ADA PSKOLOJK DANIMA KURAMLARI DAVRANII TERAP Ivan petrovi

  • Slides: 41
Download presentation
ÇAĞDAŞ PSİKOLOJİK DANIŞMA KURAMLARI

ÇAĞDAŞ PSİKOLOJİK DANIŞMA KURAMLARI

DAVRANIŞÇI TERAPİ

DAVRANIŞÇI TERAPİ

Ivan petroviç pavlov (1849 -1936) İlahiyat Yüksek Okul’unda kilise tarihi öğretisi, edebiyat, mantık, doğa

Ivan petroviç pavlov (1849 -1936) İlahiyat Yüksek Okul’unda kilise tarihi öğretisi, edebiyat, mantık, doğa bilimleri, felsefe okumuştur. Darwin’i okuduktan sonra fikrini değiştirmiştir. 1904 yılında fizyoloji ve tıp alanında Nobel Ödülü’nü kazanmıştır. Tepkisel koşullanma deneyleriyle psikolojiye katkı sağlamıştır.

BURRHUS FREDERİCK SKİNNER(1904 -1990) • Üst sosyoekonomik düzeyde , rahat bir ailede büyüdü. Lise

BURRHUS FREDERİCK SKİNNER(1904 -1990) • Üst sosyoekonomik düzeyde , rahat bir ailede büyüdü. Lise yıllarında dini inançlardan uzaklaştı ve ateist oldu. İnsan davranışları konusunda ilgisi psikoloji alanına yöneltmiştir. Radikal davranışçılığın en önemli temsilcisidir.

 • ALBERT BANDURA (1925 -…) Ergen Saldırganlığı, Sosyal Öğrenme Kuramı, Düşünce ve Davranışın

• ALBERT BANDURA (1925 -…) Ergen Saldırganlığı, Sosyal Öğrenme Kuramı, Düşünce ve Davranışın Sosyal Temelleri, Öz yeterlik alanında kitaplar yayınlamıştır. 1974 yılında Amerikan Psikoloji Birliği Başkanlığını yürütmüştür

IVAN PAVLOV Koşullanma yoluyla öğrenme konusundaki ilk çalışmalar Pavlov’a aittir.

IVAN PAVLOV Koşullanma yoluyla öğrenme konusundaki ilk çalışmalar Pavlov’a aittir.

JOHN BROADUS WATSON ü Pavlov’un çalışmalarından etkilenen Watson ve arkadaşları Albert isimli 11 aylık

JOHN BROADUS WATSON ü Pavlov’un çalışmalarından etkilenen Watson ve arkadaşları Albert isimli 11 aylık bir bebekte beyaz farelere karşı korku yaratma adlı çalışma yapmışlardır. ü Albert laboratuvarda beyaz deney faresine dokunurken yüksek ses verilmiş ve korkup ağlamasına neden olmuştur. Bir kez daha tekrarlanmış ve yine korkup ağladığı görülmüştür. Yedi denemeden sonra ses verilmese de Albert ağlamaya devam etmiştir. Yalnızca beyaz fareye değil beyaz fareye benzeyen tüylü ve beyaz başka nesnelerden de korktuğu gözlenmiştir. ü Bu çalışmayla insanların korkuları koşullanma yoluyla geliştiğini ortaya koymuştur.

Burrhus Frederick SKİNNER • Skinner ‘ın edimsel koşullanma temelleri Thorndike ‘ın etki yasası üzerine

Burrhus Frederick SKİNNER • Skinner ‘ın edimsel koşullanma temelleri Thorndike ‘ın etki yasası üzerine temellenmiştir. Davranışın ardından ortaya çıkan sonuç davranışın devam etmesine yada azalmasına neden olur. Davranışları tepkisel ve edimsel diye ikiye ayırıyordu. § Tepkisel davranış; organizmanın kendi kontrolü dışında gerçekleşen tepkilerdir. § Edimsel davranış; insanın kendisi tarafından ortaya konan davranışlardır.

