LETM FAKLTES RADYO TV VE SNEMA RTS 102

  • Slides: 28
Download presentation
İLETİŞİM FAKÜLTESİ RADYO, TV VE SİNEMA RTS 102 – Kitle İletişim Kuramları Dr. Öğr.

İLETİŞİM FAKÜLTESİ RADYO, TV VE SİNEMA RTS 102 – Kitle İletişim Kuramları Dr. Öğr. Üyesi M. Nur ERDEM

Medyanın Kültürel Etkileri RTS 102 – Kitle İletişim Kuramları Hafta-3

Medyanın Kültürel Etkileri RTS 102 – Kitle İletişim Kuramları Hafta-3

Konu Başlıkları • - Medyanın Kültürel Etkileri Tektipleştirici Etki Anti-Sosyalleştirici Etki Yabancılaşma Etkisi Şiddet

Konu Başlıkları • - Medyanın Kültürel Etkileri Tektipleştirici Etki Anti-Sosyalleştirici Etki Yabancılaşma Etkisi Şiddet Etkisi

Medyanın Kültürel Etkileri • Medyanın etkilerini temel olarak iki düzlemde değerlendirmek mümkündür: Kültürel etkiler

Medyanın Kültürel Etkileri • Medyanın etkilerini temel olarak iki düzlemde değerlendirmek mümkündür: Kültürel etkiler ve siyasi etkiler. • Geçmişten günümüze değin, özellikle de televizyonun icadından itibaren, kitleler kaynağını tanımadıkları çok sayıda bilgiye, teknolojik araçlarla dolayımlanan bir biçimde ulaşmaktadırlar.

Medyanın Kültürel Etkileri • Televizyon bu bağlamda özellikle önemlidir. Çünkü, aynı anda işitsel ve

Medyanın Kültürel Etkileri • Televizyon bu bağlamda özellikle önemlidir. Çünkü, aynı anda işitsel ve görsel olarak geniş kitlelere ulaşma imkanı sağlamaktadır. • Bu durumun bir diğer yönünü ise, bireylerin göz ve kulakları ile algıladıklarını, reel dünyaya yansıtmaları oluşturmaktadır. • Medyadan her gün yeni gerçekler öğrenen toplum, kendi anlam dünyasını bu gerçekler üzerine kurgular hale gelmiştir.

Medyanın Kültürel Etkileri • Toplumlarda süregelen bir kültür transferi söz konusudur. Çok ilkel toplumlarda

Medyanın Kültürel Etkileri • Toplumlarda süregelen bir kültür transferi söz konusudur. Çok ilkel toplumlarda bile toplumla bireyler arasında bu iletişim sürmektedir. • Böyle toplumlarda bireylere yaşamak için gerekli olan ok atmak veya bitki toplamak gibi beceriler aktarılmaktadır. • Bu sürekli akışın günümüzde önemli bir kaynağı medyadır ve sistemin bireylere aktardığı normlar özellikle yetişkinleri hedef almaktadır. Çünkü çocuklara da onlar tarafından aktarılmaları söz konusudur. • Bu devamlı kültür transferi, totaliter toplumlarda bir tekelindedir, demokrasilerde ise tam bir çoğulculuk hakimdir.

Medyanın Kültürel Etkileri • Kültür, bir toplumu toplum yapan en önemli etkenlerden biridir. Toplumu

Medyanın Kültürel Etkileri • Kültür, bir toplumu toplum yapan en önemli etkenlerden biridir. Toplumu oluşturan bireylerin geçmişten getirdiği, onları birbirine bağlayan, ortak değerlerdir. • Bu ortak değerlerin üretimi ve sürdürülmesinin dış etkenlerce değiştirilmesi toplumun parçalanmasını kolaylaştırır. • Toplum öz kültürünü başka kültürlerin etkilerinden koruyamadığı an kültürel sömürüye açık hale gelir. Kültürel altyapının ürünü olan kurumlar da bu sömürünün uygulayıcısı durumuna düşer.

