20189 2020 retim Yl AHF 3 A Snf

  • Slides: 69
Download presentation
20189 -2020 Öğretim Yılı AÜHF - 3 / A Sınıfı Eşya Hukuku Ders Notları

20189 -2020 Öğretim Yılı AÜHF - 3 / A Sınıfı Eşya Hukuku Ders Notları Güz Dönemi (Dokuzuncu Hafta) 13 Kasım 2019 *Taşınır Davasının Benzer Davalardan Farkları *Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hak Kazanılması *Taşınmazlarda Hak Karinesi Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Yıldız ABİK

Taşınır Davasının Benzerlerinden Farkları • Taşınır Davasını, kendisine benzeyen diğer Davalardan ayırmak gereklidir. •

Taşınır Davasının Benzerlerinden Farkları • Taşınır Davasını, kendisine benzeyen diğer Davalardan ayırmak gereklidir. • Bu bağlamda, Taşınır Davasını, İstihkak Davası ve Zilyetlik Davalarından ayırt etmek gerekli olup, dolayısıyla bu Davayı, diğer iki Dava ile karşılaştırmak gerekir.

Taşınır Davasının İstihkak Davasından Farkları (Oğuzman / Seliçi / Oktay- Özdemir, Eşya H. ,

Taşınır Davasının İstihkak Davasından Farkları (Oğuzman / Seliçi / Oktay- Özdemir, Eşya H. , 20. B. , s. 105 -106; Sirmen, Eşya H. , 6. B. , s. Taşınır Davası, ancak Taşınır Mallar için söz konusu olur. İstihkak Davası ise, hem Taşınırlarda hem Taşınmazlarda söz konusu olur. Taşınır Davasında davanın dayanağı Zilyetliğe bağlanan Hak Karineleri olduğu için, zilyetliği ispat etmek ve şimdiki zilyedin üstün hak karinesini çürütmek gerekli ve yeterlidir. İstihkak Davasında ise, Davacı, Ayni hakkını ispat etmek zorundadır. Taşınır Davasını, Ayni Hakkı iddia etmeyen Zilyetler de açabilir. İstihkak Davasını ise, Ayni Hak iddia edenler açabilir. Taşınır Davası, İyiniyetli Zilyetlere karşı bir hak düşürücü süreye tabidir (MK m. 989 / I). İstihkak Davası ise, bir Süre ile sınırlandırılmamıştır (MK m. 683 / II). 89 -90)

Taşınır Davasının İstihkak Davası ile Karşılaştırılması (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s.

Taşınır Davasının İstihkak Davası ile Karşılaştırılması (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 91 vd. ; Oğuzman / Seliçi / Oktay- Özdemir, Eşya H. , 20. B. , s. 105 vd. ; Oğuzman / Seliçi / Oktay- Özdemir, Eşya H. , Kısaltılmış Ders Kitabı, 1. Baskı, s. 56 vd. ) • (a)Taşınır Davası, sadece Taşınır Mallar için söz konusu olur. Oysa, İstihkak Davası, hem Taşınırlarda, hem Taşınmazlarda söz konusu olur. • Bununla beraber, Doktrinde, Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar için de, bu Davanın açılabileceği görüşü savunulmaktadır. • Yargıtay, MK m. 989 hükmünün (e. MK m. 902) ve MK m. 991 hükmünün (e. MK m. 904) Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar için uygulanabileceğini kabul etmektedir.

 • (b)Taşınır Davasında, Davanın dayanağı, Zilyetliğe bağlanan Hak Karineleridir. • Bu bağlamda, Taşınır

• (b)Taşınır Davasında, Davanın dayanağı, Zilyetliğe bağlanan Hak Karineleridir. • Bu bağlamda, Taşınır Davasında, Zilyetliği ispat etmek ve Şimdiki Zilyedin Üstün Hak Karinesini çürütmek gerekir. • Oysa İstihkak Davasında, Davacı, Ayni Hakkını ispat etmek zorundadır. • Dolayısıyla bir şeyin Zilyedi olmadan Mülkiyetini kazanmış bir kimse, hiçbir zaman Taşınır Davası açamaz, ancak Mülkiyet Hakkına dayanarak İstihkak Davası açabilir. (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 91)

 • Bu hususta, Tuor tarafından başkasının kümesine yumurtlayan Tavuğun Malikinin, Yumurtayı talep etmesi,

• Bu hususta, Tuor tarafından başkasının kümesine yumurtlayan Tavuğun Malikinin, Yumurtayı talep etmesi, örnek olarak verilmektedir. • Keza bir Hayvanın Malikinin, bu Hayvanın başkasına ait olduğu Taşınmazda doğurduğu Yavruları talep etmesi de, ancak Mülkiyete dayanan İstihkak Davası ile mümkün olur. (Oğuzman / Seliçi / Oktay - Özdemir, Eşya H. , 20. B. , s. 105 - 106; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, Eşya H. , Kısaltılmış Ders Kitabı, 1. Bası, s. 57 )

 • Malın Zilyetliğini kötüniyetle kazanmış olan kimse, Zilyetliğini kaybettikten sonra örneğin, Miras yoluyla

• Malın Zilyetliğini kötüniyetle kazanmış olan kimse, Zilyetliğini kaybettikten sonra örneğin, Miras yoluyla bu Malın Mülkiyetini kazansa, bunun geri verilmesi için Taşınır Davası açamazsa da (MK m. 991/II), İstihkak Davası açabilir. • Zilyetliğin, Zilyedin İradesiyle devredildiği fakat Mülkiyetin Devrinin geçerli olmadığı hallerde de, Taşınır Davası açılamaz, ancak Mülkiyet Hakkına dayanılarak İstihkak Davası açılabilir. • Bununla beraber bir görüşe göre, Zilyet Kötüniyetli, yani Hukuki Sebebi meydana getiren Borçlandırıcı İşlemin geçersizliğini biliyor veya bilmesi gerekiyor ise, ona karşı Taşınır Davası da açılabilir.

