UUCU YALAR KAYNAK TANKER M Tanker N 1990

  • Slides: 69
Download presentation
UÇUCU YAĞLAR KAYNAK TANKER, M, Tanker, N. , 1990. Farmakognozi. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi

UÇUCU YAĞLAR KAYNAK TANKER, M, Tanker, N. , 1990. Farmakognozi. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları No : 65 1

Uçucu yağlar, bitkilerden ya da bitkisel droglardan, su veya subuharı distilasyonuyla elde edilen, oda

Uçucu yağlar, bitkilerden ya da bitkisel droglardan, su veya subuharı distilasyonuyla elde edilen, oda sıcaklığında sıvı halde olan ve fakat bazen donabilen, uçucu, kuvvetli kokulu ve yağımsı karışımlardır. Açıkta bırakıldığında, oda sıcaklığında bile buharlaşabildiklerinden "uçucu yağ", "eterik yağ", güzel kokulu olduklarından "esans" gibi isimlerle anılırlar. Esans denmesinin bir başka nedeni de parfümeride kullanılmalarıdır. Yurdumuzda alışıldığı şekliyle, genellikle, yerli olarak elde edilenlere yağ (gül yağı, kekik yağı, defne yağı); yurt dışından gelen uçucu yağlara esans (lavanta esansı, limon esansı) denilmesi adet olmuştur. Buna karşılık, ithal edildiği halde yağ olarak isimlendirilenler de vardır (tarçın yağı, karanfil yağı) 2

Uçucu yağ taşıyan bitkiler, daha çok, sıcak iklim bölgelerinde yetişmektedir. Tropik ve subtropik bölgelerle

Uçucu yağ taşıyan bitkiler, daha çok, sıcak iklim bölgelerinde yetişmektedir. Tropik ve subtropik bölgelerle ılıman iklim kuşağının sıcak bölgelerinde de kokulu bitkiler bulunmaktadır. Ülkemizi de içine alan Akdeniz Bölgesi ise, uçucu yağ taşıyan bitkiler açısından en zengin bölgelerden biridir. Bazı familyalar uçucu yağ taşıyan cinsleri nedeniyle önem kazanmışlardır. Labiatae familyasında bulunan birçok Akdeniz Bölgesi ve Avrupa bitkisi, Thymus, Lavandula, Mentha, Melissa v. b türler, değerli uçucu yağ kaynaklarıdır. Aynı bölgede yetişen Umbelliferae familyasından birçok bitki de uçucu yağı bakımından tanınmaktadır. Pimpinella anisum ve P. anisetum, Foeniculum vulgare, Carum carvi, Coriandrum sativum gibi bitkiler, bu familyanın en çok bilinen örnekleridir. Bunlar gibi Myrtaceae, Compositae, Rosaceae, Rutaceae, Iridaceae gibi familyalarda da uçucu yağ taşıyan bitkiler bulunmaktadır. 3

Pinaceae ve Cupressaceae gibi Gymnospermae'deki bazı familyalarda uçucu yağ, reçine ile beraber bulunur ve

Pinaceae ve Cupressaceae gibi Gymnospermae'deki bazı familyalarda uçucu yağ, reçine ile beraber bulunur ve bitkiden elde edilen oleorezin'in subuharı distilasyonuyla karışımdan ayrılır. Lauraceae, Zingiberaceae, Chenopodiaceae, Myrtaceae gibi bazı familyaların daha sıcak bölgelerde yetişen türleri de uçucu yağ veren bitkiler arasında önemli bir yer tutmaktadır. Kâfur, tarçın yağı, karanfil yağı ve uçucu yağ taşıyan birçok baharat, bu bitkilerden elde edilmektedir. Görülüyor ki uçucu yağ bitkileri denince, bazı sıcak bölge bitkileri yanında daha çok Akdeniz bölgesi bitkileri hatıra gelmektedir. Eczacılıkta ve sanayide kullanılan uçucu yağların çoğu, Akdeniz bölgesi bitkilerinden elde edilmektedir. Türkiye de, uçucu yağ veren bitkiler yönünden, çok zengin bir ülkedir. 4

Uçucu yağlar bitki organlarının herhangi birinde, örneğin flos (lavanta çiçeği), petal (gül), folia (nane

Uçucu yağlar bitki organlarının herhangi birinde, örneğin flos (lavanta çiçeği), petal (gül), folia (nane yaprağı), fructus (anason meyvesi), herba (kekik otu), cortex (tarçın kabuğu), radix (kediotu kökü)ya da lignum'da (gayak odunu) bulunabilir. Uçucu yağ bazen, kozalaklılarda (Coniferae) olduğu gibi, bitkinin bütün dokularında oluşabilir, bazen da sadece özel organ ve dokularda meydana gelir; gülde bol miktarda, yalnızca petallerde rastlanır; tarçında sadece kabukta, Umbelliferae meyvalarında yalnız perikarpta, nanede gövde ve yapraklardaki salgı tüylerinde bulunur. Portakalda ise yağın bir çeşidi çiçekte, petallerde oluşurken, bir çeşidine de meyva kabuğunda rastlanır. Bazen da uçucu yağ, bitkisel bir üründe yer almış olarak görülür, terementi esansının Terebinthina adı verilen oleorezinde bulunuşu gibi. Uçucu yağ, çoğu kez, bitkinin bağlı bulunduğu familyaya göre, belirli bir organda, ya salgı tüyünde, ya salgı ceplerinde, ya salgı kanallarında ya da salgı hücrelerinde toplanmaktadır. Bazen, Piperaceae familyasında olduğu gibi, değişikliğe uğramış parenkima hücrelerinde, bazan da, gülde olduğu gibi, epiderma ya da parenkima hücrelerinde dağılmış olarak bulunur. 5

Uçucu yağların görevleri nedir? Uçucu yağlar bitkide bir biyolojik olaya katılmak için oluşmuş değillerdir,

Uçucu yağların görevleri nedir? Uçucu yağlar bitkide bir biyolojik olaya katılmak için oluşmuş değillerdir, belki de bitkinin yararsız metabolizma ürünlerinin atılmasında bir rol oynuyorlardır, yani detoksifikasyon ürünüdürler. Bazı araştırıcılara göre artık ürün olarak kabul edilen uçucu yağlar, koruyucu ajandırlar ve bitkinin yaralanması sonucu meydana gelen reçinelerin çözünmesini sağlarlar, yani çözücüdürler. Uçucu yağların böcekleri kaçırma ya da çekme görevleri olduğu için oluştuğunu savunanlar da vardır. Böcekleri kaçırıcı etkide olanları, bitkinin özellikle yaprak ve çiçeklerinin korunmasına yardım eder, böcekleri çekici etkide olanları ise tozlaşmaya yardımcı olurlar. 6

Uçucu yağlar nasıl elde edilir? Uçucu yağlar, yağı taşıyan bitki kısımlarından, genellikle distilasyon yoluyla

Uçucu yağlar nasıl elde edilir? Uçucu yağlar, yağı taşıyan bitki kısımlarından, genellikle distilasyon yoluyla kazanılır. Uygulanan yöntem, bitkinin durumuyla ve çeşitli koşullarla bağıntılıdır. Endüstride başlıca 3 tip distilasyon uygulanır: 1 - Su distilasyonu 2 - Su ve buhar distilasyonu 3 - Doğrudan doğruya buhar distilasyonu 7

Su distilasyonu, kurutulmuş olan ve kaynatılmakla bozulmayan bitkisel materyal ile çalışılıyorsa seçilir. Terementi (terebentin)

Su distilasyonu, kurutulmuş olan ve kaynatılmakla bozulmayan bitkisel materyal ile çalışılıyorsa seçilir. Terementi (terebentin) esansı bu yolla elde edilir. Çam yaprakları, ağaç parçacıkları, bitkiye ait diğer salgı maddeleri ve yağmur suyu ile karışık halde bulunan ham terebentin, distilasyon aygıtına yerleştirilir ve bütün uçucu kısımlar, yani uçucu yağ ve su, toplama kabında yoğunlaşana kadar ısıtılır, distile edilir. Terebentin esansı hemen tamamen terpenik maddelerden oluştuğu için, uygulanmış olan bu ısıdan etkilenmez, bozulmaz. Su ve buhar distilasyonu, ister kuru, ister taze bitki olsun, ısıdan bozulan maddeler varsa uygulanır. Kuru materyalden hareket ediliyorsa (örneğin tarçın kabuğu), drog önce toz edilir sonra su ile örtülerek maserasyona bırakılır. Distilattaki yağ tabakası sulu tabakadan ayıldıktan sonra, ya olduğu gibi ya da temizlendikten sonra satışa çıkarılır. Doğrudan doğruya buhar distilasyonu ise taze materyale uygulanan bir yöntemdir. Bitkisel materyal toplanır, kesilir, tel sepet ya da benzeri kaplar içine konularak distilasyon kazanına yerleştirilir. Basınç ile taze bitki parçalarına yöneltilen buhar, yağ damlacıklarını da beraber sürükleyerek toplama kabına getirir. 8

