RENME PSKOLOJS RENME PSKOLOJS NE LE URAIR renme

  • Slides: 37
Download presentation
ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ NE İŞLE UĞRAŞIR ? Öğrenme Psikolojisi: Bireylerde öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini açıklayan bilim

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ NE İŞLE UĞRAŞIR ? Öğrenme Psikolojisi: Bireylerde öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini açıklayan bilim dalıdır

1. ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TEMEL KAVRAMLAR Öğrenme : Bireyin çevresiyle geçirdiği yaşantı sonucunda davranışlarında gözlenen

1. ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TEMEL KAVRAMLAR Öğrenme : Bireyin çevresiyle geçirdiği yaşantı sonucunda davranışlarında gözlenen nispeten kalıcı izli değişiklikler. Ör: Limon görünce ağzımızın sulanması. Polis görünce korkmamız v. s öğrenme ürünü davranışlardır. 2. Davranış : Bireyin ortaya koyduğu her türlü ( Bilişsel, duyuşsal ve psiko-motor) eylemlerdir. BİR DAVRANIŞIN ÖĞRENME OLABİLMESİ İÇİN ŞU ÖZELLİKLERİ TAŞIMASI GEREKİR 1 -Davranışta gözlenebilir bir değişme meydana gelmeli. 2 -Davranışta değişme nispeten kalıcı izli olmalı. 3 -Davranışta değişme yaşantı sonucu meydana gelmeli. 4 -Sakatlık, hastalık, yorgunluk, ilaç, alkol, uyuşturucu kullanımı sonucu ortaya çıkmamalı. 5 -Refleksif ve içgüdüsel davranışlar olmamalı. Doğuştan getirilmemiş olma.

ÖĞRENME İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 3. İçgüdü : Doğuştan getirilen türe özgü davranış örüntüleridir. Ör:

ÖĞRENME İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 3. İçgüdü : Doğuştan getirilen türe özgü davranış örüntüleridir. Ör: Bir çocuğun annesini emmesi. 4. Refleks : Doğuştan getirilen, belli bir uyarıcıya gösterilen, oldukça hızlı, tutarlı ve basit davranışlardır. Tüm canlılar için ortaktır. ( Ör: Yüksek ses duyunca tüm canlıların irkilmesi v. s ) 5. Türe Özgü Hazıroluş ( Doğuştan Donanım) : Bir canlının ancak fizyolojik donanımının el verdiği ölçüde bazı şeyleri başarabilmesidir. Ör: Kedilerin ağaca tırmanması, ama köpeklerin tırmanaması. 6. Güdü: Organizmayı uyaran ve harekete geçiren güç, enerji. 7. Güdülenme (Motivasyon) : Uyarılma, algı, dikkat, pekiştirme ve geri bildirim gibi süreçlerle bireyin öğrenmeye istekli olma durumudur. İHTİYAÇ DÜRTÜ GÜDÜLENME SÜRECİ GÜDÜLENME

DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI • Davranışçı kuramcılar öğrenmeyi, uyarıcıyla arasında bir bağ kurma işi olarak

DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI • Davranışçı kuramcılar öğrenmeyi, uyarıcıyla arasında bir bağ kurma işi olarak ele almışlardır. 1. 2. 3. 4. 5. 6. davranış Davranışçı Kuramların Temel İlkeleri Sadece gözlenebilir ve ölçülebilir davranışlar, davranış olarak kabul edilebilir. Organizma zihni boş olarak doğar Tüm öğrenmeler aynı basit kurallara göre işler İnsan ve hayvan öğrenmeleri birbirine benzer Öğrenmede uyarıcı – tepki bağı önemlidir Daha çok duygusal davranışları ; ( sevgi, endişe, korku vs. ) tepkisel koşullanma sonucu kazanırız.