 • (c) İstihkak Davasını, Ayni Hak iddia edenler açabilirler. • Oysa, Taşınır Davasını,

• (c) İstihkak Davasını, Ayni Hak iddia edenler açabilirler. • Oysa, Taşınır Davasını, Ayni Hak iddia etmeyen Zilyet de açabilir. • Örneğin, Kiracı Kaan’daki malı çalan Hırsız (H)'ye veya bu Malı Hırsızdan satın alan Ümit’e karşı Kaan, Taşınır Davası açabilir.

 • (d) Taşınır Davası, İyiniyetli Zilyetlere karşı bir Hak Düşürücü Süreye tabidir (MK

• (d) Taşınır Davası, İyiniyetli Zilyetlere karşı bir Hak Düşürücü Süreye tabidir (MK m. 989/1). • Oysa İstihkak Davası (MK m. 683/II), bir Süreyle sınırlanmamıştır. • Bir görüşe göre, MK m. 989/l hükmündeki Süre geçtikten sonra da Malik, Hakkını ispat ederek İstihkak Davası açabilir. • Ancak bunun için de, Şimdiki Zilyedin, Kazandırıcı Zamanaşımı yoluyla Mülkiyeti kazanmamış olması gerekir (MK m. 777/1).

 • Buna karşılık, Hakim Görüş, MK m. 989/1 hükmünde öngörülen beş yıllık Sürenin

• Buna karşılık, Hakim Görüş, MK m. 989/1 hükmünde öngörülen beş yıllık Sürenin geçmesi ile MK m. 777 /1 hükmündeki Şartlar tamamlanmamış olsa dahi, İrade dışı elden çıkan Malın Mülkiyetini edinen İyiniyetli Zilyedin bu Ediniminin geçerli sayılması gerektiğini kabul eder.

 • İrade Dışı elden çıkmış olan Malın İyiniyetli Zilyet tarafından Edinimi, Mülkiyetin Devri

• İrade Dışı elden çıkmış olan Malın İyiniyetli Zilyet tarafından Edinimi, Mülkiyetin Devri için gerekli diğer Geçerlilik Şartlarının yerine getirilmemiş olması nedeniyle geçersiz olabilir. • Bu takdirde ise, İyiniyetli Zilyedin irade dışı elden çıkmış olan Malın Mülkiyetini kazanması, sadece Kazandırıcı Zamanaşımının şartları olayda gerçekleşmişse, mümkündür.

 • Eğer bu Şartlar gerçekleşmemiş ise, Malik, MK m. 989/I hükmündeki beş yıllık

• Eğer bu Şartlar gerçekleşmemiş ise, Malik, MK m. 989/I hükmündeki beş yıllık Süreyi geçirmiş olsa dahi, Malın geri verilmesini, İstihkak Davası ile sağlayabilir. • Fakat Taşınır Davası esastan sonuçlandırılmış ve Üstün Hak Sahipliği kesin hükme bağlanmış ise, artık İstihkak Davası da açılamaz.

Taşınır Davasının Zilyetlik Davaları ile Karşılaştırılması (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s.

Taşınır Davasının Zilyetlik Davaları ile Karşılaştırılması (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 92; Oğuzman / Seliçi / Oktay- Özdemir, Eşya H. , 20. B. , s. 106 - 107) 1)Zilyetlik Davaları hem Taşınırlarda hem Taşınmazlarda zilyetliği korur. Oysa, Taşınır Davası , sadece Taşınırlarda söz konusu olur. 2) Zilyetlik Davaları, Zilyetliğe dayanır. Oysa, Taşınır Davası , Zilyetliğe bağlı Üstün Hak Karinesine dayanır. 3)Zilyetlik Davaları ancak Gasp ve Saldırıda söz konusu olur. Oysa, Taşınır Davası için Zilyetliğin İrade Dışı sona erdirilmiş olması yeterlidir. 4)Zilyetlik davalarının fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren iki ay veya en geç gasp veya saldırı fiilinden itibaren bir yıl içinde açılması gerekir (MK 984). Taşınır davası kötüniyetli zilyetlere karşı süresizdir. İyiniyetli zilyetlere karşı ise, süre beş yıldır.

Zilyetlik Karinesine Güvenerek Kazanılan Ayni Hakkın Korunması • Medeni Kanun m. 985 hükmünde yer

Zilyetlik Karinesine Güvenerek Kazanılan Ayni Hakkın Korunması • Medeni Kanun m. 985 hükmünde yer alan «Taşınır bir şeyin zilyedi onun maliki sayılır» Kuralı karşısında, bu Karineye güvenerek Zilyetten İyiniyetle Hak kazananların Kazanımları korunacak mıdır? • Bu soruya, Roma Hukukunda, Olumsuz cevap verilir. • Bunun nedeni, Roma Hukuk Düzeninde «Kimse sahip olduğu haktan fazlasını başkasına devredemez» (nemo plus iuris ad alium transfere potest quam ipso habet) Kuralı hâkimdir.

 • Bu bağlamda, Haksız Zilyetten hak kazanan kimse İyiniyetli de olsa, Gerçek Hak

• Bu bağlamda, Haksız Zilyetten hak kazanan kimse İyiniyetli de olsa, Gerçek Hak Sahibine karşı korunmuyordu. • Oysa, Cermen Hukukunda, Haksız Zilyetten İyiniyetle Hak Kazanan Kimse korunmuştur.

 • Medeni Kanunumuz ise, Roma Hukuku ve Cermen Hukuku arasında ortalama bir yol

• Medeni Kanunumuz ise, Roma Hukuku ve Cermen Hukuku arasında ortalama bir yol tutmuştur. • Bazı hallerde, İyiniyet Sahibi Kazananı tam olarak korumuş, bazı hallerde ise, hiç korumayarak, Gerçek Hak Sahibini korumuş, diğer bazı hallerde ise, İyiniyetli Kazanana, Kısmi bir Koruma sağlamıştır. (Oğuzman / Seliçi / Oktay- Özdemir, Eşya H. , Kısaltılmış Ders Kitabı, 1. Bası, s. 58 - 59)

 • Burada Söz konusu İyiniyet, Sübjektif İyiniyettir. • Diğer bir deyişle, Kazanan, kendisine

• Burada Söz konusu İyiniyet, Sübjektif İyiniyettir. • Diğer bir deyişle, Kazanan, kendisine Hak kazandıran Zilyedin buna yetkisi olmadığını bilmemeli ve bilecek durumda olmamalıdır. • İyiniyet, Karine olarak varsayılır. • Fakat Durumun Gereklerine göre, kendisinden beklenen Özeni göstermeyen kimse, İyiniyet İddiasında bulunamaz (MK m. 3).

