YAKIN EVREMZDEK ORGANZMALAR VRSLER TEK HCRELLER FUNGUSLAR AKARLAR

  • Slides: 52
Download presentation
YAKIN ÇEVREMİZDEKİ ORGANİZMALAR VİRÜSLER � TEK HÜCRELİLER � FUNGUSLAR � AKARLAR � BÖCEKLER

YAKIN ÇEVREMİZDEKİ ORGANİZMALAR VİRÜSLER � TEK HÜCRELİLER � FUNGUSLAR � AKARLAR � BÖCEKLER

 çevremizde bizi doğrudan etkileyen ve Yakın yaşamımızı değiştiren birçok organizma bulunmaktadır. Bu organizmalar

çevremizde bizi doğrudan etkileyen ve Yakın yaşamımızı değiştiren birçok organizma bulunmaktadır. Bu organizmalar çoğu zaman gözle görülemeyecek kadar küçük olduğu için, organizmayla karşılaşır karşılaşmaz tedbir almamızı engeller. Yakın çevremizdeki organizmaların bizi etkileyen en önemli faktörü hastalıklardır. Bu hastalıklar çoğu zaman bulaşıcıdır ve birkaç kişiden başlayarak kıtaları hatta dünyayı etkileyen pandemik salgınlara neden olmaktadır.

 VİRÜSLER Virüs kelime olarak zehir anlamına gelmektedir. Virüsler ilk zamanlarda bakterilerin salgılamış olduğu

VİRÜSLER Virüs kelime olarak zehir anlamına gelmektedir. Virüsler ilk zamanlarda bakterilerin salgılamış olduğu bir zehirli madde olarak düşünülüyordu. Ancak sonra virüs bir organizmaya bulaşan, bakterilerin salgıladığı bir zehirli madde olarak kabul edildi. Bilim adamları virüsün bir organizmaya bulaşarak hastalık yaptığını gösterdi. Tütün bitkisinden çıkarılan özüt, porselenden yapılmış bir filtreden geçirilerek virüsler yakalandı. Süzülen özüt, hastalığın bulaşmadığı tütün bitkisinin yapraklarına sürüldüğünde, bitkinin hastalandığı ortaya çıktı. Hollandalı mikrobiyolog M. W. BEIJERINCK bu hastalığın bitkinin bütün organlarına zamanla yayıldığını gözlemlemiş.

 VİRÜSLERİN YAPISI Dış görünüşleri, yapıları ve genel özellikleri bakımından diğer organizmalardan birçok farklılık

VİRÜSLERİN YAPISI Dış görünüşleri, yapıları ve genel özellikleri bakımından diğer organizmalardan birçok farklılık gösterirler . Virüsler, bakterilerden ve mikroorganizmalardan daha küçüklerdir. yaklaşık 20 – 300 nanometre arasında değişebilen boyutlarda en küçük mikroorganizmalardır. Nükleik asidi koruyan kapsil adı verilen protein yapısında kılıfları vardır. Viral genom ve kapsitten oluşan bölüme virion adı verilir. Kapsid, kapsomer adı verilen daha küçük bölümlerden yapılmıştır. Virüsü tanımlamada önem taşırlar. Ayrıca kapsidin nükleik asidi koruma, hücre dışında yaşama ve yeni hücrelere virüs girmesini sağlama özellikleri vardır.

 Nükleik asitlerden ya DNA ya da RNA taşırlar. Enzim sistemleri bulunmadığından, antibiyotiklerde n

Nükleik asitlerden ya DNA ya da RNA taşırlar. Enzim sistemleri bulunmadığından, antibiyotiklerde n etkilenmezler. Zorunlu hücre içi parazitidirler. Virüslerin yapısında, kapsid adı verilen bir protein kılıf ve nükleik asit bulunur. Tek başlarına canlılık belirtileri göstermezler. An cak, kendilerine özgü canlı bir konak hücre içinde çoğalabilirler. Konak hücrenin zarını eritmede görev alan, sindirim enzimleri vardır.

