SAMSUNDA KIYI YNETM Ama doa ile insan arasnda

  • Slides: 31
Download presentation
SAMSUN’DA KIYI YÖNETİMİ • • • Amaç: doğa ile insan arasında yakınlaşma sağlamak. “Kıyı

SAMSUN’DA KIYI YÖNETİMİ • • • Amaç: doğa ile insan arasında yakınlaşma sağlamak. “Kıyı yönetimi” ve “kıyı tahribatı” ne demektir? Dünyada ve Türkiye’de kıyılar nasıl yönetilmektedir? Samsun kıyılarında kalıcı tesisler ve kıyı yönetimi bakımından durumları. Devam eden projeler. 2000’li yılların eşiğinde Samsun. Kıyı yönetiminin başlıca dayanakları. Yönetmelik değişiklikleri hakkında düşünceler. Sonuç ve öneriler.

Takdim-1 • Coğrafya, insanı yaşadığı ortamın doğal bir parçası sayar. Bu sebeple, Coğrafî araştırmalarda,

Takdim-1 • Coğrafya, insanı yaşadığı ortamın doğal bir parçası sayar. Bu sebeple, Coğrafî araştırmalarda, önce ortamın doğal çevre özellikleri, ardından da orada yaşayan insanların miktar, istek ve ihtiyaçları belirlenmeye çalışılır. Neticede, bu istek ve ihtiyaçlar ile mekanın potansiyelleri arasında akılcı bir uzlaşmanın ilkelerini ortaya konulmaya çalışılır. Diğer bir deyişle coğrafya, insanın mekânla dost olmasını ve dost kalmasını sağlamak için çareler arar. • Coğrafi mekanın yanlış ya da potansiyelleri üzerinde kullanılması, zamanla insanların istek ve ihtiyaçlarının karşılanamaması ile neticelenir. Bu durum çoğunlukla, Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan göç olayını gündeme getirir.

Takdim-2 • Bugün dünyada yaklaşık 8 milyar insan yaşamakta ve değil başka ülkelerden arazi

Takdim-2 • Bugün dünyada yaklaşık 8 milyar insan yaşamakta ve değil başka ülkelerden arazi elde etmek, sahip olduğumuz vatana bile ortak olmak isteyenler bulunmaktadır. • O halde yaşadığımız ortamı çok iyi tanımak ve varsa olumsuz gelişmeleri tespit ederek, çareleri ile birlikte yöneticilerin önüne koymak coğrafyacıların öncelikli görevleri arasındadır. • Bu çalışma, yaşadığımız kente ve ülkeye karşı böyle bir sorumluluk bilincinden kaynaklanmıştır.

Amaç • Samsun, kıyı tahribatının ciddî boyutlara ulaştığı illerimizden biridir. Kıyı tahribatının en yoğun

Amaç • Samsun, kıyı tahribatının ciddî boyutlara ulaştığı illerimizden biridir. Kıyı tahribatının en yoğun olduğu yer ise, Samsun şehri kıyılarıdır. Burada önce Samsun Limanı inşa edilmiş, ardından, dolgu alanında inşa edilen çok katlı binalarla şehrin denizle bağlantısı kesilmiştir. • Ne var ki, kıyı tahribatı bu kadarla sınırlı kalmamış, kent merkezinden çevreye doğru amansız bir dolgu faaliyeti başlatılmıştır. • Neticede, 1960’larda başlayan ve pervasızca devam eden kıyı tahribatı, 300. 000’i aşkın Samsunlunun denize küsmesine sebep olmuştur. • Bu çalışmanın amacı, Samsunluları yeniden doğayla ve denizle barıştırmanın çarelerini araştırmaktır.

“Kıyı yönetimi” ve “kıyı tahribatı” nedir? Kıyı yönetimi, doğal kıyıların orijinal durumları korunarak, insanların

“Kıyı yönetimi” ve “kıyı tahribatı” nedir? Kıyı yönetimi, doğal kıyıların orijinal durumları korunarak, insanların kıyıdan daha fazla yararlanabilmesi amacı ile yapılan hukukî, idarî ve fiziksel düzenlemelerin tümü, olarak tanımlanabilir. Kıyı tahribatı, ekolojik ve jeomorfolojik özelliklerinin korunması yönünde hiçbir kaygı taşınmadan, kıyıların günübirlik ihtiyaçlar için, kalıcı şekilde bozulmasıdır.

