BOANMA Do Dr Hatice KUMCAIZ Evlilikte elerin kurduu
BOŞANMA Doç. Dr. Hatice KUMCAĞIZ
• Evlilikte eşlerin kurduğu birliğin ‘ölüm ayırana kadar’ sürmesi amaçtır. • Fakat bazı durumların ortaya çıkması sonucunda evlilik birliğinin bozulması bir zorunluluk haline gelebilir. • Bu gibi durumlarda kurulan evlilik birliğinin yasal yollarla sona erdirilmesi işlemine ‘boşanma’ adı verilir.
• Boşanma ilk bakışta sadece karı-kocayı ve aile bireylerini ilgilendiren bir konu gibi görünse de, aslında, toplumu ve sosyal düzeni yakından ilgilendiren bir konudur. • Ulusların ve toplumun sosyal yapı ve ahengi genel sağlığı, ahlak ve yasal düzeni, nüfusu, kültürel kimliği, hatta ekonomik gücü ve gelişmişliği, bir ölçüde toplumun temel birimi olan ‘ailenin’ saygınlığına ve sağlamlığına bağlıdır.
Boşanma Süreci ve Yasal Nedenler • Türk Medeni Kanununa göre, boşanma ancak taraflarda belli sebeplerin varlığı halinde ve hakim kararıyla mümkün olmaktadır. • Yasa ‘geçimsizlik’ nedeni ile bozulan karı-koca ilişkilerini, aile dışından, daha objektif ve uzman bir dış kurum tarafından değerlendirilmesini gerekli görmüş, iletişimleri kopan karı-koca ve çocukların boşanma sonucu ortaya çıkan haklarını da korumuştur.
Türk Medeni Kanununa göre boşanma sebepleri; a) b) c) d) e) f) Zina Cana kast ve kötü muamele Suç ve onur kırıcı davranışlar Terk Akıl hastalığı Evlilik birliğinin temelden sarsılması (Sürekli geçimsizlik halleri) olup bunlardan ilk beşi ‘özel’ ve sonuncusu ise ‘genel’ boşanma sebebi olarak nitelendirilmektedir.
Diğer Nedenler; • Ortak noktalarda buluşamama ya da ortak paylaşım alanlarının kalmaması, • Tutumlardaki ya da değer yargılarındaki derinliğin daha da artması, • Çözümlenemeyen çatışmalar, • Karşılıklı bağlılığın, yakınlığın düşmüş olması, eşlerin birbirlerine duygusal olarak yabancılaşmaları, • İletişim çatışmaları, • Söze dökülemeyen birikmiş stresler, • Kıskançlık/ eşin kıskançlığı ve aldatma • Alkol ve / veya madde bağımlığı bir eş
• • • Aile içi şiddet Özgür olma isteği Eşin özgür olma isteği Çocuk bakımına ilişkin anlaşmazlıklar Evliliğin gerekliliklerinin kariyer yaşamıyla çatışması Ekonomik sorunlar Cinsel sorunlar ve doyumsuzluk Sürekli kaygı ve depresyon gibi duygusal sorunlar Eşin fiziksel bir sorununun olması gibi.
• Bütün bu nedenler bireylerde stres ya da kaygıya neden olmaktadır. • Bu stres, kaygı ve korkular, başlangıçta aile içinde çeşitli uyum çabaları ile giderilmeye çalışılır. • Evliliği sürdürmeye yönelik bu çabalar başarısız kaldığında eşler boşanma süreciyle sonuçlanabilecekleri bir ‘ayrılma’ sürecine girerler. • Ülkemizde yapılan araştırmalar boşanmanın insan yaşamında önemli bir stres kaynağı olduğunu göstermektedir.
