AVRUPA BRL SOSYAL POLTKALARI EREVESNDE TRKYE AVRUPA BRL

AVRUPA BİRLİĞİ SOSYAL POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE

AVRUPA BİRLİĞİ SOSYAL POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE' DE : EĞİTİM Türkiye'nin sahip olduğu genç nüfus yapısı eğitimi en öncelikli alanlardan biri haline getirmektedir. AB’ye giriş sürecinde eğitim alanında daha fazla çaba göstermesi gerektiği vurgulanan Türkiye, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde eğitim ile ilgili çalışmalarını sürdürmektedir.

AB sürecinde Türkiye’de eğitim alanında atılan en önemli adım: ilköğretim 5 yıldan 8 yıla çıkarılmış ve yabancı dil dersi zorunlu ders haline gelmiştir. �Türkiye AB'ye aday ülke olarak Nisan 2004 'ten beri AB 'nin uyguladığı eğitim programlarına tam katılım sağlamaktadır. � 2012'de 12 yıllık zorunlu eğitime geçiş, okullaşma oranlarında daha fazla ilerleme kaydedilmesini sağlamıştır. 2014 -15 döneminde, çocukların %96'sı ilköğretime kayıt yaptırmış iken, %94'ü ortaokula kayıt yaptırmıştır

TEDP bünyesinde yürütülen çalışmalar ise : �İnşaat ve donanım çalışmaları �Müfradat yenilenmesi �Öğretmen yeterliliklerinin geliştirilmesi �Yaygın eğitimin desteklenmesi �Okulların yönetim kapasitesinin arttırılması Türkiye'nin 2016'da özellikle kız öğrenciler başta olmak üzere, eğitime katılımı tüm düzeylerde artırması ve okul terklerini azaltmaya yönelik etkili stratejiler oluşturması beklenmektedir.

AVRUPA BİRLİĞİ SOSYAL POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE' DE : SOSYAL DİYALOĞ-SOSYAL GÜVENLİK Sosyal Diyalog: �İlk olarak AB'ye uyum sürecinde 2001'de sosyal diyalog için bir zemin oluşturan Ekonomik ve Sosyal Konsey’in kuruluşu hakkında bir kanun çıkmıştır. �ESK'nin temel amacı, ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında toplumsal uzlaşma ve işbirliği sağlamak, sürekli ve kalıcı bir ortam yaratarak istişari mahiyette ortak görüş belirlemek olarak ifade edilebilir.

� 2002’de serbest bölgelerdeki grev, lokavt ve toplu pazarlığa ilişkin on yıllık yasak kaldırmıştır. � 2009'da 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kabul edilmesi AB tarafından ümit verici bir adım olarak görülmüştür. � 2016'da Türkiye'nin sendikaların toplu sözleşme yapmasına ilişkin çifte baraj yükümlülüğü gibi, etkin bir sosyal diyaloğun önündeki engelleri kaldırması gerekmektedir.

Sosyal Güvenlik: AB'nin değerlendirmesine göre sosyal güvenlik sistemimizin başlıca sorunları: genel makroekonomik dengesizliklerden kaynaklanan mali istikrarsızlık, kayıt dışı sektörün varlığı ve idari yapı ve yönetim problemleridir. Sosyal güvenlik alanında yapılan yenilikler Avrupa Birliği üyelik sürecinin çalışanlara sağladığı kazanımlar olarak görülebilir.

AVRUPA BİRLİĞİ SOSYAL POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE' DE: ULAŞTIRMA Türkiye, taşımacılık konusunda kısmen hazırlıklıdır. Geçtiğimiz yıl, başta sivil havacılık olmak üzere bu alanda bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Demiryolu sektöründe, mevzuat uyumu ve kurumsal uyum oldukça yetersizdir.

�AB müktesebatı doğrultusunda Türkiye'de karayolu sektörünün geliştirilmesi kapsamında 2005'te programlara başlanmıştır. � 2015'te Türkiye, Uluslararası Denizcilik Örgütünün tüm temel sözleşmelerine taraf olmak için çalışmalarını devam ettirmiştir. �AB'ye uyum sürecinde Demiryolu Taşımacılığı Eylem Planı kabul edilmiştir TCDD'nin yeniden yapılandırılması, liman ve demiryollarının yeniden düzenlenmesi ve demiryolu taşımacılığın rekabete açılması öncelikler arasında yer almaktadır.

AVRUPA BİRLİĞİ SOSYAL POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE'DE : TARIM Türkiye ile AB arasındaki tarım alanındaki ilişkilerin temeli, 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanan Ankara Anlaşması’na dayanmaktadır. AB’ye üyelik müzakerelerin sürecinde en kapsamlı ve hassas konu Türk tarımının Ortak Tarım Projesine uyumudur.