 Konağa özgüdürler; � Kuduz virüsü, sadece beyin ve omurlik hücrelerinde çoğalır. � Hepatid-C

Konağa özgüdürler; � Kuduz virüsü, sadece beyin ve omurlik hücrelerinde çoğalır. � Hepatid-C virüsü, sadece karaciğer hücrelerinde çoğalır. � HIV (AIDS) virüsü; sadece akyuvar hücrelerinde çoğalır. Kızamık virüsü; sadece deri hücrelerinde çoğalır

 VİRÜSLER ETKENİ OLDUKLARI HASTALIKLAR DNA VİRÜSLERİ � Adenovirüsler: Solunum sistemi hastalıkları na neden

VİRÜSLER ETKENİ OLDUKLARI HASTALIKLAR DNA VİRÜSLERİ � Adenovirüsler: Solunum sistemi hastalıkları na neden olur. � Herpesvirüsler: ağız , üst solunum yolları ve genital mukozolara yerleşerek hastalıklar yaptığı gibi, su çiçeği , sitomegalovirus ve zona hastalıklarına va bazı kanserlere de neden olabilen virüsler bu grupta yer alır. � Poxvirüsler: deride hastalık oluşturan çift iplikli 230400 nm boyutlarında büyük DNA virüsleridir.

� Hepadnavirüsler: Karaciğere yerleşen DNA virüsleridir. çift iplikli hepatit B virüsü bu grupta yer

� Hepadnavirüsler: Karaciğere yerleşen DNA virüsleridir. çift iplikli hepatit B virüsü bu grupta yer alır. � RNA VİRÜSLERİ � Picornavirüsler: Çocuk felci , nezle , hepatit A bu grupta yer alan virüslerdir.

� Arbovirüsler: Bazı ateşli hastalıkların etkenidirler. � Togavirüsler: içinde kızamık virüsü yer alır. boyutları

� Arbovirüsler: Bazı ateşli hastalıkların etkenidirler. � Togavirüsler: içinde kızamık virüsü yer alır. boyutları 50 - 70 nm olup tek iplikli RNA virüsüdür.

� Retrovirüsler: AİDS hastalığı virüsü bu grupta yer alır. � Ortomiksovirüsler: Örnek olarak grip

� Retrovirüsler: AİDS hastalığı virüsü bu grupta yer alır. � Ortomiksovirüsler: Örnek olarak grip salgınlarına neden olan influenza virüsleri verilebilir. � Paramiksovirüsler : (kabakulak , kızamık virüsleri) ve rabdovirüsler diğer RNA virüsleridir.

 BAKTERİLER Bakteriler bağımsız yaşama özelliğine sahip küçük organizmalardır. Prokaryot yani tek hücreli yapıları

BAKTERİLER Bakteriler bağımsız yaşama özelliğine sahip küçük organizmalardır. Prokaryot yani tek hücreli yapıları ile diğer mikroorganizmalardan ayrılırlar. Bakerilerin boyları çok küçüktür. Ayrıca bakteri boyları türlerine göre değişiklik göstermektedir. Bakteriler her ortamda bulunmaktadırlar. Deniz suyunda, toprakta, deride, bağırsaklarda asitli sularda dahi bakteriler yaşamaktadırlar Monera alemini oluşturan prokaryot canlıların en yaygın olanları ve en çok bilinenleri bakterilerdir. Tüm bakteriler mikroskobik ve tek hücrelidir. Büyüklükleri normal çekirdekli hücrelerin mitokondrileri kadardır.

 Bakteri hücresi hücre zarı adı verilen lipit bir zarla çevrilidir. Hücre zarı, hücrenin

Bakteri hücresi hücre zarı adı verilen lipit bir zarla çevrilidir. Hücre zarı, hücrenin dışındaki maddeleri hücrenin içine alıp, besinler, protein gibi sitoplazmanın gerekli bileşenlerini hücrenin içerisinde tutar. Bakteriler prokaryot olduklarından zarla çevrili çekirdek, mitokondri, kloroplast, endoplazmik retikulum, golgi gibi sitoplazmalarında zarla kaplı organeller yoktur. Sadece zarla kaplı olmayan ribozom organelini bulundururlar.