• Boşanma sürecinde; kişilerde uyku ve beslenme bozuklukları, içki ve sigara kullanımında artış, iş veriminin azalması, kendini yetersiz bulma, yalnızlık hissi, aşırı kaygı gibi bunalımlar görüldüğü ve ruh sağlığının bozulduğunu ortaya koymuştur
Boşanmada Kaygı ve Stres Yaratan Süreç • Boşanma, yasal olarak hakimin kararı ile olup bitiveren bir olay değil, öncesinde ve sonrasında kaygı ve stres yaratan oldukça uzun bir süreci kapsar. • Bu süreç içerisinde birey birçok değişiklikle başetmek ve boşanma sürecini izlemek zorunda kalmaktadır.
• Boşanma süreci altı farklı aşamada incelenmektedir. Bunlar; 1) Boşanma öncesi eşlerin birbirlerine yabancılaşması ile ilgili duygusal boşanma, 2) Hukuki sorunlarla ilgili yasal boşanma, 3) Ayrılma sonrası para ve mal sorunlarıyla ilgili ekonomik boşanma, 4) Ana-baba olarak çocukların ‘velayeti’ ile ilgili aile boşanması, 5) Sosyal faaliyetlerle ilgili ortaya çıkan değişikliklerle ilgili sosyal boşanma 6) Yeniden bağımsızlık kazanarak tarafların kendini bulma sorunlarıyla ilgili psikolojik boşanma.
Boşanma Sürecinde Yaşanan Aşamalar Ayrılık öncesi aşamalar; 1) Düş kırıklığı 2) Aşınma ve 3) Kopukluk Ayrılık sonu aşamalar; 1) Yas ve 2) İkinci ergenlik Ayrılık öncesi aşamalar eşlerin ‘iletişim bozukluklarını’ ayrılık sonrası aşamalar ise; ‘ayrılmanın getirdiği sarsıntı ile ilişkili olarak, kişinin yaşadığı ‘yas’ ve yeni bir kimlik bulmaya ilişkin uğraşmalarını kapsayan ‘ikinci ergenlik’ dönemini yansıtmaktadır.
Boşanma Öncesi Yaşanan Aşamalar • Düş kırıklığı aşaması: • Duygusal boşanmasın ilk belirtisidir. • Eşini romantik sevgi ve bu sevginin getirdiği ‘körlük’ içinde algılayan kişi giderek bilinçlenip, körlükten sıyrılıp, eşinin gerçek kimliğini farketmeye başlayınca düş kırıklığı yaşar.
• Eşler arasındaki farklılıklar berraklaşıp, eşinin idealinde yaşattığı eşe benzemediğini algılayınca, kişinin düşünce, tutum ve davranışları, eşin ve aralarındaki ilişkinin olumsuz yönlerinde yoğunlaşır. • Eğer eşler farlılıkları kabul edip düş kırıklığını gizlemez, duygu, düşünce ve beklentilerini dillendirip, karşılıklı uzlaşmaya giderek etkileşimi sürdürebilirlerse, ilişkiler olumlu yönde gelişir. • Evliliğin birliğini bir uzlaşı içerisinde sürdürebilirler, ilişkiler olumlu yönde gelişir. • Bunun tersi olarak, durumu değiştiremeyeceklerini anlar ve gerçekleri olduğu gibi kabul ederlerse ilişkiler olumsuz yönde gelişir.
• Aşınma Aşaması: Düş kırıklığı ile başlayan olumsuz duyguların bastırılıp gözardı edildiği, anlaşmazlıkların özümlenemediği ve uzlaşma çabası anlaşma düzeyine gelemediğinde, eşler duygusal boşanmanın ‘aşınma’ aşamasına gelmiş olurlar. • Aşınma evresinde, paylaşılanlar ve rahatlatıcı davranışlar azalır, olumsuz algılamalar çoğalır, sevgi ifadesi olan davranışlardan ve cinsel ilişkiden kaçınılmaya başlanır.
• Kopukluk Aşaması: • Geçimsizlik, birbirine yeterli olamama, çatışmaların yarattığı baskılar karşısında eşlerin kendilerini savunucu bir mekanizma içine sokmaları ve ilişkinin giderek değerini ve anlamını yitirmesi ‘kopukluk’ aşamasına ulaşılmış olur.