KLASİK ( TEPKİSEL ) KOŞULLANMA YOLUYLA ÖĞRENME ( İVAN PAVLOV )

KLASİK ( TEPKİSEL ) KOŞULLANMA YOLUYLA ÖĞRENME ( İVAN PAVLOV )

KLASİK ( TEPKİSEL ) KOŞULLANMA ( İVAN PAVLOV ) • İvan Pavlov 1849 -1936

KLASİK ( TEPKİSEL ) KOŞULLANMA ( İVAN PAVLOV ) • İvan Pavlov 1849 -1936 yılları arasında yaşamış Rus Fizyoloğudur. Köpeklerin sindirim sistemleri ile ilgili yapmış olduğu bir araştırmada köpeklerin henüz yiyecekler gelmeden önce salya salgıladıklarını görmüş, bu durumun bir başka uyarıcıdan dolayı gerçekleştiğini fark etmiştir. Daha sonra bu durumu kontrollü bir ortamda gözlemeye karar vermiş ve klasik öğrenme kuramını geliştirmiştir.

DİKKAT! BU SÜREÇTE ZİL SESİ, BAŞLANGIÇTA NÖTÜR UYARICI İKEN, ETLE ( KOŞULSUZ UYARICI) EŞLEŞMESİ

DİKKAT! BU SÜREÇTE ZİL SESİ, BAŞLANGIÇTA NÖTÜR UYARICI İKEN, ETLE ( KOŞULSUZ UYARICI) EŞLEŞMESİ SONUCUNDA KOŞULLU UYARICI HALİNE DÖNÜŞMÜŞ OLUP ÖĞRENME (KOŞULLANMA) GERÇEKLEŞMİŞTİR

. KLASİK KOŞULLANMA SÜRECİ ÖRNEK

. KLASİK KOŞULLANMA SÜRECİ ÖRNEK

Tepkisel Koşullanma İlkeleri Bitişiklik Habercilik ( Uyarıcıların Sırası ) Olumlu Habercilik ( İleriye Doğru

Tepkisel Koşullanma İlkeleri Bitişiklik Habercilik ( Uyarıcıların Sırası ) Olumlu Habercilik ( İleriye Doğru Koşullanma ) ( Robert Rescorla) Olumsuz Koşullanma ( Geriye Doğru Koşullama ) ( Robert Rescorla) Koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasındaki zaman. Kısa olmalı Pavlova göre yarım ya da bir saniye ara ile verilmeli Koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcıyı çağrıştırması , haber vermesi durumu Koşullu uyarıcı koşulsuz uyarıcının geleceğini haber verir. Koşullu uyarıcının , koşulsuz uyarıcının sonlandığını, bittiğini haber vermesi Zil + ( yarım saniye) Et = salya Zil etin geleceğini haber verecek eşikte olmalı Zil , etin geleceğini haber verir Zil, dersin bittiğini haber verir

Tepkisel Koşullanma İlkeleri Pekiştireç Sönme ( Deneysel çözülme ) Kendiliğinde n Geri Gelme Uyarıcı

Tepkisel Koşullanma İlkeleri Pekiştireç Sönme ( Deneysel çözülme ) Kendiliğinde n Geri Gelme Uyarıcı Genellemesi ( Genelleme ) Ayırt Etme Gölgeleme Doğal ( koşulsuz Uyarıcı ) “Et” = Birincil pekiştirec “zil” = İkincil pekiştirec Doğal uyarıcının uzun süre verilmemesi sonucunda, koşullu uyarıcıya karşı tepkinin zaman içinde ortadan kalkması Uzun süre sonra koşullu uyarcıyla karşılaşan organizmanın azda olsa tepki vermesi Bir uyarıcıya verilen tepkinin, ona benzer diğer uyarıcılara da verilmesi durumudur Zilin ardından uzun süre et verilmez ise, zaman içinde “zile” salya akıtılmaz Sönmenin gerçekleşmesinden sonra , verilen zilin salya akıtılması. Ömrü uzun değildir Hemşireden korkan çocuğun, tüm beyaz önlüklülerden korkması Uyarcı genelmesinin tersidir Çocuğun tüm beyaz önlüklüler içinde , sadece hemşireden korkması durumu Koşulsuz bir uyarıcıyla aynı anda eşleşen İki nötr uyarıcıdan sadece birisine koşullanma. Daha çok şiddetlisine koşullanılır Zil ile ışığın aynı anda verilip peşinden etin sunulması sonucunda , köpeğin sadece zile tepki vermesi durumu, zira zil daha güçlü çaldığı için

TEPKİSEL KOŞULLANMAYI ORTADAN KALDIRMA YÖNTEMLERİ Sönmesini Bekleme Sistematik duyarsızlaştırma Karşı karşıya getirme ( maruz