 Bakteriler mikroskobik görünüm bakımından üç morfolojik gruba ayrılırlar. � a) Yuvarlak biçimli bakteriler

Bakteriler mikroskobik görünüm bakımından üç morfolojik gruba ayrılırlar. � a) Yuvarlak biçimli bakteriler (koklar) � b) Çomak biçimli bakteriler (basiller) � c) Sarmal biçimli bakteriler (spiraller)

Bakteriler ve etkeni oldukları hastalıklar Aerob bakteriler � Bacillus : insanlarda ve hayvanlarda şarbon

Bakteriler ve etkeni oldukları hastalıklar Aerob bakteriler � Bacillus : insanlarda ve hayvanlarda şarbon adı verilen hastalığın etkenidirler. � Corynebacterium: Difteri hastalıgının etkenidir.

 Anerob bakteriler �Pseudomonos: antibiyotiklere dirençli , hastane enfeksiyonlarına neden olan türleri içerir. �Mycobacterium:

Anerob bakteriler �Pseudomonos: antibiyotiklere dirençli , hastane enfeksiyonlarına neden olan türleri içerir. �Mycobacterium: tüberkiloz ve lepra etkenleri bu grubun en bilinen türleridir. �Actinomyces: çoğunlukla diş çürümesine neden olan türleri içerir. �Haemophilus: çocuklarda menenjit ve daha çok üst solunum yolları enfeksiyonu etkeni olan H. influenzae en önemlileridir.

 PROTOZOA Protistalar çok küçük su birikintileri, nemli topraklar, hayvanların vücut sıvıları gibi farklı

PROTOZOA Protistalar çok küçük su birikintileri, nemli topraklar, hayvanların vücut sıvıları gibi farklı ortamlarda yaşayabilen mikroskobik canlılardır. Bu canlıların tüm hayati olayları bir hücre içinde geçmektedir. Bu canlılar hem bitkisel hem de hayvansal özellik taşır. Terliksi hayvan, amip, öglena, çan hayvanı protistalar grubundaki canlılara örnektir. protistalar dört gruba ayrılır. Kamçılılar(Flagalletlar), Kök Bacaklılar (Rhizopoda), Sporlular (Sporozoa) , Silliler (Ciliata)

 Protozoa ve etkeni oldukları hastalıklar Kamçılılar(Flagalletlar): Bunlar denizlerde, tatlı sularda ve parazit olarak

Protozoa ve etkeni oldukları hastalıklar Kamçılılar(Flagalletlar): Bunlar denizlerde, tatlı sularda ve parazit olarak omurgalı hayvanlarda yaşarlar. Öglena gibi bazı türleri kloroplast taşır. Çeçe sineği tarafından taşınan Trypanosoma gambienses paraziti insan kanı içine yerleşerek, merkezi sinir sistemini tahrip ederek uyku hastalığına neden olur. Kök Bacaklılar(Rhizopoda): İnsan bağırsaklarında yaşama ortamı bulan amipler dizanteri yapabilirler. Amipli dizanteri de vücuda mikrop girmesinden 10 -21 gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkar. Hastada kanlı ishal, ateş, karın krampları, kilo kaybı ve halsizlik görülür.