JOHN DOLLARD VE MİLLER • Davranışçıların , psikoterapi alanına doğru hareketlerinin yolunu açmıştır. Davranıştaki

JOHN DOLLARD VE MİLLER • Davranışçıların , psikoterapi alanına doğru hareketlerinin yolunu açmıştır. Davranıştaki dört öğeyi tanımlamıştır. Bunlar: Dürtü, ipucu, tepki ve pekiştireçtir. • Uyarıcı-tepki ne kadar sıklıkta eşleştirilirse tepkinin verilme eğilimi o derece sık olur. • Karşıt koşullanmanın alışkanlıkları tersine çevireceğini keşfetmişlerdir.

ALBERT BANDURA Gözlem yoluyla öğrenmeye dikkat çekmiştir. Dolaylı öğrenme: Kişinin kendi geçirdiği yaşantıları yoluyla

ALBERT BANDURA Gözlem yoluyla öğrenmeye dikkat çekmiştir. Dolaylı öğrenme: Kişinin kendi geçirdiği yaşantıları yoluyla değil, başkasının davranışlarını ve sonuçlarını gözlemesi sonucunda oluşan bilişsel, davranışsal, duygusal değişikliklerdir.

 • Birincil Nesil Davranışçılık: Tepkisel koşullanma, Edimsel Koşullanma, Sosyal Öğrenme • İkinci Dalga:

• Birincil Nesil Davranışçılık: Tepkisel koşullanma, Edimsel Koşullanma, Sosyal Öğrenme • İkinci Dalga: Problem Çözme Terapisi, EMDR • Üçüncü Dalga: Diyalektik Davranış Terapisi, Kabul ve Kararlılık Terapisi, Farkındalık(mindfulness)temelli bilişsel terapi gibi kabule dayalı terapiler

Temel felsefe v Davranışsal betimlemeyi tercih eder. v Davranışlar koşullanma, pekiştirme, model alma yoluyla

Temel felsefe v Davranışsal betimlemeyi tercih eder. v Davranışlar koşullanma, pekiştirme, model alma yoluyla öğrenilir. v Davranışların bir amacı vardır. v Meydana geldiği bağlam içinde değerlendirilmeli. v Davranışı anlamak ve değiştirmekle ilgilenirler. v Terapi bilimsel yönteme dayanmalı; sistematik, görgül ve deneysel olmalıdır. v Danışanın şimdiki sorunlarıyla ilgilenilir.

Temel kavramlar • KLASİK KOŞULLANMA v Genelleme: Koşullu tepkiyi koşullu uyarıcıya benzeyen başka uyarıcılara

Temel kavramlar • KLASİK KOŞULLANMA v Genelleme: Koşullu tepkiyi koşullu uyarıcıya benzeyen başka uyarıcılara da verebilmektir. (zil yerine çıngırağa da tepki vermesi) v Ayırt etme: Benzer uyarıcılardan yalnız birine tepki vermesi. v Sönme: Koşullu uyarıcının ardından koşulsuz uyarıcı verilmediğinde koşullu tepkinin bir zaman sonra azalmasıdır.

EDİMSEL KOŞULLANMA • Pekiştirme: Davranışın devamını sağlama sürecidir. Olumlu pekiştirme: Davranışın devamı için organizmaya

EDİMSEL KOŞULLANMA • Pekiştirme: Davranışın devamını sağlama sürecidir. Olumlu pekiştirme: Davranışın devamı için organizmaya hoşa giden uyaranın verilmesidir. Olumsuz pekiştirme: Hoşuna gitmeyen uyarıcının ortamdan çıkarılmasıdır.

 • Ceza: Davranışın ortadan kaldırılması ve engellenmesi için organizmaya yapılan davranıştır. Birinci Tür

• Ceza: Davranışın ortadan kaldırılması ve engellenmesi için organizmaya yapılan davranıştır. Birinci Tür Ceza: İtici uyarıcı ortama girdiği için organizma nahoş durum yaşar. Bağırmak, azarlamak, dövmek. . İkinci Tür Ceza: Organizmanın hoşuna giden uyarıcının ortamdan çıkarılmasıdır.

 • Birincil Pekiştireçler Organizmayı biyolojik olarak etkiler. Yiyecek, içecek. . İkincil Pekiştireçler Pekiştirici

• Birincil Pekiştireçler Organizmayı biyolojik olarak etkiler. Yiyecek, içecek. . İkincil Pekiştireçler Pekiştirici değerini öğrenme yoluyla kazanan uyarıcılardır. Para, statü, aferin. .

PEKİŞTİRME TARİFESİ Sürekli Pekiştirme Sabit Aralıklı Kısmi Pekiştirme Değişken Aralıklı Sabit Oranlı Değişken Oranlı

PEKİŞTİRME TARİFESİ Sürekli Pekiştirme Sabit Aralıklı Kısmi Pekiştirme Değişken Aralıklı Sabit Oranlı Değişken Oranlı

 • Sönme: Edimsel koşullanma yoluyla kazanılan bir davranışın ardından pekiştirme gerçekleşmediğinde bir süre

• Sönme: Edimsel koşullanma yoluyla kazanılan bir davranışın ardından pekiştirme gerçekleşmediğinde bir süre sonra davranışın ortaya çıkma sıklığı azalır ve davranış ortadan kaybolur. • Pekiştirme gerçekleşmediğinde başta davranışta geçici bir artma görülürken, pekiştirme gerçekleşmemeye devam ettiğinde azalma ve sönme gerçekleşir. Bu duruma sönme patlaması • Sönme gerçekleştikten sonra pekiştirme olmamasına rağmen sönmüş davranış kendiliğinden ortaya çıkar. kendiliğinden geri gelme denir.

 • Genelleme q Uyarıcı Genellemesi: Organizmanın benzer uyaracılara aynı tepkiyi göstermesidir. q Tepki

• Genelleme q Uyarıcı Genellemesi: Organizmanın benzer uyaracılara aynı tepkiyi göstermesidir. q Tepki Genellemesi: Pekiştirilen davranışa benzediği için davranışın görülme sıklığında artış olmasıdır. • Ayırt Etme Organizmanın benzer uyarıcılar arasındaki farkı fark etmesidir. • Kademeli Yaklaşma Ulaşması istenilen hedefler belirlendikten sonra en küçük basamaklara bölünür ve kullanılacak pekiştireçler belirlenir. Kolaydan zora doğrudur. Yeni bir davranış kazandırılırken kullanılır.

GÖZLEM YOLUYLA ÖĞRENME • Dolaylı Yaşantı: Modelin sergilediği davranış sonuçlarının model için olduğu gibi

GÖZLEM YOLUYLA ÖĞRENME • Dolaylı Yaşantı: Modelin sergilediği davranış sonuçlarının model için olduğu gibi , gözleyen içinde öğretici olduğunu vurgular. • Dolaylı Pekiştirme: Modelin davranışının ardından ödül geldiğinde gözlemci de o davranışı ortaya koyar. • Dolaylı Güdüleme: Gözlemci, modelin yaptığı davranışın ardından ödül gelmese de güdülenmesidir. • Dolaylı Ceza: Modelin yaptığı davranışın ardından ceza geldiğinde gözlemci o davranışı yapmaz. • Dolaylı Duygulanım: Gözlemcinin o konuda hiçbir yaşantısı olmasa da gözlemci tarafından benimsenmesidir.

 • Karşılıklı Belirleyicilik • Öz yeterlik: Kişinin bir işi yapıp yapamayacağı konusunda kendisine

• Karşılıklı Belirleyicilik • Öz yeterlik: Kişinin bir işi yapıp yapamayacağı konusunda kendisine duyduğu inançtır. Özyeterliği etkileyen faktörler; o Dolaylı yaşantılar o Sözel İkna o Fizyolojik Durum

KİŞİLİK GELİŞİMİ Davranışçılar kişinin içinde olup bitenler yerine(biyolojik , bilişsel)gözlenebilir ve ölçülebilir davranışların incelenmesi

KİŞİLİK GELİŞİMİ Davranışçılar kişinin içinde olup bitenler yerine(biyolojik , bilişsel)gözlenebilir ve ölçülebilir davranışların incelenmesi gerektiğini söylemişlerdir. Kişilikte tutarlı olan şey alışkanlıklardır. PSİKOLOJİK SAĞLIK VE İŞLEVSİZLİK Psikolojik açıdan sağlıklı olmak , kişinin içinde bulunduğu duruma uygun adaptif davranışlar sergilemesidir.

Terapötik süreç • Davranışçı terapistler , danışanlarda değişimi sağlayanın ilişkiden ziyade kullanılan spesifik değişim

Terapötik süreç • Davranışçı terapistler , danışanlarda değişimi sağlayanın ilişkiden ziyade kullanılan spesifik değişim teknikleri olduğunu düşünürler. • Hedef ve amaç belirleme, ev ödevlerini takip etme eğilimleri çok fazladır. • Çağdaş davranışçı terapistler ise danışanın olumlu sonuçlar edinmesinde ilişkinin önemli olduğunu savunurlar.

Terapötik Amaç • Uyumsuz davranışı ortadan kaldırmayı ya da azaltmayı ve insanlara yeni uyumlu

Terapötik Amaç • Uyumsuz davranışı ortadan kaldırmayı ya da azaltmayı ve insanlara yeni uyumlu davranışlar öğrenmeleri için yardım etmeyi amaçlar. • Uyuşturucu madde kullanımını azaltmak, atılganlık, daha faydalı beslenme , uçuş korkusu, öfke nöbetleri…

TERAPİST ROLLERİ VE İLİŞKİSİ • Danışanın süreç sonunda kendi terapisti olması için danışma sürecinde

TERAPİST ROLLERİ VE İLİŞKİSİ • Danışanın süreç sonunda kendi terapisti olması için danışma sürecinde eğitmen, rehber, destekçi, cesaretlendirici, yardımcı gibi bir çok rol üstlenirler. Tavsiye verme ve övgü konusunda temkinlidirler.

Terapinin aşamaları 1) Problem Davranışın Tanımlanması 2) Başlangıç Düzeyinin Belirlenmesi 3) Amaçların Belirlenmesi 4)

Terapinin aşamaları 1) Problem Davranışın Tanımlanması 2) Başlangıç Düzeyinin Belirlenmesi 3) Amaçların Belirlenmesi 4) Değişimi Kolaylaştıran Stratejilerin Geliştirilmesi 5) Planın Uygulanması 6) İşleyişin Değerlendirilmesi 7) Kazanımları Pekiştirme 8) Süreci Devam Ettirme

TERAPÖTİK TEKNİKLER • GEVŞEME EĞİTİMİ Aşamalı gevşeme eğitimi ilk kez Jacobson tarafından geliştirilmiştir. Sistematik

TERAPÖTİK TEKNİKLER • GEVŞEME EĞİTİMİ Aşamalı gevşeme eğitimi ilk kez Jacobson tarafından geliştirilmiştir. Sistematik duyarsızlaştırma, diyaframdan nefes alma, görsel imgeleme tekniklerinde kullanılır. Bireye nasıl gevşeyeceği , büyük kas gruplarındaki gerilim ve gevşeme duyumlarının farkına varması öğretilir. DİYAFRAM NEFESİ Vücuda oksijen vererek kişiyi konsantre olmaya odaklar.

 • BİYOLOJİK GERİ BİLDİRİM Kalp atış hızı, ter bezi faaliyeti, cilt sağlığı, nabız

• BİYOLOJİK GERİ BİLDİRİM Kalp atış hızı, ter bezi faaliyeti, cilt sağlığı, nabız atış sayısı gibi vücut fonksiyonlarını gösteren araçların kullanımını içerir. Kaygıyı azaltmada ayrıca gevşeme hissini arttırmaktadır.