TEPKİSEL KOŞULLANMAYI ORTADAN KALDIRMA YÖNTEMLERİ Sönmesini Bekleme Sistematik duyarsızlaştırma Karşı karşıya getirme ( maruz bırakma – taşırma) Karşıt Koşullama İtici Uyarıcıya Koşullama ( İtici Uyarıcıyla Davranış Kontrolü ) Uzun süre koşullu uyarıcıdan sonra koşulsuz uyarıcı verilmez ise davranış gittikçe azalır ve söner. Korkuların giderilmesinde uygulanır. Organizmanın korku duyduğu uyarıcıya kademe yaklaştırılmasıyla gerçekleştirilir. Daha çok uzmanlar tarafından terapi şeklinde yapılır. -Sistematik duyarsızlaştırma karşıt koşullanmayı içerir - Oyuncak elde etmek için sürekli ağlayan çocuğa hiçbir seferinde oyuncak vermezseniz zaman içinde davranış söner Organizma korku duyduğu nesneyle aynı ortamda tutularak davranış söndürülmeye çalışılır Karanlıktan korkan çocuk karanlık odada tutularak karanlığa alıştırılması sağlanır. Denizden korkan Ali denize aşama alıştırılır. Kişinin istemediği bir durumla istediği durumun aynı anda verilmesiyle , istemediği duruma alıştırılması sağlanır - Matematik dersinden nefret eden öğrenci, çok sevdiği öğretmeninin bu derse girmeye başlamasından sonra matematiği de sevmeye başlamıştır Organizmanın olumlu tepki gösterdiği uyarıcıyla birlikte, rahatsızlık veren bir uyarıcının ilişkilendirilmesi sonucunda olumlu tepkinin ortadan kalkması durumu - Sigara içen birisinin, sigarayla birlikte mide bulantısına yol açan bir ilaç verilmesi sonucunda, sigaradan vazgeçmesi Sevdiği bir kızın yanında nefret ettiği bir delikanlıyı birkaç kez gören kişinin artık kızı da sevmemeye başlaması Yaşı geçmiş olmasına rağmen hala emzik emen çocuğun emziğine acı biber sürülmesi - -

EDİMSEL ( OPERANT ) KOŞULLANMA ( SKİNNER )

EDİMSEL ( OPERANT ) KOŞULLANMA ( SKİNNER )

EDİMSEL ( OPERANT ) KOŞULLANMA ( SKİNNER ) Edimsel Davranışta , organizma önce bir

EDİMSEL ( OPERANT ) KOŞULLANMA ( SKİNNER ) Edimsel Davranışta , organizma önce bir davranışta bulunur. Bu davranış herhangi bir uyarıcı olmadan, kendiliğinden yapılır, ardından yapılan davranışa göre uyarıcı verilir. Organizma davranışın ardından gelen uyarıcıyı beğenirse davranışı tekrar eder, beğenmezse tekrarlamaz. Yani davranışı ortaya çıkarttığı sonuçları kontrol eder. Ör: Bir gün okula giderken saçınıza jöle sürdünüz. Bütün arkadaşlarınız saçınıza sürdüğünüz jölenin size çok yakıştığını söyledi. O günden sonra ne yaparsınız?

Klasik ve Edimsel Koşullanma Arasındaki Farklar Klasik Koşullanma Edimsel Koşullanma 1. - Önce uyarıcı,

Klasik ve Edimsel Koşullanma Arasındaki Farklar Klasik Koşullanma Edimsel Koşullanma 1. - Önce uyarıcı, sonra tepki vardır. 1. - Önce tepki, sonra uyarıcı vardır. 2. - Refleks davranışlara yöneliktir. 2. - Bilinçli davranışlara yöneliktir. 3. - Organizma pasiftir. 3. - Organizma aktiftir. 4. - Öğrenme istem dışıdır. 4. - Öğrenme bilinçlidir. 5. - Uyaran (pekiştireç) belirgindir. 5. - Uyaran (pekiştireç) belirgin değildir. 6. -Pekiştirme, davranıştan bağımsızdır 6. - Pekiştirme davranışa bağlıdır.

