LETM FAKLTES RADYO TV VE SNEMA BLM RTS
İLETİŞİM FAKÜLTESİ RADYO, TV VE SİNEMA BÖLÜMÜ RTS 221 – Sunuculuk ve Spikerlik Dr. Öğr. Üyesi M. Nur ERDEM
TV Programcılığının Temel Kavramları RTS 221 – Sunuculuk ve Spikerlik Hafta-9
TV’de Program Yönetmek Bir televizyon yapımı, televizyonun farklı işlevlerini yerine getirmekle yükümlüdür. Eğlendirme, eğitme, haber verme, mal ve hizmetlerin tanıtımı ya da farkındalık yaratma gibi başlıklarla ifade edilebilen bu öğeler bir televizyon yapımının temel işlevleri olarak sıralanabilir. Öte yandan her televizyon programı bu işlevlerin yanında sürdürülebilir olma niteliğini de içinde barındırmalıdır. Sürdürülebilir olmanın ticari karşılığı ise yüksek izlenme oranlarıdır. Özel bir durum taşımadığı sürece televizyon programlarının bu ekonomik yönü kamusal yayıncılık dışında, diğer işlevlerinden daha önde olacaktır. Bu durum televizyon eğitimi veren birçok kurumdaki ideal yapım planı ile de tezatlık oluşturur; ancak medya sektörün gerçeği ne yazık ki yapımların ekonomik sürdürülebilirliği ile doğru orantılıdır.
Bu doğrultuda fikir bulma sorunu yeniden düşünüldüğünde aslında izlenebilir bir televizyon programı için ilk adımın atılmasını sağlayacak olan “fikir bulma” sürecinin ne kadar önemli bir yere sahip olduğu ortaya çıkar. Televizyon yapımlarında fikir bulma sürecindeki yönetmenlerin işlevleri, film sektöründeki gibi, “fikri bulan ve bu fikri filmleştirmek için kendini adayan yönetmenlerle” farklılık gösterir. Televizyon yapımlarında türler filmlerde olduğundan daha fazla ticari öneme sahiptir ve meslek yapılanmaları da bu türlere göre şekillenir. Örneğin reklam sektörü kendi içinde yapılanır ve reklam fikrini bulmaya çalışan yaratıcı ekip, televizyon dizisi yazan senaryo ekibinden farklı biçimlerde çalışır. Bir yapımın temel belirleyici unsurları arasında üretilen fikir olduğu kadar, fikirden yola çıkılarak ortaya konulan yapımın nerede, hangi ortamda nasıl bir kitleye sunulacağı gibi konular da vardır. İlk bakışta her fikirden bir yapım geliştirilebileceği düşünülebilir. Böyle bir bakış açısı çoğunlukla yanlış bir düşünce de değildir. Birçok farklı fikir, farklı konular olarak farklı ortamlarda televizyon ya da film yapımlarına kolaylıkla dönüştürülebilir; ancak bazı durumlarda bir film ya da bir belgesel olabilecek bir konu bir televizyon programı türü altında işlenirken zorluklar ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda ise bir televizyon programı olabilecek bir konudan belgesel ortaya çıkarmak istendiğinde belge olarak işlenecek metin, görsel ya da hareketli görüntülerin eksikliği ortaya çıkar. Bazı fikirler ilk bakışta çok yaratıcı bir projenin ortaya çıkabileceği izlenimi verir; oysa fikrin projelendirilmesi sürecinde aslında program yapmak için çok da elverişli bir fikir olmadığı anlaşılabilir. Bu nedenle öncelikle ortaya konan fikrin projelendirmeden önce hangi ortamda, hangi zaman dilimi içinde, hangi izler kitle için hazırlanacağının planlanması büyük önem taşır.
KAMERA ÖNÜNDE KİM OLACAK? Bir yapım için gereken en temel öğe olan içeriğin oluşturulmasından sonra yanıtlanması gereken bir diğer soru ise, yapımda ekranda görünecek kişilerin kimler olacağıdır. Bu soru kimi zamanlarda içeriğin hazırlanmasından önce gelir. Bazı isimleri ekrana çıkarmak için belirli bir içerik hazırlamaya bile gerek olmayabilir. Bu isimlerin ekranda olması başlı başına bir neden oluşturabilir. Örneğin bir çok sohbet programcısı için dünya yıldızlarını ekrana getirmek, ön hazırlıksız olarak en temel bir iki soruyu sorabilme şansını elde etmek ciddi bir programcılık başarısıdır; ancak bu “star sistemi”ne dayalı yapım yöntemlerinin sadece sınırlı sayıda kişi için geçerli olabileceği ve bu kişilerinde gerçek anlamda birer dünya starı olması gerektiği unutulmamalıdır. Öte yandan Andy Warhol’un “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” sözünü de unutmamak gerekir. Gündemde olan, haber değeri taşıyan, açıklamaları ile gündem yaratabilecek olan kişiler de her yapımcı ya da yönetmenin ekrana çıkarmak isteyeceği isimler olacaktır. Bu iki farklı durum özetlendiğinde bir projede, ya kişi içeriği belirler ya da içerik kişiyi belirleyecektir.
