FRANSIZ DEVRM SONRASI FRANSA VE AVRUPA 1 FRANSAYA

  • Slides: 58
Download presentation
FRANSIZ DEVRİMİ SONRASI FRANSA VE AVRUPA 1

FRANSIZ DEVRİMİ SONRASI FRANSA VE AVRUPA 1

FRANSA'YA KARŞI BİRİNCİ KOALİSYON n n Fransa’daki gelişmeler, ilk olarak Avusturya ve Prusya’da olumsuz

FRANSA'YA KARŞI BİRİNCİ KOALİSYON n n Fransa’daki gelişmeler, ilk olarak Avusturya ve Prusya’da olumsuz bir şekilde karşılanmış ve kral XVI. Louis’i tekrar tahtına oturtmak amacıyla askerî bir harekât düzenlemişlerdi. Bu kapsamda yayınlanan Pilnitz ve Brunswick bildirileri, başlangıçta Fransa’yı durdursa da, vatansever duyguların canlanmasını sağlamış ve ilk etapta başarısız olmuşlardı. Fransa’daki son gelişmeler, İngiltere’nin de dikkatini çekmeye başladı. Fransa, Avusturya ve Prusya ile savaşa tutuştuğu zaman İngiltere hiçbir şekilde müdahale etmemişti. Çünkü Başbakan Pitt, dışarıda birtakım sorunlarla uğraşmaktansa, İngiltere'nin malî ve ekonomik sorunlarını çözümlemeyi tercih etmişti. Hatta ihtilâlın ilk yılında, Fransa'da Kral'ın otoritesinin sınırlanması ve meşrutî monarşi kurulması teşebbüslerini bile az çok sempati ile karşılamıştı. Fakat 1792'den itibaren ortaya çıkan gelişmeler, İngiltere'nin tutumunu değiştirmiştir. Öncelikle Kral'ın idamı, İngiltere'de büyük korku ve heyecan uyandırdı. İngiltere, ihtilâlcıların fazla ileri gitmeye başladığını düşünüyordu. Aynı zamanda Fransa ile yoğun çatışmalar yaşayan İngiltere, Amerikan İhtilâlı’na yardım eden Fransa'dan intikam almak istiyordu. 2

FRANSA’YA KARŞI I. KOALİSYON n n n İngiltere, Hollanda ile birlikte hareket edince Fransa’da

FRANSA’YA KARŞI I. KOALİSYON n n n İngiltere, Hollanda ile birlikte hareket edince Fransa’da Konvansiyon, 1 Şubat 1793'te İngiltere ve ardından da Hollanda'ya savaş ilân etti. Savaş kararı, bütün Konvansiyon meclisinin alkışları ile alınmıştı. Bu savaş ilânı kararının alınmasını takip eden Şubat ve Mart ayları içinde İspanya, Hollanda, Napoli, Toskana, Venedik ve Papa da Fransa'ya karşı savaşa dâhil olmuşlardı. Fransa'da 1789 Mayısında bir vergi meselesinden başlayan gelişmeler, dört yıl sonra bir "Avrupa Savaşı"na dönüşmüş olmaktaydı. Fransa'nın karşısında yer alan bu devletler bloğu, Birinci Koalisyon olarak adlandırılmaktadır. Fransa'nın savaş alanındaki durumu, Birinci Koalisyon'un kurulması ile birlikte yeniden kötüleşti. Ama mecburî askerliğin kabul edilmesi, İhtilâl Mahkemeleri kurulması ve Şüpheliler Kanununun kabul edilmesi gibi düzenlemeler, sonuç verdi. Sonuç olarak bu sırada Fransa'da bir “terör rejimi” uygulandı. Bu dönemin liderleri, Danton ve Maximilian Robespierre idi. Fakat her ikisi de terör rejiminin kurbanı oldu. 3

n n n Savaş durumu, 1794 yılında tekrar Fransa'nın lehine döndü. Fransız orduları, 1794

n n n Savaş durumu, 1794 yılında tekrar Fransa'nın lehine döndü. Fransız orduları, 1794 Haziranında Avusturyalıları yenerek Belçika'ya girdiler. Diğer bir Fransız ordusu ise, İngiliz ve Hollandalıları yenerek Hollanda’yı işgal etti. 1794 sonlarından itibaren Fransa'nın zaferler elde etmeye başlaması, esasen üyeleri arasında çıkar ve amaç farklılıkları bulunan koalisyonu parçaladı. Her biri yavaş savaştan çekilmeye başladı. Fransa'da işlerin düzelmesi, 1795 yılında siyasal yönetim değişikliği meydana getirdi. Bundan dolayı, bir bakıma normal bir yönetime geçmek üzere, 1795 Ağustosunda, III. Yıl Anayasası denen yeni bir Anayasa ile "Directoire" (direktuvar) yönetimi kuruluyordu. Artık Direktörler, İhtiyarlar ve Beşyüzler Meclisi ile yürütme ve yasama kuvveti bir tek kişinin elinde değildi. Zira “terör yönetimi”, yürütme yetkisinin bir tek kişiye verilmesinin sakıncalarını göstermişti. Bu dönemlerde Fransa’nın yönetiminde etkin bir pozisyona sahip olmaya başlayan, aşama devlet yönetimini eline geçiren, Fransa’yı Cumhuriyet’ten imparatorluğa götüren bir lider ortaya çıkmaya başladı. Bu Napoleon Bonaparte idi. 4

NAPOLEON BONAPARTE n n n n Napoleon Bonaparte, 1769 yılında Korsika'nın Ajaccio şehrinde doğdu.

NAPOLEON BONAPARTE n n n n Napoleon Bonaparte, 1769 yılında Korsika'nın Ajaccio şehrinde doğdu. Babası 16. yüzyılda İtalya'dan göç etmiş bir İtalyan ailesinden fakir bir avukattı. Napolyon sekiz kardeş içinde, yaş itibariyle ikinciydi. Cenova Cumhuriyeti, Korsika’yı hâkimiyeti altında bulundurmasına rağmen, 1768'de Fransa'ya satmıştı. Fakat Korsika halkı, Fransız yönetimine girmek istemediklerinden dolayı Fransa'ya karşı ayaklanmışlardı. Napolyon, bu ayaklanma sırasında doğmuştu. Babası da Fransa'ya karşı çarpışıyordu. Fakat Fransızlar, bu mücadeleler sonunda Korsika Adası’nı kendi egemenlikleri altına almayı başardılar. 5

6

6

7

7

n n n n Bir asker olarak Napolyon'un yıldızının parlaması, 1793 Toulon Ayaklanması’nda olmuştur.

n n n n Bir asker olarak Napolyon'un yıldızının parlaması, 1793 Toulon Ayaklanması’nda olmuştur. Bu başarı üzerine Napolyon, 24 yaşında iken generalliğe terfi ettirilmişti. Bu sırada Napolyon, Jakobenlerden ve terör rejiminin liderlerinden Robespierre'in kardeşi ile yakın arkadaştı. Hatta generalliğe terfiinde Robespierre'in de etkisi olmuştu. Fakat Robespierre'in idamından sonra, Jakobenlerle ilgisinden dolayı tutuklandı ve giyotine gitme tehlikesi geçirdi. Bu tehlikeyi atlatmasından sonra bir süre boşta gezen ve gözden düşen Toulon kahramanı, 1795 yılının sonlarında, Kralcıların Paris'te çıkardıkları bir ayaklanmayı bastırmakla görevlendirildi. Napolyon bu ayaklanmayı sert bir şekilde bastırınca, yıldızı yeniden parladı. Napolyon, bu ayaklanmayı bastırmakla Direktuarı kurtarmıştı. 8

n n n n n Direktuvar'ın ilk işi, Avusturya'yı yenmek için harekete geçmek oldu.

