LOGOTERAP Viktor Emil Frankl Dr gr yesi Esat

  • Slides: 44
Download presentation
LOGOTERAPİ Viktor Emil Frankl Dr. Ögr. Üyesi Esat ŞANLI

LOGOTERAPİ Viktor Emil Frankl Dr. Ögr. Üyesi Esat ŞANLI

Viktor Emil Frankl (1905 -1997) 26 Mart 1905′de Viyana’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak

Viktor Emil Frankl (1905 -1997) 26 Mart 1905′de Viyana’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Annesi Prag’in ileri gelenlerinden; babası ise Kuzey Marovyalı zanaatkâr bir ailedendir. Frankl’ın babası Gabriel, sosyal hizmetler müdürüydü. Frankl, geçim zorlukları nedeniyle Viyana’da sürdürdüğü tıp öğretimine son vermek zorunda kalan babasının gerçekleşmeyen bu arzusunu, hayatının en büyük hedefi edinmişti. Daha orta öğretimde hocalarına sorduğu sorular onun tıb’a ve felsefeye son derece yatkın olduğunu gösteriyordu 2 74

Hayatın anlamı ile ilgili özgün teorisinin, çocukluk yıllarında temellendiği söylenebilir. Dört yaşları sırasında bir

Hayatın anlamı ile ilgili özgün teorisinin, çocukluk yıllarında temellendiği söylenebilir. Dört yaşları sırasında bir akşam uyumak üzereyken küçük Viktor, herkes gibi bir gün kendisinin de öleceği fikriyle ansızın irkildiğinden bahseder. Yaşadığı bu tecrübe O’nda ölüm korkusundan çok, hayatın anlamının bunca yaşananlarla birlikte ölümle yok olup olmayacağı sorusunu gündeme getirmiş ve bu nedenle büyük bir endişeye yol açmıştı. Özellikle okul sırasında karşılaştığı iki olay onun geleceğini derinden etkileyecekti. Bir gün Tabiat Bilgisi dersinde hocası, hayatın bir oksidasyondan, bir yanma mekanizmasından ibaret olduğunu dile getirdiğinde Frankl, kendini tutamayarak ayağa fırlar ve “eğer hayat anlattığınızdan başka bir şey değilse, o zaman bütün bu yaşadıklarımızın ne anlamı var? !” sözüyle hayatın anlamıyla ilgili endişesini dışa vurur. 74 3

 • Yine günün birinde intihar eden öğrenci arkadaşının elinde açık vaziyette Neitsche’ye ait

• Yine günün birinde intihar eden öğrenci arkadaşının elinde açık vaziyette Neitsche’ye ait bir kitabın bulunması, Frankl’de dünya görüşü ile hayatın oluşumu arasında varoluşsal bir bağın olması gerektiği düşüncesini doğurur. • Bu olay Frankl ile Nihilizm arasındaki savaşın başlangıcını temsil eder. 74 4

Toplama Kampı Deneyimi • Frankl düşüncesinin ve Logoterapi’ nin tecrübî temelleri, toplama kam pı

Toplama Kampı Deneyimi • Frankl düşüncesinin ve Logoterapi’ nin tecrübî temelleri, toplama kam pı deneyimlerinden çok daha önceye, çocukluk dönemi ne dayanıyordu

Toplama Kampı Deneyimi 74 1943 yılında diğer pek çok Viyana’lı Yahudi gibi Frankl; karısı,

Toplama Kampı Deneyimi 74 1943 yılında diğer pek çok Viyana’lı Yahudi gibi Frankl; karısı, babası, annesi ve kardeşi ile birlikte Nazi SS Subayları’nca tutuklanarak ölüm kampları olarak anılan Auschwitz ve Dachau toplama kamplarına nakledilmişlerdir. Her an gaz odalarına gönderilme korkusuyla yaşayan Frankl, ancak 1946′da hürriyetine kavuşabilmiştir. Fakat diğer aile bireyleri onun kadar şanslı değildi. Kızkardeşi dışında hepsi gaz odalarında can vermişti. Bu acı gerçeği üç yıl boyunca ailesine kavuşabilme umuduyla yaşayan Frankl, 1946′da, Viyana’ya döndüğünde öğrenecekti. 6

