OSMANLI KLTR MEDENYET HAKMYET ANLAYII Devlet ynetiminde Trk

  • Slides: 53
Download presentation
OSMANLI KÜLTÜR MEDENİYETİ

OSMANLI KÜLTÜR MEDENİYETİ

HAKİMİYET ANLAYIŞI

HAKİMİYET ANLAYIŞI

 • Devlet yönetiminde Türk gelenekleri, İslam hukuku (Şeriat) ve yerel uygulamalar etkili olmuştur.

• Devlet yönetiminde Türk gelenekleri, İslam hukuku (Şeriat) ve yerel uygulamalar etkili olmuştur. • Osmanlı hükümdarları Bey, Gazi, Hüdavendigar, Padişah, Han, Sultan ve 1517 yılı itibariyle Halife gibi unvanları kullanmışlardır. • İslam hukukuyla çelişmemek kaydıyla padişah Örfe dayanarak kanun koyma yetkisine sahiptir. • Şehzadeler idari tecrübe kazanabilmeleri için Çelebi sultan unvanıyla Lala ile birlikte sancaklara idareci olarak gönderilmişlerdir. • Lala; Osmanlı Devleti’nde Şehzadelerin eğitimden sorumlu olan devlet idaresinde tecrübeli olan kişi (öğretmen).

 • Üçüncü Mehmet döneminde şehzadelerin sancağa çıkma usulü kaldırılarak kafes sistemi uygulanmaya başlanmıştır.

• Üçüncü Mehmet döneminde şehzadelerin sancağa çıkma usulü kaldırılarak kafes sistemi uygulanmaya başlanmıştır. Kafes sistemi Şehzadelerin devlet idaresinde tecrübesiz olmalarına neden olmuş bu durum sadrazamın devlet işlerindeki etkinliğini artırmıştır. • Kafes Sistemi; Osmanlı Şehzadelerinin devlet idaresini sancakta değil sarayda eğitim alarak öğrenmeleridir. • Diğer Türk devletleri’ nde olduğu gibi ülke hükümdar ailesinin ortak malı sayılmıştır.

 • Birinci Murat ülke hükümdar ve oğullarının ortak malı prensibini getirmiştir. • Fatih

• Birinci Murat ülke hükümdar ve oğullarının ortak malı prensibini getirmiştir. • Fatih kanunname i Ali Osman ile ülke padişahın malıdır anlayışını getirmiştir. • Not: Bu atılan adımlar merkezi otoritenin güçlenmesinde etkili olmuştur. • Birinci Ahmet döneminde ekber ve erşed anlayışı benimsenmiştir. • Ekber ve erşed anlayışı; Padişahın ölmesinden sonra yerine en yaşlı ve aklı başında olan şehzadenin padişah olacağı bir sistemdir.

 • Padişahlar Fatih döneminden itibaren cülus töreni ile tahta çıkarak kılıç kuşanmaya başlamışlardır.

• Padişahlar Fatih döneminden itibaren cülus töreni ile tahta çıkarak kılıç kuşanmaya başlamışlardır. • 19. yüzyılda Osmanlı devletinde yeni kurumlar ortaya çıkmış ve padişahın yetkileri sınırlandırılmıştır. • Padişahın görevleri; üst kademe memurları atamak savaş ve barışa onay vermek orduyu komuta etmek ülkeyi adaletle yönetmek halkın refah ve güvenliğini sağlamaktır.

MERKEZ TEŞKİLATI

MERKEZ TEŞKİLATI

 • Hükümet, Ordu ve eyaletlerin yönetimi padişaha bağlı olarak teşkilatlandırılmıştır. • Padişah ülkenin

• Hükümet, Ordu ve eyaletlerin yönetimi padişaha bağlı olarak teşkilatlandırılmıştır. • Padişah ülkenin her tarafındaki bütün birimleri yönetim merkezi olan İstanbul’dan yönetmiştir. Saray: • Padişahlar Fatih sultan Mehmet döneminden itibaren 19. yüzyıla kadar Topkapı Sarayı’nda oturmuşlardır. • Yönetim merkezi olan Osmanlı Sarayı Bîrun, Enderun ve Harem olmak üzere üç kısımdan oluşmuştur