n n n n n Direktuvar'ın ilk işi, Avusturya'yı yenmek için harekete geçmek oldu. Bunun için de şöyle bir plân hazırlandı: Avusturya'ya Ren üzerinden iki büyük ordu sevk edilecekti. Bu ordular, gayet iyi teçhiz edilmişlerdi. Bir ordu da güneyden, yani Kuzey İtalya yoluyla sevk edilecekti. Ama bu güney ordusunun görevi, Avusturya'ya bir saptırma yaptırmak ve bu şekilde kuzey ordularının işini kolaylaştırmaktı. Bununla birlikte Avusturya'yı yenen, bu ordu olacaktır. Bundan sonra Avusturya ordusunu yenen Napolyon, 14 Mayıs’ta Milano'ya girdi. Napolyon, Kuzey İtalya halkına, kendilerine hürriyet getirdiğini ilân ederek Avusturya'ya karşı ayaklanmalarını bildirdi. Gerçekten, Parma ve Modena Dukalıkları koalisyondan ayrılarak Napolyon ile anlaştılar. 9

CAMPO FORMİO BARIŞI n n n n Napolyon, İtalya'da peşe başarılar ve zaferler kazanırken,

CAMPO FORMİO BARIŞI n n n n Napolyon, İtalya'da peşe başarılar ve zaferler kazanırken, kuzeydeki Fransız orduları Avusturya'ya yenilmişti. Napolyon'un bütün Kuzey İtalya'yı kontrol altına alması üzerine Avusturya, Napolyon ile 17 Ekim 1797'de Campo Formio (kuzeydoğu İtalya'da Udine yakınlarında bir köy) barışını imzalamak zorunda kaldı. Campo Formio barışına göre: 1 - Avusturya, 1795'te Fransa'nın işgal ve ilhak ettiği Belçika'nın Fransa'ya ait olduğunu kabul ediyordu. 2 - Venedik Cumhuriyeti toprakları, Avusturya ile Fransa arasında bölüşülüyordu. 3 - Adige nehrine kadar olan Dalmaçya kıyılarını Avusturya alırken, Adige nehrinin sağında kalan topraklar, Napolyon'un kurduğu “Cisalpine Cumhuriyeti”nin oluyordu. 4 - Venedik'e ait Yedi Ada, Fransa hâkimiyetine geçiyordu. 10

CAMPO FORMİO BARIŞI’NIN ÖNEMİ n n n 1) Venedik Cumhuriyeti artık tarihten siliniyordu. 2)

CAMPO FORMİO BARIŞI’NIN ÖNEMİ n n n 1) Venedik Cumhuriyeti artık tarihten siliniyordu. 2) Avusturya, Dalmaçya kıyıları ile Adige'ye kadar olan Venedik topraklarını alarak Adriyatik Denizi'ne açılıyordu. 3) Yedi Ada'yı alan Fransa, Osmanlı İmparatorluğu ile komşu oluyordu. Bu komşuluk ve yakınlık sebebiyle, ihtilâl fikirleri Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkan topraklarına da sıçrayacak ve bu durum Osmanlı-Fransız münasebetlerini etkileyecektir. 4) Napolyon'un Kuzey İtalya'da birtakım "Cumhuriyetler" kurmasıyla (Lombardiya'da Cisalpine, Cenova'da Ligüryen, Roma'da Roma Cumhuriyeti) ihtilâl fikirleri, bütün Kuzey İtalya'ya yayılacaktır. Bu durum, İtalyan millî birliğine giden yolu açacaktır. 11

12

12

İNGİLTERE İLE MÜCADELE: NAPOLYON'UN MISIR SEFERİ, 1798 -1799 n İtalya'daki başarısı ile Napolyon, hem

İNGİLTERE İLE MÜCADELE: NAPOLYON'UN MISIR SEFERİ, 1798 -1799 n İtalya'daki başarısı ile Napolyon, hem şöhretini son derece arttırıyor hem de Avrupa koalisyonunun kuvvetli bir üyesini de savaş dışı bırakmış oluyordu. n Şimdi, geriye bir tek İngiltere kalıyordu. n Avusturya'ya hiç güvenmeyen İngiltere, yalnız kaldığını düşünerek Fransa ile barış yapmak istedi. n Bu sebeple Fransa'nın Lüle şehrinde, 1797 Temmuz ayı başlarında Fransa ile İngiltere arasında görüşmeler yapıldı. n Fakat esas itibariyle sömürgeler üzerinde yapılan pazarlıklarda bir uzlaşma sağlanamadı. n Artık Fransa, İngiltere'yi barışa "zorlama" sorununu çözmeliydi. n Fakat bu nasıl gerçekleşecekti? 13

İNGİLTERE’Yİ SAVAŞA ÇEKMEK n n n İngiltere, karada meydana gelecek herhangi bir savaşa yanaşmıyordu.

İNGİLTERE’Yİ SAVAŞA ÇEKMEK n n n İngiltere, karada meydana gelecek herhangi bir savaşa yanaşmıyordu. Dolayısıyla da İngiltere'nin karada yenilmesi diye bir şey söz konusu olamazdı. Belki İngiltere'ye donanma göndermek suretiyle adayı istilâ etmek bir çözüm olarak düşünülebilirdi. Fakat İngiliz donanması çok kuvvetli olduğundan, böyle bir teşebbüsün başarıya ulaşması da pek mümkün değildi. Sonunda İngiltere ile mücadelenin tek çaresi, Direktuvar Dışişleri Bakanı Talleyrand ile Napolyon tarafından teklif edilen şu plân ile şekillendi: İngiltere'ye "hassas" olduğu bir noktadan vurulmalıydı. Bu nokta da Mısır'dı. 14

MISIR PLANININ ÖNEMİ n n n n 1 - Burası, İngiltere'nin Hindistan'la olan ulaşım

MISIR PLANININ ÖNEMİ n n n n 1 - Burası, İngiltere'nin Hindistan'la olan ulaşım yollarının üzerinde gayet stratejik bir noktaydı. Bu nokta, ele geçirilir ve İngiltere'nin Hindistan'la olan bağlantısı burada kesilecek olursa, İngiltere ekonomik sıkıntıya düşer ve Fransa ile barışa mecbur kalırdı. 2 - Talleyrand'a göre, Osmanlı İmparatorluğunun Mısır üzerindeki otoritesi zayıf olduğu için kolayca ele geçirilebilir ve bir sömürge kazanılabilirdi. 3 - Direktuvar da, İtalya ve Campo Formio başarısından sonra Napolyon’un, yani bu "tehlikeli adam"ın gidebildiği kadar uzağa gitmesini ve hatta orada ölmesini istiyordu. 4 - Napolyon ise, Mısır sınırlarını aşan geniş tasarılar hayal ediyordu. Kendi vatanı saydığı Akdeniz'de, Malta ve Mısır'ı ele geçirerek, İngiltere'yi Kızıldeniz'den kovacak, Süveyş'te kanal açarak, Hindistan'a kadar uzanacaktı. Napolyon için Mısır seferi, İngiltere'yi barışa zorlamanın çok ötesindeydi. 15

NAPOLYON’UN MISIR SERÜVENİNDEKİ İMAJI n n n n Napolyon, Toulon'dan ayrıldıktan sonra yolda Malta'yı