Kamera önünde yer alacak kişilerin seçimi bazı durumlarda yapımcı ve yönetmenler için ciddi bir sorun da yaratabilir. Yönetmen ve yapımcı için bir program tasarım aşaması aslında seçimler sürecinin yönetilmesidir. Yapımcılar ve yönetmenler konular içinden bir konuyu, kişiler içinden bir kişiyi, anlatım yöntemleri içinden bir anlatım yöntemini, kısaca seçilebilecek yüzlerce seçenek arasından kendi tercihlerini seçerler. Her seçim yapımcı ve yönetmenin kendi seçimidir. Kimi durumlarda konu ya da kişiyi seçmek zorunda bile olsalar, bu tercihlerden sadece yapımcı ve yönetmen sorumlu olacaktır. Zaten büyük olasılıkla tartışmalı durumlarda yapımcı ve yönetmenin yaptıkları seçimler, onların tercihlerini de belirler. Yapımcı ve yönetmen için aşağıdaki soruların yanıtlarına verilebilecek olası cevaplar, programın da hangi tercihler çerçevesinde desenleneceğinin bilgilerini içerir. Belirli bir konu için belirli bir kişiyi seçmek bir tercihtir ve seçilmeyen diğer kişiler arasından aslında belirli bir görüşün seçilmesinin ilk basamağını oluşturur. Çoğu durumda bir kişiyi seçmek, zaten programda söylenecek sözü de seçmek anlamını taşır. Bu nedenle aşağıdaki soruların yanıtları birbirleri ile ilişkili olarak sorulabilir ve olası yanıtları ile bir tasarımın temelleri oluşturulabilir: • Programın içeriği ne olacak • Programda kim/ler konuşacak • Konuşacak kişiye/kişilere ne/neler sorulacak ya da sorulmayacak
Bu sorulara verilecek yanıtlar, bir bakıma henüz programa sorulmamış (neden başka kişi yerine bu kişi tercih edilmiş, neden o sorular yerine başka sorular sorulmamış) gibi yanıtları da kendi içinde barındırabilir. Bu sorulara bir yapımcı/yönetmen içtenlikle ve samimi yanıtlar verebiliyor ve anlamlı sonuçlara ulaşabiliyorsa; ekrana çıkardığı kişi ve konular üzerinde izleyenleri tatmin edebilecek belirli bir uzlaşı yaratabilir. Unutulmaması gereken en önemli konu, ekrana çıkarılabilecek her konuğun kendi hayat görüşü, deneyimi, bilgileri ve konu ile ilişkisi kapsamında söyleyecek bir sözü olduğudur. Yönetmen ya da yapımcı bu kişi ya da kişileri seçerken aslında söylenecek sözler ve ortaya konacak görüşler, programın içeriğine olabilecek olası katkılar konusunda da bir tercih yaptığıdır. Kamera önünde yer alacak kişilerin kim olacağı sorusunun cevaplanmasından hemen sonra cevaplanması gereken bir diğer soru da, kamera önündeki kişilerin programdaki işlevlerinin ne olacağı ve nasıl yönetileceğidir. Bir yapımcı ya da yönetmen olarak kavranması gereken en önemli unsurlardan birisi de, kamera önünde kayda değer bir şey olmadığı sürece program yapmanın temel gerekçesi de ortadan kalktığıdır. Bunun için kamera önündeki kişiler program içeriğini izleyiciye sağlayan temel karakterler olması açısından büyük önem taşır. Gerçekçi anlatı yapısına sahip televizyon programlarında genellikle kamera önündeki kişilerden kurmaca bir mizansen içinde olması ya da oyunculuk yapması beklenemez.