• Eşlerden biri ya da her ikisi başka bir yaşam hayali kurmaya ve bunları gerçekleştirmek için planlar yapmaya başladığında, ilişkinin devam olasılığı azalmış ya da sona ermiştir. • Eşler aynı çatı altında mutluluk pozu vermeye fakat minimum evlilik rolleri ile var olurlar. • Kendini ilişkiden çeken eş, diğer eşin tepkisini, kaybedilenleri kurtarma çabası içinde , pazarlık ve suçlamalarla gelişen tepkiler, eşin ayrılma düşüncesini pekiştirmektedir.
Eşlerde Boşanma Sonrası Yaşanan Aşamalar • Yas Dönemi: Ayrılık sonrası ‘yas dönemi’ bireyin kendisine yakın birinin ölümü sonrası ya da ölümcül bir hastalığa yakalanmasıyla geçirilen duygusal aşamaya benzer. • Yas sürecinde; gerçeği reddetmek, kendini insanlardan soyutlama, öfke, kaybedilenleri geri almak için pazarlık, depresyon ve en sonunda da gerçekleri kabul edip uyum sağlama gibi aşamaları içerir.
• İkinci Ergenlik Dönemi: Yastan sonra gelen dönemin ikinci ergenlik olarak adlandırılmasının nedeni, evlilik sürecini yaşayan eşin artık evlilik kimliğini değiştirmesidir. • Ergenlik dönemindeki çocukların gelişim aşamasına benzer. Çünkü yeni bir kimlik arayışı ile yüzyüze gelmektedirler. • Bireyler bireysel yaşamaya başladıklarında kaybedilen tek şey eş değil aynı zamanda, yaşam biçimi, kimliği , toplumdaki statüsüdür.
• Eşinden ayrılan çoğu insan ne olduğunu ve gelecekte neler olacağını bilmemekten dolayı kaygı yaşar. • Başarısızlık duyguları, gelecekle ilgili beklentilerinin gerçekleşmeyeceği düşüncesi, yeni ve mutlu bir beraberliğe güvensizlik, kötümserlik ve düşük benlik saygısı kimlik bunalımına yol açar.
• Eşinden ayrılması nedeniyle, aniden bir çok alanda yeni değişiklikler yaşayan birey, ergenlik döneminde olduğu gibi, kişisel, mesleki, cinsel ve sosyal alanlarda kendini tamamlama gereği duyacak ve ‘eski evli kimliği’ ile ‘yeni rollerini’ bütünleştirmeye çalışacaktır. • Eski kimliği ve yeni deneyimleri ile yeni amaçlar oluşturmaya, bütünleştirmeye ve yeni bir senteze ulaşmaya çalışacaktır
• Bu yeni senteze ulaşma sürecinde en çok güçlük çeken eşler; erken evlenmiş, kimliği evlilik rolüne ve eşine bağımlı olarak gelişmiş genç ve orta yaş kadınlardır. • Geleneksel cinsiyet rollerine bağlı kadınlarda ise, ayrılık sonrasında, eşitlikçi ve ilerici tutum ve beklentilere sahip kadınlardan daha çok karmaşa yaşadıkları görülmüştür.
Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi 1. 2. 3. 4. 5. Çocukların boşanmayı inkar etmeleri Boşanma durumunu yaratan nedenlere kızma Anne ve babayı bir araya getirmeye çabaları Depresyon ve çöküntü Boşanmayı ‘kabullenme’
Boşanan Aile Çocuklarının Karşılaşacağı Sorunlar • • • Bakım ve Korunma Yeni Aile Yapısına Uyum Arkadaşları ile ilişkiler Okul Sorunları Üvey Anne-Baba Sorunları Geleceğe Yönelik Sorunlar
Boşanmış Ailelerin Çocuklarına Zarar Veren Davranışlar 1. Birbirlerini suçlamaları. Çocuklar boşanmayla ilgili çatışmaların dışında tutulmalı, barışmak için aracı haline getirilmemeli ve onları kazanma yarışına girilmemelidir.