�Sporlular(Sporozoa): Parazit olarak yaşayan canlılardır. Hareket organelleri bulunmaz. Kofulları yoktur. Üremelerinde ise bir konukçuya

�Sporlular(Sporozoa): Parazit olarak yaşayan canlılardır. Hareket organelleri bulunmaz. Kofulları yoktur. Üremelerinde ise bir konukçuya ihtiyaç duyarlar. Örnek olarak; sıtma plazmodyumu ‘anofel’ denilen sivrisineklerin tükürük bezinde yaşar. Sivrisineğin insanın kanını emmesiyle insana bulaşır. İnsanda ‘sıtma hastalığı’ yapar. Sıtma hastalığı ‘kinin’ denilen ilaçla tedavi edilir. �Silliler (Ciliata): Vücutları kısmen veya tamamen sillerle kaplı canlılardır. Hareketlerini ve besinlerinin alımını silerle gerçekleştirilirler. Tatlı sularda serbest yüzer şekilde veya sabit olarak yaşarlar. Bazıları parazit ve bazıları da koloni şeklinde yaşamlarını sürdürürler. Çan hayvancığı buna örnek gösterilebilir.

Funguslar (mantarlar) Mantarlar ökaryotik canlılar grubunda yer alırlar. Sporla üreme ve eşeyli ile eşeysiz

Funguslar (mantarlar) Mantarlar ökaryotik canlılar grubunda yer alırlar. Sporla üreme ve eşeyli ile eşeysiz üreme görülür . Mantarlar heterotrof yaşayan yani kendi besinini kendi yapamayan bir organizma grubu olmakla beraber parazit, çürükçül veya simbiyotik yaşama biçimi gösterirler. Çürükçül olanlar hücre dısında besinlerini sindirdikten sonra genelde bitkilerden, hayvanlardan ve insanlardan faydalanarak yaşamlarını sürdürerek karşı tarafta enfeksiyon oluştururlar. Doğa da 100. 000 kadar mantar türünün yayılış gösterdiği tahmin edilmektedir. Yaklaşık 50 adet mantar türü insanlarda hastalık riski oluşturmaktadır. Bu mantarların çoğu dış etkilere karşı oldukça direnç gösterebilir ve her türlü kötü çevre şartlarına uyum gösterip hayatlarını devam ettirebilirler. Kendilerine uygun bir yer bularak o bölgeyi enfekte ederler. Özellikle ciltte derinin üst tabakasında, tırnakta, saçta çoğalma gösterirler. Vücut yüzeyinde dermatofitler olarak bilinirler ve küf benzeri mantarla enfeksiyona neden olurlar.

� Mikozlar yüzeysel mikozlar ve derin mikozlar olarak ikiye ayrılır. deri mukoza tırnak saç

� Mikozlar yüzeysel mikozlar ve derin mikozlar olarak ikiye ayrılır. deri mukoza tırnak saç gibi vücudun dış bölgesine yerleşen fungus enfeksiyonuna yüzeysel mikoz denir . Organ yerlesimli deri dokuları tutan ve genellikle tüm sistemlere yerleşme yeteneğinde olan fungus enfeksiyonlarına derin mikoz denir � Fungusun deri aracılığıyla girmesi sonucu deri altı dokulara uzanan mikozlara subkutanöz denir. �

Funguslar ve etkeni oldukları hastalıklar Yüzeysel mikozlar: Tinea kapitis saç mantarı olarak bilinir. Mantarın

Funguslar ve etkeni oldukları hastalıklar Yüzeysel mikozlar: Tinea kapitis saç mantarı olarak bilinir. Mantarın saçta enfeksiyonuyla meydana gelir Tinea pedis: Ayaklarda özellikle ise ayak parmak aralarında sıklıkla görülmektedir Tinea ungium: Tırnaklarda oluşan bir mantar türüdür sistematik mikoz: coccidiodis immitis: sporlarının solunmasıyla bulaşır. Paracoccidioides: Solunum yoluyla etken akciğerlere yerleşir.

