III AVRUPA EKONOMK TOPLULUU YAPISI VE KURUMLARI 1

  • Slides: 31
Download presentation
III- AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU, YAPISI VE KURUMLARI 1

III- AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU, YAPISI VE KURUMLARI 1

ROMA ANTLAŞMALARI: AET VE EURATOM n n n n n AKÇT Antlaşması, hiç şüphe

ROMA ANTLAŞMALARI: AET VE EURATOM n n n n n AKÇT Antlaşması, hiç şüphe yok ki başarıyla uygulanmıştır. Uygulamadaki bu başarı da, üye devletleri daha fazla entegrasyon için cesaretlendirmiştir. Bu anlamda da AKÇT, Roma Antlaşmalarına giden yolu açmıştır. AKÇT’ye ülkeler 1955’te Messina Konferansı’nda, daha geniş kapsamlı bir Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) kurulmasını benimsediler. Komite, Batı Avrupa'da öncelikle ekonomik entegrasyonu gerçekleştirecek yeni bir Topluluğun kurulması konusundaki çalışmalarını bir yıl içinde tamamlamıştır. Roma Antlaşmaları, esas olarak AET ve EURATOM antlaşmalarından oluşmaktadır. Bunlar hukuki açıdan ayrı kuruluşlar olmakla birlikte, siyasal yönden "tek bir kuruluş niteliğinde"dirler. Hepsi birden Avrupa Topluluğu olarak bilinmektedir. Bu anlaşmalar, 1957 yılının Mart ayında Roma'da bir araya gelen, AKÇT üyesi altı Avrupa ülkesi tarafından imzalanmıştır. 2

Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) Antlaşması n n n AET Antlaşması, Paris Antlaşması'na oldukça benzer

Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) Antlaşması n n n AET Antlaşması, Paris Antlaşması'na oldukça benzer bir yaklaşım üzerine inşa edilmiştir. AET Antlaşmasının 2. Maddesinde Topluluğun amacı şu şekilde açıklanmıştır: “üye ülkeler arasında Topluluk yoluyla ekonomik faaliyetlerin uyumlu bir biçimde geliştirilmesi, sürekli ve dengeli bir genişleme, istikrarı artırma, yaşam standartlarının hızla yükseltilmesi ve daha yakın ilişkilerin desteklenmesi”. Antlaşmaya taraf devletler, kendi aralarında bu amaçları gerçekleştirmeleri için tarife dışı olanlar da dahil tüm gümrük vergileri ve diğer engelleri ortadan kaldırmayı benimsemişlerdir. Ayrıca kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımını sağlamayı, ortak bir gümrük tarifesi ile yine ortak bir ticaret politikası oluşturmayı da kabul etmişlerdir. 3

Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) n n n Euratom, atom enerjisinin sanayi ve enerji

Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) n n n Euratom, atom enerjisinin sanayi ve enerji üretiminde barışçı amaçlar için kullanılmasını amaçlamıştır. Topluluğu kuran ülkeler, o tarihlerde enerji ihtiyaçlarını atom enerjisini kullanarak gidermeyi düşünmüşlerdir. Özellikle 1956 yılında patlak veren Mısır-İsrail Savaşı ve ardından İngiltere ve Fransa'nın Süveyş Kanalına müdahale etmesiyle başlayan buhran döneminde, Ortadoğu'dan Avrupa'ya petrol ikmali önemli ölçüde aksamıştır. Bu durum, petrole bağımlılığın azaltılması ve diğer enerji kaynaklarının devreye sokulması konusunda o dönemde Avrupa'da önemli çabaların harcanmasına yol açmıştır. Bu gelişmelerin ürünü olan EURATOM, daha sonra petrolün Afrika'nın güneyinden dev tankerler ile taşınması ve fiyatlarda da 1970'li yıllara kadar önemli artış olmaması üzerine diğer iki Avrupa Topluluğu kadar gelişme gösterememiştir. 4

AET’nin Yapısı n n n AET'nin kurumsal ve fonksiyonel yapısı, diğer başka uluslararası örgütlerde