2. Boşanmış çocuklu ailelerde, çocuğu yanına alan aileler çocuğu ‘öç alma’ aracı olarak kullanma eğilimine girerler. Çocuğu yanında olan ebeveyn çocuğu göstermeyerek onu cezalandırmak isteyebilir. Bu davranışla aslında ebeveyn değil çocuk cezalandırılmaktadır. Çocukların sarsılan benlikleri ‘düzenli’ aralarla ve ‘sürekli ‘ görüşmeyle düzelir.
3) Çocuğu kazanma ya da memnun etme adına anne babaların ona bir şeyler alma yarışına girmeleri çocuğun kişilik gelişimi için çok zararlıdır. Çocuk kişisel amaçları için, anne babayı kullanabilir ve bu alışkanlıklar ve davranışlar kişiliğinin bir parçası haline gelebilir.
4. Yanlış davranışlardan birisi de çocuğu ‘karşı tarafa gönderme’ ile tehdit etmedir. Bu da çocuk için en zararlı davranışlardan birisidir. Kendini yalnız, kimsesiz hissetmekte ve çevresine olan güvenini yitirmesine neden olmaktadır. Çocuğun kötü tarafları için ‘annene’ ya da ‘babana’ çekmişsin gibi duygusal yüklemeler çocukta güvensizliğe ve kimlik sorunlarını ortaya çıkarmaktadır.
5. Anne-babanın çocuğu aşırı derecede acıma kollama duygusu içinde olmaları da çocuğun pasif kalmasına ve bağımlılık geliştirmesine neden olabilir. Çocuk çevresindeki kişilerin bu tutumlarından yararlanarak her isteğini yaptırarak, kendisine acındırarak bazı şeyleri elde etmek gibi alışkanlıklar kazanabilir.
Sağlıklı Yol • Kararın kesinleşmesinden sonra, boşanmadan daha az zararla çıkmak için, anne-babaların çocukları için izlemeleri gereken yol, oturup bu konuda bir karara varıp bunu çocukla paylaşmaktır.
• Bu görüşmede anne-baba çocukların yaşlarına, olgunluk düzeylerine uygun, açık ve yalın bir dille boşanmanın ne demek olduğunu, birbirlerini suçlamadan anlatmalı, çocukların herhangi bir suçlarının olmadığı, bundan dolayı kendilerini sorumlu tutmamaları gerektiği paylaşılmalıdır. • Boşanma sonucunda anne ya da babasından herhangi birisini yitirmeyeceğini, temel gereksinimlerini karşılayacaklarını ve kendilerini çok sevdiklerini anlatmalıdırlar.
• Ebeveynler tüm hassas noktalara değinerek açıklamada bulunsalar da çocuklar için bu durumu kabullenip yaşama devam etmek duygusal olarak oldukça zordur. • Çocuğun olası tepkilerinde, öfke, kızgınlık içeren tutumları karşısında ebeveynler sakinliklerini korumalıdır.
• Çocuğu dinlemeli, duygularını anlamalı, bu durumun onun için ne kadar üzücü olduğunu anladıklarını çocuğa ifade etmelilerdir. • Duygularını ifade etmesi için teşvik edici dil kullanmak, onun yerine kendimizi koymak, çocuğu ilgi ve dikkatle dinlemek, tekrar eden sorularına aynı sakinlikte cevap vermek bu süreçte ebeveyn çocuk ilişkisi için faydalı olacaktır.
