 3 - Temel meristem 43
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Dermatogen hücreleri çevreye dik (antiklinal) bölünmelerle tek hücre sırasından yapılmış bir tabaka meydana getirir. Bu hücreler büyüyüp özelliklerini kaybeder. gelişerek meristem Dermatogenin verdiği sürekli doku epidermis dokusudur. 44
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Prokambiyum antiklinal, hücreleri hem periklinal (çevreye paralel) bölünmelerle, dermatogen gibi yüzeysel değil, kitlesel hücre topluluğu meydana getirir. 45
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Bu hücrelerin farklılaşmasıyla iletken doku ve destek doku gelişmiş olur. Hücreler gelişirken genellikle uzunlamasına fazla büyürler. Bu yüzden dokuda bir gerilme meydana gelir. 46
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Bu gerginliği önlemek amacıyla “kayarak büyüme” denen kendine has bir büyüme şekli görülür. Kayarak büyümede hücreler birbirleri arasına uzayarak büyüdüklerinden iğ biçimli (fusiform) olurlar. 47
48
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Prokambiyumu meydana getiren hücre demetleri bazı hallerde bütünüyle farklılaşarak sürekli doku haline geçmez. Belli bir kısmı meristem özelliğini kaybetmeyerek bölünür ve yeni hücreler verir. 49
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Prokambiyumdan kalan ve sürekli olarak meristem özelliğini koruyan dokuya “kambiyum” denir. Kambiyum taşıyan bitki organları canlılık devam ettiği sürece kalınlaşabilir. 50
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Prokambiyum demetindeki hücreler tümüyle meristem özelliklerini kaybedip sürekli doku haline geçerse böyle bitkilerin organları belli bir zaman sonra kalınlıklarını artırmazlar. Tek çenekli (Monokotiledon) bitkilerde genellikle durum böyledir. 51
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Temel Meristem Dermatogen ve prokambiyumun meydana getirdikleri sürekli dokuların dışında kalan dokuların kökeni temel meristemden kaynaklanır. 52
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Temel Meristem Temel meristem hücreleri de prokambiyum gibi iki yöneltide bölünerek çoğalıp farklılaşır. Farklılaşma sonucunda doku)” meydana gelir. “parankima (temel 53
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Temel Meristem Dokuların sürekli hale geçmesi ile korteks (kabuk) ve merkezi silindirin öz kısmı temel meristemden oluşur. 54
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Tomurcuk ve Kaliptra Büyüme noktalarındaki genç hücreler ince çeperli olduklarından kolayca dış etkilerden zarar görebilirler. Bu bakımdan büyüme noktaları koruma altına alınmıştır. 55
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Tomurcuk ve Kaliptra Gövdede bu iş tomurcuk aracılığıyla olur. Büyüme noktalarını genç yapraklar sıkıca sarar. Böyle genç yapraklarla sarılı büyüme noktalarına tomurcuk denilmektedir. 56
57
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Tomurcuk ve Kaliptra Yaprakların içinde bulunan uç kısımdaki hücrelerin bölünme ve büyümeleriyle uzama meydana geldikçe tomurcuğun dışındaki yapraklar açılır ve büyüme noktasına yakın yeni yaprak sürgünleri meydana gelir. Bu şekilde büyüme noktası sürekli örtülü kalmış olur. 58
59
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Tomurcuk ve Kaliptra Kökte koruma işini, yaprak bulunmadığı için, kökün ucunu yüksük gibi saran “kaliptra (takke)” denen bir doku üstlenmiştir. Kaliptrayı oluşturan hücrelerin ömrü kısadır. 60
61
A- MERİSTEM (Bölünür doku) Tomurcuk ve Kaliptra Dıştaki hücreler pelteleşerek uzamakta olan kökün meristem bölgesinin toprak içinde kolaylıkla geçebileceği kaygan bir yol sağlamış olurlar. Kaliptranın değişir. meydana gelişi bitkilere göre 62
A- MERİSTEM (Bölünür doku) 2 - Sekonder Meristem (Soncul bölünür – doku) Sürekli doku hücrelerinin sonradan meristem özelliğini kazanmasıyla meydana gelen bölünür dokular “sekonder meristem” dir. 63
A- MERİSTEM (Bölünür doku) 2 - Sekonder Meristem (Soncul bölünür – doku) Sekonder meristemin kökeni herhangi canlı sürekli doku hücresine ait olabilir. Örneğin ağaç gövdelerini örten mantar dokusunu meydana getiren fellogen (mantar kambiyumu), kök ve gövdede enine büyümeyi sağlayan kambiyum böyle oluşan sekonder meristemdir. 64
- Slides: 64