PEKİŞTİRME VE PEKİŞTİME ŞEKİLLERİ KAVRAM Edimsel koşullanma Pekiştireç Pekiştirme Olumlu Pekiştireç Olumsuz Pekiştireç TANIM

PEKİŞTİRME VE PEKİŞTİME ŞEKİLLERİ KAVRAM Edimsel koşullanma Pekiştireç Pekiştirme Olumlu Pekiştireç Olumsuz Pekiştireç TANIM ÖRNEK Davranışın arkasından olumlu Sınıfta parmak kaldırarak doğru cevap uyarıcı verilerek yapılan veren öğrenciye öğretmeni aferin der. koşullanmaya edimsel Öğrenci almış olduğu bu pekiştireç koşullanma denir sayesinde her sorulduğunda parmak kaldırır. Davranışı izleyen ve organizma Alkış, çikolata , para üzerinde olumlu etkiye sebep olan uyarıcıdır Pekiştireç verme işi ( eylemi ) Alkışlama, çikolata verme Ortama konulduğunda belirli bir Doğru cevap veren öğrenciye verilen davranışın yapılma olasılığını yüksek not arttıran uyarıcılardır. Ortamdan çıkarıldıklarında Takdir alan çocuğun , eski bisikletini belirli bir davranışın yapılma değiştirme olasılığını artıran uyarıcılardır. ( Eski bisiklet olumsuz bir durumdu, yenisini alınca olumsuzluk giderildi )

BAZI PEKİŞTİRME ÇEŞİTLERİ KAVRAM Simgesel Ödüllü ( Sembolik ) Pekiştirme TANIM İstenilen tepkileri ortaya

BAZI PEKİŞTİRME ÇEŞİTLERİ KAVRAM Simgesel Ödüllü ( Sembolik ) Pekiştirme TANIM İstenilen tepkileri ortaya koyan öğrencilere aferin, şeker, oyun gibi uyarıcılar yerine öğrencileri pekiştirecek puan, marka para gibi sembolik nesnelerin verilmesi ÖRNEK Öğretmen öğrencilerine istenilen davranışı gösterdiğinde marka verir. Markalar biriktiğinde ödül verir. 5 yıldıza ulaşan öğrenciye 100 puan verme Sosyal Kişiyi yaşadığı sosyal Gülümseme, övgüde bulunma, pekiştireçler ortamda, mutlu kılan , alkışlama motive eden pekiştireçlerdir

PEKİŞTİRME TARİFLERİ Sürekli Pekiştirme Sabit zaman aralıklı pekiştirme Eğer konu yeni ve karmaşıksa Dış

PEKİŞTİRME TARİFLERİ Sürekli Pekiştirme Sabit zaman aralıklı pekiştirme Eğer konu yeni ve karmaşıksa Dış fırçalama alışkanlığının bir süre her doğru davranış kazandırılması için ilk başlarda her pekiştirilir. Sönmeye karşı fırçalamaya pekiştireç verilir. direnci düşüktür. Pekiştirecin ne zaman geldiği bellidir. 45 dakikada bir teneffüse çıkma, ayda bir maaş alma GİBİ Değişken Ne zaman geleceği bilinmez Öğretmenin ilk onbeş dakika fıkra zaman aralıklı sürprizdir. Öğrenci davranışa anlatması daha sonra 10, 20 dk. Gibi pekiştirme devam eder. değişken aralıklı fıkra anlatması. Sabit oranlı pekiştirme Kaç davranışından pekiştirileceği bellidir. sonra Parça başına ücret verme, yaptığı her ödev için ücret verme Değişken oranlı pekiştirme Kaç doğru davranışa pekiştireç İlk önce 5 probleme hediye verme , vereceği belli değildir. En güçlü daha sonra kaç probleme hediye pekiştirme tarifesidir. vereceği belli değildir

EĞİTİMDE PEKİŞTİRME İLKELERİ Pekiştirme verilirken öğretmen aşağıdaki ilkelere dikkat etmelidir 1. Öğretmen ilk derslerde

EĞİTİMDE PEKİŞTİRME İLKELERİ Pekiştirme verilirken öğretmen aşağıdaki ilkelere dikkat etmelidir 1. Öğretmen ilk derslerde her doğru yanıta pekiştireç vermelidir. 2. Öğretmen özellikle çekingen, içe dönük öğrencilere onları yüreklendirmek ve derse katılımlarını sağlamak için uygun yer ve zamanda pekiştireç vermelidir. Bu pekiştireçler öğrencinin seviyesine uygun olmalıdır. 3. Dersler ilerledikçe her doğru yanıta değil zihinsel açıdan daha üst düzeydeki yanıtlara pekiştireç verilmelidir. 4. Pekiştireçler öğrencinin içinde yaşadığı kültürel ortama, yaşına, cinsiyetine, kişiliğine uygun olarak yeri ve zamanı gelince verilmelidir. 5. Pekiştireçler hedef davranışlarla ilgili olmalıdır. Yani istendik davranışları gösterenlere pekiştireç verilmelidir.

