Geen hafta farmakoloji dersinde Aadakilerden hangisi ilalarn sv

  • Slides: 37
Download presentation
Geçen hafta farmakoloji dersinde…

Geçen hafta farmakoloji dersinde…

Aşağıdakilerden hangisi, ilaçların sıvı farmasötik şekillerinden değildir? A) Liyofilize Preparat B) Supozituar B) Emülsiyon

Aşağıdakilerden hangisi, ilaçların sıvı farmasötik şekillerinden değildir? A) Liyofilize Preparat B) Supozituar B) Emülsiyon C) Solüsyon D) Lavman

Aşağıdakilerden hangisi, hastalıklardan korunmak için yapılan tedavi şeklidir? A) B) C) D) E) Ampirik

Aşağıdakilerden hangisi, hastalıklardan korunmak için yapılan tedavi şeklidir? A) B) C) D) E) Ampirik Tedavi Radikal Tedavi Semptomatik Tedavi Profilaktik Tedavi İkame Tedavi

Aşağıdakilerden hangisi, ilaçların elde edildiği doğal kaynaklardan değildir? A) B) C) D) E) İnsanlar

Aşağıdakilerden hangisi, ilaçların elde edildiği doğal kaynaklardan değildir? A) B) C) D) E) İnsanlar Bitkiler Hayvanlar Sentetik Maddeler İnorganik Maddeler

Aşağıdakilerden hangisi, sistemik uygulama yolu değildir? A) B) C) D) E) Enteral İntraartiküler Parenteral

Aşağıdakilerden hangisi, sistemik uygulama yolu değildir? A) B) C) D) E) Enteral İntraartiküler Parenteral İnhalasyon İntravenöz

İlaçların vücutta emilimi, dağılımı, dönüşümü ve atılması gibi süreçlerini inceleyen farmakoloji biliminin alt dalı

İlaçların vücutta emilimi, dağılımı, dönüşümü ve atılması gibi süreçlerini inceleyen farmakoloji biliminin alt dalı aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E) Farmakodinamik Nörofarmakoloji İmmünofarmakoloji Biyofarmasötik Farmakokinetik

İlacı bulan firmanın kendi ürünlerine verdikleri ad aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)

İlacı bulan firmanın kendi ürünlerine verdikleri ad aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E) Genel Ad Etken Madde Ticari Ad Jenerik Ad Kimyasal Ad

Farmakokinetik Op. Dr. Fikret UÇAR

Farmakokinetik Op. Dr. Fikret UÇAR

Terminoloji Farmakokinetik Farmakodinamik Difüzyon Aktif transport

Terminoloji Farmakokinetik Farmakodinamik Difüzyon Aktif transport

Farmakokinetik Vücudun ilaçlara ne yaptığını inceleyen, farmakolojinin alt dalıdır. • Emilim (Absorpsiyon) • Dağılım

Farmakokinetik Vücudun ilaçlara ne yaptığını inceleyen, farmakolojinin alt dalıdır. • Emilim (Absorpsiyon) • Dağılım (Distribüsyon) • Metabolizma • Eliminasyon (İtrah)

Emilim (Absorpsiyon) İlaçların kullanıldıkları yerden kan veya lenf sisteme geçişidir. Sisteme geçme süresi ilaca

Emilim (Absorpsiyon) İlaçların kullanıldıkları yerden kan veya lenf sisteme geçişidir. Sisteme geçme süresi ilaca da bağlı olabilir, ilacın uygulandığı bölgeye de bağlı olabilir. İlacın uygulama yerinden absorbe olma oranına biyoyararlanım denir. • • • Veriliş Yolu İlacın fiziki ve kimyasal özelliği İlacın farmasötik şekli İlacın yoğunluğu Absorpsiyon yüzeyinin genişliği İlacın uygulandığı bölgenin vaskülarizasyonu } İlaç absorpsiyon hızını etkileyen faktörler

Dağılım (Distribüsyon) İlacın, uygulandığı yerden emildikten sonra önce kana sonra vücuda dağılması olayıdır. İlaçların

Dağılım (Distribüsyon) İlacın, uygulandığı yerden emildikten sonra önce kana sonra vücuda dağılması olayıdır. İlaçların vücutta dağıldıkları fizyolojik sıvı kompartmanları üç tanedir. İlaçlar kanda albümin gibi büyük proteinlere bağlanarak taşınır. Bu nedenle proteine yüksek oranda bağlanan ilaçların etki süresi daha uzundur.