 Akarlar ve böcekler arthropoda(eklembacaklılar) � Eklem bacaklılar birçok bitkinin tozlaşmasına yardımcı olarak bitkilerin

Akarlar ve böcekler arthropoda(eklembacaklılar) � Eklem bacaklılar birçok bitkinin tozlaşmasına yardımcı olarak bitkilerin sürekliliğini sağlar. Bazı eklem bacaklılar da organik maddeleri ayrıştırarak toprağın verimini arttırır. Denizde yaşayanlar ise pek çok bulaşıcı hastalığın mikrobunu taşıdıkları için diğer canlıların sağlığı açısından büyük bir tehlike oluşturur. Yani bacaklarında eklem sayısı fazla olan hayvanlara eklem bacaklı hayvanlar denilir. Eklem bacaklı hayvanlar dört gurupta incelenir � Eklem bacaklı hayvan grupları: � Örümcekler (örümcek, akrep, kene), � Çok ayaklılar (kırkayak, çiyan ), � Kabuklular (ıstakoz, karides, yengeç , akrep), � Böcekler (arı, kelebek, sinek, çekirge, karasinek, sivrisinek, bit, pire, tahta kurusu, hamam böceği ).

 AKARLAR: hemen transparandırlar. Çıplak gözle kolayca seçilemezler ancak bir büyüteç veya mikroskopla görülebilirler.

AKARLAR: hemen transparandırlar. Çıplak gözle kolayca seçilemezler ancak bir büyüteç veya mikroskopla görülebilirler. Gözleri yoktur, sekiz bacakları vardır. Ortalama ömürleri 3 -4 aydır. Bir dişi akar, 300 yumurta bırakır. Çok soğuk, nemi az, aydınlık ve iyi havalandırılan yerler akarların çoğalabilmeleri için uygun değildir. Yaşamaları için ideal koşullar 20 -30°C sıcaklık, %60 -70 arası nemdir. İnsanların dökülen deri hücreleri, saç, kıl, kepekten ve diğer organik maddelerden beslenirler. Ne kadar temiz olursa olsun her evde bulunan ev tozu akarlarının en yoğun olarak üredikleri yerler insanların yatakları (ideal nem, sıcaklık ve besin nedeniyle), yastık, yorgan, halı dipleri ve kumaş kaplı mobilyalardır. �

 AKREPLER � Genellikle sıcak ve nemli bölgelerde yaşayan, vücutları sert kitin bir tabaka

AKREPLER � Genellikle sıcak ve nemli bölgelerde yaşayan, vücutları sert kitin bir tabaka ile örtülü, kıvrık ve kalkık kuyruğunda zehir iğnesi bulunan eklembacaklıların genel adıdır. Akreplerin 8 ayağı bulunmaktadır. Taşların altında, duvar yarıklarında, kurumuş ağaç kabukları altında veya yer altında kazdıkları dehlizlerde rastlamak mümkündür. Karlı bölgeler hariç hemen her yerde yaşarlar . En ölümcül akrepler Afrika civarında bulunurlar. Yine de güçlü, ölümcül akreplerin, dondurucu soğuk olan ortamlarda da hayatta kalabildikleri bilinmektedir. İnsanı akrep sokunca sokulan yer kızarır ve şişer. Ateş yükselir, kalp atışı yavaşlar, terleme ve sayıklama, solunum darlığı, çarpıntı ve kusma görülür. Akrep zehirlenmesine skorpionizm denir.

 KENE � Kene, kan emerek beslenen bir parazit olduğu için hayvanların üzerine, buradan

KENE � Kene, kan emerek beslenen bir parazit olduğu için hayvanların üzerine, buradan ortama, oradan da insanlara kolaylıkla geçerek birçok hastalığın taşınmasında etkin rol oynar. Canlı yavru doğurmaz, yumurta sistemi ile çoğalırlar. Dişi kene, yumurtalarını gelişebileceği birçok alana bırakır. Bu larvalar, belirli dönemlerden sonra ergin kene olana kadar birçok safhadan geçer .