Birun: Askeri, ekonomik, sosyal ve siyasal hayatın gerektirdiği görevleri yerine getiren kollardan oluşmuştur. Enderun:

Birun: Askeri, ekonomik, sosyal ve siyasal hayatın gerektirdiği görevleri yerine getiren kollardan oluşmuştur. Enderun: Sarayın iç bölümüdür. Devşirmelerin eğitim gördüğü Enderun mektebi bu bölümde yer almıştır. Harem: Hükümdarın ve ailesinin bulunduğu ve saray kadınlarının eğitim gördüğü bölümdür. Not: Devşirme sistemine göre alınan çocuklar Anadolu’daki Türk ailelerinin yanına gönderilerek Türk İslam kültürüne göre yetiştirilmişlerdir. Daha sonra bir kısmı eğitilmek üzere Edirne, Galata, İshak Paşa ve İbrahim Paşa saraylarına, bir kısmı da Acemi Oğlanlar Ocağına gönderilmiştir. Saraylara gönderilen çocuklar eğitildikten sonra seçime tabi tutularak bir kısmı Topkapı Sarayına diğer kısmı da kapıkulu süvari ve Silahtar bölüklerine yerleştirilmiştir.

 • Dolmabahçe Sarayı (1856): Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılmıştır. Avrupa tarzında inşa edilen ilk

• Dolmabahçe Sarayı (1856): Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılmıştır. Avrupa tarzında inşa edilen ilk saraydır. • Çırağan Sarayı (1863): Yapımına Abdülmecid döneminde başlanmış Abdülaziz döneminde tamamlanmıştır. • Yıldız Sarayı: İkinci Abdülhamit tarafından ilaveler yaptırılarak yönetim merkezi olarak kullanılmıştır. • Beylerbeyi Sarayı (1865): Abdülaziz döneminde inşa edilmiştir yazlık saray ve konuk evi olarak kullanılmıştır.

İstanbul’un yönetimi • İstanbul’da adaletten İstanbul Kadısı, güvenlikten Yeniçeri Ağası, Belediye hizmetlerinden Şehremini, İmar

İstanbul’un yönetimi • İstanbul’da adaletten İstanbul Kadısı, güvenlikten Yeniçeri Ağası, Belediye hizmetlerinden Şehremini, İmar faaliyetlerinden Mimarbaşı sorumlu olmuştur. Genel sorumlu ise Sadrazam’dır.

Divan’ı hümayun • Devletin her türlü işlerinin görüşüldüğü divan kurulu, aynı zamanda yüksek mahkeme

Divan’ı hümayun • Devletin her türlü işlerinin görüşüldüğü divan kurulu, aynı zamanda yüksek mahkeme olarak çalışmıştır. • Divan’da son söz Padişaha aittir. • Üyeleri Padişah tarafından seçilmiştir. • Divan Hümayunun temeli Orhan bey döneminde atılmış ve sınırların genişlemesi ile üye sayısı da artmıştır. • Kuruluş döneminde Padişah başkanlığında toplanan Divanıhümayun Fatih dönemi itibari de Sadrazamlar başkanlığında toplanmaya başlamıştır.

Osmanlı devletinde yönetici sınıfı üç bölüme ayrılmıştır; • Seyfiye: Merkez ve taşradaki bütün idari

Osmanlı devletinde yönetici sınıfı üç bölüme ayrılmıştır; • Seyfiye: Merkez ve taşradaki bütün idari ve askeri yöneticilerden oluşmuştur. Veziri azam vezirler yeniçeri ağası kaptanıderya Örnek olarak gösterilebilir. • İlmiye: Adalet, Eğitim ve Din işlerini yürüten sınıftır. Şeyhülislam ve kazasker başta olmak üzere merkez ve taşradaki bütün kadılar ve müderrisler bu sınıfı oluşturmuşlardır. • Kalemiye: Yazışmaları ve Ekonomik faaliyetleri düzenleyen sınıftır. Defterdar, Nişancı, Reisülküttap örnek olarak gösterilebilir.

