KEMN YAPISI Kemik organik ve mineral ksmlardan oluur

  • Slides: 73
Download presentation
KEMİĞİN YAPISI Kemik, organik ve mineral kısımlardan oluşur. Organik kısmın başlıca ögesi kollojendir. Mineral

KEMİĞİN YAPISI Kemik, organik ve mineral kısımlardan oluşur. Organik kısmın başlıca ögesi kollojendir. Mineral kısmın temel ögesi kalsiyum tuzlarıdır. 1

KEMİĞİN ÖZELLİKLERİ Kemik; %70 inorganik %30 organik unsurlardan oluşur. Kemiğin inorganik yapısı hidroksiapatit olup,

KEMİĞİN ÖZELLİKLERİ Kemik; %70 inorganik %30 organik unsurlardan oluşur. Kemiğin inorganik yapısı hidroksiapatit olup, başlıca elementleri kalsiyum (Ca) ve fosfattır (P). Hidroksiapatit kollajen ile birleşerek hem çok kuvvetli ve esnek yapısal bir malzeme hem de damardan yoğun, metabolik olarak aktif ve canlı kemik dokusunu oluşturur. canlı kemik dokusunu

Trabeküler Kemik Kortikal Kemik İskeletin büyük bölümünü kortikal kemikler, daha azını trabeküler (süngerimsi) kemikler

Trabeküler Kemik Kortikal Kemik İskeletin büyük bölümünü kortikal kemikler, daha azını trabeküler (süngerimsi) kemikler oluşturur.

Kortikal Trabeküler Yoğun ve sıkıdır. Kortikal kemiğin hemen alt kısmında yer alır. İskeletin dış

Kortikal Trabeküler Yoğun ve sıkıdır. Kortikal kemiğin hemen alt kısmında yer alır. İskeletin dış kısmını oluşturur. Çoğunlukla uzun kemikler ve vertebraların uçlarında bulunur. İskeletin yaklaşık %80’idir. Mekanik destek sağlar. Başlıca görevi mekanik kuvveti ve korumayı sağlamaktır. İç kısmın yapı iskelesinin malzemesini oluşturur. Daha çok metabolik olarak aktiftir. 4

Kemikler sürekli değişim gösterirler. Bu değişimde osteoklast ve osteoblast hücreleri etkindir. Osteoporoz Osteoblastlar ise

Kemikler sürekli değişim gösterirler. Bu değişimde osteoklast ve osteoblast hücreleri etkindir. Osteoporoz Osteoblastlar ise boşalan yerlere mineral ve organik ögelerin yerleşmesinde etkindirler Osteoklastlar kemiklerden mineral ve organik kısmın çekilmesinde Kemik dengesi Osteoblast

Kemik Oluşumu ve Yıkımını Etkileyen Faktörler • Kalsiyum seviyesine Etki Eden Hormonlar Glukokortikoidler Büyüme

Kemik Oluşumu ve Yıkımını Etkileyen Faktörler • Kalsiyum seviyesine Etki Eden Hormonlar Glukokortikoidler Büyüme Hormonları Cinsiyet Hormonları • Sistemik Hormonlar Tirioid Hormonu İnsülin • Lokal Faktörler Prostaglandinler Osteokalsin Osteonektin • Lokal ve Sistemik Büyüme Faktörleri TGF-β IGF-II PDGF b. FGF a. FGF PTH 1. 25 (OH)₂ DH₃ Kalsitonin STOKİNLER IL-1 TNF - ɑ, β CSF İnterferon

D VİTAMİNİ 7

D VİTAMİNİ 7

 • Yağda eriyen vitaminlerden birisi olan D vitamini hormon benzeri fonksiyonlara sahip olan

• Yağda eriyen vitaminlerden birisi olan D vitamini hormon benzeri fonksiyonlara sahip olan bir grup steroldür. 8

*Vitamin D 2 (ergokalsiferol) sadece bitkisel besinlerle vücuda alınabilir. *Vitamin D 3 (kolekalsiferol) hayvansal

*Vitamin D 2 (ergokalsiferol) sadece bitkisel besinlerle vücuda alınabilir. *Vitamin D 3 (kolekalsiferol) hayvansal besinlerde bulunur ve vücutta cilt altında ultraviyole ışınlarının etkisi ile 7 -hidroksi kolesterolden sentez edilir. Yetişkinlerde epidermiste Çocuklarda epidermis ince olduğu için dermiste sentezlenir. 9

 İnsanlar için D vitamininin esas kaynağı ultraviyole radyasyonudur. Doğada tek UV kaynağı güneştir.