Metabolizma (Biyoyararlanım) İlaçların, vücutta enzimlerin etkisiyle kimyasal değişikliğe uğramasıdır. Bu enzimlerin etkisiyle sindirimde ve

Metabolizma (Biyoyararlanım) İlaçların, vücutta enzimlerin etkisiyle kimyasal değişikliğe uğramasıdır. Bu enzimlerin etkisiyle sindirimde ve karaciğerden geçerken büyük bir bölümü sindirilmektedir. Aldığımız ilacın yaklaşık %5 - %15’lük bölümünü kullanmaktayız. Bioyararlanım miktarı, bu maddelerin % kayıpları dikkate alınarak hastaya dozları önerilmelidir.

Eliminasyon (İtrah-Atılım) İlacın görevini yerine getirdikten sonra vücuttan atılmasıdır. En fazla atılım böbreklerde gerçekleşmektedir.

Eliminasyon (İtrah-Atılım) İlacın görevini yerine getirdikten sonra vücuttan atılmasıdır. En fazla atılım böbreklerde gerçekleşmektedir. • Böbreklerden atılım (Renal İtrah): Suda kolay çözünen ve vücut p. H değerinde iyonize olabilen ilaçlar, böbreklerden atılır • Karaciğerden safra içine itrah: İlaçlar ve metabolitleri karaciğer hücreleri tarafından safra kanalları içine salgılanır ve ince bağırsaklar içine atılır. • Akciğerlerden itrah: Ufak moleküllü lipid/su, gazlar ve uçucu maddeler alveol membranını aşarak alveol boşluğuna geçer. Kan ile denge kurulduktan sonra ilacın arta kalanı akciğerler yolu ile dışarı atılır. • Diğer: Tükürük bezleri, gözyaşı bezleri, ter bezleri, süt (Alkol büyük oranda süt ile atılır. )

Farmakodinamik Op. Dr. Fikret UÇAR

Farmakodinamik Op. Dr. Fikret UÇAR

Farmakodinami FARMAKOLOJİ FARMAKODİNAMİ FARMAKOKİNETİK İlacın vücuda yaptığı etki Vücudun ilaca yaptığı etki

Farmakodinami FARMAKOLOJİ FARMAKODİNAMİ FARMAKOKİNETİK İlacın vücuda yaptığı etki Vücudun ilaca yaptığı etki

Farmakodinami Vücut içerisine uygulanan ilaç, farmakokinetik süreçler içinde kan dolaşımı ile etki göstereceği dokuya

Farmakodinami Vücut içerisine uygulanan ilaç, farmakokinetik süreçler içinde kan dolaşımı ile etki göstereceği dokuya taşınır. İlacın göstereceği etki, o bölgede bulunan ilaç miktarına bağlıdır. İlacın, vücutta gösterdiği bu etkiye farmakodinami denir. Kapiller damardan dokuya çıkan ilaç, hücrede bululan reseptöre bağlanarak etkisini gösterir. (Genel anestezik gibi bazı ilaçlarda reseptöre gerek duymadan hücrede etkisini gösterir. )

Reseptör Hücre dışındaki bir taneciğin hücre içine girmek için hücre zarında bağlandığı moleküldür.

Reseptör Hücre dışındaki bir taneciğin hücre içine girmek için hücre zarında bağlandığı moleküldür.

İlaçların hücre membranından geçişi • Pasif (basit) Difüzyon: Yüksek yoğunluktan düşük yoğunluğa doğru geçiştir.

İlaçların hücre membranından geçişi • Pasif (basit) Difüzyon: Yüksek yoğunluktan düşük yoğunluğa doğru geçiştir. Hücre membranındaki küçük kanallar veya membran içi delikler küçük moleküllü ve suda iyi çözünebilen ilaçların geçişini sağlar. • Kolaylaştırılmış Difüzyon: İlaç molekülleri yüksek yoğun oldukları taraftan düşük yoğunlukta oldukları tarafa bir taşıyıcı aracılığı ile geçer. Enerjiye ihtiyaç duymazlar. • Aktif Transport: Hücre zarında bulunan taşıyıcı proteinlerin ilacı düşük yoğunluktan yüksek yoğunluğa taşımasıdır. Bu taşıyıcı proteinler membranın diğer yüzeyinde ilaç molekülünü bırakır ve kendisi yüzeye geri dönerek bu işlemi tekrarlar. Bu olay enerji gerektirir. • Pinositoz (endositoz): Büyük moleküllü bileşikler hücreye yaklaşınca hücre membranında çukurlaşma olur. Membran molekülü sarar ve molekül hücre içine girer. Bu olaya endositoz denir. Hücre içinden dışarıya molekül çıkmasına ise ekzositoz denir. Bu işlem enerji gerektirir. • Reseptör aracılı endositoz: İnsulin gibi bazı hormonlar hücre yüzeyinde kendilerine özel reseptörlerle birleşerek hücre membranını aşması olayıdır.

