Sosyal Dnceler Tarihi 10 hafta Mutlak Monari Kuramclar

  • Slides: 14
Download presentation
Sosyal Düşünceler Tarihi 10. hafta Mutlak Monarşi Kuramcıları: Thomas Hobbes Kaynak: Şenel, A. (1997)

Sosyal Düşünceler Tarihi 10. hafta Mutlak Monarşi Kuramcıları: Thomas Hobbes Kaynak: Şenel, A. (1997) Siyasal Düşünceler Tarihi, Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları

Thomas Hobbes (1588 -1679) • Anglikan mahalle papazının oğlu olarak dünyaya gelmiştir. • Kendisinin

Thomas Hobbes (1588 -1679) • Anglikan mahalle papazının oğlu olarak dünyaya gelmiştir. • Kendisinin «korku ile birlikte» doğduğunu söyler. Yaşamına korku duygusu egemendir. • Oxford’da mantık, Aristo eğitimi alır. İdealist felsefeye karşı materyalizmi savunur. • Thukydides Tarihi’ni çevirmiştir: Demokrasinin kötülüğünü göstermek ister.

 • 1651 tarihli Leviathan (dev/ejderha) adlı eseri en ünlü eseridir. • Yaşadığı dönemde

• 1651 tarihli Leviathan (dev/ejderha) adlı eseri en ünlü eseridir. • Yaşadığı dönemde İngiltere’de iç savaş hüküm sürmektedir. Leviathan (eser), yöneticilere tavsiye edilir. • İngiliz iç savaşında cumhuriyetçilere karşı aristokrat destekli monarşiyi/kralı desteklemiştir. Önemli olan o ya da bu tarafta olmak değil, ülkenin iç savaştan çıkması için egemenliğin tek elde toplanmasıdır. • İç savaş nedeniyle Fransa’ya gitmiştir. • Katoliklere saldırısı Fransızları, «parlamento da olabilir» demesi İngiliz Kralcıları rahatsız eder. Kendini güvende görmez ve İngiltere’ye kaçar. • 1660 Restorasyon hareketi (cumhuriyet yerine krallık) sonrası Avam kamarasının, yazılarını denetlemesi onu sessizleştirir. (Sansür uygulanıyor. )

 • Materyalist Felsefesi: • Yalnızca maddenin var olduğunu belirtir; «maddesel varlığı yoksa, bir

• Materyalist Felsefesi: • Yalnızca maddenin var olduğunu belirtir; «maddesel varlığı yoksa, bir şey var olamaz» . • Cismi olmayan söz saçmadır der ama tanrının da cismi yok, saçma mı diye sorulursa cevabı: “Tanrı felsefenin konusu değildir. ” • Dine ve tanrıya kuşkucu yaklaşmaktadır. (Çoktanrılı dinler korkunun ürünüdür. Doğa güçlerine duyulan korku güçleri tanrılaştırmıştır. )

 • İnsan ve toplum felsefesi: insan için en iyi şey «yaşam» , en

• İnsan ve toplum felsefesi: insan için en iyi şey «yaşam» , en kötü şey «ölüm» dür. • İnsan haz peşinde koşan, elemden kaçan bencil bir varlıktır. (Yaşamsal hareketi yönetenin beyin değil, kalp olduğunu düşünür. ) • İnsanın toplum içindeki davranışının temeli, yaşamını sürdürmek amacı ile güvenlik isteği ve bencilliktir. • Asıl olan bireyin çıkarıdır. Toplum, bireyin çıkarını gerçekleştirme aracıdır. • Felsefesine bencillik, bireycilik ve faydacılık ilkelerini yerleştirir. «Güvenlik isteği kişileri iktidar olma isteğine götürür. »

Siyaset felsefesi • Doğa durumu: İnsanlar toplum olmadan önce güvenlik gereksinimi içinde olan ve

Siyaset felsefesi • Doğa durumu: İnsanlar toplum olmadan önce güvenlik gereksinimi içinde olan ve bu nedenle iktidar olma isteğine sahip varlıklardı. • Devlet ve toplumdan önce doğa durumunda yaşıyordu insan. • Doğa durumunda insan kabaca eşittir. Fiziksel gücü azsa ya birlikte hareket eder ya aklını kullanır, bu anlamda ikisi de birbirini öldürebilir. Demek ki eşitlik vardır. Birbirini öldürebilme alanında eşitlik var. • Bu eşitlik güvensizlik yaratır. Güvensizlikten kurtulmak için başkalarının üstünde egemenlik kurulmalıdır, herkes bu istekte olacağı için iç savaş çıkacaktır. • Doğa durumunda insanın kurdudur. Homo homini lupus.

