TANRININ VARLIINA YNELK DELLLERE NEDEN GEREK DUYULDU CELAL

  • Slides: 35
Download presentation
TANRININ VARLIĞINA YÖNELİK DELİLLERE NEDEN GEREK DUYULDU? CELAL BÜYÜK

TANRININ VARLIĞINA YÖNELİK DELİLLERE NEDEN GEREK DUYULDU? CELAL BÜYÜK

 • Gerek teist gerekse ateist düşünürler Tanrının varlığına inanmak yada inanmamak için delillere

• Gerek teist gerekse ateist düşünürler Tanrının varlığına inanmak yada inanmamak için delillere gerek olup olmadığı hususunda ciddi tartışmalar yapmışlardır.

 • Tanrının varlığına inanan herkesin kanıt ileri sürdüğü veya reddedenlerin de kanıtlardan hareket

• Tanrının varlığına inanan herkesin kanıt ileri sürdüğü veya reddedenlerin de kanıtlardan hareket ettiği söylenemez. • Her iki taraftan da çeşitli gerekçelerle bu işe karşı çıkanlar olmuştur. Bu kişilere göre insan Tanrının varlığına inanır yada inanmaz. Dolayısıyla tartışmaya ve kanıt getirmeye gerek yoktur.

 • Hatta insanın inandığı şeyin lehinde kanıt getirmeye çalışması da bir anlamda onun

• Hatta insanın inandığı şeyin lehinde kanıt getirmeye çalışması da bir anlamda onun şüphe içerisinde olduğu izlenimini vermektedir.

 • Tanrının varlığına inanan kişilere göre Tanrının varlığı konusunda ortaya konan kanıtlar sadece

• Tanrının varlığına inanan kişilere göre Tanrının varlığı konusunda ortaya konan kanıtlar sadece ateistlerin meydan okumaları karşısında ileri sürülmüştür. Bu kanıtların ileri sürülmesinde teizm açısından çeşitli amaçlar bulunmaktadır.

 • Teizme göre Tanrı inancı rasyonel bir inançtır. • Teist de bu amaçla

• Teizme göre Tanrı inancı rasyonel bir inançtır. • Teist de bu amaçla ileri sürmüş olduğu kanıtlarla Tanrının varlığı konusunda rasyonel bir temelin olduğunu göstermeye çalışmaktadır.

 • Tanrı inancı konusunda akli bir tutum içerisinde olduğunu, temelsiz konuşmadığını ve dogmatik

• Tanrı inancı konusunda akli bir tutum içerisinde olduğunu, temelsiz konuşmadığını ve dogmatik bir kabul sergilemediğini ifade etmiştir.

 • Teistlere göre insanın sahip olduğu akıl her konuda onu düşünmeye sevkeder. •

• Teistlere göre insanın sahip olduğu akıl her konuda onu düşünmeye sevkeder. • Özellikle yaşamın ve evrenin varlığı üzerine derin fikirlere dalmasına yol açar. Dolayısıyla insan aklı bir anlamda Tanrı inancına ulaşırken böyle bir inancın hurafe, uydurma yada yapay olmadığına karar verir.

 • Teistlere göre kanıtlardan amaçlanan diğer bir konu da, bazı insanların inançları konusunda

• Teistlere göre kanıtlardan amaçlanan diğer bir konu da, bazı insanların inançları konusunda emin olmak istemelerinden kaynaklanmaktadır. Onlar bu kanıtları başkaları için ileri sürmemişlerdir.

 • Çünkü bir şeye inanmak, kalbi tatmin etmeye yetebilir. İnansın yada inanmasın herkesin

• Çünkü bir şeye inanmak, kalbi tatmin etmeye yetebilir. İnansın yada inanmasın herkesin aklına çeşitli düşünceler gelebilmektedir. • Hz. İbrahim’in ahirette dirilmeye dair Allah’tan delil istemesi…

 • Ateistler de teistlerin iddialarını her ne amaçla olursa olsun dikkate almak ve

• Ateistler de teistlerin iddialarını her ne amaçla olursa olsun dikkate almak ve karşılamak zorunluluğunu hissetmiştir. Bunun yanında kanıtlara karşı çıkarken sadece felsefi bir eleştiri gayesi gütmemiş teist gibi dünyaya nasıl baktığının ipuçlarını da vermiştir.

 • Ayrıca ateist tarafından ileri sürülen iddiaları çürütmeye çalışmakla bir anlamda ateizmini de

• Ayrıca ateist tarafından ileri sürülen iddiaları çürütmeye çalışmakla bir anlamda ateizmini de temellendirmeye çalışmıştır.

 • Gazali ve Descartes gibi çok sayıda büyük düşünür, inanmanın fıtri olduğunu, bozulmamış

• Gazali ve Descartes gibi çok sayıda büyük düşünür, inanmanın fıtri olduğunu, bozulmamış insan tabiatının inanmaya doğuştan yatkın olduğunu açıkça söylemelerine rağmen, Tanrının varlığı ile ilgili bir takım deliller ileri sürmüş, ispat şekilleri geliştirmişlerdir.

