DUYGU REGLASYONU PSIKOLOG KEMAL ZCAN LGL KAVRAMLAR DUYGU

  • Slides: 30
Download presentation
DUYGU REGÜLASYONU PSIKOLOG KEMAL ÖZCAN

DUYGU REGÜLASYONU PSIKOLOG KEMAL ÖZCAN

İLGİLİ KAVRAMLAR DUYGU, HİS, İÇGÖRÜ, DUYUM, DUYGULANIM, DUYGU DURUMU=MOOD, REGÜLASYON, BİLİNÇ, DUYGU DURUM BOZUKLUĞU

İLGİLİ KAVRAMLAR DUYGU, HİS, İÇGÖRÜ, DUYUM, DUYGULANIM, DUYGU DURUMU=MOOD, REGÜLASYON, BİLİNÇ, DUYGU DURUM BOZUKLUĞU DÜŞÜNCE, BORDERLİNE DAVRANIŞ, MİZAÇ FARKINDALIK, HEYECAN

 DUYGU=FEELİNG: Birine veya bir şeye yöneltilen güçlü his. Bilimsel literatüre göre, ‘’organizmanın içsel

DUYGU=FEELİNG: Birine veya bir şeye yöneltilen güçlü his. Bilimsel literatüre göre, ‘’organizmanın içsel ve dışsal uyaranlara verdiği koordine tepkiler bütünü (Lazarus, 1993) Farkına varılan bir hissin kuvvetlenerek, bilinçte ve bedende pozitif veya negatif genel bir uyarılmışlık hali oluşturması (Keçe, 2016) Kişinin yaşadığı ve andan ana değişebilen neşe, hüzün, keyif, korku, endişe gibi psişik yaşantılar. DUYUM=SENSATİON=HİS: Duyu organlarımız yoluyla beden alanı ya da dış çevreden toplanan uyarıcı (TDK, Ruh bilimleri sözlüğü) DUYGU DURUMU=MOOD: Bireyin bir süre belli bir duygulanım içinde bulunuşudur. Kişinin iç duygusal durumudur. Başkalarınca gözlenebilir, kendi tarafından anlatılabilir, yaygın ve kalıcı bir durumdur. Kişinin yaşantıladığı ruhsal enerji (Keçe, 2016) BİLİNÇ=ŞUUR=CONSCİENCE: Algı ve bilgilerin bellekte duru ve aydınlık olarak izlenme süreci (TDK). Şuur, bu bilgilerin nasıl değerlendirileceğinin bilinmesidir.

 DÜŞÜNCE=THİNKİNG: Karşılaştırmalar yapma, ayırma, birleştirme ve şekilleri kavrama sonucunda ulaşılan sonuca "düşünce denir

DÜŞÜNCE=THİNKİNG: Karşılaştırmalar yapma, ayırma, birleştirme ve şekilleri kavrama sonucunda ulaşılan sonuca "düşünce denir (C. Keçe) DAVRANIŞ=BEHAVİOR: Organizmanın uyaran karşısındaki tepkilerinin tümü. FARKINDALIK=MİNDFULNESS: Kendimizle temasa geçmek ve yaşamın her anının içeriğini değerlendirebilmek. Bir başka deyişle şu an ve şimdi olanı kabullenmek, olup biteni önyargısız bir şekilde anlamlandırabilmektir İÇGÖRÜ=İNSİGHT: Belirli bir nesne ya da durumun önem, anlam ve biçiminin ya da kullanılışının anlaşılır duruma gelmesi. DUYGULANIM=AFFECTİON: Bireyin olaylara, anılara, düşüncelere neşe, öfke, üzüntü, keder gibi duygusal tepkimelerle katılabilme yetisidir. Duyguların gözlenebilen, olay sırasındaki, kısa süreli duygusal dışavurumudur

 DUYGU DURUM BOZUKLUĞU: Herhangi bir duygulanımı uzun süreli olarak aşırı bir şekilde yaşama