EĞİTİMDE PEKİŞTİRME İLKELERİ 6. Öğretmen hep aynı tür pekiştireçler kullanmamalıdır. 7. Öğretmen geç ve

EĞİTİMDE PEKİŞTİRME İLKELERİ 6. Öğretmen hep aynı tür pekiştireçler kullanmamalıdır. 7. Öğretmen geç ve güç öğrenen öğrencilere her zaman yani her doğru yanıttan sonra pekiştireç vermelidir. Bu onların olumlu yönde kişilik geliştirmelerine katkıda bulunur. 8. Öğretmen ilk derslerde her doğru yanıta pekiştireç vermeli daha sonraki derslerde “sabit oranlı” , dersler ilerledikçe de “değişken oranlı” pekiştireç tarifelerini kullanmalıdır.

Ceza ve Ceza Çeşitleri Ceza 1. tip ceza 2. tip ceza Ceza uygularken dikkat

Ceza ve Ceza Çeşitleri Ceza 1. tip ceza 2. tip ceza Ceza uygularken dikkat edilmesi gereken hususlar Organizmanın rahatsız edici uyarıcı ile kaşı karşıya Ödevini yapmayan öğrenciye kızma getirilmesi yada hoş bir uyarıcıdan mahrum bırakılmasıdır Ortama verilmesi sonucunda Gürültü yapan öğrencilere bağırma. davranış devam etmez. Geçici olarak durur. Organizma için hoş olan bir Ders çalışmayan öğrencinin uyarıcıyı ortamdan çekme elinden, elindeki dokunmatik telefonu alarak yerine eski bir telefon verme ● Ceza geciktirilmeden verilmelidir. ● Hatalı davranışların ne tür cezayı gerektirdiği önceden belirlenmelidir. ● İstenmeyen davranış gösterilmeden ceza verilmemelidir. ● Ceza, korkutma amacıyla kullanılmamalıdır. ● Bireyin kişiliğine olumsuz etkide bulunacak türde olmamalıdır. ● Ceza yanlış olan davranışa verilmeli, kişiliği hedeflememelidir. ● Ders çalışma gibi istenilen özellikler ceza olarak verilmemelidir.

EDİMSEL KOŞULLANMA SONUCU KAZANILAN DAVRANIŞLARI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN BAZI TEKNİKLER Sönme Görmezden Gelme Organizmanın

EDİMSEL KOŞULLANMA SONUCU KAZANILAN DAVRANIŞLARI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN BAZI TEKNİKLER Sönme Görmezden Gelme Organizmanın davranışına herhangi bir karşılık verilmemesi sonucunda davranışta zaman içinde sönme gerçekleşir Davranış görmezden gelinerek sönmesi sağlanabilir. (Umursamama, karşılık vermeme) Yatmadan önce dişlerini fırçalayan çocuğun davranışına uzun süre tepkisiz kalınırsa davranış sönebilir. Hem parmak kaldırıp, hem bağıran öğrenciye söz hakkı vermemek istemediğimiz bu davranışını söndürebilir. Olumsuz Pekiştireç Kullanma Ceza yerine olumsuz pekiştireç Dersini dinlemeyen öğrencileri, kullanılabilinir. teneffüse çıkarmayacağını söylemek, işe yarayabilir. Ortamı Değiştirme Olumsuz ortam değiştirilir Eğer masanın üzerindeki vazonun kırılmasında endişe ediliyorsa vazo masadan kaldırılmalı

EDİMSEL KOŞULLANMA SONUCU KAZANILAN DAVRANIŞLARI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN BAZI TEKNİKLER Görev ve Sorumluluk Verme