NAPOLYON’UN MISIR SERÜVENİNDEKİ İMAJI n n n n Napolyon, Toulon'dan ayrıldıktan sonra yolda Malta'yı ele geçirdi. 2 Temmuz 1798'de geldiği İskenderiye'yi de işgal etti. Mısır, Osmanlı İmparatorluğu'na ait olmakla beraber, Memlûklar (Kölemenler)in kontrol ve yönetimi altındaydı. Napolyon, 21 Temmuz'da Kölemenlerle yaptığı Ehramlar Muharebesini kazanarak Kahire'yi işgal etti. Kur'an'ın “yalanlarla dolu” olduğunu söyleyen Napolyon, Mısır‘da halkın sempatisini çekmek için İslâm'ı kullanmaya çalıştı. Mısır halkına hitaben yaptığı konuşmada şöyle diyordu: "Mısır halkı! Size, dininizi yıkmak için geldiğimi söyleyeceklerdir. İnanmayınız. Onlara, haklarınızı iade etmek, sizi sömürenleri cezalandırmak için geldiğimi ve Memlûklardan daha fazla Allah'a, Peygamberine ve Kur'an'a saygı duyduğumu söyleyiniz”. 16

n n n n Bu propagandaların etkisiz kaldığı da söylenemez. Mısır halkı kendisine "Sultan

n n n n Bu propagandaların etkisiz kaldığı da söylenemez. Mısır halkı kendisine "Sultan el-Kebir" (Büyük Sultan) diyordu. Mısır'a çıktığı sırada ise, hem Papa'dan ve hem de Mekke Şerifi'nden mektup almıştır. Papa, mektubunda kendisine "Çok sevgili oğlum" diye hitap ederken, Mekke Şerifi de kendisine "Kutsal Kabe'nin koruyucusu" diyordu. Napoleon, başlangıçta Mısır’da başarılı bir askerî harekât da düzenlemişti. Ama İngiltere’nin desteğiyle donanmasını kaybetmesi ve Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Nizam-ı Cedit askerinin Akka kuşatması, Napoleon’u zor duruma düşürdü. Napolyon, Akkâ'nın kuşatmasına daha fazla devam edemeyeceğini görünce, 25 Mayıs 1799'da kuşatmayı kaldırarak Mısır'a dönmek üzere harekete geçti. Akkâ hezimeti Napolyon'un ilk yenilgisi oluyordu. Fransa'ya dönerek 23 Ağustos 1799'da bir askeri darbe yapan Napolyon, Meclis'i dağıttı ve Direktuvar yönetimine son verdi. 17

VIII. YIL ANAYASASI VE KONSİLLİK REJİMİ n n n n Napolyon, Aralık 1799'da yapılan

VIII. YIL ANAYASASI VE KONSİLLİK REJİMİ n n n n Napolyon, Aralık 1799'da yapılan VIII. Yıl Anayasası ile Konsillik (Consulat) rejimini kurdu. Buna göre yasama görevi, üç konsüle veriliyordu. Bunlardan ilki kanunu hazırlar, ikincisi kanunu müzakere eder ve üçüncüsü de kabul veya reddederdi. Konsüller, 10 yıl için seçilmişlerdi. Hemen bütün yetki ve güç Birinci Konsil’de idi. Birinci Konsil ise Napolyon'du. Anayasa'yı korumakla görevli bir de "Ayan Meclisi" vardı. Bu suretle Napolyon, 15 yıl süre ile Fransa'nın kaderini eline almış olmaktaydı. 18

FRANSA'YA KARŞI İKİNCİ KOALİSYON n n n n Napolyon, hükümet darbesini tamamlayıp, iktidarı ele

FRANSA'YA KARŞI İKİNCİ KOALİSYON n n n n Napolyon, hükümet darbesini tamamlayıp, iktidarı ele alınca, İngiltere ve Avusturya'ya barış teklif etti. Olumlu cevap alamayan Napolyon da harekete geçti. Başında Napolyon'un bulunduğu ordu, 14 Haziran 1800’de Avusturyalıları hezimete uğrattı. Bu yenilgi üzerine Avusturya, barışa razı oldu. 9 Şubat 1801'de iki devlet arasında imzalanan Luneville Barışı, Campo Formio başarısını bir kere daha teyit ediyordu. Avusturya'nın savaştan çekilmesinden sonra ikinci koalisyon dağılmaya başladı. Koalisyonların neredeyse her biri, kazanılan toprak parçası üzerinde kendi çıkarlarını korumak isteyen devletlerin anlaşmazlıkları dolayısıyla kesintiye uğruyordu. Napolyon, bu tür açıkları çok iyi kullanıyordu. 19

II. KOALİSYON’DA ÇATLAKLAR VE BARIŞ n n n n n Avusturya ile Rusya'nın çıkarları,

II. KOALİSYON’DA ÇATLAKLAR VE BARIŞ n n n n n Avusturya ile Rusya'nın çıkarları, Kuzey İtalya'da Fransızların galibiyetinden sonra çatışmaya başladı. Avusturya, eskiden olduğu gibi Kuzey İtalya'ya yerleşmek ve burasını kendi kontrolü altında tutmak istiyordu. Rusya ise, İtalya'nın bu bölgesinde kendisine minnettar bağımsız devletler kurma peşindeydi. Bu sebeple Rusya, kuvvetlerini buradan çekmek zorunda kaldı. İngiltere ise, bu sırada iç sorunlarla karşıya kalmıştı. Sürekli olarak ortaya çıkan savaşlar ve Fransa'nın Avrupa'daki toprak kazanımları, Avrupa'daki birçok pazarın İngiltere'nin elinden çıkmasına yol açmıştı. Bu durum, İngiltere'de malî ve ekonomik sıkıntılar doğurdu. Halk barış istiyordu ve Başbakan Pitt sert eleştirilerin hedefiydi. Sonunda İngiltere ile Fransa, 27 Mart 1802'de Paris'in kuzeyindeki Manş kıyılarına yakın Amiens'de anlaşma imzaladı. 20

AMİENS BARIŞ ANLAŞMASI- 27 Mart 1802'de n n n n 1) İngiltere, Fransa'nın müttefikleri

AMİENS BARIŞ ANLAŞMASI- 27 Mart 1802'de n n n n 1) İngiltere, Fransa'nın müttefikleri olan İspanya ve Hollanda'dan ele geçirmiş olduğu bütün sömürgeleri bu iki devlete iade edecek, yalnız Seylân ve Trinidad İngiltere'de kalacaktı. 2) İngiltere, Malta adasını Malta Şövalyelerine iade edeceği gibi Mısır'daki askerini de geri çekecekti. 3) Fransa ise, Mısır'dan ve Papalık arazisinden askerini geri çekecekti. Amiens Barış Antlaşması'nın 8, 9, 17 ve 19. maddeleri Osmanlı Devleti'ni de ilgilendirmekteydi. Buna göre Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğü, savaştan önceki şekliyle kabul ediliyordu. 19. madde ise, anlaşmayı Osmanlı Devleti’nin de imzaladığını ifade ediyordu. Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü maddesi, her iki devletin de, Mısır'ı bir Osmanlı toprağı olarak kabul ettiği anlamına geliyordu. Osmanlı Devleti de, III. Selim’im bir fermanı ile bu antlaşmaya katıldığını beyan etmiştir. 21

FRANSA'YA KARŞI ÜÇÜNCÜ KOALİSYON- 1803 n n n n Amiens barışının sağladığı sükûnet, sadece

