LETM FAKLTES RADYO TELEVZYON VE SNEMA BLM RTS
İLETİŞİM FAKÜLTESİ RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA BÖLÜMÜ RTS 227 – Sinematografi Arş. Gör. Dr. Murat ŞAHİN
Kompozisyon Kuralları RTS 227 - Sinematografi Hafta-6
Kompozisyon Kuralları • • Sadelik Derinlik Perspektif Kontrast Denge Doku Desen Ritim
Kompozisyon Kuralları • • • Dinamizm Birlik Biçim Ton Uyum
Sadelik • • • Sade bir kompozisyon çizgi, form, kütle ve hareket kullanımında tutumludur, yalnızca tek bir ilgi merkezine sahiptir, kamera açılarını, ışığı, ton ve renk değerlerini uyumlu bir biçimde bağdaştıran tek tip bir biçemi vardır. En etkili düzenleme, sade bir kompozisyondur. Sadelik, düzenlenen resmin anlam ve amacını ilk bakışta anlatan, konunun ana fikrini belirten kompozisyondur. İzleyici çerçeve içerisinde anlatılanı zorlanmadan, ilgisi başka yerlere kaymadan anlayabilmelidir. Bunun için çerçeve içerisinde gereksiz, ilgi çekici aksesuarlar bulunmamalıdır. Gerekli olan en az elemanla konu anlatılmalıdır. Arka planlara dikkat çekici nesneler konulmamalıdır. Arka plan aydınlatması ön plana göre daha az olmalı; sert, kontrast görünen, keskin çizgili aydınlatma yapılmamalıdır, özellikle oyunculu planlarda, fonda veya dekorda bulunan köşe çizgileri, çiçek dalları, fotoğraf çerçeveleri, abajur gibi aksesuarlar insan başının tam arkasına gelmemelidir. Böyle bir uygulamada söz konusu aksesuarlar iki boyutlu ekran üzerinde insan başına bitişik algılanacağından tuhaf bir görünüm ortaya çıkaracak, istenmeden seyircinin dikkati dağılacaktır.
Sadelik
Derinlik • • İki boyutlu ekran yüzeyi üzerinde yer alacak olan kompozisyonun dar bir çerçeve ve sıkışık bir mekânda yer almadığını göstermek için, nesneler değişik düzlemler üzerinde derinlik oluşturacak şekilde yerleştirilerek üç boyutlu göz yanılgısı sağlanır. Oyuncu ve nesneler çerçeve içine, kameraya eşit mesafedeki aynı düzlem üzerine sıralanmaz. Kameraya farklı uzaklıktaki değişik düzlemler üzerine ve geri plandaki alanlara yerleştirilir. Kameraya yakın olan oyuncu ve nesneler büyük, uzak olanlar ise küçük görüneceğinden kompozisyonda derinlik sağlanır. Düz açılar ve düz ışıklandırma ekran derinliğini yok eder. Aydınlatma, ön planla geri planı ayırt eden siluet oluşturacak şekilde yapılmalıdır. Ön plandaki nesnelere az ışık vererek, arka planlarda da çizgilerden oluşan bir ışıkla perspektif etkisi uyandıran aydınlatma derinliği arttıracaktır. Üç boyutlu görünüm, iyi bir kompozisyon düzenlemesi ve aydınlatmayla, ilginç görüntüler yakalayan kamera açılarıyla elde edilebilir.