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler Bir ilaç, aynı hastalığa yakalanmış hastalarda değişik etki gösterir. İlacın

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler Bir ilaç, aynı hastalığa yakalanmış hastalarda değişik etki gösterir. İlacın veriliş yolu ve şekli: İlaçların uygulama yerlerindeki absorbsiyonu farklıdır. -> Oral verilen ilacın parenteral ilaca göre daha az ve geç absorbe edilmesi. İlacın veriliş zamanı: İlacın veriliş zamanı etki şiddetini ve süresini değiştirebilir -> Yan etkisi uyku hali olan ilaçların gece alınmasının daha uygun olması. Vücut ağırlığı: İlaçların erişkin dozu 70 kg birey için hesaplanmaktadır. -> 120 kg birisi ile 50 kg birisinin kullandığı ilaç miktarı aynı olmaz. Yaş: Yeni doğanlarda eliminasyon mekanizması gelişmemiştir. Yaşlıl insanlarda ise etkinliği azalmıştır. Cinsiyet: Birçok ilacın etkisi hastanın cinsiyetine bağlı olarak değişmez. Ancak trisiklik antidepresan gibi bazı durumlarda, kadınlar erkeklere göre ilaca daha duyarlıdır.

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler • Genetik Faktörler: İlaçları metabolize eden bazı enzimler kalıtsal olarak

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler • Genetik Faktörler: İlaçları metabolize eden bazı enzimler kalıtsal olarak eksik veya fazla bulunabilir. Bu sebeple ilacın etkisi değişir. • Tolerans: Bazı ilaçlar sürekli kullanıldıklarında normalde alınan etkinin giderek azaldığı görülür. İlacın eski etkisini almak için dozunun artması gerekir. • -> Narkotik Analjezikler • Eliminasyon Organlarının Hastalıkları: Karaciğer ve böbrek fonksiyonu bozulan kişilerde ilaçların metabolizması değişir. • Diğer ilaçların vücutta bulunması: Başka ilaçların vücutta bulunması ilaçların etkisini değiştirir.

İlaçların Yan Etkisi ve Zehirlenmeler Op. Dr. Fikret UÇAR

İlaçların Yan Etkisi ve Zehirlenmeler Op. Dr. Fikret UÇAR

İlaçların Toksik Etkileri Alınan doza bağlı olarak Fonksiyonel (farmakodinamik) Toksik Etki: Hastanın yararı için

İlaçların Toksik Etkileri Alınan doza bağlı olarak Fonksiyonel (farmakodinamik) Toksik Etki: Hastanın yararı için değişen fizyolojik etkilerin yanında istenmeyen bazı fizyolojik değişikliklerin (bulantı, kusma, uyku hali, baş dönmesi, keyifsizlik gibi genel belirtiler) oluşması durumudur. -> Mide kas gevşeticisi olarak atropin kullanıldığı zaman, midriyazis ve taşikardi gibi durumların oluşması fonksiyonel toksik etkidir. Biyokimyasal Toksik Etki: İlaçların biyokimyasal değerlerde yaptığı değişikliklerdir. -> SGPT (Serum Glutamik Piruvik Transaminaz) düzeyindeki değişme, karaciğer hücrelerindeki zedelenmeyi gösterir. Yapısal Toksik Etki: İlaçlar ve metabloitlerinin doku ve hücre düzeyinde yaptığı morfolojik bozukluktur. -> Sülfonamidler böbrekleri etkileyerek akut glomerülonefrit oluşturabilir.