II. Dünya Savaşı sırasında 4 ayrı kampta geçirdiği dramatik 4 yıl, Logoterapinin hem gerçek

II. Dünya Savaşı sırasında 4 ayrı kampta geçirdiği dramatik 4 yıl, Logoterapinin hem gerçek hüviyetine kavuşmasında hem de tutarlılığının test edilmesinde önemli tecrübelere sahne olmuştur. Logoterapi’nin bulguları ve teknik yönelişi, Vietnam’dan kurtulanlar üzerinde yapılan pek çok araştırmalarca doğrulanarak geçerlilik kazanmıştır. 2 Ekim 1997’de hayata gözlerini yumdu. 74 8

Anlam istemi Logoterapi /Kavramsal Bakış Varoluşsal Boşluk • Noöjenik Nevroz Teknikler • Paradoksal Niyet

Anlam istemi Logoterapi /Kavramsal Bakış Varoluşsal Boşluk • Noöjenik Nevroz Teknikler • Paradoksal Niyet • Düşünce Odağını Değiştirme • Tutumların Biçimlendirilmesi

Logos ‘‘anlam’’ anlamına gelen Yunanca bir kelimedir. Logoterapi yada bazı otoritelerce ‘‘ Üçüncü Viyana

Logos ‘‘anlam’’ anlamına gelen Yunanca bir kelimedir. Logoterapi yada bazı otoritelerce ‘‘ Üçüncü Viyana Psikoterapi Okulu’’ olarak adlandırılan teorinin, insan varoluşun anlamı kadar, insanın böyle bir anlama yönelik arayışı üzerinde de odaklaşmasıdır. Logoterapi Tekniği 74 Logoterapiye göre, kişinin kendi yaşamında bir anlam bulma arayışı, insandaki temel güdülendirici güçlüdür. Freudcu psikanalizde merkezi bir öneme sahip haz ilkesine karşı olduğu kadar, Adlerci psikolojinin dayandığı ‘‘üstünlük arayışı’’na da karşı bir anlam sisteminden söz edilmesinin nedeni işte budur (Frankl, 2009) 10

Logoterapinin Başlıca Kavramları Anlam Sistemi: • İnsanın anlam arayışı, içgüdüsel itkelerin ‘‘ikincil bir ussalaştırması’’

Logoterapinin Başlıca Kavramları Anlam Sistemi: • İnsanın anlam arayışı, içgüdüsel itkelerin ‘‘ikincil bir ussalaştırması’’ değil, yaşamdaki temel bir güdüdür. • Bu anlam, sadece kişinin kendisi tarafından bulunabilir oluşuyla ve böyle olması gereğiyle, eşsiz ve özel bir yapıdadır. Ancak o zaman bu, kişinin kendi anlam istemini doyuran bir önem kazanabilmektir. • Öte yandan insan, kendi idealleri ve değerleri için yaşayabilmeli, hatta ölme yetisine sahip olmalıdır. 74 11

Fransa da birkaç yıl önce bir kamuoyu araştırması yapılmıştı. Bu araştırmaya göre insanların yüzde

Fransa da birkaç yıl önce bir kamuoyu araştırması yapılmıştı. Bu araştırmaya göre insanların yüzde 89’u insanın uğruna yaşayacağı ‘‘bir şey’’ e ihtiyaç duyduğunu kabul etmişti. Anlam İstemi Buna ek olarak, araştırmaya katılan yüzde 61’i , yaşamlarında, uğruna ölmeye bile hazır oldukları bir şey ya da bir insan bulunduğu yolunda sözler söylemiştir. Frankl, bu araştırmayı Viyana da ki hastanede, hem hastalara hem de personele uyguladığında, elde edilen sonuç, Fransa da taranan binlerce insandan alınan sonuçla pratik anlamda aynıydı. Arada ki tek fark, sadece yüzde 2’ lik bir farktı (Frankl, 2009) 74 12

