Yap Denetiminde Yasal Durum Sorunlar ve zm nerileri

  • Slides: 17
Download presentation
Yapı Denetiminde Yasal Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri Hüseyin ALAN TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

Yapı Denetiminde Yasal Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri Hüseyin ALAN TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu II. Başkanı BURSA-2011

İçerik 1 -Yasal Durum 2 - Yaşanan Tartışmalar ve Sorunlar 3 - Sonuç ve

İçerik 1 -Yasal Durum 2 - Yaşanan Tartışmalar ve Sorunlar 3 - Sonuç ve Önerileri

1 - Yasal Durum a) 1956 -2000 yılları arası b) 2000 -2011 yılları arası

1 - Yasal Durum a) 1956 -2000 yılları arası b) 2000 -2011 yılları arası

a) 1956 -2000 yılları arası dönem Özellikle 1940 yılların başında ülke genelinde yaşanan büyük

a) 1956 -2000 yılları arası dönem Özellikle 1940 yılların başında ülke genelinde yaşanan büyük depremler sonucunda ölü sayısının 45. 000, yaralı sayısının 75. 000 ve yıkılan konut sayısının 200. 000’ i geçmesi , 2. Dünya Savaşının ülke genelinde meydana getirdiği ekonomik burhan ve kıtlık sonucu oluşan yeni düzen, tarımsal alanlardan hızla büyük kentlere doğru bir akım geliştirmiş, kurulan sanayi bölgeleri çevresinde şekilsiz ve kimliksiz yeni yerleşim alanları açılmıştır. Yeni oluşan bu yapıyı önlemek amacıyla 1956 yılında 6785 Sayılı İmar Kanunu çıkarılmıştır. • • • • İZMİR-DİKİLİ 22. 09. 1939 7. 1 TERCAN 21. 1939 5. 9 ERZİNCAN 26. 12. 1939 7. 9 NİĞDE 10. 01. 1940 5. 0 KAYSERİ-DEVELİ 20. 02. 1940 6. 7 YOZGAT 13. 04. 1940 5. 6 VAN-ERCİŞ 10. 09. 1941 5. 9 ERZİNCAN 12. 11. 1941 5. 9 ÇORUM 11. 12. 1942 5. 9 NİKSAR-ERBAA 20. 12. 1942 7. 0 ADAPAZARI-HENDEK 20. 06. 1943 6. 6 TOSYA-LADİK 26. 11. 1943 7. 2 BOLU-GEREDE 01. 02. 1944 7. 2 MUDURNU 05. 04. 1944 5. 6 60 43 32962 58 37 20 194 15 25 3000 336 28243959 30 • • • GEDİZ-UŞAK AYVALIK-EDREMİT ADANA-CEYHAN VARTO-HINIS KARLIOVA KIĞI KURŞUNLU HASANKALE YENİCE-GÖNEN AYDIN-SÖKE 25. 06. 1944 06. 10. 1944 20. 03. 1945 31. 05. 1946 17. 08. 1949 04. 02. 1950 13. 08. 1951 03. 01. 1952 18. 03. 1953 16. 07. 1955 6. 2 7. 0 6. 0 5. 7 7. 0 4. 6 6. 9 5. 8 7. 4 7. 0 21 27 10 39 450 20 52 133 265 23

Bu kanun ile; ülkemizde -İmara açılacak alanların belirlenmesi sırasında doğal afet tehlikesinin tanımlanması -

Bu kanun ile; ülkemizde -İmara açılacak alanların belirlenmesi sırasında doğal afet tehlikesinin tanımlanması - Fenni sorumluluk sistemi ile yapı denetiminin sağlanması Konuları ilk kez yasal mevzuata yerleştirilmiştir. Bu durum 1985 yılında yeniden düzenlenen 3194 sayılı kanun içinde de korunarak devam etmiştir. Ancak 1990’lı yıllarda peşi sıra yaşanan; (Erzincan-1992, Pülümür-1993, Dinar 1996, Ceyhan-1998 ve Marmara -1999 ) depremleri, mevcut sistem ile devam etmenin mümkün olamayacağını göstermesi , bu konunun basın yayın organlarında yoğun bir şekilde tartışılması ve eleştirilmesi üzerine o günkü siyasi erk üzerinde yeteri bir tartışma süreci yaşanmadan öncelikle 595 sayılı KHK yoluyla düzenleme yapmış ancak TMMOB ve bağlı odalarının söz konusu düzenlemenin Anayasaya aykırılığı üzerine açtıkları davalar üzerine, meslek örgütlerinin görüş ve önerileri dikkate alınmaksızın 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun 23. 07. 2001 tarih ve 24461 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 19 pilot ilde uygulamaya geçilmiştir.