İlaçların Toksik Etkileri Özel Toksik Etkiler Mutajenik (genotoksik) Etki: İlaçların veya radyasyonun etkisiyle DNA

İlaçların Toksik Etkileri Özel Toksik Etkiler Mutajenik (genotoksik) Etki: İlaçların veya radyasyonun etkisiyle DNA diziliminde meydana gelen kalıcı değişimlere mutasyon denir. Mutasyon yapan etkenlere mutajen, mutasyon sonucu oluşan yapıya mutant denir. -> Alkilleyici kanser ilaçları mutajenik etki göstermektedir. Kanserojenik (karsinojenik) Etki: Vücuttaki hücrelerin yeterli derecede farklılaşmaya uğramadan, kontolsüz ve hızlı bir şekilde bölünmelerine karsinoma (kanser) denir. Kanser oluşturan maddelere kanserojen denir.

Başlıca Kanserojen Maddeler Antineoplastik İlaçlar Sigara Dumanı Alkil nitrozaminler Halojenli hidrokarbonlar Polisiklik aromatik hidrokarbonlar

Başlıca Kanserojen Maddeler Antineoplastik İlaçlar Sigara Dumanı Alkil nitrozaminler Halojenli hidrokarbonlar Polisiklik aromatik hidrokarbonlar Formaldehit Nitro aromatik bileşikler Besinsel pirolizis ürünleri Aflatoksin 1, 3 – Butadien Metoksalen Aromatik amin ve amidler Kanserojenik metaller Ultraviole ışınlar Be, Cd, Co, Ni, Pb, Cr, Al Asbest Bazı maddelerin anti-kanserojenik olduğu in vivo deneylerde kanıtlanmıştır. Bunlar; • A vitamini • C vitamini • E vitamini • Selenyum

İlaçların Toksik Etkileri Özel Toksik Etkiler Teratojenik Etki: Bazı maddeler gebe kadınlar tarafından alındıklarında

İlaçların Toksik Etkileri Özel Toksik Etkiler Teratojenik Etki: Bazı maddeler gebe kadınlar tarafından alındıklarında plasentadan fötal dolaşıma geçerek fötusta kalıcı bozukluklara neden olmasına teratojen (fötotoksik) etki denir. Teratojenezis oluşturan etkene teratojen denir. Bazı teratojenik etkili maddeler Antineoplastik ilaç Fenitoin Karbamazepin Projestinler Dietilstilbestrol Tiyoüre bileşikler Insektisidler Alkol Sigara Mebendazol Kinin Streptomisin Varfarin Penisilamin

İlaçların Toksik Etkileri Özel Toksik Etkiler Dayanıksızlık Reaksiyonları: Kişide bir hastalık hali varsa, ilaca

İlaçların Toksik Etkileri Özel Toksik Etkiler Dayanıksızlık Reaksiyonları: Kişide bir hastalık hali varsa, ilaca normal kişilerden daha duyarlı olur ve istenmeyen etkiler oluşur. -> Bronşiyal astımlıların beta adrenajik blokörlere daha duyarlıdır. Alerji: İlaca karşı reaksiyonun antijen-antikör birleşmesi ve antijen-T lenfositi etkileşmesi gibi immünolojik mekanizmalara dayanması durumudur. Alerjik reaksiyon kişinin ilaçla ilk temasında ortaya çıkmaz. Lenfositlerin oluşması için 10 -12 günlük sürenin geçmesi gerekir. Alerjik reaksiyonun şiddeti, ilacın dozuna bağlı değildir. Hafif bir fenalık hissibden ölüme kadar giden değişik reaksiyonlar görülür.

İlaç Alerjisinin Klinik Tipleri Anaflaktik şok Lokal anaflaksi Temas dermatiti Serum Hastalığı Lökositlerin İmmün

İlaç Alerjisinin Klinik Tipleri Anaflaktik şok Lokal anaflaksi Temas dermatiti Serum Hastalığı Lökositlerin İmmün Bozukluğu Aplastik anemi Alyuvarların İmmün Bozukluğu Trombositlerin İmmün Bozukluğu Ateş Fotoalerji Nefropati İnterstisyel Pnömoni Bronkospazm Anjiyoödem Alerji tedavisi için adrenalin, antihistaminikler ve glukokortikoid ilaçlar verilir.

İlaçların Toksik Etkileri Özel Toksik Etkiler İdiosenkrazi: İlacın yan tesiri daha önce bildirilen gruplardan

İlaçların Toksik Etkileri Özel Toksik Etkiler İdiosenkrazi: İlacın yan tesiri daha önce bildirilen gruplardan hiçbirine sokulamıyorsa idiosenkrazi kabul edilir. Alerji veya hipersensitiviteye benzer fakat immün sistemi rol oynamaz. Genellikle enzim anomalisi vardır. Ve bazı ilaçların alınımı bu enzim eksikliğini ortaya çıkarır. -> Glikoz 6 -Fosfat dehidrogenaz eksikliğinde , antioksidan ilaçlarla hemolitik aneminin gelişmesi

Akut Zehirlenme Tedavisi Genel tedavi ilkesi 8 aşamadan oluşur. Solunumun sürdürülmesi: Solunum yolu açık

Akut Zehirlenme Tedavisi Genel tedavi ilkesi 8 aşamadan oluşur. Solunumun sürdürülmesi: Solunum yolu açık tutularak gerektiği takdirde entübasyon yapılmadı. Absorbsiyonun engellenmesi: Zehrin vücuttan uzaklaştırılması sağlanır (mide yıkanması vs. ). Zehirli hayvan sokmalarında turnike uygulanmalı, ekstremitenin hareketslziği sağlanmalı ve soğuk uygulama yapılmalıdır. Dolaşımın sürdürülmesi: Hipotansiyon varsa IV fizyolojik sıvı verilmelidir. Antidotla tedavi: Zehirli maddenin teşhisi yapılabilmişse en uygun tedavi antidot ile yapılmalıdır. Nörolojik belirtilerin kontrol altına alınması Eliminayonun hızlandırılması: • Böbreklerden itrah • Hemodiyaliz • Periton Diyaliz • Hemoperfüzyon • Kan değiştirme Ağrının kontrolü: Korozif maddeler sindirim kanalında şiddetli ağrıya neden olur. Bu gibi durumlarda analjezik ilaçlarla ağrı kontrol altına alınmalıdır. Diğer semptomatik ve destekleyici tedaviler

İlaç Bağımlılığı Op. Dr. Fikret UÇAR

İlaç Bağımlılığı Op. Dr. Fikret UÇAR

İlaç Bağımlılığı Bazı ilaçlar periyodik olaran alındıklarında kişinin davranış ve reaksiyonlarında değişiklik meydana getirir.

İlaç Bağımlılığı Bazı ilaçlar periyodik olaran alındıklarında kişinin davranış ve reaksiyonlarında değişiklik meydana getirir. Kişi, ilacın yokluğunda oluşacak huzursuzluktan kaçınmak için ilacı sürekli olarak kullanmak istediği duruma ilaç bağımlılığı (farmako dependans) denir. Bir kişinin, herhangi bir ilaca karşı bağımlı olması: • Kişinin karakter ve yaşantısına • Bulunduğu sosyokültürel ortama • Almış olduğu ilacın miktarı ve veriliş yoluna bağlıdır.

İlaç Bağımlılığı Psişik Bağımlılık: İlaç alınmadığı zaman huzursuzluk, keyifsizlik, sinirlilik gibi durumlar ortaya çıkar.

İlaç Bağımlılığı Psişik Bağımlılık: İlaç alınmadığı zaman huzursuzluk, keyifsizlik, sinirlilik gibi durumlar ortaya çıkar. Fiziksel bağımlılık: İlacın etkilediği sinir sisteminde ilaca karşı adaptasyon gelişmiştir. Fiziksel bağımlılık geliştiği zaman genelde psişik bağımlılıkta gelişmiş olur. İlaç kesildiği zaman abstinens (Yoksunluk Sendromu) ortaya çıkar. Kişinin zaman ve mekan algısı bozulabilir, düşünme güçlüğü, işitsel ve görsel halüsinasyonlar ortaya çıkabilir. İlacın oluşturduğu etki ilaç kullanmayı teşvik ediyorsa böyle bir madde pekiştiricidir. Bağımlılık yapan ilaçların önemli ortak özelliği pekiştirici olmasıdır.

İlaç Bağımlılığı Bağımlılık Tipi Etkisi Morfin Tipi Alkol Tipi Uçucu Solvent Tipi Merkezi sinir

İlaç Bağımlılığı Bağımlılık Tipi Etkisi Morfin Tipi Alkol Tipi Uçucu Solvent Tipi Merkezi sinir sisteminde depresyon Barbitürat Tipi Tütün Tipi Amfetamin Tipi Kokain Tipi Halusinojen Tipi Esrar Tipi Merkezi sinir sisteminde stimülasyon Halüsinasyon Bağımlılık yapan ilaçlardan bazılarına karşı tolerans gelişir. -> Morfin bağımlısında önceleri 100 -200 mg sedatif etki oluştuğu halde giderek aynı etkinin oluşması için bağımlı dozu 3 -4 g ulaşabilir.