DİVAN ÜYELERİ

DİVAN ÜYELERİ

 • Padişah: Fatih’ten itibaren divan toplantılarına katılmamışlardır. Bu durum Sadrazamların güçlenmesine zemin hazırlamıştır.

• Padişah: Fatih’ten itibaren divan toplantılarına katılmamışlardır. Bu durum Sadrazamların güçlenmesine zemin hazırlamıştır. • Sadrazam: Padişahın mutlak vekili olup Fatih’ten itibaren divan başkanı olmuştur. Sadrazam Padişahtan sonra gelen en yüksek devlet memurudur. • Vezirler: Askeri ve Siyasi işlerden sorumlu olmuşlardır. İçlerinden en tecrübelisi sadrazam olarak atanmıştır. • Kazasker: İlmiye sınıfına mensup olan kazasker adalet, eğitim ve diyanet işlerine bakmıştır. Divan’da büyük davalara bakan kazaskerler kadı ve müderrisleri atamış veya görevden almışlardır. • Defterdar: Maliye işlerinden sorumludur.

 • Nişancı: Padişaha ait evraklara padişahın tuğrasını çeken, dış devletlerle olan yazışmaları düzenleyen,

• Nişancı: Padişaha ait evraklara padişahın tuğrasını çeken, dış devletlerle olan yazışmaları düzenleyen, toprak sistemini tanzim eden divan üyesidir. • Reisülküttap: Divan’da katiplerin şefidir. 17. yüzyıla kadar nişancıya bağlı çalışmıştır daha sonra dış işleriyle ilgili resmi kayıtların tutulması sorumluluğu Reisülküttap’a verilmiştir. • Kaptanı Derya: Osmanlı devletinde donanmanın başkomutandır. • Yeniçeri ağası: Yeniçerilerin başı olan yeniçeri ağası vezirler arasından seçildiğinde divanın daimi üyesi olmuş, vezir olmayanlar ihtiyaç dahilinde divana katılmışlardır. • Şeyhülislam: Divan’da alınan kararların İslamiyete uygun olup olmadığı konusunda fetva vermiştir. Halifeliğin Osmanlı devletine geçmesi ile önemi artmış, Kanuni döneminde protokol bakımından Sadrazama denk hale gelmiştir.

TAŞRA TEŞKİLATI

TAŞRA TEŞKİLATI

 • Başkentin dışındaki tüm topraklar için taşra teşkilatı terimi kullanılmıştır. • Taşra idaresi

• Başkentin dışındaki tüm topraklar için taşra teşkilatı terimi kullanılmıştır. • Taşra idaresi köy, kaza, sancak ve eyalet şeklinde teşkilatlandırılmıştır. • Eyaletin başındaki Beylerbeyi en yüksek askeri ve idari yöneticidir. Kuruluş döneminde önce manastır merkezli Rumeli Beylerbeyliği daha sonra Kütahya merkezli Anadolu Beylerbeyliği kurulmuştur. • Yükselme döneminde sınırların genişlemesine bağlı olarak Beylerbeylikleri sayısı artmış, eyalet sayısı 32’ye kadar çıkmıştır.

 • Osmanlı devletinde eyaletler üç kısma ayrılmıştır bunlar; Saliyanesiz ( yıllıklısız ) eyaletler:

• Osmanlı devletinde eyaletler üç kısma ayrılmıştır bunlar; Saliyanesiz ( yıllıklısız ) eyaletler: Dirlik sisteminin uygulandığı merkeze yakın eyaletlerdir. Bu eyaletlerin gelirleri dirliklere ayrılmış maaş karşılığı asker ve görevlilere verilmiştir. Rumeli, Budin, Karaman, Sivas, Halep ve Şam Saliyanesiz eyaletlere örnek olarak gösterilebilir. Saliyaneli ( yıllıklı ) eyaletler: Merkeze uzak olduğu için tımar sisteminin uygulanamadı bu eyaletlerde iltizam sistemi ile vergi toplanmıştır. Mısır, Yemen, Tunus, Cezayir ve Trablusgarp salyaneli eyaletlere örnek olarak gösterilebilir.