AET’nin Yapısı n n n AET'nin kurumsal ve fonksiyonel yapısı, diğer başka uluslararası örgütlerde de olduğu gibi, üyelik esasına göre biçimlendirilmişti. Diğer ilişki türleri ise hem varlıklarını ve hem de meşruiyetlerini üyelik kurumuna borçluydular. AKÇT'den başlayarak günümüze kadar ortaya çıkmış olan bütün yasal metinler, özünde üyelik ve üyelerle ilgilidir. Dolayısıyla Roma Antlaşmaları'nda da üyelik konusu üzerinde hassasiyetle durulmuş, kurucu üyeler bir yana, sonradan üye olmak isteyeceklerin vasıfları da belirlenmeye çalışılmıştır. Özellikle Topluluğun başlangıç yıllarında, “Altı”lar arasındaki ortalığı korumak ve kurumsal gelişimi sağlamak için, sosyal, ekonomik ve politik yapıları birbirine benzer ülkelerden oluşan, mümkün olduğunca homojen nitelikli birlik oluşturulmaya çalışılmıştır. 5

AET’nin Dışa Açılım Kriterleri n n n AET Antlaşması, kapalı bir sistem de yaratmış

AET’nin Dışa Açılım Kriterleri n n n AET Antlaşması, kapalı bir sistem de yaratmış değildir. Ancak Topluluğun dış dünyaya açılımı belli kurallar, ilkeler ve prosedürlere bağlanmıştır. İlke olarak AET Antlaşması, "Avrupalı" olup da "Topluluğa katılma arzusunda olan tüm ülkelere" üyelik kapısını açık tutmuştur. Topluluğun amacı, her hangi bir ülke ayrımı yapmaksızın, "Avrupa halkları arasında daha yakın birliğin temellerini atmak" olarak ilan edilmiştir. Bunun için de kurucu üyeler, "ideallerini paylaşan diğer Avrupalı halkları da kendi çabalarına destek olmaya çağırmayı" ihmal etmemişlerdir. Bu yüzden Anlaşmanın 237. maddesinde üyelik kapısı, tüm Avrupalılara açılmış, "herhangi bir Avrupalı devletin Topluluğa üye olmak için başvurabileceği" beyan edilmiştir. 6

n n n n "Avrupalı olmak" şartı başlangıçta pek de problem yaratmamıştı. Ancak önce

n n n n "Avrupalı olmak" şartı başlangıçta pek de problem yaratmamıştı. Ancak önce üyelerin sayısının artması, sonra da özellikle de Soğuk Savaş'ın belirlediği sınırların yok olması ile bu şartın neyi ifade ettiği ciddi bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Başlangıç yılları itibarıyla konu dikkate alınacaksa, "Avrupalı olmak" şartı ile liberal-demokratik ve Batı bloğu ideallerini paylaşan devletlerin kastedildiği açıktır. Kavram olarak "Avrupa"nın bir kıtayı anlattığı, AET bağlamında da, bunun coğrafi bir alanla sınırlı olduğu varsayılmaktaydı. Dolayısıyla Avrupalılığa ilişkin tartışma, ilk olarak Yunanistan ve Türkiye gibi Batı Avrupa dışı ülkelerin başvurusuyla gündeme gelecektir. Tabi ki Savaş sayesinde, bu ülkelerin de Avrupalı olduğu en azından üstü kapalı bir biçimde kabul edilecekti. Kısaca 1957'de imzalanan AET Antlaşması'nda üyelik, teorik olarak, coğrafi anlamda Avrupalı olan her devlete açıktır. 7

AET İlişkilerinde Alternatif İşbirliği: Ticaret ve Ortaklık n n n Üyelik, Topluluk ile yakın

AET İlişkilerinde Alternatif İşbirliği: Ticaret ve Ortaklık n n n Üyelik, Topluluk ile yakın ilişkiler kurmanın tek yolu olarak da düzenlenmiş değildir. Üyeliğe, sadece Avrupalı devletler başvurabilecektir. Fakat buna ilaveten, dış dünya ile Topluluk arasında Roma Antlaşmaları'nda belirtildiği şekilde, ticaret anlaşmaları yoluyla da daimi bağların kurulabileceği öngörülmüştür. Bu bağlamda üçüncü ülkelerle ticarete, özel bir önem atfedilmiştir. Ticaret anlaşmalarının yapılması da dahil konuya ilişkin genel hükümler, "Ticaret Politikaları" başlığı altında ele alınmıştır. Bir anlamda, dünyanın en büyük pazarlarından birini kuran Altılar, ticaret anlaşmaları yoluyla kendilerini doğal olarak dünyaya da açmayı hedeflemişlerdir. 8