İnsanlar için D vitamininin esas kaynağı ultraviyole radyasyonudur. Doğada tek UV kaynağı güneştir. *Ozon tabakası atmosfere giren UV ışınlarının bir kısmını dengeleyerek yeryüzüne ulaşmasını engeller. Bu nedenle; *Kış aylarında güneş ışınlarının yatık gelmesi ve coğrafik özellikler, günlerin kısa olması nedeni ile yeryüzüne ulaşan mevsim ve UV miktarı azdır. güneşin geliş açısı D vitamini üretimi üzerinde *Güneş ışınları yeryüzüne en dik 9 -15 saatleri etkili olur. arasında gelir. 10

Hava kirliliği Mevsimsel değişiklikler Yaşam biçimi Giyim şekli Güneş ışınlarına karşı koruyucu kremlerin kullanılması

Hava kirliliği Mevsimsel değişiklikler Yaşam biçimi Giyim şekli Güneş ışınlarına karşı koruyucu kremlerin kullanılması • Deri renginin koyu olması deride D vitamini sentezini etkiler. • • • 11

 • Besinlerle alınan veya vücutta sentezlenen kolekalsiferol (vit D 3) ile • Sadece

• Besinlerle alınan veya vücutta sentezlenen kolekalsiferol (vit D 3) ile • Sadece besinlerle alınan ergokalsiferol (vit D 2) inaktif maddelerdir. 12

Deride güneş ışınlarının etkisi ile 7 hidroksi kolesterolden sentezlenen kolekalsiferol; • karaciğer ve •

Deride güneş ışınlarının etkisi ile 7 hidroksi kolesterolden sentezlenen kolekalsiferol; • karaciğer ve • böbreklerde hidroksillenerek aktif D vitaminine çevrilir. 13

İnaktif D vitamini önce dolaşım yolu ile geldiği karaciğerde hidroksillenerek 25 Bunlardan biyolojik hidroksi

İnaktif D vitamini önce dolaşım yolu ile geldiği karaciğerde hidroksillenerek 25 Bunlardan biyolojik hidroksi vit D’ye olarak en aktif olandönüşür ( 25 -OH-D). 25 -OH-Vit D tekrar 1, 25 dihidroksi vitamin dolaşıma geçerek D’dir. böbreklere taşınır. Burada tekrar hidroksillenerek çeşitli metabolitlere dönüşür. 1, 25 dihidroksi vitamin D 24, 25 dihidroksi vitamin D 25, 26 dihidroksi vitamin D 14

 Aktif D vitamini, • vücutta sentez edilmesi, • bir yerde sentez edildikten sonra

Aktif D vitamini, • vücutta sentez edilmesi, • bir yerde sentez edildikten sonra uzaktaki dokularda reseptörleri aracılığı ile etki göstermesi ve • “Feed-back” kontrolünün olması gibi özellikleri nedeni ile bir vitamin olmaktan çok bir steroid hormon gibi davranmaktadır. 15

Hücre büyümesini inhibe eden biyoaktif bir faktör Hücre farklılaşmasını İmmün regülasyonu Hücreleri neoplastik dönüşümden

Hücre büyümesini inhibe eden biyoaktif bir faktör Hücre farklılaşmasını İmmün regülasyonu Hücreleri neoplastik dönüşümden korumayı sağlayan bir hormon 16

 • Son yıllarda yapılan araştırmalar hormon gibi etki gösteren D vitamininin kemik metabolizması

• Son yıllarda yapılan araştırmalar hormon gibi etki gösteren D vitamininin kemik metabolizması dışındaki organların fonksiyonlarında da önemli rol oynadığını İleriki yaşlarda görülen bazı hastalıkların göstermiştir. gelişimi ile D vitamini arasında ilişki olduğu son zamanlarda yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Sadece çocukluk çağında değil, yetişkinlikte de önemli 17

 • Bağırsaklar, böbrekler, kemik dokusu D vitamini metabolizmasının yer aldığı esas organlar. •

• Bağırsaklar, böbrekler, kemik dokusu D vitamini metabolizmasının yer aldığı esas organlar. • Bununla beraber hemen her hücrede (beyin, kalp, mide, pankreas, deri, meme, T ve B lenfositler) Vitamin D Reseptörü (VDR) vardır. • Hem kalsiyum metabolizması • Hem de kemik dışı etkilerini VDR ile yapar. En önemli rolü barsaklardan diyetle alınan kalsiyumun emilimini sağlamak. 18

19

19

20

20

İnsan vücudundaki D vitamininin; • %90 -95’i deride sentezlenmekte, • az bir kısmı ise

