GLER AYRIMI KUVVETLER AYRILII 2 A Snf 6

  • Slides: 33
Download presentation
GÜÇLER AYRIMI / KUVVETLER AYRILIĞI 2 -A Sınıfı, 6 Nisan 2020 GENEL KAMU HUKUKU

GÜÇLER AYRIMI / KUVVETLER AYRILIĞI 2 -A Sınıfı, 6 Nisan 2020 GENEL KAMU HUKUKU – GENEL DEVLET TEORİSİ DERSİ

GİRİŞ -Siyasi iktidar toplumdaki diğer iktidarlardan farklı olarak, bu iktidarların tümünden üst seviyede yer

GİRİŞ -Siyasi iktidar toplumdaki diğer iktidarlardan farklı olarak, bu iktidarların tümünden üst seviyede yer almaktadır; bir başka anlatımla tüm diğer iktidarların üzerindedir. -Ancak, siyasi iktidarın çok önemli bir özelliği vardır ki, o da, siyasi iktidarın yalnızca güce dayanmamasıdır. Bir formülasyon yapmak gerekirse, SİYASİ İKTİDAR= KUVVET + RIZA denklemine ulaşırız. 2

GİRİŞ Ancak, siyasi iktidarın rıza unsuruna sahip olması, ya da meşruluğa sahip olması, bu

GİRİŞ Ancak, siyasi iktidarın rıza unsuruna sahip olması, ya da meşruluğa sahip olması, bu iktidarın sınırsız yetkilere ve güce sahip olabileceği anlamına gelmez. İşte bu nedenle, siyasi iktidarın sınırlandırılması da, çok önemli bir sorun olarak karşımıza çıkar. Siyasi iktidarın sahip olduğu gücün ya da erklerin tek merkezde bırakılmayıp, birbirlerinden bağımsız farklı odaklar arasında paylaştırılması tercih edildiğinde, karşımıza «güçler ayrımı» ilkesi çıkar. 3

GÜÇLER AYRIMININ TEMELİNDEKİ DÜŞÜNCE: GÜCÜN TEMERKÜZÜNÜN ÖNLENMESİ Güçler ayrımının hedefinde yatan düşünce, negatiftir: Başta

GÜÇLER AYRIMININ TEMELİNDEKİ DÜŞÜNCE: GÜCÜN TEMERKÜZÜNÜN ÖNLENMESİ Güçler ayrımının hedefinde yatan düşünce, negatiftir: Başta güdülen amaç ya da fayda, o devlet organının/erkinin denetimsiz kalmaması, yetkinin kötüye kullanılmaması için o devlet organında/erkinde yoğun güç toplanmasından sakınılmasıdır. Yani gücün tek makamda temerküzünün (merkezileşmesinin) önlenmesidir. 4

GÜÇLER AYRIMININ TEMELİNDEKİ DÜŞÜNCE: GÜCÜN TEMERKÜZÜNÜN ÖNLENMESİ Güç paylaşımının uygulamada karşımıza çıkan tek yolu

GÜÇLER AYRIMININ TEMELİNDEKİ DÜŞÜNCE: GÜCÜN TEMERKÜZÜNÜN ÖNLENMESİ Güç paylaşımının uygulamada karşımıza çıkan tek yolu güçler ayrılığı değildir. 1) Federasyonlarda gücün federe ve federal devletler arasında paylaşılması, 2) Parlamentolarda muhalefetin varlığına ilişkin anayasal güvenceler getirilmesi, 3) Yasama ve yürütme organlarının temel hak ve özgürlüklere müdahale etmelerini engellemek için güvence mekanizmaları oluşturulması (ör: iç denetim, başvuru mekanizmaları gibi), 4) Anayasa yargısının benimsenmesi, 5) STK’lar ve baskı grupları; birer güç toplanmasını engelleyici kurumlar olarak karşımıza çıkabilirler. 5

GÜÇLER AYRIMININ TEMELİNDEKİ DÜŞÜNCE Güçler ayrılığının ikinci faydası, organların birbirlerini denetlemeleri ve güçlerin dengeli