DUYGU DURUM BOZUKLUĞU: Herhangi bir duygulanımı uzun süreli olarak aşırı bir şekilde yaşama ya da uygunsuz tepkilerde bulunma hali. Uygunsuz tepki, ortada belirgin bir neden yokken kişinin ağır ve uzun süreli bir üzüntüye veya coşkulu bir duruma girmesi. Ya da var olan durumun tersi bir duygulanım göstermesidir. Depresyon, bipolar bozukluk, distimik bozukluk… SINIR DURUMLAR, BORDERLİNE: Genç erişkinlik döneminde başlayan, kişilerle olan ilişkilerde, kendilik algısında ve duygulanımda tutarsızlıklar ve ani dürtüsel davranışlarla kendini gösteren bir kişilik örüntüsü. En belirgin özelliği duygu regülasyonunun hiç olmayışı ya da yetersiz oluşudur.

 MİZAÇ=HUY=TEMPERAMENT: Güçlü bir biyolojik temeli olan ve çocukluğun erken dönemlerinden itibaren kendini gösteren

MİZAÇ=HUY=TEMPERAMENT: Güçlü bir biyolojik temeli olan ve çocukluğun erken dönemlerinden itibaren kendini gösteren davranış özellikleri. HEYECAN=EMOTİONS: Mevcut duygulanıma eşlik eden otonom sinir sistemi belirtilerinin eşlik ettiği tablo. İRADE: Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, söz ve eylemlerin üstünde kontrol sahibi olma. REGÜLASYON=Düzenleme, ayarlama, fonksiyonel duruma getirme.

DUYGU GELİŞİMİ Duygular, insan hayatının merkezinde olmasına rağmen, fark edilmesi ve tanımlanması çok da

DUYGU GELİŞİMİ Duygular, insan hayatının merkezinde olmasına rağmen, fark edilmesi ve tanımlanması çok da kolay olmayan olgulardır. Bilimsel literatürde duygu, “organizmanın içsel ve dışsal uyaranlara verdiği koordine tepkiler bütünü” olarak tanımlanır. Normal insanlar benzer duygulara sahiptirler. Bunlar hoş veya hoş olmayan öznel duygular olan üzüntü, neşe korku gibi harekete geçirici duyumlardır. İnsanlar bir duyguyu hissetme sıklığı açısından birbirinden farklılaşırlar. Bu sıklık deneyimlere göre değişir. Bilişsel algılara bağlı olarak olaylara ve insanlara karşı oluşan duygusal tepkiler kişiliğin temel öğeleridir. Bebek doğumdan çok az bir süre geçmeden üzüntü, ilgi ve tiksintinin işaretlerini verirler. Sonraki birkaç ay içinde bu ilk duygular neşe, kızgınlık, şaşkınlık, üzüntü, utangaçlık ve korku ile değişir. Bu duygular beynin olgunlaşmasına bağlı biyolojik saat vasıtasıyla idare edilmiş gibidir. Zeman (1998), duygusal gelişim dönemlerini; doğumdan 6. aya (erken bebeklik), 7 -12. ay (Geç bebeklik), 1 -2 yaş, 3 -6 yaş (okul öncesi dönem) olmak üzere dört dönemde incelemiştir.

FARKLI DUYGULARIN YÜZLE İFADESİ

FARKLI DUYGULARIN YÜZLE İFADESİ

DUYGU DEĞİŞİKLİĞİNİN BİLEŞENLERİ A-Biyolojik nedenler -Biyojenik aminler (hormonal değişiklikler) -Nöroendokrin değişiklikler (hipotalamus, hipofiz, tiroid

DUYGU DEĞİŞİKLİĞİNİN BİLEŞENLERİ A-Biyolojik nedenler -Biyojenik aminler (hormonal değişiklikler) -Nöroendokrin değişiklikler (hipotalamus, hipofiz, tiroid disfonksiyonu) -Kalıtımsal nedenler, -Beyinde yapısal bozukluklar, -Uyku bozuklukları, -Biyolojik beden saati (mevsimsel değişikliklerden etkilenme vs) B-Psikososyal nedenler -Yaşam olayları, çevresel etkenler, -Yatkın kişilik özellikleri, oral bağımlı, obsesif kompulsif, histrionik, borderline gibi