Dünyada ve Türkiye’de kıyı yönetimi • Kıyılar, özellikle gelişmekte olan ülkelerde giderek artan hızla

Dünyada ve Türkiye’de kıyı yönetimi • Kıyılar, özellikle gelişmekte olan ülkelerde giderek artan hızla tahrip edilmektedir. • Genellikle, gerekli jeomorfolojik ve ekolojik araştırmalar yapılmadan inşa edilen kalıcı tesisler, kıyıların doğal dengesini bozmakta ve geri kazanımı çok zor, hatta imkânsız zararlara yol açmaktadır. • İngiltere, Amerika ve Fransa gibi gelişmiş ülkeler, kendi kıyılarında yapacakları tesisler için ayrıntılı bilimsel projeler hazırlatmakta ve zorunlu olmadıkça her hangi bir tesisin yapılmasına izin vermemektedir. • Türkiye’de kıyı yönetimi mevzuatı, gelişmiş ülkelerinkinden pek de geri değildir. Ancak, idarî yönden kaygı verici bir aymazlık sergilenmekte ve Samsun ili buna dramatik bir örnek oluşturmaktadır. • Kıyı tahribatının önlenememesi durumunda, 8333 km. yi bulan kıyı uzunluğuna rağmen Türkiye, muhtemelen Millenium Çağı’nın birinci yüzyılı dolmadan doğal kıyılardan mahrum kalacaktır.

Samsun kıyılarında ilk tesisler • Samsun şehri kıyısında, doğal görüntüyü değiştiren en eski tesis,

Samsun kıyılarında ilk tesisler • Samsun şehri kıyısında, doğal görüntüyü değiştiren en eski tesis, her halde antik mendirek idi. • Bugün mevcut olmayan eski deniz feneri ile onun güneyinde yer alan Samsun şehri surları da bu çerçevede sayılabilir. • Samsun kıyılarında ilk ciddi değişiklikler ve bugünkü antropojen görüntü, Samsun Limanı inşaatı ile başlamıştır.

2000’li yılların eşiğinde Samsun • Samsun, Cumhuriyetin ilk yıllarında çoğunluğu beyaz badanalı, çift katlı,

2000’li yılların eşiğinde Samsun • Samsun, Cumhuriyetin ilk yıllarında çoğunluğu beyaz badanalı, çift katlı, bahçeli ve deniz manzaralı evlerden oluşan şirin bir kıyı kenti idi. • Ancak, gerek kıyıda ve gerekse kent içinde bilim ve bilinç dışı yapılaşma Samsun’u yaşanmaz bir şehir haline getirmiştir. • Bugün Samsun şehrinde yaşamaya çalışanlar, beton yığınları arasında sıkışmış durumdadır. Bu insanlar değil denizi, göğü bile görmekte zorluk çekmektedir. • Deniz, şehrin foseptik çukuru haline gelmiştir. Sahilde yürümek bir yana, evlerde soluk almak bile işkenceye dönüşmüştür. • Ayrıca, yaşanılan ortamın kalitesini düşüren bu tür gelişmeler, Samsunluları ruhsal yönden de ciddi şekilde etkilemektedir. • Bugün zengin Samsunlular, bahçeli ve geniş manzaralı evlerde yaşayabilmek için, şehir dışında villa tipi evler inşa etmeye başlamıştır.

Samsun’da kıyılar yönetiliyor mu? • Olaya ön yargılı bakmak istemiyoruz. Ancak, Samsun’da ciddî araştırmalara

Samsun’da kıyılar yönetiliyor mu? • Olaya ön yargılı bakmak istemiyoruz. Ancak, Samsun’da ciddî araştırmalara dayanan bir kıyı yönetiminin olduğunu söylemek, çok büyük iyimserlik olur. • Çünkü, şimdiye kadar Samsun’da kıyı yönetimi adına yapılan çalışmalar, denizden alan kazanmak ve bu alanlar üzerinde günübirlik ihtiyaçları karşılamak üzere, Yeni Valilik Binası, Yeni Kültür Binası ve Büyük Samsun Oteli. . . gibi denizle şehrin bağlantısını kesen devasa binalar yapmak şeklinde gerçekleşmiştir. • Samsun’da kıyı yönetiminin hangi esaslara bağlı olarak yürütüldüğünü, daha doğrusu, kıyıdaki faaliyetlerin hangi düşüncelerin etkisi altında devam ettiğini anlayabilmek için, öncelikle tamamlanmış çalışmalara bir göz atmak, ardından da plânlanmış projeleri eleştirel bir yaklaşımla incelemek gerekir.