Logoterapide, kişinin yaşamda bir anlama ulaşmasının üç temel yolu vardır: 3 Anlam Yolu 74

Logoterapide, kişinin yaşamda bir anlama ulaşmasının üç temel yolu vardır: 3 Anlam Yolu 74 1 3 Ortaya bir eser ya da iş koymak Bir şey yaşamak, adanmak ya da etkileşimde bulunmak Güç yaşantılar ve Acı

Varoluşsal Engelleme İnsanın anlam istemi de engellenebilir. Bu durumda logoterapi ‘‘varoluşsal engellemeden’’ söz eder.

Varoluşsal Engelleme İnsanın anlam istemi de engellenebilir. Bu durumda logoterapi ‘‘varoluşsal engellemeden’’ söz eder. 74 Kişisel varoluşta somut bir anlam bulmaya yönelik arayışVaroluşsal engelleme de nevroza yol açabilir. Bu tip nevrozlar için ‘‘Noöjenik nevroz’’ terimi kullanılır. 14

Varoluşsal Boşluk- Varoluşsal Engellenme- Nöojenik Nevroz Varoluşsal Sorgulama Tatmin edici yanıt bulmazsa Kimlik Bunalımı

Varoluşsal Boşluk- Varoluşsal Engellenme- Nöojenik Nevroz Varoluşsal Sorgulama Tatmin edici yanıt bulmazsa Kimlik Bunalımı Varoluşsal Boşluk. Nöojenik Nevroz

Noöjenik nevrozlar, itkilerle içgüdüler arasındaki çatışmalardan değil, daha çok varoluşsal sorunlardan kaynaklanmaktadır. Bu tür

Noöjenik nevrozlar, itkilerle içgüdüler arasındaki çatışmalardan değil, daha çok varoluşsal sorunlardan kaynaklanmaktadır. Bu tür sorunlar arasında anlam isteminin engellenmesi büyük bir rol oynamaktadır. Nöojenik Nevroz Noöjenik durumlarda uygun ve doğru terapinin genelde psikoterapi değil, logoterapi olduğu açıktır. Yani özellikle insan boyutuna girme cesaretini gösteren bir terapidir. 74 16

Terapötik Teknikler

Terapötik Teknikler

Teknik 1: Paradoksal Niyet

Teknik 1: Paradoksal Niyet

Logoterapi Teknikleri Paradoksal (Çelişikli) Niyet Düşünce Odağını Değiştirme Tutumların Biçimlendirilmesi

Logoterapi Teknikleri Paradoksal (Çelişikli) Niyet Düşünce Odağını Değiştirme Tutumların Biçimlendirilmesi

Paradoksal (Çelişikli) Niyet Frankl (2007, s. 112), paradoksal niyet tekniğini 1929’dan beri kullandığı halde

Paradoksal (Çelişikli) Niyet Frankl (2007, s. 112), paradoksal niyet tekniğini 1929’dan beri kullandığı halde formel tanımını 1939’da yayınlamıştır. Paradoksal niyet tekniği, danışanın olmasını korktuğu şeyleri dilemesi ve bu konuda beklenti halinde olmasına yapılan bir teşviktir (Frankl, 1988, s. 102). Frankl (2007, s. 113), paradoksal niyetin nasıl çalıştığını anlatmak için beklenti kaygısı denen mekanizmayı başlangıç noktası olarak kabul etmektedir.

