HK YE CUMHURYET DNEM TRK HK YES 1960

  • Slides: 17
Download presentation
HİK YE CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK HİK YESİ (1960 SONRASI)

HİK YE CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK HİK YESİ (1960 SONRASI)

1960 Sonrası Türk Hikayeciliğinin Genel Özellikleri Cumhuriyet Dönemi’nde hızlanan hikayecilik faaliyetleri 1960 sonrasında da

1960 Sonrası Türk Hikayeciliğinin Genel Özellikleri Cumhuriyet Dönemi’nde hızlanan hikayecilik faaliyetleri 1960 sonrasında da devam etmiş, bu dönemden itibaren sadece hikaye alanında eserler yazan sanatçılar da ortaya çıkmıştır. Modern hayatın insan üzerindeki etkileri hikayelerde sıkça işlenmiştir. Bireyin yalnızlaşması, köyden kente göçün getirdiği sıkıntılar hikayelerde işlenen temalar arasında yerini almıştır. 60’lı yıllardan itibaren başlayan dış göç hareketi beraberinde «gurbet» kavramını da getirmiş, gurbetçilerin yaşadığı sıkıntılar da hikayelerde dile getirilmiştir.

1960 Sonrası Türk Hikayeciliğinin Genel Özellikleri Bu dönemde anlatma, gösterme, diyalog gibi klasik anlatım

1960 Sonrası Türk Hikayeciliğinin Genel Özellikleri Bu dönemde anlatma, gösterme, diyalog gibi klasik anlatım tekniklerinin yanına; bilinç akışı, iç diyalog, iç monolog, pastij gibi postmodern teknikler de eklenmiştir. 1960 sonrası hikayelerde Çehov ve Maupassant tarzının yanı sıra küçürek hikaye gibi yeni tarzlar da eklenmiştir. 1960 sonrası Türk hikayeciliğinin önemli isimleri şunlardır:

MUSTAFA KUTLU Mustafa Kutlu, 6 Mart 1947’de Erzincan’da doğdu. 1964 yılında Erzincan Lisesi’ni bitirdikten

MUSTAFA KUTLU Mustafa Kutlu, 6 Mart 1947’de Erzincan’da doğdu. 1964 yılında Erzincan Lisesi’ni bitirdikten sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümünden mezun oldu. Tunceli Lisesinde ve İstanbul’da Vefa Lisesinde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1990 yılında Dergâh dergisinin yayın yönetmeni oldu. Çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazdı, televizyonlara kültür sanat programları hazırladı.

Mustafa Kutlu’nun Hikayeciliği İlk hikâyelerinde romantik bir Anadoluculuk izledi. Daha sonra bireycilikten toplumculuğa geçti

Mustafa Kutlu’nun Hikayeciliği İlk hikâyelerinde romantik bir Anadoluculuk izledi. Daha sonra bireycilikten toplumculuğa geçti ve bu hikâyelerinde daha çok, köy ve kasaba insanlarının günlük endişelerini ve sevinçlerini konu aldı. Köy-kent ikilemini gündeme getirerek yaşanan sorunların nedenlerini köy-kent karşıtlığı üzerine bina etti. Daha sonraki hikâyelerinde ise sanayileşmenin ve modern ticari hayatın getirdiği para hırsı, zengin olma arzusu, tüketim çılgınlığı gibi sorunlara eğildi.

Mustafa Kutlu’nun Hikâyeciliği İslami bir yorumla aktardığı hikâyelerine Türk kültürüne ait duyarlılıkları yansıttı. Biçime

Mustafa Kutlu’nun Hikâyeciliği İslami bir yorumla aktardığı hikâyelerine Türk kültürüne ait duyarlılıkları yansıttı. Biçime ve ahenge çok önem veren Kutlu, eski edebiyatımızda görülen “kıssa” geleneğinin modern temsilcisi oldu. Hikâyelerinde romanesk (roman özelliği olan) denebilecek bir çatı kurdu. HİK YELERİ: Ortadaki Adam, Gönül İşi, Yokuşa Akan Sular, Yoksulluk İçimizde, Ya Tahammül Ya Sefer, Bu Böyledir, Sır, Rüzgârlı Pazar, Uzun Hikâye, Beyhude Ömrüm. . .

FÜRÜZAN Füruzan, 29 Ekim 1932 tarihinde İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta babasını kaybedince ailesi geçim

FÜRÜZAN Füruzan, 29 Ekim 1932 tarihinde İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta babasını kaybedince ailesi geçim sıkıntısı yaşadı. Bu nedenle ilkokuldan sonra öğrenim göremedi, kendini yetiştirdi. 1975 yılında Almanya’ya giderek bir sene burada kaldı. Almanya’da yaşayan gurbetçilerin yaşamını yakından izleme fırsatı buldu. Çağdaş Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından olan Füruzan’ın kitapları başta Almanca olmak üzere İtalyanca, İngilizce, Fransızca, Boşnakça, Bulgarca, Farsça gibi çeşitli dillere çevrilmiştir.

Fürüzan’ın Hikâyeciliği Çeşitli edebi türlerde eserler veren Füruzan hikayeci kimliğiyle ön plana çıktı. Ayrıntılarla

Fürüzan’ın Hikâyeciliği Çeşitli edebi türlerde eserler veren Füruzan hikayeci kimliğiyle ön plana çıktı. Ayrıntılarla beslediği canlı anlatımı, karakterleri işleyişindeki derinlikle dikkat çekti. “Parasız Yatılı” ile 1972 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanınca ünlendi. Bu ödülü alan ilk kadın yazar olarak tarihe geçti. Eserlerinde; düşmüş kadınlardan, kötü yola sürüklenen küçük kızların, çöküş sürecindeki burjuva ailelerden, yeni yaşama koşullarından bunalarak yurt özlemi çeken göçmenlerden söz etti. HİKAYELERİ: Parasız Yatılı, Kuşatma, Benim Sinemalarım, Gecenin Öteki Yüzü, Gül Mevsimidir

ADALET AĞAOĞLU Adalet Ağaoğlu, 13 Ekim 1929’da Ankara’da, dört çocuklu bir ailenin tek kızı

ADALET AĞAOĞLU Adalet Ağaoğlu, 13 Ekim 1929’da Ankara’da, dört çocuklu bir ailenin tek kızı olarak dünyaya geldi. Ortaöğrenimini Ankara Kız Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1950 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. 1951 -1970 yılları arasında TRT’de çeşitli görevlerde bulundu. 14 Temmuz 2020’de hayata gözlerini yumdu.

Adalet Ağaoğlu’nun Hikâyeciliği Öykülerinde doğa, toplum, zaman ilişkilerinin insanın iç dünyasındaki yansımalarını temel alarak

Adalet Ağaoğlu’nun Hikâyeciliği Öykülerinde doğa, toplum, zaman ilişkilerinin insanın iç dünyasındaki yansımalarını temel alarak yaşanan gerçekliği tüm boyutlarıyla irdelemiştir. Klasik anlatım yöntemlerinin yerine bilinç akışı, iç konuşma, geriye dönüş, çağrışım gibi modern teknikleri kullanmıştır. Kendine özgü anlatım biçimleri geliştirerek konu ile biçimin dengelendiği eserler vermiştir. HİKAYELERİ: Yüksek Gerilim, Sessizliğin İlk Sesi, Hadi Gidelim, Hayatı Savunma Biçimleri

OĞUZ ATAY Oğuz Atay, 12 Ekim 1934’te Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde doğdu. İlk ve orta

OĞUZ ATAY Oğuz Atay, 12 Ekim 1934’te Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da görmüş, 1957 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun olmuştur. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmıştır. 1971 yılında ise Tutunamayanlar ile edebiyat dünyasına girmiştir. 13 Aralık 1977’de, İstanbul’da hayatını kaybetmiştir.

Oğuz Atay’ın Hikâyeciliği Birçok türde eser veren sanatçı, eserlerinde toplum kurallarıyla çatışan aydınların iç

Oğuz Atay’ın Hikâyeciliği Birçok türde eser veren sanatçı, eserlerinde toplum kurallarıyla çatışan aydınların iç dünyasını işledi. İnce alay ve ironinin iç içe olduğu hikâyelerinde yalnızlık, isyan, iletişimsizlik, yabancılaşma, toplum eleştirisi gibi konuları ele aldı. Hikâyelerinde karamsar bir hava göze çarpar. Hikâye türündeki tek eseri “Korkuyu Beklerken”dir.

Küçürek Hikâye Çok kısa ve yoğun anlatımlı hikayelere “küçürek hikâye” adı verilir. Hikayenin bir

Küçürek Hikâye Çok kısa ve yoğun anlatımlı hikayelere “küçürek hikâye” adı verilir. Hikayenin bir alt türü olan küçürek hikaye; Türk edebiyatında minimal öykü, çok kısa öykü, öykücük, sımsıkı öykü, kısa kurmaca, küçük ölçekli kurmaca olarak da adlandırılır. Bu türün Türk edebiyatındaki öncüsü, varoluşçu felsefenin temsilcisi olan Ferit Edgü’dür. Onun dışında Sadık Yalsızuçanlar, Haydar Ergülen, Hulki Aktunç Tezer Özlü de bu tarz öykü yazarları içindedir.

Küçürek Hikâyenin Özellikleri Küçürek hikâyede az kelimeyle çok şeyler anlatmak gayesi güdülür. Bireysellik ön

Küçürek Hikâyenin Özellikleri Küçürek hikâyede az kelimeyle çok şeyler anlatmak gayesi güdülür. Bireysellik ön plandadır. Umutsuzluk, korku, yalnızlık/ yabancılaşma, bunaltı gibi temalara ağırlık verilir. Küçürek öykülerde şiirsel bir dil kullanılır. Amaç okuyucuyu şaşırtmak, öykünün başını ve sonunu okura bırakmak, sıradan duyguları etkili ve yoğun bir şekilde anlatmaktır.

FERİT EDGÜ Ferit Edgü, 24 Şubat 1936 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. İstanbul Güzel Sanatlar

FERİT EDGÜ Ferit Edgü, 24 Şubat 1936 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde eğitim görürken kazandığı bir sınavla önce Almanya’ya, oradan da Paris’e gitti. Askerliğini yedek subay öğretmen olarak Hakkâri’de yaptı. Burada geçirdiği süre Feri Edgü’yü derinden etkiledi. Ferit Edgü, günümüz Türk edebiyatının önde gelen yazarları arasındadır.

Ferit Edgü’nün Hikâyeciliği Yazın hayatına şiirle başlamış, daha sonra öyküye yönelmiştir. Varoluşçuluk” akımının etkisinde

Ferit Edgü’nün Hikâyeciliği Yazın hayatına şiirle başlamış, daha sonra öyküye yönelmiştir. Varoluşçuluk” akımının etkisinde kalmıştır. Edebiyatımızda minimal öykü türünün öncüsü ve en önemli temsilcisi oldu. Fantastik ya da düşsel gerçekçilik tarzını benimsediği öyküleriyle edebiyatımızda modernizmin temsilcileri arasında yer aldı. Felsefi bir boyutu olan anlatısını yalın ve özenli bir dil üstüne kurdu. 1979’da “Bir Gemide” adlı öykü kitabıyla Sait Faik Ödülü’nü aldı.

Ferit Edgü’nün Hikâyeciliği Minimal Hikâyeler Doğu Öyküleri Do Sesi Avara Kasnak Nijinski Öyküleri Yaralı

Ferit Edgü’nün Hikâyeciliği Minimal Hikâyeler Doğu Öyküleri Do Sesi Avara Kasnak Nijinski Öyküleri Yaralı Zaman Kaçkınlar Bozgun Av Bir Gemide Çığlık Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı Not: Bütün öyküleri “Leş” adı altında toplanmıştır.