İnsan vücudundaki D vitamininin; • %90 -95’i deride sentezlenmekte, • az bir kısmı ise diyetle alınmaktadır. 21

D VİTAMİNİ KAYNAKLARI Besin IU/100 g Yağlı balıklar ve yağları 8. 000 -400. 000

D VİTAMİNİ KAYNAKLARI Besin IU/100 g Yağlı balıklar ve yağları 8. 000 -400. 000 Köpek balığı 1. 200 -10. 000 Kılıç balığı 1. 000 Tereyağ 10 -100 Peynir 12 Süt 4’ten az Bütün yumurta 50 -60 Türkiye İçin Beslenme Rehberi’ne göre Günlük gereksinim 10 mcg Çevirme faktörü 40 IU = 1 mcg D Vit 22

Aşırı D vitamini toksiktir. • Kemiklerde aşırı kalsifikasyona • Böbrek taşlarına • Böbrek, akciğerler

Aşırı D vitamini toksiktir. • Kemiklerde aşırı kalsifikasyona • Böbrek taşlarına • Böbrek, akciğerler gibi yumuşak dokularda kalsifikasyona • Hiperkalsemiye neden olabilir. Başağrısı Halsizlik Bulantı-kusma Kabızlık Poliüri-polidipsi görülebilir 23

D vitamini durumunun değerlendirilmesinde sıklıkla 25(OH)D 2 + 25(OH)D 3 Bu değer hem deride

D vitamini durumunun değerlendirilmesinde sıklıkla 25(OH)D 2 + 25(OH)D 3 Bu değer hem deride sentezlenen hem de ağızdan alınan D vitamininin toplamını plazma 25(OH)D konsantrasyonları kullanılmaktadır. gösterir. Serum 25(OH)D düzeyi ng/m. L <20 20 -30 30 -100 Değerlendirme Eksiklik Yetersizlik Yeterli D vitamini durumunun değerlendirilmesi 24

D Vitamini Eksikliği İçin Riskli Gruplar • • • 0 -24 ay arası çocuklar

D Vitamini Eksikliği İçin Riskli Gruplar • • • 0 -24 ay arası çocuklar Adolesanlar Doğurganlık çağındaki kadınlar Gebe ve emzikli kadınlar Yaşlılar 25

RAŞİTİZM (RİKETS) 26

RAŞİTİZM (RİKETS) 26

 • “Raşitizm”, bebek ve çocuklarda görülen, kemiklerin yumuşaması sonucu deformite gelişmesi ile karakterize

• “Raşitizm”, bebek ve çocuklarda görülen, kemiklerin yumuşaması sonucu deformite gelişmesi ile karakterize bir hastalıktır. • Başka bir deyişle büyüyen kemiğin hastalığıdır. • Raşitizm büyümekte olan organizmada kıkırdak ve kemik matriksinin mineralizasyonundaki yetersizlik sonucu gelişir. 27

 • Gelişmekte olan ülkelerde raşitizmin en önemli nedeni D vitamini yetersizliğidir. • D

• Gelişmekte olan ülkelerde raşitizmin en önemli nedeni D vitamini yetersizliğidir. • D vitamini yetersizliğine bağlı olan türüne “nutrisyonel raşitizm” denmektedir. • Nadiren kalsiyum eksikliğine bağlı raşitizm de görülebilir. 28

D vitaminin görev mekanizması şöyle açıklanabilir Kanda kalsiyum düzeyi düşünce paratiroid hormonu (PTH) salgılanır.

D vitaminin görev mekanizması şöyle açıklanabilir Kanda kalsiyum düzeyi düşünce paratiroid hormonu (PTH) salgılanır. PTH böbreklerde hidroksilaz enzimini uyararak kolekalsiferol sentezlenir. Sentezlenen kolekalsiferol kalsiyum bağlayan protein (Ca. BP) Böylece kemiklerin ve sentezini hızlandırır. dişlerin sertleşmesi mümkün olur. Ca. BP barsaklardan kalsiyumu kana taşımaktadır. Kana geçen kalsiyum yine D vitamini yardımı ile kemiklere taşınır. 29

 D vitamini eksikliğinde bağırsaklardan kalsiyum absorbsiyonu azaldığı için • düşen serum kalsiyumu ve

D vitamini eksikliğinde bağırsaklardan kalsiyum absorbsiyonu azaldığı için • düşen serum kalsiyumu ve • artan PTH sekresyonu nedeniyle kalsiyum fosfor mobilizasyonu artar • ve raşitizmin; *klinik *radyolojik ve *biyokimyasal bulguları ortaya çıkar. 30

