Kltre Yaklamlar Temel Antropoloji Kuramlar Evrimci Kuram Antropolojinin

  • Slides: 15
Download presentation
Kültüre Yaklaşımlar Temel Antropoloji Kuramları

Kültüre Yaklaşımlar Temel Antropoloji Kuramları

Evrimci Kuram Antropolojinin ilk kuramı 19. yüzyılın hakim bilimsel anlayışı; evrenin, yeryüzünün ve canlıların

Evrimci Kuram Antropolojinin ilk kuramı 19. yüzyılın hakim bilimsel anlayışı; evrenin, yeryüzünün ve canlıların başlangıçtaki hallerinden değişerek günümüze geldiklerini söyler. Antropolojideki evrimcilik; insan kültürlerinin de zaman içinde “ilkel” olandan “ileri” aşamalara doğru değişime uğradığını söyler. (tek hatlı bir evrim: insanlığın gelişimini tek bir hat üzerinde görmek) En önemli temsilcisi Edward Tylor (1832 -1917)’dur. Kültürel evrim, aklın ilerleyişidir. Diğer önemli temsilcisi Lewis Henry Morgan (1818 -1889)’dur. Yabanıl -barbar-uygar Kültürler arasındaki eşitlik ve kültürel göreciliğin uzağında

Difüzyonizm (Yayılmacılık) Evrimciliğe karşı difüzyonizm yükselmiştir. Difüzyonizm; kültürlerdeki değişim ve gelişimin en önemli etkeninin,

Difüzyonizm (Yayılmacılık) Evrimciliğe karşı difüzyonizm yükselmiştir. Difüzyonizm; kültürlerdeki değişim ve gelişimin en önemli etkeninin, başka kültürlerdeki maddi ve manevi öğelerin o kültüre girmesi olduğunu söyler. Müzeciliğin gelişkin olduğu Almanya’da gelişti. Çekirdek bölgeler vardır ve kültür buralardan yayılmıştır. O nedenle kültürçevre kuramı olarak da anılır. Difüzyonizmi Kuzey Amerika’ya Franz Boas (1858 -1942) taşımıştır. Kültür ile fiziksel çevre arasındaki ilişkilere dikkat çektiler ancak kültürü birbiriyle ilişkileri olan bir bütün olarak göremediler.

Tarihsel Özgücülük Başlangıçta difüzyonist olan F. Boas tarafından kurulmuştur. Eskimolar üzerindeki çalışmaları sonunda çevresel

Tarihsel Özgücülük Başlangıçta difüzyonist olan F. Boas tarafından kurulmuştur. Eskimolar üzerindeki çalışmaları sonunda çevresel belirleyiciliği terk etti. Evrensel yasalardan önce tek kültürlerin nasıl geliştiği önemli der. Tarihsel özgücülük; her kültürün kendine özgü ve ayrı bir tarihi olduğu görüşünü savunur. Boas, bir toplumu incelemek için; çevresel koşullar, psikolojik etkenler ve tarihsel bağlantılar incelenmeli der. Bu açıdan kültürel göreciliğin ilk temsilcilerindendir.

İşlevselci Kuram İşlevcilik, kültürel öğelerin kültür bütünü içinde nasıl işlev gördüğünü ve bütünle nasıl

İşlevselci Kuram İşlevcilik, kültürel öğelerin kültür bütünü içinde nasıl işlev gördüğünü ve bütünle nasıl uyum sağladığını antropolojik araştırmanın temel meselesi yapar. Alan araştırmasını ilk uygulayan gruptur. En önemli temsilcisi; Bronislaw Malinowski (1884 -1942) İnsanların ihtiyaçlarını gidermeyen kültür yoktur derler. Bu yaklaşım; bütün insanların temel ihtiyaçları aynı ise kültürler neden farklıdır sorusuna cevap verememiştir.

Yapısal-İşlevselcilik Bu kuram sosyolojinin toplumsal yapı kavramı ile ilişki kurmuştur. En önemli temsilcisi Alfred

Yapısal-İşlevselcilik Bu kuram sosyolojinin toplumsal yapı kavramı ile ilişki kurmuştur. En önemli temsilcisi Alfred R. Radcliffe Brown (1881 -1955) toplumbilimci Durkheim’den etkilenmiştir. Kültür bireylerin değil toplumun işidir. Toplumsal yapının farklı öğelerinin toplumsal düzen ve dengeyi ayakta tutacak biçimde nasıl çalıştığını konu edinir. Antropolojinin yöntemi ve bütüncü yönünün gelişimine katkısı olmuştur. Ancak tarihsel gerçeklik dışarıda kalmıştır. Ayrıca kültürel değişme ve fiziksel çevrenin etkileri de ihmal edilmiştir.

Yapısalcılık Dilbilimden etkilenen Claude Levi-Strauss tarafından geliştirilmiştir. Toplumsal olgu ve öğelerin ancak toplumsal yapı

Yapısalcılık Dilbilimden etkilenen Claude Levi-Strauss tarafından geliştirilmiştir. Toplumsal olgu ve öğelerin ancak toplumsal yapı denilen ve sadece bir model kullanılarak erişilebilecek gizli bir boyutun varlığı üzerinden anlaşılabileceğini öne sürer. Bu gizli boyut dilde saklıdır. Doğal ve nesnel dünya zihinde inşa edilmekte ve dille dışa vurulmaktadır. Antropoloji bu temel mekanizmaları ortaya çıkarmaya çalışır. Tarihi göz ardı etmesi, değişmeyi açıklayamaması, zihinsel süreçlere ağırlık vermesi ve çevresel faktörleri dışlaması gibi yönlerden eleştirilmiştir.

