Eitim Psikolojisi Do Dr Hatice KUMCAIZ GELM LE

  • Slides: 90
Download presentation
Eğitim Psikolojisi Doç. Dr Hatice KUMCAĞIZ

Eğitim Psikolojisi Doç. Dr Hatice KUMCAĞIZ

 GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR • BÜYÜME • Boyun uzaması, ağırlığın ve hacmin

GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR • BÜYÜME • Boyun uzaması, ağırlığın ve hacmin artması gibi gözle görülebilen fiziksel değişikliklerdir. • Belli bir olgunluk düzeyine gelen hücre, kendi sistematiği ve strateji içinde bölünerek çoğalır. • Çoğalmaya bağlı olarak organizmanın boy, ağırlık ve hacminde bir artış olur.

Gelişim • Organizmanın döllenmeden başlayarak, bedensel, zihinsel, dilsel, duygusal ve sosyal yönden belirli koşullarda,

Gelişim • Organizmanın döllenmeden başlayarak, bedensel, zihinsel, dilsel, duygusal ve sosyal yönden belirli koşullarda, en son aşamasına ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kayıt eden bir değişimdir • Gelişme bir ürün gelişim ise bir süreçtir. Gelişim özellikle öğrenme boyutunda süreklidir, son aşaması yoktur.

 Gelişimde • Döllenme ile başlayarak yaşamın sonuna kadar birbirini izleyen olaylar dizisi olan

Gelişimde • Döllenme ile başlayarak yaşamın sonuna kadar birbirini izleyen olaylar dizisi olan bir süreç vardır. • Gelişim, biyofizyolojik ve psikososyal süreçlerin karşılıklı olarak etkileşiminin bir ürünüdür. • Genetik etkenler gelişimin sınırlarını belirlerken, çevresel etkenler de bu sınırlar içinde gelişime katkıda bulunurlar.

 • Gelişim, bazen hızlı bazen yavaş olmasına rağmen ileriye yönelik ve tek yönlü

• Gelişim, bazen hızlı bazen yavaş olmasına rağmen ileriye yönelik ve tek yönlü bir sürecin anlatımıdır. • Düzenli ve uyumlu bir ilerlemenin ifadesi olan gelişim, kendi içinde taşıdığı anlama ve değere bakıldığında olumluluğu ve iyiyi ifade etmektedir. • Gelişim, zaman içinde meydana gelen değişimlerle ortaya çıkan bir sonuçtur.

 • Her değişim, bir gelişim değildir. • Gelişmeye bağlı değişimler, belli bir düzen

• Her değişim, bir gelişim değildir. • Gelişmeye bağlı değişimler, belli bir düzen içinde meydana gelir • Gelişim, olgunlaşma, büyüme, hazırbulunuşluk, öğrenme ve alıştırma kavramlarını içerdiği için daha geniş kapsamlıdır. • Bunlar ardışık olarak gelen değil, iç içe olan ve birbirini tamamlayan olgulardır.

 • Ör. Çocuğun düzgün bir şekilde kalem tutabilmesi için el ve parmak kaslarının,

• Ör. Çocuğun düzgün bir şekilde kalem tutabilmesi için el ve parmak kaslarının, kemiklerinin yeterli büyüklüğe ve olgunluğa erişmesi yetmez. Çocuğun kalemin nasıl tutulduğunu görmesi, kalem tutma denemelerini yapması, düzgün tuttuğunda bundan haberdar edilmesi, pekiştirilmesi gerekir. • Gelişimin sağlanabilmesi için, çocuğun çevresiyle belli düzeyde etkileşimde bulunmasına yani öğrenmesine ihtiyaç vardır.

Olgunlaşma • Vücut organlarının kendilerinden beklenen işlevi yerine getirebilecek düzeye ulaşmasıdır. • Olgunlaşma sadece

Olgunlaşma • Vücut organlarının kendilerinden beklenen işlevi yerine getirebilecek düzeye ulaşmasıdır. • Olgunlaşma sadece fiziksel gelişim açısından değil, tüm gelişim özellikleri açısından zamana bağlı kritik özellikler gösterir.

 • Olgunlaşma, türe özgü var olan özelliklerin, öğrenme yaşantılarından bağımsız olarak ortaya çıkışıdır.

• Olgunlaşma, türe özgü var olan özelliklerin, öğrenme yaşantılarından bağımsız olarak ortaya çıkışıdır. • Organizmanın içinde saklı olan bir gücün zamanı geldiğinde kendiliğinden ortaya çıkması olarak nitelendirilen olgunlaşma, zamana ve organizmanın kalıtsal donanımına bağlıdır.

Genetik yapı ve çevre etkileşimi sonucu bireylerde görülen biyolojik değişikliklere olgunlaşma denilir. Olgunlaşma fizyolojik

Genetik yapı ve çevre etkileşimi sonucu bireylerde görülen biyolojik değişikliklere olgunlaşma denilir. Olgunlaşma fizyolojik olarak bir davranışı, bir işi yapabilecek hale geldiğinde olgunlaşma gerçekleşmiştir. Bir çocuk konuşma olgunluğuna ulaşmadan, ne kadar alıştırma yaptırılırsa yaptırılsın gereği gibi konuşamaz.

 • Olgunlaşma, büyüme ilgilidir; ama her zaman büyümeye paralel değildir. • Alıştırmalar ve

• Olgunlaşma, büyüme ilgilidir; ama her zaman büyümeye paralel değildir. • Alıştırmalar ve çevresel desteklerle olgunlaşma, potansiyel sınırları dışına taşınamaz. • Bu nedenle olgunlaşma, dış etkiler olmaksızın meydana gelen içsel büyüme olarak tanımlanabilir. • Olgunlaşma, fizyolojik büyüme ya da görevsel büyüme olarak da ifade edilebilir. Olgunlaşma, genlerin birbirine etkisini taşıyan ve türe özgü özelliklerin ortaya çıkmasını sağlayan bir oluşum olduğuna göre, olgunlaşmada son sözü kalıtım ve zaman söyler

Bir Kelebeğin Dersi • Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup

Bir Kelebeğin Dersi • Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi. • Ardından sanki ilerlemek için çaba harcamaktan vazgeçmis gibi geldi ona. Sanki elinden gelen her şeyi yapmış ve artık yapabileceği bir şey kalmamış gibiydi • Böylece adam, kelebeğe yardım etmeye karar verdi. Eline küçük bir makas alıp kozadaki deliği büyütmeye başladı. Bunun üzerine kelebek kolayca dışarı çıkıverdi. Fakat bedeni kuru ve küçücük, kanatları buruştu

 • Adam izlemeye devam etti. Çünkü her an kelebeğin kanatlarının açılıp genişleyeceğini ve

• Adam izlemeye devam etti. Çünkü her an kelebeğin kanatlarının açılıp genişleyeceğini ve bedenini taşıyacak kadar güçleneceğini umuyordu. • Ama bunlardan hiç biri olmadı! Kelebek, hayatının geri kalanını kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi. Ne kadar denese de asla uçamadı. • Adamın iyi niyeti ve yardım severliği ile anlayamadığı şey, kelebeğin henüz kozanın dışına çıkabilecek olgunluğa ulaşmadığı idi.

 Öğrenme • Çevrenin sağladığı modeller, alıştırma, deneme ve desteklemeler ile kişiye yeni davranışlar

Öğrenme • Çevrenin sağladığı modeller, alıştırma, deneme ve desteklemeler ile kişiye yeni davranışlar kazandırılabilir.

 Hazırbulunuşluk • İnsanın belli bir gelişim görevini olgunlaşma ve öğrenme yoluyla yapabilecek düzeye

Hazırbulunuşluk • İnsanın belli bir gelişim görevini olgunlaşma ve öğrenme yoluyla yapabilecek düzeye gelmesidir. • Kısmen olgunlaşmayı da kapsayan hazırbulunuşluk, bireyin ilgilerini, isteklerini, zekâ düzeyini, yeteneklerini, genel sağlık durumunu, genel uyarılmışlık halini, güdülenmişlik düzeyini ve yapılması gereken etkinlikle ilgili bilgi birikimi ile birlikte olgunlaşma düzeyini de kapsadığı için, psikolojik içerikli sürecin sonucu bir oluşumdur. • Hazırbulunuşluk, organizmanın bir konuyu tam öğrenebilmesi için gerekli gelişme ve güdülenme düzeyidir

Olgunlaşma ve öğrenme sonucu kişinin belli davranışları yapabilecek düzeye gelmesidir. Dört işlemi öğrenecek olan

Olgunlaşma ve öğrenme sonucu kişinin belli davranışları yapabilecek düzeye gelmesidir. Dört işlemi öğrenecek olan bir çocuğun hem dört işlemi kavrayabilecek bir olgunluğa ulaşması, hem de bunun için gerekli olan sayma, toplama, çıkarma vs. ile ilgili bilgi ve becerilere sahip olması gerekir. Hazırbulunuşluluk olgunlaşmayı, duyuşsal özellikleri(ilgi, tutum), bireyin konuyla ilgili ön öğrenmelerini ve bireyin genel sağlık durumunu kapsar.

 • ör Bir çocugun bisiklet kullanmaya hazır olması için yani hazır bulunuşluluğu için;

• ör Bir çocugun bisiklet kullanmaya hazır olması için yani hazır bulunuşluluğu için; • - Büyük kasların bisiklete binmek için gerekli olgunluğa ulaşması. (olgunlaşma) • - Birisinin bisiklet binmeyi göstermesi veya ögretmesi. (ön ögrenmeler) • - Bisiklete binmeyi istemesi. (duyuşsal özellikleri) • - Bisiklete binmek için genel sağlık durumunun elverişli olması gerekmektedir. (sağlık)

Hazırbulunuşluk yasası organizmanın belirli bir tepki veya davranış için gereken hazırlıklara sahip olup olmadığını

Hazırbulunuşluk yasası organizmanın belirli bir tepki veya davranış için gereken hazırlıklara sahip olup olmadığını ifade eder. Bu yasayı şu maddelerle özetleyebiliriz: • Bir kişi etkinlik göstermeye hazır ise etkinliği yapması da ona mutluluk verir. • Bir kişi etkinliği göstermeye hazır fakat etkinliği yapmasına izin verilmez ise bu durum bireyde kızgınlık yaratır. • Bir kişi etkinliği yapmaya hazır değil ve etkinliği yapmaya zorlanırsa kızgınlık duyar. Örneğin; çocuk kalem tutmaya hazır ve kalem tutmasına izin verilirse bundan haz duyar. • Çocuk kalem tutmaya hazır fakat kalemi alması engellenirse bu durum çocukta kızgınlık yaratır. • Çocuk henüz düzgün çizmeye hazır değil ve düzgün çizgi çizmeye zorlanırsa çocukta kızgınlık meydana getirir.

 • Gelişme bir üründür. • Olgunlaşma ve öğrenme olmadan gelişim olmaz. Örneğin, Çocuk

• Gelişme bir üründür. • Olgunlaşma ve öğrenme olmadan gelişim olmaz. Örneğin, Çocuk kas ve kemikleri yeterli büyüklüğe ve olgunluğa erişmeden ağaca tırmanmayı öğrenemez. • Kas ve kemikleri yeterli olgunluğa eriştikten sonra ağaca tırmanmayı öğrenmemişse de ağaca tırmanma davranışını gösteremez. • Demek ki, gelişme; öğrenmeyi ve olgunlaşmayı kapsayan temel bir kavramdır.

 • ●Büyüme ile gelişim kavramları arasındaki temel fark, büyümede sadece niceliksel değişim gözlenirken,

• ●Büyüme ile gelişim kavramları arasındaki temel fark, büyümede sadece niceliksel değişim gözlenirken, gelişmede ise niceliksel ve niteliksel değişiklik beraber olur. • Yani büyümede fiziksel değişim(boy, ağırlığının artması, iç organların değişmesi) vardır. • Gelişimde ise fiziksel özelliklerin yanı sıra zihinsel, duygusal, sosyal özellikleri kapsar.

KALITIM ve ÇEVRE Bir çocuğun genel fiziksel özelliklerinin belirlenmesinde kalıtımın; Dil gelişimi, kişilik özellikleri,

KALITIM ve ÇEVRE Bir çocuğun genel fiziksel özelliklerinin belirlenmesinde kalıtımın; Dil gelişimi, kişilik özellikleri, yetişme tarzı gibi konularda çevrenin etkisi daha fazladır. İnsan gelişiminde kalıtım ve çevre birlikte rol oynar.

 • Alıştırmalar • Belli bir hareketi ya da belli bir tepkiyi pekiştirmek ve

• Alıştırmalar • Belli bir hareketi ya da belli bir tepkiyi pekiştirmek ve geliştirmek için o işin tekrar yapılmasıdır. • Alıştırmaların etkisi her şeyden önce bireyin olgunlaşma ve hazırbulunuşluk düzeyi ile yakından ilgilidir. • Yapılacak alıştırmalar, bireyin olgunluk ve hazırbulunuşluk düzeyinin üstünde ise o etkinliği yaptırmak olanaksızdır. • Yapılacak alıştırmalar, bireyin olgunluk ve hazırbulunuşluk düzeyinin çok altında ise; bireyin, o işten doyum elde etmesine engel olur. • Alıştırmalar, bireyin olgunlaşma ve hazırbulunuşluk düzeyi ile orantılı olmalıdır

Gelişim Süreci Alıştırmalar Olgunlaşma Büyüme Hazırbulunuşluk Öğrenme

Gelişim Süreci Alıştırmalar Olgunlaşma Büyüme Hazırbulunuşluk Öğrenme

v. Büyüme, olgunlaşma ve öğrenme süreçleri ardışık süreçler olmayıp birbiri içinde devam eden süreçlerdir.

v. Büyüme, olgunlaşma ve öğrenme süreçleri ardışık süreçler olmayıp birbiri içinde devam eden süreçlerdir. v. Gelişim sürecini, büyüme, olgunlaşma ve öğrenme süreçlerinin karşılıklı etkileşimidir v. Gelişim = büyüme x olgunlaşma x öğrenme şeklinde formüle edebiliriz. v. Davranışlarda kalıcı değişme olmadan, yani öğrenme olmadan gelişim de olamaz.

ÖĞRENME: Yaşantı sonucu bireyin davranışlarında meydana gelen kalıcı izli değişikliklerdir. Yani organizmanın çevreye uyumu

ÖĞRENME: Yaşantı sonucu bireyin davranışlarında meydana gelen kalıcı izli değişikliklerdir. Yani organizmanın çevreye uyumu için temel bir araçtır. DAVRANIŞ: Bireyin her türlü hareketine davranış denir. Bir davranışın öğrenme ürünü olarak kabul edilebilmesi için; 1 - Davranışta görülebilir bir değişme olmalıdır. 2 - Davranıştaki değişme kalıcı izli olmalıdır. 3 - Davranıştaki değişme bir etkileşim yani yaşantı sonucu olmalıdır. 4 - Farklı durumlarda kullanılabilmelidir. 5 - Önceki öğrenmelerden farklı olmalıdır.

Öğrenme ürünü olarak kabul edilmeyen bazı davranışlar bulunmaktadır. Bunlar ; • Alkol, yorgunluk, hastalık,

Öğrenme ürünü olarak kabul edilmeyen bazı davranışlar bulunmaktadır. Bunlar ; • Alkol, yorgunluk, hastalık, ilaç alma vb… etkenlerle geçici olarak ortaya çıkan davranışlar • Refleks ve içgüdüsel davranışlar • Büyüme ve olgunlaşma sonucunda ortaya çıkan davranışlar. (Yürüme, dik durma, değişik sesler çıkarma)

SORU: Aşağıdakilerden hangisi öğrenilmiş davranışların bir özelliği olamaz? (KPSS 2004) A) B) C) D)

SORU: Aşağıdakilerden hangisi öğrenilmiş davranışların bir özelliği olamaz? (KPSS 2004) A) B) C) D) E) Yaşantı sonucunda ortaya çıkması Kalıcı izli olması Önceki davranışlardan farklı olması Süreklilik göstermesi Olgunlaşma ile ortaya çıkması CEVAP: E

SORU: Aşağıdakilerden hangisi öğrenme sonucu oluşan bir davranış değildir? (KPSS 2002) A) Sürücünün kırmızı

SORU: Aşağıdakilerden hangisi öğrenme sonucu oluşan bir davranış değildir? (KPSS 2002) A) Sürücünün kırmızı ışığı görünce frene basması B) Öğrencinin 2 X 5’in 10 ettiğini bilmesi C) Şiddetli bir gürültü olduğunda bebeğin gözlerini kırpması D) Postacının girdiği sokağın ismini levhaya bakmadan söylemesi E) Çocuğun yemekten sonra dişlerini fırçalaması CEVAP: C

SORU: Aşağıdakilerden hangisi öğrenilmiş bir davranış örneğidir? A) Bebeğin eline geçen her şeyi emmeye

SORU: Aşağıdakilerden hangisi öğrenilmiş bir davranış örneğidir? A) Bebeğin eline geçen her şeyi emmeye çalışması B) Bir çocuğun yüksek ateşli iken huysuzluk yapması C) Alkollü bir sürücünün kaza yapması D) Arıların bal yapması E) Kan şekeri düşen birinin tatlı yemesi CEVAP: E

Bireyin öğrenmesini etkileyen iç ve dış koşullar şunlardır ; İç Koşullar(Öğrenciden kaynaklanan) Dış Koşullar(Çevreden

Bireyin öğrenmesini etkileyen iç ve dış koşullar şunlardır ; İç Koşullar(Öğrenciden kaynaklanan) Dış Koşullar(Çevreden kaynaklanan) • • • • Genel sağlık durumu İlgi ve yetenekler Ön bilgiler Güdülenme Zeka Tutum Beceriler Güven Öğretmen Eğitim araç ve gereçleri Pekiştireç Tv, İnternet, Bilgisayar Arkadaş grubu

SORU: Aşağıdakilerden hangisi öğrenme sürecinde rol oynayan dış etkenlerden biridir? (KPSS 2002) A) B)

SORU: Aşağıdakilerden hangisi öğrenme sürecinde rol oynayan dış etkenlerden biridir? (KPSS 2002) A) B) C) D) E) İlgi- Tutum Öğrenme güdüsü Zeka düzeyi Alışkanlıklar Ders kitabı CEVAP: E

ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER a) b) c) d) Türe özgü oluş; Organizmanın biyolojik yapısının ve

ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER a) b) c) d) Türe özgü oluş; Organizmanın biyolojik yapısının ve genetik donanımının bir davranışı yapmaya hazır olmasıdır. Olgunlaşma; Organizmanın gelişimsel düzeyinin bir davranışı yapabilecek biyolojik düzeye erişmesi. Genel uyarılmışlık hali; Organizmanın çevredeki uyaranları almaya hazır olması Güdü; Organizmayı harekete geçiren güçtür. Güdülenmiş öğrenci davranışlarının temel özellikleri şunlardır; • • • Konuya odaklanma ve kendini verme Karşılaştığı güçlüklerden yılmama Özgüveni ve öz yeterliliği gelişmiş olma Sonuca ulaşmada ısrarlı ve kararlı olma Davranışta bulunmaya çaba gösterme Risk alabilme

SORU: Öğretme - Öğrenme sürecinde öğrencinin başarı güdüsünün yüksek olması, etkili öğrenmenin sağlanmasında oldukça

SORU: Öğretme - Öğrenme sürecinde öğrencinin başarı güdüsünün yüksek olması, etkili öğrenmenin sağlanmasında oldukça belirleyici bir etkendir. Aşağıdakilerden hangisi başarı güdüsü yüksek olan bir öğrenci tarafından genellikle gösterilen bir davranıştır? (KPSS 2004) A) B) C) D) E) Karşılaştığı güçlüklerden yılmama Kolaylıkla ulaşabileceği hedefler seçme Dışsal etkenlere sığınma Herkes her şeyi öğrenemez düşüncesini benimseme Öğrenmiş gibi görünerek karşılaştığı sorunları geçiştirme CEVAP: A

 Eski yaşantılar (Olumlu- Olumsuz Transfer- Aktarım) Olumlu Aktarma; Bir alanda öğrenilmiş bilgi ve

Eski yaşantılar (Olumlu- Olumsuz Transfer- Aktarım) Olumlu Aktarma; Bir alanda öğrenilmiş bilgi ve becerilerin bir başka alandaki bilgi ve becerilerin öğrenilmesini kolaylaştırmasıdır. Olumlu(Pozitif) Aktarma 2’ye ayrılır; 1 - İleriye etkin kolaylaştırma(İleriyi destekleme): Önceki öğrenmenin sonraki öğrenmeyi kolaylaştırması ve hızlandırmasıdır. 2 - Geriye etkin kolaylaştırma(Geriye destekleme): Sonraki öğrenmenin önceki öğrenmeyi daha ustaca ve etkili yapmayı sağlaması durumudur.

 Olumsuz(Negatif) Aktarma(Transfer) da 2’ye ayrılır; 1 - İleriye Ket Vurma; Önceki öğrenmenin yeni

Olumsuz(Negatif) Aktarma(Transfer) da 2’ye ayrılır; 1 - İleriye Ket Vurma; Önceki öğrenmenin yeni öğrenmeyi karıştırması ve zorlaştırmasıdır. 2 - Geriye Ket Vurma; Yeni öğrenmenin önceki öğrenmeyi karıştırması ve zorlaştırmasıdır.

SORU: Bir alanda öğrenilmiş bilgi ve becerilerin bir başka alandaki bilgi ve becerilerin öğrenilmesini

SORU: Bir alanda öğrenilmiş bilgi ve becerilerin bir başka alandaki bilgi ve becerilerin öğrenilmesini kolaylaştırmasına ne ad verilir? (KPSS 2005) A) B) C) D) E) Pekiştireç Uyarıcı ayırt etme Geriye ket vurma Geriye getirme Olumlu aktarma CEVAP: E

SORU: Bireyin sürekli olarak önceki telefon numarasının akla gelmesi sebebiyle yeni aldığı telefon numarasını

SORU: Bireyin sürekli olarak önceki telefon numarasının akla gelmesi sebebiyle yeni aldığı telefon numarasını öğrenmede güçlük çekmesi aşağıdakilerden hangisi ile açıklanır? (KPSS 2004) A) B) C) D) E) Geriye doğru ket vurma Olumlu transfer Kodlama İleriye doğru ket vurma Tepkisel koşullanma CEVAP: D

DÖNEM • • • Bebeklik Çocukluk Ergenlik Yetişkinlik Yaşlılık

DÖNEM • • • Bebeklik Çocukluk Ergenlik Yetişkinlik Yaşlılık

Kritik Dönem v Gelişimde belli davranışların, belli dönemlerde kazanılması gerekir. v Gelişim süreci içinde

Kritik Dönem v Gelişimde belli davranışların, belli dönemlerde kazanılması gerekir. v Gelişim süreci içinde bazı evrelerde hemen herkesin benzer davranışlar sergiledikleri ve belli konuları öğrenmeye daha çok eğilim gösterdikleri görülmektedir. v Bu evre, eğilim gösterilen konu için kritik dönem olarak adlandırılmaktadır. v Bireyin gelişiminde karşımıza çıkan kritik dönemler, hem belli kazanımların elde edilmesi için uygun zaman dilimi, hem de oldukça kısa bir dönemdir. v Kritik dönemin sağlıklı geçirilmesi, evde anne-babanın, okulda öğretmenin uygun tutum ve davranışlarına ve çevresel koşulların doğru hazırlanmasına bağlıdır.

KRİTİK DÖNEM 1800’lü yıllarda Fransa’nın güneyindeki ormanlık bölgede bulunan 10 -11 yaşlarındaki Victor bulunduğunda

KRİTİK DÖNEM 1800’lü yıllarda Fransa’nın güneyindeki ormanlık bölgede bulunan 10 -11 yaşlarındaki Victor bulunduğunda hiçbir dili bilmez ve konuşmaz haldeydi. Yürümüyor, Dört ayak üzerinde hareket ediyordu. Bir şeye uzun süre dikkat edemiyordu. İnsanlardan korkuyor ve sosyal ilişkilerden kaçınıyordu. Beş yıllık bir eğitimden sonra birkaç kelime ve isimden başka bir şey söyleyemedi, kelimeleri biraz anladıysa da dil edindiğini söylemek zordu. Kendi başına yaşayıp, sosyal ilişki kurmayı da öğrenemedi.

KRİTİK DÖNEM Araştırmacılar Victor’un durumunu iki önemli gelişim kuralı için örnek göstermektedirler. İlki kritik

KRİTİK DÖNEM Araştırmacılar Victor’un durumunu iki önemli gelişim kuralı için örnek göstermektedirler. İlki kritik dönemdir; Gelişimde zamanlamanın önemini vurgulamak, İkincisi ise; gelişimin yığışımlı bir özellik göstermesidir. Gelişimde her özellik daha önceki özelliklerin üzerine eklenir.

GELİŞİMİN TEMEL İLKERİ • • • Gelişimin Yönü Gelişim Devamlıdır Gelişim Alanları Birbiriyle İlişkilidir

GELİŞİMİN TEMEL İLKERİ • • • Gelişimin Yönü Gelişim Devamlıdır Gelişim Alanları Birbiriyle İlişkilidir Gelişimin İlk Yılları Önemlidir Gelişimde Bireysel Farklılıklar Vardır

Gelişimin Yönü Gelişim baştan ayağa, içten dışa doğrudur. Yeni doğan bir bebeğin başı vücuduna

Gelişimin Yönü Gelişim baştan ayağa, içten dışa doğrudur. Yeni doğan bir bebeğin başı vücuduna oranla oldukça büyüktür. İlk önce başın büyümesi, vücudun diğer organlarının gelişimini kontrol edecek olan beyinin gelişim ile ilgidir. Buna bağlı olarak, bebek önce başını, sonra omuzlarını, kollarını ve ayaklarını kontrol etmeyi öğrenir.

Gelişim Devamlıdır Gelişim durmaksızın ilerleyen ve belirli dönemlerde bazen hızlı bazen de yavaş ilerleyen

Gelişim Devamlıdır Gelişim durmaksızın ilerleyen ve belirli dönemlerde bazen hızlı bazen de yavaş ilerleyen bir süreçtir. 0 -2 yaşlarında ve ergenlik döneminde çok hızlı bir fiziksel gelişim varken, diğer dönemlerde aynı hızda fiziksel gelişim görünmez. Gelişim doğumdan ölüme kadar öğrenme, yaşantı ve olgunlaşma sonucu devam eder.

Gelişimin İlk Yılları Önemlidir Hiçbir canlı doğumdan sonra insan yavrusu kadar uzun bir süre

Gelişimin İlk Yılları Önemlidir Hiçbir canlı doğumdan sonra insan yavrusu kadar uzun bir süre bakım gerektirmez. Bu durum, insan yavrusunun ilk yıllarındaki bakım ve eğitimini son derece önemli kılar. İlk yıllarda hızlı bir gelişimin olması da bu önemi pekiştirir. Bu kritik dönemde çocukların eğitim ve öğretim hayatına azami derecede önem verilmeli, çocuklara mümkün olduğunca zengin uyaranlar sunulmalıdır.