Öte yandan kurmaca olmasa da her kamera önü karakterinin program içinde belirli bir işlevi, belirli bir rolü ve program akışı içinde ekranda olacağı bir bölümü vardır. Kamera önünde yer alacak kişilerin işlevleri, programa katkıları, program içinde alacakları süreler, program akışı içindeki yerleri ve eğer varsa program içindeki mizansenleri programdan önce tasarlanması, gerekli kişilere yeterince kavratılması ve son olarak da tüm taşlar yerlerine oturana kadar prova edilmesi gerekli unsurlar arasındadır. Tabi ki uzun provalar kamera önündeki kişilerin performanslarını düşürebilecek en önemli olumsuz nedenlerden biridir. Yönetmenin buradaki temel işlevi, kamera önündeki kişilerden tam performans alabilecek ortamı oluşturabilmek ve bu kişilerin motivasyonlarını üst düzeyde tutabilecek yönetimi gerçekleştirebilmektir. Bunu başarabilmek için de kamera önündeki kişilerin olası potansiyellerini daha önceden bilmek, bilinmiyorsa da anlık performanslarından kişilerin becerilerinin sınırlarını sezebilmek büyük önem taşır. Deneyimli bir yönetmen kamera önündeki kişilerin yeteneklerinin sınırlarını kolaylıkla sezebilir ve çok az yanılma payı ile çalışır.
Televizyon programlarının yapım süreçleri bireysel bilgi ve beceriler aracılığı ile değil bir grup dinamiği ile gerçekleştirilmektedir. Televizyon program yapımcılığında, yapım ekibinde yer alan görevlileri ve görevlerini şöyle özetlemek mümkündür: Sorumlu Yapım Yönetmeni Bir yapımın finansal çözümleri ile ilgili kişidir. Yapım sürecinin planlandığı gibi gidip gitmediğini gözlemler ve raporlar. Bir ülkede bu mesleği yapabilecek deneyimde çok az kişi vardır ve bu kişilerin sorumlu yapım yönetmenliği bilgi ve becerilerine sahip olabilmesi için uzun yıllar sektörde çalışmış olmaları gerekir. Yapım şirketlerine ya da yönetim kurullarına karşı sorumludur. Uygulayıcı Yapım sürecindeki tüm lojistik, yasal ve finansal konulardan sorumlu lan ve yapım süreci boyunca tüm harcamalardan sorumlu ve yetkili olan kişidir. Yapım süresince yönetmenin işini kolaylaştırabilecek, verim alınabilecek tüm etkinlikler için tasarlanmış bütçeler dahilinde çözümler üretir. Sorumlu yapım yönetmenine karşı sorumludur.
Yönetmen Bir yapımın estetik, teknik ve yaratıcılık süreçleri ile sorumlu olan, yapımın başından sonuna dek biçim ve içeriğini tasarlayan ve uygulanmasını yöneten kişidir. Yapımdaki görsel ve işitsel tasarımı yönetmen gerçekleştirir. Yazılı metinleri görsel dile dönüştüren tasarımları gerçekleştirir ve bu tasarımları hayata geçirir. Yapımcıya ve yapım şirketine karşı sorumludur. Yardımcı Yönetmen Yapımın başından sonuna dek yönetmene yardım eder ve tasarımdan çekime kadar olan süreçte yönetmenin yanında yer alır. Çekim mekanlarının seçilmesi, çekime hazırlanması, dekor, kostüm, aksesuar ve yardımcı oyuncuların seçilmesi konusunda yönetmene karşı sorumludur. Kamera arkasındaki ekibin yönetiminde aktif rol oynar. Yönetmene karşı sorumlu olarak çalışır.
Sunuculuk ve Spikerlik Daha önce de ifade edildiği üzere, sunuculuk ve spikerlik sıklıkla birbirleri ile karıştırılan kavramlar olmakla birlikte farklı uzmanlık alanlarıdır. Spiker en genel tanımıyla bir radyo ve televizyon yayınında programları haberleri sunan kişidir. Spiker aynı zamanda ortak kullanılan (standart) dili kurallarına uygun ve hatasız kullanan kişidir. Spiker, mikrofona uygun bir sesi, lehçesiz, şivesiz güzel bir konuşma biçimini, konuşuyormuş duygusu yaratan bir okuma tarzını, metni anında değerlendirme yeteneğini, okunan metnin, akıl ve duygu da katılarak anlatılmasını, yeri geldiğinde yabancı isim ya da kavramların doğru telaffuz (söyleyiş) edilmesini yaptığı işin içinde toplayan kimsedir. Sunucu ise radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde metne bağlı kalmadan programı, oyunları sunan, yorumlayan, gösteri ya da yayın ortamını hazırlayan kişidir.
- Slides: 11