Sürekli tüketme aygıtlarında buharlaşan çözücü, uçucu yağ taşıyan drogla bir süre birlikte kaldığında, kokulu

Sürekli tüketme aygıtlarında buharlaşan çözücü, uçucu yağ taşıyan drogla bir süre birlikte kaldığında, kokulu maddelerle beraber bitkide bulunan lipidleri ve bazı renk maddelerini de tüketir. Aynı aygıt ile bu çözelti vakumda yoğunlaştırılarak bir ekstre elde edilir. Sabit yağları ve mumları da taşıyan bu renkli ekstreye, eğer taze materyalden hareketle elde edilmişse "konkret", kurutulmuş materyalden hareketle elde edilmişse "rezinoit" adı verilmektedir. 9

Türkiye'de uçucu yağ sanayii gelişmiş değildir. Bununla beraber, Isparta ve Burdur'da gülyağı elde etmek

Türkiye'de uçucu yağ sanayii gelişmiş değildir. Bununla beraber, Isparta ve Burdur'da gülyağı elde etmek için kullanılan distilasyon konkret ve absolü tesisleri vardır. Antalya ve Alanya'daki yasemin konkreti elde eden fabrikalar sonradan kapatılmıştır. Bazı meyve suyu fabrikalarında portakal esansı elde edilmektedir. Batı ve Güney Anadolu'nun bazı kesimlerinde ilkel aygıtlarla ve su buharı distilasyonuyla, kekik yağı, nane yağı, dağ elması yağı elde edilmektedir. Bitkilerden elde edilen uçucu yağlar genellikle ve bilhassa taze elde edildikleri zaman renksizdir, fakat uzun süre beklemekle oksitlenebilir, reçineleşebilirler ve renkleri koyulaşabilir. Bu nedenle uçucu yağlar serin ve kuru bir yerde, iyi kapalı ve özellikle dolu olarak, renkli şişelerde saklanmalıdır. Uçucu yağların pek çoğu renksiz olduğu halde kırmızı ve mavi renkli uçucu yağlar da vardır. Tarçın ve karanfil yağları kırmızı, papatya yağı mavi mürekkep rengindedir. 10

Uçucu yağların fiziksel özellikleri nelerdir? Kimyasal bileşimleri bakımından büyük ayrıcalıklar gösterebildikleri halde fiziksel özellikleri

Uçucu yağların fiziksel özellikleri nelerdir? Kimyasal bileşimleri bakımından büyük ayrıcalıklar gösterebildikleri halde fiziksel özellikleri açısından uçucu yağların, ortak yönleri oldukça çoktur. *Genellikle sıvıdırlar (anason esansı 15 - 19°C de donar), vardır, * * kendine özgü kuvvetli ve hoş kokuluları acı ve birçoğu baharlı lezzettedir. *Kırılma indeksleri yüksektir, * çoğunluğu optikçe aktiftir ve spesifik çevirmeleri uçucu yağı tanıtmaya yarayan önemli özelliklerinden biridir. Kırılma indeksinde ve polarize ışığı çevirme derecesinde olagelen değişmeler, uçucu yağın saflığının bozulduğunu gösterir. Uçucu yağlardan elde edilen bazı maddelerin doğal ya da yapay yolla elde edildiğini, maddenin polarize ışığı çevirmesini saptamak suretiyle anlama olanağı vardır. 11

Aromatik su nedir? Kural olarak uçucu yağlar, su ile karışmayan ürünler iseler de, kokularının

Aromatik su nedir? Kural olarak uçucu yağlar, su ile karışmayan ürünler iseler de, kokularının suya geçmesine yetecek oranda, suda çözünürler. Aromatik sular, uçucu yağların işte bu çok az olan çözünürlüklerine dayanarak hazırlanan, değişik tıbbi etkilere sahip su + uçucu yağ karışımlarıdır. Uçucu yağların kimyasal özellikleri nelerdir? Uçucu yağlar petrol eteri, benzen, eter, etanol gibi organik çözücülerin çoğunda çözünürler. Sulu etanolde çözünebilme, uçucu yağları sabit yağlardan ayıran özelliklerden biridir ve belli derecedeki etanolde çözünürlük oranı da, uçucu yağların saflık kontrolünde yararlanılan özelliklerindendir. Uçucu yağların hacim olarak kaç katı sulu etanolde berrak olarak çözündüğü, kodeks ve farmakopelerde belirtilmiştir. Örneğin, Oleum Eucalypti 5 hacim % 70 lik etanolde, Oleum Foeniculi 8 hacim % 80 lik ve 1 hacim % 90 lık etanolde çözünmektedir. Uçucu yağların çoğu sudan hafif olmakla beraber, bazı uçucu yağların yoğunluğu 1 den büyük olabilmektedir. Eczacılıkta kullanılan uçucu yağların yoğunluğu 0. 8 ile 1. 3 arasında değişmektedir ve çoğu kez 0. 9 dolaylarındadır. 12

Uçucu ve sabit yağlar arasındaki farklar Uçucu yağlar su ile karışmadıklarından ve su yüzünde

Uçucu ve sabit yağlar arasındaki farklar Uçucu yağlar su ile karışmadıklarından ve su yüzünde yağlı bir tabaka halinde toplandıklarından "yağ" adıyla anılmakta iseler de, sabit yağlarla uçucu yağlar arasında önemli ayrılıklar vardır. *Uçucu yağlar su buharı ile sürüklenebildiği, süzgeç kağıdı üzerinde leke bırakmadığı halde sabit yağlar su buharı ile sürüklenmezler fakat süzgeç kâğıdına damlatıldığında kalıcı, yağlı bir leke bırakırlar. *Uçucu yağların aksine sabit yağlar, genellikle, sulu alkollerde çözünmezler. *Sabit yağlar üç değerli bir alkol olan gliserol ile yağ asitlerinin meydana getirdiği ester formundaki bileşiklerdir. Uçucu yağlar ise farklı sınıflardan çok fazla sayıda bileşiğin karışımından oluşmuşlardır. *Uçucu yağlar, yağ asidi-gliserol esteri yapısında olmadığından zamanla acılaşmaz, ancak ışık ve hava karşısında, zamanla oksitlenir ve reçineleşirler. *İsminden de anlaşılacağı üzere uçucu yağlar oda sıcaklığında buharlaşırlar, ancak sabit yağlar ise oda sıcaklığında sıvı yada katı halde bulunurlar. 13

Uçucu yağlar hangi maddelerden oluşur? Uçucu yağlar, oldukça fazla sayıda bileşiğin karışımından oluşmuşlardır, bu

Uçucu yağlar hangi maddelerden oluşur? Uçucu yağlar, oldukça fazla sayıda bileşiğin karışımından oluşmuşlardır, bu nedenle, kimyasal yapı bakımından büyük ayrıcalıklar gösterirler. Organik bileşiklerin birçoğuna, hidrokarbür, alkol, keton, aldehit, ester, oksit, eter ve bunlara benzer yapıdaki diğer bileşiklere, bir arada rastlanabilir, ancak birkaç uçucu yağ tek bir maddeden oluşmuş gibidir. Örneğin, okaliptüs esansında % 80 ökaliptol, karanfil esansında % 85 fenolik maddeler ve başlıca öjenol bulunmaktadır, hardal yağında ise % 93 alil izotiyosiyanat vardır. Uçucu yağlarda bulunan çeşitli maddeleri 4 grup altında toplayabiliriz: a) Terpenik maddeler, b) Aromatik maddeler, c) Düz zincirli hidrokarbürler d) Azot ve kükürt taşıyan bileşikler. 14

Uçucu yağların büyük çoğunluğu terpenik maddelerden oluşmuştur. Bir kısmında ise, aromatik diziden (benzen türevi)

Uçucu yağların büyük çoğunluğu terpenik maddelerden oluşmuştur. Bir kısmında ise, aromatik diziden (benzen türevi) maddeler çoğunluktadır. Düz zincirli hidrokarbürlerden kokulu olanlar ve etken maddeyi oluşturanlar çok azdır. Bu nedenle, bu tip bileşikler konumuz dışındadır. Ancak burada iki ayrı kavramı açıklamakta yarar vardır. Uçucu yağlarda bulunan C ve H den ibaret, oksijensiz terpenik maddelere de hidrokarbür denilmektedir. Fakat bu terpenik maddeler ya dallanmış zincir biçimindedir ya da siklik bir yapı (halka yapısı) gösterir, bu bakımdan, düz zincirli hidrokarbürlerden değişik yapıda ve özelliktedirler. Azot ve kükürt atomu taşıyan uçucu yağlar ise bitkilerde bir heterozitin yapısında yer almaktadır. "Terpenler" (C 5 H 8 ) n formülüne uyan hidrokarbürlerdir. Terpenler ve oksijenli türevleri, bitkisel uçucu yağların belli başlı bileşiklerini oluştururlar. Terpen adı verilen madde iki izopren molekülünün kondansasyonu ile meydana gelmiştir ve C 10 H 16 formülüne uyar. 15