Klinik Bulgular • Raşitizm, genellikle büyümenin hızlı olduğu 3 -4 ay ile 2 yaş

Klinik Bulgular • Raşitizm, genellikle büyümenin hızlı olduğu 3 -4 ay ile 2 yaş arasında ortaya çıkar. • Prematüre bebeklerde klinik bulgular, zamanında doğanlara göre daha erken görülebilir. • Osteomalazik annelerin bebeklerinde ise hastalık ilk iki ay içinde gelişebilir. • Görülme oranı erkeklerde kızlara göre yaklaşık üç kat daha fazladır. 31

 • Doğumda neonatal tetani (annede D vit yetersizliği) • • • Huzursuzluk Baş

• Doğumda neonatal tetani (annede D vit yetersizliği) • • • Huzursuzluk Baş çok terler Başını sürekli sağa sola çevirir Kabızlık Kraniotabes • Kafada şekil bozukluğu (Başın alın ve yanlarında çıkıntı) • Ön fontanel açık (18 aydan sonra hala açık) 32

 • El-ayak bileği genişlemesi • Kostalarda kemik kıkırdak birleşim yerlerinde tesbih tanesi gibi

• El-ayak bileği genişlemesi • Kostalarda kemik kıkırdak birleşim yerlerinde tesbih tanesi gibi yuvarlak çıkıntılar (raşitik rozary) • Kas gevşemesi; kas tonusu azaldığı için oturma ve yürüme gecikir, karın kasları gevşer • Diş çıkması gecikir, sıralaması bozulur 33

 • Bacak eğrilikleri *O bacak; yürümeye başlayan çocuklarda bazen ayaklar içe dönüktür, dizler

• Bacak eğrilikleri *O bacak; yürümeye başlayan çocuklarda bazen ayaklar içe dönüktür, dizler birbirinden ayrıktır) *X bacak; Dizden aşağı kısımlar dışa dönüktür. Dizlerde tokmaklaşma görülür. t Göğüs kemiklerinde bozukluklar: *Göğüs içe doğru çökük (Kunduracı göğsü) *Göğüs öne doğru çıkık (Güvercin göğsü) 34

 • Sırtta bel kemiğinde eğrilikler *Kamburluk (Kifoz) *Bel kemiği eğriliği (Skolyoz) • Ekstremite

• Sırtta bel kemiğinde eğrilikler *Kamburluk (Kifoz) *Bel kemiği eğriliği (Skolyoz) • Ekstremite ve vertebradaki deformiteler sonucunda boy kısalığı olabilir • Solunum sistemi problemleri sık görülür • Anemi gelişebilir 35

Laboratuvar ve Radyoloji Bulguları Şüphede kalındığı durumlarda serum Ca, P ve Alkalen Fosfataz düzeylerine

Laboratuvar ve Radyoloji Bulguları Şüphede kalındığı durumlarda serum Ca, P ve Alkalen Fosfataz düzeylerine bakılabilir. Ca genellikle düşüktür. P böbrek hastalıkları dışında genellikle düşük olarak görülür. Alkalen Fosfataz değerleri yüksek olarak bulunur. 36

 El bilek grafisinde metafizlerde fırçalaşmakadehleşme ve düzensizliğin görülmesi tanıyı doğrular. 37

El bilek grafisinde metafizlerde fırçalaşmakadehleşme ve düzensizliğin görülmesi tanıyı doğrular. 37

TEDAVİ • D vitamini eksikliğine bağlı raşitizm tanısı konan vakalara bir kez ağız yoluyla

TEDAVİ • D vitamini eksikliğine bağlı raşitizm tanısı konan vakalara bir kez ağız yoluyla 150 -300. 000 ünite D vitamininin ikiye bölünerek verilmesi yeterlidir. Başlangıçta bu tedaviye bir hafta süreyle Ca desteği sağlanmalıdır. • Hangi yaş grubunda olursa olsun raşitizm tanısı doğrulanan vakalarda tek doz 300. 000 ünite D vitamini uygulanması durumunda intoksikasyon gelişmesi beklenmez. 38

Ülkemizde Raşitizm èEn sık 3 ay - 2 yaş arasında görülmektedir. èHastalığın sıklığı ortalama

Ülkemizde Raşitizm èEn sık 3 ay - 2 yaş arasında görülmektedir. èHastalığın sıklığı ortalama %6 civarında olup, bölgesel araştırmalara göre % 2 -19 arasında değişmektedir. 39