FARKLI KURAMLARA GÖRE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI VE DEPRESYON 1 -Psikoanalitik kuram: Bu kurama göre depresyonda

FARKLI KURAMLARA GÖRE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI VE DEPRESYON 1 -Psikoanalitik kuram: Bu kurama göre depresyonda bir sevgi nesnesi kaybı söz konusudur. Herhangi bir nedenle (bilinçdışı yada gerçek) bu nesneye karşı bir kayıp duygusu yaşandığında, kayıptan doğan gerginliği azaltmak için sevgi nesnesi içe atılır (introjeksiyon). Sevgi nesnesine karşı olan ikili duygular kişinin kendisine yöneltilir. Böylece kişinin özsaygısı azalır, kendini değersiz ve suçlu görmeye başlar, depresyon gelişir. 2 -Benlik (ego) Psikolojisi: Benliğin 3 alanda özsever amaçları vardır. Bunlar; değerli ve sevilen biri olmak; güçlü ve üstün olmak; iyi ve seven olmaktır. Eğer yaşamda bu istekler gerçekleştirilemezse, engellenirse benlik kaygı ve çatışmaya girer. Bu özsever engellenme sonucunda özsaygı düşer ve depresyon gelişir.

FARKLI KURAMLARA GÖRE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI VE DEPRESYON 3 -Bilişsel (kognitif) kuram: Çocukluk çağında yaşanan

FARKLI KURAMLARA GÖRE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI VE DEPRESYON 3 -Bilişsel (kognitif) kuram: Çocukluk çağında yaşanan deneyimler bazı temel düşünce ve inanç sistemlerinin oluşmasına neden olur. Oluşan bu şemalar kişinin erişkin yaşamında kendine ve dünyaya bakışını ve davranışlarını biçimlendirir. Herhangi bir yaşam olayında bu gizli kalmış şemalar alevlenir. Ortaya olumsuz otomatik düşünceleri çıkarır. Bu olumsuz otomatik düşünceler kişinin bulunduğu durumla ilgili verilerin işlenmesi sırasında oluşan bilişsel hatalar ve çarpıtmalar sonucunda oluşur. 4 -Davranışçı kuram: Erken yaşam dönemindeki deneyimlerle kişiler çeşitli davranış biçimlerini öğrenirler ve kendi yaşamlarında uygularlar. Bu kurama göre depresyon bir öğrenilmiş çaresizlik durumudur.

FARKLI DUYGULARIN BEDENDE ETKİLEDİĞİ BÖLGELER

FARKLI DUYGULARIN BEDENDE ETKİLEDİĞİ BÖLGELER

ÇOCUK VE YETİŞKİNDE DUYGU REGÜLASYONU NEDİR Duygu regülasyonu kısaca, duyguyu bedende tanıyıp, sahiplenmektir. (C.

ÇOCUK VE YETİŞKİNDE DUYGU REGÜLASYONU NEDİR Duygu regülasyonu kısaca, duyguyu bedende tanıyıp, sahiplenmektir. (C. Keçe) İlk olarak Thompson 1994 yılında tanımlamıştır: Ona göre duygu regülasyonu, kişinin yaşamsal hedeflerine ulaşmak için, içsel ve dışsal uyaranlar sonucu oluşan duygularını gözleyebilmesi, anlık ve zamansal reaksiyonlarını düzenleyebilmesi ve değiştirebilmesidir. Regülasyon, kelime olarak düzenleme, ayarlama anlamına gelmektedir. Bebekler ve çocuklarda regülasyon basit olarak fizyolojik/biyolojik süreçlerin düzenlenmesi sonucunda, davranışsal çıktıların çevresel ihtiyaçlara uygun olması anlamına gelir. Regülasyonun gelişmesi için öncelikle vücudun ısı, solunum hızı gibi fizyolojik dengelerinin sağlanması gerekmektedir. Bebek anne karnında iken fizyolojik uyumu annenin sistemi sağlarken, bebek doğduktan sonra bunu kendi sistemi ile yapar. Doğumdan sonra ilk altı ayda bebeğin deneyimleyerek öğrendiği en temel durum homeostaz denen bu fizyolojik dengenin sağlanmasıdır. Bebek bu süreci ailesi ve çevresiyle girdiği etkileşimle geliştirir