KAÇINDIRMA TEKNİKLERİ (İTİCİ UYARICILARLA KAÇINDIRMA) En yaygın kullanılan itici uyarıcılar elektrik şoku, mide bulandırıcı

KAÇINDIRMA TEKNİKLERİ (İTİCİ UYARICILARLA KAÇINDIRMA) En yaygın kullanılan itici uyarıcılar elektrik şoku, mide bulandırıcı haplardır. Davranışçı terapide son çare olarak görülür. Alkol ya da sigara bağımlılığını ortadan kaldırmak için kullanılır. MARUZ BIRAKMAYA DAYALI STRATEJİLER Kısa Süreli Maruz Bırakma: Danışanın korktuğu duruma kısa bir süre ve en az korku yaratan durumdan başlayarak daha fazla korku uyandıran yönlerine doğru aşamalı olarak maruz bırakılır. Uzun Süreli Maruz Bırakma: Uzun bir süre(en az 10 dakika bazen 1 saatten fazla )daha başlarken durumun yoğun kaygı yaratan yönlerine maruz bırakılabilir.

 • Aşamalı Maruz Bırakma: Kişiyi korkmasına yol açan durumla kısa bir süre yüzleştirmeyi

• Aşamalı Maruz Bırakma: Kişiyi korkmasına yol açan durumla kısa bir süre yüzleştirmeyi ve her oturumda maruz bırakmanın süresinin uzatılmasını içerir. • Sistematik Duyarsızlaştırma Tekniği: Wolpe tarafından geliştirilmiştir. Korkuları, fobileri, takıntıları, kaygı azaltmada güçlü bir yöntemdir. 3 önemli aşaması vardır. 1. Bir veya iki oturumluk gevşeme seanslarıyla başlar. Oturumlar arasında yapılan egzersizlerle danışanın kendi iradesiyle bedenini nasıl gevşetip rahatlatacağı. 2. Korku uyandıran durumun listesi yapılıp en az korku uyandırandan en fazla korku uyandıran duruma doğru sıralanmasını içerir. 3. Gevşeme tekniği kullanarak en az korku duyduğu durumu yaşaması çalışılır.

 • Taşırma: Yüksek risk taşıyan bir yöntemdir. İmajinasyona dayalı ya da in vivo

• Taşırma: Yüksek risk taşıyan bir yöntemdir. İmajinasyona dayalı ya da in vivo şeklinde gerçekleştirilir. Korktukları şeye olan duyarlılıklarını hafifletmektir. • Bedensel Uyarımlara Maruz Bırakma: Danışanın korktuğu , nefes darlığı ya da kalp çarpıntısı gibi bedensel duyumları terapinin güvenli ortamında kasıtlı olarak deneyimlenmesidir. Marka Biriktirme: Birey istendik davranış sergilediğinde ihtiyacını karşılayacak ödüle ulaşmada önce simgesel ödüller verilir.

AYRIMLI PEKİŞTİRME (ALTERNATİF TEPKİLERİN AYRIMLI PEKİŞTİRİLMESİ) İstenmeyen davranışın yokluğunun pekiştirilmesini içerir. Saldırganlık, yeme bozukluklarında

AYRIMLI PEKİŞTİRME (ALTERNATİF TEPKİLERİN AYRIMLI PEKİŞTİRİLMESİ) İstenmeyen davranışın yokluğunun pekiştirilmesini içerir. Saldırganlık, yeme bozukluklarında kullanılır. BİÇİMLENDİRME: Davranış repertuarında bulunmayan davranışı öğretmek. ETKİNLİK PLANLAMA: Danışana yön ve odak sağlar. BECERİ EĞİTİMİ: Model alma, davranış provası, geribildirimden oluşur. Atılganlık, İletişim, karar verme. .