 Parazit sınıfında yer alan ve canlıların kanını emerek beslenen keneler, hortum benzeri organlarını

Parazit sınıfında yer alan ve canlıların kanını emerek beslenen keneler, hortum benzeri organlarını deriye geçirip kan emerek yaşarlar. Bu emme işlemi sırasında da vücutlarında yer alan virüsleri de konakladıkları canlılara bulaştırırlar. Özellikle bir önceki konaklarında bulunan virüsleri sonraki konaklarına bulaştırarak hastalıkların yayılmasına neden olurlar. Hastalıkların bulaşması için kenelerin bir süreliğine de olsa mutlaka kan emmesi gerekir. Anlık fiziksel temaslar hastalıkların bulaşmasına neden olmaz. Kenelerden bulaşan hastalıkların en başında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Q humması, Lyme borreliosis gibi hastalıklar gelir ve bu hastalıklar insanlarda ölümcül sonuçlara neden olabilirler. Bunların dışında theileriosis, babesiosis, anaplasmosis, cowdriosis, erlichiosis, kayalık dağlar humması, tularemi, Rift Vadisi humması gibi birçok hastalık da keneler yoluyla bulaşır. Dişi keneler, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ve halk arasında ağrıma olarak bilinen babesisosis gibi hastalıkları, yumurtaları vasıtasıyla larvalarına geçirir. Hastalıkların yayılma oranı da bu yeni yavrularla daha da artar.

HAMAM BÖCEĞİ � Adını Yunancadan almış olan bu böcek Balottodea ismi ile bilinir ve

HAMAM BÖCEĞİ � Adını Yunancadan almış olan bu böcek Balottodea ismi ile bilinir ve yaklaşık 4. 500 çeşidin genel adıdır. Genellikle gruh halinde yaşayan hamam böcekleri dünya üzerinde kutuplar ve 2000 metreden alçak tüm bölgelerde yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Birçok türü bulunan hamam böceğinin genellikle kanatları vardır. Kendi türüne göre kanat yapısı değişebilen bu böceklerde vücut uzunluğu 1. 5 cm ile 5 cm arasında değişmektedir.

 Birçok ortamda hayatını kolaylıkla sürdürebilen hamam böcekleri genellikle nemli bina ve ılık ortamları

Birçok ortamda hayatını kolaylıkla sürdürebilen hamam böcekleri genellikle nemli bina ve ılık ortamları tercih ederler. Bu nedenle evlerde özellikle banyo ve tuvaletlerde görülürler. Dokunsal ve kimyasal iletişim yolu ile haberleşen hamam böcekleri gittikleri yerlerde dışkı ve salgı bırakarak hem diğer hamam böceklerine besin bırakırlar hem de bu şekilde yuva yerlerinin tespitini sağlarlar.

 PİRELER � Kan emerek yaşayan bir parazit türü olan pirenin pek çok çeşidi

PİRELER � Kan emerek yaşayan bir parazit türü olan pirenin pek çok çeşidi vardır. İnsan piresi, diğer pire türlerinde olduğu gibi yumurta, larva, pupa ve erişkin olmak üzere 4 evreye sahip bir yaşam döngüsüne sahiptir. Kırmızımsı renge sahip insan piresi, 6 adet tutunma gücü yüksek bacağa sahiptir. İnsanda pire bulunması, pirelerin daha önce yuva yaptıkları konakçılarından aldıkları mikrop ve hastalıkları yeni taşıyıcılarına, yani söz konusu insan piresi olduğunda insanlara direkt kan yoluyla bulaştırdıklarından sağlık açısından son derece tehlikelidir. İnsan piresi kılcal damarların yoğun olduğu bölgeleri günde 3 -4 defa ısırarak beslenirler. Kendini üzerinde yaşadığı insanın vücut ısısına göre ayarlayan insan piresi başka yerde yaşayamaz; fakat yumurtalarını elbise dikişlerinin aralarına, yerlere, eşyaların üzerine, yatak ve yorgan aralarına, yastık içlerine, kısacası her yere bırakabilir. İnsan piresi dışında kedi piresi, köpek piresi gibi en sık görülen pire çeşitleri insan vücudunda da yaşayabilirler.

 ARILAR � Arı, gövdesi segment adı verilen halkalarla kaplı, üç çift bacağı bulunan,

ARILAR � Arı, gövdesi segment adı verilen halkalarla kaplı, üç çift bacağı bulunan, vücudu tüylerle kaplı, bir çift antene sahip, siyah çizgili sarımsı renklerde böcek türüdür Dünyada 16 bin arı türü vardır. Genellikle küme halinde yaşayan arıların % 5’i grup halinde yaşar. 80 bin kadar bal arısı tek bir kovanda yaşar ve sosyal arı türüdür. Arılar, zehirli iğneleri ile tehlike anında insanı sokarlar. Bal arısı iğneyi batırdığında iç organları parçalandığı için ölür. Fakat yaban arısı zehri enjekte ettikten sonra iğnesini çıkartıp hayatına devam eder. Arı soktuğunda, sokulan bölge kızarır, şişer, acı ve şiddetli kaşıntı olur. Hassas bünyeli kişilerde alerjik reaksiyonlar oluşur.

 TAHTAKURULARI Tahtakurusu ufak yapılı vücutları alttan ve üstten basık halde ve toplam vücudu

TAHTAKURULARI Tahtakurusu ufak yapılı vücutları alttan ve üstten basık halde ve toplam vücudu üzerinde üç çift ayakları bulunan haşerelerdir. Tahta kurusu kan emen bir canlıdır. Tahta kurusunun kafasında iletişimini sağlayan ve tehlikeleri algılayan, bir çift anten vardır. Yapı olarak ufak hayvanlardır Hızlı çoğalan bir böcektir. Yiyecek bulamadığında, uzun zaman yaşayan bir böcek türüdür. Aç kaldığında hiç besinleri olmadığı zamanda bile 2 yıla kadar yaşayabilir. Tahtakurusunun karın kısmı çok geniştir. Genelde günde 3– 5 defa kan emebilir. Tahta kurusunun ısırdığı yerler kabarır ve şişer. Bu kabarcıklar kaşınır, ısırılan yer kızarır. Tahtakurusu sadece insan değil uçan kuşlar, kümes hayvanları, yaban hayvanları ve diğer evcil hayvanlar üzerinde de yaşarlar. Tahta kurusu konutlarımıza genellikle evdeki evcil hayvanlar üzerinden ya da evimize gelen misafirlerin eşyaları üzerinden geçer.

 SİNEKLER Böceklerin Diptera familyasına ait, çift zar kanatlı, genellikle sıcak iklimlerde görülen uçabilen

SİNEKLER Böceklerin Diptera familyasına ait, çift zar kanatlı, genellikle sıcak iklimlerde görülen uçabilen böcek türlerinin çoğu için kullanılan genel bir terimdir. Diptera (çiftkanatlılar) takımının Muscidae familyasından yaygın bir sinek türü olan ve ev sineği olarak da adlandırılan karasinek, yerleşim bölgelerindeki bütün sineklerin % 90’ını meydana getirir. Kutuplar’dan Ekvator’a doğudan batıya yayılmış durumdadır.

� Küçük yapılı olmalarına rağmen hayli huzursuzluk veren bir haşere türü olan sinek türleri

� Küçük yapılı olmalarına rağmen hayli huzursuzluk veren bir haşere türü olan sinek türleri sadece ısırmakla kalmaz aynı zamanda hastalık mikrobu ve ölümcül virüslerde bulaştırdıkları için oldukça tehlikeli olabilen türlerdir. Sivri sinekler kan emerek beslenen canlılardır ve insanlardan kan emerek beslenirler. Bu yolla insanlara birçok hastalık bulaştırırlar. Sivrisineklerden insanlara bulaşan hastalıklardan bazıları, ateşli hastalıklar, Nil humması, fil hastalığı, sarı humma, cilt hastalıkları ve grip virüsü gibi hastalıkları insanlara bulaştırırlar.