Özel yönetimi olan (İmtiyazlı) eyaletler: Bunlar iç işlerinde serbest olup siyasi bakımdan Osmanlı devletine

Özel yönetimi olan (İmtiyazlı) eyaletler: Bunlar iç işlerinde serbest olup siyasi bakımdan Osmanlı devletine bağlı olan eyaletlerdir. Bu eyaletlerin yönetimine padişahın onayını almayan bir kişi gelemezdi. Kırım Hanlığı, Eflak, Boğdan, Erdel ve Hicaz bu eyaletlere örnek olarak gösterilebilir. • 1867 yılında hazırlanan Vilayet Nizamnamesiyle eyaletler ‘Vilayet’, sancaklar ‘Liva’ adını almıştır. Vilayetlerde vilayet idare meclisi, Livalarda liva idare meclisi ve köylerde İhtiyar heyeti adı verilen halktan temsilcilerin bulunduğu idari birimler oluşturulmuştur.

ORDU VE DONANMA

ORDU VE DONANMA

 • Orhan bey döneminde yaya ve müsellem adıyla ilk ordu oluşturulmuştur. • I.

• Orhan bey döneminde yaya ve müsellem adıyla ilk ordu oluşturulmuştur. • I. Murat döneminde pençik sistemi ile alınan savaş esirlerinin beşte birinin Acemioğlanlar Ocağında yetiştirilmesi ile yeniçeri Ocağı oluşturulmuştur. • Çelebi Mehmet döneminden itibaren ise pençik sistemi yetersiz kaldığından Devşirme Sistemine geçilmiştir.

 • Devşirme sistemi gereğince gayrimüslim ailelerden belli kurallar dahilinde seçilen çocuklar önce Türk

• Devşirme sistemi gereğince gayrimüslim ailelerden belli kurallar dahilinde seçilen çocuklar önce Türk ailelerine verilerek Türk geleneklerini ve Türkçe öğrenmeleri ile Müslüman olmaları sağlanırdı daha sonra bu kişiler Acemioğlanlar Ocağı’na alınarak askeri eğitimden geçirilip kapıkulu ocağına asker olarak kaydedilirlerdi. Yetenekli ve zeki olanları seçilerek saraydaki Enderun mektebine devlet adamı olarak yetiştirilmek üzere gönderilirlerdi. Savaşta ve barışta padişahı korumakla sorumlu olan yeniçeriler askerlikten başka bir işle uğraşmazlar ve üç ayda bir ulufe adı verilen maaş ile her padişah değişikliğinde cülus denilen bahşiş alırlardı.

 • Osmanlı ordusunun en kalabalık kısmını ise tımarlı sipahiler oluşturmuştur. Tımar sisteminin oluşturduğu

• Osmanlı ordusunun en kalabalık kısmını ise tımarlı sipahiler oluşturmuştur. Tımar sisteminin oluşturduğu bu askerlerin ihtiyaçları dirlik sahiplerince karşılanmıştır. • Tımar sisteminin bozulması sonucunda tımarlı sipahilerin sayısında önemli bir azalma meydana gelmiş devlet ortaya çıkan askeri açığını kapatmak için yeniçerilerin sayısını arttırmıştır. Bu gelişme yeniçerilerin Ordu ve devlet içerisinde önemli bir güç haline gelmesine neden olmuştur.