n n n Topluluk, üçüncü ülkeler veya uluslararası örgütlerle daha özel ilişkiler kurmak amacıyla,

n n n Topluluk, üçüncü ülkeler veya uluslararası örgütlerle daha özel ilişkiler kurmak amacıyla, ortaklık adı altında bir başka yol daha açmıştı. 238. Madde'de ortaklık, şöyle tanımlanmıştır: Topluluğun üçüncü bir ülkeyle, bir devletler birliğiyle veya uluslararası bir organizasyonla, karşılıklı haklar ve yükümlülükler temelinde, ortak harekete dayanan ve özel prosedürler içeren anlaşmalarıyla oluşturduğu bir ilişki biçimi. Madde'den açıkça anlaşılacağı gibi ortaklık, bir katılım değildi. Daha çok ticaret anlaşmalarına benzemekteydi. 9

AET’NİN KURUMLARI ve YÖNETİMİ n n n Devletlerin ya da yönetimsel sistemlerin varoluşundan bugüne

AET’NİN KURUMLARI ve YÖNETİMİ n n n Devletlerin ya da yönetimsel sistemlerin varoluşundan bugüne kadar gücün/iktidarın paylaşımı konusu tartışılagelmiştir. Günümüzün yaygın yönetim sistemine (demokratik) kadar, din temelli (teokratik), kişi temelli (monarşi) ve aile temelli (oligarşi) yapılar var olmuştur. Demokratik yönetim yapısının var olmadığı üçüncü dünya ülkelerinde bu tür yönetim biçimlerinin varlığı hala devam etmektedir. AT, üye devletlerin kendisine verdiği yetkileri, ne ulusal ne de uluslararası düzeyde bir benzeri olmayan kurumları aracılığı ile kullanır. Başarılı bir uluslarüstü bir örgüt olan AT, kuruluşundan itibaren bu niteliğini geliştirerek değiştirmiştir. 10

n n n n Bu değişimdeki en önemli adımlardan biri de, üye devletlerin egemenlik

n n n n Bu değişimdeki en önemli adımlardan biri de, üye devletlerin egemenlik haklarında olmuştur. Üye devletlerin egemenlik haklarını AT organlarına devretmesi temelinde bir yapılanmaya gidilmiştir. Uluslarüstü yöntemle oluşturulmuş bu iktidar, devletlerin üzerinde yer almaktadır. Bu iktidarın organları vasıtasıyla ürettiği hukuk, egemenliğinin somut görünümüdür. Siyasal birlik hedefine ulaşmanın yolu, yetki devinden geçmektedir. Devredilen yetkileri kullanacak organların özerk ve devletten bağımsız olmaları, sistemin iyi işlemesi için gereken temel koşullardandır. AB’nin kurumları devlet yapısında olduğu gibi yasama, yürütme ve yargı işlemlerini yerine getirmektedir. Birlik organları, Parlamento, birliğin temel yapısını teşkil eden Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi (Avrupa Zirvesi), Bakanlar Konseyi, Komisyon, Avrupa Birliği Adalet Divanı, Sayıştay gibi yardımcı kurumlardan oluşmaktadır. 11

12

12

Avrupa Birliği Zirvesi (İstişare Organı) n n n n Avrupa Birliği Zirvesi, Avrupa Birliği’ne

Avrupa Birliği Zirvesi (İstişare Organı) n n n n Avrupa Birliği Zirvesi, Avrupa Birliği’ne üye devletlerin başbakanları veya devlet başkanları ile Avrupa Birliği Zirvesi Başkanı ve Avrupa Komisyonu Başkanı’nın katılımı ile meydana gelir. 1974 yılından beri toplanan ve “Zirve” olarak adlandırılan söz konusu toplantılar, yılda dört kez gerçekleştirilir. Zirve, Birliğin gelişmesi ve Avrupa’nın bütünleşmesi doğrultusunda öncelikleri ve temel politikaları belirleyen kararlar alır. Avrupa Birliği Zirvesi’nin herhangi bir yasama yetkisi yoktur. Buna rağmen, AB üyesi tüm devletlerin en üst düzey yetkililerinin bir araya geldiği ve temel politikaları belirlediği kurum olmasından dolayı siyasi bir ağırlık ve yönlendirme gücü taşır. Çoğu durumda uzlaşıyla, istisna olarak nitelikli çoğunlukla karar alır. Zirveye, üye devletler tarafından 2, 5 yıllığına atanan ve görev süresi bir defa uzatılabilecek olan AB Zirvesi Başkanı başkanlık eder. 13