 SORULAR DOĞRU/ YANLIŞ 1)(D) Fungusun deri aracılığıyla girmesi sonucu deri altı dokulara uzanan

SORULAR DOĞRU/ YANLIŞ 1)(D) Fungusun deri aracılığıyla girmesi sonucu deri altı dokulara uzanan mikazlara subkutanöz tanımlaması yapılır 2)(D) Akarina takımının metamorfizmasında yumurta larva nimf ve erişkin dönemleri vardır. 3)(Y) Hücre duvarı tüm bakterilerde bulunur. 4)(Y) Bazı ateşli hastalıklara sebep olan arbovirüs ler DNA virüslerindendir. 5)(D) Picornavirüsler çocuk felci, nezle , hepatit A bu grupta yer alan virüslerdir.

BOŞLUK DOLDURMA 1 ) Böceğin ergin hale gelebilmesi için geçirdiği değişimlere metamorfoz denir. 2)

BOŞLUK DOLDURMA 1 ) Böceğin ergin hale gelebilmesi için geçirdiği değişimlere metamorfoz denir. 2) Bakteriler mikroskobik görünüm bakımından kok seklindeki çomak şeklindeki ve sarmal şeklindeki bakteriler olarak üçe ayrılır. 3)Organ yerleşimli derin dokuları tutan ve genellikle tüm sistemlere yerleşme yeteneğinde olan fungus enfeksiyonlarına derin mikoz denir. 4)Hepadnavirüsler karaciğere yerleşen DNA virüsleridir. 5)Spordan normal bakteri haline dönme olayına germinasyon denir.

KLASİK SORULAR 1)Bakterilerin genel özellikleri ve yapısı ile ilgili özellikleri nelerdir? . Bakteriler prokoryat

KLASİK SORULAR 1)Bakterilerin genel özellikleri ve yapısı ile ilgili özellikleri nelerdir? . Bakteriler prokoryat mikroorganizmalardır Tek hücreli yapıları ile diğer mikroorganizmalardan ayrılırlar. Bakerilerin boyları çok küçüktür. Ayrıca bakteri boyları türlerine göre değişiklik göstermektedir. Bakteriler her ortamda bulunmaktadırlar. Deniz suyunda, toprakta, deride, bağırsaklarda asitli sularda dahi bakteriler yaşamaktadırlar. Monera alemini oluşturan prokaryot canlıların en yaygın olanları ve en çok bilinenleri bakterilerdir. Bakteri hücresi hücre zarı adı verilen lipit bir zarla çevrilidir. Hücre zarı, hücrenin dışındaki maddeleri hücrenin içine alıp, besinler, protein gibi sitoplazmanın gerekli bileşenlerini hücrenin içerisinde tutar. Bakteriler prokaryot olduklarından zarla çevrili çekirdek, mitokondri, kloroplast, endoplazmik retikulum, golgi gibi sitoplazmalarında zarla kaplı organeller yoktur. Sadece zarla kaplı olmayan ribozom organelini bulundururlar. Morfolojik olarak kok, çomak ve sarmal olarak üç gruba

2)DNA virüsleri genel özellikleri nelerdir? Hepadnavirüsler: Karaciğere yerleşen DNA virüsleridir. Hepatit B virüsü bu

2)DNA virüsleri genel özellikleri nelerdir? Hepadnavirüsler: Karaciğere yerleşen DNA virüsleridir. Hepatit B virüsü bu grupta yer alır. Poxvirüsler: Deride hastalık oluşturan DNA virüsleridir. Papovirüsler: Siğil hastalığına neden olan virüs bu gruptandır. Herpesvirüsler: Ağız üst solunum yolları , suçiçeği, zona hastalıkları ve bazı kanserlere sebep olan virüsler bu grupta yer alır. Adenovirüsler: Solunum yolları başta olmak üzere mukozalara tutunarak hastalığa neden olurlar.

�HAZIRLAYAN: �EBRU DALYAN �FEN / 4 A � 141104719

�HAZIRLAYAN: �EBRU DALYAN �FEN / 4 A � 141104719