Kıyı doldurma faaliyetleri • • Samsun, şehir nüfusu henüz 40. 000 bile değilken (1940’larda)

Kıyı doldurma faaliyetleri • • Samsun, şehir nüfusu henüz 40. 000 bile değilken (1940’larda) kent içi kullanılabilir arazi sıkıntısı çekmekteydi. Nitekim, TANOĞLU (1944), liman tesislerine yer kazanmak için, denizin doldurulabileceğine işaret etmişti. Bu fikir, şehir içi kullanılabilir arazi sıkıntısı çeken diğer kıyı kentlerinin yerel yöneticileri tarafından da büyük bir ilgi gördü. Öyle ki, 1970’lerde Rize’de belediye başkanlığı yapan merhum Ekrem ORHON, Türk kamuoyunda “denizi kara, karayı para yapan adam” olarak şöhret yaptı. Yine aynı yıllarda Samsun’da belediye başkanlığı yapan sayın Vehbi GÜL de aynı yöndeki çalışmaları ile kamuoyunun takdirlerini kazanmayı başardı. Peki bu şehirler, kent içi kullanılabilir arazi ihtiyacı sorunlarını çözebildiler mi? Hayır. Çünkü, halen her iki kentte de dolgu faaliyetleri artan bir ivme ile devam etmektedir.

Samsun’da kıyı doldurma çalışmaları: Birinci dolgu alanı • Samsun Limanı inşa edildikten sonra, şehir

Samsun’da kıyı doldurma çalışmaları: Birinci dolgu alanı • Samsun Limanı inşa edildikten sonra, şehir halkının denizi görebileceği (!), gezip dinlenebileceği açık yeşil alanlar elde etmek amacı ile Mert ırmağından Toptepe önündeki balıkçı barınağına kadar olan kıyı bandı doldurulmaya başlandı. • Böyle masum bir gerekçe ile denizden kazanılan alanlar, kanun ve yönetmeliklerin yasaklayıcı hükümlerine rağmen, kongre binası, lokanta ve hipermarket gibi çok katlı betonarme binalarla doldurulmaya başlandı. • Bu sebeple, Samsun şehrinin yeşil alan ihtiyacı karşılanamamış ve yeni dolgu alanları yapılması, tekrar gündeme gelmişti.

İkinci dolgu alanı • Kürtün çayı deltası, 1980'lere kadar, yöre halkının denize girebildiği, şehir

İkinci dolgu alanı • Kürtün çayı deltası, 1980'lere kadar, yöre halkının denize girebildiği, şehir merkezine en yakın plâj durumunda idi. • Şehrin, “sahil şeridi” üzerinde batıya doğru gelişmesi ve kanalizasyon sularının deltanın batı ucundan denize boşaltılması, hem söz konusu plâjın, hem de Atakum sahillerinin kirlenmesine sebep olmuştur. • Neticede, yaz mevsiminde değil buradan denize girmek, kıyı boyunca yürümek bile imkânsız hale gelmişti. • Bütün bu olumsuzluklara rağmen, 1995’e kadar doğal görüntüsünü ana hatları ile muhafaza edebilen Kürtün çayı deltası, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan pis su pompaj istasyonunun faaliyete geçmesi ile kısmen temizlenecek ve belki de esas fonksiyonları ile geri kazanılabilecekti. • Fakat, delta önünde devam eden dolgu faaliyetleri, doğal görüntünün bütünü ile tahrip olmasına sebep olmuştur.

Dolgu alanlarının bir plânı ve projesi yok mu? • • • Elbette var. Nitekim,

Dolgu alanlarının bir plânı ve projesi yok mu? • • • Elbette var. Nitekim, DLH’nin verilerine göre, ikinci dolgu alanı, Samsun Limanı’nı batısından Eğitim Fakültesi doğusundaki mendireğe kadar olan sahayı kapsamaktadır. . Ancak, bu alan yeni bir değişiklikle Kürtün çayı ağzına kadar genişletilmiş ve Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne, "1/1000 ölçekli Kesin Proje Konum Plânı" hazırlatılmıştır. Öyle anlaşılıyor ki, dolgu ile çok yönlü kazançlar elde edilmekteydi (!). Nitekim, yeni yürürlüğe giren “ 1/5000 Ölçekli Samsun Şehir Plânı 20 J” paftası uyarınca, Kürtün çayının batısına geçilmiş ve dolgu alanı batıya doğru 750 m. kadar genişletilmiştir. Bu kadarla kalacağı düşünülürken, bu kez de, Atakum belediyesi, hiçbir şekilde yapılaşmaması gereken "kıyı çizgisi" ile "kıyı kenar çizgisi" arasında park amaçlı düzenlemeler gerekçesiyle betonarme tesisler yaptırmaya başlamıştır.