Siddiqui ve Kamfar (2007) Suudi Arabistan’ın Jeddah bölgesinde 12 -15 yaş 433 kız öğrenci

Siddiqui ve Kamfar (2007) Suudi Arabistan’ın Jeddah bölgesinde 12 -15 yaş 433 kız öğrenci ile yaptıkları araştırmada; %81. 0’inde D vit düzeyi %40. 0‘nda çok bulunmuş, bu durumun düşük Ca alımı ve güneş ışığına maruz kalma ile pozitif korelasyon gösterdiği belirlenmiş. 41

 • Bir güneş ülkesi olan Türkiye’de raşitizmin bu kadar yaygın görülmesinin nedeni adetler,

• Bir güneş ülkesi olan Türkiye’de raşitizmin bu kadar yaygın görülmesinin nedeni adetler, gelenekler ve halkın eğitimsizliğidir. • D vitamini eksikliği diğer vitamin eksiklerinde olduğu gibi “fakirlik hastalığı” değildir. Ülkemizde bebekler ev içinde ve cam arkasında büyütülmektedir. Bunun yanında hala sürdürülen kundak yapma ve bebeklerin yüzlerini örtme adetleri raşitizmin yaygınlaşmasına neden olmaktadır. 42

KORUNMA • Güneş ışını ile yeterli derecede karşılaşıldığı veya oral yolla yeterli vitamin D

KORUNMA • Güneş ışını ile yeterli derecede karşılaşıldığı veya oral yolla yeterli vitamin D alındığı zaman raşitizm önlenebilir bir hastalıktır. 43

 Bütün hamile kadınların ve bebeklerin günde en az 20 dakika süre ile öğle

Bütün hamile kadınların ve bebeklerin günde en az 20 dakika süre ile öğle saatleri dışında güneşe çıkarılması teşvik edilmelidir. Çocuklar güneşlendirilirken doğrudan güneş ışınlarına temas etmesi gerekmektedir. Camdan geçerek gelen ışığın D vitamini sentezi bakımından bir yararı yoktur. Güneşlendirme sırasında çocuğun başında şapka olması ve kol-bacakların çıplak olması gereklidir. 44

 • Bütün hamilelerin gebelik boyunca süt ve süt ürünleri ile birlikte multivitamin preparatı

• Bütün hamilelerin gebelik boyunca süt ve süt ürünleri ile birlikte multivitamin preparatı alması sağlanmalıdır. • Adolesan dönemi için günde 3 bardak süt içmeleri önerilmelidir. 45

 • Tüm bebekler anne sütü alsalar dahi günde 400 ünite (günde bir kez

• Tüm bebekler anne sütü alsalar dahi günde 400 ünite (günde bir kez 3 damla) D vitamini verilmelidir. 46

 • Anneler eğitilerek kendilerinin ve bebeklerinin güneş ışınından yeterli derecede faydalanmaları ve D

• Anneler eğitilerek kendilerinin ve bebeklerinin güneş ışınından yeterli derecede faydalanmaları ve D vitamini ve kalsiyumdan zengin besinlerle beslenmeleri sağlanmalıdır. 47

BEBEKLİK VE ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE D VİTAMİNİ YETERSİZLİĞİNİ ÖNLEMEK AMACI İLE 23 Mayıs 2005 YILINDA

BEBEKLİK VE ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE D VİTAMİNİ YETERSİZLİĞİNİ ÖNLEMEK AMACI İLE 23 Mayıs 2005 YILINDA BAŞLATILAN YILINDA “D VİTAMİNİ YETERSİZLİĞİNİN ve KEMİK SAĞLIĞININ KORUNMASI D VİTAMİNİ YETERSİZLİĞİNİ PROJESİ’’.

Gebelere D Vitamini Desteği • T. C. Sağlık Bakanlığı tarafından gebelik ve süt verme

Gebelere D Vitamini Desteği • T. C. Sağlık Bakanlığı tarafından gebelik ve süt verme döneminde annelere D vitamini desteği sağlanmasına dayanan bir program başlatılmıştır. • D vitamini eksikliğinin yüksek oranda görülmesi ve zaten gebelikte dışarıdan D vitamini desteği gerektiğinden D vitamininin uygulanmayacağı Bütün gebelere ilk 3 aydan sonra günde 1200 IU (9 durumlar hariç ayrım yapılmaksızın tespit edilen damla) D vitamininin ağızdan verilmesi ve bu her gebeye ve doğumdan sonra da anneye D uygulamanın doğum sonrası 6 ay sürdürülmesi vitamini desteği yapılacaktır. planlanmıştır. 49