n n Zirve Başkanı, Birlik Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi’nin yetkileri saklı kalmak

n n Zirve Başkanı, Birlik Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi’nin yetkileri saklı kalmak kaydıyla, Birliği uluslararası alanda temsil etmekle görevlidir. Zirve Başkanı, aynı anda herhangi bir ulusal görevde bulunamaz. Zirvelerden sonra açıklanan sonuç bildirgeleri (communiqe’ler) AB’nin diğer kurumlarını yönlendirmenin yanında bağlayıcı niteliğe sahiptir. Zirvelerin amaçları: AB’nin kendi içindeki entegrasyonunda varılacak genel nitelikli siyasi hedefleri saptamak, politik ve ekonomik konularda birlik kurumlarına rehberlik etmek, belirlenen yeni faaliyet alanlarında işbirliğini sağlamak, gerek birlik içi gerekse birik dışı ilişkilerde birliğin ortak tavrını belirlenmesini sağlamak olarak özetlenebilir. 14

Avrupa Parlamentosu (Yasama Organı) n n n Sistem içinde yer alan ülkeler; ekonomik, ortak

Avrupa Parlamentosu (Yasama Organı) n n n Sistem içinde yer alan ülkeler; ekonomik, ortak güvenlik, ulaşım, ticaret ve sosyal bütünleşmesine yönelik haklarını, Avrupa Parlamentosu’na devretmişlerdir. Bu alanlarla ilgili kararlar, üye ülkelerin nüfus oranına bağlı olarak oluşturulan tek merkezden, Avrupa Parlamentosu’ndan çıkmaktadır. Burada, ulusal yönetimler kendi kamuoylarını da ikna ederek kendi ülkelerini etkileyen genel kararların alınması için kendi güçlerinden vazgeçmişlerdir. Bu durum kıta Avrupası’nın geleceği ve birliğin sağlıklı bir şekilde devam etmesi açısından önemlidir. Avrupa Parlamentosu, AB kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen organdır. AB üyesi devletlerin vatandaşları olan Avrupa vatandaşları, beş yılda bir yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanabilirler. 15

n n n n AB Parlamentosu, AB içinde Konsey ve Komisyon arasında paylaşılmış olan

n n n n AB Parlamentosu, AB içinde Konsey ve Komisyon arasında paylaşılmış olan özellikle yürütme yetkilerinin kullanılmasının demokratik olarak denetlenmesi amacıyla kurulmuştur. Başlangıçta “Avrupa Parlamenter Meclisi” olarak adlandırılırken 1962 yılında “Avrupa Parlamentosu” adını almıştır. AP, AB halklarının demokratik siyasi iradesini temsil eder. Öncelikli amaçlar, kanun yapmak, bütçeyi kontrol etmek ve yürütme erkini denetlemektir. Avrupa Parlamentosu, bu yetkisini Konsey ile birlikte paylaşır. Üye devletleri bağlayacak hukuki düzenlemelerin kabul edilebilmesi, genel kural olarak hem Avrupa Parlamentosu hem de Konsey’in onayı ile mümkün olur. Dış politika gibi konularda ise sadece danışma organı niteliğindedir. Avrupa Birliği bütçesini Konsey ile birlikte yapan Avrupa Parlamentosu’nun diğer Avrupa Birliği kurumları üzerinde siyasi denetim yetkisi vardır. 16

Faaliyetlerini Strazburg, Lüksemburg ve Brüksel’de yürüten Avrupa Parlamentosu. 17

Faaliyetlerini Strazburg, Lüksemburg ve Brüksel’de yürüten Avrupa Parlamentosu. 17

n n Avrupa Parlamentosu, üye devlet vatandaşlarının demokratik menfaatlerini ve siyasi görüşlerini temsil eden

n n Avrupa Parlamentosu, üye devlet vatandaşlarının demokratik menfaatlerini ve siyasi görüşlerini temsil eden bir organdır. Bundan dolayı Avrupa Parlamentosu’nda üyeler, ulusal değil, siyasi görüşlerine göre mensubu oldukları ülkelerden bağımsız gruplar oluştururlar. 18

Hangi üye devletin kaç parlamenter ile temsil edileceği, üye devletlerin nüfuslarına göre tespit edilmektedir.