 • Çalışma: Bu savaş durumunda insan elindeki emeğinin ürününü başkasına kaptırabilir, bu nedenle

• Çalışma: Bu savaş durumunda insan elindeki emeğinin ürününü başkasına kaptırabilir, bu nedenle tarım, zanaat, kültür, uygarlık, doğa durumunda yoktur! • Ölüm korkusu içinde yoksullukla, yalnızlıkla geçer yaşam. Yaşam; kötü, kısa, vahşi, yoksul ve yalnızdır. • Tarihte bu olmuş mudur diye sorar kendine, Amerika yerlilerini örnek gösterir. • Mülkiyet: doğa durumunda mülkiyet yoktur. Malın ve canın güvenliği yoktur. İnsan yaşayamaz böyle diyor Hobbes.

 • Ölüm korkusu, rahat yaşama isteği, genel savaş halinden çıkmaya yöneltmiştir insanları ve

• Ölüm korkusu, rahat yaşama isteği, genel savaş halinden çıkmaya yöneltmiştir insanları ve akılla doğa yasası oluşturmuşlardır: • İnsanın kendi yaşamı için zararlı olanı yasaklayan genel kuraldır. • Doğa yasası devleti kurmaya itiyor insanı. • Nasıl? Toplum sözleşmesi ile mümkündür: «Herkesin herkesle savaşına son verilmesi bununla mümkündür. »

 • Doğa durumu: Herkes her şeyi yapabilir. • Tersi: Kimsenin hiçbir şey yapmaya

• Doğa durumu: Herkes her şeyi yapabilir. • Tersi: Kimsenin hiçbir şey yapmaya hakkı olmadığı durumdur. Bu haklarını bir sözleşme ile egemene temelli devretmişlerdir. • Ancak bu sözleşmenin tarafı insanlardır, egemen değil! • Onu yetkili kılarsak çalışmalarımızın emeğimizin korunmasını da sağlarız, rahat yaşarız deniyor.

 • Toplum sözleşmesi eşitler arasında yapılır eşiti olmayan başka bir erke haklar devredilir.

• Toplum sözleşmesi eşitler arasında yapılır eşiti olmayan başka bir erke haklar devredilir. (Mutlak otoriteye devir) • Sözleşmenin varlık nedeni: can ve mal güvenliğinin korunmasıdır. • Egemen canına kastederse uyruğun, o zaman boyun eğmeme özgürlüğü var (doğa durumuna dönüş) • Mal güvenliğinde boyun eğmeme durumu yoktur çünkü mülkiyet zaten doğa durumunda yoktur. Böyle bir özgürlüğü olamaz.

 • Egemen yükümlülük altına girmez. • Direnme başkaldırma hakları yoktur, başlarından atamazlar egemeni.

• Egemen yükümlülük altına girmez. • Direnme başkaldırma hakları yoktur, başlarından atamazlar egemeni. • Düşünce özgürlüğüne sansür gerekebilir çünkü insanların eylemleri görüşleri arasından çıkar. İç savaş için tehdit olabilir tüm bunlar! • Egemen uyruğu öldürebilir! Haksızlık değildir bu ama doğa yasasına terstir. • Egemen uyruğa değil Tanrı’ya karşı sorumludur. Karşı konulursa iç savaş çıkar bu da tiranlıktan despotluktan daha kötüdür insan için diyor. Yoksulluk gelir diyor. • Egemen (kişi ya da kurul) tek irade olmalı.

 • Dev bir devlet içinde bireyin özgürlüğü nasıldır? • Özgürlük hareketin dış engellerle

• Dev bir devlet içinde bireyin özgürlüğü nasıldır? • Özgürlük hareketin dış engellerle karşılaşmamasıdır. Özgürlük zorunluluktur: Doğanın determinist yasasına bağlıysak, bunlar zorunluluktur. • Su akmaya başladığı zaman izlediği yol yalnız özgür yol değil, zorunlu bir yoldur. Doğa yasaları gereği. (yerçekimi vs) • Uyruk, hem özgürlüğün hem zorunluluğun gereği egemene uyması gerekir. • Devlet-kilise: burada da ikili bir iktidar olduğu için devletin içinde olmalı kilise ayrı papalıkla yürütülmemelidir kilise işleri diyor. Aforozu da egemen eder, gerekirse…