Durumun Gereklerine Göre Kendisinden Beklenen Özeni Göstermeyen Kimsenin İyiniyet İddiasında Bulunamamasına Örnekler • Örneğin,

Durumun Gereklerine Göre Kendisinden Beklenen Özeni Göstermeyen Kimsenin İyiniyet İddiasında Bulunamamasına Örnekler • Örneğin, bir Kişiden mobil telefon satın alırken fatura aranmamış olması halinde, Kazananın gerekli Özeni sarf ettiği söylenemez. • Aynı şekilde, üstünde Kütüphanenin damgası bulunan bir Kitabın araştırma yapmadan alınması durumunda da, Kazananın gerekli Özeni sarf ettiği söylenemez. (Oğuzman / Seliçi / Oktay- Özdemir, Eşya H. , Kısaltılmış Ders Kitabı, 1. Bası s. 59).

 • Korunduğu hallerde aranan İyiniyet, Kazanma anındaki İyiniyettir. • Kazanma anında İyiniyetli olan

• Korunduğu hallerde aranan İyiniyet, Kazanma anındaki İyiniyettir. • Kazanma anında İyiniyetli olan Kimsenin, Kazanmasına engel teşkil eden durumu sonradan öğrenmesi sonucu değiştirmez. • «Sonradan gelen Kötüniyet zarar vermez (mala fides supervenens non nocet) İlkesi» , burada geçerlidir. (Oğuzman / Seliçi / Oktay- Özdemir, Kısaltılmış Ders Kitabı, 1. Bası, s. 59)

 • MK m. 763 / II hükmüne göre: • «Bir taşınırın zilyetliğini iyiniyetle

• MK m. 763 / II hükmüne göre: • «Bir taşınırın zilyetliğini iyiniyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile, zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hallerde o şeyin maliki olur. » • Aynı İlke, Teslime Bağlı Rehine ilişkin, MK m. 939 / II hükmünde de tekrarlanmıştır: • Rehnedende, tasarrufta bulunma yetkisi olmasa bile, rehin konusu taşınıra iyiniyetle zilyet olan kimse, zilyetlik hükümlerine göre edinimi korunduğu ölçüde rehin hakkı kazanır. "

 • MK m. 763 / II ve m. 939 / II hükümlerinden çıkan

• MK m. 763 / II ve m. 939 / II hükümlerinden çıkan Sonuç şudur: • Bir Taşınırın Zilyedi, elindeki Malı başkasına devretmeye yetkili olmasa da, İyiniyetli Üçüncü Kişiler, Zilyetten o Mal üzerinde Ayni Haklar kazanabilirler.

 • Bununla birlikte, MK m. 763 / II ve m. 939 / II

• Bununla birlikte, MK m. 763 / II ve m. 939 / II hükümlerindeki İlke, bir yandan MK m. 988 ve MK m. 990 hükümleri ile tamamlanırken, diğer taraftan da MK m. 989 hükmü ile sınırlanmıştır. • Burada MK m. 989 hükmündeki Sınırlama ise, Malın Asıl Hak Sahibi olan Zilyedin elinden İradesi Dışında çıkması durumuna ilişkindir.

 • Malın çalınmış, kaybedilmiş veya diğer herhangi bir şekilde İrade Dışı elden çıkmış

• Malın çalınmış, kaybedilmiş veya diğer herhangi bir şekilde İrade Dışı elden çıkmış olduğu durumlarda, İyiniyetli Üçüncü Kişilerin Edinimleri korunmaz. • Ancak MK m. 990 hükmü ile Para ve Hamile Yazılı Senetler bakımından, bu İlkeye de bir İstisna getirilmiştir. • Öyleyse, MK m. 763 / II hükmü ve bunu tamamlayan MK m. 988 ve MK m. 990 hükümleri, İşlem Güvenliğinin, MK m. 989 hükmü ise, Hak Güvenliğinin gerçekleştirilmesine yöneliktir. (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 92 - 93).

Zilyetlik Karinesine Güvenerek Kazanılan Hakkın Korunması (MK. m. 985) İyiniyetle Kazanmanın Tam Korunduğu Haller

Zilyetlik Karinesine Güvenerek Kazanılan Hakkın Korunması (MK. m. 985) İyiniyetle Kazanmanın Tam Korunduğu Haller Emin Sıfatı ile Zilyetten Ayni Hak Kazanılması (MK. m. 988) Para ve Hamiline Yazılı Senetlerin Kazanılması (MK. m. 990) İyiniyetle Kazanmanın Korunmadığı Haller (MK. m. 989) İyiniyetle Kazanmanın Kısmen Korunduğu Haller (MK. m. 982/f. 2)

Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hak Kazanılması (Antalya, Eşya H. , C. II, Zilyetlik, s.

Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hak Kazanılması (Antalya, Eşya H. , C. II, Zilyetlik, s. 265 vd. ; Oğuzman / Seliçi / Oktay- Özdemir, Eşya H. , Kısaltılmış Ders Kitabı, 1. Bası, s. 60 vd. ; Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 93 vd. ) • Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hak Kazanılması, İyiniyetle Kazanmanın tam korunduğu hallerden biri olarak kabul edilmektedir. • Bir Taşınırın Emin Sıfatıyla Zilyedinden, o şey üzerinde İyiniyetle Mülkiyet Hakkı veya Sınırlı Ayni Hak edinen kimsenin Edinimi, o Zilyedin bu Tasarruflarda Bulunma Yetkisi olmasa bile korunur (MK m. 988). • Hükmün uygulanabilmesi için Ayni Hakkı devir veya kuran kimse, Malda Emin Sıfatı ile Zilyet olmalıdır.