 Bebekler ve okul öncesi çocukların duygu regülasyonu için beyinleri tam gelişmemiştir. Sakinleşmek için

Bebekler ve okul öncesi çocukların duygu regülasyonu için beyinleri tam gelişmemiştir. Sakinleşmek için meme veya emzik emmeye, anne/ bakım verenin kucağına, hiç yanlarından ayırmadıkları battaniye/ayıcık gibi anne temsillerine ihtiyaç duyarlar. Annenin zamanla, çocuğun bu nesne veya kişilere bağımlılığını azaltabilmek ve içsel dünyasını geliştirebilmek için duygu regülasyonunu öğretmesi gerekir. Piaget’e göre duyu-motor dönem olarak adlandırılan 0 -2 yaş aralığı bebeğin “ben” kavramını geliştirdiği bir süreçtir. 2 yaş civarında “ben” diyen bir çocuğun vücut farkındalığı iyi gelişmiştir ve devam etmektedir. Kendilik kavramı gelişen bir çocukta self regülasyonun gelişmiş olması beklenir. Beyin olgunlaştıkça dışardan uyaran gereksinimini azalır, beynin etkinliğinin artar. Self regülasyona bu anlamda, beynin kendi ilkel sistemlerini düzenleme sürecidir. Bebeklerde Regülasyon Bozukluğu: Kolik ve uyku düzensizlikleri, uyku bozukluğu, kendini oyalama yetersizliği, beslenme, dikkatte güçlükler, ruh halinin düzenlenmesi ve geçiş alanlarında zorluk yaşanması.

DUYGU REGÜLASYONU NASIL YAPILIR Berking ve Whitley (2014), uzun süren klinik gözlemler araştırmalar sonucunda,

DUYGU REGÜLASYONU NASIL YAPILIR Berking ve Whitley (2014), uzun süren klinik gözlemler araştırmalar sonucunda, duygular ile adaptif bir biçimde başa çıkma yöntemleri öneren ACE modelini (The Adaptive Coping with Emotions) geliştirmişlerdir. ACE modeli duyguları düzenlemek için 7 basamak tanımlar: -Duygulara dair bilinçli bir farkındalık geliştirme, -Duyguları tanımlamak ve isimlendirmek, -Duyguyu ortaya çıkaran ve sürdüren faktörleri keşfetmek, -Duyguları yaşamla uyumlu olacak şekilde değiştirebimek, -Negatif duyguları kabul ve tolere etmek, -Negatif duyguları tetikleyebilecek durumlar ile yüzleşebilmek, -Stresli ve zor yaşantılar karşısında kendine destek sağlayabilmek, -Kendine şefkat gösterebilmek, -Kendini yatıştırabilmek ve yüreklendirebilmek, -Kendine rehberlik edebilmek. -Nefes Egzersizleri ve Gevşeme.