 • İkinci Osman ve dördüncü Murat dönemlerinde yeniçeri Ocağı ıslah edilmeye çalışılmış ama

• İkinci Osman ve dördüncü Murat dönemlerinde yeniçeri Ocağı ıslah edilmeye çalışılmış ama başarılı olunamamıştır. • Üçüncü Selim zamanında yeniçerilerin yanına Avrupa tarzında Nizamıcedit adıyla yeni bir ordu oluşturulmuştur fakat ayaklanan yeniçeriler Nizamicedit ordusunu dağıtmıştır. • İkinci Mahmut halkın ve ulemanın da desteğini alarak 1826’da Vaka-i Hayriye olarak adlandırılan olay sonucunda yeniçeri ocağını ortadan kaldırmış daha sonra asakiri Mansure-i Muhammediye adıyla Avrupa tarzında modern bir ordu kurmuştur.

Donanma: • Kuruluş döneminde Karesi beyliğinin Osmanlılara bağlanması sonucunda denizcilik faaliyetleri başlamıştır. • Osmanlı

Donanma: • Kuruluş döneminde Karesi beyliğinin Osmanlılara bağlanması sonucunda denizcilik faaliyetleri başlamıştır. • Osmanlı devleti Marmara’da Aydıncık ve Gelibolu tersanelerini inşa etmiş, zamanla İstanbul başta olmak üzere çeşitli yerlerde tersaneler kuran Osmanlı devleti çağın teknolojisine uygun gemiler yapmıştır. • Donanmanın başında bulunan kişiye kaptanı Derya, askerlerine ise levent adı verilmiştir.

TOPRAK SİSTEMİ

TOPRAK SİSTEMİ

 • Osmanlı devletinde ülke Toprakları mülkiyet hakkı bakımından mülk, vakıf ve miri olmak

• Osmanlı devletinde ülke Toprakları mülkiyet hakkı bakımından mülk, vakıf ve miri olmak üzere üçe ayrılmıştır. • Mülk arazi: Şahıslara ait olan arazilerdir. Bundan dolayı vergilerini ödemek şartıyla sahipleri bu arazileri satabilir, devredebilir ya da vakfedebilirdi. Mülkiyeti Müslümanlara ait olan topraklara öşriyye, mülkiyeti gayrimüslimlere ait olan topraklara haraciyye adı verilirdi.

 • Vakıf arazi: Gelirleri cami, medrese, imarethanne, şifahane gibi topluma hizmet veren kuruluşların

• Vakıf arazi: Gelirleri cami, medrese, imarethanne, şifahane gibi topluma hizmet veren kuruluşların masrafları için ayrılmış olan arazilerdir. • Miri arazi: Mülkiyeti devlete ait olan topraklardır. Ülke topraklarının büyük bir kısmını bu topraklar oluşturmaktadır. Miri toprakların kullanım hakkı üzerinde yaşayan köylülerindir. Kiracı konumundaki köylüler toprakları satamaz ya da devredemezdi.

 • Miri arazi çeşitli bölümlerden meydana gelmiştir. Bunlar; • Dirlik: Miri arazinin en

• Miri arazi çeşitli bölümlerden meydana gelmiştir. Bunlar; • Dirlik: Miri arazinin en önemli bölümüdür. Geliri maaş karşılığı olarak devlet memurlarına ve askerlere verilirdi, gelirlerine göre üçe ayrılmıştır; • a) Has: Yıllık geliri 100. 000 akçe ve üzeri olan topraklardır • b) zeamet: Yıllık geliri 20. 000 akçeden başlayıp 100. 000 akçe kadar olan topraklardır orta dereceli devlet memurlarına verilmiştir. • c) tımar: Yıllık geliri 20. 000 akçe kadar olan topraklardır

 • Not: Dirlik sistemi ile üretim denetim altına alınarak üretimde süreklilik sağlanmış, para

• Not: Dirlik sistemi ile üretim denetim altına alınarak üretimde süreklilik sağlanmış, para harcamadan büyük bir ordu oluşturulmuş, devlet vergi toplama külfetinden kurtulmuş ve ülkede asayiş sağlanmıştır. • Ocaklık: Geliri kale muhafızlarına ve tersane giderlerini ayrılan topraklardır. • Yurtluk: Sınırları koruyanlara verilen topraklardır. • Mukataa: Geliri doğrudan hazineye ayrılan topraklardır. • Paşmaklık: Gelirleri hükümdar ailesine ayrılan topraklardır.