10 karbonlu terpenlere "monoterpen“, 15 karbonlu terpenik bileşikler, birbuçuk terpen anlamına "seskiterpen", 20 karbonlular

10 karbonlu terpenlere "monoterpen“, 15 karbonlu terpenik bileşikler, birbuçuk terpen anlamına "seskiterpen", 20 karbonlular "diterpen", 25 karbonlular "sesterpen", 30 karbonlular "triterpen" ve çok sayıda izoprenin kondansasyonuyla meydana gelen terpenler ise "politerpen" adını almaktadır. Uçucu yağlarda çoğu kez monoterpen yapısında olan maddelerle, bazı seskiterpenlere rastlanmaktadır. Çünkü bunlar uçucu karakterde olan maddelerdir. Seskiterpenlerin bir kısmı ile diterpen, triterpen ve politerpenler ise uçucu olmayan bileşiklerdir. Bunlar da bitkilerdeki uçucu yağ içinde ve erimiş olarak bulunurlar, ancak subuharı ile sürüklenemediklerinden, elde etme sırasında uçucu yağa geçemezler. 16

Bu terpenik ve aromatik maddelerin, oksijensiz veya oksijenli türevlerinden birçoğu, bir uçucu yağda, karışım

Bu terpenik ve aromatik maddelerin, oksijensiz veya oksijenli türevlerinden birçoğu, bir uçucu yağda, karışım halinde bulunmaktadır. Terpenik maddelerden oksijensiz olanlar çoğunlukla kolay uçucudurlar ve uçucu yağ soğutuldukça, oldukça düşük derecelerde bile, sıvı halde kalırlar. Oksijenli türevler ise daha az uçucudur ve uçucu yağ soğutulduğu zaman birçoğu çökerek, oksijensiz bileşiklerden az veya çok, ayrılabilir. Uçucu yağların soğutulunca çöken kısmına "stearopten", bu koşullarda sıvı halde kalan kısmına ise "elaopten" adı verilir. Uçucu yağlara fraksiyonlu distilasyon uygulandığı zaman da ilk geçen fraksiyonlar, elaoptenden oluşan oksijensiz bileşiklerdir. 17

Terpenlerin oksitlenmesiyle meydana gelen oksijenli türevler, uçucu yağa kendine özgü kokusunu, tadını ve terapötik

Terpenlerin oksitlenmesiyle meydana gelen oksijenli türevler, uçucu yağa kendine özgü kokusunu, tadını ve terapötik özelliğini verir. Uçucu yağlarda farmakognozi yönünden asıl önemli olan bileşikler, oksitlenmiş türevlerdir. Bu nedenle, droglar sınıflandırılırken, uçucu yağlarda bulunan oksijenli bileşikler esas alınır. Uçucu yağları tanımak için kesilerde ve drog tozlarında Sudan III boyası kullanılır. Bu boya, sabit yağlarla olduğu gibi uçucu yağlarla da turuncu bir renk vermektedir Turuncu renge boyanmış olarak görülen damlacıkların uçucu yağ mı, sabit yağ mı olduğunu anlamak için kesiler ya bir süre ısıtılır ya da sulu etanol ile yıkanır. Her iki halde de yağ damlacıkları kaybolursa bunların uçucu yağa, kaybolmadan kalıyorsa sabit yağa ait olduğu anlaşılır. 18

Uçucu yağların bileşiminde bulunan maddeler nasıl tayin edilir? Uçucu yağların bileşiminde bulunan maddelerin tanınması

Uçucu yağların bileşiminde bulunan maddeler nasıl tayin edilir? Uçucu yağların bileşiminde bulunan maddelerin tanınması için, her şeyden evvel, bu maddelerin birbirinden ayrılması gerekmektedir. Bu amaçla fraksiyonlu distilasyon, fraksiyonlu çöktürme ve kromatografik yöntemler kullanılır. Kromatografik yöntemlerden sütun kromatografisi, ince tabaka kromatografisi ve STAHL'ın TAS yöntemi de kullanılmakta ise de en iyi sonuçlar gaz kromatografisi ile alınmaktadır. Gaz kromatografisinin tekniği, gazların belirli sıcaklıkta ve taşıyıcı bir gazın akış hızında, çözünürlük farkları nedeniyle, bir sıvı fazın içinde ayrılmaları esasına dayanır. Buna "gaz-sıvı kromatografisi" (gaz-likit kromatografisi = GLC) adı verilmektedir. Gaz kromatografisinin ikinci bir tipi gaz-katı kromatografisidir. Burada ayırım, belirli sıcaklıklarda ve adsorpsiyon-dezorpsiyon dengesine bağlı olarak, bir katı faz üzerinde yürür. 19

Uçucu yağ karışımında bulunan her bileşiğin, belli sıcaklıkta ve belli akış hızında, kolon içinde,

Uçucu yağ karışımında bulunan her bileşiğin, belli sıcaklıkta ve belli akış hızında, kolon içinde, belirli bir tutulma süresi vardır. Buna göre her bileşik kolondan ayrı zamanlarda ayrılır. Bu bileşiklere karşı gelen pikler birbirinden az ya da çok ayrı olarak, sırayla, yazıcıdaki kağıtta ortaya çıkar. Bu pikler, tutulma süresi bilinen standart örneklerin verdiği piklerle karşılaştırılır. Tutulma süreleri aynı değilse bileşikler de aynı değil demektir. Gaz kromatografisinden, aynı zamanda, meydana gelen piklerin alanını planimetre ile ölçmek ya da başka yöntemler kullanmak suretiyle, kantitatif işlemlerde de yararlanılabilir. Bu yöntemlerle birbirinden ayrılan maddeler, kaynama noktası, kırılma indeksi, polarize ışığı çevirme derecesi gibi fiziksel özelliklerini saptamak, ayrıca kristallenebilir türevlerinin özelliklerini tayin etmek suretiyle tanınırlar. 20

Uçucu yağların miktar tayini nasıl yapılır? Uçucu yağların miktar tayini için biri volumetrik, diğeri

Uçucu yağların miktar tayini nasıl yapılır? Uçucu yağların miktar tayini için biri volumetrik, diğeri gravimetrik iki yöntemden yararlanılmaktadır. Farmakopelerde kayıtlı olan, daha çok volümetrik yöntemdir. Türk Farmakopesi'nde uçucu yağ miktar tayini için bir yöntem verilmemiştir. Volumetrik miktar tayini yöntemlerinin esası, uçucu yağ taşıyan drogtan su buharı distilasyonuyla ayrılan uçucu yağı dereceli bir bürette toplayarak hacmini ölçmektir. Kullanılan gereçler farmakopelere göre değişmektedir. Bu yöntemle uçucu yağ miktarı hacim/ağırlık olarak bulunacaktır. Yağın yoğunluğu ölçülür, hacmi yoğunluk ile çarpmak suretiyle ağırlık/ağırlık olarak, yüzde miktarı hesaplanır. Gravimetrik yöntemde ise uçucu yağ su buharı distilasyonu ile ayrılır ve su-yağ karışımından oluşan distilat, tuz ile doyurulduktan sonra pentan ile tüketilir. Çözücü, darası alınmış bir kapta uçurularak kalan uçucu yağın ağırlığı ölçülür ve ağırlık/ağırlık olarak, % miktarı hesaplanır. 21

Buraya kadar anlatılan yöntemler, farmakopelerde uygulanan yöntemlerdir. Aslında uçucu yağlarda bulunan maddelerin miktar tayini

Buraya kadar anlatılan yöntemler, farmakopelerde uygulanan yöntemlerdir. Aslında uçucu yağlarda bulunan maddelerin miktar tayini için geliştirilmiş çeşitli birçok yöntem bulunmaktadır. 22

Uçucu yağların tıbbi etkileri ve kullanımlarına örnekler Uçucu yağ taşıyan drogların bir kısmı, halk

Uçucu yağların tıbbi etkileri ve kullanımlarına örnekler Uçucu yağ taşıyan drogların bir kısmı, halk ilâcı olarak ve eczacılıkta, ham drog halinde kullanılırken birçok ham drog ta toz edilip baharat olarak tüketilmektedir. Buna karşılık, ilâç hammaddesi olarak kullanılan, çoğu kez, bitkiden çıkarılmış olan uçucu yağdır. Eczacılıkta kullanılan uçucu yağlardan ve uçucu yağ taşıyan droglardan, çoğunlukla lezzet ve koku değiştirici olarak yararlanılmaktadır. Bununla beraber tedavi edici etkisi olan yağlar da vardır. Hemen bütün uçucu yağlar antiseptik, bazıları da antibiyotik etkidedir. Bu nedenle birçoğu solunum antiseptiği (okaliptüs yağı), diüretik ve üriner antiseptik (ardıç esansı) olarak kullanılır. Bazı uçucu yağların fungusit etkisi de bulunduğundan, dışarıdan, bazı mantar hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır (kekik yağı). Barsak parazitlerine karşı kullanılan uçucu yağlar da vardır (kazayağı/kenopod esansı). 23

Bazı uçucu yağlar (nane yağı) mide salgısını artırır, birçoğu (anason yağı) karminatif, bazıları (papatya

Bazı uçucu yağlar (nane yağı) mide salgısını artırır, birçoğu (anason yağı) karminatif, bazıları (papatya yağı) antienflamatuar etkidedir. Bazı uçucu yağların da (sabin yağı) emenagog etkisi bulunmaktadır. Uçucu yağların birçoğu toksik etki gösterir. Mukozayı tahriş eder, sinir sistemini uyuşturur. Toksik etki lipitlerde erimelerinden ve hücre içine girerek plazmayı bloke etmelerinden ileri gelir. Uçucu yağların birden fazla maddeden oluştuğu dikkate alınırsa, aynı uçucu yağın değişik amaçlarla kullanılması da doğal sayılır. Bugün, uçucu yağlar yerine, daha çok içindeki terpenik veya aromatik etken maddeler ayrılmakta ve ilâç olarak bu etken maddeler kullanılmaktadır. Etken maddeler uçucu yağın, genellikle, stearopten kısmında bulunmaktadır. 24

Türk Farmakopesi'nde uçucu yağların yeri Türk Farmakopesi'nde sadece bir uçucu yağ ve bir konkret

Türk Farmakopesi'nde uçucu yağların yeri Türk Farmakopesi'nde sadece bir uçucu yağ ve bir konkret yazılıdır: Oleum Anisi ve Etheroleum Chenopodii (kazayağı/kenopod esansı). Buna karşılık, kâfur, mentol, santonin ve timol olmak üzere, 4 tane uçucu yağ etken maddesi bulunmaktadır. Ayrıca iki tane kokulu su, Aqua Aurantii floris (turunç çiçeği suyu) ve Aqua Menthae piperitae de Türk Farmakopesi'nde yer almaktadır. Bununla beraber ilâç yapımında, gerek koku verici ve tat değiştirici gerekse ilâç hammaddesi olarak daha başka birçok uçucu yağ veya terpenik madde kullanılmaktadır. Bunlardan başka bir çok uçucu yağdan veya uçucu yağ taşıyan drogtan Anadolu'da halk ilâcı olarak ta yararlanılmaktadır. 25

Uçucu yağların ilaç haricinde diğer kullanım alanları Uçucu yağların büyük bir kısmı da parfümeride

Uçucu yağların ilaç haricinde diğer kullanım alanları Uçucu yağların büyük bir kısmı da parfümeride koku maddesi olarak kullanılır (gülyağı, lavanta esansı). Ayrıca uçucu yağlar gıda sanayinde de tat verici olarak kullanılmaktadır. Baharatın besinlere verdiği tat ve koku dışında, koruyucu bir etkisi de vardır. Bu etki baharatta bulunan uçucu yağdan ileri gelmekte ve uçucu yağların antiseptik etkisi sayesinde bakterilerin üremesi yavaşlamakta, besinlerin bozulması gecikmektedir. Uçucu yağlar başka sanayi dallarında da kullanılır. Boya hazırlanmasında eritici olarak, madencilikte, maden filizlerini yüzdürerek saflaştırmada bazı uçucu yağlardan yararlanılmaktadır. Uçucu yağlardan elde edilen birçok madde, başka ilâç hammaddesi ya da koku verici maddenin yarı-sentez yoluyla elde edilişinde de kullanılır. Örneğin kâfur, pinenden hareketle; vanilin, öjenolden hareketle, yarı-sentetik olarak hazırlanmaktadır. 26

ETKEN MADDESİ ASİKLİK MONOTERPEN TÜREVİ OLAN DROGLAR 27

ETKEN MADDESİ ASİKLİK MONOTERPEN TÜREVİ OLAN DROGLAR 27

OLEUM ROSAE, Gül yağı Rosa damascena (Rosaceae) petallerin den su buharı distilasyonuyla elde edilen

OLEUM ROSAE, Gül yağı Rosa damascena (Rosaceae) petallerin den su buharı distilasyonuyla elde edilen uçucu yağdır. Şam gülü, mayıs-haziran aylarında pembe renkli çiçek açan dikenli bir bitkidir. Çiçekleri pek güzel olmamakla beraber uçucu yağ miktarı yüksek olduğu ve diğer güllerden daha kuvvetli ve daha hoş koktuğu için, gül yağı elde edilişinde hemen yalnız bu tür seçilmektedir. 28

Bazı ülkelerde yetiştirilen Rosa centifolia, daha fazla uçucu yağ taşıdığı halde uçucu yağ elde

Bazı ülkelerde yetiştirilen Rosa centifolia, daha fazla uçucu yağ taşıdığı halde uçucu yağ elde etmek için kullanılmaz, çünkü taşıdığı yağın büyük bir kısmı suda eriyen maddelerden oluşmuştur. Bu nedenle Rosa centifolia‘nın gül yağı değil fakat gülsuyu (Aqua Rosae) elde edilişinde yararlanılmaktadır. 29

Uçucu yağ, az katmerli gül çiçeklerinin petallerinde ve özellikle iç epidermadaki papil biçimindeki hücrelerde

Uçucu yağ, az katmerli gül çiçeklerinin petallerinde ve özellikle iç epidermadaki papil biçimindeki hücrelerde bulunur. Dış epidermada da uçucu yağ vardır, fakat miktarı azdır. Gül yağı Bulgaristan, Türkiye, İran ve Fas'ta elde edilmektedir. Türkiye'de İsparta ve Burdur'da kültürü yapılan R. damascena 'ya Türkçe, "pembe yağ gülü" adı verilir. Güneş doğduktan sonra petallerdeki uçucu yağ miktarı azalmağa başladığından sabah erken saatte toplanan çiçekler, fabrika veya imalâthanelere getirilerek önce bir süre soldurulur, sonra, sepallerini ayırmaksızın, su buharı distilasyonu uygulanır. Buhar distilasyonu iki kez tekrarlanarak birinci ve ikinci kez elde edilen uçucu yağlar birleştirilerek gül yağı elde edilir. Yaklaşık 4000 kg gülden 1 kg gül yağı elde edilmektedir (% , 0. 025). İkinci distilasyondan arta kalan sulu faz, gül suyu, Aqua Rosae adını alır. Bu da eczacılıkta kullanılan bir ilâçtır. 30

Gül petallerinden konkret te hazırlanmaktadır. Sıcakta maserasyon yoluyla yapılan tüketmede çözücü olarak, genellikle, benzol

Gül petallerinden konkret te hazırlanmaktadır. Sıcakta maserasyon yoluyla yapılan tüketmede çözücü olarak, genellikle, benzol kullanılır. Tüketme tamamlandıktan sonra çözücü vakumda yoğunlaştırılmakta ve kırmızı renkli, pomat kıvamında, gül kokulu konkret elde edilmektedir. Yaklaşık 450 kg gülden 1 kg konkret elde edilir (% 0. 22). Türkiye'de yılda 1000 -1500 kg gül yağı ve 3000 kg kadar da konkret elde edilmekte ve hemen tümü yurt dışına satılmaktadır. İsparta yöresinde, biri Burdur'da olmak üzere, irili ufaklı on kadar fabrika vardır. Ayrıca köylerde de 200 kadar imbikle, köy tipi gül yağı üretilmektedir. Su buharı distilasyonu ile elde edilen gül yağı soğukta bekletilince bir çökelek ayrılır. Bu çökelek başka birçok uçucu yağdan farklı olarak, doymuş hidrokarbürler karışımıdır ve uçucu yağın yaklaşık % 20 sini kapsar. Gül yağının soğukta çöken bu kısmına stearopten adı verilmektedir; sıvı halde kalan kısma ise elaopten denir. Elaopten terpenik maddeler karışımıdır. 31

Gül yağında başlıca, asiklik terpenik maddeler bulunmakta ve yağın % 40— 50 sini sitronellol,

Gül yağında başlıca, asiklik terpenik maddeler bulunmakta ve yağın % 40— 50 sini sitronellol, % 20 sini geraniol oluşturmaktadır. Gül yağı koku verici ve koku fîksatörü olarak ve özellikle kozmetoloji ve parfümeride kullanılır. Gül suyunun hafif astrenjan bir etkisi olduğundan el ve yüz sularının hazırlanmasında ve göz banyolarında kullanılır. Gül petallerinde uçucu yağ miktarı çok az olduğundan gül yağının fiyatı oldukça yüksektir. Bu nedenle, gül yağı yerine, gül yağının karakteristik kokusunu taşıyan geraniolün kendisi veya geraniol taşıyan başka uçucu yağlar kullanılmaktadır. 32

Bazı Pelargonium (ıtır) türlerinin ve başlıca P. odoratissimum ile P. roseum yapraklarının su buharı

Bazı Pelargonium (ıtır) türlerinin ve başlıca P. odoratissimum ile P. roseum yapraklarının su buharı distilasyonu ile elde edilen uçucu yağ, geraniol, sitronellol ve az miktarda da feniletil alkol taşımakta ve "Geranium-rozat esansı" adı altında gül yağı yerine kullanılmaktadır. Pelargonium lar Akdeniz bölgesinde yetişir, Fransa, İspanya, Cezayir’de ise kültürü yapılır. Pelargonium sp. Ticarette yine gül yağı yerine satılmakta olan bir başka uçucu yağ "Palma-rosa" esansıdır. Hindistan'da yetişen Cymbopogon martini (Gramineae) den su buharı distilasyonuyla elde edilen bu uçucu yağın % 75— 95 i geranioldur. Cymbopogon sp. 33

OLEUM LAVANDULAE, Lavanta esansı Lavandula officinalis'in (Labiatae) taze çiçekli dal uçlarından su buharı distilasyonu

OLEUM LAVANDULAE, Lavanta esansı Lavandula officinalis'in (Labiatae) taze çiçekli dal uçlarından su buharı distilasyonu ile elde edilen bir uçucu yağdır. Bir Orta Avrupa bitkisi olan lavantanın Fransa, İspanya ve İtalya'da kültürü yapılmaktadır. Türkiye'de yabani olarak yetişmeyen bu bitki İstanbul civarında yetiştirilmekte ise de uçucu yağ elde etmek amacıyla, geniş ölçüde kültürü yapılmamaktadır. Su buharı distilasyonuyla bitkiden % 0. 5 -0. 8 kadar uçucu yağ elde edilmektedir. Bu yağın % 30 -40 ı linalol ve % 35 -55 i linalil asetattır. Uçucu yağda geraniol gibi asiklik, ökaliptol gibi monosiklik ve borneol gibi bisiklik başka terpenik maddeler de bulunmaktadır. Oleum Lavandulae santral sinir sistemi sedatifi olarak kullanılmıştır. Bugün daha çok linalol ve linalil asetattan dolayı, parfümeri ve kozmetikte kullanılmaktadır. 34

OLEUM AURANTİİ FOLII, Petit grain esansı Turunç ağacının yapraklarından su buharı disitilasyonuyla elde edilen

OLEUM AURANTİİ FOLII, Petit grain esansı Turunç ağacının yapraklarından su buharı disitilasyonuyla elde edilen uçucu yağdır. Bu yağ elde edilirken, kazana, yapraklardan başka yeşil meyvalar, tomurcuklar, hatta ince dal uçları da katılır. Elde edilen uçucu yağ çeşitli bölgelerde önemli farklar göstermek üzere, % 45— 75 linalil asetat taşımaktadır. Aurantii folii % 0. 5 lik infuzyonları halinde hafif sedatif ve stomaşik bir ilâç olarak kullanılır. Diğer narenciye ağaçlarının, yapraklarından da petit grain esansı elde edilmektedir. Bunlardan portakaldan elde edilen, % 22 linalol ve linalil asetat, % 53 limonen, % 15 sitral taşıyan bir uçucu yağdır. Bergamottan distillenen % 55, greyfruttan elde edilen de % 60 kadar linalil asetat taşımaktadır. Mandalinadan elde edilen yaprak yağı ise % 56 metil antranilat ve % 42 limonen içeren, diğerlerinden daha değişik yapıda bir uçucu yağdır. 35

OLEUM BERGAMİA E, Bergamot esansı Citrus aurantium var. bergamia (Rutaceae) meyvalarının perikarpından mekanik yolla

OLEUM BERGAMİA E, Bergamot esansı Citrus aurantium var. bergamia (Rutaceae) meyvalarının perikarpından mekanik yolla elde edilir. Başlıca üretim merkezi italya'dır. Türkiye'de de Antalya dolaylarında bergamot ağaçları yetişmektedir. Bu ağaçların meyvalarından bergamot esansı elde edilmekte ve az miktarda olmakla beraber çaya koku vermek amacıyla yurt içinde satılmaktadır. Oleum Bergamiae % 36— 37 kadar linalil asetat içerir. Rutaceae familyası meyvalarından mekanik yolla elde edilen bütün uçucu yağlar, soğutulunca çöken, kumarin türevi bileşikler içerirler. Bergamot yağı bu bileşenlerden olan furokumarin içerir. Bu madde güneş ışığına olan duyarlığı artırdığından, bu uçucu yağı taşıyan losyonları kullananlarda, deride esmerleşmeler görülür. Oleum Bergamiae koku verici olarak eczacılık sanayiinde ve parfümeride kullanılmaktadır 36

FRUCTUS CORIANDRI. Kişniş Uçucu yağının başlıca maddesi linalol olan bir başka drog da kişniştir.

FRUCTUS CORIANDRI. Kişniş Uçucu yağının başlıca maddesi linalol olan bir başka drog da kişniştir. Kişniş, Coriandrum sativum (Umbelliferae) nin kurutulmuş meyvalarıdır. Bir Akdeniz bitkisi olan ve Türkiye'de de yetişen C. sativum 'un meyvaları 2. 5 - 4. 5 mm çapında küreler biçimindedir. Meyva subuharı distilasyonuyla % 0. 3 - 1 uçucu yağ verir. Bu yağın % 60 -70 i linaloldur. Stomaşik olarak eskiden kullanılmış bulunan Fructus Coriandri bugün, şekercilikte ve likör hazırlamakta kullanılmaktadır. 37

OLEUM AURANTİİ, Portakal esansı Vatanı Çin olduğu halde, Akdeniz'de Iokalize olan portakal ağaçlarının, Citrus

OLEUM AURANTİİ, Portakal esansı Vatanı Çin olduğu halde, Akdeniz'de Iokalize olan portakal ağaçlarının, Citrus aurantium var. dulce (Rutaceae)nin, olgunlaşmış meyvalarının perikarpından elde edilen bir uçucu yağdır. Narenciye meyvelerinde uçucu yağ, perikarpın salgı ceplerinde bulunur. Bu ceplerin mekanik yolla patlatılması yöntemiyle portakal kabuklarından % 0. 5 oranında uçucu yağ alınmaktadır. Uçucu yağın % 90 -95 i limonendir. Yağda % 2 -3 kadar deşil aldehit ve soğukta çöken kumarin türevi bir madde, "aurapten" bulunur. Portakal esansı yurdumuzda da, portakal suyu yapan fabrikalarda bir yan ürün olarak elde edilmektedir. Portakal suyu sıkılmadan önce portakallar rendelenir. Rendeleme sırasında akan sıvıdan portakal esansı ayrılarak alınır. Oleum Aurantii koku verici olarak eczacılık sanayiinde ve kolonya hazırlanmasında kullanılır. 38

OLEUM CITRI, Limon esans, Citrus limonum (Rutaceae) yani limon meyvalarının kabuklarından elde edilen uçucu

OLEUM CITRI, Limon esans, Citrus limonum (Rutaceae) yani limon meyvalarının kabuklarından elde edilen uçucu yağdır. Limon da bir Asya bitkisidir ve Akdeniz bölgesinde lokalize olmuştur. Kuzey, batı ve güney Anadolu'da yaygın olmasına karşın, Türkiye'de limondan uçucu yağ elde edilmemektedir. Mekanik yolla limondan % 0. 5 oranında uçucu yağ elde edilir. Bu yağın % 90 ı limonendir. Limon esansı % 3. 5 kadar sitral ve bir miktar da sitronellal içerir. Limon esansının kendine özgü kokusunu veren bu aldehitlerdir. Mekanik yolla elde edilen diğer Rutaceae uçucu yağları gibi, limon esansında da soğukta çöken, kumarin türevi bir madde bulunmaktadır. 5, 7 -dimetoksi kumarin yapısında olan bu madde "sitropten“ adını alır. Uçucu yağın kokusunu veren maddelerin arasında, sitralin oksidasyonla parçalanması sonucu oluşan metil heptenon ile oktil- ve nonil aldehit te sayılabilir. Oleum Citri koku verici olarak ve özellikle kolonya yapımında kullanılmaktadır. 39

FOLİA MELISSAE, Melisa yaprağı, Oğulotu yaprağı Kuzey ve Batı Anadolu'da yaygın olan Melissa officinalis’in

FOLİA MELISSAE, Melisa yaprağı, Oğulotu yaprağı Kuzey ve Batı Anadolu'da yaygın olan Melissa officinalis’in yapraklarıdır. Taze yapraklar parmaklar arasında oğuşturulunca, belirgin ve kuvvetli limon kokusu duyulur. Salgı tüyleri % 0. 10 -0. 15 uçucu yağ taşır. Bu yağ % 41 sitronellal ve % 2 kadar sitral içerdiğinden yapraklar limon kokusun dadır. Folia Melissae antispazmodik olarak ve soğuk algınlıklarında kullanılmaktadır. Bugün hemen yalnız halk hekimliğinde kullanılan bir drogdur. 40

Özellikle İzmir'de aktarlar "hakiki melisa otu" adıyla başka bir bitkinin yapraklarını satarlar. Bu yapraklar

Özellikle İzmir'de aktarlar "hakiki melisa otu" adıyla başka bir bitkinin yapraklarını satarlar. Bu yapraklar Lippia citriodora (Verbenaceae) bitkisinin yapraklarıdır. Morfolojik görünüş bakımından Folia Melissae'ye hiç benzemeyen bu yapraklar parmaklar arasında ovuşturulduğunda limon gibi kokar ve gerçek Melissa yapraklarından daha fazla (% 0. 5 oranında) uçucu yağ verir. Bu yağın % 26 sı sitraldır. Az miktarda sitronellal ve metil heptenon da taşımaktadır. Uçucu yağda pinenin oksidasyonuyla oluşan ve verbenon adı verilen bisiklik bir keton da bulunmaktadır. Lippia citriodora‘nın uçucu yağına "verven esansı" adı verilmekte ve parfümeri sanayiinde çok aranan bir yağı oluşturmaktadır. 41

ETKEN MADDESİ MONOSİKLİK, MONOTERPEN TÜREVİ OLAN DROGLAR 42

ETKEN MADDESİ MONOSİKLİK, MONOTERPEN TÜREVİ OLAN DROGLAR 42

OLEUM MENTHAE, Nane yağı Mentha piperita'nın (Labiatae) çiçekli dal uçları ve yapraklarından su buharı

OLEUM MENTHAE, Nane yağı Mentha piperita'nın (Labiatae) çiçekli dal uçları ve yapraklarından su buharı distilasyonu ile elde edilen bir uçucu yağdır. Bu nane türü M. aquatica ile M. viridis'in melezi olup Fransa, İngiltere, İtalya, Balkan ülkeleri, Rusya ve A. B. D. 'nde yetiştirilmektedir. Yurdumuzda bu bitkinin kültürü, şimdilik sadece bahçelerde yapılmaktadır, yapraklarından kurutularak yararlanılmakta fakat uçucu yağ elde edilmemektedir. 1973 yılında, İsparta'da kültür çalışmaları başlatılmış, Mersin ve Kayseri yörelerinde denemeler yapılmıştır. Henüz yaygın bir biçimde Mentha piperita kültürüne başlanmış değildir. 43

Mentha piperita herbasının su buharı distilasyonu ile, taze bitki üzerinden hesaplamak kaydıyle, % 0.

Mentha piperita herbasının su buharı distilasyonu ile, taze bitki üzerinden hesaplamak kaydıyle, % 0. 6— 1 arasında uçucu yağ elde edilir. Uçucu yağın % 50 si monosiklik bir monoterpen olan mentoldür. Mentol yanında % 10 kadar menton ve mentofuran da bulunur. Nane yağı eczacılıkta, mide ağrılarını yatıştırmak ve kusmayı, bulantıyı kesmek için, damla halinde verilir. Karminatif bir özelliği de vardır. Nane yağından bir şurup ve nane suyu, Aqua Menthae piperitae (TF) hazırlanmaktadır. Nane yağı diş macunlarında, şekercilikte ve ciklet hazırlanmasında geniş ölçüde kullanılır. Son yıllarda, hassas kolon sendromunda barsakta açılan kapsül içinde doğal nane yağı ilâç olarak kullanılmaktadır. Bu müstahzar henüz 44 Türkiye'de üretilmemiştir.

OLEUM EUCALYPTI, Okaliptüs esansı Okaliptüs yağı. Vatanı Avustralya olan Eucalyptus globulus (Myrtaceae) bitkisinin yapraklarından

OLEUM EUCALYPTI, Okaliptüs esansı Okaliptüs yağı. Vatanı Avustralya olan Eucalyptus globulus (Myrtaceae) bitkisinin yapraklarından elde edilen bir uçucu yağdır. E. globulus 15— 20 m yüksekliğe erişebilen bir ağaçtır. Uçucu yağ elde etmek için yapraklar kesilip su buharı distilasyonu uygulanır, böylece % 3— 5 oranında uçucu yağ elde edilir. Uçucu yağın içerisinde % 80 oranında monosiklik bir terpen olan ökaliptol (1— 8 sineol) ve bir miktar terpineol ile izoborneol bulunmaktadır. Uçucu yağda yine bisiklik bir monoterpen türevi olan "pinokarveol“ ile seskiterpenik bir bileşik olan "ödesmol" de bulunmak tadır. 45

Oleum Eucalypti, ökaliptolünden ötürü eczacılıkta kullanıldığı gibi ökaliptol elde edilişinde de bu yağdan yararlanılmaktadır.

Oleum Eucalypti, ökaliptolünden ötürü eczacılıkta kullanıldığı gibi ökaliptol elde edilişinde de bu yağdan yararlanılmaktadır. Ökaliptol ve Oleum Eucalypti antiseptik özelliktedirler, bu nedenle inhalasyon yoluyla, solunum antiseptiği olarak kullanılır. İçerden alındığında, idrar yolları antiseptiği olarak etki gösterir. Ayrıca ökaliptol, bazı mantar hastalıklarında, dışarıdan uygulanan ilaçların bileşimine de girer. Ökaliptolün kurt düşürücü etkisi de bulunmaktadır. Bazı diş suları ve diş macunları içerisine de ökaliptol konulmaktadır. Ökaliptol şekercilik te de kullanılmaktadır. 46

Eucalyptus globulus Türkiye'de yetişen bir tür değildir. Her ne kadar Tarsus'taki okaliptüs ormanında bazı

Eucalyptus globulus Türkiye'de yetişen bir tür değildir. Her ne kadar Tarsus'taki okaliptüs ormanında bazı E. globulus ağaçları bulunmakta ise de bu bitkinin Türkiye'de iklime iyi bir şekilde uymadığı ve soğuktan zarar gördüğü saptanmış bulunmaktadır. Türkiye'de yaygın olan Eucalyptus türü, E. rostrata dır. Bu tür uçucu yağında ökaliptol taşımayan türlerden biri olarak bilinmektedir. Bununla beraber Türkiye'de yetiştirilmekte olan E. rostrata örnekleri üzerinde yapılan araştırmalarla, Datça (Muğla) bölgesinde yetiştirilmiş bulunan bitkilerden elde edilen uçucu yağın % 57 ökaliptol taşıdığı saptanmış bulunmaktadır. Benzer şekilde, başka ülkelerin de bazı bölgelerinde, ökaliptol taşıyan E. rostrata variyeteleri yetişmektedir. Türkiye'de yetişmekte olan diğer Eucalyptus türlerinden E. viminalis ile E. amygdalina da % 20— 40 oranında ökaliptol içeren bir uçucu yağ vermektedirler. 47

ökaliptol, Eucalyptus türlerinin yapraklarından elde edilebildiği gibi, Türkiye'de yetişmekte olan bazı Salvia türlerinden de,

ökaliptol, Eucalyptus türlerinin yapraklarından elde edilebildiği gibi, Türkiye'de yetişmekte olan bazı Salvia türlerinden de, bu amaçla yararlanılabilir. Örneğin, batı ve güneybatı Anadolu'da pek yaygın olan Salvia triloba'dan elde edilen uçucu yağ % 50 oranında ökaliptol taşımaktadır. Salvia triloba Türkçe, "adaçayı" ya da "dağelması" adı ile bilinen bir bitkidir. 48

Gomenol Avustralya'da yetişmekte olan Melaleuca viridiflora‘nın (Myrtaceae) yapraklarından su buharı distilasyonuyla elde edilen uçucu

Gomenol Avustralya'da yetişmekte olan Melaleuca viridiflora‘nın (Myrtaceae) yapraklarından su buharı distilasyonuyla elde edilen uçucu yağın temizlenmiş şeklidir. Yaprakların distilasyonuyla elde edilen uçucu yağa "Oleum Niaouli" adı verilmektedir. Bu yağ nötralleştirildikten ve aldehitlerinden kurtarıldıktan sonra yeniden distillenerek gomenol elde edilir. Gomenol, % 60 oranında ökaliptol ve bir miktar da terpineol taşıyan bir üründür. Ökaliptolünden dolayı solunum yolları antiseptiği olarak ve kurt düşürücü etkisinden yararlanmak amacıyla, eczacılıkta kullanılmaktadır. 49

OLEUM LAURI, Defne yağı Akdeniz bölgesinin yaprak dökmeyen bitkilerinden olan Laurus nobilis in meyve

OLEUM LAURI, Defne yağı Akdeniz bölgesinin yaprak dökmeyen bitkilerinden olan Laurus nobilis in meyve ve yapraklarından, subuharı distilasyonuyla elde edilen bir uçucu yağdır. Defne, Türkiye'de de, batı ve güney bölgelerde yaygın olan bir bitkidir. Defne yaprakları toplanmakta ve yurt dışına satılmaktadır. Türkiye'de defne yağı elde eden imalathane ve fabrikalar da vardır. Toroslarda bazı orman köylerinde, yapraklardan uçucu yağ ve meyvalardan da presyon yoluyla sabit yağ elde edilir. İzmir'de ve Ankara'da diğer ürünler yanında defne yağı elde eden ve yurtdışına satan birer fabrika vardır. Silifke'de sadece defne yağı (yapraktan uçucu yağ, meyvalardan sabit yağ) elde etmek üzere inşa edilmiş bir fabrika bulunmaktadır. 50

Yaprakların ve meyvaların su buharı distilasyonu ile % 2 kadar uçucu yağ elde edilir.