Paradoksal (Çelişikli) Niyet Belli bir olumsuz durum, danışanda, tekrar ortaya çıkabileceği yönünde endişeli bir

Paradoksal (Çelişikli) Niyet Belli bir olumsuz durum, danışanda, tekrar ortaya çıkabileceği yönünde endişeli bir beklenti ortaya çıkarır. Bu durumda korku, kısır bir döngünün tetiği olur ve ortaya çıkmasından endişe duyulan şey, korku yüzünden gerçekten ortaya çıkar. Bu döngü birbirini pekiştirerek fobik bir durumun ortaya çıkmasına sebebiyet verir.

Paradoksal (Çelişikli) Niyet

Paradoksal (Çelişikli) Niyet

Paradoksal (Çelişikli) Niyet Ardından yalnızca bu tekniğin sınandığı, başta fobik durumlar ve obsesyonlar olmak

Paradoksal (Çelişikli) Niyet Ardından yalnızca bu tekniğin sınandığı, başta fobik durumlar ve obsesyonlar olmak üzere çok sayıda çalışmalar yapılmıştır (Fabry, 1982). Özellikle Ascher’in agorafobi ve idrar tutamama ve uykusuzluk tedavisinde paradoksik niyet tekniği çalışmaları dikkat çekmektedir

k Paradoksal e n r Ö(Çelişikli) Niyet Sorun: Aşırı Terleme Kaygısı Teknik: birey, bu

k Paradoksal e n r Ö(Çelişikli) Niyet Sorun: Aşırı Terleme Kaygısı Teknik: birey, bu kısır döngüyü kırmak için ‘‘Daha önce sadece bir litre terledim, ama bu kez on litre ter dökeceğim’’ der ve kendini şartlandırır. Sonuç: Bunun sonucu dört yıl boyunca bu fobiden şikayetçi olan birey, tek bir görüşmeden sonra, bundan kendini kurtarmıştır (Frankl, 2009)

Paradoksal (Çelişikli) Niyet Paradoksal niyet tekniğinin etkinliği birçok araştırma bulgusuyla ispat edilmiştir. Bununla birlikte

Paradoksal (Çelişikli) Niyet Paradoksal niyet tekniğinin etkinliği birçok araştırma bulgusuyla ispat edilmiştir. Bununla birlikte her probleme yönelik uygulanabilecek bir teknik olma iddiasında değildir. Temelde Obsesif-kompulsif ya da fobi içeren rahatsızlıklarda, özellikle beklentisel bir kaygının sebep olduğu olumsuz durumlarda oldukça etkili olduğu söylenebilir.

Teknik 2: Düşünce Odağını Değiştirme

Teknik 2: Düşünce Odağını Değiştirme

Bu teknik, logoterapinin “haz ne kadar amaçlanırsa o kadar elden kaçırılır” ilkesine dayanmaktadır. Düşünce

Bu teknik, logoterapinin “haz ne kadar amaçlanırsa o kadar elden kaçırılır” ilkesine dayanmaktadır. Düşünce Odağını Değiştirme Bu bağlamda haz ve mutluluk odaklı birçok sorun için kullanılabilmektedir. Özellikle uykusuzluk ve iktidarsızlık sorununa karşı önemli bir reçete olduğu bilinmektedir (Frankl, 1975, s. 226).

Düşünce Odağını Değiştirme Birey bir şeyi elde etmek istediğinde (uyku, mutluluk, orgazm vb. )

Düşünce Odağını Değiştirme Birey bir şeyi elde etmek istediğinde (uyku, mutluluk, orgazm vb. ) ve motivasyon unsuru süreçten çok sonuç olduğu zaman bu durum bireyi kısır bir döngüye sürüklemektedir. Niyetin ve dikkatin sonuçla yoğun biçimde motive edilmesine logoterapide “hiper (aşırı) niyet” ya ve “hiper düşünme” denilmektedir (Frankl, 2007, s. 139). Burada uyumayı, mutlu olmayı ya da birlikten tatmin olmayı hedefleyen birey tüm dikkatini hedeflediği sonucu elde etmeye yöneltir. Böylece süreç içerisinde elde edebileceği diğer olumlu uyaranları göz ardı etmiş olur.