Hangi üye devletin kaç parlamenter ile temsil edileceği, üye devletlerin nüfuslarına göre tespit edilmektedir. Üye Devlet Nüfusu (milyon) Mevcut Durum 2014 Sonrası Almanya 82. 5 99 95 Fransa 65. 1 72 74 Birleşik Krallık 63. 1 72 73 İtalya 58. 7 72 73 İspanya 47. 0 50 54 Polonya 38. 5 50 51 Romanya 20. 1 33 33 Hollanda 16. 7 25 26 Belçika 11. 1 22 22 Çek Cumhuriyeti 10. 5 22 22 Yunanistan 11. 0 22 22 Macaristan 10. 1 22 22 Portekiz 10. 6 22 22 İsveç 9. 5 18 20 Avusturya 8. 4 17 19 19

Üye Devlet Nüfusu (Milyon) Mevcut Durum 2014 Sonrası… Bulgaristan 7. 5 17 18 Danimarka

Üye Devlet Nüfusu (Milyon) Mevcut Durum 2014 Sonrası… Bulgaristan 7. 5 17 18 Danimarka 5. 4 13 13 Finlandiya 5. 2 13 13 Slovakya 5. 4 13 13 İrlanda 4. 5 12 12 Litvanya 3. 0 12 12 Letonya 2. 3 8 9 Slovenya 2. 0 7 8 Estonya 1. 4 6 6 Lüksemburg 0. 5 6 6 GKRY 0. 7 6 6 Malta 0. 4 5 6 Toplam ----- 736 751 Aday Ülke Türkiye 79. 8 Almanya-İngiltere arasında bir yer 20

n n n Parlamento, Komisyon’a sözlü ve yazılı soru sorabilir, soruşturma komiteleri kurabilir, şikayet

n n n Parlamento, Komisyon’a sözlü ve yazılı soru sorabilir, soruşturma komiteleri kurabilir, şikayet dilekçesi kabul edebilir. Güvensizlik oyu ve 2/3 çoğunlukla heyet halinde istifaya zorlayabilir. Komisyon Başkanı’nın ve heyet halinde Komisyon’un göreve atanmasında da güvenoyu aranır. Son Parlamento seçimi, 2014 yılında yapılmıştır. Parlamento, daha önce Avrupa Birliği’ne üye 28 devletin toplamda 736 temsilcisinden oluşmaktaydı. Bu rakam, 2014 seçimleri sonrası 750 üye ve bir Başkanı içerecek şekilde 751 olarak belirlendi. Parlamento Genel Kurulu kural olarak Strazburg’da toplanır. Parlamento’nun siyasi grupları ve komiteleri Brüksel’de toplanır. Sekretaryası ise Lüksemburg’dadır. Parlamento’ya görüşülmek üzere gelen konular, öncelikle farklı görev alanlarına sahip 24 adet komiteden konuyla ilgili olanında tartışılır. Ulaşılan sonuç, bir raporla Genel Kurul’a sunulur. 21

AB Konseyi (Karar Organı) n n n n AB’nin ana karar verme kuruluşu Konsey,

AB Konseyi (Karar Organı) n n n n AB’nin ana karar verme kuruluşu Konsey, üyesi devletlerin hükümetlerinde görev yapan bakanlardan oluşan bir organdır. Konsey, Avrupa Birliği içinde üye devletlerin ulusal çıkarlarının temsil edildiği organdır. Konsey, birliğe bağlı ülkeleri temsil eder ve toplantılarına her ülkeden en az bir bakan katılır. Katılımcı bakanın kim olacağı, konseyin gündem maddelerine bağlıdır. Örneğin gündemde sosyal politika varsa, Konsey’e her ülkenin çalışma ve sosyal güvenlikten sorumlu bakanları, tarımsal konular ele alınacaksa tarım bakanları katılır. Konsey’e katılan her bakan kendi hükümeti adına tam yetkilidir. Yani bir bakanın imzaladığı belge, o hükümet için bağlayıcıdır. Eğer gündem, dışişleri veya yeni bir ülkenin birliğe katılması gibi büyük önem taşıyan bir konu ise, devlet başkanları ya da başbakanlar konseye katılabilir. 22