GÜÇLER AYRIMININ TEMELİNDEKİ DÜŞÜNCE Güçler ayrılığının ikinci faydası, organların birbirlerini denetlemeleri ve güçlerin dengeli biçimde kullanılmasını sağlamasıdır. Yasama-yürütme ve yargı organları birlikte ülkeyi yöneten kanunları koyar, uygular ve yorumlar. Her organın kendine özgü ve ortaklaşa yetkileri olduğu için herhangi bir organın diğer ikisine hükmetmesi mümkün değildir ve diğerlerine karşı sorumludur. Devletin gücünün dengeli ve eşit dağılımını sağlayan bu sisteme 'güçler ayrılığı' (checks and balances) denir. 6

GÜÇLER AYRILIĞININ ANLAMI (1) Günümüzde kuvvetler ayrılığı dendiği zaman kastedilen ve anlaşılması gereken, gerçekte

GÜÇLER AYRILIĞININ ANLAMI (1) Günümüzde kuvvetler ayrılığı dendiği zaman kastedilen ve anlaşılması gereken, gerçekte fonksiyonlar ayrılığıdır. Güçler ayrılığının anlamı devlet kudretinin parçalanması değil, devlet kudretinin görünümleri olan temel fonksiyonların (yasamayürütme-yargı) farklı organlar eliyle gördürülmesidir. 7

GÜÇLER AYRILIĞININ ANLAMI (2) Çünkü devlet kudreti tektir ve bölünmezdir. Devlet kudretinin kullanılmasında başvurulan

GÜÇLER AYRILIĞININ ANLAMI (2) Çünkü devlet kudreti tektir ve bölünmezdir. Devlet kudretinin kullanılmasında başvurulan işlemlerin şekli ve içeriği birbirlerinden ne kadar farklı da olsa, bütün bu işlemler sonuçta devlet iradesinin görünümlerinden ibarettir. Tek olan devlet kudretinin birden çok olan fonksiyonlarını ve yine birden çok olan organlarını ayırt etmek gerekir. İktidarın fonksiyonları, bu iktidarın değişik tezahür şekilleri / kullanım biçimleridir. Ör: kanun yapmak iktidarın fonksiyonlarından bir tanesidir. İktidarın organları ise, çeşitli iktidar fonksiyonlarını yerine getirmekle görevli kişi ya da kuruluşlardır. Mesela yasama organı, devlet kudretinin yasama fonksiyonunu yerine getiren organdır. 8

KUVVETLER AYRILIĞI KURAMI 9

KUVVETLER AYRILIĞI KURAMI 9

TARİHÇESİ Kuvvetler ayrılığı kuramı Fransız filozofu Montesquieu adıyla özdeşleşmiş olsa da, bu teorinin kökeni

TARİHÇESİ Kuvvetler ayrılığı kuramı Fransız filozofu Montesquieu adıyla özdeşleşmiş olsa da, bu teorinin kökeni İngiliz tarihinde de bulunur. İngiltere’de 1066 yılında Normanların istilasından 1689 tarihli “Bill of Rights (Haklar Bildirgesi)”a kadar yürütme ve yasama kuvvetlerinin ayrılığı yavaş gerçekleşmiştir. Başlangıçta Krala danışmanlık yapan “Magnum Concilium” isimli meclis, adım vergiye rıza gösterme ve kanun yapma yetkisini ele geçirerek bir yasama organı hâline dönüşmüştür. 10

TARİHÇESİ: ARİSTO Aristo, 158 sitenin anayasalarını incelemiş ve anayasanın, devletin erk görevlerinin dağılımını gösteren

TARİHÇESİ: ARİSTO Aristo, 158 sitenin anayasalarını incelemiş ve anayasanın, devletin erk görevlerinin dağılımını gösteren bir düzenleme biçimi olduğunu belirtmiş; ideal bir devletin orta sınıfa dayandığını ve beraberinde de güçler ayrılığını getirdiğini savunmuştur. Üç erkten birincisi yasama gücüdür. Bu gücü Meclis kullanır ve yasa koymak, kaldırmak, anlaşmalar yapmak, barışa karar vermek gibi yetkileri içerir. İkinci güç, bakanlar eliyle kullanılan yürütme gücüdür. Devletin gelir-giderlerini ayarlamak, kararların uygulanmasını sağlamak, askeri, mali işlerin yürütülmesi bu fonksiyonun içinde kalmaktadır. Üçüncü erk yargıdır. Mahkemeler tarafından üstlenilmiştir. 11