Derinlik • • Görsel derinlik duygusu yaratan araçlar şunlardır: Üst üste bindirme – ön ve arka ilişkisi Boyut değişikliği – büyüklük - küçüklük Dikey konum - Yatay konum Çizgisel perspektif Boyunu kısaltmak Aydınlatma Atmosferik perspektif
Perspektif • • "Perspektif, resimde genişlik ve yüksekliğe derinliğin, yani üçüncü boyutun girmesidir. Nesnelerin bulundukları mekânla ilişkilerini iki boyutlu çerçevede grafik olarak düzenlemektir. Perspektifin uzaktaki nesneleri küçük, yakındakileri büyük görmesi kameranın konumuna bağlıdır. Kameranın yerden yüksekliği, nesneye olan uzaklığı ve nesnenin konumu perspektif görünümü etkilemektedir. Kamera nesneden yüksekte ise nesne küçük, alçaktaysa nesne büyük, aynı yükseklikteyse çakışık, yani aynı boyda görünür. Sınırlandırılmış perspektifler, görme yeteneğimizi harekete geçirmeye zorlar. Üçboyutlu uzam yanılsamasını gerçekleştiren perspektif, ayrıca ses, renk ve geniş perde bizi, gerçeğe daha çok yaklaştıran uygulayımsal gelişmelerdir Kompozisyondaki çizgi ve düzlemlerin sonsuz uzaklıktaki bir noktada birleşmesi perspektifi oluşturur. Resim sanatında kaçış noktası da denilen bu birleşmenin çerçevenin tam orta noktasında olması perspektif etkiyi azaltır. Kaçış noktasını köşelere doğru oluşturmak perspektif etkiyi arttırır. Binalar, ağaçlar, direkler veya bir nesnenin dikey çizgisi tarafından oluşturulmadığı sürece, düz çizgiler çerçeve kenarına paralel olmamalıdır. Bütün çekimler nesneleri enini ve boyunu görecek şekilde tam cepheden değil, üçüncü boyutunu, yani derinliğini de görecek şekilde çaprazdan yapılarak çizgiler köşelere doğru yöneltilmelidir. Etkili bir kompozisyon için, belirgin yatay ve dikey çizgiler çerçeveyi ortalamamalı, resmi eşit parçalara bölmemelidir. .
Perspektif • Kompozisyonda perspektif görünüm, nesnelerin değişik mesafe ve pozisyonlarına göre iki şekilde belirlenir: • 1. Linear perspektif (resimde görünen şeylerin uzaklıkları oranında küçülmeleri) herhangi bir düzlemde, izleyiciye göre herhangi bir açıda paralel çizgilerin birleşimim verir. • 2. Görünmez (aerial) perspektif ise, dışarıda belli bir mesafede bulunan objelerin sisli bir görüntünün araya girmesiyle derece ışıklandırılması ve görüntünün yumuşatılması işidir.
Perspektif
Perspektif
Kontrast • Kompozisyon elemanlarının birbirlerine zıt ve karşıt ilişkilerle birbirlerini tamamlamaları kontrastı oluşturur. Siyahın beyazla, kırmızının sarıyla, sıcak tonların soğuklarla, yatay çizgilerin dikeylerle olan ilişkileri, birbirlerine karşıt, aynı zamanda birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Karşıt unsurlar değişken bir hareket oluşturur.
Kontrast
Denge • Görsel denge (ya da denge bozukluğu), kompozisyonun önemli bir unsurudur. Bir görsel kompozisyondaki her unsurun görsel bir ağırlığı vardır. Bunlar dengeli veya dengesiz bir kompozisyon şeklinde düzenlenebilir. Bir cismin görsel ağırlığını öncelikle boyutu belirler; ama çerçevedeki yeri, rengi ve bizzat kendisinin ne olduğu da bunu etkiler.
Denge • Kompozisyonun temel unsurlarındandır. Çerçevede kameramanın amacı gözü ana nesneye yoğunlaştırarak görüntüde bir denge yaratmaktır Görüntü çerçevesinde denge, çerçeveye alınan çeşitli unsurların, yüzeyin sağ ve soluna dengeli olarak yerleştirilmesiyle sağlanır; bunun için de kitle düzenlemesinden ve hareketten yararlanılır.