Duygusal farkındalık: Farkındalık, nefret, üzüntü, kaygı, endişe, korku gibi olumsuz duygulardan kaçınmak yerine onlara

Duygusal farkındalık: Farkındalık, nefret, üzüntü, kaygı, endişe, korku gibi olumsuz duygulardan kaçınmak yerine onlara yaklaşabilmeyi ve onları kabullenmeyi içerir. Kişinin bedenine odaklanmasıdır. Duyguları tanımlamak ve isimlendirmek: Duyguları tanımlama ve isimlendirme, içinde bulunulan duygunun, doğru dil sembolleri ve semantik kategoriler ile eşleştirilebilmesidir. Örneğin, “Şu an hissettiğim duygu, öfke, korku ya da kaygı…” Duyguları isimlendirmek temelde bir sınıflandırma becerisidir. Amigdala, duygulardan sorumlu beyin bölgesidir. Bu bölge aktivasyonunu düzenleyerek, hissedilen duygunun yoğunluğunu dengeler. Duyguların kaynağını anlamak: Duygunun kaynağını anlamaya yönelik bir analiz sonucunda, bu olumsuz duygunun değişip değişemeyeceği, şiddetinin azaltılıp azaltılamayacağını da anlamak mümkün olur. Negatif duyguyu ortaya çıkaran ve sürdüren faktörleri tanımlamak, duyguyu ortaya çıkaran koşulları değiştirme şansını da sunar. Bu sayede koşullara bağlı olan yorumlar, varsayımlar, inançlar ve amaçlar da yeniden değerlendirilme fırsatı bulur.

Tekrarlayan olumsuz duygular, genellikle tekrarlayan düşünce kalıplarından kaynaklanır. Bu kalıplar farklı durumlar, koşullar ve

Tekrarlayan olumsuz duygular, genellikle tekrarlayan düşünce kalıplarından kaynaklanır. Bu kalıplar farklı durumlar, koşullar ve kişiler ile tekrarlanıyor olabilir. Bu olumsuz duygular direkt olarak yaşanan olaylar ya da içinde bulunulan durumlar değil, onlara dair algı ve yorumlarımız tarafından belirlenir. Bu yorumlar da ihtiyaçlarımız, arzularımız ve amaçlarımızla karşılıklı bir etkileşim içindedir. Duruma verdiğimiz birincil duygusal tepki, ikincil başka duyguları tetikleyebilir ya da ortaya çıkarabilir. Duygulara hemen her zaman bedensel duyumlar eşlik eder. Bu bedensel duyumları fark etmek, analiz sürecini kolaylaştırır. Duygunun en görünür boyutu, ardından sergilediğimiz ya da sergilemek istediğimiz davranıştır. Bu boyuttan geriye doğru giderek de analiz süreci başlatılabilir.

Duyguların Değişimi: Başa çıkılması güç ve tekrarlayan olumsuz duyguların ortaya çıkması, olumsuz ve çarpıtılmış

Duyguların Değişimi: Başa çıkılması güç ve tekrarlayan olumsuz duyguların ortaya çıkması, olumsuz ve çarpıtılmış otomatik düşüncelerin varlığını gösteren önemli bir sinyaldir. Duygusal farkındalık sağlandıktan sonra değişim için gerekli olan aşama, bilişsel farkındalıktır. Duygu ile biliş farklı şeylerdir. Duygu bedende hissedilen bir durum, biliş o duyguya ilişkin düşüncelerdir. (Örn: aşık olmak ile aşk hakkında konuşmak) Duyguların değişimi, duygunun şiddeti, özellikleri ve etki süresinin, yaşamla uyumlu olabilecek bir şekilde ve istenen düzeyde değiştirilmesi anlamına gelir. Bu sayede duygunun, amacına yönelik bir işlev göstermesi sağlanır ve istem dışı sonuçları engellenebilir. Bu beceri, işlevsel olmayan başa çıkma mekanizmalarının devreye girmesini de engeller. Duyguları değiştirebilmek, duygusal kontrolü arttırarak, kendine yetebilme hissiyatı sağlar. Olumsuz ve işlevsel olmayan duyguları değiştirebilme kapasitesi, kişiye zorlayıcı yaşamsal olaylar ve stresli durumlarla yüzleşebilme ve bunlara göğüs gerebilme fırsatı sunar.