 • Bundan kasıt, Malikin, Malı, Kendi Zilyetliğini devam ettireceğini umduğu bir kimseye bırakmış

• Bundan kasıt, Malikin, Malı, Kendi Zilyetliğini devam ettireceğini umduğu bir kimseye bırakmış olmasıdır. • Bu kişi bir Fer’i Zilyet (Rehin Alan, Kiracı vs. ) olabileceği gibi, Mal üzerinde kendi adına hakimiyet kullanan bir Başkası için Zilyet (Temsilci, Taşıyıcı vs. ) de olabilir. (Oğuzman / Seliçi / Oktay- Özdemir, Eşya H. , Kısaltılmış Ders Kitabı, 1. Bası, s. 60)

 • Müşterek Zilyetlikte, Zilyetlerden her biri, diğerine göre, Emin Sıfatı ile Zilyet durumundadır.

• Müşterek Zilyetlikte, Zilyetlerden her biri, diğerine göre, Emin Sıfatı ile Zilyet durumundadır. • Bütün bu hallerde, Malik, kendisi için Tehlike arz eden durumu kendi Rızası ile yaratmaktadır. • Bu bağlamda, Kanun, kendi Güveninin Tehlikelerine Katlanma Yükümünü ona yüklemiştir.

 • Eğer güveninde aldanmış ve Malı kendisine verdiği kimse yetkisiz olarak bunda tasarruf

• Eğer güveninde aldanmış ve Malı kendisine verdiği kimse yetkisiz olarak bunda tasarruf etmiş ise, bunun Sonuçlarına, Malik katlanmalıdır. • Buna karşılık, Zilyet Yardımcıları, Emin Sıfatıyla Zilyet sayılmazlar. (Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, Kısaltılmış Ders Kitabı, 1. Bası, s. 60)

MK m. 988 hükmü • MK m. 988 hükmüne göre: • "Bir taşınırın emin

MK m. 988 hükmü • MK m. 988 hükmüne göre: • "Bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa korunur. " şey hak tür bile

 • Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hakkı kazanırken, onun bu hakkı devretmeye yetkili olduğuna

• Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hakkı kazanırken, onun bu hakkı devretmeye yetkili olduğuna inanan kimse yanılmıştır; ama bu Yanıltıcı Durumu, malı bir başkasına emaneten veren kimse, kendi İradesiyle yaratmıştır. • Bu bağlamda, Medeni Kanun, kendi yarattığı Durumun Tehlikelerine Katlanma Yükümünü de ona yüklemiştir. (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 93)

Emin Sıfatıyla Zilyetten Kazanılmasının Şartları Ayni Hak • MK m. 988 hükmünün uygulanabilmesi için

Emin Sıfatıyla Zilyetten Kazanılmasının Şartları Ayni Hak • MK m. 988 hükmünün uygulanabilmesi için gerekli beş şart vardır. • Bu Şartlar ise, şunlardır: • 1) Ayni Hakkın Emin Sıfatıyla Zilyetten Kazanılmış Olması • 2)Ayni Hakkı Kazananın Üçüncü Kişi Olması • 3) Üçüncü Kişinin bir Ayni Hak Kazanmış Olması • 4) Üçüncü Kişinin Ayni Hakkı İyiniyetle Kazanmış Olması • 5)Üçüncü Kişinin Ediniminde Tasarruf Yetkisi dışında diğer Geçerlilik Unsurlarının Mevcut Olması

Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hak Kazanılmasının Şartları Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hak Kazanmanın Şartları

Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hak Kazanılmasının Şartları Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hak Kazanmanın Şartları Ayni Hakkın Emin Sıfatıyla Zilyetten Kazanılmış Olması Ayni Hakkı Kazananın Üçüncü Kişi Olması Üçüncü Kişinin Bir Ayni Hak Kazanmış Olması Üçüncü Kişinin Ayni Hakkı İyiniyetle Kazanmış Olması Üçüncü Kişinin Ediniminde Tasarruf Yetkisi Dışında Diğer Geçerlilik Unsurlarının Mevcut Olması

Emin Sıfatıyla Zilyetten Kazanılmasının Şartları Ayni Hak • 1)Ayni Hakkın Emin Sıfatıyla Zilyetten Kazanılmış

Emin Sıfatıyla Zilyetten Kazanılmasının Şartları Ayni Hak • 1)Ayni Hakkın Emin Sıfatıyla Zilyetten Kazanılmış Olması • MK m. 988 hükmündeki «Emin Sıfatıyla Zilyet» deyiminden, Malikin güvene dayalı olarak (emaneten) Malını teslim ettiği kimse anlaşılır. • Burada, İrade Dışı elden çıkmış Malın aksine, Malikinin İradesiyle bir başkasına bırakılmış mal söz konusudur.

 • Bu bağlamda, «Emin Sıfatıyla Zilyet» bir Mala, sadece Saklama Sözleşmesi dolayısıyla Zilyet

• Bu bağlamda, «Emin Sıfatıyla Zilyet» bir Mala, sadece Saklama Sözleşmesi dolayısıyla Zilyet olan kimse değildir; Güvene dayanan diğer Hukuki İlişkiler, Kira, Ödünç, Rehin vs. gereğince Mala Zilyet olan Fer’i Zilyetler de, Emin Sıfatıyla Zilyet sayılırlar. • Yine, Mülkiyeti Saklı Tutma Kaydıyla, Beğenme Koşuluyla Satışlarda, Mal, Alıcıya güvene dayalı olarak verilmiş olur.