FRANSA'YA KARŞI ÜÇÜNCÜ KOALİSYON- 1803 n n n n Amiens barışının sağladığı sükûnet, sadece birkaç ay devam edebildi. Özellikle İngiliz-Fransız münasebetleri bozulmaya başladı. Bunun temel sebebi, Napolyon'un denizaşırı ülkelerdeki faaliyetleriydi. Bu atmosfer içinde Napolyon, Piyemonte ve İsviçre'yi de ilhak edince, savaşın sebebi de ortaya çıkmakta gecikmedi. Sorunun İngiltere taraflı sebebi: Amiens barışına göre İngiltere'nin Malta'dan çekilme zorunluluğuyla alakalıydı. Fakat İngiltere, öncelikle Fransa’nın İsviçre ve Piyemonte'den çekilmesini istiyordu. Bunun üzerine Fransa, 26 Nisan 1803'de İngiltere ile diplomatik münasebetlerini kesip savaşa başladı. 22

RUSYA VE AVUSTURYA İTTİFAKI- 1804 n n n n Rusya, Fransa'nın Orta Doğu'daki ve

RUSYA VE AVUSTURYA İTTİFAKI- 1804 n n n n Rusya, Fransa'nın Orta Doğu'daki ve Osmanlı Devleti nezdindeki faaliyetlerinden hoşlanmıyordu. Fakat Rusya, harekete geçmeden önce, Avusturya'nın tavrının ne olacağını öğrenmek istedi. Avusturya ise, Napolyon'a iki defa yenilmişti. Bir yandan bunun intikamını almak isterken, öbür yandan da Rusya'nın yardımı ve desteği olmaksızın savaşa katılmak istemiyordu. Fakat Rusya'nın kararını öğrenince, iki devlet 6 Kasım 1804'de bir ittifak yaptılar. Kuzey İtalya, Avusturya İmparatorluğu'nun güneyindeki en hassas nokta idi ve İtalyan Birliği kuruluncaya kadar da böyle kalacaktı. Fakat Napolyon, 17 Mart 1805'de, Kuzey İtalya'daki cumhuriyetlere son vererek, kendisini İtalya Kralı ilân etti. Böylece Avusturya-İngiltere-Rusya ittifakı ile Fransa'ya karşı Üçüncü Koalisyon kurulmuş oldu. 23

n n Napolyon, “İmparatorluk Tacını” 2 Aralık 1804'de Paris'teki Nötre Dame Kilisesi’nde giymişti. Napolyon,

n n Napolyon, “İmparatorluk Tacını” 2 Aralık 1804'de Paris'teki Nötre Dame Kilisesi’nde giymişti. Napolyon, İngiltere, Rusya ve Avusturya ittifakını yenerek İmparatorluk tacını giydiği günün birinci yıldönümünde, askerlik hayatının en parlak zaferlerinden birini kazanıyordu. Şimdi Napolyon, Avrupa'ya canının istediği gibi hükmedebilirdi. Bu koalisyon da Napolyon’un üstünlüğüyle neticelendi. 24

FRANSA'YA KARŞI DÖRDÜNCÜ KOALİSYON n n n n Dördüncü koalisyon muharebeleri, esas itibariyle Prusya

FRANSA'YA KARŞI DÖRDÜNCÜ KOALİSYON n n n n Dördüncü koalisyon muharebeleri, esas itibariyle Prusya yüzünden çıkmıştı. Bu koalisyon, Prusya, Rusya, Saksonya, İsveç ve Büyük Britanya tarafından oluşturulmuştu. Fransa’ya karşı oluşturulan dördüncü koalisyon, Prusya’nın 1806 yılı ortalarında Jena’da ağır bir yenilgi almasıyla sonuçlanmıştır. Bunun ardından Napolyon, Rus ordularını da yenilgiye uğrattıktan sonra 1807’de Tilsit Anlaşmaları yapılmıştı. Napolyon ile Aleksandr (Rusya) arasında Tilsit'te büyük bir yakınlık ve dostluk kurulmuştu. Buna karşılık Napolyon, Tilsit'te Prusya'ya çok kötü davranmıştır. Napolyon daha sonra bunun gerekçesini şöyle açıklayacaktır: "Prusya'yı, kudreti kör etmiştir. Prusya, bir kahramana karşı mücadele etmek, Fransa'nın kaderine karşı çıkmak ve Fransa'nın o mutlu dostluğunu ihmal etmek cüretini göstermiştir. Ve sonunda da cezasını buldu. ” 25

1807 TİLSİT BARIŞI n n n Anlaşmalar, Tilsit'te, 7 Temmuz 1807'de Rusya ile Fransa

1807 TİLSİT BARIŞI n n n Anlaşmalar, Tilsit'te, 7 Temmuz 1807'de Rusya ile Fransa arasında ve 9 Temmuz 1807'de de Fransa ile Prusya arasında barış imzalandı. Fransa ile Rusya arasında imzalanan ve 29 esas madde ile beş ek maddeden ibaret olan Tilsit Barışı'na göre: 1) Prusya'nın batı sınırları, Elbe Nehri oluyor; Napolyon Elbe ile Ren nehirleri arasında bir Vestfalya Krallığı kuruyor ve kardeşi Jerome'u da bu krallığın başına getiriyordu. 2) Napolyon, Polonya'nın (Lehistan) bölüşülmesinde kazanmış olduğu toprakları Prusya'nın elinden alıyordu. Polonya, burada kurulan Varşova Büyük Dukalığı ile bağımsız hale geliyordu. 3) Rusya, Napolyon'un 1806 Kasımında ilân ettiği "Kıta Ablukası" (Blocus Continental)na katılıyordu. 4) Napolyon; Rusya'nın, İsveç'e ait olan Finlandiya'yı ele geçirmesini de kabul ediyordu. 26

TİLSİT’TE OSMANLI İMPARATORLUĞU n n n Tilsit'te Fransa ile Rusya arasında bir ittifak antlaşması

TİLSİT’TE OSMANLI İMPARATORLUĞU n n n Tilsit'te Fransa ile Rusya arasında bir ittifak antlaşması da imzalanmıştır. Bu ittifaka göre Napolyon, Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında ve Rusya da Fransa ile İngiltere arasında barış için aracılıkta bulunacaktı. Fakat bu aracılıklar bir sonuç vermezse, Rusya İngiltere'ye karşı Fransa'nın müttefiki olacaktı. Napolyon'un Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki aracılığı sonuçsuz kalırsa da, İstanbul ile Rumeli vilâyeti hariç, Osmanlı Devleti'nin Avrupa toprakları Rusya ile Fransa arasında paylaşılacaktı. İstanbul, Napolyon'un düşüncelerinde önemli bir yer tutmaktaydı. 27

n n n n Tilsit Antlaşmaları, Napolyon'un yıldızının “zenitih”ini (zirve) teşkil ediyordu. Şimdi artık

n n n n Tilsit Antlaşmaları, Napolyon'un yıldızının “zenitih”ini (zirve) teşkil ediyordu. Şimdi artık kendisini Avrupa'nın tek hâkimi olarak görüyordu. Ne var ki Napolyon’un yıldızının parlaklığı, Tilsit'den sonra yavaş sönmeye başlayacaktır. Tilsit görüşmelerinde, Napolyon'un, "Sevimli ve alımlı bir genç, bir roman kahramanı" dediği genç Çar I. Aleksandr da, en az Napolyon kadar ihtiraslı emellerle hareket etmişti. Şubat 1808'de de Finlandiya'ya asker sevk ederek burasını işgal eden Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması için Fransa nezdinde ısrar ediyordu. Hâlbuki Napolyon, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması ve bölüşülmesi meselesini, Fransa bakımından şartların daha uygun olduğu bir zamana bırakmak istiyordu. Fakat Rusya'nın baskısı o kadar arttı ki Napolyon, 12 Ekim 1808'de Çar Aleksandr ile yaptığı görüşmede, Eflâk ve Boğdan'ın Rusya'ya terkini kabul etmek zorunda kaldı. Bundan sonra, iki devletin ilişkileri zayıflamaya başladı. 28