Düşünce Odağını Değiştirme Şekil. Hiper Niyet-Hiper Düşünme Döngüsü

Düşünce Odağını Değiştirme Şekil. Hiper Niyet-Hiper Düşünme Döngüsü

Düşünce Odağını Değiştirme Frankl (2007, s. 139) bu döngüyü kırmak için merkez kaç kuvvetinden

Düşünce Odağını Değiştirme Frankl (2007, s. 139) bu döngüyü kırmak için merkez kaç kuvvetinden yararlanmak gerektiğini ifade etmektedir. Yani birey sonuca odaklanmak yerine süreci yaşamalı, sürekli olarak mutluluğu aramak yerine ânın anlamını hissetmelidir, kendini gözlemek yerine kendini unutmalıdır (Frankl, 2007). Özetle düşünce odağını değiştirme, bireyin dikkatini kendisinden başka bir alana yöneltmesidir İlk başlarda böyle bir değişim danışanlar için zor olabilir. Bu nedenle tekniğin iyi uygulanması, bir yerde danışmanın zengin doğaçlama becerisiyle ilgilidir.

Marshall (2009) düşünce odağını değiştirme tekniği 5 aşamada açıklamıştır: Aşırı niyet ve aşırı düşüncenin

Marshall (2009) düşünce odağını değiştirme tekniği 5 aşamada açıklamıştır: Aşırı niyet ve aşırı düşüncenin kökleri araştırılır, Aşırı niyet ve aşırı düşünce arasındaki ilişkinin yönü ve niteliği anlaşılır, Danışanın farkındalık durumuna pozitif yönde bir ivme kazandırılır, Anlamlı aktiviteler için alternatif bir liste oluşturulur, Danışanlara, aşırı niyet ya da düşünce kısır döngüsü içerisinde girdiklerinde alternatif listelerini nasıl değerlendirecekleri konusunda yardımcı olunur.

Teknik 3: Tutumların Biçimlendiril mesi

Teknik 3: Tutumların Biçimlendiril mesi

Tutumların Biçimlendirilmesi Tutumların biçimlendirilmesi tekniği; bireyin, tutumların dış koşullar tarafından değil, bizzat birey tarafından

Tutumların Biçimlendirilmesi Tutumların biçimlendirilmesi tekniği; bireyin, tutumların dış koşullar tarafından değil, bizzat birey tarafından belirlendiği farkındalığını kazanmasını temel alır. Çünkü tutumların biçimlendirilmesi tekniği, bireyin koşulların mahkûmu değil, koşullara rağmen duruşunu ve tutumunu ortaya koyabilen bir varlık olduğu varsayımına dayanmaktadır.

Tutumların biçimlendirilmesi, Marshall (2009) tarafından altı basamak; Danışanların durumlarının anlaşılması ve yaşadıkları acının nedenlerinin

Tutumların biçimlendirilmesi, Marshall (2009) tarafından altı basamak; Danışanların durumlarının anlaşılması ve yaşadıkları acının nedenlerinin keşfedilmesi, Acının kaynaklarının ve boyutlarının gerçekçi bir biçimde değerlendirilmesi, Güçlü yönlerin ve alternatif çözümlerin fark edilmesi, Acıyı derinleştiren sağlıksız tutumların belirlenmesi ve değiştirilmesi için çaba sarf edilmesi, Yapılan değerlendirmelerin danışanın farkındalığına sunulması ve birlikte tartışılması, Danışanın yaşamının anlamına ve sahip olduğu yüksek değerlere ulaşmasına yönelik motivasyon sağlanması olarak ifade edilmektedir.