 • Müşterek Zilyetlikte, Malı elinde bulunduran Zilyet de, Emin Sıfatıyla Zilyettir. • Hatta,

• Müşterek Zilyetlikte, Malı elinde bulunduran Zilyet de, Emin Sıfatıyla Zilyettir. • Hatta, bir Taşınır, Mülkiyetinin geçirilmesi amacıyla bir başkasına teslim edilmiş, fakat Teslime dayanak olan Hukuki İşlemin Geçersizliği nedeniyle Mülkiyet kazanılamamış olsa, Malı Teslim Alan Zilyet, yine Emin Sıfatıyla Zilyet sayılır.

 • Her biri Önceki Zilyedin İradesiyle, Zilyet olan kimseleri de, Emin Sıfatıyla Zilyet

• Her biri Önceki Zilyedin İradesiyle, Zilyet olan kimseleri de, Emin Sıfatıyla Zilyet saymak gerekir. • Örneğin, Aysel, bisikletini Bilsel’e ödünç olarak vermiş, Bilsel de bunu tamir etmesi için Cumali’ye bırakmış olsa, Cumali, Emin Sıfatıyla Zilyettir. • Buna karşılık, Bilsel, bisikleti Aysel’den çalıp, Cumali’ye bırakmış olsa, Cumali, Emin Sıfatıyla Zilyet sayılmaz.

 • Emin Sıfatıyla Zilyetlik için Zilyetliğin Devrine dayanak teşkil eden Sözleşmenin geçerli olup

• Emin Sıfatıyla Zilyetlik için Zilyetliğin Devrine dayanak teşkil eden Sözleşmenin geçerli olup olmaması da önemli değildir. • Bununla birlikte, Malın Tesliminde Malikin İradesi yoksa, Emin Sıfatıyla Zilyetlik de yoktur.

 • Örneğin, Temizleyiciye temizlenmek üzere verilen Elbisenin Cebinde unutulan Cüzdanın İradeye dayanarak verilmiş

• Örneğin, Temizleyiciye temizlenmek üzere verilen Elbisenin Cebinde unutulan Cüzdanın İradeye dayanarak verilmiş olduğu söylenemeyeceği için, Temizleyici, Cüzdanın Emin Sıfatıyla Zilyedi sayılamaz. • Malik, Zilyede Malı bırakırken Ayırt Etme Gücünden Yoksun ise, Teslim bir Maddi Fiil de olsa, ortada geçerli bir İrade bulunmadığı için, Emin Sıfatıyla Zilyetlik de kabul edilemez.

 • Malın Zilyede bırakılmasında, Yanılma, Aldatma veya Korkutma nedeniyle İrade Sakatlığı söz konusu

• Malın Zilyede bırakılmasında, Yanılma, Aldatma veya Korkutma nedeniyle İrade Sakatlığı söz konusu ise, Zilyetliğin yarattığı görünüşe olan Güvenin Korunabilmesi bakımından, Emin Sıfatıyla Zilyetlik kabul edilmelidir. • Bu durumlarda, İrade sakatlanmış olsa da, Fiili Durum, sonuçta İradeye dayanmaktadır. • Fakat Teslim güç kullanmak suretiyle sağlanmışsa, Mal, İrade Dışı elden çıkmış sayılmalıdır. • Zilyet Yardımcısı ise, Emin Sıfatıyla Zilyet değildir. (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 94)

Ayni Hakkı Kazananın Üçüncü Kişi Olması *İyiniyetli Üçüncü Kişi, bir Taşınırın Emin Sıfatıyla Zilyedinden

Ayni Hakkı Kazananın Üçüncü Kişi Olması *İyiniyetli Üçüncü Kişi, bir Taşınırın Emin Sıfatıyla Zilyedinden o şey üzerinde Mülkiyeti veya Sınırlı Ayni Hakkı, Özel bir Hukuki Sebebe dayanarak Kazanan Kişi, yani Cüz’i Haleftir. *Külli Halefler, MK m. 988 hükmünden yararlanamazlar. • Örneğin, bir Taşınırı, rehin olarak elinde tutan Kişinin Ölümü ile Mirasçısı iyiniyetli de olsa, o Malın Mülkiyetini kazanamaz; • Ancak Mirasçı, Emin Sıfatıyla Zilyet olan Miras Bırakanın yerini aldığı için, ondan Malı İyiniyetle Edinen Kişinin bu Edinimi korunur. (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 94)

Üçüncü Kişinin Bir Ayni Hak Kazanmış Olması *Üçüncü Kişi, Emin Sıfatıyla Zilyetten güvene dayalı

Üçüncü Kişinin Bir Ayni Hak Kazanmış Olması *Üçüncü Kişi, Emin Sıfatıyla Zilyetten güvene dayalı olarak bırakılmış Mal üzerinde bir Ayni Hak kazanmış olmalıdır. *Bu bağlamda, bir Kişisel Hakkın kazanılması, Malike karşı etkili olmaz. *Ancak, Kişisel Hak Sahibi, bu Hak dolayısıyla elde ettiği Hapis Hakkını, Malike karşı kullanabilir. (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 94 ve aynı sayfada dn. 167, Tekinay / Akman / Burcuoğlu / Altop, Eşya H. , s. 171)

Üçüncü Kişinin Ayni Hakkı İyiniyetle Kazanmış Olması • MK m. 988 hükmü uyarınca, Üçüncü

Üçüncü Kişinin Ayni Hakkı İyiniyetle Kazanmış Olması • MK m. 988 hükmü uyarınca, Üçüncü Kişinin Ediniminin Korunması, sadece Üçüncü Kişinin iyiniyetli olması (MK m. 3) durumunda mümkündür. • Üçüncü Kişi, Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hakkı kazanırken, onun Tasarruf Yetkisinin bulunmadığını bilmemeli ve bilecek durumda da olmamalıdır.

 • Üçüncü Kişinin, Emin Sıfatıyla Zilyedin, Malik olmadığını bilmesi önemli değildir. • Eğer

• Üçüncü Kişinin, Emin Sıfatıyla Zilyedin, Malik olmadığını bilmesi önemli değildir. • Eğer Üçüncü Kişi, Emin Sıfatıyla Zilyedin hak üzerinde Tasarruf Yetkisi bulunduğuna güvenmiş ise, Edinimi korunur. • Üçüncü Kişinin bu Ediniminin Korunması için, bu konuda Durumun Gerektirdiği Özeni (MK m. 3) sarf etmiş olması gereklidir.