KITA ABLUKASI (BLOCUS CONTINENTAL) n n n n Jena zaferinden sonra Napolyon, İngiltere'ye karşı

KITA ABLUKASI (BLOCUS CONTINENTAL) n n n n Jena zaferinden sonra Napolyon, İngiltere'ye karşı 21 Kasım 1806'da "Kıta Ablukası"nı ilân etti. Yani, Avrupa devletlerinin İngiltere ile ticaret yapmasını yasakladı. İngiltere'den mal getiren ve İngiltere'ye mal götüren bütün gemiler, görüldüklerinde derhal batırılacaktı. Fakat Portekiz, bu kıta ablukasında bir "delik" meydana getirdi. Bu devlet, İngiltere ile yaptığı ticaretle yaşayabildiği için kıta ablukasını kabule yanaşmadı. Bunun üzerine Napolyon, İspanya ile birleşerek 1807 Kasımında Portekiz'i işgal etti. Fakat İspanya'ya güvenmeyen Napolyon, 1808 yılı Mayısında İspanya Kralı IV. Charles'ı tahtından indirerek kardeşi, Napoli Kralı Joseph'i İspanya Kralı ilan etti. 29

İSPANYA SORUNU VE ZİRVEDEN DÜŞÜŞ n n n n n Napolyon'un İspanya’daki hareketi, Napolyon'a

İSPANYA SORUNU VE ZİRVEDEN DÜŞÜŞ n n n n n Napolyon'un İspanya’daki hareketi, Napolyon'a karşı millî bir ayaklanma ve direnmenin ortaya çıkmasına sebep oldu. İngilizler de bu durum karşısında Portekiz'e asker çıkardılar. Fransız orduları, Portekiz ve İspanya'daki muharebelerde yenilmeye başladılar. Napolyon'a karşı İspanya'da başlayan bu ayaklanmalar, giderek Avrupa'nın diğer yerlerine de yayıldı. Almanya'da millî duygular canlandı. Alman üniversiteleri, Alman milliyetçiliğinin önderliğini yapıyordu. Tilsit Antlaşması, Prusya'nın millî şeref ve haysiyetini incitmişti. Prusya'da da Napolyon'a karşı millî ayaklanmalar ortaya çıktı. Fakat bütün bu başkaldırmaların başlangıcı İspanya idi. Onun içindir ki bir Fransız tarihçisi, "İspanya, Napolyon'un talih gemisinin ilk çarptığı kaya olmuştur" der. Napolyon için artık kader değişmeye başlamıştı. 30

BEŞİNCİ KOALİSYON-AVRUPA'DA MİLLİYETÇİLİK AKIMI n n n n n İspanya'da, Almanya'da ve Prusya'da uyanan

BEŞİNCİ KOALİSYON-AVRUPA'DA MİLLİYETÇİLİK AKIMI n n n n n İspanya'da, Almanya'da ve Prusya'da uyanan millî duygular, Avusturya'yı da etkisi altına almaktan geri kalmadı. İhtilâlın hürriyet fikrini bir bayrak gibi bütün Avrupa'ya taşıyarak kitleleri hükümdarlara karşı ayaklandıran Napolyon, şimdi bu kitleleri kendi karşısında bulmaya başlamıştı. Napolyon'un uyandırdığı millî duygular, ona çevrilmiş bir silâh oluyordu. Millî hislerin kullandığı bu silah, Napolyon'a ilk defa İspanya'da yöneltildi. Napolyon, İspanyolların bu milliyetçi tepkisini kırmak için 1808 yılı sonlarında, İspanya'ya 150. 000 kişilik bir ordu sevk etti. Bu kuvvetin büyüklüğü, İspanya'daki milliyetçi tepkinin de genişliğini gösteriyordu. Madrid'e giren Napolyon, kaçan kardeşi Kral Joseph'i tekrar tahtına oturttu. Fakat Napolyon, durumu tamamen kontrolü altına alamamıştı. İspanyollar Fransız kuvvetlerine karşı, "gerilla" denilen çete muharebeleri yapıyorlardı. 31

AVUSTURYA İLE WAGRAM SAVAŞI n n n n Napolyon'un İspanya'da başının derde girdiğini gören

AVUSTURYA İLE WAGRAM SAVAŞI n n n n Napolyon'un İspanya'da başının derde girdiğini gören Avusturya, ordusunu 1809 Nisanında Bavyera'ya soktu. Bu suretle de savaş başlamış oluyordu. Savaşın sonucunu tayin eden muharebe, 9 Temmuz 1809'da, Wagram'da yapıldı, fakat Avusturya yine yenildi. Bununla birlikte Wagram, Napolyon'un eski zaferleriyle mukayese edilemezdi. Avusturya ordusu da iyi çarpışmış ve Fransız ordularına epey kayıp verdirmişti. Nihayet, eskiden olduğu gibi Napolyon, Avusturya ordusunu imha edememiş ve geri çekilmeye zorlanmıştı. Fransa ile Avusturya arasında barış, 14 Ekim 1809'da Viyana'da imzalandı. 32

İÇERİDEKİ SESLER n n n n n Fransa'nın içinde de hoşnutsuzluk baş göstermeye başlamıştı.

İÇERİDEKİ SESLER n n n n n Fransa'nın içinde de hoşnutsuzluk baş göstermeye başlamıştı. Devamlı savaşlar, Fransız halkında bıkkınlığa sebep olmuştu. İmparatorluk, muazzam bir askeri örgütlenmeyle yönetilmekteydi. 1805'te 200. 000 kişi olan Fransız Ordusu (Grande Armee), 1810'da 500. 000 kişilik bir mevcuda sahipti. Fakat Napolyon, yaptığı devamlı savaşlarla âdeta askeri yiyordu. Bu savaşlarda Napolyon, bir milyondan fazla insan hayatının yok olmasına neden olmuştur. Diğer taraftan Napolyon, kendi ordusunun masraflarını da işgal altındaki ülkelere yüklemekteydi. Meselâ Dördüncü Koalisyon sırasında Alman devletlerinden 483 milyon Frank toplamıştı. Bu devletlerin ekonomileri, Fransız ekonomisinin kontrolü altına girmişti. 33

MİLLİYETÇİLİĞİN ALMANYA VE İTALYA’YA ETKİSİ n n n İspanya'da başlayan milliyetçilik akımı, Almanya ve

MİLLİYETÇİLİĞİN ALMANYA VE İTALYA’YA ETKİSİ n n n İspanya'da başlayan milliyetçilik akımı, Almanya ve İtalya’da daha etkili oldu. Napolyon, bu iki ülkedeki küçük devletleri bir araya getirerek daha büyük krallıklar haline sokmuştu. Bu ise Almanya'yı da, İtalya’yı da, dağınıklıktan kurtarmıştır. Bunun da iki sonucu olmuştur: Birincisi, her iki ülkedeki bu derlenip toparlanmalar, âdeta bir "millî birlik" hareketi oldu. Bu birleşmelerle, yerel ve bölgesel nitelikli özellikler kaybolarak daha geniş çaplı "millî" özelliklerin ortaya çıkması sağlandı. İkinci sonuç, bunun aksi yönündedir. Napolyon'un askerî zaferler sonrasında devletleri haritadan silip, yerine başka devletler kurması ve bu devletlerle istediği gibi oynaması, hem asillerin ve hem de halkın tepkisine sebep oldu. Napolyon'a karşı, gittikçe büyüyen bir nefret uyanmaya başladı. 34

NAPOLYON'UN MOSKOVA SEFERİ: 6. KOALİSYON n Tilsit ve Erfurt antlaşmaları, Fransa ile Rusya arasında