Medyanın Kültürel Etkileri • Günümüzde iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle, tüm dünyayı etkileme olanağını elde eden

Medyanın Kültürel Etkileri • Günümüzde iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle, tüm dünyayı etkileme olanağını elde eden Batı, yüzyıllarca emeğini ve doğal kaynaklarını sömürdüğü üçüncü dünya ülkelerinin, bugün kültür emperyalizmi ile beyinlerini sömürmektedir. • Dünyanın geri kalanından kültürel, ekonomik, teknolojik ve tarihsel açıdan tamamen farklı olan Batı, medya ürünleriyle, diğer kültürlere kendi değerlerini ve kurumlarını empoze etmektedir.

Tektipleştirici (Stereotipleştirici) Etki • Stereotip bir grubun özelliği olan sert ve kararlı görüntüsü demektir.

Tektipleştirici (Stereotipleştirici) Etki • Stereotip bir grubun özelliği olan sert ve kararlı görüntüsü demektir. Stereotipler bu özellikleri, gruba dahil olan herkese yansıtırlar. Böylelikle karşıdan bakan, grubun her üyesinin belirli karakteristiğe sahip olduğu izlenimi edinir.

Tektipleştirici (Stereotipleştirici) Etki • Tek kişinin bireysel yoldan edindiği özellikler kitle içerisinde silinir, dolayısıyla

Tektipleştirici (Stereotipleştirici) Etki • Tek kişinin bireysel yoldan edindiği özellikler kitle içerisinde silinir, dolayısıyla bireyin kendine özgü karakteri kaybolur. • İletişim teknolojisindeki gelişmelerle birlikte, kitle insanının üretilmesinde yığınlaştırılmış bir kitle yerine, dağılganlaştırılmış bir kitle üretimine yönelinmiş, tektipleştirme ayrı mekanlarda gerçekleştirilmiştir. • Sinema döneminde insanlar, yığılgın bir kitle olarak tüketecekleri stereotipleştirilmiş kitle üretimini, kollektif bir topluluk olarak aynı mekanda tüketerek gerçekleştirmiştir. • Günümüzün televizyonu sayesinde ise bu kitle üretimi tekbiçimlendirilmiş metanın (örneğin filmin) çok sayıda seyirci tarafından aynı anda, fakat ayrı yerlerde tüketimi ile gerçekleştirilir olmuştur.

Tektipleştirici (Stereotipleştirici) Etki • Teknolojik gelişimin kitle üretiminde bu şekilde meydana getirdiği değişim, bireyi

Tektipleştirici (Stereotipleştirici) Etki • Teknolojik gelişimin kitle üretiminde bu şekilde meydana getirdiği değişim, bireyi iletişim araçları karşısında tek başına bırakmış; ayrı, aynı ürünü tüketen bireyler, profesyonel biçimde kodlanarak hazırlanan, belli bir biçimde tüketilmesi için özel olarak hazırlanan bu ürünlerden, beraber tüketimden daha çok etkilemişler ve özdeş bireyler haline gelmişlerdir.

Tektipleştirici (Stereotipleştirici) Etki • Bu durum internetin devreye girmesi ile de hız kazanmıştır. Hatta

Tektipleştirici (Stereotipleştirici) Etki • Bu durum internetin devreye girmesi ile de hız kazanmıştır. Hatta öyle ki, televizyon aile bireyleriyle yapılan ve bir anlamda küçük gruplar halinde tektipleşme yönünde gerçekleşen bir faaliyet olmuştur. • İnternet ise, bireyi daha da fazla yalnızlaşmaya itmiş; ama birey o yalnızlığı içinde kendisine gelen bilgilerle, diğer sanal kullanıcılar ile özdeşleşmeye başlamıştır.

Tektipleştirici (Stereotipleştirici) Etki • Bu durumun en somut etkisi, bireylerin artık deneyimsel bilgiye ihtiyaç

Tektipleştirici (Stereotipleştirici) Etki • Bu durumun en somut etkisi, bireylerin artık deneyimsel bilgiye ihtiyaç duymaması yönünde olmuştur. • Birey, kendisine medya ile dayatılan yaşam tarzını, metaları, bilgileri, haberleri benimsenmektedir. • Birey özellikle kolay ulaşılan, kolaylıkla anlaşılabilir olan, sık tekrarlanan verileri alarak (ya da bunlara maruz kalarak), bireyliğini yitirmekte ve kendi yalnızlığının içinde kitlelerle özdeşleşerek, tektipleşmektedir.