Denge
Doku • • Doğadaki tüm nesnelerin içyapılarının işlevsel özelliklerini dışa vuran yüzeysel etkilere doku denir. Bir görüntü, rengin dışında yapısal özelliği ile de dikkati çekebilir. Kuşun benekli derisi, ihtiyar bir insanın kırışmış yüz hatları, deniz dalgaları gibi doku ifade eden çizgi, nokta ve tonlar, iki boyutlu ekran yüzeyinde yer alan nesnelerin doğal yapısını yansıttığı gibi, görüntüye derinlik, duygusallık ve zenginlik kazandırmaktadır. Doku, gözümüzün optik etkiler nedeniyle yanılsamasından dolayı serbest yüzeylerde kendini gösterir. Kontrastın hâkim olduğu yüzeylerde dokuyu oluşturan geometrik formlar ve renk tonlarının resmin yüzeyinde mi, altında mı olduğu anlaşılmaz. Doku önemli bir ayrıntı öğesidir. Tüm doğal objeyi karakterize etmede yardımcı olur. Çünkü doku, örtü veya kılıf gibi objenin üzerinde bulunur. Ve yumuşak mı sert mi, parlak mı mat mı, düz mü pütürlü mü olduğunu belli eden özelliğidir. Bir nesneyi karakterize eden, dokunarak veya görerek algılanabilen dış yüzeydeki görünüşüdür. Düzenli veya serbest anlatımlı olan doku, fonksiyonunu ifade ettiği zaman huzur vericidir. Doğadaki her şey bir doku, bir doku elemanı ile yüklüdür. Hayvanların lekeli veya gözenekli esnek derileri, ağacın çizgili ve pütürlü kabuğu, camın saydam, buzun kaygan yüzeyi dokunun varlığıdır. Nesnelere doğal bir güzellik katan doku, kompozisyonun önemli bir öğesidir.
Doku
Desen - Doku • Desenler geometrik kalitesi olan yapılardır. • Objeler tanınabilir ve tekrarlanabilir bir şekilde düzenlendiğinde bir desen haline gelmiştir. • Dokular ise düzensiz yüzey hareketliliği bulunan yapılardır. • Objeler rastgele ya da değişen desenlerde dizildiklerinde doku haline gelmiş olmaktadırlar. • Doku, aynı cinsten oluşan bir nesnenin tekrarından ibarettir. Tek tek bir öğenin bir önemi kalmamış, bütün haline geldiklerinde bir anlam ifade ederler. • Desende ise öğelerin de tek seçilebilmesi gerekir.
Ritim • • • Ritm, uyumlu bir şekilde sıralanan kompozisyon elemanlarının belli aralıklarla görsel bir düzen içinde yinelenmesidir. Bir elemanın aralıklarla tekrarlanması ve bütünlüğü oluşturan sistem kurulurken parçaların formasyonlarının, tekrarından oluşan niteliksel benzerliklerine ritm denir. Kompozisyonda ritm iki şekilde oluşur. Görsel düzenlemesi yapılan kompozisyon elemanlarının ritmik bir şekilde yerleştirilmesi; birbirini takip eden sahneler arasındaki görsel düzenleme kurgularının program bütünlüğü içinde ritm oluşturmasıdır. Ritm, görsel düzenlemeye hareket ve canlılık vermek, derinlik kazandırmak için kompozisyon kurallarının perspektif açıdan sistematik bir ölçüde uygulanmasıdır. Bu tür ritm ve perspektif uygulaması nesnenin hareket ve aksiyon yönüne doğru uyarlanmalıdır. Görüntüde büyük ölçüde ikinci boyutun kazandırılmasında katkısı bulunan bu uyarlama hemen her türlü çerçeveleme için geçerli bir kuraldır.
Ritim • Birbirlerine paralel, diklerin veya yatıkların tekrarı, birer ritmik durum oluştururlar • Dikey ve köşegen çizgiler çatışan bir ritm oluştururken, yatay ve yumuşak eğri çizgiler huzurlu bir ritm verirler.