AB mevzuatlarına uyumlu olarak çıkarılan 12 temel kanun yürürlüğe konmuştur. Bunlar: � Organik Tarım Kanunu, � Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu, � Türkiye Ziraat Odaları Birliği Kanunu’nda Değişiklik Yapan Kanun, � Gıda Kanunu, � Bitki Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun, � Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk - Tarım Sigortaları Kanunu, � Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, � Tarım -Tohumculuk Kanunu � Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Kanunu, � T. C. Ziraat Bankası A. Ş. ve Tarım Kredi Kooperatifleri Tarafından Kullandırılan Grup Kredilerinden Doğan Kefaletin Sona Erdirilmesi Hakkında Kanun.

�AB’ye uyum sürecinde Türkiye’de Çiftlik Muhasebe Veri Ağı gibi bir veritabanının oluşturulması ile tarımsal işletmelerin ekonomik yapılarının belirlenmesi sağlanacak, böylece bölgesel ve ülkesel düzeyde tarımsal işletmelerin analizi mümkün olacaktır. �Ülkemizde organik tarım 1980’li yıllarda ihracat talebi ile başlamıştır. Müzakere sürecinde AB görüşü esas alınarak 2010 yılında “Organik Tarım Esaslarına İlişkin Yönetmelik” kabul edildi ve faaliyetler hız kazanmıştır. 2015 ilerleme raporunda ise organik tarımın esaslarına ve uygulanmasına ilişkin uygulama mevzuatı hazırlıklarının nihai aşamada olduğu belirtilmiştir

AB uyum kapsamında 2010 yılında ülkemizde başlanan iyi tarım uygulamalarının organik tarım gibi zorlayıcı şartlara sahip olmaması üreticiler için uyumu kolaylaştırmaktadır. Zirai ilaç kullanımına, insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyen kimyasal içeren ve bunun etiketlerde belirtildiği üretim modeline izin verilmektedir.

AVRUPA BİRLİĞİ SOSYAL POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE'DE : İŞ SAĞLIĞI -İŞ GÜVENLİĞi AB uyum sürecinde 2003'te İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu oluşturulabilmesi için zorunlu maddeler öngörülmüştür: � İşyerinde görülen işin sanayiden sayılması; İK’nun 3. maddesine göre, sanayiden sayılan işlerde faaliyet gösteren işyeri olması, � İşyerinde bir yıllık zaman dilimi içerisinde altı aydan fazla sürekli işlerin yapılması, � İşyerinde devamlı olarak en az elli işçi çalıştırılması; işçi niteliğine sahip olmayanlar bu sayıya dahil olmadığı gibi, aynı işverene bağlı birden çok işyeri bulunduğu hallerde, elliden fazla işçi çalıştıran her bir işyerinde ayrı İSGK kurulması gerekir.

AB 2015 ilerleme raporuna göre Türkiye, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 167 Sayılı inşaat işlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'ni ve 176 sayılı Maden işyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'ni onaylamıştır. Maden kazalarına yönelik daha katı tedbirler getiren, çok tehlikeli işyerlerinde işverenlerin iş sağlığı tedbirlerini güçlendirmelerini zorunlu kılan ve iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarını koruyan mevzuat kabul edilmiştir.

AVRUPA BİRLİĞİ SOSYAL POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE'DE : ÇOCUK İŞÇİ Çocuk işçiliği: Çocuklar için zihinsel, fiziksel, toplumsal ya da ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı işler, Okula düzenli devam etmelerini engelleyerek okuldan erken ayrılmalarına yol açacak işler olarak tanımlanmaktadır.

son verilerine göre Türkiye'de, birçoğu sağlıksız koşullarda çalışan 895 bin çocuk işçi bulunmaktadır.

�Kuruluşundan beri çocuk işçiliğini önemli bir konu olarak ele alan ILO 1992 -1993 yıllarından itibaren “Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Ulusal Programı”nı (IPEC) başlatmıştır. �AB’ye katılım sürecindeki Türkiye 1992 yılında çocuk işçiliği ile mücadele amacıyla IPEC programına katılmış ve program kapsamında çeşitli projeleri uygulamaya koymuştur.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) bünyesinde faaliyet gösteren Çalışan Çocuklar Bölümü, bünyesinde yürütülen projeler ise: Tarladan Okula Projesi Çocuk İşçiliği Konusunda Ulusal Kapasiteni Geliştirilmesi Doğrudan Eylem Projesi Türkiye’de Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Ortadan Kaldırılması Projesi

KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ: AYRIMCILIKLA MÜCADELE

Ayrımcılıkla mücadeleki amaçlar şunlardır ; Kadın ve erkekler için eşit ekonomik bağımsızlık Eşit değerdeki iş için eşit ücret Karar almada eşitlik Onur, haysiyet ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete son verilmesi Toplumsal cinsiyet eşitliğinin AB dışında da teşvik edilmesi

KÜRESEL CİNSİYET UÇURUMU RAPORU Raporda Türkiye ilgili satırbaşları şu şekilde: Ekonomik katılım ve fırsatlar açısından Türkiye 131. sırada yer alıyor. Kadınların işgücüne katılımında da 131. sırada yer alan Türkiye, ücret eşitliğinde ise 82. Sırada yer almaktadır. Rapora göre, Türkiye’de bir kadının kazandığı 1 ABD dolarına karşılık, aynı işi yapan bir erkek 2, 56 ABD doları kazanmaktadır.

İşgücüne kadınların yüzde 32, 20’si, erkeklerin yüzde 75, 6’sı katılmaktadır. 2014’te ekonomik katılım ve fırsat eşitliğinde 132. sırada olan Türkiye, eşit ücret kategorisinde 87; gelir eşitliğinde 120; kanun yapıcılar ve yöneticilerde eşit temsiliyette 11. sırada yer almıştı. Eğitimde cinsiyet eşitliği açısından Türkiye, 105. sırada yer almaktadır.

Kadınların okuryazarlık oranında 105. sırada yer alan Türkiye’nin sırası eğitim düzeyi yükseldikçe düşmektedir. İlköğretim seviyesinde 100. , ortaöğretimde 101. , yüksek öğretimde ise 100. sırada yer almaktadır. 2014’te eğitimde 105. sırada olan Türkiye, okuryazarlıkta 102. , ilköğretimde okullaşma oranında 103. , ikinci öğretimde 96. sırada yer almıştı. Siyasi güçlenmede Türkiye 105. sırada yer almaktadır

Mecliste kadın temsiliyetinde 86. sırada Bakanlık pozisyonlarında 139. sırada yer almaktadır. 2014’te siyasi güçlenmede 113. sırada yer alan Türkiye, parlamentoda kadın temsilinde 98; Bakanlar arasında kadın temsilinde 133. sırada yer almıştı.

TÜRKİYE’DE ENGELLİ GERÇEĞİ Günümüz Türkiye’sinde engelli profilini incelediğimizde, söz konusu sorunlar nedeniyle, engellilerin toplumla bütünleşme yönünde büyük sorunlar yaşadıkları görülmektedir. Adlandırmadan başlayarak, yaşamın pek çok alanına yayılan sorunlar, her geçen gün kartopu gibi büyüyerek, içinden çıkılmaz hale gelmiştir. Bu durum engelli bireylerin, toplumla işlevsel bir bütünlük içinde yaşamlarını da güçleştirmektedir.

Engellilerin en temel sorunlarının başında eğitim gelmektedir. Sonraki sorunlar ise şu şekildedir: Yoksulluk Rehabilitasyon Ulaşım, fiziksel çevre ve konut Erişilebilirlik/ulaşılabilirlik

1)Kamuya Ait Çevre Kuruluşları T. C. Çevre ve Orman Bakanlığı T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı T. C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Orman ve Su Bakanlığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

2)Vakıflar Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) Çevre Koruma ve Araştırma Vakfı (ÇEV-KOR) Türkiye Çevre Koruma Vakfı (TÜÇEV) Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) Çevre ve Kültür Değerlendirme Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL)

3)Sivil Toplum Örgütleri Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu (TÜRÇEK) Doğa ile Barış Derneği Deniz Temiz Derneği Kuş Araştırmaları Derneği

Keşfedildikten sonra gerçekleri anlamak kolaydır. Mühim olan keşfetmektir. (Galileo)

ENERJİ POLİTİKASI Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle enerji konusunda önemli bir role sahiptir.

Ülkemiz, çok boyutlu enerji stratejisi çerçevesinde, kaynak ülke ve güzergâh çeşitliliğine gidilmesini, enerji karışımında yenilenebilir enerjinin payını arttırırken, nükleer enerjiden de yararlanılmaya başlanılmasını, enerji verimliliğinin arttırılmasına yönelik çalışmalarda bulunulmasını ve Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunulmasını amaçlamaktadır.

VERGİ POLİTİKASI Vergilendirme, toplumun tüm kesimlerini doğrudan ve dolaylı olarak etkilemekte ve ilgilendirmektedir. Vergilendirme, aynı zamanda tasarrufu, ekonomik büyümeyi teşvik, gelir dağılımını düzeltme gibi diğer sosyal ve ekonomik amaçların da aracı olarak kullanılmaktadır

BALIKÇILIK POLİTİKASI Üç tarafı denizlerle çevrili önemli bir potansiyele sahip olan Türkiye’de gerek nüfusun beslenmesi gerek gelir kazandırıcı bir faaliyet olması nedeniyle balıkçılık ihmal edilmemesi gereken bir sektördür Öte yandan, Türkiye, AB’nin ortak politikalarından biri olan balıkçılık politikasına uyum sağlarken, AB’nin de Türkiye’yi teknik ve mali açıdan desteklemesi gerekmektedir. Türkiye’de balıkçılık faaliyetleri 1971 yılında yürürlüğe giren 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu çerçevesinde yürütülmektedir.

AB’ye giriş sürecini ortaya koyan bir karikatürle , slaytımıza son veriyoruz. Bizi dinlediğiniz için TEŞEKKÜRLER.