JOHN LOCKE (1) Devlet organlarını üçe ayırmıştır: Yasama Yürütme Federatif güç Yargıyı ayrı bir

JOHN LOCKE (1) Devlet organlarını üçe ayırmıştır: Yasama Yürütme Federatif güç Yargıyı ayrı bir siyasal erk ya da organ olarak görmez. Yargıyı yürütme içinde tanımladığı söylenebilir. Ona göre yasama iktidarı «devlet gücünün topluluğun ve topluluk üyelerinin korunması için nasıl kullanılacağını yönlendirme hakkı olan iktidar» olarak tanımlanabilir ve diğer iktidarlardan üstündür. 12

JOHN LOCKE (2) Federatif iktidar ise «savaş ve barış yapma, birlikler ve ittifaklar oluşturma,

JOHN LOCKE (2) Federatif iktidar ise «savaş ve barış yapma, birlikler ve ittifaklar oluşturma, devletsiz bütün kişi ve topluluklarla her türlü işlemi yapma iktidarıdır. » Bunlar günümüzde yürütme erki içinde değerlendirilebilir. Locke’a göre yasama ve yürütme erkinin aynı organda birleşmesi tehlikelidir. Bunlar birleştiğinde bu iktidarı kullananlar toplumun geri kalanından farklılaşan ayrıcalıklı bir kesime ve kamu yararını gerçekleştirmek yerine kişisel çıkarları için çalışan bir gruba dönüşebilir. 13

CHARLES LOUIS MONTESQUİEU (1689 -1755) • Ona göre yönetimler üçe ayrılır: • Cumhuriyet: Yönetim

CHARLES LOUIS MONTESQUİEU (1689 -1755) • Ona göre yönetimler üçe ayrılır: • Cumhuriyet: Yönetim yetkisi halkın tamamına aitse demokratik cumhuriyet, bir kısmına aitse aristokratik cumhuriyet söz konusudur. • Monarşi: Tek kişinin yasalara uygun yönetimidir. • Despotizm: Tek kişinin keyfi yönetimidir. 14

MONTESQUİEU Üç yönetim biçimi de birer ilkeye dayanır; ilgili yönetimin devamı, onu besleyen ilkenin

MONTESQUİEU Üç yönetim biçimi de birer ilkeye dayanır; ilgili yönetimin devamı, onu besleyen ilkenin korunmasına bağlıdır: Cumhuriyetin ilkesi siyasi erdemdir. Demokraside eşitlik, aristokraside ölçülülük bu ilkeyi destekler. Monarşinin ilkesi şereftir. Soyluların şan ve şeref kazanma isteği iyi davranışlara ilham verebilir. O yüzden onu ayakta tutan ilke budur. Bilinir ki saraylarda entrika, ihanet, dalkavukluk vs. asla eksik olmaz. Despotizmin ilkesi ise korkudur. İstibdat hükümetinde korku gerekir. Fazilete lüzum yoktur, onur ise tehlikeli bir şey olur. Hükümdar bir an olsun yumruğunu aşağı indirirse her şey mahvolur. 15

MONTESQUİEU “Her devlette üç çeşit kuvvet vardır: . . . ” • Montesquieu devlette

MONTESQUİEU “Her devlette üç çeşit kuvvet vardır: . . . ” • Montesquieu devlette üç kuvvet bulunduğunu tespit ettikten ve bunlara yasama, yürütme ve yargı kuvveti isimlerini verdikten sonra, bu üç kuvvetin birbirinden ayrılması gerektiğini ileri sürmektedir. • Düşünüre göre, öncelikle yasama ve yürütme kuvvetleri birbirinden ayrılmalıdır. Zira, yasama ve yürütme kuvvetleri aynı elde toplanmış ise hürriyet yok olur. • Aynı şekilde, “yargı kuvveti de, yasama ve yürütme kuvvetlerinden ayrılmış değilse yine hürriyet yoktur”. • 16