Ritim
Dinamizm • Hareketli görüntüler, hareketsiz olanlardan daha ilgi çekicidir ve akıcılık yaratırlar. Görüntü hareketliliği kamera açıları ve çekim ölçekleriyle yaratılabileceği gibi, kameranın hareketsiz olması gereken çekimlerde, kamera önündeki kişi ya da nesnelerin hareketli olması ilgiyi yükseltir. • Kompozisyona anlam kazandırıp canlılık verebilmek amacıyla yapılan hareket görüntüye de büyük dinamizm, akıcılık ve denge sağlar. Nesnenin görsel önemini arttırır. Birçok aksiyon filmi hiçbir dramatik örgü olmadan sonsuz oto takipleri, damlarda koşuşturmalar, evlere duvarlara tırmanmalar vb. basit hareketlerden oluşur.
Dinamizm
Birlik • Görüntü düzenlemesinde kurallara uyularak hazırlan resimlerde, çerçeve içindeki bütün nesneler birbirleriyle uyumlu bir kompozisyon ve düzenli bir bütünü oluşturur. Birlik olmadan, nesneler çerçeve içinde oraya buraya saçılmış, rastgele bir görüntü izlenimi verirler. Nesneleri düzenli yerleştirmek ve birbirleriyle ilişkili göstermek amacıyla hayali kompozisyon çizgileri kullanılır. Bu çizgiler sayesinde nesneler belli bir düzen içinde veya derinlik oluşturacak şekilde gruplandırılır. • Görüntüye katkıda bulunan tüm sinema öğeleri kusursuz bir biçimde kaynaştığı zaman bir film bütünlük taşır. İstenilen ruh hali ve atmosfer; çizgi, form, kütle ve hareket, ışık, oyuncu ve/veya kamera hareketi, ton değerleri, renk kombinasyonları, genel fotografik uygulama ve kurgu tarafından yansıtılmalıdır. Bütünlük taşıyan duygulara yönelik bir etkinin elde edilmesi için pek çok teknik, estetik ve psikolojik öğe bağdaştırılmalıdır. • Kompozisyonda birlik, nesnelerin tutarlı bir biçimde birbirleriyle ilişkide bulunmasıdır. Çerçevedeki nesneler arasındaki dengeden ziyade, resmin toplam dengesi daha önemlidir. Resim dengeli olsa da, nesneler bir grup oluşturmayabilir. Resim içinde gerçek veya hayali kompozisyon çizgileri görsel bir bütünlük oluştururken, ekranı bölen çizgi veya tonlar bütünlüğü bozabilir.
Birlik • Kompozisyonda birlik, birbirini takip eden çekimler arasında sürekliliği ve görsel dengeyi koruma amacıyla yapılmalıdır. Planlar arasında birbirinden çok farklı geçiş açıları veya farklı izlenim veren kesmeler çekimler arasındaki görsel bütünlüğü bozabilir. Televizyon görüntüsü, iyi düzenlenmiş bir kompozisyonu destekleyen ışık ve ses öğelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Kompozisyon, görüntüyü tamamlayan ışık ve ses öğeleriyle de uyumlu olmalıdır. Görüntüde yer alan nesnelerin doğal sesleri eş zamanlı olarak iletilmelidir. Görüntüde yer alan bir uçağın gürültüsü, yürüyen insanların belli belirsiz ayak sesleri görüntüyle eşlenmelidir. Aydınlatma da kompozisyonla bütünlüğü sağlamalıdır. Gece efekti verilen bir sokakta her taraf aydınlatılarak pırıl olmamalıdır. Yine bir iç mekânda, gece geçen bir sahnede, çerçevede yer alan bir pencereden görünen dış mekânlar çok aydınlık olduğunda, izleyici çekimin gece değil de gündüz yapıldığını belki anlayamayacak ama bu görüntü kompozisyonun bütünlüğünü bozacaktır. • Başarılı bir görüntü düzenlemesi için, ışık ve ses kompozisyonla uyumlu olmalı, birlik ve bütünlüğü sağlamalıdır. Her armoni bir ana renk, hareket, kütle, nesne ve ona katılan ikinci üçüncü unsurdan yapılıdır. Bu, 'büyük, daha küçük, en küçük prensibinin' uygulanmasıdır. Bir başka anlamda, çerçevedeki unsurların, büyüklüğü, biçimi, hareketi (doğrultu ve yön), ton değerleri ve renklerin gösterdiği uyumdur.