EKONOMİK HAYAT VE MALİYE

EKONOMİK HAYAT VE MALİYE

 • Osmanlı devletinde Maliye işlerinden defterdar sorumludur. • Gümüşten kesilen sikkelere ‘akçe’ altından

• Osmanlı devletinde Maliye işlerinden defterdar sorumludur. • Gümüşten kesilen sikkelere ‘akçe’ altından kesilen sikkelere ‘sikke-i hasene’ denilmiştir. • Osmanlı devletinde ilk para Osman Bey döneminde bastırılırken, ilk altın para Fatih döneminde basılmıştır. • 1839 yılında ‘kaime’ adıyla ilk kağıt para çıkarılmıştır. • 1844 yılında 20 kuruş değerinde ‘mecidiye’ çıkarılmıştır.

 • Ulaşım imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle bir çok şehirde ( Edirne, Bursa, Urfa,

• Ulaşım imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle bir çok şehirde ( Edirne, Bursa, Urfa, Üsküp vb. ) darphane açılmıştır. • 17. yüzyılda hazinenin nakit ihtiyacının artması nedeniyle Malikane Sistemine ( Ömür boyu kiralama) geçilmiştir. • Küçük Kaynarca antlaşmasının getirdiği ağır yük nedeniyle 1775 yılında Esham Sistemine ( İç Borçlanma) geçilmiştir.

 • 1847 yılında ilk Osmanlı bankası bank-ı Dersaadet açılmıştır. • Mithat Paşa’nın oluşturduğu

• 1847 yılında ilk Osmanlı bankası bank-ı Dersaadet açılmıştır. • Mithat Paşa’nın oluşturduğu memleket sandıkları 1888’de ziraat bankasına dönüştürülmüştür. • 16. yüzyılda gerçekleşen coğrafi keşifler ve 18. yüzyılda ki sanayi inkılabı Osmanlı ekonomisini olumsuz etkilemiş, 19. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı devleti kapitülasyonların etkisiyle Avrupa’nın açık pazar haline gelmiştir.

OSMANLI DEVLETİNDE VERGİLER

OSMANLI DEVLETİNDE VERGİLER

Şer-i ( dini ) vergiler; • Öşür: Tarım ile uğraşan Müslüman üreticilerden ürünleri üzerinden

Şer-i ( dini ) vergiler; • Öşür: Tarım ile uğraşan Müslüman üreticilerden ürünleri üzerinden 10/1 oranında alınan vergilerdir. • Haraç: Tarım ile uğraşan gayrimüslimlerden ürünleri üzerinden 5/1 oranında alınan vergilerdir. • Cizye: Askerlik çağındaki gayrimüslimlerden alınan vergilerdir.

Örfi vergiler; • Padişahın iradesi ile koyduğu vergilerdir. • Resm-i çift: Müslüman çiftçilerin elinde

Örfi vergiler; • Padişahın iradesi ile koyduğu vergilerdir. • Resm-i çift: Müslüman çiftçilerin elinde bulunan toprakları karşılığında alınan vergilerdir. • Resm-i ispenç: Gayrimüslim çiftçilerin elinde bulunan Topraklar karşılığında alınan vergilerdir. • Çiftbozan: Toprağını mazeretsiz olarak terk eden ya da üste boş bırakan köylülerden alınan vergilerdir. • Adet-i ağnam: Hayvan yetiştiricilerinden alınan vergilerdir. • Avarız: Olağanüstü durumlarda alınan vergilerdir.

LONCA (ESNAF) TEŞKİLATI

LONCA (ESNAF) TEŞKİLATI

 • Osmanlı devletinde her esnaf ve zanaatkar bir loncaya bağlıdır. • Esnafın dükkan

• Osmanlı devletinde her esnaf ve zanaatkar bir loncaya bağlıdır. • Esnafın dükkan açma iznine ‘gedik’, loncanın reisine ‘pir’, güvenlik amirine ‘yiğitbaşı’ bilirkişisine ‘ehlihibre’ denilmiştir.

 • Loncaların görevleri: 1. Ürünlerin kaliteli yapılmasını sağlama 2. Ürünlerin fiyatlarını belirleme 3.

• Loncaların görevleri: 1. Ürünlerin kaliteli yapılmasını sağlama 2. Ürünlerin fiyatlarını belirleme 3. Standartlar dışında üretim yapanlar ve pahalı mal satanları cezalandırmak ya da meslekten çıkarmak 4. Zanaatkarlar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek 5. Esnaf ile hükümet arasındaki ilişkileri düzenleme 6. Üyelerine kredi sağlama 7. Mesleki eğitim verme 8. Yeni açılacak işyerlerine karar verme

EĞİTİM VE ÖĞRETİM

EĞİTİM VE ÖĞRETİM

 • Osmanlı devletinde yaygın ve temel eğitim kurumu olan medreseler ilk olarak Orhan

• Osmanlı devletinde yaygın ve temel eğitim kurumu olan medreseler ilk olarak Orhan Bey zamanında açılmıştır. ( İznik medresesi, Davud-u kayser) • Osmanlı klasik dönem örgün eğitim; Saray eğitimi (Enderun, Harem), Askeri eğitim (Kışla, Ocak), Sıbyan Mektebi ve Medreselerden oluşmuştur. • Osmanlı devletinde yaygın eğitim kurumlarını ise; Esnaf kuruluşları, Camiler, Dergahlar, Tekke ve Zaviyeler oluşturmuştur.

Sıbyan Mektepleri: • İlkokul olan bu mektepler külliyelerin içerisinde veya camilerin bitişi ne yapmıştır.

Sıbyan Mektepleri: • İlkokul olan bu mektepler külliyelerin içerisinde veya camilerin bitişi ne yapmıştır. • Müslüman olan her ailenin çocuğu bu okula gitmiştir, bu okullara ders veren müderrislerin özel bir eğitimi yoktur. • Sıbyan Mekteplerinin genel amacı okuma yazma, İslam dininin temel kaideleri ve kur’an öğretmektir.

Medreseler: • Osmanlı devletinde orta ve yüksek Öğretim kurumlarının temeli medrese teşkilatına dayanmaktaydı. •

Medreseler: • Osmanlı devletinde orta ve yüksek Öğretim kurumlarının temeli medrese teşkilatına dayanmaktaydı. • Orta düzeydeki medrese öğrencilerine ‘softa’ yüksek Öğretim düzeyindeki öğrencilere ‘danişmet’ adı verilirdi. • Fatih sultan Mehmet zamanında kurulan Sahnı Seman medreselerini bitirenlere icazetname adı verilen diploma verilmiştir.

Osman devletinde eğitim alanında yaşanan Gelişmeler: • 19. yüzyıl, Osmanlı devletinde eğitim alanında büyük

Osman devletinde eğitim alanında yaşanan Gelişmeler: • 19. yüzyıl, Osmanlı devletinde eğitim alanında büyük yeniliklerin yapıldığı dönem olmuştur. • İkinci Mahmut döneminde açılan Rüştiyeler ilk zamanlarda ilkokul üstü hazırlık okulu daha sonra ise Ortaokul olmuştur. • İkinci Mahmut döneminde yurtdışına öğrenciler gönderilmiş, yine bu dönemde medreseler aynen korunurken diğer taraftan Avrupa tarzı okullar açılmıştır. • 1856’da kurulan maarifi Umumiye nezareti bugünkü milli eğitim Bakanlığının görevini yerine getiren kurum olarak faaliyete geçmiştir.

 • 1856 yılında Harbiye Tıbbiye ve bahriye dışındaki okullar Maarifi Umumiye Nezareti’ne bağlanmıştır.