MONTESQUİEU: YASAMA VE YÜRÜTME Montesquieu'ye göre yürütme kuvveti bir monarkın elinde bulunmalıdır. Zira hükümet,

MONTESQUİEU: YASAMA VE YÜRÜTME Montesquieu'ye göre yürütme kuvveti bir monarkın elinde bulunmalıdır. Zira hükümet, “bir kişi elinde birçok kişilerde olduğundan daha iyi idare edilir”. Yasama kuvvetinin ise “bir kişi yerine birçok kişi tarafından daha iyi kullanıldığını” düşünür. Yasama kuvveti bir kurula ait olmalıdır. Bu kurul iki bölümden oluşmalıdır. Birinci bölüm asillerden, ikinci bölüm halkın temsilcilerinden oluşmalıdır. Bunlardan her birinin diğerine karşı “önleme yetkisi” olmalıdır. Bu nedenle bu bölümlerden her biri diğerini sınırlandıracaktır. “Her ikisi de yürütme erki tarafından sınırlandırılacak, yürütme erkini de bunlar sınırlandıracaktır”. 17

MONTESQUİEU: YARGI Yargı kuvveti mahkemelere ait olmalıdır. Yargı kuvveti, ne belirli bir zümrenin ve

MONTESQUİEU: YARGI Yargı kuvveti mahkemelere ait olmalıdır. Yargı kuvveti, ne belirli bir zümrenin ve ne de belirli bir mesleğin elinde olmalıdır. Montesquieu mahkemelerde halktan seçilecek kimselerin de bulunması gerektiğini savunmaktadır. Yargı kuvveti, mahiyeti gereği sınırlı bir kuvvettir. Çünkü kanunların uygulanmasından ibarettir. Ve Montesquieu bu konuda katıdır: Ona göre, “milletin yargıçları, cansız birer varlıkmışlar gibi hareket ederek kanunun sözlerini, ne kuvvetini ve ne de sertliğini değiştirmeden, sadece telaffuz eden birer ağızdır”. 18

MONTESQUİEU: ÖZET Montesquieu'ye göre yasama kuvveti sınırlı bir kuvvettir; çünkü, kendi koyduğu kuralları uygulama

MONTESQUİEU: ÖZET Montesquieu'ye göre yasama kuvveti sınırlı bir kuvvettir; çünkü, kendi koyduğu kuralları uygulama yetkisi yoktur. Yürütme kuvveti de sınırlı bir kuvvettir; çünkü, yasamanın koyduğu kuralları yürütmektedir (kural koyamaz). Yargı da sınırlı bir kuvvettir; çünkü, hâkimler kanunların sözlerini telaffuz eden birer ağızdan başka bir şey değildirler. 19

MONTESQUİEU: ÖZET Bu üç kuvvet kendi görevlerinin dışına çıkarlarsa, yani yasama kendi koyduğu kuralları

MONTESQUİEU: ÖZET Bu üç kuvvet kendi görevlerinin dışına çıkarlarsa, yani yasama kendi koyduğu kuralları yürütürse, yürütme de yürüttüğü kuralları kendi koyarsa, yargı ise “kanun koyucunun ağzı” olmakla yetinmeyip kendisi yorum yoluyla yeni kurallar koymaya kalkarsa, o sistemde hürriyet ortadan kalkar. 20

MONTESQUİEU: ÖZET Montesquieu’ye göre, devletin üç ana iktidarının tek elde toplanması halinde koyu bir

MONTESQUİEU: ÖZET Montesquieu’ye göre, devletin üç ana iktidarının tek elde toplanması halinde koyu bir istibdat doğacaktır. Kişi güvenliğinin ve hürriyetin sağlanması için bu üç iktidarın birbirinden ayrı ve bağımsız üç organ arasında bölünmesi uygun olur. İktidarın kötüye kullanılması, ancak “iktidarın iktidarı durdurması” halinde önlenebilecektir. 21