n n n n Konsey başkanlığı 18 aylık süre için görev yapacak 3 üye

n n n n Konsey başkanlığı 18 aylık süre için görev yapacak 3 üye devletten oluşan, devamlılığı ve tutarlılığı sağlayacak takımlarca yürütülür. Böylece Başkanlık, 6 aylık dönemlerle üyeler arasında el değiştirir. Konsey’e çalışmalarında yardımcı olmak üzere üye devletlerin Birlik nezdindeki Büyükelçilerinden oluşan Daimi Temsilciler Komitesi gibi çeşitli komiteler ve çalışma grupları mevcuttur. Birçok konuda tüm üye devletleri bağlayan yasal düzenlemeleri kabul etme yetkisini Avrupa Parlamentosu ile paylaşan Konsey, yine Avrupa Parlamentosu ile birlikte bütçeyi onaylar. Konsey, üye devletlerin ekonomik politikaları arasındaki uyumu sağlar. Birliğin Ortak Dış ve Güvenlik politikası alanına yönelik politikalarının belirlenmesinde, AB Zirvesi ile birlikte yetkilidir. Bunun yanında Konsey, Avrupa Birliği adına üçüncü ülkeler ve uluslararası örgütlerle uluslararası anlaşmalar imzalar. 23

n n n Konsey, oybirliği, oy çokluğu ve nitelikli çoğunluk çerçevesinde karar almaktadır. Fakat

n n n Konsey, oybirliği, oy çokluğu ve nitelikli çoğunluk çerçevesinde karar almaktadır. Fakat Lizbon Antlaşması sonrasında esas oylama usulü, nitelikli çoğunluk olarak düzenlenmiştir. Konsey’de kararların çoğu, her üye ülkenin nüfusu oranında oy ağırlığına sahip olduğu nitelikli çoğunluk ile alınır. Bu yöntemle karar alınması için gerekli oyların toplamı, üye devletlerin çoğunluğunu ve AB toplam nüfusunun %62’sini temsil etmelidir. Halihazırda nitelikli çoğunlukla karar alınması için gerekli oyların toplamı, toplam oyların %71. 26’sını oluştururken, Nice Antlaşması uyarınca bu oran 27 üye devlet durumunda %74’e çıkmaktadır. Ancak vergilendirme, dışişleri ve savunma politikası gibi hassas alanlarda oybirliği ile karar alınması gerekmemektedir. 24

25

25

Avrupa Komisyonu (Yürütme Organı) n n n n Avrupa Komisyonu, AB’nin yürütme organı olarak

Avrupa Komisyonu (Yürütme Organı) n n n n Avrupa Komisyonu, AB’nin yürütme organı olarak bağımsız bir hükümet gibi çalışmaktadır. Yürüte organı olarak AB’nin bütün eylemleri Komisyon’la başlamakta ve Komisyon’la sonuçlanmaktadır. Komisyon, yasama sürecini başlatan, ayrıca Birliğin yürütme organı olarak AB müktesebatını, bütçeyi ve programları uygulamaktan ve idari denetimden sorumlu kurumdur. Avrupa Komisyonu, “komiser” denilen her üye devletten bir kişinin yer aldığı 28 üyeden oluşur. Her komiser, bir veya daha fazla AB politikasının yürütülmesinden sorumludur. Komisyon, adeta bir Bakanlar Kurulu gibi faaliyet gösterir. Komisyon’da komiserlerin yanı sıra, Avrupa Birliği görevlilerinden oluşan 25. 000 kişilik bir idari teşkilat da mevcuttur. 26

n n n Komisyon bünyesinde, herhangi bir konuda idari düzenlemelerin yapıldığı idari yönetim birimleri

n n n Komisyon bünyesinde, herhangi bir konuda idari düzenlemelerin yapıldığı idari yönetim birimleri olan Genel Müdürlükler bulunur. Her Genel Müdürlük, çalışmalarının siyasi ve yönetim sorumluluğunu üstlenen Komisere karşı sorumlu bir Genel Müdür tarafından yönetilir. Genel Müdürlükle, müdürlüklere (direktörlük), müdürlükler bölüm ya da birimlere, bölüm ya da birimler ise, masa şefliklerine ayrılmıştır. Her masada, masanın ilgili konusuna uygun sayıda uzman bulunur. Komiserler Avrupa Birliği üyesi devletlerin vatandaşları olmalarına ve bu devletler tarafından atanmalarına karşın kendi ülkelerinin menfaatlerini değil Birliğin genel menfaatlerini korumak durumundadır. Komisyon, sorumluluklarını yerine getirirken bağımsız hareket eder ve üye devletlerden ya da herhangi bir kurumdan veya makamdan talimat almaz. 27