Dolgular nasıl yapılıyor? • Dolgular, bilimsel esaslara uygun yürütülmüyor. Örneğin, Kürtün Çayı deltası kıyılarından

Dolgular nasıl yapılıyor? • Dolgular, bilimsel esaslara uygun yürütülmüyor. Örneğin, Kürtün Çayı deltası kıyılarından geçirilmesi plânlanan Samsun İçme Suyu borularını dalga tesirine karşı korumak üzere, köprüden doğuya doğru bir bariyer yapımına başlanmıştı. • Bu amaçla yüzlerce kamyon kaya bloğu yaklaşık doğu-batı eksenli bir hat boyunca denize doldurulmuş ve bu işlem uzun bir süre devam etmişti. • Fakat, bariyer henüz tamamlanmadan, yeni bir karar değişikliği ile bu kayalar denizden toplanarak kamyonlara konulmuş ve öncekisiyle 15 derecelik açı yapacak şekilde yeniden denize doldurulmuştu. • Bu işlem sonrasında, içme suyu boruları yeni bariyerin güneyinden ve ona paralel olarak geçirilmiş; ardından, kıyı çizgisi ile boru hattı arasındaki alan, şehrin çeri-çöpü ve çoğunlukla verimli tarım topraklarını içeren hafriyat malzemeleri ile doldurulmuştu. • Fakat, denizden kazanılan bu alanla da yetinilemezdi. Bunun üzerine, deniz tarafında her hangi bir bariyer yapılmaksızın söz konusu hafriyat malzemeleri denize dökülerek dolgu alanı genişletilmeye başlandı. Halen bu çalışmalar devam etmektedir.

Dolgular bilimsel esaslara uygun mu? • Dolgu işleminin hukukî yönü bir tarafa, yapılış şekli

Dolgular bilimsel esaslara uygun mu? • Dolgu işleminin hukukî yönü bir tarafa, yapılış şekli de bilimsel esaslarla çelişmektedir. • Çünkü, dolgu alanının kenarında, deniz altı morfodinamikleri ve şev stabilitesi açısından önemli bir tehlike söz konusudur. • Şöyle ki, denize dökülen toprak ve benzeri hafriyat malzemeleri denizin içerisine doğru geniş bir alana yayılmakta ve zeminde kalın bir çamur tabakası oluşmaktadır. • Doldurma işlemi arzu edilen sınırlara ulaşınca, bu alanı dalga tahribatından korumak amacıyla (!), söz konusu çamur kaplı zemin üzerinde kaya ve bloklarla koruyucu bir bariyer inşa edilmeye başlanmıştır. • Peki, bunun ne sakıncası var?

Hatalı dolguların ne sakıncası var? • Dolgu alanının denize doğru genişletilmesi ile hem deniz

Hatalı dolguların ne sakıncası var? • Dolgu alanının denize doğru genişletilmesi ile hem deniz altındaki yamaç eğim değerleri artacak ve hem de tam kenarda inşa edilen bariyer zemine önemli bir ağırlık yapacaktır. • Böylece, dolgu alanının deniz tarafındaki yamacı, zemin mekâniği açısından tehlikeli bir duruma gelecektir. • Ayrıca, hem hukukî ve hem de fizikî temelleri tartışmaya açık olan 17 katlı otel ile diğer planlanmış betonarme binaların da yapılması ile yamaç üzerindeki ağırlık bir kat daha artacak ve gerçek manada “kritik denge durumu”na ulaşılacaktır. • Neticede, deprem ve şiddetli fırtınaların oluşturacağı titreşimler ile dolgu alanının kenarlarında çökme ya da heyelanlar olacak ve belki de bunlar, facialarla sonuçlanacaktır.