Yaprakların ve meyvaların su buharı distilasyonu ile % 2 kadar uçucu yağ elde edilir. Bu uçucu yağın % 45— 50 kadarı ökaliptol, % 30 kadarı geraniol ve sitronellol, % 5 kadarı da öjenol, metilöjenol ve asetilöjenoldur. Bu oksijenli terpenik ve aromatik maddeler yanında, başta pinen olmak üzere, oksijensiz terpenik maddeler de içermektedir. Oleum Lauri koku verici ve antiseptik bir uçucu yağ olarak bilinir. Defne yapraklarından, özellikle gıda sanayi inde, konservan olarak yararlanılır. Konservan etki ökaliptolden ve öjenol türevlerinden ileri gelmektedir. 51

OLEUM CHENOPODII (TF), Kenopod esansı Bu uçucu yağ, Chenopodium ambrosioides var. anthelminticum‘ un (Chenopodiaceae)

OLEUM CHENOPODII (TF), Kenopod esansı Bu uçucu yağ, Chenopodium ambrosioides var. anthelminticum‘ un (Chenopodiaceae) çiçekli ve meyvalı dallarından, subuharı distilasyonuyla elde edilmektedir. Uçucu yağ, Hindistan'ın batısında ve Amerika'da yetişmekte olan bitkinin salgı tüylerinde bulunmakta ve çiçekli-meyvalı dallardan % 1 - 2 oranında yağ elde edilmektedir. Bu uçucu yağ renksiz veya sarımsı renkli, fena kokulu, keskin acı ve yakıcı lezzette bir sıvıdır. % 60 -80 oranında askaridol ve % 20 -22 oranında ökaliptol taşır. Askaridol, bir monosiklik monoterpen türevidir. 52

Bağırsak parazitlerinden yuvarlak ve kancalı kurtlara etkili bir madde olduğundan, askaridol ya da Oleum

Bağırsak parazitlerinden yuvarlak ve kancalı kurtlara etkili bir madde olduğundan, askaridol ya da Oleum Chenopodii, anthelmentik olarak kullanılmaktadır. Türkiye'de de bazı müstahzarlarda askaridol vardı ve aynı amaçla kullandırdı, bugün daha çok veteriner hekimlikte kullanılmaktadır. 53

ETKEN MADDESİ BİSİKLİK MONOTERPEN TÜREVİ OLAN UÇUCU YAĞLAR 54

ETKEN MADDESİ BİSİKLİK MONOTERPEN TÜREVİ OLAN UÇUCU YAĞLAR 54

OLEUM SABINAE Orta Avrupa'da yetişen bir ardıç türü olan Juniperus sabina bitkisinin yapraklı genç

OLEUM SABINAE Orta Avrupa'da yetişen bir ardıç türü olan Juniperus sabina bitkisinin yapraklı genç dallarından, subuharı distilasyonuyla elde edilen bir uçucu yağdır. Dal uçlarının içerdiği uçucu yağ miktarı % 2— 3 kadardır. Bu uçucu yağ % 40 kadar sabinol asetat ve % 10 kadar da sabinol taşımaktadır. Küçük dozlarda mensturasyon bozukluklarına neden olan ve emenagog etki gösteren bu uçucu yağ, yüksek dozlarda bağırsak ve böbreklerde bozukluklar meydana getirmekte, düşük yapmakta ve bazan da ölümle sonuçlanan zehirlenmelere yol açmaktadır. Bu nedenle, uçucu yağ içeriden kullanılmaz. Dışardan, pomat ya da solüsyon halinde, siğil tedavisinde ve saç çıkarmak için uygulanan ilâçlara katılmaktadır. 55

HERBA ABSINTHII, Pelinotu Artemisia absinthium 'un (Compositae) yapraklı ve çiçekli dallarıdır. Avrupa'nın güneyinde, Afrika'nın

HERBA ABSINTHII, Pelinotu Artemisia absinthium 'un (Compositae) yapraklı ve çiçekli dallarıdır. Avrupa'nın güneyinde, Afrika'nın kuzeyinde ve Anadolu'da da yetişen bir Akdeniz bitkisidir. Eskiden bu bitkiden absent adı verilen bir içki hazırlandığı için, bitkinin kültürü de yapılırdı. Zararlı etkileri saptandığından, bugün içki yapımında kullanılmamakta ve bu nedenle kültürü de artık yapılmamaktadır. Droğu başlıca, salkım halinde toplanmış küçük, sarı kapitulumlarla gümüş rengindeki, çok parçalı yapraklar teşkil eder. Kokusu kendine özgü, lezzeti acıdır. Herba Absinthii % 0. 5 oranında, mavi yeşil renkli bir uçucu yağ taşır. Bu uçucu yağın % 30 -45 i tuyon, % 15 -25 i tuyol'dur. 56

Tuyon ve tuyol zehirli maddelerdir. Düşük dozlarda titreme, halüsinasyon, yüksek dozlarda sar'aya benzeyen titremeler,

Tuyon ve tuyol zehirli maddelerdir. Düşük dozlarda titreme, halüsinasyon, yüksek dozlarda sar'aya benzeyen titremeler, bitkinlik ve uyuşukluk ile kendini gösteren bir zehirlenme tablosu vardır, "absintin" zehirli olmayan ve salgı arttırdığı için iştah açan bir acı maddedir. Herba Absinthii, özellikle bu acı maddeden ötürü, iştah açıcı bir ilâç olarak kullanılmıştır. Bugün geniş bir kullanılışı yoktur. Bununla beraber, Türkiye'de bir halk ilâcı olarak, yaraların ve alerjik kaşıntıların tedavisinde kullanılmaktadır. 57

FOLİA SALVIAE Labiatae familyasından Salvia officinalis'in yapraklarıdır. Yapraklardan su buharı distilasyonu ile % 1—

FOLİA SALVIAE Labiatae familyasından Salvia officinalis'in yapraklarıdır. Yapraklardan su buharı distilasyonu ile % 1— 2 oranında uçucu yağ elde edilir. Bu uçucu yağın % 50 si tuyon, % 15 i borneoldur. Bunlardan başka tuyol, ökaliptol ve kâfur da içerir. Eskiden epilepside ve tüberkülozda kullanılan Fol. Salviae, toksik etkilerinden dolayı, bugün çok aranmamaktadır. Sıcak enfuzyonları, gargara halinde, dezenfektan ve astrenjan bir ilâç olarak uygulanır. Uçucu yağ kuvvetli antiseptiktir, ayrıca parfümeride de 58 kullanılmaktadır.

CAMPHORA (TF) Kafur Uzak doğuda yetişen ve 40— 50 m boyunda büyük ağaçlar olan

CAMPHORA (TF) Kafur Uzak doğuda yetişen ve 40— 50 m boyunda büyük ağaçlar olan Cinnamomum camphora odunundan elde edilen bir üründür. Bu bitkiler uzak doğuda, bin yıllık büyük ormanlar oluşturmuşlardır doğal kâfur elde edilişinde kullanılmaktadır. Kâfur elde etmek için 20 -25 yaşlarındaki ağaçların odunu kesilip parçalandıktan sonra su buharı distilasyonu uygulanır. Böylece % 2— 3 oranında uçucu yağ elde edilir. Bu uçucu yağ soğukta bekletilince kâfur kristallenerek çöker. Kalp ve solunum analeptiği olarak çoğu kez yağlı enjeksiyonları halinde kullanılmaktadır. Yağlı enjeksiyonlar ancak ya deri altına ya da adele içine yapılabildiğinden, kâfurun suda çözünen türevleri de hazırlanmıştır. Dışardan kâfur rubefiyan bir etki gösterir ve etanollü çözeltisi halinde kullanılır. Akciğerde ve solunum yollarında antiseptik bir etki meydana getirdiğinden kâfur taşıyan preparatlar buğu şeklinde veya kâfur taşıyan pomatları göğüs ve 59 sırta sürmek suretiyle kullanılmaktadır.