EDİMSEL KOŞULLANMA SONUCU KAZANILAN DAVRANIŞLARI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN BAZI TEKNİKLER Görev ve Sorumluluk Verme Bıktırma (Yorma) Kişiye ilgi ve yetenekleri doğrultusunda görev verilebilir Dersten sıkılan çocuklara konuyla ilgili resim yapmaları istenebilir. İstediği bir davranışı bıkıncaya kadar yaptırmaktır. Çocuğun kibritle oynamaması isteniyorsa, annenin denetiminde yüzlerce kibrit ortama konup çocuk kibrit yakmaktan bıkana dek tek bütün kibritler yaktırılmalıdır. Fare şoktan kurtulmak için manevelaya basmaz. Organizmanın cezalanmamak için davranışı yapmaması. Geçici tedbirdir Bastırma Ara Verme (Time Out Zıt Tepki ( Karşıt Tepki ) Kişinin olumsuz davranış sergilediği ortamdan başka bir ortama geçici olarak alınmasıdır İki zıt uyarıcının aynı anda verildiği durumlarda, olumlu uyarıcıya gösterilen tepkinin , olumsuz uyarıcıya da gösterilmesi eğilimi. Ahmet, annesinin tüm uyarılarına rağmen oturma odasında bağırarak şarkı söylemeye devam etmiştir. Bunu üzerine annesi Ahmet`i mutfağa göndererek 5 dakika orada oturmasını söyler. Yaş pasta yemekten nefret eden birisinin, sırf sevgilisi ısmarladı diye yemesi.

SOSYAL ÖĞRENME ( GÖZLEM YOLUYLA - MODEL ALARAK ÖĞRENME ) KURAMI ( ALBERT BANDURA

SOSYAL ÖĞRENME ( GÖZLEM YOLUYLA - MODEL ALARAK ÖĞRENME ) KURAMI ( ALBERT BANDURA )

SOSYAL ÖĞRENME Sosyal Öğrenme; Bir başka modeli gözleyerek öğrenmedir. Ancak ; Bandura’ya göre gözleyerek

SOSYAL ÖĞRENME Sosyal Öğrenme; Bir başka modeli gözleyerek öğrenmedir. Ancak ; Bandura’ya göre gözleyerek öğrenme; sadece bir kişinin diğer kişilerin etkinliklerini Miller ve Dollard’ın dediği gibi basit olarak taklit etmesi değil, bununla birlikte çevredeki olayları bilişsel olarak işlemesiyle kazanılan bilgidir. Gözlem yoluyla öğrenme, taklidi içerebilir de, içermeyebilir de. Ör: Sınavda yanındaki arkadaşının kopya çekerken yakalandığını ve cezalandırıldığını gören bir öğrenci, böyle bir duruma düşmemek için soruları kendisi cevaplamaya çalışır. Bu durumda öğrenci gözlemleri yolu ile öğrenmiş ancak taklit etmemiştir. Birey herhangi bir duruma tepki vermeyi, uygun davranımı yapmayı, başkalarını gözlemleyerek öğrenir ve kişiliği böylece şekillenir Bandura’ya göre davranışlarımızn çok büyük bir kısmı, diğer insanların gözlenmesi, yani davranışı gösteren bireylerin model alınması sonucu öğrenilir. Öğrenmenin etkili olmasında, gözlenen davranışların taklit edilmesi ve bunun sonucunda alınan ödül veya ceza etkilidir.

ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI YAŞANTILAR Davranışı pekiştirilen modeli 1. Dolaylı izleyen bireylerin, modelin Pekiştirme davranışlarını

ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI YAŞANTILAR Davranışı pekiştirilen modeli 1. Dolaylı izleyen bireylerin, modelin Pekiştirme davranışlarını daha kısa sürede ve sıklıkla taklit ettiği görülür. Ör: Derse katılan öğrenciyi öğretmenin övmesi ona yüksek sözlü notu vermesi diğer öğrencileri de derse katılması için cesaretlendirir. Modelin olumsuz davranışlarının cezalandırılması, gözleyenlerin benzer davranışlarda bulunmalarını engellemekte veya azaltmaktadır. Bir gruptaki bireylerin, kurallara uymalarını sağlamada ve istenmeyen davranışları engellemede önemli role sahiptir. Ör: Yalan söyleyen bir öğrencinin cezalandırıldığına şahit olan arkadaşları aynı durumla karşılaşmamak için yalan söylemezler. 2. Dolaylı Ceza

ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI YAŞANTILAR 3. Dolaylı Güdülenme 4. Dolaylı Duygu (Dolaylı Duygusallık) Gözlenen ürünler,

ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI YAŞANTILAR 3. Dolaylı Güdülenme 4. Dolaylı Duygu (Dolaylı Duygusallık) Gözlenen ürünler, bireyi sadece bilgilendirmez, aynı zamanda onu elde etmeye de güdüler. Gözlenen davranış, değer verilen bir ürünle sonuçlanırsa, birey davranışta bulunmaya istek duyar. Ayrıca gözlemci o davranışı yapabileceğine inanmalıdır. Başkalarının başarılarını ya da başarısızlıklarını gözlemek, belli bir davranışı yapmak için, bireyin kendi yeteneğini değerlendirmesine yardım eder. Birçok duygu gözlem yoluyla kazanılır. Birçok insan doğrudan zarar görmedikleri halde ölüden, periden, fareden, köpekten, yılandan, öğretmenden, sınavdan, uçaktan korkmaktadırlar. Bu korkuların nedeni söz konusu korkulara sahip modellerin gözlenmesidir. Ör: Sınıfta ödül kazanan bir öğrenciyi gören ve kendi düzeyinin de ödül kazanmaya uygun olduğunu gören birey harekete geçer. Sınıfında burs kazanan ve kendi düzeyinin de bu bursu kazanmaya uygun olduğunu gören öğrenci, bursu kazanmak için harekete geçebilir. Ör: Fare gördüğü zaman çığlık atan annesini gören kız çocuğu, annesini taklit eder ve farenin korkulacak bir “yaratık” olduğu sonucuna ulaşır.

SOSYAL ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN ETMENLER 1. Gözlemcinin ihtiyacı, dikkati, güdülenmişliği, beklentisi, yetenekleri, Özellikleri öngörü kapasitesi,

SOSYAL ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN ETMENLER 1. Gözlemcinin ihtiyacı, dikkati, güdülenmişliği, beklentisi, yetenekleri, Özellikleri öngörü kapasitesi, öz düzenleme ve yargılama kapasitesi, dolaylı öğrenme kapasitesi ve sembolleştirme kapasitesi gibi özellikleri sosyal öğrenmeyi etkiler 2. Davranışın Özellikleri 3. Modelin özellikleri Davranışın işe yarar olması, anlamlı ve güdüleyici olması, gereksinmeleri ve amacı karşılayabilir olması gibi özellikler sosyal öğrenmeyi etkiler Sadece modelin davranışlarının sonuçları değil, aynı zamanda modelin özellikleri de model almayı etkilemektedir. Yapılan çalışmalar sonucundaçocukların daha çok çizgi fil karakterlerini model aldıklarını ortaya koymuştur. Model Almayı Etkileyen Modelin Özellikleri ; Yaş: Model alınan kişinin yaşı gözleyene ne kadar yakınsa model alma davranışı o kadar artacaktır. Cinsiyet: Gözlemci kendi cinsinden kişilerin davranışlarını daha çok model alır. Özellikle çocukluğun ilk yıllarında bireylerin cinsiyet kavramını öğrenmeleri için önlerinde kendi cinslerinden bir modelin olması gereklidir. Karakter: Bulunduğu grup içerisinde büyük bir güce sahip, karar verme ve uygulama açısından baskın karakterlerin davranışlarının model alınması daha yüksektir. Benzerlik: Gözleyen kendisine benzeyen ortak noktaya sahip olduğunu düşündüğü kişilerin davranışlarını daha çok model alır. Statü: Model almayı etkileyen bir diğer özellikte modelin sahip olduğu statüdür. Eğer model toplumda yüksek bir statüye sahipse, bu modelin davranışlarının model alınması daha yüksek bir ihtimaldir.

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI • Öğrenmeyi bilişsel acıdan inceleyen kuramlardan biri de Bilgiyi İşleme Kuramıdır

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI • Öğrenmeyi bilişsel acıdan inceleyen kuramlardan biri de Bilgiyi İşleme Kuramıdır • Bu kuram temel olarak; – Yeni bilgi dışardan nasıl alınmaktadır? – Alınan yeni bilgi nasıl işlenmektedir? – Bilgi uzun süreli nasıl depolanmaktadır? – Depolanan bilgi nasıl geriye getirilip hatırlanmaktadır? Sorularına cevap aramaktadır.