DEĞİŞİME DÖNÜK SORULAR Biraz önce ne düşünmüş olabilirim? Şu anda aklımdan ne geçiyor? Acaba

DEĞİŞİME DÖNÜK SORULAR Biraz önce ne düşünmüş olabilirim? Şu anda aklımdan ne geçiyor? Acaba gelecekte olabilecek bazı şeyleri mi hayal ettim? Yoksa geçmişte olmuş bazı şeyleri mi hatırladım? Bu durumun benim için anlamı nedir? Bu durum bana ne ifade ediyor? Bu düşüncenin doğru/yanlış olduğuna dair kanıtlarım neler? Buna başka bir açıdan bakabilir ya da açıklayabilir miyim? Olabilecek en iyi/ en kötü/ en olası şey ne? Bir arkadaşıma bu durumda ne söylerdim? Böyle düşünüyor olmanın bana etkisi ne?

 Nefes Egzersizleri ve Gevşeme: Gündelik yaşamda negatif duygular uyandıran yaşam olaylarının belirgin bedensel

Nefes Egzersizleri ve Gevşeme: Gündelik yaşamda negatif duygular uyandıran yaşam olaylarının belirgin bedensel etkileri ve nörobiyolojik karşılıkları vardır. Bu bedensel duyumlar, duygular ile nasıl başa çıkacağımız konusunda belirleyicidir. Organizma için tehdit olarak algılanan durumlarda beyinde korku ve kaygıdan sorumlu olan bölge amigdala aktive olur. Bu da organizmanın savaş – kaç tepkisine girmesine sebep olur ve kas gerginliğinde genel bir artış meydana gelir. Bu kas gerginliğinin kendisi de amigdala için başka bir tehdit uyaranına dönüşür. Bu noktada bir kısır döngü başlar. Stres ve gerginlik ile başa çıkmak ve duygu regülasyonu için bu kısır döngünün kırılması gerekir. Bu aynı zamanda negatif duygular ile başa çıkabilmenin ve duyguları düzenleyebilmenin de ön koşuludur. Bu bilinçli bir çabadır ve bilişsel ve duygusal farkındalığın gelişmesi için uygun bir zemin sağlar. En etkili kas gevşetme egzersizleri 1964 yılında Edmund Jacobson tarafından geliştirilmiştir. Bu gevşeme egzersizinin aşamalı bir yapısı vardır. Tüm kas gruplarının belirli bir sıra izlenerek ve kademeli şekilde gerilmesi ve tekrar kademeli şekilde gevşetilmesi prensibine dayanır.

Matthew Mc. Kay, Jeffrey Brantley Modeli (Diyalektik Davranışçı Terapi) 1 -Duygularımızın farkına varmak, 2

Matthew Mc. Kay, Jeffrey Brantley Modeli (Diyalektik Davranışçı Terapi) 1 -Duygularımızın farkına varmak, 2 -Sağlıklı duygularımızın önündeki bariyerleri aşmak, 3 -Fiziksel hassasiyetimizi azaltmak, 4 -Bilişsel hassasiyetimizi azaltmak, 5 -Olumlu duyguları artırmak, 6 -yargılamadan duygularımızın farkında olmak 7 -Duygularımızla yüzleşmek, 8 -Duygusal dürtülerimizin tersini yapmak, Sorun çözme stratejileri geliştirmek.

DUYGU FARKINDALIĞ I ÇALIŞMA FORMU Altı adımda duyguları sorgulama tekniği: 1 -Ne meydana geldi?

DUYGU FARKINDALIĞ I ÇALIŞMA FORMU Altı adımda duyguları sorgulama tekniği: 1 -Ne meydana geldi? 2 -Bu durum niye meydana geldi? 3 -Bana ne hissettirdi? 4 -Bu hisler sonucu ne yapmak istedim? 5 -Tepkim ne oldu? 6 -Duygularım ve eylemlerim olay sonrasında beni nasıl etkiledi?