Terapötik Süreç Varoluşçu yaklaşım, terapötik süreçte bir çok tekniğin kullanımına yönelik olmadığından diğer yaklaşımlara

Terapötik Süreç Varoluşçu yaklaşım, terapötik süreçte bir çok tekniğin kullanımına yönelik olmadığından diğer yaklaşımlara benzememektedir. Varoluşçu psikolojik danışmanların müdahale yöntemleri insan varlığının temel özelliği konusunda ki felsefi görüşlere dayanmaktadır. Varoluşçu psikolojik danışmanlar, birçok diğer akımdan gelen teknikler arasında istediklerini seçmekte özgürdür. , Bununla birlikte, birbirleriyle uyumlu olmayan teknikleri kullanmaktan uzak dururlar. Danışanlara olan müdahalelerinde kendilerine yol gösteren bir dizi varsayım ve davranış biçimleri bulunmaktadır. 74 35

Terapötik Süreç Deurzen-Smith varoluş çalışmasının temel kuralı olarak terapist ve danışanın bireysel ilişkilerinde açıklığı

Terapötik Süreç Deurzen-Smith varoluş çalışmasının temel kuralı olarak terapist ve danışanın bireysel ilişkilerinde açıklığı ve samimi oluşu vurgulamaktadır. Varoluşçu yaklaşım, uygulamacıların kullandıkları teknikleri, kendi kişisel tarzlarına uygun olarak seçmelerini ve teknikleri kullanırken, her zaman danışanın bu tekniğin kullanımına hazır olup olmadığını ve danışanın gereksinimlerini göz önünde bulundurmaları gerektiğini belirtmektedir. 74 Bu konuda temel kural her danışanın kendine özgü oluşu ve her bir danışan için ayrı bir müdahale biçiminin olduğudur (Corel, 2008) 36

Örnek Vak’a Frankl’ın Viyana’daki ofisine, New York’tan beş yıl önce başladığı psikanalitik tedavisi devam

Örnek Vak’a Frankl’ın Viyana’daki ofisine, New York’tan beş yıl önce başladığı psikanalitik tedavisi devam ettirmek amacıyla, yüksek düzeyli Amerikalı bir diplomat gelir. 74 İlk önce, niçin analize devam etmesinin gerekli olduğunu düşündüğünü, her şeyden önce de neden analize başladığı sorulur. Hastanın kariyerinden hoşnut olmadığı ve Amerika’nın dış politikasına uymayı zor bulduğu ortaya çıktı. 37

Ne var ki, psikanalisti danışana, babasıyla uzlaşması gerektiğini tekrar anlatıp, durmuş. Çünkü ona göre

Ne var ki, psikanalisti danışana, babasıyla uzlaşması gerektiğini tekrar anlatıp, durmuş. Çünkü ona göre ABD Hükümeti gibi diplomatın üstleri de birer baba imajından ‘‘başka bir şey değildir. ’’ Dolayısıyla işinde başarılı olmamasının nedeni, bilinçdışında babasına karşı duyduğu nefrettir. Beş yıl süren analiz boyunca hasta, sembollerden ve imgelerden oluşan ağaçlara bakmaktan, gerçeklik ormanını göremeyecek duruma gelinceye kadar, analistinin yorumlarını kabul etmeye zorlanmış. Birkaç görüşmeden sonra, mesleğinin, anlam istemini engellediği ve gerçekte başka bir işle uğraşmayı özlediği açıklık kazandı. Mesleğini bırakıp bir başka iş tutmaması için hiçbir neden yoktu. Danışan işini değiştirdi ve son derece doyurucu sonuçlar aldı. 74 38

Danışan daha sonra, bunu izleyen son beş yıl içerinde yeni işinden memnun kalmış ve

Danışan daha sonra, bunu izleyen son beş yıl içerinde yeni işinden memnun kalmış ve mutlu bir hayatı olduğunu ifade etmiştir. Bu vak’ada Logoterapi, danışana kendi yaşamında anlam bulması için yardım etmeyi bir görev saymaktadır. Logoterapi, danışanın kendi varoluşunun gizli logos’unun(anlamının) farkına varmasını sağlayan analitik bir süreçtir. 74 39