 • Kullanılmış Eşya Ticaretinde, somut bir şüphe söz konusu değildir. • Ancak Kaynağı

• Kullanılmış Eşya Ticaretinde, somut bir şüphe söz konusu değildir. • Ancak Kaynağı Şüpheli bir Malın Arzında olduğu gibi, Şüphe edilmesi gereken durumlarda, Edinenin, Araştırma Yapma konusunda daha fazla Özen göstermesi beklenir. • Örneğin, Kullanılmış bir Malı, makul bir sebebi olmaksızın değerinden çok düşük bir fiyat ödeyerek satın alan kimse, Malın Çalıntı olduğu anlaşıldığı takdirde, İyiniyet İddiasında bulunamaz. (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 95; BGE 139 III 305 vd. )

 • İyiniyet, Edinim anında aranır. • Bu bağlamda, Edinime engel olan durumun sonradan

• İyiniyet, Edinim anında aranır. • Bu bağlamda, Edinime engel olan durumun sonradan öğrenilmesi ise, Sonucu değiştirmez. • İyiniyetli Üçüncü Kişinin Edinimi, daha Sonraki Edinenlerin Kötüniyetli oldukları İddiasına engel olur.

 • Örneğin, Ayten, malını Burak’a ödünç vermiş ve Burak da bu malı, İyiniyetli

• Örneğin, Ayten, malını Burak’a ödünç vermiş ve Burak da bu malı, İyiniyetli Cüneyt’e satıp teslim etmiştir. • Burada Cüneyt, malın mülkiyetini kazanmış olacağı için, Burak’ın Tasarruf Yetkisinin bulunmadığını bilen Dilek, bu malı Cüneyt’ten satın ve teslim alır ise, Kötüniyetli Dilek’in Edinimi yine de geçerli sayılır. • Bu durumda Ayten, şartları gerçekleşmiş ise, Dilek’e karşı, sadece BK m. 49/II hükmü uyarınca açacağı Tazminat Davası sonucu, Zararın Aynen Tazmini yolu ile Malın kendisine geri verilmesini sağlayabilir.

Üçüncü Kişinin Ediniminde Tasarruf Yetkisi Dışında Diğer Geçerlilik Unsurlarının Mevcut Olması • Emin Sıfatıyla

Üçüncü Kişinin Ediniminde Tasarruf Yetkisi Dışında Diğer Geçerlilik Unsurlarının Mevcut Olması • Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hakkın Kazanılmasında, İyiniyet, sadece Tasarruf Yetkisinin yokluğunu giderir. • Bu bağlamda, Ayni Hakkı kazandıran İşlemin geçerli olabilmesi için gerekli olan diğer bütün unsurlar, İyiniyetle Edinimde de aranır.

 • Dolayısıyla, Temeldeki Borçlandırıcı İşlem (hukuki sebep) ya da Ayni Hakkı İyiniyetli Üçüncü

• Dolayısıyla, Temeldeki Borçlandırıcı İşlem (hukuki sebep) ya da Ayni Hakkı İyiniyetli Üçüncü Kişiye kazandıracak olan Tasarruf İşlemi geçersiz ise, İyiniyetli Üçüncü Kişinin Edinimi korunmaz. • Örneğin, Borçlandırıcı İşlem veya Tasarruf İşlemi, Ehliyetsizlik ya da İrade Bozukluğu nedeniyle geçersiz ise, İyiniyetli Üçüncü Kişinin Edinimi korunmaz. • Bu bağlamda, Malı Emin Sıfatıyla Zilyede teslim etmiş olan kimse, İyiniyetli Üçüncü Kişiye karşı, Mülkiyet Hakkına veya Sınırlı Ayni Hakkına dayanarak Dava açabilir.

 • Taşınırlarda Ayni Hakkın kazanılmasını sağlayan Tasarruf İşlemi, bir Ayni Sözleşmedir. • Ayni

• Taşınırlarda Ayni Hakkın kazanılmasını sağlayan Tasarruf İşlemi, bir Ayni Sözleşmedir. • Ayni Sözleşme, Tarafların Anlaşması ve Zilyetliğin Ayni Hakkı kazanacak olan Kişiye geçirilmesi ile kurulmuş olur. • Bu bağlamda, İyiniyetli Üçüncü Kişinin, Ayni Hakkı kazanabilmesi için, Malın Zilyetliğinin de ona devredilmesi gerekir.

 • Zilyetliğin İyiniyetli Üçüncü Kişiye herhangi bir şekilde devri mümkündür. • Bu nedenle,

• Zilyetliğin İyiniyetli Üçüncü Kişiye herhangi bir şekilde devri mümkündür. • Bu nedenle, Teslim suretiyle ya da Hükmen Teslim ve Zilyetliğin Havalesi gibi Teslimsiz Devir yollarından biri ile Zilyetliği kazanmış olan Kişi, diğer şartlar da gerçekleşmiş ise, Mülkiyeti kazanır.

İyiniyetle Kazanmanın Hukuki Sonuçları • İyiniyetli Üçüncü Kişi, Zilyetliğin bu amaçla kendisine devredilmesi ile

İyiniyetle Kazanmanın Hukuki Sonuçları • İyiniyetli Üçüncü Kişi, Zilyetliğin bu amaçla kendisine devredilmesi ile Ayni Hakkı kazanmış olur. • Örneğin, Alper, maliki olduğu televizyonu Kerem’e kiraya verir ve Kerem de, bunu iyiniyetli Ülgen’e satıp teslim eder ise, Ülgen, televizyonun mülkiyetini kazanır. • Bu takdirde, Alper’in mülkiyet hakkı sona erer ve Alper, bu bağlamda, Ülgen’e karşı Taşınır Davası ve İstihkak Davası açamaz.