BU GÖRÜŞLERİN ETKİLERİ Bu görüşlerin, 18. yüzyılın sonlarında oldukça etkili olduğu görülmektedir. Bu tarihlerde,

BU GÖRÜŞLERİN ETKİLERİ Bu görüşlerin, 18. yüzyılın sonlarında oldukça etkili olduğu görülmektedir. Bu tarihlerde, mutlak monarşileri yıkmak ve onun yerine siyasal özgürlük rejimi getirmek için girişilen mücadelelerin öncüleri için bu formüller tam anlamıyla “derde deva” olarak görülmüştür. Özellikle Fransa’da, mutlakiyetçi eski rejime karşı, güçlerin ayrılması ilkesi çok doğal bir tepki olarak gelmiş ve Fransız Devrimi’nin liderleri bakımından adeta siyasi bir dogma gibi benimsenmiştir. 22

BU GÖRÜŞLERİN ETKİLERİ “Bir toplumda, hakların güvencesi sağlanmamış ve iktidarların ayrılması gerçekleştirilmemişse, o toplumda

BU GÖRÜŞLERİN ETKİLERİ “Bir toplumda, hakların güvencesi sağlanmamış ve iktidarların ayrılması gerçekleştirilmemişse, o toplumda anayasa yoktur” (1789 Bildirisi, md. 16). Aynı dönemin anayasası olan ABD Anayasasında da güçler ayrılığı ilkesi net şekilde benimsenmiştir. Güçler ayrılığı, bu süreçte Avrupa’da devlet kuramları içinde çok seçkin bir yer edinmiştir. Aynı zamanda, liberal hukuk devleti anlayışının da dayanağı ve baş öğelerinden biri konumuna yükselmiştir. 23

LİBERAL HUKUK DEVLETİ ANLAYIŞINDAKİ GÜÇLER AYRILIĞI Devlet kudreti yasama, yürütme ve yargı güçlerine ayrılmıştır.

LİBERAL HUKUK DEVLETİ ANLAYIŞINDAKİ GÜÇLER AYRILIĞI Devlet kudreti yasama, yürütme ve yargı güçlerine ayrılmıştır. Bunlardan her biri, diğerleri karşısında özerk bir yapıdadır ve her biri kendi belirlenmiş alanı içinde faaliyet gösterir. Ancak bu (kendi faaliyet alanları içinde faaliyet göstermelerinin sağlanması) tek başına yeterli değildir. Bunun yanında, bu güçlerin sınırlarının da belirlenmesi gerekir. 24

LİBERAL HUKUK DEVLETİ ANLAYIŞINDAKİ GÜÇLER AYRILIĞI Yasama gücü sadece yasaları koymalı, idari işlerle yürütme

LİBERAL HUKUK DEVLETİ ANLAYIŞINDAKİ GÜÇLER AYRILIĞI Yasama gücü sadece yasaları koymalı, idari işlerle yürütme işlerine karışmamalıdır. Yürütme gücü yalnızca yasaları işletmeli, ama yasa çıkartamamalıdır. Yargı gücü ise yalnız hukuku kullanmalı/yorumlamalı, ama hukuk kuralları koyamamalıdır. Bu güçlerin bu şekilde sınırlandırılmaları sağlanamazsa, bu güçlerin birbirlerinden ayrı oma niteliği zedelenir; işlevleri de buna bağlı olarak zayıflar. 25

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN, “YASA” KAVRAMI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Güçler ayrımının klasik sisteminde, yasa/kanun kavramına yüklenen

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN, “YASA” KAVRAMI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Güçler ayrımının klasik sisteminde, yasa/kanun kavramına yüklenen anlamda bir daralma yaşanmıştır. . . 26

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN, “YASA” KAVRAMI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Parlamentonun tüm kararları yasa olarak nitelendirilirse, bu