Bu modele göre duygu; içerde ve dışarda neler olduğuna dair bedende oluşan kimyasal ve

Bu modele göre duygu; içerde ve dışarda neler olduğuna dair bedende oluşan kimyasal ve elektriksel sinyallerdir. Duygularımızı seçemeyiz, duygularımıza vereceğimiz tepkileri seçebiliriz. Matthew Mc. Kay’ duyguların 6 işlevi olduğunu söylüyor: 1 -Hayatta kalmak, 2 -İnsanları ve duyumları anımsamak, 3 -gündelik yaşamda karşılaştığımız durumlarla başa çıkmak, 4 -Başkalarıyla ilişki kurmak, 5 -Acıdan kaçınmak, 6 -Keyiflenmek 2 tür duygu vardır: Birincil duygu: İlk tepkidir, çoğunlukla düşünmeden otomatik olarak gelir, kontrolü daha güçtür. Örn: Sütü deviren çocuğa bağırmak. . İkincil duygu: Birinci duygudan sonra gelişen, birinci duyguya yönelik gelişen duygudur. Örn: Çocuğa bağırdıktan sonra pişman olup gönlünü almaya çalışmak.

Duygu davranış döngüsü: Olay yüklenen anlam 1. duygu Davranış Sonuç 2. duygu Yeni davranış

Duygu davranış döngüsü: Olay yüklenen anlam 1. duygu Davranış Sonuç 2. duygu Yeni davranış Matthew Mc. Kay’a göre bu döngüde pekiştireç olan duygusal ödül fark edilmeden duygu regülasyonu yapılamaz. Duygu Davranış Duygusal ödül Yeni bir anlam… Duygusal regülasyonda belirleyen etkenler -Gıda seçimi (meyve, sebze, tahıl, protein), -Beslenme düzeni, -Uyuşturucu kullanımı, alkol, -Fiziksel egzersiz, -Uyku düzeni ve kalitesi, -Kronik hastalık, fiziksel ağrı, genel sağlık durumu, -Fiziksel gerginlik ve stres, -Zararlı davranışların farkına varmak (kar-zarar hesabı), -kendine yargılamadan gözlemlemek, -Başa çıkma düşüncelerini kullanmak, -iç sesin ödüllendirici ya da cezalandırıcı olması, -Düşünce ve duyguları dengeleme (sokratik-diyalektik- sorgulama teknikleri) -Olumlu duyguları artırmak, -Duyguları fark etmek ve yüzleşmek (duygu günlüğü), -Duygusal dürtülerin tersini yapmak (paradoksal yaklaşım-Victor E. Frankl) -Sorun çözme stratejileri geliştirmek.

Duygu regülasyonunda bir başka yaklaşıma göre duygular sonucu ortaya çıkan davranışlar 2 gruba ayrılır.

Duygu regülasyonunda bir başka yaklaşıma göre duygular sonucu ortaya çıkan davranışlar 2 gruba ayrılır. Birincil ve ikincil duygulara benzer. Temel enstrümanı yüzleştirmedir. 1 -Reaktif davranış: Anlık ortaya çıkan, tepkisel davranışlar. Bu davranışlar sorun oluşturur. 2 -Proaktif davranış: Eyleme geçmeden önce sonuçlarını değerlendirip, duruma uygun olup olmadığına göre davranma, tepki yerine cevap geliştirme.

Michael A. Southam-Gerov Modeli Michael A. Southam-Gerov, çocuklarda duygu regülasyonu üzerinde çalışmıştır, yöntemi duygu

Michael A. Southam-Gerov Modeli Michael A. Southam-Gerov, çocuklarda duygu regülasyonu üzerinde çalışmıştır, yöntemi duygu regülasyonu oyunla bütünleştirmeye dönüktür. 1 -Duyguları belirlemek, 2 -Duyguları ifade etmeyi desteklemek, 3 -Tetikleyen duyguları tespit, 4 -Vücuttaki farklı duyguların etkilerini fark etmek, 5 -Duyguyla ilgili bir hikaye oluşturma, 6 -Sağlıklı beslenme, 7 -Hareketlenme, 8 -İyi uyuma, 9 -Sağlıklı hale gelmek ve sağlıklı kalma,

