KONU 4 Halkla likiler Modellerine Dayanaklk Eden Kuramlar
- Slides: 23
KONU 4 Halkla İlişkiler Modellerine Dayanaklık Eden Kuramlar: Eleştirel Kuramların Halkla İlişkiler Modelleri ve Çalışmaları Üzerindeki Etkisi – Halkla İlişkilerin Akademik Temeli, Farklı Teorisyenler Üzerinden Halkla İlişkileri Tartışmak: HABERMAS
Halkla ilişkileri bir sosyal bilim disiplini olarak düşündüğümüzde teori ile bağını kurmamız gerekmektedir. Teori nedir? Literatürde farklı tanımlar verilse de kavramsal açıdan benzerlikler vardır.
Kerlinger (1973) «Bir teori, fenomeni açıklamak ve öngörmek amacıyla değişkenler arasındaki ilişkileri belirleyerek, fenomene sistematik bir bakış açısı sunan, birbiriyle karşılıklı etkileşim halindeki yapılar (kavramları) tanımlar ve varsayımlardır. » Babbie (1986) «Teori, yasamın özel bir parçasıyla ilgili gözlemlenen gerçekler ve kanunlar üzerine sistematik bir açıklamadır. » (Akt. Becerikli, 2008: 59)
Marks (1963) «Teori, genel bir ifadeyle değişkenlerin ilişkilerinin daha az ya da daha çok biçimlendirilmiş kavramsallaştırılmasıdır. » (akt. Becerikli, 2008: 60) Ortak noktalar: « • Bir teori gözlemlenen fenomene ilişkin sistematik bir bakış açısı sunar. • Teori, değişkenler arasındaki ilişkileri ve nasıl bir bağlantı içinde olduklarını açıklar. • Teori, geçmişteki ve/veya mevcut davranışı açıklamaya çalısır. • Güvenilir bir teori gelecekteki ve olası davranışları öngörebilir. » (Becerikli, 2008: 60)
Halkla ilişkilerde durum nedir? -Henüz olgunlaşmamış, gelişme aşamasında. -Genellikle «yönetim bakış açısına dayalı teorilere, sistem teorisine, ikna teorisi gibi teorilere başvurulmaktadır. » -İletişim, psikoloji ve sosyal psikolojide yer alan model ve teorilerden yola çıkmaktadır. - «Grunig ve Hunt’un dışında halkla ilişkiler teorisi üretebilmiş bir akademisyen yoktur. » (Becerikli, 2008: 60).
Grunig ve Hunt’un dört modeli: -basın duyurusu/duyurma modeli -kamusal enformasyon modeli -iki yönlü asimetrik model -iki yönlü simetrik model
Halkla İlişkilerin Akademik Temeli ABD ve Avrupa’da reklam, halkla ilişkiler ve propaganda arasındaki farklar bir yana bırakılmış durumdadır. Daha çok uygulama sorunları/türleri tartışılmaktadır. Ölçme ve etki saptamasına yönelim vardır. Türkiye henüz bu gelişmeyi yakalayamamıştır. (Becerikli, 2008: 62)
Halkla ilişkilerin ilk uygulayıcıları eski gazetecilerdir. Ayrıca geçmişte halkla ilişkiler gazetecilik mesleğinin bir bölümü gibi algılanmıştır. Bu nedenle akademik kökenleri gazetecilik okullarında ve iletişim çalışmalarıyla ilgilenen bölümlerde bulunabilir. (Basın Yayın Yüksek Okulu) Ancak artık kendi teorilerini ve araştırma yöntemlerini ortaya çıkaran halkla ilişkilerin akademik temeli gazetecilik dalından ayrılmaktadır. (Becerikli, 2008: 63)
Halkla ilişkiler literatüründe halkla ilişkilerin olumlu ve olumsuz yönlerine vurgu yapan farklı yaklaşımları görmek mümkündür. Örn. Cutlip (1979) - «kamulardan yönetime geribesleme kanalı görevi üstlenerek kamularına daha uyumlu hale gelmesine yardım etmektedir. » - «Uygulamacılar her bir düşünce, birey ya da kurumun kamusal forumda seslerini daha iyi duyurmalarına yardımcı olarak kamu çıkarına hizmet etmektedir. » - «Uygulamacılar medya yoluyla bilgi aktararak kamunun bilgisini artırır çünkü medyanın bunu kendine sağlamaya yetecek insan gücü ve bütçesi yoktur. » (akt. Becerikli, 2008: 63 -64)