 • DAVRANIŞSAL PROVA: Danışanın sergilemeyi öğreneceği davranışı terapi esnasında canlandırmasıdır. geribildirim ve gelişim

• DAVRANIŞSAL PROVA: Danışanın sergilemeyi öğreneceği davranışı terapi esnasında canlandırmasıdır. geribildirim ve gelişim sağlar. • MODEL OLMA: Atılganlık eğitimi, ilişki eğitimi, sosyal beceri eğitimi gibi yerlerde kullanılır. • SÖZLEŞME YAPMA: Terapinin hedefleri ve katılımcıların rollerine ilişkin danışanla terapistin anlaşma yapmasıdır.

 • GÖZ HAREKETLERİ DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME (EMDR)

• GÖZ HAREKETLERİ DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME (EMDR)

Shapiro tarafından geliştirilmiştir. Danışanların bilişlerini yeniden yapılandırmak ve bilgiyi yeniden işlemeleri için kullanılır. 8

Shapiro tarafından geliştirilmiştir. Danışanların bilişlerini yeniden yapılandırmak ve bilgiyi yeniden işlemeleri için kullanılır. 8 aşamadan oluşur. 1. Hastanın geçmişi alır. 2. Terapötik ilişki kurulur. 3. Kaygıya neden olan travmatik anı belirlenir. 4. Travmatik hayali gözünde canlandırılır. Uyumu bozan inanışı söze döker 5. Travmatik olayı uyumlu inanışla bağdaştırır. 6. Olumlu biliş kurulduktan sonra , travmatik olayı ve olumlu bilişi gözünde canlandırıp bedeni yukarıdan aşağı zihinsel olarak tarar. 7. Danışana ev ödevleri verilir. 8. Daha önceden işlenen hedeflere geri dönmesine yardımcı olur ve ilerleme olup olmadığına bakılır.

UYGULAMA ALANLARI Duygudurum bozuklukları, kaygı bozuklukları, bazı kişilik bozulukları, yeme bozuklukları, uyuşturucu madde kullanımının

UYGULAMA ALANLARI Duygudurum bozuklukları, kaygı bozuklukları, bazı kişilik bozulukları, yeme bozuklukları, uyuşturucu madde kullanımının tedavisinde kullanılır. Sosyal fobisi olan insanlarda atılganlık iletişim, model olma, canlandırma gibi sosyal becerilerde kullanılır. Tıpta, geriatride, pediatride, rehabilitasyon programında uygulanır.

KURAMIN DEĞERLENDİRİLMESİ GÜÇLÜ YANLARI • Bilimsel yöntem ilkelerine sıkıya bağlıdır. • Etik açıdan tarafsızdır.

KURAMIN DEĞERLENDİRİLMESİ GÜÇLÜ YANLARI • Bilimsel yöntem ilkelerine sıkıya bağlıdır. • Etik açıdan tarafsızdır. • Birey ve çevresi arasındaki etkileşime önem verir. SINIRLILIKLARI • Davranışları değiştirebilir fakat duyguları değiştirmez. • İç görü kazanmasında rol oynamaz. • Nedenlerden çok semptomlara odaklanır.

DAVRANIŞÇI KURAM İLE İLGİLİ YAPILAN ARAŞTIRMALAR

DAVRANIŞÇI KURAM İLE İLGİLİ YAPILAN ARAŞTIRMALAR

 • Araştırmanın Adı: Dini Obsesyon ve Kompulsiyonların Psikoterapisinde Kuramlar, İmkanlar, Sınırlılıklar • Araştıranlar:

• Araştırmanın Adı: Dini Obsesyon ve Kompulsiyonların Psikoterapisinde Kuramlar, İmkanlar, Sınırlılıklar • Araştıranlar: Taha Burak Toprak • Yıl: 2018 • Kullanılan Yöntem: T Bey olarak isimlendirilen bir dini OKB vakası, psikanalitik, davranışçı ve bilişsel davranışçı psikoterapilere göre ele alınmıştır. Vakanın, etiyolojik açıklaması, tedavi sürecindeki müdahaleler ve karşılacak sınırlılıklar her üç ekole göre de incelenmiştir • Özet: Terapist, bir yandan elindeki etiyolojik açıklamaları ve bunun gerektirdiği müdahaleleri uygulamak konusunda üzerine düşenleri yapmaya çalışmakta bir yandan da danışanın inanç özgünlüğünü zedeleyici her hangi bir anlayış ve müdahaleden kaçınmaya çalışmaktadır. Bu yazıda alanda açıklama ve etkililikleri en çok tartışılan temel kuramlar Psikanalitik Psikoterapi, Davranışçı Psikoterapi, Bilişsel Davranışçı Psikoterapi akımlarının, dini obsesyon ve kompulsiyonlara dair etiyolojik açıklamaları, temel müdahaleleri teorik bilgi ve bir vaka örneği eşliğinde sunulmuş, mevcut kuramların, bu alandaki katkıları ve sınırlılıkları tartışılarak, teori ve uygulamada yeni imkanlara dair bilgi ve öneri verilmiştir.

 • Araştırmanın Adı: Antipsikotik İlaç Kullanan Bir Grup Yatan Hastada İlaç Yönetimi Eğitiminin

• Araştırmanın Adı: Antipsikotik İlaç Kullanan Bir Grup Yatan Hastada İlaç Yönetimi Eğitiminin Değerlendirilmesi • Araştıranlar: Çiğdem Tatar Yüksel, Fahriye Oflaz • Kullanılan Yöntem: Bu çalışma bir üniversite hastanesinin psikiyatri kliniğinde tedavi gören ve antipsikotik ilaç kullanan 8 hasta ile yapılmıştır. . Yarı deneysel, tek grup pretest-posttest desende olan bu çalışmada kontrol grubu seçilmemiştir. Çalışmada “ilaç tedavisi yaklaşımı”modülü uygulanmıştır, uygulama süresi yedi gündür. • Özet: Şizofreninin etkili tedavisinde antipsikotik ilaç kullanımına uyum sağlayamama her ne kadar yaygın bir engel oluştursa da, psikiyatri hastalarının kısa süreli yatışlarında ilaç uyumunun nasıl arttırılacağına ilişkin bilgi sınırlıdır. Bu çalışmanın amacı psikiyatri hastalarının“Sosyal Beceri Eğitimi”nin “İlaç Tedavisi Yaklaşımı” modülünün etkinliğini değerlendirmektir.

 • Araştırmanın Adı: Anoreksiya Nervozada Psikososyal Tedaviler • Araştıranlar: Necati Serkut Bulut, Neşe

• Araştırmanın Adı: Anoreksiya Nervozada Psikososyal Tedaviler • Araştıranlar: Necati Serkut Bulut, Neşe Yorguner Küpeli, Gresa Çarkaxhiu Bulut, Volkan Topçuoğlu • Yıl: 2017 • Kullanılan Yöntem: 57’si AN, 23’ü Bulimiya Nervoza (BN) tanılı 80 yeme bozukluğu hastasını, hastalığın başlangıç yaşı ve süresi itibariyle 4 alt gruba ayırmış ve 1 yıl boyunca izlemişlerdir. 24 hastayı Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Davranışçı Terapi (DT) ve rutin tedavi şeklinde üç gruba ayırmıştır. DT, BDT’den farklı olarak korkulan besinler ve durumlara dair hiyerarşi oluşturulması ve kontrollü bir ortamda aşamalı alıştırma uygulanması esasına dayanmaktadır. BDT grubunda, tedavide kalma oranı DT grubundan daha yüksek bulunmuş ve bu sonuç BDT’nin daha fazla “kabul edilen” bir terapi yöntemi olduğu şeklinde yorumlanmıştır. 30 hastaya Eğitsel Davranışçı Tedavi (EDT; Educa-tional Behavioral Treatment) ve Bilişsel Analitik Terapi (BAT; Behavioral Analytic Therapy) uygulamışlardır. BAT daha etkili sonuç vermiştir. Özet: Anoreksiya Nervozada çeşitli psikososyal tedavi yöntemlerinin güncel bir derlemesi yapılması amaçlanmıştır.