ETKEN MADDESİ SESKİTERPEN TÜREVİ OLAN DROGLAR 60

ETKEN MADDESİ SESKİTERPEN TÜREVİ OLAN DROGLAR 60

FLOS CHAMOMILLAE VULGARIS, Mayıs papatyası Matricaria chamomilla‘ nın kurutulmuş kapitulumlarıdır. Papatya, Avrupa'da yetişen ve

FLOS CHAMOMILLAE VULGARIS, Mayıs papatyası Matricaria chamomilla‘ nın kurutulmuş kapitulumlarıdır. Papatya, Avrupa'da yetişen ve geniş ölçüde kültürü yapılmakta olan bir bitkidir. Anadolu’da da oldukça yaygın olarak bulunur. Türkiye'de "Mayıs papatyası" ya da "Adi papatya" adı ile tanınmaktadır. Matricaria chamomilla, 20 50 cm boyunda, otsu bir bitkidir. İnce parçalı yaprakları vardır, mayıs ayında çiçek açar. Çiçeklerin su buharı distilasyonuyla % 0. 2 0. 5 oranında, mavi yeşil renkli bir uçucu yağ elde edilir. Bu uçucu yağda seksiterpenik maddeler bulunmaktadır. % 5 - 15 kadar kamazulen içerir. Kamazulen bisiklik ve oksijensiz, seskiterpenik bir bileşiktir. Drog antienflamatuar etkidedir. Bu etki daha çok kamazulenden ileri gelmektedir. Boğaz ağrılarına karşı gargara halinde uygulanmaktadır. Ayrıca papatya çiçeği, saç rengini açmak için kozmetikte de kullanılmaktadır. 61

FLORES CINAE (=Semen Contra), Horasani Artemisia cina (Compositae) isimli bitkinin, açılmamış çiçek tomurcuklarının kurutulma

FLORES CINAE (=Semen Contra), Horasani Artemisia cina (Compositae) isimli bitkinin, açılmamış çiçek tomurcuklarının kurutulma sından oluşmuş bir drogtur. Bitki Rusya'da, Türkistan ve İran'da yetişmektedir. Etken madde miktarı temmuz ağustos aylarında en yüksek düzeye erişir. Çiçek açılınca etken madde miktarı düşmekte, etki azalmaktadır. Drog % 2— 8 oranında uçucu yağ taşır. Su buharı distilasyonuyla elde edilen bu uçucu yağ, başlıca Ökaliptol içerir. Droğun asıl etken kısmı bu uçucu yağ değildir. Drogtaki etken yapıları oluşturan seskiterpenik maddelerin başında a. Santonin (TF) gelmektedir. Santonin, askaris ve oksiyür'lere karşı, kurt düşürücü olarak kullanılır, tenyalara etkisi yoktur. Bağırsak parazitlerini öldürmez, ancak felç eder, bu nedenle ilâç verildikten sonra bir müshil kullanmak suretiyle, parazitler vücuttan atılır. Santonin insanlar için de toksiktir, kullanımında 62 dikkatli olunmalıdır.

ETKEN MADDESİ AROMATİK YAPIDA OLAN DROGLAR 63

ETKEN MADDESİ AROMATİK YAPIDA OLAN DROGLAR 63

C 0 RTEX CINNAMOMI CASSIAE, Çin tarçın kabuğu Cinnamomum cassia (Lauraceae) ağaçlarının genç sürgünlerinin

C 0 RTEX CINNAMOMI CASSIAE, Çin tarçın kabuğu Cinnamomum cassia (Lauraceae) ağaçlarının genç sürgünlerinin kurutulmuş kabuklarıdır. Bitki Doğu ve Güneydoğu Asya'da yetişir. Genç sürgünlerden soyulmuş kabuklar, kısmen ya da tamamen mantar tabakasıyla örtülü, kahverenkli veya sarımsı kahverenklidir. Kabukların subuharı distilasyonuyla % 1 -2 oranında uçucu yağ elde edilir ki bu yağa Oleum Cinnamomi cassiae adı verilmektedir. Uçucu yağ sarımsı esmer renklidir. Havada durdukça koyulaşır ve kırmızımsı bir renk alır. Kendine özgü tarçın kokusu vardır. Yoğunluğu 1. 045 de 1. 063 arasındadır; bu nedenle sudan ağır yağlar arasında yer alır. Uçucu yağ % 75 — 90 oranında sinnamik aldehit ve az miktarda hidrosinnamik aldehit taşır. Tarçın kabuğu ve tarçın yağı, lezzet verici ve karminatif olarak kullandır. 64

FLORES CARYOPHYLLI (Caryophyllus) Karanfil Jambosa caryophyllus bitkisinin çiçek tomurcuklandır. Bitki 10— 20 m yükseklikte,

FLORES CARYOPHYLLI (Caryophyllus) Karanfil Jambosa caryophyllus bitkisinin çiçek tomurcuklandır. Bitki 10— 20 m yükseklikte, yaprak dökmeyen bir ağaçtır. Çiçek sapları da karanfil adıyla satılmakta fakat ikinci kalite bir ürün sayılmaktadır. Kurutulmuş tomurcuklar, 10 mm boyunda, çiviye benzer şekilli kırmızı-kahverenkli bir drogtur. Drog ezilip subuharı distilasyonu uygulanırsa % 14— 20 oranında uçucu yağ elde edilir. Bu uçucu yağ Oleum Caryophylli adını alır. Uçucu yağda % 8090 kadar öjenol ve % 3 kadar da asetil öjenol bulunmaktadır. Öjenol hoş kokulu, kuvvetli antiseptik ve analjezik bir maddedir. Bu bakımdan diş hekimliğinde, diş tedavisi sırasında analjezik ve antiseptik olarak kullanılır. 65 Karminatif bir etkisi de vardır.

SEMEN MYRISTICAE, Küçük hindistancevizi Myristica fragrans 'ın (Myristicaceae) kurutulmuş olgun tohumlarıdır. 10— 20 m

SEMEN MYRISTICAE, Küçük hindistancevizi Myristica fragrans 'ın (Myristicaceae) kurutulmuş olgun tohumlarıdır. 10— 20 m yükseklikte, yapraklarını dökmeyen bir ağaç olan Myristica fragrans, özellikle Moluk Adalarında yetişen bir bitkidir. Mayıs ve kasımda meyvalar toplanır. Meyva olgunlaştığında yırtılmış bulunan etli perikarp açılarak atılır. Tohumun etrafında bir çanak (= arillus) bulunmaktadır. Arillus ayrılır, tohum kurutulur ve böylece drog elde edilmiş olur. Tohumlar oval şekilli, griesmer renkli, üzerinde cevizdeki gibi çukurlar bulunan, özel kokulu, baharlı bir drogtur. Drog % 8— 15 oranında uçucu yağ taşır. Bu uçucu yağın % 80 i kamfen, % 4 ü öjenoldur. Bunların yanında yine aromatik bir madde olan miristisin de içermektedir. 66

Miristisin, narkotik etkisi bulunan ve konvulsan özellik gösteren, zehirli bir maddedir. Semen Myristicae lezzet

Miristisin, narkotik etkisi bulunan ve konvulsan özellik gösteren, zehirli bir maddedir. Semen Myristicae lezzet verici ve karminatif olarak kullanılır; sabit ve uçucu yağından haricen, romatizma tedavisinde yararlanılmaktadır. Çocuklara uyku verici ve karminatif etkisinden ötürü verilirse de toksik etkilerinin de varlığından dolayı, bu kullanılışı zararlıdır. 67

OLEUM ANISI (TF) Anason yağı Pimpinella anisum (Umbelliferae) bitkisinin meyvalarından, su buharı distilasyonuyla elde

OLEUM ANISI (TF) Anason yağı Pimpinella anisum (Umbelliferae) bitkisinin meyvalarından, su buharı distilasyonuyla elde edilen bir uçucu yağdır. Meyvalar ezildikten sonra su buharı distilasyonu uygulanırsa % 2 - 3 oranında uçucu yağ elde edilir. Bu uçucu yağ 15°— 19°C de katılaşmaktadır. Yağın % 80 -90 ını, anetol adı verilen, aromatik bir madde oluşturur. Uçucu yağda ayrıca "kavikol" ve kavikol türevi "estragol" adı verilen bir madde de bulunmaktadır. Anetol, toksik etkilidir fakat bu etkisi çok kuvvetli olmayan bir bileşiktir. Düşük dozlarda solunum ve dolaşımı hızlandırır, salgıları arttırır, bu nedenle iştah açar. Yüksek dozlarda baş ağrısı, görmede bulanıklık ve uyuşukluk ile kendini gösteren bazı toksik belirtiler verir. 68

OLEUM THYMI Bir Avrupa bitkisi olan Thymus vulgaris in (Labiatae) toprak üstü kısımlarından elde

OLEUM THYMI Bir Avrupa bitkisi olan Thymus vulgaris in (Labiatae) toprak üstü kısımlarından elde edilen bir uçucu yağdır. Yetiştiği bölgeye göre uçucu yağ miktarı değişik olmaktadır. Fransa'da % 2. 5 oranında uçucu yağ elde edilirken, İspanya'da elde edilen miktar ancak % 0. 75 oranındadır. Uçucu yağ başlıca timol ve karvakrol içerir. Timol ve karvakrol fenolik bileşiklerdir ve birbirinin izomeridir. Oleum Thymi ve Folia Thymi, kokulu banyoların hazırlanmasında, enfüzyon şeklinde diüretik olarak, ayrıca losyon halinde ve kompres şeklinde, ekimoz tedavisinde kullanılmaktadır. İçeriden antispazmodik etkisi de vardır. Farmakopelerde, Ol. Thymi yerine, bugün daha çok timol yer almaktadır. 69