NAPOLYON'UN MOSKOVA SEFERİ: 6. KOALİSYON n Tilsit ve Erfurt antlaşmaları, Fransa ile Rusya arasında gerçek bir dostluk kuramamış ve iki devletin münasebetleri günden güne bozulmuştu. n Bunun sebepleri şu şekilde belirtilebilir: n 1 - Çar Aleksandr da Napolyon gibi ihtiraslı biriydi. n O da Rusya'nın topraklarını genişletmek arzusundaydı. n Tilsit'te, Osmanlı İmparatorluğu'nun taksimi hakkındaki anlaşma, kendisini ümitlendirmişti. n Fakat Erfurt'ta, Napolyon'un böyle bir taksime kolay yanaşmayacağını görmüştü. n Ümitleri kırılmış ve Napolyon ile dost olmanın bir yarar sağlamayacağını görerek, tekrar Napolyon'a cephe almaya başlamıştı. 35

n n n n 2 - Napolyon'un Tilsit'te, Varşova Büyük Dukalığı adı ile bağımsız

n n n n 2 - Napolyon'un Tilsit'te, Varşova Büyük Dukalığı adı ile bağımsız bir Polonya ortaya çıkarması da Rusya'nın hoşuna gitmedi. Çünkü Fransa'nın kanadı altına giren bu yeni devlet, Fransa için, Rusya üzerinde bir baskı vasıtası idi. 3 - Rus ekonomisi, Napolyon'un ilân ettiği Kıta Ablukası'ndan zarar görmeye başlamıştı. Rusya'nın İngiltere ile ticareti durmuştu. Çar'ın Kıta Ablukası'na katılması, içeride şiddetli eleştirilere sebep oluyordu. Bu sebeple Rusya, İngiltere ile tekrar ticaret yapmaya başladı. Bununla da yetinmeyen Rusya, Fransa'dan ithal edilen lüks maddelere gümrük resmi koydu. Kısacası, Rusya, artık Fransa'ya karşı cephe almaya başlamıştı. Bu durum, Napolyon'u sinirlendirdi ve Rusya'yı dize getirmeye karar verdi. 36

n n n n n Napolyon, Rusya'ya karşı harekete geçmek için büyük bir ordu

n n n n n Napolyon, Rusya'ya karşı harekete geçmek için büyük bir ordu hazırladı. Prusya'dan 20. 000 kişilik ve Avusturya'dan da 30. 000 kişilik bir kuvvet aldı. Hazırladığı kuvvetin yarısını yabancı askerler teşkil ettiğinden, Napolyon'un bu kuvvetlerine "Yirmi Millet Ordusu" deniyordu. Bu ordu, 420. 000 askerden meydana geliyordu. Napolyon, Ağustos ortalarında yapılan Smolensk Muharebesi'ni kazandı. Fakat Rusya, Fransa ile barışa yanaşmadı. Rus orduları, sürekli geri çekiliyor ve Napolyon da uçsuz bucaksız Rus ovalarının içine girdikçe giriyordu. Napolyon'un ilerleyişi, Moskova'ya kadar devam etti. 5 Eylül 1812'de yapılan Borodino Muharebesi'ni yine Napolyon kazandı ve Moskova'ya girdi. Fakat Ruslar çekilirken Moskova'yı ateşe vermişlerdi. 37

NAPOLYON MOSKOVA’DA n n n n n Napolyon, Moskova'da 35 gün bekledi. Kış bastırmıştı.

NAPOLYON MOSKOVA’DA n n n n n Napolyon, Moskova'da 35 gün bekledi. Kış bastırmıştı. Moskova'ya gelinceye kadar esasen büyük kayıplara uğramıştı. Asker; gıdasızlık, soğuk ve hastalıktan sürekli kırılıyordu. Rus halkının milliyetçilik duyguları uyanmış ve Fransız ordusunu sürekli olarak arkadan vuruyordu. Bu durumda 35 gün beklemek, başka bir hataydı. Aleksandr'a üç defa haber yollayıp, barış teklif ettiyse de, Çar bunların hepsini reddetti. Bunun üzerine 19 Ekim 1812'de Moskova'yı boşaltarak geri dönmeye karar verdi. Fakat dönüş, tam bir hezimet oldu. Rus ordusu, bu sefer saldırıya geçmişti. 38

n n n Ordu her gün sayısız kayıplar veriyordu. 24 Haziran'da 420. 000 kişi

n n n Ordu her gün sayısız kayıplar veriyordu. 24 Haziran'da 420. 000 kişi ile Niemen Nehrini geçen Napolyon'un ordusu, 12 Aralık 1812'de Niemen nehrini tekrar aşarken, sadece 50. 000 kişi idi. Buna rağmen Napolyon, "Fransızlar benden şikâyet edemezler. Fransızları korumak için Almanları ve Polonyalıları feda ettim. Rusya seferinde 300. 000 insan kaybettim. Lâkin bunların sadece 30. 000'i Fransızdır" diyecektir. Napolyon'un Rusya'daki hezimeti, bütün Avrupa'yı kendisine karşı ayaklandırdı. Prusya'nın liderliğindeki bütün Almanya, tek vücut gibi birleşmişti. Avusturya, da harekete geçmişti. Bu durum karşısında, savaşa devam etmekten vazgeçmeyi düşünen Rusya da, bu devletlere katıldı. İspanyol milliyetçileri ile birleşen İngiltere de harekete geçti. Bu, Napolyon'a karşı Avrupa'nın Altıncı Koalisyonu idi. Moskova yenilgisi, Napolyon'un da sonunu getirdi. Napolyon, Moskova yenilgisinin sebepleri arasında, Türklerin "tam savaşmaları gerektiği bir zamanda" Rusya ile barış yapmalarını da (1812 Bükreş Barışı) göstermiştir. 39

NAPOLYON'UN DÜŞMESİ n n n n n Altıncı Koalisyon'un müttefikleri, Fransa'nın 1795 sınırlarına çekilmesi

NAPOLYON'UN DÜŞMESİ n n n n n Altıncı Koalisyon'un müttefikleri, Fransa'nın 1795 sınırlarına çekilmesi şartıyla Napolyon'a barış teklif ettiler. Napolyon, bu teklifi reddetti. Bunun üzerine Müttefikler, yani Rusya, Avusturya, İngiltere ve Prusya, 1 Mart 1814'de bir ittifak anlaşması imzaladı. Anlaşmaya göre Fransa, 1792 sınırlarına çekilinceye kadar mücadele edilecekti. Bunun sonucunda Fransa, her taraftan işgal edilmeye başladı. Kuzeyden ve doğudan Prusya ve Avusturyalıların üç ordusu ve İspanya'dan da bir İngiliz ordusu, Fransız topraklarına girmeye başladı. Fransa'nın içinden de Napolyon'a karşı muhalefet ortaya çıktı. Napolyon düşürülmek isteniyordu. Paris, 31 Mart 1814'te Müttefiklere teslim oldu. 40

FONTAİNEBLEAU ANTLAŞMASI n n Napolyon'un Dışişleri Bakanlığını yapan yakın dostu Talleyrand, 31 Martta Senato'yu

FONTAİNEBLEAU ANTLAŞMASI n n Napolyon'un Dışişleri Bakanlığını yapan yakın dostu Talleyrand, 31 Martta Senato'yu toplayarak Napolyon'un imparatorluktan düşürülmesi kararını aldırdı. Müttefikler, yine 31 Mart 1814 günü yayınladıkları bir demeçte, Napolyon ve ailesinin hiçbir üyesi ile müzakere etmeyeceklerini, "meşru kralları”nın yönetiminde Fransa'nın toprak bütünlüğüne saygı göstereceklerini ve "Fransız Milleti"nin kabul edeceği bir anayasayı tanıyacaklarını bildirdiler. Bunun üzerine "Yüzüm kızardı" dediği bu anlaşmayla Napolyon, kendisi ile oğlu adına Fontainebleau Antlaşması ile imparatorluktan feragat etti. Napolyon, Elbe adasında (Korsika ile İtalya arasında) oturacak, kendisi "İmparator" unvanını ve kardeşleri de Prenses ve Prens unvanlarını koruyacaklar ve kendilerine belirli miktarlarda maaş bağlanacaktı. 41