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN, “YASA” KAVRAMI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Parlamentonun tüm kararları yasa olarak nitelendirilirse, bu durum, yasa adı altında aslında yürütmenin alanına giren ve kararname ile düzenlenmesi uygun olan konulara el atılmasına ve böylece yürütmenin alanına müdahale edilmesine yol açabilir. Bundan dolayı, yürütme organının bağımsızlığını korumak amacı ile, yasanın soyut ve genel nitelikte olması ve somut, tek olayları düzenlememesi gerekir. Bunlar, yürütme işlemleri ile yapılmalıdır. 27

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN, “YASA” KAVRAMI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Böylece, o zaman düşünülmemiş olmakla birlikte, bunun

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN, “YASA” KAVRAMI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Böylece, o zaman düşünülmemiş olmakla birlikte, bunun bir başka faydası da ortaya çıktı: bireylerin, salt kendileri hakkında yapılan bir yasal düzenleme yoluyla haklarına müdahale edilmesi engellenmiş oldu. 28

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN MUTLAKLIĞINDAKİ DÖNÜŞÜM (1) Ancak zamanla, yukarıda açıklanan ve güçler ayrılığının erkler

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN MUTLAKLIĞINDAKİ DÖNÜŞÜM (1) Ancak zamanla, yukarıda açıklanan ve güçler ayrılığının erkler arasındaki kesin bir ayrımına ilişkin anlayış değişiklik göstermiştir. Öncelikle, zamanla yasanın soyut ve genelliği ilkesinin mutlak olarak uygulanmadığı, somut ve özel yasaların da parlamentolarda kabul edilebildiği görülmektedir. 29

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN MUTLAKLIĞINDAKİ DÖNÜŞÜM (2) İkinci olarak, yürütmenin de zaman hukuk kuralları koymak

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN MUTLAKLIĞINDAKİ DÖNÜŞÜM (2) İkinci olarak, yürütmenin de zaman hukuk kuralları koymak zorunda kalabileceğinin anlaşılması ve uygulamada da bunu yapması. Yürütme sadece hükümet eder ve yönetir, ama hukuk yaratamaz ilkesi, tam anlamıyla uygulanamamıştır. Örneğin, yürütme organlarına kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarma yetkisi tanınması (Şimdi Cumhurbaşkanlığı kararnamesi) İdarenin genel düzenleyici işlemleri. 30

YARGI ORGANININ KONUMU Yargı organının diğer erklerden bağımsızlığı tartışma konusu yapılamaz. Yerine getirilmesi gereken

YARGI ORGANININ KONUMU Yargı organının diğer erklerden bağımsızlığı tartışma konusu yapılamaz. Yerine getirilmesi gereken en önemli koşul. Yargılamaya ilişkin bağımsızlık, azledilemezlik, kimseden emir ve talimat almama, atanma ve özlük hakları bakımından bağımsızlık gibi ilke ve düzenlemeler hep bu bağımsızlığı en sağlam biçimde güvenceye almaya yöneliktirler. 31

SONUÇ: GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN GÜNÜMÜZDEKİ KONUMU Günümüzde artık kuvvetler ayrılığı ilkesine, ilk ortaya çıktığı

SONUÇ: GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN GÜNÜMÜZDEKİ KONUMU Günümüzde artık kuvvetler ayrılığı ilkesine, ilk ortaya çıktığı dönemdeki gibi tartışma götürmez bir gerçek gözüyle bakıldığı söylenemez. Tecrübeler göstermiştir ki, yasama ve yürütme organları arasında, Montesquieu’nün tasarladığı gibi, hatta daha sonra bazılarının daha da katılaştırdığı bir ayırma yapmanın olanağı yoktur. 32

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN GÜNÜMÜZDEKİ KONUMU Modern devlet yönetimi, yasama ve yürütme organları arasında giderek

GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN GÜNÜMÜZDEKİ KONUMU Modern devlet yönetimi, yasama ve yürütme organları arasında giderek artan ve sıkılaşan bir işbirliğini gerekli kılar. Bugünkü parlamenter rejimin, anlamı ve işleyişi bakımından “güçler arasında denge sağlanması” ve iktidarın iktidarı sınırlaması fikirlerine dayandığının söylenmesi büyük ölçüde günümüz gerçeklerine de aykırı düşer. 33