 OSTEOPOROZ 50

OSTEOPOROZ 50

 Büyüme çağında kemik yapımı yıkımdan daha yüksektir. Kemik kütlesi yaklaşık 25 yaşında doruğa

Büyüme çağında kemik yapımı yıkımdan daha yüksektir. Kemik kütlesi yaklaşık 25 yaşında doruğa ulaşır. Kemik kütlesi erkekte kadından %30, kemik yoğunluğu ise %15 daha yüksektir. Kemik yoğunluğu ve kütlesi kalıtım ve ırkla da ilintilidir. Siyah ırkın kemik yoğunluğu beyazlardan daha yüksektir. 51

Otuz yaşından sonra kemik yıkımı yapımın önüne geçer. Menopoz ve menopoz sonrası kadınlarda kemik

Otuz yaşından sonra kemik yıkımı yapımın önüne geçer. Menopoz ve menopoz sonrası kadınlarda kemik kaybında hızlı bir artış olur. Menopozdan sonraki ilk 5 yılda bu kayıp erkeklere oranla kadınlarda 6 kat daha fazladır. 52

 Osteoporoz, zaman içinde değişik biçimlerde tanımlanmış olmakla birlikte en son kabul edilen tanımların

Osteoporoz, zaman içinde değişik biçimlerde tanımlanmış olmakla birlikte en son kabul edilen tanımların bile tek bireylere uygulanması zordur. osteoporos Osteo (kemik) delikli kemik poros (delik) 53

Geniş kabul gören tanıma göre osteoporoz; kemik mineral ve matriksinde, kendiliğinden veya travmayla kırığa

Geniş kabul gören tanıma göre osteoporoz; kemik mineral ve matriksinde, kendiliğinden veya travmayla kırığa yol açabilecek şekilde, mutlak azalmadır. 54

Diğer bir tanıma göre Osteoporoz; Düşük kemik kütlesi ve kemiğin mikro mimari yapısının bozulması

Diğer bir tanıma göre Osteoporoz; Düşük kemik kütlesi ve kemiğin mikro mimari yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığı ve kırılganlığa yatkınlıkta artışla karakterize, sistemik bir iskelet hastalığıdır. Bu tanım düşük kemik kütlesi ve kırık riski arasındaki ilişkiyi açıkça ortaya koymaktadır. Kemik mineral yoğunluğu (KMY) kemik gücünün yaklaşık %85’ini açıklamakta ve KMY’nda her 1 SD azalma kırık riskini yaklaşık iki kat artırmaktadır. 55

 Değişik Açılardan Osteoporoz Sınıflaması Juvenil Yaşa göre Erişkin Senil Lokalizasyona göre Tutulan kemik

Değişik Açılardan Osteoporoz Sınıflaması Juvenil Yaşa göre Erişkin Senil Lokalizasyona göre Tutulan kemik dokuya göre Etyolojiye göre Genel Bölgesel Trabeküler Kortikal Birincil İkincil 56

Osteoporoz sadece kadınların sorunu değildir. 50 yaş sonrasında, • 2 kadından 1’inde ve •

Osteoporoz sadece kadınların sorunu değildir. 50 yaş sonrasında, • 2 kadından 1’inde ve • 4 erkekten 1’inde osteoporoza bağlı kırıklar görülebilir. 57

v Osteoporoz önlenebilir, tedavisinde başarılar elde edilebilir bir durumdur. v. Buna rağmen özellikle menopoz

v Osteoporoz önlenebilir, tedavisinde başarılar elde edilebilir bir durumdur. v. Buna rağmen özellikle menopoz sonrası kadınları ilgilendiren önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. v Osteoporoz nedeni ile oluşan kırıklar en önemli sağlık sorunlarından biridir. 58

 Kırık olmadan düşük kemik kitlesi ile karakterize dönem ise osteopeni olarak adlandırılır. Osteopeni

Kırık olmadan düşük kemik kitlesi ile karakterize dönem ise osteopeni olarak adlandırılır. Osteopeni Kemik mineral yoğunluğunun belirli düzeyde azalmasıdır. Herhangi bir yaşta olabilir. 59

Osteoporoz risk faktörleri değiştirilen ve değiştirilemeyen olarak gruplanabilir. Değiştirilemeyen risk faktörleri • Cinsiyet •

Osteoporoz risk faktörleri değiştirilen ve değiştirilemeyen olarak gruplanabilir. Değiştirilemeyen risk faktörleri • Cinsiyet • Yaş • Erken menopoz • İnce, narin vücut yapısı • Irk • Ailede kırık öyküsü(genetik ) Değiştirilebilen risk faktörleri • Kalsiyum ve D-vitamininden yetersiz beslenme • Sigara kullanımı • Alkol alışkanlığı • Aşırı kahve tüketimi • Aşırı tuz alınımı • Hareketsiz yaşam tarzı • Bazı ilaçlar

TANI • Kemik ölçümleri hızlı, kolay yapılabilen testlerdir. Çok çeşitli yöntemler varsa da en

TANI • Kemik ölçümleri hızlı, kolay yapılabilen testlerdir. Çok çeşitli yöntemler varsa da en çok DEXA (Dual photon X-ray absorbsiyometre) kullanılmaktadır. • DEXA ile kemiğin % 1 -2'lik kaybı bile değerlendirilebilir. • Osteoporoz tanısında ve tedavinin takibinde hekim önerisi ile kullanılmalıdır.

 DSÖ osteoporoz için tanısal bir sınıflama yapmıştır. Kemik mineral yoğunluğu düzeyini, 20 -35

DSÖ osteoporoz için tanısal bir sınıflama yapmıştır. Kemik mineral yoğunluğu düzeyini, 20 -35 yaşları arası aynı cinsiyet ve ırktaki sağlıklı popülasyonun referans değerini gösteren “t” skoru ile karşılaştırmıştır. 62

Buna göre Tanısal kriter Sınıflama t değeri > – 1 Normal -2. 5< t

Buna göre Tanısal kriter Sınıflama t değeri > – 1 Normal -2. 5< t değeri < – 1 Osteopeni t değeri < – 2. 5 Osteoporoz t değeri < – 2. 5 +kırık Ağır/yerleşmiş osteoporoz T değeri; Genç erişkinlerde ortalama kemik kütlesinin standart sapması

Yapılan bir başka çalışmada; Türkiye’de şehirde yaşayanlarda osteoporoz prevalansı erkeklerde %0. 6, kadınlarda %9;

Yapılan bir başka çalışmada; Türkiye’de şehirde yaşayanlarda osteoporoz prevalansı erkeklerde %0. 6, kadınlarda %9; menopozda kırık oranı ise %16. 7 olarak belirlenmiştir.

 • Akkaya (2006), İstanbul, Denizli, Antalya illerinde osteoporoz tanısı konulmuş 128 kadın hasta

• Akkaya (2006), İstanbul, Denizli, Antalya illerinde osteoporoz tanısı konulmuş 128 kadın hasta ile yaptığı çalışmada; hastalara diyet alışkanlıklarını etkileyen nedenlerle ilgili sorular sorulmuştur. Osteoporozlu hastaların yaş ortalaması 66. 53 ± 1. 27 yıldır. Yüksek gelirli ve mutfak harcaması fazla olan insanlarda osteoporoza yakalanma riskinin daha az ve mutfak harcaması düşük olan ailelerde ise osteoporoza yakalanma riskinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Araştırmada osteoporoz hastalarının boy kısalmalarıyla ilgili değerleri incelendiğinde, hastaların %17’sinin boylarının 10 yıl öncesine nazaran 1 -4 cm, %52’sinin 610 cm, %34’ünün ise 10 -12 cm kısaldığı saptanmıştır. 65

 Pınar vd. (2009), Başkent Üniversitesi Menopoz Poliklinigi’e • • • başvuran 272 postmenapozal

Pınar vd. (2009), Başkent Üniversitesi Menopoz Poliklinigi’e • • • başvuran 272 postmenapozal kadından lumbar ve femur boynu kemik yoğunluğu -2. 5 SD altında olan 146 osteoporotik hastada risk faktörlerini araştırmışlardır. Ortalama yaş 53. 9± 8. 3 yıldır. Ailesinde osteoporoz öyküsü (%60. 8), ailesinde minör travmaya baglı kırık öyküsü (%69. 8), düşme ve çarpmaya bağlı kırık öyküsü olanlarda (%71. 0), osteoporoz dışında kronik hastalığı olan (%59. 9), düzenli ilaç kullanan (%61. 0), uzun süre yataga bağımlı olan (%67. 3), 3 cm ve üzerinde boyda kısalma (%77. 3) sırt-bel ağrısı (%61. 1) ve sırtta kamburlaşması olanlarda (%70. 9) osteoporozun daha sık olduğu bulundu. 66

Korunma Büyüme çağında yeterli kalsiyum ve D vitamini alınarak kemik kütlesi doruğa çıkarılmalıdır. Riskli

Korunma Büyüme çağında yeterli kalsiyum ve D vitamini alınarak kemik kütlesi doruğa çıkarılmalıdır. Riskli bireylere menopoz başlangıcında "östrojen yerine koyma" tedavisi yapılabilir. Östrojen progesteronla birlikte kullanıldığında yan etkisi daha azdır. 67

*Her yaş döneminde yeterli kalsiyum tüketilmelidir. Kalsiyumun en iyi kaynağı süt ve süt ürünleridir.

*Her yaş döneminde yeterli kalsiyum tüketilmelidir. Kalsiyumun en iyi kaynağı süt ve süt ürünleridir. Günlük alınan 2 su bardağı süt veya yoğurt kalsiyum gereksinmesinin yarısını karşılar. Süt yağının çoğu doymuş yağ asitlerinden oluştuğu için bunların yağı azaltılmış olanları tercih edilmelidir. Pekmez, kuru baklagiller ve yeşil sebzeler de diyette yeterince yer almalıdır. 68

Günlük Kalsiyum Gereksinimi(mg/gün) YAŞ Miktar 0 -6 ay 210 7 -12 ay 600 1

Günlük Kalsiyum Gereksinimi(mg/gün) YAŞ Miktar 0 -6 ay 210 7 -12 ay 600 1 -9 yaş 800 10 -18 yaş 1300 19 -50 yaş 1000 51 yaş ve üzeri 1200 Gebe 1300 69

*Mineral içeriği yüksek sert suların içilmesi tercih edilmelidir. *D vitamini gereksinmesi karşılanmalıdır. Güneş ışınlarından

*Mineral içeriği yüksek sert suların içilmesi tercih edilmelidir. *D vitamini gereksinmesi karşılanmalıdır. Güneş ışınlarından uygun şekilde ve düzenli olarak yararlanılmalıdır. *İçme ve kullanma sularının flor içeriği litrede 0. 7 -1. 2 mg olmalıdır. *Aşırı posa tüketiminden sakınılmalıdır. Orta düzeyde posa tüketilmelidir (25 g/gün). *Aşırı protein tüketiminden sakınılmalıdır. Çünkü yüksek proteinli diyet idrarla kalsiyum atımını artırır. 70

*Aşırı fosfor tüketiminden kaçınılmalıdır. Proteinli besinler genelde fosfordan da zengindir. Protein yeterli düzeyde alınırsa

*Aşırı fosfor tüketiminden kaçınılmalıdır. Proteinli besinler genelde fosfordan da zengindir. Protein yeterli düzeyde alınırsa aşırı fosfor alımı da önlenir. *Sigara içilmemelidir. -Sigara kan kortizol düzeyini artırarak 25 hidroksi D vitamininin, aktif şekli 1. 25 dihidroksi D vitaminine dönüşümünü azaltır. -Kandaki C vitamini düzeyini ve serum östrojen düzeyini de düşürür. 71

*Aşırı tuz idrarla kalsiyum atımını artırdığı için yemeklere aşırı tuz eklemekten ve tuzlanmış besinleri

*Aşırı tuz idrarla kalsiyum atımını artırdığı için yemeklere aşırı tuz eklemekten ve tuzlanmış besinleri aşırı tüketmekten kaçınmalıdır. *Alkolden kaçınmalıdır. Alkol, kemik oluşum hücrelerini harap eder ve kalsiyum emilimini bozar. *Aşırı kafein tüketilmemelidir. Kafein içeren çay, kahve türleri ve kola tüketimi sınırlandırılmalıdır. *Aşırı zayıflık ve şişmanlıktan kaçınılmalıdır. *Özellikle alüminyum içeren antiasitlerden, kortizonlu ilaçlardan sakınılmalıdır. 72

 *Düzenli fiziksel aktivite yapılmalıdır. Fiziksel aktivite gençlikte kemik kütlesini artırır, yaşlılıkta ise kemik

*Düzenli fiziksel aktivite yapılmalıdır. Fiziksel aktivite gençlikte kemik kütlesini artırır, yaşlılıkta ise kemik kaybını önler. Hareketsizlikten kaçınılarak düzenli egzersiz yapılmalıdır. 73

 Aşırı kalsiyum alımının yan etkilerinin başlıcaları; kabızlık, böbrek ve idrar yollarında taş oluşumu

Aşırı kalsiyum alımının yan etkilerinin başlıcaları; kabızlık, böbrek ve idrar yollarında taş oluşumu ve kansızlıktır. Böbrek taşı riski olanlar kalsiyum tableti alımından sakınmalıdırlar. 74