ÇOCUKLARIN BOŞANMA SÜRECİNDEN ETKİLENMESİNDEKİ FAKTÖRLER 1. Çocukların mizaç yapısı: Bağımlı çocuklar çok daha fazla etkilenir 2. Çocuğun yaşı: Küçük yaş çocukları ilk olarak büyük tepkiler gösterseler de alışmaları kolaydır. 3. Çocuğun cinsiyeti 4. Destek sistemleri 5. Anne ve babanın ekonomik durumları
6. Ayrılıktan sonra anne ve baba arasındaki ilişki 7. Çocuğun birlikte yaşamadığı ebeveynle düzenli olarak görüşmesi 8. Ayrılığın çocuğa nasıl sunulduğu 9. Ayrılıktan sonra anne ve babanın yeni ilişkileri ve bunların çocuğa nasıl sunulduğu
Gelişim Dönemlerine Göre Boşanmanın Çocuk Üzerindeki Etkileri : 0 -3 yaş grubu; Anne ve çocuk hatta baba ve çocuk arasındaki duygusal ilişkileri azalttığından, çocuğun duygusal beslenmeyi yeteri kadar sağlayamaması büyüme ve gelişimini geciktirebilir. Yeme problemleri ve ayakta durmak, oturmak gibi bazı motor yetenekler ve kekeleme ve kelimeleri yutma gibi bazı dil gelişimi problemleri de görülebilir.
Okul öncesi dönem; İçe kapanık ya da tam tersi fazla atılgan olma ancak her iki durumda da sosyal ilişkilenmede güçlükler yaşama görülebilir. Bu dönemde oluşan özgüven kaybı karakteristik bir şekilde kişilik yapısında yer alabilir. Bütün bunlara ek olarak zihin gelişimi gecikebilir ve bloke olabilir. Dikkati toplamada yaşanan güçlükler çocuğun verimli öğrenmesini ve akıl yürütmesini zorlaştırır ve son derece olumsuz etkiler.
Okul çağında ise; ön planda görünen okul başarısızlığı ve uyum bozukluğudur. Çocukta ilgi ve dikkat problemleri dikkat çekicidir. Uyku ve yeme problemleri devam edebilir. Toplumla ilişkisi zayıflayan çocuk kendini ifade etmekte zorlanacağı için sosyal ilişki güçlükleri yaşayacaktır.
• Ergenlikte; beraber yukarıda sayılan bir çok olumsuz etkinin yanı sıra hayata eleştirisel yaklaşan, olumlu düşünemeyen hedef koyma ve strateji oluşturmada yetersiz, kişiler arası ilişkilerde sorunlalar yaşayan, dürtülerini kontrol edemeyen, sınırlarını kestiremeyen, savunma mekanizmalarını sık ve yanlış kullanan, suç işlemeye eğimli bir kişilik yapısının ortaya çıkması, kızlarda cinsel ilişkiye girme sıklığında ve evlilik dışı çocuk sahibi olma oranında artış oldukça yüksek bir ihtimaldir.
Yetişkinlikte; Sağlıklı bir ilişkinin nasıl kurulup sürdürüleceğine ilişkin temel rol modellerinin olmaması nedeniyle yetişkinlik döneminde, ilişki ve evlilik sorunları; mutsuzluk, doyumsuzluk, boşanma oranının ve olasılığın artması , çocuk bakımında yaşanan sorunlar, daha fazla para kazanma, kariyer planlamasında sorunlar, sorunlarla baş etme mekanizmalarının gelişmemesi,
farkında olmadan ebeveynlerinin yaşadığı sorunları kendisinin de yaşamasını sağlayacak ortamlar/durumlar yaratma, evlenmeden önce çocuk sahibi olma isteme, erken yaşta evlenme ve anne olma, evlilik dışı çocuk sahibi olma, kıskançlık, yaşın doyumsuzluğu, insanlara yönelik güvensizlik, iletişim becerilerinin gelişmemesi, kısa süreli ilişkiler kurma, kendine yabancılaşma ve benlik saygısı düşüklüğü, değersizlik, yetersizlik hissi.
Neler Yapılabilir? 1. Eşlere stresle başa çıkma eğitimleri verilebilir. 2. Ebeveynlik becerilerinin artırılması ya da boşanmayı en az hasarla atlatabilmeleri için gerekli psikolojik danışma yardım verilebilir.
- Slides: 42