İkinci dolgu alanında neler yapılacak? • Birinci dolgu alanından arzu edilen neticeler (!) alınmış

İkinci dolgu alanında neler yapılacak? • Birinci dolgu alanından arzu edilen neticeler (!) alınmış olmalı ki, Samsun Büyükşehir Belediyesi, burada uygulamaya koyduğu bir projeye göre, 17 katlı otel, kapalı fuar alanı, hipermarket, yönetici binaları ve benzeri tesisler inşa edilecektir. • Eğer bu proje gerçekleşirse, ikinci dolgu alanında da, kanun ve yönetmeliklerin amir hükümleri görmezden gelinmiş olacaktır.

Mevzuat ve Samsun’daki Uygulamalar • • • Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama

Mevzuat ve Samsun’daki Uygulamalar • • • Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için onaylı kıyı kenar çizgisinin bulunması zorunludur. ” (R. G. : 3. 08. 199020594, Md. 5). Bu sınırın doldurma suretiyle arazi elde edilmesi halinde bile değiştirilmemesi gerekmektedir (R. G. 30/3/1994 - 21890; Md. 1). Samsun şehri ve yakın çevresinde “kıyı kenar çizgisi”, 1976 -1978 yıllarında tespit edilmiş ve onaylanmıştı. Ayrıca, dolgu alanlarında 5, 5 m. den yüksek ve sökülüp takılabilir elemanlarla inşa edilmeyen binaların yapılması yasaklanmıştır (R. G. 30/ 3/ 1994 - 21890; Md. 4). Peki Samsunda uygulamalar böyle mi olmuştur? Hayır. Çünkü, tamamlanmış inşaatlar bir yana, halen yürütülmekte olan projelerde bile, söz konusu kanun ve yönetmeliklerin yasaklayıcı hükümleri görmezden gelinmektedir. Örneğin, belediyenin hazırlattığı bir projeye göre, ikinci dolgu alanında 17 katlı bir otel yapılacaktır.

Yönetmeliklerde yapılan değişiklikler "Deniz, tabii ve sunî göl ve akarsularda, sadece kamu yararının gerektirdiği

Yönetmeliklerde yapılan değişiklikler "Deniz, tabii ve sunî göl ve akarsularda, sadece kamu yararının gerektirdiği hallerde ve uygulama imar plânı kararı ile bu Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde belirtilen yapı ve tesislerle sosyal ve teknik altyapı tesislerinin yapılabilmesi amacıyla doldurma ve kurutma işlemi yapılarak arazi kazanılabilir. ” (R. G. : 03. 08. 1990 - 20594; Md. 14/1). "Denizlerde, içme ve kullanma suyu kaynağı olmamak kaydı ile tabii ve suni göllerde ve akarsularda; sadece kamu yararının gerektirdiği hallerde, daha uygun alternatifler bulunmaması veya kıyı alanının yetersizliği nedeniyle ve uygulama imar plânı kararı ile bu Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde belirtilen yapı ve tesislerle, Kanunun 7 nci maddesi gereği yapılabilecek kara, deniz, hava ulaşımına yönelik altyapı tesisleri, yeşil alan düzenlemeleri kapsamında park, çocuk bahçesi, açık spor alanları ile açık alan ağırlıklı olmak üzere, ve emsali aynı amaçla ayrılan alanın % 3'ünü yüksekliği 5. 50 m. yi aşmayan takılıp sökülebilir elemanlarla inşa edilen; lokanta, gazino, çay bahçesi, sergi üniteleri, ve idare binalarını içeren fuar, piknik, eğlence alanları düzenlemek amacıyla doldurma ve kurutma işlemi yapılarak arazi kazanılabilir. ” (R. G. : 30. 3. 1994 - 21890, 4/2).

Yönetmeliklerde Yapılan değişiklikler “Kıyıyı değiştirecek boyutta ve kıyının doğal yapısını bozacak nitelikte kazı yapılamaz,

Yönetmeliklerde Yapılan değişiklikler “Kıyıyı değiştirecek boyutta ve kıyının doğal yapısını bozacak nitelikte kazı yapılamaz, kum çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez Valilikçe uygun görülmesi ve yazılı izin verilmesi halinde kıyının doğal yapısını değiştirmeyecek boyut ve nitelikte kazı, kum, çakıl vesaire alma veya çekme işlemi izin şartlarına göre yapılır. ” (R. G. : 03. 08. 1990 - 20594; Md. 5/4). "Kıyılardan kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez. Kıyılarda kıyıyı değiştirecek boyutta ve kıyının doğal yapısını bozacak nitelikte kazı yapılamaz. Valilikçe uygun görülmesi ve yazılı izin verilmesi halinde Valilik denetiminde kıyının doğal yapısını değiştirmeyecek boyut ve nitelikte yapılacak kazı işlemi izin şartlarına bağlıdır. İzin şartlarına aykırı işlem yapılması halinde verilen izin iptal edilir ve Yönetmeliğin 21. maddesine göre cezaî işlem yapılır. " (R. G. : 13. 10. 1992 - 21374; Md. 3/2).