 • Mülkiyetin İyiniyetle Edinilmesi, Malın Mülkiyetinin başka Ayni Haklar ile yüklü olmaksızın kazanılmasını

• Mülkiyetin İyiniyetle Edinilmesi, Malın Mülkiyetinin başka Ayni Haklar ile yüklü olmaksızın kazanılmasını da sağlar. • Örneğin, Aynur, malı Banu’ya rehin vermiş ve Banu da bunu Canan’a emanet bırakmış olsa, Canan’dan bu malı satın ve teslim alan İyiniyetli Ümit, Mülkiyeti, Rehin Hakkından arınmış olarak kazanır. • Bu bağlamda, hem Aynur’un mülkiyet hakkı, hem de Banu’nun rehin hakkı sona ermiş olur.

 • İyiniyetli Üçüncü Kişinin, Mülkiyet Hakkı yerine, Sınırlı bir Ayni Hak kazanması da

• İyiniyetli Üçüncü Kişinin, Mülkiyet Hakkı yerine, Sınırlı bir Ayni Hak kazanması da mümkündür. • Örneğin, Kaya, Malik Ayperi’den kiraladığı televizyonu İyiniyetli Ülkü’ye rehin verir. • Bu takdirde, Ayperi, Mülkiyet Hakkını kaybetmiş olmaz, fakat Mülkiyet Hakkı, Rehin ile sınırlanmış olur. • Dolayısıyla, Ayperi, Rehnin Paraya Çevrilmesine katlanmak zorunda kalır.

 • İyiniyetli Üçüncü Kişinin, Sınırlı bir Ayni Hak kazanması durumunda, Mal üzerinde daha

• İyiniyetli Üçüncü Kişinin, Sınırlı bir Ayni Hak kazanması durumunda, Mal üzerinde daha önce kurulmuş bulunan diğer Sınırlı Ayni Haklar sona ermezler, fakat bu Hak karşısında önceliklerini kaybederler.

 • Örneğin, Ayşegül’ün malı üzerinde İntifa Hakkına sahip olan İsmet, bunu Kübra’ya kiraya

• Örneğin, Ayşegül’ün malı üzerinde İntifa Hakkına sahip olan İsmet, bunu Kübra’ya kiraya verse, Kübra da bu malı, İyiniyetli Ülkü’ye rehnetse, artık İsmet İntifa Hakkına dayanarak, Ülkü’den malın kendisine geri verilmesini isteyemez. • Bu Örnekte, İsmet, İntifa Hakkını ancak Ülkü’nün Rehin Hakkı sona erdikten sonra kullanabilecek, bu arada Rehin Paraya çevrilir ise, buna katlanmak zorunda kalacaktır.

 • İyiniyetli Üçüncü Kişinin Edinimi sonucu, Ayni Hakkı sona eren veya sırasını kaybeden

• İyiniyetli Üçüncü Kişinin Edinimi sonucu, Ayni Hakkı sona eren veya sırasını kaybeden Kişi, Malı kendisine bırakmış olduğu Emin Sıfatıyla Zilyetten, Somut Olayın Özelliklerine göre Tazminat ister. • Bu Tazminat, Somut Olayın Özelliklerine göre, Sözleşmeye, Haksız Fiile veya Sebepsiz Zenginleşmeye dayanabilir.

Para ve Hamile Yazılı Senetlerin Edinilmesi • Para ve Hamile Yazılı Senetlerin edinilmesinde ise,

Para ve Hamile Yazılı Senetlerin Edinilmesi • Para ve Hamile Yazılı Senetlerin edinilmesinde ise, İyiniyet daha geniş ölçüde korunmuştur. • MK m. 990 hükmüne göre, «Zilyet, iradesi dışında elinden çıkmış olsa bile, para ve hamile yazılı senetleri iyiniyetle edinmiş olan kimseye karşı taşınır davası açamaz. »

 • Burada, Devreden Kişinin, Emin Sıfatıyla Zilyet olması şartı da yoktur. • Para

• Burada, Devreden Kişinin, Emin Sıfatıyla Zilyet olması şartı da yoktur. • Para veya Hamile Yazılı Senet çalınmış, kaybedilmiş ya da herhangi bir şekilde Malikin İradesi Dışında elinden çıkmış olsa da, bunları herhangi bir Zilyetten İyiniyetle Edinen Kimsenin Edinimi, mutlak olarak korunur (MK m. 990).

Taşınmazlarda Hak Karinesi Tapuda Kayıtlı Taşınmazlarda, Hak Karinesi ve Zilyedin Karineye dayanarak Dava açmak

Taşınmazlarda Hak Karinesi Tapuda Kayıtlı Taşınmazlarda, Hak Karinesi ve Zilyedin Karineye dayanarak Dava açmak Yetkisi, Tapu Sicilinde hak sahibi olarak kayıtlı kimseye aittir (MK. m. 992). Tapuda Kayıtlı olmayan Taşınmazlarda, bu Taşınmazlarda hiç kimse Hak Karinesinden yararlanamaz. Ancak bizzat Hakkının varlığını İspat eden Kimsenin Hakkı korunur.

Taşınmazlarda Hak Karinesi (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 97 vd. ;

Taşınmazlarda Hak Karinesi (Sirmen, Eşya H. , 7. B. , s. 97 vd. ; Oğuzman / Seliçi / Oktay – Özdemir, Eşya Hukuku, Kısaltılmış Ders Kitabı, 1. Bası, s. 63 vd. ; Ünal / Başpınar, Şekli Eşya H. , 9. B. , s. 244 vd. ; Ertaş, Eşya H. , 14. B. , s. 70 vd. ) • Medeni Kanunumuz, Zilyetliğe, sadece Taşınır Mallar bakımından Hak Karinesi olma Fonksiyonu tanımıştır. • Hak Karinesini düzenleyen bütün hükümlerde, sadece «Taşınır Malın» ifade edilmesi (MK m. 985 -991), bu durumu açıkça gösterir.