Biçim • Kompozisyonda biçim, çerçeve içerisinde bulunan nesnelerin dış görünüşlerinin bir düzen içinde birbirleriyle ilişkisidir. Her şeklin bir anlamı bulunmaktadır. Görsel düzenlemede aynı karede bulunan şekillerin birbirlerini ve anlamlarını etkilemesi, kompozisyonda biçim düzenlenmesini gerektirmektedir. Bir sanat eserinin biçimi de şekil parçalarının düzeni ve dış görünüşünden başka bir şey değildir. Şeklin, bir düzen yaratacak iki veya daha fazla parçanın bulunduğu yerde biçim vardır. Gerekli olmadığı takdirde anlam karışıklığına yol açacak değişik şekilli cisimler aynı çerçeve içerisinde yer almamalıdır. Bunun için şekillerin ifade ettiği anlamları bilmek gereklidir. Biçim bir dış çizgi ile sınırlanacak ve bu çizginin cansız kalmaması için kendine göre bir ritmi olacak. Biçim yığılması, mekân, ışık ve gölge birlikte incelenmelidir. Hepsi sanatçının mekân duygusunun çeşitli yönleridir. Kütle somut mekândır; ışık-gölge, kütle -mekân ilişkisinin sonucudur.
Ton • • Bir kompozisyonun duygusal yönü, ona hâkim olan tonlarla yakından ilgilidir. Bir kompozisyonda göz önce açık tonlara gider. Bu nedenle ilgi merkezi açık tonlar içinde bulunmalıdır. Belli koyuluktaki bir leke açık fon üzerinde koyu, koyu fon üzerinde açık görünür. Ton, kompozisyona hâkim olan rengin doyma ya da ışık yoğunluğu derecesi açısından en açıktan en koyuya kadar algılanmasıdır. Maviye yakın soğuk tonların olduğu bir kompozisyonun duygusal yönü ağır, dramatik, esrarengiz ve güçlü bir duygu verirken, turuncuya yakın sıcak tonların hâkim olduğu kompozisyonun etkisi neşeli, sakin ve heyecansızdır. Birbirlerine yakın tonlar uyum, birbirinden uzak tonlar zıtlık halindedir. Yakın tonlar birbirlerini etkilediğinden, açık bir ton, yanındaki bir tonun daha koyu görünmesine neden olurken; koyu bir alan açık bir tonu daha da açar. Yani, koyu bir leke açık fon üzerinde koyu, kendisinden daha koyu bir fon üzerinde de açık görünür. Kompozisyonun duygusal kurgusunu oluşturmak için ışık ve gölge kullanılır.
Ton • Kompozisyonda ton değerleri iki şekilde oluşur: • Nesnelerin yansıttığı ışığın derecesine göre renkleri, tonları, gölgeleri ve kompozisyonun genel aydınlatmasıyla olan bağıntıları; • Nesnelerin şekilleri, biçimleri, aralarındaki uzaklığa göre birbirleriyle ve kompozisyonun genel kütlesiyle olan bağlantıları, kompozisyonun ton değerlerini belirler. • Görsel düzenleme yapılırken çerçeve içinde yer alacak nesneler şekil, renk ve ton değerlerine göre belirli bir düzen içinde yerleştirilmelidir. İyi bir kompozisyonda bütün elemanlar birbirleriyle bağlantılıdır, nesneler kompozisyona hâkim olan şekil ve çizgilerle uyumlu olmalıdır. Ayrıca, çerçeve içine yerleştirilen nesneler genel aydınlatma, hâkim olan renk ve ton değerleriyle de bütünlük sağlamalıdır. Nesneler birleşerek bir bütün olarak kompozisyonu meydana getirirler, bütünün değeri ayrı elemanların değerinden daha üstündür.
Uyum
- Slides: 32