Anti-Sosyalleştici Etki • Bireyin sağlıklı bir psikolojiye sahip olması için üç şeye; bir topluluğa,

Anti-Sosyalleştici Etki • Bireyin sağlıklı bir psikolojiye sahip olması için üç şeye; bir topluluğa, bir yapıya ve bir anlama gereksinimi vardır. • Öncelikle bireyin içinde yer aldığı toplumun, bir topluluk, birlik duygusu yaratması gerekir. • Ardından bireyin, kendini güvende hissedeceği, bağlanacağı, kendisine saygı, sevgi duyulacak bir kuruma gereksinimi vardır. • Ve son olarak, birey ortak anlamlar üretebildiği veya üretilen anlamları kendi anlam dünyasında karşılayabildiği oranda, kendini bir toplumla özdeşleştirebilir ve mutlu olur.

Anti-Sosyalleştici Etki • İletişim teknolojilerinin daha kısıtlı olduğu geçmiş yıllarda bireyin dünyayı, farklı kültürleri

Anti-Sosyalleştici Etki • İletişim teknolojilerinin daha kısıtlı olduğu geçmiş yıllarda bireyin dünyayı, farklı kültürleri tanıması sadece seyahat etme durumuna bağlıydı. • Günümüzde ise medya dünyanın en gizli kalmış köşelerini bile her gece ayağına kadar getirmeye başlamıştır. • Günümüz insanı, dünyayı sadece evinde ve televizyonunun başında görebilmekte, dar bir yaşam sürdürdüğü iş yerindeki zamandan sonra geldiği evinde, kapısını dünyaya kapadığı zaman seyrettiği bu ikame dünya karşısında, gerçek dünyanın hayaletinin tüketicisi olmaktadır.

Anti-Sosyalleştici Etki • Kendi evinde, tek başına, medya aracılığıyla yaratılmış bir dünyada yaşayan birey,

Anti-Sosyalleştici Etki • Kendi evinde, tek başına, medya aracılığıyla yaratılmış bir dünyada yaşayan birey, toplumdan gün geçtikçe kopmakta, böylelikle etkilere daha açık hale gelmektedir. • Kişinin kendisini geliştirmesi, eğitmesi için gerekli olan boş zamanı tamamen medya tarafından ele geçirilmiş durumdadır. • Sanayi sonrası, özellikle de teknolojinin gelişiminden sonra kendisine ayıracak az da olsa bir zaman bulan birey, bu zamanı aile, arkadaş vb. çevreleri ile değil, medya karşısında geçirmeyi tercih eder hale gelmiştir.

Anti-Sosyalleştici Etki • Ancak bu seçim, bireyin kendisi tarafından değil, ona, kendisini izlemediği takdirde

Anti-Sosyalleştici Etki • Ancak bu seçim, bireyin kendisi tarafından değil, ona, kendisini izlemediği takdirde dünyanın bilgisinden yoksun kalacağını hissettiren medya tarafından empoze edilmektedir. • Böylelikle bireyler, özellikle yakın sosyal çevrelerinden uzaklaştırılmakta ve medyanın etkilerine giderek daha açık hale gelmektedirler.

Yabancılaşma Etkisi • Medyanın kültürel anlamdaki etkilerinin bir yönü de yabancılaştırma kavramı ile açıklanmaktadır.

Yabancılaşma Etkisi • Medyanın kültürel anlamdaki etkilerinin bir yönü de yabancılaştırma kavramı ile açıklanmaktadır. • Geniş anlamıyla yabancılaşma; kişinin çevresine olan uyumunun azalması, özellikle de kişinin üzerindeki çevre denetiminin kalkması, bu denetim ve uyumun giderek azalması, kişinin yalnız ve çaresiz hissetmesine yol açması olarak tanımlanır.