Kültür-Kişilik Kuramı Psikologlardan etkilenilmiştir. Boas’ın öğrencisi Ruth Benedict (1889 -1948) tarafından geliştirilmiştir. Japonya’daki yaptığı

Kültür-Kişilik Kuramı Psikologlardan etkilenilmiştir. Boas’ın öğrencisi Ruth Benedict (1889 -1948) tarafından geliştirilmiştir. Japonya’daki yaptığı çalışma sonunda Krizantem ve Kılıç (1946) adlı kitabı yazmıştır. Kültür-kişilik kuramı; kültürü temel kişilik yapısını biçimlendiren en önemli etken olarak kavrar. Bu kuram psikolojik antropolojinin gelişimini sağlamıştır. Kültürleri fiziksel dünyadan, diğer kültürlerden ve tarihten kopuk olarak görmeleri nedeniyle eleştirilmişlerdir.

Yeni Evrimciler Çatışmacı ve uyarlanmacı kuramlardandır. Değişime vurgu yaparlar. Sanayileşme ve teknolojik gelişmenin etkisi

Yeni Evrimciler Çatışmacı ve uyarlanmacı kuramlardandır. Değişime vurgu yaparlar. Sanayileşme ve teknolojik gelişmenin etkisi altındaki toplumlara eğilmiştir. Temsilcisi Leslie White (1900 -1975)’dır. İlk evrimcilerden farkı “kültürel ilerleme”yi veri olarak almak yerine bunun nedenlerini açıklamaya girişmiştir. Morgan gibi teknolojik ilerlemeyi baz almakla birlikte kullandıkları enerji miktarını esas almıştır. Neden bazı kültürlerin hızlı ilerleme kaydettiklerini açıklayamamaları, tarihsel ve ekolojik nedenlere dönük boşlukları nedeniyle eleştirilmişlerdir.

Kültürel Ekoloji Çatışmacı ve uyarlanmacı kuramlardandır. Temsilcisi Julian Steward (1902 -1972)’dır. Belirli bir kültür

Kültürel Ekoloji Çatışmacı ve uyarlanmacı kuramlardandır. Temsilcisi Julian Steward (1902 -1972)’dır. Belirli bir kültür ya da kültür bölgesindeki değişimlere vurgu yaparak çevrenin kültürel evrim ve oluşumlar üzerindeki etkisini açıklamaya çalışır. Çok hatlı bir evrim modeli savunur. Kültürün uyarlanma yeteneğine vurgu yapmaktadır.

Yeni İşlevselcilik Çatışma ve uyarlanmacı kuramlardandır. Bu yaklaşıma göre çatışma toplumsal sistemi besler ve

Yeni İşlevselcilik Çatışma ve uyarlanmacı kuramlardandır. Bu yaklaşıma göre çatışma toplumsal sistemi besler ve güçlendirir. En önemli temsilcisi Max Gluckman (1911 -1975)’dır. Toplusal değişimi açıklamada yetersiz kalmıştır.

Marksçı Antropoloji Marx (1818 -1883) değişmeyi meydana getiren koşulları incelerken toplumsal ilişkilerin uyumundan çok

Marksçı Antropoloji Marx (1818 -1883) değişmeyi meydana getiren koşulları incelerken toplumsal ilişkilerin uyumundan çok çatışmaları merkeze almıştı. Marksçı antropolojiye göre; kaynak ve iktidarın belli ellerde toplanması, kaynak dağılımının eşitsiz oluşu, bu dengesizliğin sürekli bir çatışma halinde sürüp girmesine yol açtığı gibi kültürel değişmenin de temel dinamiği olmaktadır. Kültür içindeki üretim ve dağıtım araçlarına dikkat vermişlerdir. İktisadi indirgemecilikle eleştirilmişlerdir.

Kültürel Maddecilik Kültürel özelliklerin, kodların, norm ve değerlerin başta çevresel koşullar olmak üzere insan

Kültürel Maddecilik Kültürel özelliklerin, kodların, norm ve değerlerin başta çevresel koşullar olmak üzere insan toplumlarının maddi koşullarının ürünü olduğun savunur. En önemli temsilcisi Marvin Harris’tir.

Özgücü Kuramlar Etnobilim ya da Bilişsel Antropoloji Yaklaşımı Yapısalcılık buna dönüşmüştür. İnsanların dünyayı nasıl

Özgücü Kuramlar Etnobilim ya da Bilişsel Antropoloji Yaklaşımı Yapısalcılık buna dönüşmüştür. İnsanların dünyayı nasıl kavradığını anlama çabası. Simgeci/Yorumcu Antropoloji Yaklaşımı Bilişsel antropologlar dikkatlerin kişilerin kendi kültürleri üzerine söylediklerine verirken, simgeci/yorumcu antropologlar ayinler, mitoslar, akrabalık sistemleri gibi kurum ve yorumlama biçimlerinin toplumsal hayat içinde kullanılışına bakarlar. Aşırı görecidirler. Feminist Antropoloji: Eşitsizliği, toplumsal cinsiyet rollerinin inşasında araştırılması gerektiğini söyler.

Kaynak Aydın, S. ve Y. S. Erdal (2014) Antropoloji, (Ed: Handan Üstündağ) Eskişehir: Anadolu

Kaynak Aydın, S. ve Y. S. Erdal (2014) Antropoloji, (Ed: Handan Üstündağ) Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları