Eitim Psikolojisi Do Dr Hatice KUMCAIZ renme Psikolojisi

  • Slides: 39
Download presentation
Eğitim Psikolojisi Doç. Dr Hatice KUMCAĞIZ

Eğitim Psikolojisi Doç. Dr Hatice KUMCAĞIZ

Öğrenme Psikolojisi • Öğrenmenin hangi şartlar altında gerçekleşebileceği, nasıl öğrenildiğini, öğrenme ilkelerini inceler. •

Öğrenme Psikolojisi • Öğrenmenin hangi şartlar altında gerçekleşebileceği, nasıl öğrenildiğini, öğrenme ilkelerini inceler. • • Öğrenmenin olabilmesi için Mutlaka bir yaşantı ürünü olması, Sonunda bir davranış değişikliği olması Davranış değişikliğinin kalıcı ve izli olması gerekir Diğer bir deyişle; insanlar nasıl öğrenir sorusunu cevaplar. • Öğrenme kuramları, teknikleri, modelleri • Sizce öğretmen için gerekli midir? • Örnek: Doğrudan konuyu anlatan öğretmen • Örnek: Tam öğrenme modeli ile öğretim

 • ÖRNEK • DOĞRUDAN DOĞRUYA KONU ANLATAN ÖĞRETMEN • Derse girer girmez, doğrudan

• ÖRNEK • DOĞRUDAN DOĞRUYA KONU ANLATAN ÖĞRETMEN • Derse girer girmez, doğrudan konuyu anlatmaya başlayan bir öğretmen, öğretimin dersin hedefleri doğrultusunda gerçekleşebilmesi için, öğrencilerin dikkatinin öğretilecek materyale çekilmesi gerektiğini bilmiyor demektir. • Öğretmen böyle yapmak yerine, Gagne’nin ortaya koymuş olduğu öğretim durumlarının birinci aşamasını oluşturan öğretim durumunu gerçekleştirerek, bir başka deyişle, görsel ya da sözel uyarıcılarla öğrencilerin konuya dikkatlerini çekerek işe koyulmuş olsa, öğrencilerini güdüleyerek daha etkili bir öğretim gerçekleştirebilecektir.

 • Gagné 1960’lı yıllarda yeni davranışçı akımın temsicilerinden biri olarak kabul edilmekle birlikte,

• Gagné 1960’lı yıllarda yeni davranışçı akımın temsicilerinden biri olarak kabul edilmekle birlikte, sonraki yıllarda bilgiyi işleme kuramcılarının öncülerinden biri olmuş, davranışçı yaklaşımın ilkeleri ile bilgi işlem süreci yaklaşımının ilkelerini birleştirmiştir. • Gagné öğrenmeyi hem ürün hem de süreç olarak ele almıştır. Gagné’ye göre öğrenme, gözlenebilir davranışlardan dolaylı olarak anlaşılır ve öğrenme beyinde gerçekleşir.

 • Gagne öğretim ile ilgili iki temel sorunun sorulması gerektiğini savunur : •

• Gagne öğretim ile ilgili iki temel sorunun sorulması gerektiğini savunur : • 1 Eğitim-öğretim süreci sonunda öğrencinin ne bilmesini veya ne yapabilmesini istiyorsunuz? • 2 Bu sonuca ulaşabilmek için öğrenci neleri bilmek ve yapabilmek zorundadır? Bu sorulara verilecek cevaplardan bir öğrenme hiyerarşisi oluşturulmalıdır.

 • Gagné’ye göre öğrenme biriyle ilişkili sekiz kategoriden oluşan bir süreçtir. • 1

• Gagné’ye göre öğrenme biriyle ilişkili sekiz kategoriden oluşan bir süreçtir. • 1 - İşaret öğrenme: Öğrenmenin en alt basamağıdır. Çocuğun sesin, ışığın, rengin farkına varmasında olduğu gibi. • 2 - Uyarıcı davranış bağını öğrenme: Kişi bu basamakta uyarıcıyla davranım arasındaki bağı öğrenir. Kırmızı ışık yanınca durmada olduğu gibi • 3 - Uyarıcı davranım bağlarını kurarak uyarıcıdavranım zincirlerini oluşturma: Bu basamakta kişi zincirleme davranımlar oluşturur. Teybi çalıp kaset doldurma, bir arabayı çalıştırmada olduğu gibi

 • 4 - Sözlü karşılıklarıyla uyarıcı-davranım zincirlerini öğrenme: Sözcüklerin anlamlarını öğrenme ve iki

• 4 - Sözlü karşılıklarıyla uyarıcı-davranım zincirlerini öğrenme: Sözcüklerin anlamlarını öğrenme ve iki sözcük arasında ilişki kurmada olduğu gibi • 5 - Ayırt etmeyi öğrenme: Kişi bu basamakta nesneleri, ilişkileri, hayvanları, olguları birbirinden ayırt eder. Kediyi köpekten, anneyi babadan, masayı sandalyeden ayırt etmede olduğu gibi • 6 - Kavram öğrenme: Kişi bu basamakta kavramların ne anlama geldiğini öğrenir. Devlet, okul, eğitim, öğretim, pekiştireç gibi kavramların anlamlarını bilme gibi

 • 7 - İlke öğrenme: Kavramlar arasındaki ilişkileri, neden-sonuç, öncelik-sonralık bağlarını kişi bu

• 7 - İlke öğrenme: Kavramlar arasındaki ilişkileri, neden-sonuç, öncelik-sonralık bağlarını kişi bu basamakta öğrenir. Kanun, kuram, ilke, sayıltı, genellemelerin nerede ve nasıl kullanılacağını bilmede olduğu gibi • 8 - Problem çözme: Kişi bu basamakta ilgili kanun, ilke, kural, genellemeleri kullanarak bir problemi çözmeyi öğrenir. Matematik, fizik, kimya, biyoloji, felsefe, sosyoloji vb. alanlarda verilen problemleri çözmede olduğu gibi.

 • Gagné’nin Öğretim Modeli • Gagné bilgi işlem süreci modeline paralel olarak bir

• Gagné’nin Öğretim Modeli • Gagné bilgi işlem süreci modeline paralel olarak bir öğretme modeli geliştirmiştir. Modele göre öğretimin düzenlenmesinde sırasıyla şu adımlar atılmalıdır: • 1 -Dikkat Sağlama: İnsanlar, bir anda tek bir şeye dikkat edebilmektedirler. Öğretimin hedefler doğrultusunda gerçekleşmesi için, öncellikle öğrencinin dikkatinin öğretilecek materyale çekilmesi gerekir. Öğretmen bu amaçla birçok görsel (resim, film, tablo, harita vb. ) ve sözel (fıkra, günlük yaşantıdan seçilecek bir örnek) uyarıcıdan yararlanabilir.

2 -Öğrenciye dersin hedeflerini bildirme: • Amacın önceden duyulması, yönetim mekanizmasını harekete geçirir ve

2 -Öğrenciye dersin hedeflerini bildirme: • Amacın önceden duyulması, yönetim mekanizmasını harekete geçirir ve beklentilerin oluşmasına yardımcı olur. • Öğrenciyi konu dışına çıkmaktan kurtarır. • Dersin başında ne öğreneceğini ya da kendisinden ne beklendiğini bilen öğrenci, ders sırasında verilen uyarıcılardan hangilerinin önemli olduğunu daha kolay kavrar. • Bu nedenle öğretmenin dersin başında öğrenciyi dersin hedeflerinden bahsetmelidir.

3 -Ön bilgilerin hatırlatılması: • Kazandırılacak davranış, daha önceden kazanılmış davranışlara bağlıdır. • Bu

3 -Ön bilgilerin hatırlatılması: • Kazandırılacak davranış, daha önceden kazanılmış davranışlara bağlıdır. • Bu nedenden dolayı, ilgili ön öğrenmelerin öğrenciye hatırlatılması gerekir. • Bunlardaki eksiklikler, yeni öğrenilecek davranışı olumsuz yönde etkiler. Öğretmen, öğrencilerin daha önce kazanmış oldukları yeterlilikleri soru sorarak, açıklama yaptırarak, tartışarak ortaya çıkarabilir.

4 -Uyarıcı materyellerin sunulması: Davranışı her bir öğrenciye kazandırmak için gerekli araç-gerecin ilgili tekniklerle

4 -Uyarıcı materyellerin sunulması: Davranışı her bir öğrenciye kazandırmak için gerekli araç-gerecin ilgili tekniklerle sunulması gerekir. Uyarıcıların verilmesinde çeşitli örneklerin yer alması ayrı bir önem taşır. • Örneklerin, hem öğrencilerin geçmiş bilgi ve yaşantılarına uygun, hem de öğrencilerin alacağı formlarda olması beklenir. Uyarıcı durumun düzenlenmesinde öğrenci grubunun gelişim özellikleri ve okul-sınıf düzeyleri çok etkili bir rol oynar. 5 -Öğrenciye rehberlik etme: Öğrencilerin yanlış davranışlar kazanmaması ve başarılı olmalarının sağlanması için onlara rehberlik edilmesi gerekir. Öğretmen örnek vererek, ipucu sağlayarak, ön bilgisini hatırlatarak, açıklama yaparak öğrencilere rehberlik edebilir.

6 -Davranışı ortaya çıkarma: Her yeni davranış öğretildikten sonra, öğrencilerin bu davranışı ne derecede

6 -Davranışı ortaya çıkarma: Her yeni davranış öğretildikten sonra, öğrencilerin bu davranışı ne derecede kazandıklarının yoklanması gerekir. Öğretmen öğrencilere yazılı ve sözsel sorular sorarak davranışı ortaya çıkarmaya çalışmalıdır. Öğrencilerde kazandırılmak istenen davranış gözlemlenmezse, öğretim ortamı zenginleştirilmeli, öğrenciye yeni ipuçları verilmelidir.

7 -Dönüt verme: Öğrenci gösterdiği davranışın doğruluğu hakkında bilgi almak ister. Öğrenci gösterdiği davranışın

7 -Dönüt verme: Öğrenci gösterdiği davranışın doğruluğu hakkında bilgi almak ister. Öğrenci gösterdiği davranışın doğru olduğunu bilirse, davranışı pekişir ve öğrenmeye karşı güdüsü artar. • Dönüt verilmesinde standart bir biçim yoktur. Dönüt baş sallama, mimik hareketleri, gülümseme, kabul anlamına söz söyleme, gibi değişik şekillerde verilebilir

8 -Değerlendirme: Öğretme durumunun sonunda her bir öğrencinin istendik davranışı ne derecede kazandığının belirlenmesi

8 -Değerlendirme: Öğretme durumunun sonunda her bir öğrencinin istendik davranışı ne derecede kazandığının belirlenmesi gerekir. • Öğretmen informal yollarla birkaç davranışı gözledikten sonra öğrenmenin gerçekleştiğine kanaat getirebilir. • Değerlendirme formal olarak izleme testleriyle daha sistemli olarak gerçekleşebilir

9 -Öğrenilenlerin kalıcılığını ve transferi sağlama: Öğrenilenlerin aralıklı olarak değişik durumlar içinde tekrar edilmesi

9 -Öğrenilenlerin kalıcılığını ve transferi sağlama: Öğrenilenlerin aralıklı olarak değişik durumlar içinde tekrar edilmesi kalıcılığı arttırır. • Yapılan araştırmalar öğrenmeden bir süre sonra yapılan aralıklı tekrarların, öğrenmenin hemen ardından yapılanlardan daha etkili olduğunu göstermektedir. • Öğretmenin farklı problem durumları sunması da öğrencilerin öğrenilenleri başka alanlara transfer edebilmelerini sağlar.

 • ÖRNEK • TAM ÖĞRENME MODELİ İLE ÖĞRETİM • Henüz mesleğe yeni başlayan

• ÖRNEK • TAM ÖĞRENME MODELİ İLE ÖĞRETİM • Henüz mesleğe yeni başlayan bir matematik öğretmeni olan Ahmet Bey, öğretim yılı başında öğrencilerinin büyük bir çoğunluğunun A konusunu anlamakta çok zorlandıklarını gözledi. • Ahmet Bey konuyu birçok kez anlatmasına ve konuyla ilgili birçok farklı örnek problem çözmesine karşın, öğrencilerin yaklaşık yarısının bir türlü bu konu ile hedeflenen davranışları kazanamadığını fark etti.

 • Sorunu öteki meslektaşları ile tartıştıktan ve öğrenme- öğretme süreçleriyle ilgili bilgilerini yokladıktan

• Sorunu öteki meslektaşları ile tartıştıktan ve öğrenme- öğretme süreçleriyle ilgili bilgilerini yokladıktan sonra, Ahmet Bey, Bloom’un ünlü “tam öğrenme modelini” hatırladı. • Bloom’un söz konusu modeline göre; bir derse ilişkin geçmişteki ön öğrenmeler, daha sonraki ünitelerdeki öğrenmelerin ön koşul davranışları idi ve bu davranışlar öğrenci başarısının yüzde ellisini açıklıyordu. • Dahası matematik dersiyle öğrencilere kazandırılacak olan davranışlar arasında sıkı bir aşamalılık ilişkisi vardı. Ahmet Bey’in başına gelen durumun nedeni, öğrencilerin A ünitesinin ön koşulu olan davranışlardaki yetersizlikleriydi.

 • Tam Öğrenme Modeli • Uygun ortam ve öğrenme koşulları sağlandığında hemen herkesin

• Tam Öğrenme Modeli • Uygun ortam ve öğrenme koşulları sağlandığında hemen herkesin bir şeyi öğrenebileceği varsayımına dayanır. • Tam Öğrenme Modeline göre öğrenemeyen öğrenci yoktur, öğretemeyen öğretmen vardır. Bir sınıftaki öğrencilerin başarılı olmaları, hazırbulunuşluklarına uygun öğretim almalarına ve ihtiyaçları olan zamanın verilmesine bağlıdır. • Konuların küçük birimlere ayrılarak aşamalı öğretimi yapılır. Bir aşama öğrenilmeden, başarılmadan diğerine geçilmez. Eksiklerle ilgili ek öğretim yapılır ve öğrenme tamamlanır.

 • Tam Öğrenme Modeli Değişkenleri • Öğrenci niteliği: Öğrenci duyuşsal ve bilişsel giriş

• Tam Öğrenme Modeli Değişkenleri • Öğrenci niteliği: Öğrenci duyuşsal ve bilişsel giriş özellikleri ve davranışları, öğrenme için gerekli ön şartların sağlanması önemlidir. • PİDDE • Pekiştireç: İstenilen davranış sıklığını arttırmak için kullanılan uyarıcılardır. • İpucu: Hedefe yönlendiren uyarıcılardır. • Dönüt: Öğrencilere sergilenen davranış hakkında olumlu veya olumsuz uyarıcılardır. • Düzeltme: İstenen veya istenmeyen davranışı hedefe göre düzelten uyarıcılardır. • Etkin Katılım: Öğrencilerin öğrenme çabasında

Bilimlerin anası felsefe, Bilimlerin babası matematiktir. Felsefe, gerçeği tümüyle ele alıp inceleyen ve bunun

Bilimlerin anası felsefe, Bilimlerin babası matematiktir. Felsefe, gerçeği tümüyle ele alıp inceleyen ve bunun sonucunda ulaşılan bilgileri yorumlayan ve sistemleştiren bir uğraşı alanıdır.

Her organizma varlığını sürdürebilmek ve bulunduğu koşullara uyum sağlayabilmek için çeşitli eylemlerde bulunur.

Her organizma varlığını sürdürebilmek ve bulunduğu koşullara uyum sağlayabilmek için çeşitli eylemlerde bulunur.

 • Güdü (motiv): Davranışta bulunma isteği. Bireyi amaca yönelik davranışa geçiren istek ya

• Güdü (motiv): Davranışta bulunma isteği. Bireyi amaca yönelik davranışa geçiren istek ya da ihtiyaç. • Güdüler bilinçli olabildikleri gibi bilinçsizde olabilirler. • Hekim olmak için derslerine çalışan bir öğrenci bilinçli olarak güdülenmiştir. • Ama oksijen azalınca bireyin solunumunun hızlanması bilinçli değildir. • Hedefe yaklaştıran güdüler olumlu, hedeften uzaklaştıran güdüler olumsuzdur.

 • Dürtü: Fizyolojik veya ruhî dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan ve canlıyı türlü

• Dürtü: Fizyolojik veya ruhî dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan ve canlıyı türlü tepkilere sürükleyebilen içten gelen gerilimdir. • Açlık, susuzluk, cinsellik gibi fizyolojik kökenli güdülere dürtü adı verilir. • İnsanlara özgü başarma isteği gibi yüksek dürtülere de gereksinme (ihtiyaç) denir. Güdüler organizmayı ; (1) uyarır ve faaliyete geçirir, (2) organizmanın davranışını belirli bir amaca doğru yöneltir. Organizmanın davranışında bu iki özellik gözlendiği zaman organizmanın güdülenmiş olduğu söylenir

 • Organizmayı harekete hazır hale getiren 3 tür güdü vardır: 1) Fizyolojik güdüler

• Organizmayı harekete hazır hale getiren 3 tür güdü vardır: 1) Fizyolojik güdüler 2) sosyal güdüler 3) İçgüdüler 1) Fizyolojik güdüler: Organizmanın varlığını sürdürebilmesi için gerekli olan güdülerdir. Örnek: Açlık, susuzluk, annelik, cinsellik, dinlenme, uyku, boşaltım

 • Fizyolojik Güdülerin Özellikleri: • Tüm canlılarda bulundukları için evrenseldir. • Kalıtım yoluyla

• Fizyolojik Güdülerin Özellikleri: • Tüm canlılarda bulundukları için evrenseldir. • Kalıtım yoluyla kazanılır. • Sosyal güdülerin kaynağıdır. • İnsanlarda ve hayvanlarda ortak olarak bulunur. • Yaşamak için zorunludur.

2) Sosyal güdüler: Organizmanın toplum içerisinde yaşaması sonucunda oluşan güdülerdir. Örnek: Sevme, sevilme, beğenilme,

2) Sosyal güdüler: Organizmanın toplum içerisinde yaşaması sonucunda oluşan güdülerdir. Örnek: Sevme, sevilme, beğenilme, başarı, hırs, kendini gerçekleştirme vs. Özellikleri: • Kaynağı çevredir, toplumdur. • Bireyden bireye, toplumdan topluma değişir. • İleriki yaşlarda daha çok etkindir. • Fizyolojik güdülerden daha karmaşıktır.

3) İçgüdüler: Doğuştan kazanılan, niçin yapıldığı bilinmeyen, bir türün bütün bireylerinde aynı şekilde görülen,

3) İçgüdüler: Doğuştan kazanılan, niçin yapıldığı bilinmeyen, bir türün bütün bireylerinde aynı şekilde görülen, kalıtım yoluyla bireyden bireye aktarılan, evrimleşmemiş davranışlardır. Örnek: Arının bal yapması, Örümceğin ağ örmesi vs. Özellikleri: • Doğuştandır, yani öğrenilmemiştir. ( Arının bal yapması ) • Otomatiktir. ( Arı, kovanın bal ile taştığına aldırmadan bal yapar. ) • Türe özgüdür. ( Arı bal yapar, Örümcek ağ yapar, Köpek havlar, Kuş uçar vs. ) • Evrimleşmemiştir. ( Bin yıl önceki örümceklerde ağ yapıyordu. ) • Hayvanlarda görülür.

 • ALIŞKANLIK Çok iyi öğrenilmiş, tekrar edile düşünmeden yapılır hale gelmiş davranışlardır. Örneğin:

• ALIŞKANLIK Çok iyi öğrenilmiş, tekrar edile düşünmeden yapılır hale gelmiş davranışlardır. Örneğin: Sigara, içki gibi. Özellikleri: • Alışkanlık ile İçgüdü aynı şey değildir. Alışkanlığın temelinde öğrenme vardır, İçgüdü ise doğuştandır

 • REFLEKS Organizmanın bir uyarıcıya karşı verdiği ani ve istem dışı tepkidir. Örneğin:

• REFLEKS Organizmanın bir uyarıcıya karşı verdiği ani ve istem dışı tepkidir. Örneğin: Öksürmek, gıdıklanmak, esnemek, gözbebeğin küçülmesi vs. “Refleksler geliştirilebilir”

Davranış, içten ve dıştan gelen uyarımlar sonucu organizmanın bozulan dengesini yeniden kurmak amacıyla yaptığı

Davranış, içten ve dıştan gelen uyarımlar sonucu organizmanın bozulan dengesini yeniden kurmak amacıyla yaptığı tepkilerin tümüdür.

DAVRANIŞ Doğuştan Gelen Davranışlar: Geçici Davranışlar İçgüdüsel davranışlar Refleksler Alkol, ilaç, hastalık etkisi ile

DAVRANIŞ Doğuştan Gelen Davranışlar: Geçici Davranışlar İçgüdüsel davranışlar Refleksler Alkol, ilaç, hastalık etkisi ile oluşan davranışlar İstendik Davranışlar Planlı eğitimin ürünü olan davranışlar Sonradan kazanılan Davranışlar Öğrenme ürünü olan davranışlar İstenmedik Davranışlar Uygun olmayan koşullarda kazanılan ve eğitimin hatalı ürünü olan davranışlar

 • EĞİTİMDE GÜDÜLENME (MOTİVASYON) • 1. GÜDÜ (MOTİVASYON) NEDİR? • Bir tanıma göre,

• EĞİTİMDE GÜDÜLENME (MOTİVASYON) • 1. GÜDÜ (MOTİVASYON) NEDİR? • Bir tanıma göre, güdü, organizmayı harekete geçiren durumdur. • Güdü, davranışa enerji ve yön veren güçtür; bu güç organizmayı etkileyerek bir amaç için harekete geçmeye sevk eder. • Cüceloğlu'na göre ise Güdü (motivasyon), istekleri, arzuları, gereksinimleri, dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir kavramdır.

 • 2. NEDEN GÜDÜLENMEYE İHTİYAÇ DUYARIZ? • Güdü ve güdülenme kavramı psikolojinin keşfetmiş

• 2. NEDEN GÜDÜLENMEYE İHTİYAÇ DUYARIZ? • Güdü ve güdülenme kavramı psikolojinin keşfetmiş olduğu en önemli kavramlardan biridir. İnsanların ve hayvanların davranışlarının temelinde güdüler yatar. • Nerede olunursa olunsun ve ne yapılırsa yapılsın, her davranışın altında bir güdü veya güdüler zincirinin yattığı unutulmalıdır. • Güdülenmede, amacı görmek ve benimsemek önemlidir. İnsan amacını kendisi belirlediğinde hem amacını iyi tanır hem de vargücü ile amacına ulaşmaya çalışır. • Öğrenmede, hedef davranışların öğrenince konulması, hem ulaşacağı hedefe algılamasını hem de benimsemesini sağlamaktadır. Bu durumda öğrenen, hedefine ulaşmak için vargücünü salıverebilmektedir.

 • Başarılı olma ihtiyacı yüksek olanlar daha fazla riski göze alabilir ve başarmak

• Başarılı olma ihtiyacı yüksek olanlar daha fazla riski göze alabilir ve başarmak için çaba gösterirler. Bu gruba giren öğrenciler zor iş ve problemlerden hoşlanırlar. • Başarısızlıktan kaçınma gereksinmesi yüksek olanlar ise başarılı olacaklarına emin oldukları işler için çaba harcarken, başarısız olacaklarını düşündükleri işlerden kaçınırlar. Bu nedenle bu öğrenciler için orta güçlükteki problem ve işler daha uygundur. • Başarılı olma gereksinmesinin aile içindeki ve kültürel çevre içinde geliştiği düşünülmektedir. • Aile içinde başarı ve rekabetin cesaretlendirdiği, çocuğun başarısızlıklarının tepkiyle karşılanmadığı durumlarda, çocuklarda yüksek başarı ihtiyacı gelişmektedir.

 • Başarılı olma ihtiyacı diğer güdülerle de ilişkilidir. • Bir öğrenci arkadaşlarının onayını

• Başarılı olma ihtiyacı diğer güdülerle de ilişkilidir. • Bir öğrenci arkadaşlarının onayını almak, onlar tarafından beğenilmek için iyi bir atlet olmaya gereksinme duyarken; bir başka öğrenci, ailesinin hoşuna gitmesi için kimya dersinde başarılı olmaya gereksinme duyabilir. • Bu nedenle öğretmenlerin, öğrenciler ile çalışırken tüm bu ilişkileri göz önünde bulundurması gerekmektedir

 • İnsanı davranışa iten nedenler konusunda en yaygın görüş Abraham Maslov'a aittir. Hümanist

• İnsanı davranışa iten nedenler konusunda en yaygın görüş Abraham Maslov'a aittir. Hümanist psikolojinin önde gelen isimlerinden olan Maslov'a göre insanda 7 temel ihtiyaç vardır. Maslov'un ihtiyaçlar hiyerarşisi ile ilgili üç koşul bulunmaktadır: 1. Bu ihtiyaçlar hiyerarşik özellik arz ederler. Yani birinci ihtiyaç en temel ihtiyaçtır, ikinci ihtiyaç ondan sonra gelir, vb. 2. Alt düzeydeki ihtiyaç en azından bir miktar karşılanmadan daha sonraki bir ihtiyaç ortaya çıkmaz. 3. Bir ihtiyacın karşılanabilmesi için kendisinden sonraki ihtiyaç feda edilebilir, ama kendinden önceki ihtiyaç feda edilmez. Maslov'a göre ihtiyaçlar hiyerarşisi şöyledir: a. Fizyolojik ihtiyaçlar b. Güvenlik c. Yakınlık/sevgi d. Saygınlık e. Bilme/tanıma f. Estetik ihtiyaçlar g. Kendini gerçekleştirme

 • Maslow'un gereksinimler hiyerarşisi, öğretmenin çocukları daha iyi tanıyarak, onların hangi güdüler altında

• Maslow'un gereksinimler hiyerarşisi, öğretmenin çocukları daha iyi tanıyarak, onların hangi güdüler altında hareket ettiklerini anlamasına yardımcı olur. • Öğretmen öğrencilerinin daha çok hangi ihtiyaçların etkisi altında olduklarını bilirse, onlara daha gerçekçi yardım getirebilir, güdülenmelerini sağlayabilir ve gereken rehberliği yapabilir