J. Grunig ve Hunt (1984) -Halkla ilişkiler uzmanları «bilgiye ve iletişim tekniklerine sahiptirler bunları sıradan bir vatandaş bilemez. Bilgi ve yeteneklerini iyi bir toplum için kullanmalarını teşvik edici değer ve etik kodlara sahiptirler. » (akt. Becerikli, 2008: 64) Pohl ve Vandeventer (2001) «Halkla ilişkilerin is dünyası ve toplumun çeşitli düzeylerinden bütünleşme yaratabilmesi ve bütünleşik bir yönetim süreci yaratabilmesinde liderlik rolü üstlendiğini belirtirler. » (akt. Becerikli, 2008: 64)
Halkla ilişkiler disiplinlerarası bir alan olarak: -» Kendi argümanlarını ve teorilerini geliştirmek için siyaset bilimi, sosyoloji, psikoloji, örgüt teorileri ve medya çalışmalarının teorilerini» sentezliyor; - «Kendi meşruiyetini sağlayacak teorik çerçeveler geliştirmeye» çalışıyor. - Anglo-Amerikan iletişim çalışmalarından besleniyor. - Tutarlı bir anlatım tarzı yok ama en azından proaktif ve etkileşimci tarza yakın olduğu söylenebilir. (Becerikli, 2008: 64 -65)
Pejoratif anlamlar taşıyan çalışmalar da bulunmaktadır. • - “döngü doktorluğu” (spin doctors), • “şeytanın avukatlığı”, • “köse dönmecilik”, • “kanaat imalatçılığı”, • “haber mühendisliği”, • “algı yöneticiliği” (Becerikli, 2008: 66)
Stuart Ewen (1996) «Halkla ilişkileri elitist, katı bir biçimde yönetsel ve başlangıcından bu yana anti-demokratik bir gündeme sahip olarak değerlendirir. Ewen, halkla ilişkilerin kurucularından kabul edilen Edward Bernays’ın, halkla ilişkiler ve ikna çalışmalarını propaganda çalışmalarıyla bağlantılı olarak ortaya koydugunu iddia etmektedir. » (akt. Becerikli, 2008: 66) Bu düşünceden yola çıkanlar, retorik ve halkla ilişkiler arasındaki bağlantıyı anlamlandırmaya çalışmaktadırlar.
1920’ler, 1930’lar ve 1940’ların sonundan itibaren «soğuk savaş dönemindeki fasist diktatörlüklerin yükseldiği» dönem itibariyle halkla ilişkiler ve propaganda arasındaki bağlar kopartılmıştır. «Oysa halkla ilişkilerin kurucularından biri olarak kabul edilen Bernays, Hitler 1933’de iktidara geldiğinde Amerika-Almanya arasındaki ilişkileri geliştirmek amacıyla German Dye Trust adına çalışmaya başlamıştı. Amerika’daki patronlarını Hitler’de dahil olmak üzere diğer Nazilerle tanıştırıyordu. Yaptığı bu is onun giderek bir Nazi sempatizanı olmasına yol açmıştı. Bernays’ın en önemli eserlerinden biri olan Crystallizing Public Opinion ise Nazi Almanyası’nın propaganda lideri olan Goebbels’in kütüphanesindeki en önemli eserlerden biriydi. » (Becerikli, 2008: 66 -67)
Farklı Teorisyenler ve Okullar Üzerinden Halkla İlişkileri Tartışmak Farklı teorisyenler ve okulları tartışmak halkla ilişkilerin dayanak aldığı kuramların tartışılmasında önemli açılımlar sağlayabilir. Tabii ki burada her düşünürün kuramlarını uzun anlatmamız mümkün değildir. Sadece «geliştirdikleri kuramların halkla ilişkiler açısından hangi soruları üretebileceği, hangi sorulara yanıt verebilecegi ve halkla ilişkiler alanındaki bundan sonraki çalışmaları nasıl etkileyebilecekleridir. » (Becerikli, 2008: 74 -75)
JURGEN HABERMAS -Kamusal alanın yapısal dönüşümü -İletişimsel eylem kuramı «Halkla ilişkilerin farklı tarihsel gelişim düzeylerini yansıtmasında, halkla ilişkilerin toplumdaki farklı fonksiyonlarını ya da halkla ilişkilerin farklı iletişim tarzlarını açıklamada teorik bir temel olarak kullanılmıştır. » (Becerikli, 2008: 75)