Kısmî Yapılaşma • Kıyılardaki "Kısmî Yapılaşma" için kabul edilen müktesep hakların son tarihi birinci

Kısmî Yapılaşma • Kıyılardaki "Kısmî Yapılaşma" için kabul edilen müktesep hakların son tarihi birinci yönetmelikte 17. 4. 1990 iken, • yeni yönetmelikte bu tarih, 11. 7. 1992'ye çekilerek, söz konusu iki tarih arasındaki yasak yapılaşma bir bakıma meşrulaştırılmış oluyordu.

"Sahil şeridi"nin yeniden tanımlanması "17 Nisan 1990 tarihinden sonra uygulama imar plânı yapılan ve

"Sahil şeridi"nin yeniden tanımlanması "17 Nisan 1990 tarihinden sonra uygulama imar plânı yapılan ve yapılacak olan alanlarda sahil şeridi, kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 20 m. genişliğinde olmak üzere belirlenir. ” Sahil şeridi, "Deniz, tabiî ve sunî göllerin kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alandır. " (R. G. : 03. 08. 1990 - 20594; Md: 16/a). Birinci bölümden sonra kara yönündeki ikinci 50 m. genişliğindeki alan ise, kamping ve konaklama ünitelerini içermeyen, sadece günlük zorunlu ihtiyaçları karşılamaya yönelik olan duş, gölgelik, soyunma kabini. . . vs. ile 20 m 2 yi geçmeyen el sanatları ürünlerinin sergi ve satış üniteleri. "Kıyı kenar çizgisi"nden kara yönünde 50 m. mesafelik kısım, sadece açık alan (yeşil alan, çocuk bahçesi, gezinti alanları. . . vs. ) (R. G. : 13. 10. 1992 - 21374)

Yönetmeliklerdeki olumsuz Değişmeler • Yukarıdaki metne tersten bakacak olursak, yüksekliği 5. 50 m. yi

Yönetmeliklerdeki olumsuz Değişmeler • Yukarıdaki metne tersten bakacak olursak, yüksekliği 5. 50 m. yi bulan lokanta, gazino, sergi ünitesi, idare binası vesaire yapıların ne kadarının yapılması murat edilmişse, bunları yapmak ve işgal ettikleri alanın % 97 fazlasını doldurarak buraları da açık alan olarak düzenlemek, neredeyse meşru ve güzel bir faaliyet olarak kabul edilmektedir. • Bizce bu, kıyı kentleri belediyeleri başta olmak üzere, ilgili özel ve tüzel kişiliklerin kıyıyı doldurmalarını ya da başka bir deyişle, doğal kıyıları tahrip etmelerini mazur gösterecek ve hatta teşvik edecek "idam fermanı"(!) gibi ciddî ve tehlikeli bir gelişmedir. Bu nedenle, güvenlik gibi devletin hayatî ihtiyaçları hariç, dolgu faaliyetlerinin kesinlikle yasaklanmasını, acil bir zorunluluk olarak görmekteyiz.

Yönetmelik değişikliklerinin sonuçları • Bu arda gelen yönetmelik değişiklikleri, bazı kişi, kurum ve kuruluşları

Yönetmelik değişikliklerinin sonuçları • Bu arda gelen yönetmelik değişiklikleri, bazı kişi, kurum ve kuruluşları daha sonra çıkacak yeni yönetmeliklelerle af edilebilecekleri yönünde yeniden cesaretlendirmiş olmalı ki, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, 4. 9. 1996 tarihinde, “Doldurma ve Kurutma Yoluyla Arazi Kazanma” konulu bir genelge yayınlayarak, dolgu faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşları, söz konusu yönetmeliklere uymaları konusunda sanki yeniden ikaz etmek ihtiyacını duymuştur. • Bu genelgeye göre, kıyılardaki dolgu talepleri, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Turizm Bakanlığı ve Denizcilik Müsteşarlığı’nın katılımı ile imza altına alınan ve bu genelge ile birlikte yayınlanan bir “prosedür” çerçevesinde incelenerek sonuçlandırılması gerekmektedir.