DR. CEM KEÇE MODELİ Farkına varılan bir hissin kuvvetlenerek, bilinçte ve bedende genel bir

DR. CEM KEÇE MODELİ Farkına varılan bir hissin kuvvetlenerek, bilinçte ve bedende genel bir uyarılmışlık hali oluşturması olarak tanımlanan duygular, pozitif ve negatif duygular olarak iki boyutta değerlendirilebilir. Heyecan, mutluluk, neşe, iyimserlik gibi duygular "pozitif"; keder, üzüntü, korku, kızgınlık, öfke, şiddet, kıskançlık gibi duygularsa "negatif" olarak tanımlanabilir. Duygular kendi başına iyi yada kötü değil bize yol gösteren bir bilgi kaynağıdır. Duygular kişinin, özgür bir insan olarak nasıl davranacağına, dünyayı nasıl yaşayacağına seçimler yapmasına yardım eder. Duyguyu iyi yada kötü yapan yaşanan duruma ne kadar uygun olduğu, şiddeti, ifade şekli ve sonuçlarıdır. Bir olay hakkındaki düşünceler, duygulara, duygular bedensel değişikliklere, bedensel değişiklikler de eylemlere, söylemlere ve seçimlere neden olur. Yani zihin ve beden bir döngü içinde birbirini etkiler,

DUYGU REGÜLASYONU AŞAMALARI 1 -Duygulardan kaçınmak yerine kabullenmek, 2 -Farkındalık, benliği gözlemleme. Bunun üç

DUYGU REGÜLASYONU AŞAMALARI 1 -Duygulardan kaçınmak yerine kabullenmek, 2 -Farkındalık, benliği gözlemleme. Bunun üç aşaması vardır: -Ayrışma, İşlevsel olmayan düşünceler, inanışlar ve hatıralardan uzaklaşmadır -Kabullenme, Acı veren duygu, dürtü ve duyumlar için bir alan hazırlamak ve herhangi bir çatışmaya ya da kavgaya girmeden, onların gitmesine izin vermektir. -Şimdiki zamanla temasa geçmek, şimdi ve buradaki deneyimlere açık olma ve meraklı bir yaklaşımla ilişki kurmaktır.

DUYGULARI TANIMA TESTİ 1. Duygularınızı tanıyor musunuz? 2. Başkaları ne hissediyor, anlayabiliyor musunuz? 3.

DUYGULARI TANIMA TESTİ 1. Duygularınızı tanıyor musunuz? 2. Başkaları ne hissediyor, anlayabiliyor musunuz? 3. Kaygılı olsanız bile hedeflediğiniz bir yolda ilerleyebiliyor musunuz? 4. Sinir bozucu durumlarda kendinizi ifade edebiliyor musunuz? 5. Samimi konuşmalar yapabiliyor musunuz? 6. Birisi sizin üstünüze gittiğinde sükunetinizi koruyabiliyor musunuz? 7. Kendi kendinizi sakinleştirebiliyor musunuz? 8. Başkalarını sakinleştirebiliyor musunuz? 9. Sabırlı mısınız? 10. Pozitif duygularınızı da yaşamınıza katıyor musunuz?

KAYNAKÇA Çocuklarda ve ergenlerde duygu düzenleme-Michael A. Southam-Gerov Diyalektik davranışçı terapi beceri öğretim kılavuzu-Matthew

KAYNAKÇA Çocuklarda ve ergenlerde duygu düzenleme-Michael A. Southam-Gerov Diyalektik davranışçı terapi beceri öğretim kılavuzu-Matthew Mc. Kay, Jeffrey Brantley Terapide bir gün-Dr. Cem Keçe Akılcı duygulanım terapisi-Prof. Dr. Ertuğrul Köroğlu Duygu odaklı çift terapisi-Leslie S. Greenberg Mod terapisi-Gitta Jacop, Hannie van Genderen, Laura Seebauer İyi hissetmek-Dr. David Burns Hayatı yeniden keşfedin-Jeffrey E. Young