Gelişimin İlkeleri • Gelişim kalıtım‐çevre etkileşiminin bir ürünüdür. • Gelişim baştan ayağa, içten dışa

Gelişimin İlkeleri • Gelişim kalıtım‐çevre etkileşiminin bir ürünüdür. • Gelişim baştan ayağa, içten dışa doğrudur. • Gelişim genelden özele doğru bir sıra izler. • Gelişimde kritik bazı dönemler vardır. • Gelişim nöbetleşe devam eder. • Farklı gelişim alanları (fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal vb. ) birbirlerini etkiler. • Gelişimde bireysel farklılıklar vardır.

Gelişimde Bireysel Farklılıklar Vardır Zeka Cinsiyet BİREYSEL FARKLILIKLAR Kültür Sosyo ekonomik düzey

Gelişimde Bireysel Farklılıklar Vardır Zeka Cinsiyet BİREYSEL FARKLILIKLAR Kültür Sosyo ekonomik düzey

Zeka bakımından bireyler oldukça farklı özellikler sergilerler. Bilhassa ilköğretim döneminde aynı sınıf içinde çok

Zeka bakımından bireyler oldukça farklı özellikler sergilerler. Bilhassa ilköğretim döneminde aynı sınıf içinde çok farklı zeka düzeylerinden çocuğun bulunması söz konusu olabilir. Bu sebeple öğretim faaliyetleri düzenlenirken, öğrenciler arasındaki farklılıkların muhakkak gözönünde bulundurulması gerekir.

Sosyo-ekonomik Düzey Ailenin mesleği, gelir düzeyi ve eğitim düzeyi sosyoekonomik düzeyi belirleyen etkenlerdir. Bir

Sosyo-ekonomik Düzey Ailenin mesleği, gelir düzeyi ve eğitim düzeyi sosyoekonomik düzeyi belirleyen etkenlerdir. Bir çok çocuk temel ihtiyaçları karşılanmamış olarak okula gelmektedir. Ülkemizde 100 kişilik sınıflarda okuyan, kilometrelerce yol yürüyerek okuluna ulaşan binlerce çocuk bulunmaktadır. Bütün bu etkenler öğrencinin öğrenme düzeyini doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, sınıflarımızdaki öğrencilerin sosyoekonomik düzeylerinin başarılarını etkileyen bir değişken olduğu unutulmamalıdır.

Dil ve Kültür Ülkemizin bir çok yöresinde Türkçe düzgün konuşulmamaktadır. Ama tüm çocukların dil

Dil ve Kültür Ülkemizin bir çok yöresinde Türkçe düzgün konuşulmamaktadır. Ama tüm çocukların dil gelişimi aynı düzeydeymiş gibi tek bir program, tek bir ders kitabı uygulaması yapılmaktadır. Düşüncenin gelişimi büyük ölçüde dile bağlıdır. Dilin iyi kazanılmaması düşünce gelişimini de sekteye uğratmaktadır.

Cinsiyet Öğrencilerin öğrenmesini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen bir başka etken, cinsiyettir. Aile ve

Cinsiyet Öğrencilerin öğrenmesini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen bir başka etken, cinsiyettir. Aile ve öğretmenlerin çocuklardan beklentileri cinsiyete göre farklılaşmaktadır. İddialı ders ve branşlara daha çok erkek çocuklar yönelmektedir.

Fiziksel ve Motor Gelişim Doğum Öncesi Dişi ve erkek hücrenin birleşmesiyle yani döllenmeyle birlikte

Fiziksel ve Motor Gelişim Doğum Öncesi Dişi ve erkek hücrenin birleşmesiyle yani döllenmeyle birlikte zigot oluşur. Döllenmeden itibaren geçen 15 günlük süreye dölüt devri denir. İlk haftanın sonundan 8. haftanın sonuna kadar süren döneme embriyon denir. 9. Haftadan doğuma kadar olan döneme fetüs devri denilmektedir.

Büyüme ve Değişme Hepimiz, döllenmiş tek bir yumurta olarak hayata başlarız ve ölünceye kadar

Büyüme ve Değişme Hepimiz, döllenmiş tek bir yumurta olarak hayata başlarız ve ölünceye kadar sürekli değişiriz.

 • Yaşam, döllenme ile başlar. • Döllenme, olgun ve ileri derecede özelleşmiş erkek

• Yaşam, döllenme ile başlar. • Döllenme, olgun ve ileri derecede özelleşmiş erkek ve dişi döl hücresinin varlığına ve bu hücrelerin buluşmasına bağlıdır. • Anne ya da baba adayının kendi türünün devamını sağlayabilmesi için, döl hücrelerini üretebilecek cinsel olgunluk düzeyine gelmesi gerekmektedir. • Bunun başlangıcı ergenlik dönemidir. • Bu dönemin başlangıcı, genetik donanıma, içinde yaşanan iklim kuşağına, beslenme, sağlık şartlarına ve sosyal çevrenin etkilerine göre 9– 17 yaşları arasında değişmektedir. Ülkemizde kızların ergenliğe geçiş yaşı genelde 11– 13 iken, erkeklerde 12 -14’tür.

Dişi döl hücresi (Yumurta) • Dişi döl hücresi doğumdan önce gelişmeye başlar. • Kız

Dişi döl hücresi (Yumurta) • Dişi döl hücresi doğumdan önce gelişmeye başlar. • Kız çocuğu doğumdan önceki beşinci ayda yaklaşık 6– 7 milyon civarında ilkel dişi döl hücresine sahip olur. • Genç bir kızın her iki yumurtalığında yaklaşık olarak toplam 400– 500 bin adet ilkel yumurta bulunur. • Yumurtalar, ergenlikte salgılanan cinsiyet ile ilgili hormon sayesinde olgunlaşır. • Her adet döneminde yaklaşık 900– 1000 yumurtanın olgunlaşma girişimi olur. • Bunlardan sadece biri, nadiren de birden fazlası yeni bir canlı oluşturabilecek kadar olgunlaşır ve döllenmek üzere yumurtalık dışına atılır.

 • Yaklaşık 32 yıl sürecek olan üreme yeteneğinin olduğu dönemde yumurta rezervinden yaklaşık

• Yaklaşık 32 yıl sürecek olan üreme yeteneğinin olduğu dönemde yumurta rezervinden yaklaşık olarak 500– 600’ü olgunlaşabilir. • Yumurta hücreleri, sperm hücrelerine göre oldukça büyüktür. • Yumurta hücresinin çapı 0, 2 mm olup çıplak gözle bile görülebilirken; spermin boyu ise, 0. 06 mm’dir. • Spermler çok küçük olmasına karşın, yumurtadan daha fazla hareket kabiliyetine sahiptirler.

Büyüme ve Değişme Bedensel gelişim Algısal gelişim Bilişsel gelişim Duygusal gelişim Sosyal gelişim

Büyüme ve Değişme Bedensel gelişim Algısal gelişim Bilişsel gelişim Duygusal gelişim Sosyal gelişim

28. 10. 2020 58

28. 10. 2020 58

Doğum öncesi gelişme 28. 10. 2020 Bir kadın doğumdan ölümüne kadar yaklaşık 500. 000

Doğum öncesi gelişme 28. 10. 2020 Bir kadın doğumdan ölümüne kadar yaklaşık 500. 000 yumurta üretir. Bir yumurta insan bedeninin en büyük hücresidir; yaklaşık bir toplu iğne başı büyüklüğündedir. 59

Doğum öncesi Bir yumurta gelişme döllendiğinde, kromozom çiftleri birleşerek zigot denilen tek bir hücre

Doğum öncesi Bir yumurta gelişme döllendiğinde, kromozom çiftleri birleşerek zigot denilen tek bir hücre meydana getirir. Bu hücrenin yarısı anneden yarısı babadan gelir (23 kromozom). 28. 10. 2020 60

Bu tek hücre hızla bölünmeye başlar, her defasında bir önceki hücre sayısını ikiye katlar.

Bu tek hücre hızla bölünmeye başlar, her defasında bir önceki hücre sayısını ikiye katlar. Bir hücre bölündüğünde her iki hücreye de bütün özellikler (kromozm seti) geçer. . . Sonunda tek bir hücreden binlerce değişik hücre yapısına sahip bir organizma ortaya çıkar. 28. 10. 2020 61

Gelişim içinde, bölünen hücreler çok farklı dokulara dönüşmeye başlarlar. Hücrelerin farklılaşmaya başladığı andan itibaren,

Gelişim içinde, bölünen hücreler çok farklı dokulara dönüşmeye başlarlar. Hücrelerin farklılaşmaya başladığı andan itibaren, anne karnındaki canlı embriyo adını alır. 28. 10. 2020 Doğum öncesi gelişme 62

Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu İkinci üç aylık zaman içinde insan gelişimi bir

Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu İkinci üç aylık zaman içinde insan gelişimi bir fetüs aşamasına ulaşır. Üçüncü üç aylık dönemde de artık bütün organların doğum sonrasına uyum yapabilecek şekilde gelişimleri tamamlanır. Doğum öncesi gelişme 28. 10. 2020 63

İlk üç ay Birinci ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Önce üç hücre

İlk üç ay Birinci ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Önce üç hücre tabakası oluşur: (1) ektoderm, duyu organları ve sinir sisteminin geliştiği tabaka (2) mezoderm, dolaşım sistemi, iskelet ve kasların geliştiği tabaka (3) endoderm, sindirim ve bazı salgı bezi sistemlerinin geliştiği tabaka. Bağırsak sistemi, akciğer, karaciğer ve böbrekler gelişmeye başlar. 28. 10. 2020 64

İlk üç ay İkinci ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Kemikler ve kaslar

İlk üç ay İkinci ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Kemikler ve kaslar vücudun yapısını ortaya çıkarmaya başlar. Yüz ve boyun gelişerek bir insan görünümü verir. Kol ve bacak gelişmeye başlar. Kaslar ve kıkırdaklar gelişir. Cinsiyet organları belli olur. 28. 10. 2020 65

Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu İlk üç ay Üçüncü ay Cinsiyet farklılaşması devam

Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu İlk üç ay Üçüncü ay Cinsiyet farklılaşması devam eder. Ses telleri oluşur ve sindirim sistemi faaliyete başlar. Mide hücreleri salgılamaya başlar; karaciğer barsaklara safra gönderir. Böbrekler idrarı işlemeye başlayarak faaliyete geçer. 28. 10. 2020 66

İkinci üç ay Beşinci ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Deri türevleri de

İkinci üç ay Beşinci ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Deri türevleri de ortaya çıkmaya başlar -- saçlar, el ve ayak parmaklarında tırnaklar. Kemikler “kemikleşmeye” başlar ve hareket verir. Fetüs bir bütün olarak hareket eder. 28. 10. 2020 67

İkinci üç ay Altıncı ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Üçüncü aydan beri

İkinci üç ay Altıncı ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Üçüncü aydan beri kapalı olan göz kapakları açılır kapanır; gözler tamamen şekillenir. Dilde duyu tomurcukları oluşur, bunlar yetişkindekilerden daha çoktur. 28. 10. 2020 68

Üçüncü üç ay Yedinci ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Bu andan itibaren

Üçüncü üç ay Yedinci ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Bu andan itibaren organizma anne bedeni dışında yaşayabilir. Beyin oldukça gelişmiştir. Yedi aylık bebek bir çok amaçlı tepkiler yapabilecek seviyeye gelmiştir. 28. 10. 2020 69

Üçüncü üç ay Sekizinci-Dokuzuncu ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Bu son aylarda

Üçüncü üç ay Sekizinci-Dokuzuncu ay Doğum öncesi gelişmenin yaklaşık zaman tablosu Bu son aylarda organlar ve fonksiyonları üzerinde son rötuşlar yapılır. Vücudun her yanında yağlar oluşur, bunlar vücut hatlarını düzgün ve yuvarlak yapar. Hareket yeteneği çok artmıştır ve pozisyonunu sık değiştirir. . Ve fetüs anne karnından dışarda bedensel bağımsızlığını sürdürecek bir yetenekte doğar. 28. 10. 2020

Anne karnında 4 boyutlu görüntüler

Anne karnında 4 boyutlu görüntüler

 • Ergenliğe adım atan kızın vücut yapısında meydana gelen gelişmelerin yanında ilk adet

• Ergenliğe adım atan kızın vücut yapısında meydana gelen gelişmelerin yanında ilk adet kanaması dediğimiz kanama başlar. • Ergenlikle birlikte ve her ay 2– 7 günlük süre içinde periyodik olarak meydana gelir ve son adet kanaması dediğimiz menopoz dönemiyle sonlanır. • İlk ve son adet kanaması arasında geçen süreye, doğurganlık süresi denir. • Her ay adet olayının meydana gelmesine kadar yumurtalıktan östrojen hormonu salgılanır. • Kanamanın başlamasını izleyen 13– 14. günde yumurta meydana gelir. • Yumurtalık, yumurtayla birlikte progesteron hormonu salgılamaya başlar. • Bu hormon, gebeliğin oluşması halinde döl yatağının döllenmiş yumurtanın gelip yerleşmesi için uygun hale gelmesini sağlar. • Bu olay her ay menopoz dönemine kadar periyodik olarak gerçekleşir. • Normal olarak anne adayı her ay (28 günde) bir yumurta üretir. • Bazı nedenlerle aynı süre içinde birden fazla yumurta üretildiği de görülmektedir.