42

42

43

43

n n n 30 Mayıs 1814'te Paris'te, bir yandan Fransa ile dört müttefik devlet

n n n 30 Mayıs 1814'te Paris'te, bir yandan Fransa ile dört müttefik devlet arasında bir yandan da Fransa ile müttefiklerin her biri arasında barış antlaşmaları imzalandı. Bu antlaşmalarla Fransa, 1792 sınırlarına çekiliyordu. Napolyon'un altüst ettiği Avrupa haritasının yeniden düzenlenmesi için Viyana'da bir kongre toplanacaktı. Fransa, bu kongrenin kararlarını peşinen kabul ediyordu. Viyana Kongresi’ni izleyen döneme Restorasyon, yani eski durumun yeniden kurulması dönemi adı verildi. 44

YENİ AVRUPA DÜZENİ: VİYANA KONGRESİ n n n n Napoleon'un Avrupa'yı kan dökerek birleştirme

YENİ AVRUPA DÜZENİ: VİYANA KONGRESİ n n n n Napoleon'un Avrupa'yı kan dökerek birleştirme çabalarını izleyen yıllarda Avrupalılar, barış içinde birlik yaratmayı çabaladılar. Ünlü besteci Beethoven'in bu atmosferde bestelediği ve Avrupa temasını işlediği ünlü 9. Senfonisi'nin koro bölümünde yer alan "The Glorious Moment" adlı kantatı, 1815 Viyana Kongresi'nin açılışında çalınmıştı. Duygu yüklü bir coşku ve sevinç şarkısı olan bu kantat, Avrupa Birliğinin barış içinde gerçekleşmesini amaçlamıştır. Viyana Kongresi, 1814 yılı Eylül ayı ortalarında topladı. İngiltere, Rus Çarı, Prusya Kralı ve Avusturya İmparatoru, başta olmak üzere, bütün irili ufaklı krallıkların, dukalıkların ve prensliklerin hükümdarları kongreye bizzat katıldılar. Özellikle büyük devletlerden her biri, kongreye gelirken, birtakım amaçlara ve birtakım plânlara sahip bulunuyordu. Yani büyük veya küçük her devlet, kongreden kendisi için yararlar ve çıkarlar sağlamayı düşünüyordu. 45

n n n İngiltere'nin, kongrede gerçekleştirmek istediği iki gayesi vardı. Birincisi, savaşlar sırasında Fransa

n n n İngiltere'nin, kongrede gerçekleştirmek istediği iki gayesi vardı. Birincisi, savaşlar sırasında Fransa ve Hollanda'dan ele geçirmiş olduğu sömürgeleri elinde tutmak ve ikincisi de, Avrupa'da güç dengesinin bozulmamasıydı. İngiltere, özellikle Rusya ile Avusturya'nın kuvvetlenmesini istemiyordu. Bundan dolayı, Rusya'ya karşı gerektiğinde kullanabilmek için Prusya'nın kuvvetli bir pozisyona sahip olmasına taraftardı. Avusturya'nın karşısında da Fransa'yı desteklemek istiyordu ve bunun için de Fransa'nın fazla ezilmesine taraftar değildi. Öte yandan Manş kıyılarının tekrar Fransa'nın kontrolüne girmesini önlemek için de, Hollanda ile Belçika'nın birleştirilerek, burada kuvvetli bir devletin kurulmasını istiyordu. 46

n n n n Avusturya ise, Prusya ile Rusya'nın büyümelerine engel olmak istiyordu. Rusya'nın

n n n n Avusturya ise, Prusya ile Rusya'nın büyümelerine engel olmak istiyordu. Rusya'nın Polonya'da, Prusya'nın da Saksonya'da gözü vardı. Avusturya, bu durumdan hoşlanmıyordu. Özellikle Prusya'dan çekiniyor ve Prusya'nın, Almanya'nın liderliğini eline almasından endişe ediyordu. Bu sebeple Prusya, Avusturya'ya göre topraklarını genişletecekse, bunu Saksonya tarafında değil, Ren taraflarında yapmalıydı. Bu suretle Prusya ile Fransa bir çıkar çatışması içine girerdi. Ayrıca Avusturya, Fransa üzerinde baskıda bulunabilmek için Kuzey İtalya'nın da kontrolünü elinde tutmak istiyordu. Rusya ise, birinci plânda Polonya'ya yerleşmek ve ondan sonra da Osmanlı Devleti'ne dönmek istiyordu. 47

n n n Prusya'ya gelince: Prusya hem Saksonya'da ve hem de Ren bölgesinde yayılmak

n n n Prusya'ya gelince: Prusya hem Saksonya'da ve hem de Ren bölgesinde yayılmak istiyordu. Tabiî bu durum kendisini Avusturya ile çatışma içine sokacağından, kongrede Rusya ile ortak hareket etmek istiyordu. Dört büyük devletin kongreye gelirken kafalarındaki düşünceler bunlardı. Açıktır ki bu düşünceler, birbiri ile çatışmaktaydı. Bundan dolayı dört devlet, birbirlerini de kontrol altında tutmak için en küçük sorunlarda bile birlikte karar vermeye çalışmışlardır. Küçük devletleri ve yenilmiş Fransa'yı işe karıştırmak istememişlerdir. 48

METTERNICH VE TALLEYRAND n n n n n Kongrenin en önemli iki şahsiyeti, Avusturya

METTERNICH VE TALLEYRAND n n n n n Kongrenin en önemli iki şahsiyeti, Avusturya Başbakanı Metternich ile Fransa Dışişleri Bakanı Talleyrand olmuştur. Bunlar Avrupa diplomasisinin iki kurt diplomatıydı. Özellikle Matternich, Viyana Kongresi'nden itibaren, 19. yüzyılın büyük kısmında, milletlerarası politikada başrolü oynayacaktır. Talleyrand'a gelince: Onun kongredeki durumu gerçekten güçtü. Çünkü yenilmiş bir devleti temsil ediyordu. Bu sebeple, Fransa'yı kongreden mümkün olduğu kadar az zararla çıkarmak istiyordu. Bunun için "Meşruiyet İlkesi" denen bir ilke ortaya attı. Bu ilkeye göre Napolyon savaşlarından önceki meşru hükümdarlar, tahtlarına ve topraklarına iade edilmeliydi. Talleyrand'ın bu ilkesi iyi tutunca Avrupa'nın eski küçük krallıkları ve devletleri Talleyrand'ın etrafında toplandılar. Talleyrand, kongrede büyük prestij ve destek kazandı. 49

n n n n n Başka bir olay, Talleyrand'ın durumunu daha da kuvvetlendirdi. Rusya,

n n n n n Başka bir olay, Talleyrand'ın durumunu daha da kuvvetlendirdi. Rusya, 1814 Kasımında Varşova'yı ve Prusya da Saksonya'yı işgal etti. İngiltere ve Avusturya, bu ikisine karşı cephe aldılar. Fakat Talleyrand'ın tutumu da önem kazanmıştı. Talleyrand, İngiltere ile Avusturya'yı, kongrenin bu iki büyük kuvvetini destekledi ve onların yanında yer aldı. Bunun sonucu olarak da, 8 Ocak 1815'te İngiltere, Avusturya ve Fransa arasında, Rusya ve Prusya'ya karşı bir ittifak imzalandı. Talleyrand'ın bu politikası, kendisine kongrede büyük itibar ve etkinlik kazandırmıştı. Ayrıca yenilmiş bir Fransa, savaşın iki büyük galibi İngiltere ve Avusturya ile ittifak yaparak, kendisine karşı 30 Mayıs 1814’te barış yapmış olan dört devletin ittifakını da parçalamıştı. Başka bir deyişle, Talleyrand Fransa karşısındaki Dörtlü Koalisyonu yıkmıştı. 50

n n n Rusya ve Prusya da, üç devletin kendilerine karşı birleştiğini görünce, Polonya

n n n Rusya ve Prusya da, üç devletin kendilerine karşı birleştiğini görünce, Polonya ve Saksonya meselesinde fazla ileri gitmeye cesaret edemediler. Kongre, bu karşılıklı politik oyunlarla devam ederken, bir yandan da tam bir eğlence havası içine girmişti. Balolar ve eğlenceler birbirini kovalamaktaydı. İşte tam bu sırada Napolyon'un Elbe'den kaçtığı ve Fransa'ya geldiği haberi bir bomba gibi patladı. Bunun üzerine devletler, alınmış olan kararları bir "Act Final" , yani bir "Nihaî Sened" haline getirip, 9 Haziran 1815'de imzaladılar ve tekrar Napolyon'un karşısına çıkmaya koştular. 51

NAPOLYON'UN DÖNÜŞÜ VE SONU n n n n n Napolyon, 11 Nisan 1814'deki Fontainebleau

NAPOLYON'UN DÖNÜŞÜ VE SONU n n n n n Napolyon, 11 Nisan 1814'deki Fontainebleau Antlaşması ile imparatorluktan feragat eder etmez, Müttefikler, XVI. Louis'nin kardeşi Comte de Provence'ı, XVIII. Louis adı ile Fransa Krallığı'na getirdiler. Bourbonların bu ikinci saltanatına Restorasyon Dönemi denir. Yeni rejim, "meşrutî Monarşi"ydi. Bununla birlikte bu yeni rejim, Napolyon İmparatorluğu'ndan daha liberaldi. İhtilâl'in birçok müessese ve ilkeleri aynen bırakılmıştı. Meselâ vergi eşitliği, fikir, mezhep ve basın hürriyeti gibi. . . Bununla beraber Bourbonlar, kısa zamanda sevimsiz hale geldiler. Bunun çeşitli sebepleri vardı. Bir defa Bourbonlar, İhtilâl’ın üç renkli bayrağını (Tricolor) terk edip, kendi beyaz renkli bayraklarını Fransız bayrağı olarak kabul ettiler. 52

n n n n n İhtilâl zamanında Fransa'dan kaçan asillere, topraklarını geri vermeye çalıştılar.

n n n n n İhtilâl zamanında Fransa'dan kaçan asillere, topraklarını geri vermeye çalıştılar. Hâlbuki bu topraklar, şimdi halkın elindeydi. Bourbonlar tarafından hor görülen Napolyon'un "Büyük Ordusu"nun (Grande Armee) subayları ve askerleri, az bir maaşla terhis edilmişlerdi. Eski askerler, şimdi Napolyon dönemini arıyordu. Diğer taraftan Napolyon'a karşı birleşmiş olan Avrupa, Viyana Kongresi'nde çıkar çatışmaları ve anlaşmazlıklar içine düşmüştü. Yani hem dışarıdan ve hem de içeriden bakınca, şartlar gayet müsait görünüyordu. Napolyon, harekete geçmeye karar verdi. "Mukadderata karşı son kozunu oynamak üzere" gizlice Elbe adasından kaçtı ve 10 Mart 1815'te geldiği Lyon'da tekrar imparatorluğunu ilân etti. 20 Mart sabahı Tuileries Sarayı'na girdi. 53

n n n n n Napolyon, Fransa topraklarına ayak bastığından itibaren, halkın büyük sevgi

n n n n n Napolyon, Fransa topraklarına ayak bastığından itibaren, halkın büyük sevgi gösterileriyle karşılaştı. Askerleri ve halk, kendisini "Yaşasın imparator!" diye karşıladı. Paris'e, askerlerinin omuzları üstünde girdi. "Yaptığına onu pişman edeceğim" diyen XVIII. Louis, kurtuluşu kaçmakta buldu. Ne var ki bütün Avrupa, tekrar Napolyon'a karşı birleşmekte gecikmedi. Napolyon, Fransa'yı 1792 sınırları içinde tutacağını bildirdi ise de, Avrupa devletlerinin kendisine karşı birleşmesine engel olamadı. Avusturya, Rusya, Prusya ve İngiltere, Napolyon'u tanımadıklarını ilân ettiler. Napolyon, teşebbüslerinin sonuç vermediğini ve devletlerin tekrar savaşa hazırlandıklarını görünce, Avrupa'nın Yedinci Koalisyonu'na karşı askerî hazırlıklara başladı. İlk hareket eden Napolyon oldu. 54

n n n n n 14 Haziran 1815'te askerlerini Belçika'ya soktu. Müttefik kuvvetleri ile

n n n n n 14 Haziran 1815'te askerlerini Belçika'ya soktu. Müttefik kuvvetleri ile Napolyon'un askerleri, 18 Haziran 1815'te Waterloo'da (Lümsemburg'da) karşılaştılar. Müttefik kuvvetlerinin başında, İngiliz generali Wellington bulunuyordu. Prusyalı General Bluecher, savaşın en kritik anında Wellington'in yardımına gelince, Napolyon'un kuvvetleri ezildi. Bu defa artık her şey bitmişti. Napolyon'un ikinci imparatorluğu tam 100 gün sürmüştü. Waterloo'dan sonra, aynen Mısır'da yaptığı gibi, askerlerini bırakıp Amerika’ya kaçmak için Rochefort'a geldi. Amerika'ya kaçma fikri yakınlarından geliyordu. Fakat Amerika'ya gidip gitmemekte tereddüt gösterince, İngilizler tarafından yakalandı. 2 Ağustos 1815'te Müttefikler arasında Paris'te imzalanan bir anlaşma ile, Napolyon'a "esir" muamelesinin yapılmasına ve korunması görevinin İngiltere'ye bırakılmasına karar verildi. 55

56

56

n n n n n Yine bu anlaşma ile Napolyon, İngiltere'nin tespit edeceği bir

n n n n n Yine bu anlaşma ile Napolyon, İngiltere'nin tespit edeceği bir yerde gözetim altında tutulacaktı. Napolyon, Afrika'nın Gine Körfezi açıklarındaki küçük Saint. Helene adasına sürüldü. 5 Mayıs 1821'de yine Saint-Helene'de kanserden öldü. Ölmeden bir süre önce vasiyetini yazdırırken, kemiklerini Fransa'ya emanet ettiğini söylemişti. Bu yüzden kemikleri, 1841'de Paris'e taşınmıştır. Napolyon'un Sainte-Helene'e sürülmesinden sonra Fransa, Müttefiklerle ikinci defa barış antlaşması imzalamak zorunda kaldı. 20 Kasım 1815'te Avusturya, Rusya, Prusya ve İngiltere arasında imzalanan barış antlaşmansa göre Fransa, bu kez 1790 sınırlarına çekiliyordu. Yine bu antlaşma ile Fransa, beş yılda 700 milyon Frank savaş teminatı ödeyecekti. Kuzey Fransa, bu süre içinde Müttefiklerin işgali altında kalacaktı. 57

58

58