b) 2000 -2011 yılları arası • 2000 -2011 yılları arasında 19 pilot ilde 4708

b) 2000 -2011 yılları arası • 2000 -2011 yılları arasında 19 pilot ilde 4708 sayılı yapı denetimi kanunu göre yapı denetimi yapılmış, Diğer illerde ise 3194 sayılı imar kanunun fenni mesuliyeti düzenleyen 28. maddesi ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 58. maddesine göre dörtlü TUS sistemine göre yapı denetim hizmetlerin sağlandığı görülmektedir. 2010/624 Bakanlar Kurulu Kararı ile 2011 yılı ocak ayından geçerli olmak üzere 19 pilot ilde uygulanan sistemin 81 ile yaygınlaştırılması kararlaştırılmıştır. Yapılan düzenlemeye uygun olarak da tüm illerde belirlenen sayıda kurulması öngörülen Yapı denetim kuruluşları, başvurular arasından kura usulü ile belirlenen firmalar yapı denetimi konusunda yetkilendirilmiştir. 2011 yılından sonra ülke genelinde fenni mesuliyetin kanunun 1. maddesinin 2. fıkrasında gösterilen istisnalar dışındaki yapıların yapı denetim kuruluşlarınca yerine getirileceği anlaşılmaktadır.

 • 2011 yılı ocak ayından beri kanunun 1. maddesinde belirtilen “ 3194 sayılı

• 2011 yılı ocak ayından beri kanunun 1. maddesinde belirtilen “ 3194 sayılı İmar Kanununun 26 ncı maddesinde belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler ile 27 nci maddesinde belirtilen ruhsata tabi olmayan yapılar ile tek parselde, bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam ikiyüz metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar’ hariç, ülke genelinde 4708 sayılı • yapı denetimi hakkındaki kanuna göre yapı denetimi gerçekleştirilmektedir. Bu durum; 17 Ağustos 2011 tarih ve 28028 sayılı Resmi Gazetede yayınlan 648 sayılı KHK ile istisnalar bir miktar genişletilerek yeniden düzenlenmiştir. Yapılan yeni düzenleme ile ; a) 3194 sayılı İmar Kanununun 26 ncı maddesinde belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler ile 27 nci maddesinde belirtilen ruhsata tabi olmayan yapılar, b) Bodrum katı dışında en çok iki katlı ve yapı inşaat alanı toplam 200 metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar, c) Entegre tesis niteliğinde olmayan tarım ve hayvancılık amaçlı yapı ve tesisler, d) Köy yerleşik alanlarında, belediye ve mücavir alan sınırları içinde olmayan iskân dışı alanlarda ve nüfusu 5000’in altında olan belediyelerin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bodrum katı ve çatı arası dışında en çok iki katlı ve yalnızca bir bodrum katın inşaat alanı hesaba katılmaksızın toplam inşaat alanı 500 metrekareyi geçmeyen konut yapıları ile bunların kömürlük, otopark, depo gibi müştemilatı, hariç olmak üzere • 4708 sayılı Kanun kapsamı dışında kalan yapılar için ise 3194 sayılı kanunun 28. maddesi ile Planlı ve Plansız Tip İmar Yönetmeliklerinin 58. maddesine göre fenni mesuliyet yerine getirilmektedir.

17 Ağustos 2011 tarihinde yayımlanan 648 sayılı KHK ile 4708 sayılı kanunun bazı maddelerinde

17 Ağustos 2011 tarihinde yayımlanan 648 sayılı KHK ile 4708 sayılı kanunun bazı maddelerinde değişikler yapılmıştır. -Yapılan değişikliklerin çoğunluğu yapı denetim sistemin iyileştirilmesine yönelik olmayıp idari işleyişin düzenlemesine yönelik olduğu görülmektedir. Yapılan değişiklere bakıldığında, 1 - 1. madde de yapılan değişikle yapı denetimi kanununun kapsamı daraltılmıştır. 2 - 2. maddede yapılan değişikle mimar ve mühendislere tuzak kurulmuş, daha önceki kanunda denetçilerin mimar ve mühendis olacağı açık olarak vurgulanmışken bu husus kanun içinde çıkarılmış ve kanunun 12. maddesinde değişiklik yapılarak “denetçi belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar ile yapı denetim ve laboratuvar kuruluşlarında görev alacak personelde aranacak nitelik, tecrübe ve bunların istihdam şartları ile görev ve sorumlulukları; diğer yapı sorumlularının nitelikleri, görevleri ile çalışma usul ve esasları” konusunda yönetmelik düzenleneceği belirtilmektedir. 3 - 4. madde yapılan değişiklikle; “yapı denetim komisyonların kuruluşu” yeniden düzenlenmiştir. 4 -5. maddede yapılan değişiklikle; “yapı denetim hizmet bedelleri ile bu bedellerin yatırılacağı hesaplar ve bunların kamuya aktarılacağı paylar yeniden düzenlenmiştir”. Hizmet bedellerin %3 ten, %1. 5 e düşürülmesi suretiyle önümüzdeki süreçte daha niteliksiz, denetimsiz hizmetlerin yapılacağı ve kalifiye eleman çalıştırılmasının mümkün olamayacağı bir yapının oluşturulacağı düşünülmektedir. 6 -12. maddede yapılan düzenleme ile “denetim sektörüne ilişkin önemli düzenlemelerin yönetmeliklerle” yapılacağı görülmektedir.