Şemada verilen bilgiyi işleme modelinde görülen yapılar ve öğrenmeyi sağlayan süreçler aşağıda maddeler halinde

Şemada verilen bilgiyi işleme modelinde görülen yapılar ve öğrenmeyi sağlayan süreçler aşağıda maddeler halinde özetlenmiştir: • • • Çevredeki uyarıcıların alıcılar (duyu organları) yoluyla alınması Duyusal kayıt yoluyla bilginin kaydedilmesi (Duyusal kayıt) Dikkat ve seçici algı süreçleri harekete geçirilerek duyusal kayıta gelen bilginin seçilmesi ve kısa süreli belleğe aktarılması Bilginin bir müddet kısa süreli bellekte kalabilmesi için zihinsel tekrarın yapılması (Kısa süreli bellek / işleyen bellek) Bilginin uzun süreli bellekte depolanabilmesi için kısa süreli bellekte (işleyen bellek) anlamlı kodlamanın yapılması Kodlanan bilginin uzun süreli bellekte depolanması Bilginin uzun süreli bellekten işleyen belleğe geri getirilmesi Bilginin işleyen bellekten yani kısa süreli bellekten tepki üreticiye gönderilmesi Tepki üreticinin bilgiyi vericilere (kaslara) göndermesi Öğrencinin performansını göstermesi Yürütücü kontrol sistemi tarafından tüm bu süreçlerin kontrol edilmesi, düzenlenmesi.

1. DUYUSAL KAYIT • Kapasitesi sınırsızdır. Bilgiler 1 -4 saniye arasında yer alır. •

1. DUYUSAL KAYIT • Kapasitesi sınırsızdır. Bilgiler 1 -4 saniye arasında yer alır. • Duyusal kayıta gelen sınırsız uyarıcıdan sadece dikkat edilen, öğrencinin beklentilerine, amaçlarına uygun olan az sayıdaki uyarıcı seçilerek kısa süreli belleğe gönderilir. • Bilginin duyusal kayıttan, kısa süreli belleğe geçişinde, DİKKAT ve SEÇİCİ ALGI süreçleri süzgeç görevi yapar.

2. KISA SÜRELİ BELLEK ( İŞLEYEN BELLEK) Kapasite si sınırlıdır. Düşünen bellektir. Bilgiler 25

2. KISA SÜRELİ BELLEK ( İŞLEYEN BELLEK) Kapasite si sınırlıdır. Düşünen bellektir. Bilgiler 25 sn kadar kalır. Kısa süreli belleğin kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle, sadece sözlü sunuya dayalı derslerde öğrencinin öğrenmesi büyük ölçüde engellenmektedir. BİLGİNİN KISA SÜRELİ BELLEKTEN UZUN SÜRELİ BELLEĞE GÖNDERİLMESİNDE KULLANILAN SÜREÇLER ÖRTÜK ve AÇIK TEKRAR Tekrar ya da ezberleme Çocukların çok kullandığı bir öğrenme stratejisi olmakla birlikte, bilgiyi kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmada en ilkel ve yüzeysel bir yoldur. KODLAMA / ANLAMLANDIRMA Kodlama ya da anlamlandırma, kısa süreli bellekteki bilginin, uzun süreli bellekte halihazırda var olan bilgilerle ilişkilendirilerek uzun süreli belleğe transfer edilme sürecidir.

3. UZUN SÜRELİ BELLEK • Kapasitesi sınırsızdır. Kısa süreli bellekte tekrar edilerek ya da

3. UZUN SÜRELİ BELLEK • Kapasitesi sınırsızdır. Kısa süreli bellekte tekrar edilerek ya da anlamlandırılarak(kodlanarak) gönderilen bilgiyi sürekli olarak sakladığımız depo, uzun süreli bellektir. • Uzun süreli bellek, gerektiğinde, kullanılmaya hazır olarak saklanan, düzenlenmiş, organize edilmiş bilgilerin depolandığı bir kütüphaneye benzetilmektedir.

SON

SON