n n n Komisyon, görev süresi boyunca üye devlet hükümetlerince görevden alınamaz. Komisyon’un merkezi

n n n Komisyon, görev süresi boyunca üye devlet hükümetlerince görevden alınamaz. Komisyon’un merkezi Brüksel’dedir. Avrupa Birliği üyesi devletlerden bağımsız bir niteliğe sahip olan Komisyon, Birliğin yürütme organı konumundadır. Bu doğrultuda Birliğin bütçesini ve politikalarını uygulayan Komisyon, AB hukukunun uygulanmasının idari bakımdan gözetilmesi görevini de üstlenmiştir. AB hukukunu ihlal ettiği iddiasıyla üye devletleri Avrupa Birliği Adalet Divanı önünde dava edebilir. Komisyon’un bir diğer önemli görevi ise yasama organını oluşturan Avrupa Parlamentosu ve Konsey’e sunduğu yasama ya da karar önerileri ile yasama sürecini başlatmasıdır. 28

Avrupa Birliği Adalet Divanı (Anayasa Mahkemesi) n n n Avrupa Birliği’nin yargı organı olan

Avrupa Birliği Adalet Divanı (Anayasa Mahkemesi) n n n Avrupa Birliği’nin yargı organı olan Avrupa Birliği Adalet Divanı, Lüksemburg’da faaliyet göstermektedir. Bu Divan, Genel Mahkeme ve uzmanlık mahkemeleri olmak üzere üçlü bir yapıdan oluşur. Adalet Divanı’nın temel amacı, Avrupa Birliği hukukunun Avrupa Birliği içerisinde her yerde aynı şekilde yorumlanmasını ve uygulanmasını sağlamaktır. Divan, Birlik hukukunun yorumlanmasında ve uygulanmasında hukuka saygıyı sağlama, ulusal hukuk düzenleri ile AB hukuk düzeni arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi, hukuki denetim, yorum, uyuşmazlık çözme, hukuk yaratma ve boşluk doldurma işlevlerini yerine getirir. Divan, her üye devletten bir yargıçtan, Genel Mahkeme ise yine her üye devletten en az bir yargıç olmak üzere 28 yargıçtan oluşur. 29

n n Divan’a ve Genel Mahkeme’ye 8 adet Hukuk Sözcüsü, davalar hakkında görüş hazırlayarak

n n Divan’a ve Genel Mahkeme’ye 8 adet Hukuk Sözcüsü, davalar hakkında görüş hazırlayarak yardımcı olur. Yargıçlar, üye devlet hükümetlerinin mutabakatı ile altı yıl için atanırlar ve yeniden atanmaları mümkündür. Divan yargıçlarının bağımsızlıkları, statülerini düzenleyen çeşitli hükümler aracılığıyla güvence altına alınmıştır. Ayrıca Divan müzakereleri gizli olup açıklanmaz, kararlar oy çokluğuyla alınsa da tüm yargıçlar tarafından imzalanır ve karşı oylar açıklanmaz. 30

Avrupa Sayıştayı (Denetleme Organı) n n n Yardımcı organ konumundaki Avrupa Sayıştayı, Birliğin tüm

Avrupa Sayıştayı (Denetleme Organı) n n n Yardımcı organ konumundaki Avrupa Sayıştayı, Birliğin tüm gelir ve giderlerini inceler, işlemlerinin hukuka ve usule uygunluğunu temin eder. Sayıştay denetimi, gelir ve giderlerin hukuka uygunluğu ile düzenliliğini ve iyi bir mali idareyi sağlamaya yöneliktir. Avrupa Sayıştayı her bir üye devletten birer üye olmak üzere 28 üyeden oluşmaktadır. Üyeler, Konsey tarafından Parlamento’ya danışıldıktan sonra, 6 yıllık bir süre için tayin edilir. Bu üyeler, kendi ülkelerinde denetim kurumlarında çalışan veya çalışmış ve bu görev için özel niteliğe sahip kişilerin arasından seçilir. Sayıştay üyelerinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı güvence altına alınmıştır. 31