DELİLLERE GEREK DUYULMASININ GEREKÇELERİ

DELİLLERE GEREK DUYULMASININ GEREKÇELERİ

İnsan fıtratı • İnsanlar doğuştan inanç potansiyeline sahip yaratılmış varlıklardır. • Doğal olarak insanoğlu

İnsan fıtratı • İnsanlar doğuştan inanç potansiyeline sahip yaratılmış varlıklardır. • Doğal olarak insanoğlu yaratıcısının nasıl olduğunu merak eder, onu bilmek ister, kendince ve inandığı dinin ona verdikleriyle yaratıcısının varlığını delillendirmeye çalışır.

İslam coğrafyasının genişlemesi Ø Hz. Muhammed’in saadet asrında insanlar; çeşitli felsefe ve kültürlerin tesirinden

İslam coğrafyasının genişlemesi Ø Hz. Muhammed’in saadet asrında insanlar; çeşitli felsefe ve kültürlerin tesirinden uzak sade bir hayat yaşıyorlardı. Ø Coğrafi olarak Arabistan Yarımadasından dışarı çıkmıyorlardı. Ø Müslümanalar ilk Halife Hz. Ebubekir döneminden itibaren Arap Yarımadasından dışarı çıkmaya başlamışlardı. . Ø İslam coğrafyasının hızla genişlemesiyle bu durum yaygınlaşmıştı…

İslam coğrafyasının genişlemesi -İslam coğrafyasının genişlemesiyle Müslümanlar Eski Yunan, Hint ve İskenderiye ‘den gelen

İslam coğrafyasının genişlemesi -İslam coğrafyasının genişlemesiyle Müslümanlar Eski Yunan, Hint ve İskenderiye ‘den gelen çeşitli görüş ve inanışlara sahip insanları, toplulukları yönetimi altına almıştı. . -Bu geniş coğrafya da hayatı ve ölümü zaman bağlayan Tanrı tanımaz (dehriyye) yani bir çok inkarcı bulunmaktaydı.

İslam coğrafyasının genişlemesi v-İlk Kelamcılar ve İmam-ı Azâm’ın Allah’ın varlığı konusunda mücadele ettikleri insanlar;

İslam coğrafyasının genişlemesi v-İlk Kelamcılar ve İmam-ı Azâm’ın Allah’ın varlığı konusunda mücadele ettikleri insanlar; fethettikleri ülkelerde bulunan inkarcılardır. . v. Bu sebeple ilk İslam Alimlerinin mücadele ve münazaralarında Isbat-ı Vacib konusu kendini belirgin bir şekilde kendisini gösterir. . v. Kelamcıların yanında bazı İslam filozofları; Kindi, Farabi, İbn-i Sinâ, İbn-i Rüşd, Gazzalî ve İbn-i Hazm bu konuyla ilgilenmişlerdir. .

Ateist fikir akımlarının ortaya çıkması v 19 yy. metaryalist ve pozitivist düşüncenin hayatın her

Ateist fikir akımlarının ortaya çıkması v 19 yy. metaryalist ve pozitivist düşüncenin hayatın her alanını hakimiyeti altına alan bir asır olmuştur. v Son asırda yeniden canlanmaya başlayan materyalizm, Pozitivizm ve komünizmin ortaya çıkışı. .

Ateist fikir akımlarının ortaya çıkması v İnanç sahasında bu yüzyıllarda pek çok inkarcı akım

Ateist fikir akımlarının ortaya çıkması v İnanç sahasında bu yüzyıllarda pek çok inkarcı akım ortaya çıkmış ve bu akımların müntesipleri manevi değerlerin ortadan kaldırılması adına sistemli çalışmalara girişmişlerdir. . v Tabi ki inkarcılar en başta saldırı oklarını Allah’ın varlığı meselesine yönlendirmişlerdir. .

Ateist fikir akımlarının ortaya çıkması v. Bunlara karşılık İslam alimlerinden ve Kelamcılardan bazıları Allah’ın

Ateist fikir akımlarının ortaya çıkması v. Bunlara karşılık İslam alimlerinden ve Kelamcılardan bazıları Allah’ın varlığını delillendiren eserler yazarak Metaryalizm ve Komünizmi reddetmişlerdir. v. Pozitivizmi de kendi sahasında durdurmayı hedeflemişleridir. v. Bu hedefler doğrultusunda bir çok eser oluşturmuş ve çalışmalar yapmışlardır.

Ateist fikir akımlarının ortaya çıkması v. Bu son sebepler yani inkarcı akımlar günümüzde de

Ateist fikir akımlarının ortaya çıkması v. Bu son sebepler yani inkarcı akımlar günümüzde de halen varlıklarını sürdürmektedir. Bu akımları oluşturan bireylerin yani inkarcıların sayısı küçümsenemeyecek derecededir. v. Başından beri zikrettiğimiz bu sebepler yüzünden İsbat-ı Vacib yani Allah’ın varlığını delillendirmeye ihtiyaç vardır ve dünya döndüğü sürece de olacaktır…

1 - İTİRAZ: • Böyle bir faaliyetin çeşitli sebepleri vardır: • Bir din doğarken

1 - İTİRAZ: • Böyle bir faaliyetin çeşitli sebepleri vardır: • Bir din doğarken çok çeşitli itirazlara muhatap olur. Bu karşı çıkmaların bir kısmı bireysel bir kısmı siyasi diğer bazıları da fikri mahiyette olabilir. Özellikle bu sonunculara cevap verme, onların oluşturduğu engelleri ortadan kaldırma, bir dinin toplum hayatında kök salması için hayati önemi haizdir.