ÇED Olumlu Belgesi "Denizden büyük çaplı arazi kazanılması ve dip taranması" faaliyetlerinin yapılabilmesi için,

ÇED Olumlu Belgesi "Denizden büyük çaplı arazi kazanılması ve dip taranması" faaliyetlerinin yapılabilmesi için, "ÇED Olumlu Belgesi" ya da "Çevresel Etkileri Önemsizdir" kararının alınması gerekmektedir (R. G. 7/ 2/ 1993 -21489).

Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonu • Kıyılar, oluşum ve gelişimleri bakımından birinci dereceden Jeomorfolojinin

Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonu • Kıyılar, oluşum ve gelişimleri bakımından birinci dereceden Jeomorfolojinin konusudur. Kıyı çizgisi zamanla değişmektedir. Son 20. 000 yıl içinde (Würm buzul döneminden günümüze kadar), Karadeniz seviyesi, -80, -85 metrelerden +3, +4 metrelere kadar yükselmiş, ardından da son 6 -7. 000 yıl içinde +3, +4 metrelerden 0 (sıfır) metreye çekilmiştir. • Yeni yapılan projeksiyonlara göre, önümüzdeki yüzyıllarda deniz seviyesinde pozitif yönde değişmeler beklenmektedir (ERİNÇ 1986; EROL 1989). Sadece bu ihtimal bile, kıyı yönetimi ve kıyılardaki yapılaşmanın plânlanması için, jeomorfologlara ve coğrafyacılara ayrıca müracaatı gerektirmektedir. Halbuki, mevcut "Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonu”ndaki jeoloji mühendisi ve/veya jeologdan, jeomorfoloğun işini yapması beklenmektedir. Bu mümkün değildir. Bu nedenlerden dolayı, "Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonu" üyeleri aşağıdaki şekilde oluşmalıdır: Jeomorfolog Jeoloji mühendisi ve/veya jeolog Harita ve kadastro mühendisi Ziraat mühendisi Şehir plancısı İnşaat mühendisi ve Mimar

Yeni yönetmelikteki olumlu gelişmeler: "Sahil şeridi"nin yeniden tanımlanması • Yeni yönetmelikte, dikkati çeken bir

Yeni yönetmelikteki olumlu gelişmeler: "Sahil şeridi"nin yeniden tanımlanması • Yeni yönetmelikte, dikkati çeken bir diğer olumlu gelişme ise, "Sahil şeridi"nin yeniden tanımlanması olmuştur. Şöyle ki, • "17 Nisan 1990 tarihinden sonra uygulama imar plânı yapılan ve yapılacak olan alanlarda sahil şeridi, kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 20 m. genişliğinde olmak üzere belirlenir. " (“Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik” 16/a; R. G. : 3. 8. 1990 - 20594), • Bu, yeni yönetmelikte, "Deniz, tabiî ve sunî göllerin kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alandır. " şeklinde tanımlanmakta ve iki alt bölüme ayrılmaktadır. Birinci bölümün ("Kıyı kenar çizgisi"nden kara yönünde 50 m. mesafelik kısım) sadece açık alan olarak (yeşil alan, çocuk bahçesi, gezinti alanları. . . vs. ) düzenlenmesine izin verilmektedir. İkinci bölümde (birinci bölümden sonra kara yönündeki ikinci 50 m. genişliğindeki alan) ise, kamping ve konaklama ünitelerini içermeyen, sadece günlük zorunlu ihtiyaçları karşılamaya yönelik olan duş, gölgelik, soyunma kabini. . . vs. ile 20 m 2 yi geçmeyen el sanatları ürünlerinin sergi ve satış ünitelerine izin verilmektedir. Böylece, kıyı çizgisi ile yapılaşma alanı arasındaki doğal görüntünün korunmasına biraz daha özen gösterilmektedir (Şekil 1). "Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yönetmelik" (R. G. : 13. 10. 1992 - 21374) adını taşıyan

Kıyı Yönetiminin Başlıca Dayanakları • • 1982, T. C. Anayasa'sının 43. Maddesi: "Kıyılar, devletin