• 1856 yılında Harbiye Tıbbiye ve bahriye dışındaki okullar Maarifi Umumiye Nezareti’ne bağlanmıştır. • 1868 yılında Galatasaray Sultanisi, 1863 yılında darülfünun eğitimi açılmıştır. • 1873 yılında açılan İdadiler (Lise) ikinci Abdülhamit döneminde ülke geneline yayılmıştır. • İlk kız idadisi 1911 yılında açılmış, bu okul 1913 yılında İstanbul Kız Sultanisi daha sonra 1915 yılında Bezm-i Alem Sultanisi adını almıştır. • İkinci Abdülhamit döneminde baytar mektebi, orman ve Maden mektebi, telgraf mektebi kadastro mektebi, dişçi mektebi gibi meslek ve sanat okulları açılmıştır. • İkinci meşrutiyetin ilanından sonra eğitim alanındaki gelişmeler daha da hız kazanmıştır.

Azınlıklar ve yabancı okullar • Osmanlı devletinde 19. yüzyıl öncesinde de kapitülasyonlar nedeniyle açılmış

Azınlıklar ve yabancı okullar • Osmanlı devletinde 19. yüzyıl öncesinde de kapitülasyonlar nedeniyle açılmış yabancı okullar mevcuttu. • Avrupa devletleri kültürlerini yayarak siyasi nüfuzlarını arttırmak için bu okulları bir araç olarak görmüşlerdir. • Tanzimat döneminde kendilerine tanınan hakların etkisiyle yabancı ve azınlık okulları büyük gelişme göstermiştir.

 • Rumlar 1844 yılında papaz yetiştirmek için Heybeliada’da ilahiyat okulu açmışlardır. • Yahudiler

• Rumlar 1844 yılında papaz yetiştirmek için Heybeliada’da ilahiyat okulu açmışlardır. • Yahudiler 1854 yılında Musevi asri mektebi’ni kurmuşlardır. • Alyans İsrailit adlı Yahudi örgütü de bir çok sayıda okul açmıştır. • Modern eğitim metotlarını ve ders araçlarını Osmanlı devletine getiren bu okulların Osmanlı ülkesine faydasından çok zararı olmuştur. • Yabancı ve azınlık okullarının bölücü ve zararlı faaliyetleri 3 Mart 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i tedrisat kanunu ile büyük ölçüde sona erdirilmiştir.

OSMANLI DEVLETİNDE HUKUK

OSMANLI DEVLETİNDE HUKUK

 • Osman devletinde hukuk Şer-i ve örfi hukuk olmak üzere iki temele dayanmıştır.

• Osman devletinde hukuk Şer-i ve örfi hukuk olmak üzere iki temele dayanmıştır. Ayrıca fethedilen yerlerdeki halkın uygulamaları da Osmanlı yönetimine uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için bir süre kaldırılmamıştır. • Örfi hukukun şer-i hukuka Ters düşmemesine özen gösterilmiştir. • Zımmiler medeni hukuk alanında kendi dinlerinin hukukuna göre yargılanmıştır.

 • Mahkemelerin verdiği kararları kabul etmeyenler bir üst mahkeme olan divan Hümayuna müracaat

• Mahkemelerin verdiği kararları kabul etmeyenler bir üst mahkeme olan divan Hümayuna müracaat edebilirdi. • Kadınların birinci görevi yargıçlık ikinci görevi ise kazaları yönetmektir. • Kadınların küçük yerleşim birimlerindeki temsilcilerinden ‘naib’ adı verilmiştir. • Osmanlı devletinde kadıların yöneticileri denetlemesi idarenin yargı denetimi altında olduğunun bir kanıtıdır.

 • Osmanlı devletinde yöneticiler kadıların kararı dışında iş yapamaz kadılar da verdikleri kararı

• Osmanlı devletinde yöneticiler kadıların kararı dışında iş yapamaz kadılar da verdikleri kararı tek başına uygulayamazlardı. • Kadıların görevleri; 1. Merkezden gönderilen emirlerin halka ulaştırılmasını sağlamak. 2. Her türlü sözleşme Nikah akdi şirket kurulması gibi işlemleri onaylamak. (noterlik) 3. Halkın dilek ve isteklerini divana iletmek. 4. Avarız vergilerinin toplanmasına yardımcı olmak.