Varoluşçu Yaklaşımın Sınırlılıkları ve Kurama Getirilen Eleştiriler 74 • Bu yaklaşıma yönelik başlıca eleştiri,

Varoluşçu Yaklaşımın Sınırlılıkları ve Kurama Getirilen Eleştiriler 74 • Bu yaklaşıma yönelik başlıca eleştiri, ku ramsal ilkelerin ve uygulamaların siste matik bir yapısı olmayışıdır. • Bazı psikolojik danışmanlar, kuramın mi stik dilini ve kavramlarını anlamakta güç lük çekmektedirler. • Bu kişiler, kavramları deneysel olarak so mut, saptamları işlevsel, hipotezleri test edilebilir olan ve terapötik uygulaması nın, psikolojik danışma sürecinin ve eld e edilen verimin inceleme sonuçlarına b ağlı olduğu, araştırmalara dayanan psik olojik danışma sürecini tercih ederler. 40

Varoluşçu Yaklaşımın Sınırlılıkları ve Kurama Getirilen Eleştiriler Varoluşçu yaklaşıma sıkıya bağlı olduğunu iddia eden

Varoluşçu Yaklaşımın Sınırlılıkları ve Kurama Getirilen Eleştiriler Varoluşçu yaklaşıma sıkıya bağlı olduğunu iddia eden bazı terapistler terapötik tarzlarını, kendini gerçekleştirme, söyleşiye dayalı etkileşim, otantiklik ve dünyada varlık göstermek gibi üstü örtülü ve küresel terimlerle açıklamaktadırlar. Bu kesin olmayan açıklamalar zaman karmaşıklığa sebep olmakta ve varoluşçu yaklaşımın işlemleri ve sonuçları üzerinde araştırma yapılmasını güçleştirmektedir 74 41

Varoluşçu Yaklaşımın Sınırlılıkları ve Kurama Getirilen Eleştiriler Felsefi temeli olmayan, hem başlangıç düzeyindeki ve

Varoluşçu Yaklaşımın Sınırlılıkları ve Kurama Getirilen Eleştiriler Felsefi temeli olmayan, hem başlangıç düzeyindeki ve hem de ileri düzeydeki uygulamacılar varoluşçu kavramları, çok üstün ve ulaşılması zor olarak görme eğilimindedirler. Ayrıca kendilerinin bu felsefeye yakın hisseden danışmanlarda bu terapiyi uygulamaya geçirdiklerinde, genellikle kayba uğrarlar. Bu yaklaşım, danışanların dünyasının anlaşılmasına büyük önem vermektedir. Tekniklerin bu anlayışı kazandıktan sonra geldiği varsayılmaktadır. 74 42

Varoluşçu Yaklaşımın Sınırlılıkları ve Kurama Getirilen Eleştiriler Felsefi içgörü bazı danışanlar için uygun olmayabilir.

Varoluşçu Yaklaşımın Sınırlılıkları ve Kurama Getirilen Eleştiriler Felsefi içgörü bazı danışanlar için uygun olmayabilir. Örneğin, varoluşçu yaklaşım gerçekle ilişki güçlükleri bulunan kişilerle çalışırken etkisiz olabilir. Bununla birlikte R. D Laing, varoluşçu bakış açısını şizofreni hastalarının tedavisinde başarıyla kullanmıştır. Laing’in elde ettiği başarılı sonuçlar, varoluşçu uygulamacıların, danışanlarına özgü gereksinimleri karşılamak için daha faal ve doğrudan müdahalelerin bazılarını seçerken, aynı zamanda bu yaklaşımı da sürdürülmesiyle, bireyleri insancıl bir biçimde tedavi ederek her türlü grupla en iyi şekilde çalışabildiklerini göstermiştir (Corey, 2008). 74 43

Teşekkürler

Teşekkürler