Kıyı Yönetiminin Başlıca Dayanakları • • 1982, T. C. Anayasa'sının 43. Maddesi: "Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir. " “ 3621 Sayılı Kıyı Kanunu” (R. G. : 17. 4. 1990 - 20495). “Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik” (R. G. : 3. 8. 1990 - 20594). 3830 Sayılı Kanun (R. G. : 01. 07. 1992 -3830). “Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yönetmelik” (R. G. : 13. 10. 1992 - 21374). "Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği" (R. G. : 7. 2. 1993 21489). “Kıyı Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yönetmelik” (R. G. : 30. 3. 1994 - 21890). “Doldurma ve Kurutma Yoluyla Arazi Kazanma” Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın 4. 9. 1996 tarihli genelgesi.

Öneriler • • İkinci dolgu alanının betonlaştırılması kesinlikle önlenmelidir. Bu çerçevede, inşası plânlanan otel

Öneriler • • İkinci dolgu alanının betonlaştırılması kesinlikle önlenmelidir. Bu çerçevede, inşası plânlanan otel ve benzeri çok katlı binaların yapımından vazgeçilmelidir. "Zararın neresinden dönülürse kârdır". Çünkü bu binalar, hem ciddî hukukî sorunlar doğuracak, hem de dolgu alanının kenar kısımlarında yamaç dengesini bozarak, heyelân ve çökmelere sebep olabilecektir. Bugün, dolgu alanının ulaştığı en batı noktada, Samsun-Bafra kara yolunu, Köy Hizmetleri batısından Adnan menderes bulvarına bağlayan yolun denize ulaştığı yerde, doğa sevgisi konulu bir anıt dikilmeli ve bu ibret anıtı kıyılarımızın bilinçsizce tahribatının durdurulması yönünde ilk adımı temsil etmelidir. Bu ilk adımın, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı başlattığı güzide kentimiz Samsun'dan başlatılması en büyük dileğimizdir. Kıyı yönetimi bir uzmanlık alanı olarak geliştirilmeli, ilgili mevzuat sadeleştirilmeli, yetki ve sorumluluk bir elde toplanmalı ve doğa sevgisi ile doğaya karşı sorumluluk bilinci geliştirilene kadar, yaptırımlar caydırıcı olmalıdır.

Sonuç • Samsun şehri kıyısında olmasa bile, Samsun ili sınırları içinde halen doğal görüntüsünü

Sonuç • Samsun şehri kıyısında olmasa bile, Samsun ili sınırları içinde halen doğal görüntüsünü muhafaza eden çok güzel kıyılarımız mevcuttur. • Bu kıyıları, mevcut hali ile gelecek nesillere aktarmak istiyorsak, başta kamu görevlileri olmak üzere, herkesi konu ile ilgili kanun ve yönetmelikleri öğrenmeye, uymaya ve uygulamaya davet ediyoruz. • Böylece, kıyı tahribatı yerini kıyı yönetimine bırakacak ve torunlarımıza, kartpostallar dışında, doğal kıyı manzaraları bırakama şansımız devam edecektir.

Fotoğraflar • Photo 5: General appearance of Samsun and Samsun’s Harbour. Shows the west.

Fotoğraflar • Photo 5: General appearance of Samsun and Samsun’s Harbour. Shows the west. • Photo 6: The old project of Samsun’s Harbour. (Taken from the archives of Samsun Municipality). • Photo 8: Reinforced concrete buildings built in the first filled area violating the regulations. • Photo 9: The Kürtün creek’s delta was the nearest natural beach to Samsun before construction of the second filled area. Shows the west. • Photo 10: The barrier which was started to construct on the coast line for protecting the water pipe line system of Samsun from the effects of waves. • Photo 11: Rock blocks which were made for protecting the water pipe line system of Samsun are being taken back and loaded the lorries after gathering them from the sea to be taken to the new places from where they put into wrongly. • Foto 12: İkinci dolgu alanında, hafriyat malzemeleri denize dökülüyor. • Photo 12: Excavations materials are being poured in the sea in the border of the second filled area. Şekil 1: 20. Yüzyılın ortalarında Samsun şehri ve kıyıları. • Figure 1: Samsun city and its coasts at the middle of 20 th centrury. • Şekil 2: 20. Yüzyılın sonunda (1999) Samsun şehri ve kıyıdaki dolgu alanları. • Figure 2: Samsun city and the filled areas on its coasts at the end of 20 th century (1999).