Pearson, (1989) ‘A theory of public relations ethics’ (Halkla ilişkiler teorisinin etiği) Çalışması Habermas’ın ‘ideal konuşma durumu’ kavramıyla bağlantılı ‘söylem’ kavramına dayanmıştır. Habermas’a göre her diyalog ve tartışma zaman ve yer sınırlaması içerisinde gerçekleşir ve ideal konuşma durumu bir ‘ideal’dir. Buna rağmen gerçek iletişimde buna ihtiyaç duyarız ve «bu anlamda pek çok araçsal eylem aslında stratejik eylemdir de, buna karsı stratejik eylemlerden ancak kimileri araçsaldır. Öte yanda iletisimsel eylem, bütünüyle bağımsız ve ayrı bir toplumsal eylem türüdür. » (akt. Becerikli, 2008: 75)
İletişimsel eylemin en son amacı başkalarını etkilemek değil, «dünyadaki herhangi bir şey üzerine uzlaşıma varma, bu konuda karşılıklı anlamaya ulaşma çabası» dır. -Amaç yönelimli değildir. -Tek amaç, «karsıdaki kişi ya da kişilerin yasam dünyalarına değen onlarla işbirliği yaparak beraber yürütülen yorumlama süreci yoluyla ortak bir anlayışa varmaktır. » (akt. Becerikli, 2008: 75)
Burkart, (1993): Habermas’ın iletişimsel eylem teorisinin teorik unsurlarını kullanarak «konsensüs merkezli halkla ilişkiler» adlı normatif teoriyi geliştirir. Özellikle çatışmalı durumlarda kullanılabilecek analitik bir çerçeve önerir.
«Burkart’ın modelinde, katılımcıların bir örgütsel iletişim sürecindeki bu farklı boyutlarına ve aşamalarına dikkat çekilerek, bu süreçlerin yalnızca tek yönlü iletişimle degil, aynı zamanda bu sürece katılanlar arasındaki diyalog ve tartısma yoluyla sürecin kontrolünün geliştirilmesi mümkün kılınmaktadır. Ancak maalesef Burkart’ın modeli şimdiye kadar Avusturya’daki tek bir örnekle bağlantılıdır. Bu model, bu yaklaşımın uygulanabilirlik değerini test edecek diğer ülkelerdeki farklı örneklere de uygulanmalıdır. » (Becerikli, 2008: 76)
Halkla ilişkilerde eleştirel yaklaşımlar açısından Habermas’ın halkla ilişkilerin toplumdaki rolüne ilişkin yaptığı açıklamalar da önemlidir. -Kamuoyu araştırmaları, kitlenin kontrol ve manipüle edilmesinde önemli bir araçtır. -Halkla ilişkiler yanlış bilinç oluşmasına yardımcı olan faktörlerden biridir. (kamusal diyalogda bozulma) (Becerikli, 2008: 76 -78)
«J. Grunig ve Hunt’ın (1984) iki yönlü asimetrik modeliyle, Habermas’ın (1987) araçsalcı akıl teorisi, J. Grunig ve Hunt’ın iki yönlü simetrik modeliyle, Habermas’ın iletişimsel eylem teorisi arasında açık benzerlikler vardır. Ayrıldıkları tek nokta Grunig ve Hunt’ın iletişimsel eylemi sistem örgütlerine yükleme girişimleridir, halbuki Habermas’ın iletişimsel eylemi tek basına yasam dünyasına ait bir özelliktir. » (Becerikli, 2008: 81)
KAYNAKÇA Becerikli, Sema (2008). . ve Halkla İlişkiler: Şeytanın Avukatlığından Arabuluculuğa; Bir Disiplinin Eleştirel Analizi, Karınca Yayınları, Ankara,
- Rehberlik kuramlar
- Meslek gelişim kuramları
- Toplumsal teorik yaklaşımlardan biri değildir
- Sistem teorisi halkla ilişkiler
- Halkla ilişkiler toplumsal teorik yaklaşımlar
- Halkla ilişkiler toplumsal teorik yaklaşımlar
- Halkla ilişkilerin uygulama alanları
- Reklam kampanyası sunum örnekleri
- Edward beynars
- Marjinal hedef kitle
- Sponsorluğun halkla ilişkiler amaçları
- Making simple inquiries
- Problem alanlarına göre rehberlik
- What is narrative tense
- Konu daraltma örnekleri
- Perfect participle clauses examples
- Konu daraltma örnekleri
- Konu tasarımı disiplin tasarımı
- Reported speech soru cümleleri
- Sosyobilimsel konu örneği
- Düzgün beşgen konu anlatımı
- 5.sınıf abartılı ifadeler
- Konu merkezli tasarımlar
- çekirdek ve piramitsel yaklaşım farkı