 • Döllenmeye uygun olan yumurtaya ovum adı verilmektedir. • Ovum, bir erkek döl

• Döllenmeye uygun olan yumurtaya ovum adı verilmektedir. • Ovum, bir erkek döl hücresince döllenir. • Zigot, toplam genetik yapısının yarısını anneden, diğer yarısını da babadan alır. • Bir cinsel ilişkide yaklaşık olarak 200– 600 milyon sperm boşalır. • Bunlardan ancak 300 -500’ü, 25 dakikalık bir yolculuktan sonra, döllenme kanalına ulaşabilir. • 12 saat içinde döllenme sadece bir sperm tarafından gerçekleştirilebilir. • Vajinaya boşaltılan spermlerden dölleme kabiliyetine sahip olmayanlar da 8 saat, döllenme kanalındaki spermler ise yaklaşık 24 saat içinde genital boşaltım yolları ile dışarı atılırlar. • Yumurta kanallarının tıkanması ve kistik, iltahabik ve benzeri nedenlerle döllenmeye uygun yumurta üretilememesi gibi durumlar, gebeliği önler.

 • Döllenmeye uygun olan yumurtaya ovum adı verilmektedir. • Ovum, bir erkek döl

• Döllenmeye uygun olan yumurtaya ovum adı verilmektedir. • Ovum, bir erkek döl hücresince döllenir. • Zigot, toplam genetik yapısının yarısını anneden, diğer yarısını da babadan alır. • Bir cinsel ilişkide yaklaşık olarak 200– 600 milyon sperm boşalır. • Bunlardan ancak 300 -500’ü, 25 dakikalık bir yolculuktan sonra, döllenme kanalına ulaşabilir. • 12 saat içinde döllenme sadece bir sperm tarafından gerçekleştirilebilir. • Vajinaya boşaltılan spermlerden dölleme kabiliyetine sahip olmayanlar da 8 saat, döllenme kanalındaki spermler ise yaklaşık 24 saat içinde genital boşaltım yolları ile dışarı atılırlar. • Yumurta kanallarının tıkanması ve kistik, iltahabik ve benzeri nedenlerle döllenmeye uygun yumurta üretilememesi gibi durumlar, gebeliği önler.

Hamileliğin Oluşması • Döllenen yumurta, çoğalırken uterusa doğru yol alır. • 4– 6 günlük

Hamileliğin Oluşması • Döllenen yumurta, çoğalırken uterusa doğru yol alır. • 4– 6 günlük bir yolculuktan sonra uterusa gelir. • Yolculuğun üçüncü gününe kadar, aynı özelliği taşıyan hücreler başkalaşmaya başlayarak görev dağılımı yaparlar. • Bir iki günlük de serbest dolaşımdan sonra zigot, çıkardığı uzantılarla uterusa tutunup, uterusun duvarına gömülmesi ile hamilelik gerçekleşir • İki haftalık bu evreye, zigot (dölüt) evresi adı verilmektedir. • Zigot uterusa geldikten sonra, bazı nedenlerle oradaki hücreler tarafından oluşturulan protein grubu, zigotun uterusun duvarına tutunmasına ve gömülmesine engel olabilir. • Bu durumda gebelik sona erer. • Zigotun uterusa tutunması kadar tutunacağı yer de önemlidir. • Uterusun aşağı kısmında veya dışında olursa dış gebelik gerçekleşir.

Embriyon Dönemi : 2 -8 hafta arasıdır. • Hücre yumağı uzantılarının uterus duvarına tutunduğu

Embriyon Dönemi : 2 -8 hafta arasıdır. • Hücre yumağı uzantılarının uterus duvarına tutunduğu yerde, hücre yumağının etrafını saran bir zar (plasenta) oluşur. • İçi sıvı dolu olan bu zar ve içindeki sıvısı (amniyos), hem canlıyı dış etkilerden korur, hem de ona hareket kolaylığı sağlar. • Plasenta, a) Doğuma kadar cenin için akciğer, karaciğer, böbrek ve bağırsak görevini; b) Hormon ve çeşitli enzimler de salgılayarak gebeliğin devamını, c) Gebelik döneminde büyümeyi sağlar ve doğum sonrasında da annenin süt üretiminde rol oynar.

 • Dış kısmı uterusa bağlı olan plasentanın iç kısmı ise, göbek kordonu adı

• Dış kısmı uterusa bağlı olan plasentanın iç kısmı ise, göbek kordonu adı verilen bir bağla embriyona bağlanır. • Beslenme ve boşaltım göbek kordonu vasıtasıyla yapılır. • Embriyon döneminde, hücrelerin bir yandan çoğalması hızlı bir tempoda sürerken, diğer yandan farklılaşarak dokuların ve organların oluşumları da sürer.

 • Ekdodermden, duyu organları, sinir sistemi, dış deri, saç, tırnak ve dişleri; •

• Ekdodermden, duyu organları, sinir sistemi, dış deri, saç, tırnak ve dişleri; • Mezodermden, kas, iskelet sistemi, salgı ve dolaşım sistemleri; • Endodermden, sindirim ve solunum sistemi oluşur. • Dördüncü haftaya kadar kulak, kol ve bacak tomurcukları oluşur • Beşinci haftada gözler ortaya çıkar, sinir sistemi çok hızlı bir gelişme gösterir, kalp teşekkül eder. • Sekizinci haftanın sonunda insan taslağı ana hatları belirginleşmeye başlar, böylelikle embriyo dönemi biter ve fetüs dönemi başlar.

Fetüs Gebeliğin ikinci ayından doğuma kadar olan evreye fetüs ya da fetal dönemi denir.

Fetüs Gebeliğin ikinci ayından doğuma kadar olan evreye fetüs ya da fetal dönemi denir. Emme refleksi belirmeye başlar.

 • Zihin gelişimi bakımından bu ay çok önemlidir. Çünkü bu süre içinde sinir

• Zihin gelişimi bakımından bu ay çok önemlidir. Çünkü bu süre içinde sinir hücreleri ve DNA düzeyleri artar. • Üçüncü ayın sonuna doğru hareket etmeye başlayan fetüsün hareketleri, ancak dördüncü ayda anne tarafından hissedilebilir. • 3– 6 aylar arasında sinir hücrelerinin belirli ayrıntıları gelişir. • Beyin dokusunda protein ve RNA kendi bölgelerine göç eder. Göçle birlikte başlayan organizasyon fonksiyonları bir yaşına kadar devam eder. Bu süre içinde sinir hücreleri ve sistem farklılaşır.

 • Beşinci ayda parmağını emmeye başlar. • Altıncı ayda hıçkırma ve yakalama refleksleri

• Beşinci ayda parmağını emmeye başlar. • Altıncı ayda hıçkırma ve yakalama refleksleri görülür. • Annelik duygusu bu ayda gelişir • Yedinci ayda ise birçok olgunlaşma eksikliğine rağmen, dış ortama uyum sağlayacak olgunlaşma düzeyine kısmen de olsa ermiştir. • Yedinci ayda sinir hücreleri ileride sahip olabileceği sayıya ulaşmıştır. Ancak, miyelin kılıfları oluşmamıştır. • Bu oluşum, yedinci aydan itibaren başlar, erişkinlik dönemine kadar devam eder.