 • Fikri bir itiraza fikirle mukabelede bulunma, ciddi bir tartışmaya koyulma anlamına gelir.

• Fikri bir itiraza fikirle mukabelede bulunma, ciddi bir tartışmaya koyulma anlamına gelir. Tartışma ise her türlü kelami ve felsefi faaliyetin özünü oluşturur. • Kuran Allaha inanmayan ve ölümden sonra hayatın olmayacağını söyleyen müşriklere deliller getirmektedir.

Demek oluyor ki fikri tartışmalar dinin kendi bünyesinde zaten mevcuttur. Akla başvurarak Allahın varlığına

Demek oluyor ki fikri tartışmalar dinin kendi bünyesinde zaten mevcuttur. Akla başvurarak Allahın varlığına inanmanın makul, inanmamanın ise marazi bir hal olduğunu öne süren bizzat Kur’anın kendisidir.

2 -TAKLİT • Dini fikirlerin, kişilerin hayatında taklit derecesinden çıkarak tahkik derecesine ilerlemesi ciddi

2 -TAKLİT • Dini fikirlerin, kişilerin hayatında taklit derecesinden çıkarak tahkik derecesine ilerlemesi ciddi bir düşünce sürecini de beraberinde getirmektedir.

 • Gazali: Taklid, ilim, zevk • Delil arama daha çok ikinci aşamada olur.

• Gazali: Taklid, ilim, zevk • Delil arama daha çok ikinci aşamada olur.

3 -ŞÜPHE • İnsan inanç konusunda bazı şüpheler içine düşebilir. Yada şüphe içinde olan

3 -ŞÜPHE • İnsan inanç konusunda bazı şüpheler içine düşebilir. Yada şüphe içinde olan insanlarla karşılaşabilir. • Bu durumda insan kendisini veya başkalarını tatmin etmek için bir takım deliller aramak durumunda kalabilir.

4 - DİĞER BİLİMLERLE TEMAS • Dini düşünce ve bilgiler öteki alanlarda elde edilen

4 - DİĞER BİLİMLERLE TEMAS • Dini düşünce ve bilgiler öteki alanlarda elde edilen düşünce ve bilgilerle sürekli temas halindedir. Allah’ın varlığına inanmada temelde bir bilgi meselesidir. • Ontolojik delil dışındaki deliller evren hakkındaki bilgimizden yola çıkmaktadır.

5 -FELSEFİ SİSTEM GEREĞİ • Bazen bir felsefi sistem de Tanrının varlığı problemini tartışmayı

5 -FELSEFİ SİSTEM GEREĞİ • Bazen bir felsefi sistem de Tanrının varlığı problemini tartışmayı gerekli kılar. • Aristo’dan Farabi’ye kadar bir çok filozof bir ispat amacıyla değil sistemlerinin bir gereği olarak Tanrının varlığı üzerinde durmuşlardır.

 • Büyük bir kısmımız kelam ve felsefedeki delillere hiç kulak asmadan inanç hayatımızı

• Büyük bir kısmımız kelam ve felsefedeki delillere hiç kulak asmadan inanç hayatımızı devam ettiririz. Buna rağmen inancımızın akla yatkın sebeplere dayandığını kabul ederiz.

 • İslam düşünce tarihinde özellikle çeşitli tasavvufi yönelişler içinde bulunan bir çok düşünür,

• İslam düşünce tarihinde özellikle çeşitli tasavvufi yönelişler içinde bulunan bir çok düşünür, iman konusunda aklın gücüne güvenmedikleri için felsefi delillerin de yararına inanmamışlardır.

 • İnanç çoğu kez rasyonel delillerle gelip yerleşmediği için devamı da delillerin varlığına

• İnanç çoğu kez rasyonel delillerle gelip yerleşmediği için devamı da delillerin varlığına bağlı değildir. • Bir insan delil getirmediği yada getirdiği deliller zayıf olduğu halde huzurlu bir inanç hayatına sahip olabilir.

 • Dindar bir insanın dinen yasaklanan bir şeyin gerekçelerini tatmin edici bir şekilde

• Dindar bir insanın dinen yasaklanan bir şeyin gerekçelerini tatmin edici bir şekilde ortaya koyamayabilir. • Böyle bir durumda onun bu yasakta benim bilmediğim hikmetler vardır demesini akıl dışı saymamak gerekir.

 • Allah’ın varlığını ispata çalışan delillerin arkasında saygıya layık büyük bir insani çabanın

• Allah’ın varlığını ispata çalışan delillerin arkasında saygıya layık büyük bir insani çabanın yattığının bilinmesi gerekir.