Yabancılaşma Etkisi • Yabancılaşma kavramının birkaç tamamlayıcı öğesi vardır. Marks, yabancılaşma kavramını açıklarken farklı

Yabancılaşma Etkisi • Yabancılaşma kavramının birkaç tamamlayıcı öğesi vardır. Marks, yabancılaşma kavramını açıklarken farklı anlamlar taşıyan birkaç değişik sözcük kullanmıştır: ‘nesneleşme’, ‘uzaklaşma’ ve ‘türüne yabancılaşma’ gibi. • Nesneleşme kavramı işçiler tarafından üretilen şeylerin yasal durumlarıyla ilgilidir. Kapitalizm öncesi toplumlarda, işçi tarafından üretilen mallar doğal olarak kendisine ait olurdu. Onu kendisi kullanır veya takas ederdi. Çoğu zaman paraya ihtiyaç duymazdı.

Yabancılaşma Etkisi • Endüstri devrimi ve onun fabrika üretimi yöntemlerinden sonra, üretilen mallar yasal

Yabancılaşma Etkisi • Endüstri devrimi ve onun fabrika üretimi yöntemlerinden sonra, üretilen mallar yasal olarak, onların meydana getirilmesine yardımcı olan işçilerin değil, fabrika sahibinin mülkiyeti olarak tanımlanır oldu. • İkinci kavram olan uzaklaşma ise, bireylerin birbirinden uzaklaşmasına vurgu yapar. 19. yüzyılın endüstriyel aşamaları içindeki işçiler diğer insanlardan ve ücretli iş için birbirleriyle rekabet halinde olmaları sebebiyle birbirlerinden, işverenlerinden, üretim aşamasında üzerlerinde kontrol kuran işveren temsilcilerinden uzaklaşıyorlardı. Bu koşullar altında endüstriyel çalışma toplumsal bir işbirliği içinde ve doyurucu bir deneyim olarak yaşanamazdı.

Yabancılaşma Etkisi • Üçüncü ve en önemli yabancılaşma şekliyse türüne yabancılaşmadır. İnsan özgür ve

Yabancılaşma Etkisi • Üçüncü ve en önemli yabancılaşma şekliyse türüne yabancılaşmadır. İnsan özgür ve bilinçli etkinlik sahibi türsel bir varlık olmasına rağmen, endüstriyel kapitalizmin çalışma koşulları altında biyolojik tüketimin en temel özellikleri içine dalar. Yemek, içmek ve neslini sürdürmek gibi hayvansal fonksiyonlarla sınırlanan insan, insani özelliklerine yabancılaşır.

Yabancılaşma Etkisi • Marks’tan günümüzü yabancılaşma hayatın her alanında gittikçe derinleşmektedir. • Nesneleşme, uzaklaşma

Yabancılaşma Etkisi • Marks’tan günümüzü yabancılaşma hayatın her alanında gittikçe derinleşmektedir. • Nesneleşme, uzaklaşma ve türüne yabancılaşmanın en yoğun yaşandığı yüzyılımızda, yabancılaşma tüketim alanına da kaymıştır. • İnsan tükettiği oranda mutlu olmaya başlamış, tüketememek korkusu daha derin yaşanır hale gelmiştir. • Her gün iletişim araçlarıyla reklamı yapılan ürünlere ulaşmak, onları tüketmek hayatın anlamıdır.

Yabancılaşma Etkisi • Bireyin ürettiği ürüne, topluma ve kendine yabancılaşmasında iletişim araçları belirleyici bir

Yabancılaşma Etkisi • Bireyin ürettiği ürüne, topluma ve kendine yabancılaşmasında iletişim araçları belirleyici bir rol oynamaktadır. • Bu araçlar yabancılaşmış ruh için anlık zevkler sunarlar, yabancılaşan bireyi aldatarak yaşadığı sefaleti ona unuttururlar; ve reklam kurumları aracılığıyla üretilen yapay arzuları ve gereksinimleri çalışma, daha çok çalışma aracılığıyla tatmin edileceği düşüncesini verirler. • Böylece bir kısır döngü ortaya çıkacaktır. İnsan ne kadar fazla çalışırsa o kadar yabancılaşacaktır.

Şiddet Etkisi • Medyanın kültürel anlamda bir diğer etkisi de şiddet konusundadır. • Medyanın

Şiddet Etkisi • Medyanın kültürel anlamda bir diğer etkisi de şiddet konusundadır. • Medyanın toplumsal şiddete etkisi uzun yıllar araştırma konusu olmuş ve sonunda, toplumda artan şiddet eğilimlerinin birincil kaynağının medya olduğu bir gerçek olarak kabul edilmiştir. • Özellikle medyanın olumsuz etkileriyle uzun yıllardır karşıya kalan Amerikan toplumunun, bugün şiddet yüklü bir toplum oluşu ve şiddeti tüm dünya uluslarına yayması bu gerçeği onaylamaktadır.

Şiddet Etkisi • Özellikle ABD’de televizyon programlarının (dizi, film, reality vb. ) çoğu şiddet

Şiddet Etkisi • Özellikle ABD’de televizyon programlarının (dizi, film, reality vb. ) çoğu şiddet içeriklidir. • Ülkemizde özellikle özel televizyonların yayına başladığı 1989 yılından bu yana toplumda gözlenen şiddet eğilimi, batıda yapılan araştırmaları doğrulamaktadır. • Medya bireyi, özellikle çocuklukta seyredilen çizgi filmlerle, defalarca şiddete uğradığı halde her seferinde kurtulmayı başaran ve ölmeyen kahramanlarla şiddete alıştırmaktadır.

Şiddet Etkisi • Bu tür programlardaki şiddet içerikli hareketlerin çocuklar tarafından yakın arkadaşlarına ya

Şiddet Etkisi • Bu tür programlardaki şiddet içerikli hareketlerin çocuklar tarafından yakın arkadaşlarına ya da küçük kardeşlerine uygulanması yine bu noktada örnek verilebilir. • Medyada şiddet bazen bir sorun çözme aracı olarak, bazen de “doğal” bir olgu olarak aktarılmaktadır. Medyanın etkisi altında kalan benzer sorunlu toplumsal çevrede bulunan bireyler (özellikle gençler) kendilerini kabul ettirmek için şiddeti ilk başvurdukları yöntemlerden birisi olarak algılamaktadır.

Şiddet Etkisi • Televizyon ve diğer medyada sürekli şiddet içerikli görüntülere maruz kalmanın getirdiği

Şiddet Etkisi • Televizyon ve diğer medyada sürekli şiddet içerikli görüntülere maruz kalmanın getirdiği bir diğer sorun da, duyarsızlaşmadır. • Bu noktada bireylerin, gerçek hayatta etraflarında gördükleri şiddet sahnelerini de birer TV Show’u gibi seyrettiklerine dayalı gözlemler yapılmaktadır. • Yanı sıra, şiddet görüntülerinin, şiddete dayalı abartılı haberlerin yer aldığı medya içeriği, bireylerde korku ve sinme davranışlarına da neden olmakta; bireyler gerçek hayattaki şiddet oranını, TV’de gösterildiği şekilde algılamaktadırlar.

Şiddet Etkisi • Şiddetin medyada bu derece yoğun olarak işlenmesi nedeniyle oluşan bir diğer

Şiddet Etkisi • Şiddetin medyada bu derece yoğun olarak işlenmesi nedeniyle oluşan bir diğer sorun ise korku kültürü olarak adlandırılmaktadır. • Korku, toplumsal hayatın bütününe dahil edilerek, insanların kontrol altına alınmasını sağlamada, en etkili silahlardan biridir. • Kişisel güvenlik, sağlık, ekonomi, politika, doğal afetler, ülke güvenliği, savaş, terör vb. hemen her alanda korkuya dayalı bir kültür yaratılmakta ve insanlar bu şekilde kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. • Domuz gribi dolayısıyla oluşturulan panik ortamı, ülkemizde her an yaşanabileceği ifade edilen şiddetli depremler, ABD’de İslami terör paranoyası, vb. konular, sıklıkla medyada yer alan “korku” odaklı haber içeriğini oluşturmaktadır.