 • Böyle olunca, şu sorunun cevabının araştırılması gerekmektedir. • Taşınmazlar bakımından Hakkın Korunması

• Böyle olunca, şu sorunun cevabının araştırılması gerekmektedir. • Taşınmazlar bakımından Hakkın Korunması için acaba daima Hakkın İspatı mı gerekecektir? • Yoksa bir Hak Karinesinden yararlanmak mümkün müdür? • Bu Sorunun Cevabı verilirken, Tapuya Kayıtlı Taşınmazlar ile Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazları ayırmak gerekir. (Oğuzman / Seliçi / Oktay- Özdemir, Eşya Hukuku, Kısaltılmış Ders Kitabı, 1. Bası, s. 63)

 • Zilyede tanınan Kuvvet Kullanma Hakkı (MK m. 981) ile Zilyetlik Davaları Açma

• Zilyede tanınan Kuvvet Kullanma Hakkı (MK m. 981) ile Zilyetlik Davaları Açma Hakkı (MK m. 982 - 983) bakımından Taşınırlar ile Taşınmazlar arasında hiçbir fark yoktur. • Zilyetliğe bağlanan Hak Karineleri ise, sadece Taşınırlar için söz konusudur; çünkü bu Karineyi düzenleyen Medeni Kanun hükümlerinde (MK m. 985 - 991) sadece Taşınır Eşyadan söz edilmektedir. (Ünal / Başpınar, Şekli Eşya Hukuku, 9. B. , s. 244)

 • Taşınmazlarda ise, Hak Karinesi olma İşlevini, Zilyetlik değil, Tapu Kütüğündeki Tescil yerine

• Taşınmazlarda ise, Hak Karinesi olma İşlevini, Zilyetlik değil, Tapu Kütüğündeki Tescil yerine getirir. • Bu bağlamda, Hak Karinesinden yararlanma, sadece Tapuda Kayıtlı Taşınmazlarda söz konusu olur.

Tapuda Kayıtlı Taşınmazlarda Hak Karinesi • Tapuda kayıtlı Taşınmazlarda, Hak Karinesi ve Zilyedin Karineye

Tapuda Kayıtlı Taşınmazlarda Hak Karinesi • Tapuda kayıtlı Taşınmazlarda, Hak Karinesi ve Zilyedin Karineye dayanarak Dava Açma Yetkisi, Tapu Sicilinde Hak Sahibi olarak kayıtlı bulunan kimseye aittir (MK m. 992 / I). • Bu bağlamda, Gerçek Hak Sahibi olmasına rağmen, Sicilde Hak Sahibi olarak gözükmeyen kimsenin, Hak Karinesinden yararlanabilmesi için, öncelikle, Sicilde adına Tescil yaptırması gerekir.

 • Buna karşılık, Sicilde Hak Sahibi görünen kimse, gerçekte hak sahibi olmasa dahi,

• Buna karşılık, Sicilde Hak Sahibi görünen kimse, gerçekte hak sahibi olmasa dahi, Sicil düzeltilinceye veya Hak Sahibi olmadığı kanıtlanıncaya kadar Tescile bağlanan Hak karinesinden yararlanır. • Bu durumda Tescil, Sicilde hak sahibi olarak görünen kimseye, Taşınır üzerindeki Zilyetliğe eş bir durum, Doktrinde kullanılan ifadeyle «Sicil Zilyetliği» sağlamaktadır.

 • İşte MK m. 992 / I hükmünde sözü edilen Zilyetlik Davaları da,

• İşte MK m. 992 / I hükmünde sözü edilen Zilyetlik Davaları da, Taşınmaz Zilyetliğine değil, Sicil Zilyetliğine, yani, Tapu Sicilindeki Tescile dayanan Davalardır. • Ancak Sicilde adlarına yapılmış bir Tescil bulunmasa, diğer bir deyişle, Hak Sahibi olarak gözükmeseler bile, Taşınmazlarda Zilyetliğe sahip olanlar, Gasp veya Saldırı Fillerine karşı kuvvet kullanabilecekleri gibi, bu hallerde Zilyetliği Koruyan Davaları da açabilirler (MK m. 992 / f. 2).

Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar • Tapuda kayıtlı olmayan Taşınmazlara gelince, bu tür Taşınmazlarda, hiç

Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar • Tapuda kayıtlı olmayan Taşınmazlara gelince, bu tür Taşınmazlarda, hiç kimse, Hak Karinesinden yararlanamaz. • Ancak Hakkın Varlığını Kanıtlayan Kimsenin, bu Hakkı korunur. • Bununla beraber, Zilyet, Hakkını ispat edemese bile, Gasp ve Saldırıya karşı açılan Davalar ile veya İdari Yoldan Zilyetliğinin Korunmasını sağlayabilir.

 • Tapusuz Taşınmazın Maliki, Mülkiyet Hakkını ispat ettiği takdirde, buna dayanarak da, Taşınmaza

• Tapusuz Taşınmazın Maliki, Mülkiyet Hakkını ispat ettiği takdirde, buna dayanarak da, Taşınmaza yapılan Elatmaları önleyebilir. • Tapusuz Taşınmazın Malik Olmayan Zilyedi ise, geçerli bir sebebi bulunmaksızın kendisinden kazanılan Zilyetliği, Sebepsiz Zenginleşme Davası (Condictio Possessionis) ile geri alabilir. • Tapuda kayıtlı olmayan Taşınmazın Mülkiyetinin, MK m. 988 hükmüne dayanarak, İyiniyetle kazanılması mümkün değildir.

 • 3402 sayılı Kadastro Kanunu, Tapusuz Taşınmazın Zilyedine, belli şartlar altında, Taşınmazın Mülkiyetini

• 3402 sayılı Kadastro Kanunu, Tapusuz Taşınmazın Zilyedine, belli şartlar altında, Taşınmazın Mülkiyetini Kazanma Olanağı tanımaktadır. • Kanunun 33. maddesine göre, bu Kanunun Zilyetlere tanıdığı Haklar, Kadastrosuna başlanmış olan Bölgede, Zilyedin lehine ve aleyhine açılan Davalarda, İddia ve Def’i olarak ileri sürülebilmektedir.