 • Sekiz aylık olduğunda sindirim sistemi de dış şartlara uyabilecek olgunluk düzeyine gelir.

• Sekiz aylık olduğunda sindirim sistemi de dış şartlara uyabilecek olgunluk düzeyine gelir. • Doğum 28– 37 haftalar içinde olmuş ve 2, 5 kilogramın altında bir ağırlıkta gerçekleşmişse; böyle bebeklere prematüre denir. • Bebeğin iç organlarının oluştuğu ve hızla geliştiği bir evre olan doğum öncesi dönemlerden özellikle embriyon dönemi, bebeğin sağlıklı olarak dünyaya gelmesinde oldukça önemlidir. • Bu dönemde annenin sağlığı, yaşı, duygusal ve sosyal yaşantısı gibi faktörler bebeğinin gelişimi üzerinde oldukça etkili olan faktörlerden sadece birkaçıdır.

Kan Uyuşmazlığı • Bazı bireylerin kanında (Rh) faktörü adı verilen bir etken bulunurken bazılarınınkinde

Kan Uyuşmazlığı • Bazı bireylerin kanında (Rh) faktörü adı verilen bir etken bulunurken bazılarınınkinde ise bulunmamaktadır. (Kanındaki alyuvarları – eritrositler- özel bir antiserumla çökelenlere Rh(+), çökelmeyenlere ise Rh(-) faktörlü kan adı verilmiştir) • Bu durum bireyin genetik mirasınca belirlenmektedir. • Rh pozitif, dominant karakterlidir. • Kan grubu Rh negatif olan anne adayı Rh pozitif olan birinden gebe kalır ve bu fetüs de Rh pozitif olursa, fetüsün alyuvarları anneye geçer; annede bu Rh faktörüne karşı antikorlar oluşur.

 • Bu sebeple anne kanında oluşan antikorlar doğum esnasında ya da daha sonraki

• Bu sebeple anne kanında oluşan antikorlar doğum esnasında ya da daha sonraki gebeliklerde fetüse geçer ve fetüsün alyuvarlarına yapışarak onların ömürlerini kısaltacağından, fetüsü hafif, orta ve ağır düzeyde etkileyerek, fetüsün anemi, sarılık, sağırlık, zihinsel gerilik, beyin felci gibi hastalıklara yakalanmasına sebep olabileceği gibi ölümüne de sebep olabilir. • İlk gebeliklerde anne kanında oluşan antikor yoğunluğu fetüse zarar verecek düzeyde değildir. • İkinci kez Rh(+) bir bebeğe gebe kalması durumunda ise, önceki gebelikten kalan antikorlar ve yeni üretilenler birlikte plasentadan geçip bebeğin alyuvarlarını çöktürebilirler ve çocukta anemi ve sarılık gelişebilir. • Anneye gebelik döneminin ortalarında bir kez ve doğumdan sonraki üç-dört gün içinde Anti-D antikoru (Rho. GAM) verilerek sorun büyük ölçüde çözümlenmektedir.

Sağlıklı bir çocuğun doğması için annenin; • 18 yaşından küçük 35 yaşından büyük olmaması

Sağlıklı bir çocuğun doğması için annenin; • 18 yaşından küçük 35 yaşından büyük olmaması • Sağlığının yerinde olması; • Gebelik sırasında sağlık kontrollerini periyodik olarak yaptırması; • Günlük beslenmesine ve temizliğine dikkat etmesi; • Her iki doğum arasında en az iki yıllık bir sürenin geçmesi; • Sigara, alkol ve benzeri keyif verici ve uyuşturucular kullanmaması; • Yoğun stres yaratan ortamlardan uzak kalması; • Gebeliğin doğuracağı değişimleri mutlulukla karşılaması; • Ani ve sert hareketlerden kaçınması gerekir.

Yeni doğmuş bebek Yaklaşık olarak 280 gün anne karnında büyüyüp gelişen bebek mükemmel bir

Yeni doğmuş bebek Yaklaşık olarak 280 gün anne karnında büyüyüp gelişen bebek mükemmel bir donanımla doğar. Yeni doğmuş bir bebeğin başı vücudun ¼ kadardır. Boyu ortalama 48 -53 cm, kilosu ise 3 - 3, 5 kg. arasındadır.

Yeni doğmuş bebek Yaklaşık olarak 280 gün anne karnında büyüyüp gelişen bebek mükemmel bir

Yeni doğmuş bebek Yaklaşık olarak 280 gün anne karnında büyüyüp gelişen bebek mükemmel bir donanımla doğar. Yeni doğmuş bir bebeğin başı vücudun ¼ kadardır. Boyu ortalama 48 -53 cm, kilosu ise 3 - 3, 5 kg. arasındadır.

6 -12 Yaş arası fiziksel gelişim Bu dönemde yıllık boy artışı 5. 5 cm

6 -12 Yaş arası fiziksel gelişim Bu dönemde yıllık boy artışı 5. 5 cm dır. 10 yaşındaki bir çocuğun boyu yaklaşık olarak 140 cm dır. 11 -12 yaşlarındaki çocuğun boyu ortalama 145 cm civarındadır. 7 yaşındaki bir çocuğun ortalama ağırlığı 24 kg civarındadır.

12 -18 Yaş arası fiziksel gelişim Ergenlik, cinsiyet yeteneklerinin kazanıldığı dönemdir. Ortalama olarak kızlarda

12 -18 Yaş arası fiziksel gelişim Ergenlik, cinsiyet yeteneklerinin kazanıldığı dönemdir. Ortalama olarak kızlarda 12 -13, erkeklerde 13 -14 yaşlarında ortaya çıkmakta ve yarısı çocukluk, yarısı da ergenlik olmak üzere 2 -4 yıl sürmektedir.

Ergenlikte ortaya çıkan büyüme değişimlerinin yaşlara göre dağılımı yaş kızlar 10 -12 İç organların

Ergenlikte ortaya çıkan büyüme değişimlerinin yaşlara göre dağılımı yaş kızlar 10 -12 İç organların gelişiminde kritik dönem 11 -12 Göğüslerin ve kalça kemiğinin büyümesinin başlaması Kasıklarda kıllanmaların başlaması Koltukaltı kıllarının gelişimi ve ay halinin görülmesi 12 -13 13 -14 15 -18 Dişi, biçim ve fiziğinin tamamlanması. yaş erkekler 12 -13 İç organların gelişiminde kritik dönem 13 -14 14 -15 14 -16 16 -18 19 -21 Kasıklarda kıllanmaların başlaması Kas gelişiminin yoğunlaşması ve koltukaltı kıllarının gelişimi Cinsel organların büyümesi Yüzde kıllanmaların başlaması Erkek, biçim ve fiziğinin tamamlanması.