2 -Yapıların Denetimine İlişkin Yaşanan Tartışmalar ve Uygulanan Sistem ve Yaşanan Sorunlar a) Sisteme

2 -Yapıların Denetimine İlişkin Yaşanan Tartışmalar ve Uygulanan Sistem ve Yaşanan Sorunlar a) Sisteme İlişkin tartışmalar • Yapı kavramının kendisi ” karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir” geniş bir alanı kapsadığı halde mevcut kanunun sadece bina ve bina türü yapıları kapsadığı, ülkemizde yapılan büyük ölçekli “köprü, viyadük, kara ve demiryolları, elektrik, gaz temiz ve pissu gibi altyapı tesisleri ile imar kanunu kapsamında ruhsata tabi olmayan yapılar gibi mühendislik yapıların denetimsiz yapıldığı, bu nedenle tüm yapı sektörünü kapsayan bir denetin mekanizmasının oluşturulması gerektiği, • Denetim hizmetlerinin devletin asli görevi olduğu ve bunun devir edilemeyeceği ilkesi gereği kamu kurum ve kuruluşlarının altyapılarının geliştirilerek denetim kamu eliyle yapılması gerektiği, • 4708 sayılı Yapı Deneti Hakkındaki Kanunun eksikliklerinin giderilerek düzeltilmesi, denetim hizmetlerinin yapı denetim kuruluşları eliyle yürütülmesi ve görev alanın genişletilmesine yönelik ana tartışmalar yapı denetim sürecinde devam etmektedir.

b)Yasal Mevzuatın Öngördüğü İş Akış Şeması • Yapım Aşaması Mal sahibi • Yapı ruh.

b)Yasal Mevzuatın Öngördüğü İş Akış Şeması • Yapım Aşaması Mal sahibi • Yapı ruh. izni Ruhsat izni öncesi Mal sahibi müteahhit Yapı den. Proje mü. Yapı kullanma izni başvurusu Proje müellifleri Yapı dent. Ruh. Ver Kur. Ruhsat Veren kurum • Yapı Kullanma izni

c) Piyasa Koşullarında Uygulanan İş Akış Şeması • Yapım Aşaması Müteahhit firma • Yapı

c) Piyasa Koşullarında Uygulanan İş Akış Şeması • Yapım Aşaması Müteahhit firma • Yapı ruh. izni Ruhsat izni öncesi Müteahhit firma Yapı den. Proje mü. Yapı kullanma izni başvurusu Proje müellifleri Yapı dent. Ruh. Ver Kur. Ruhsat Veren kurum • Yapı Kullanma izni

d) Mevcut sistemin uygulanmasında yaşanan sorunlar -Afet zararlarının yapı üretim sürecinden kaynaklandığını temel varsayım

d) Mevcut sistemin uygulanmasında yaşanan sorunlar -Afet zararlarının yapı üretim sürecinden kaynaklandığını temel varsayım yapan 4708 sayılı yasa, afet güvenliği sorununa çözümü, yapı inşaatının temel kazısı aşamasında başlatarak önemli bir yanlışlığı sürdürdüğü, Afet güvenliği sürecinin arazi kullanımının planlaması ve yer seçimi gibi inşaatın bir önceki aşamalardan başlaması gerekti, -Yasal mevzuata yapı denetim firmaları mal sahibine karşı sorumlu ilken, mal sahibi ve onun adına hareket eden müteahhit firma, yapı denetim kuruluşunu da belirlenmekte ve “belirleyenin-ücreti ödeyenin-denetlenin” aynı kişi olmasından kaynaklanan sıkıntılar bulunduğu, -Mal sahibi adına hareket eden müteahhit firmaların projeyi hazırlatan kişi konumunda da olmaları nedeniyle proje müelliflerine her aşamada müdahil olmakta, uygun olmayan arsa ve arazi koşullarında daha ekonomik çözümler üretme adına uygun olmayan projelerin ortaya çıkmasına neden olmaktadırlar. Proje müellifleri tarafından hazırlanan bu projeler üzerinde yeteri inceleme yapılmadan denetim firmaları tarafından onaylandığı, Örneğin; Odamız tarafından yapılan bir çalışmada, ülke genelinde “il il verilen yapı ruhsat izinleri (TUİK verileri) ile Odamız Bilgi işletim(JMOBİS)” siteminden jeoteknik rapor hazırlayarak odamızdan alınan sicil durum belge sayıları karşılaştırıldığında aşağıdaki ilginç tablo ile karşılaşılmaktadır. Söz konusu tablodan da görüleceği üzere; ruhsat verilen binaların %56 gibi bir oranında ya jeoteknik etüt raporlarının hazırlanmadığı yada hazırlansa dahi bile yasal olarak zorunlu olmasına rağmen hazırlayan jeoloji mühendisleri odamızdan sicil durum belgesi almadan bu raporları hem ilgili idarelere vermekte hemde yapı denetim kuruluşlarına verdikleri, sicil durum belgesi kontrolü yapılmadan bu raporların denetim kuruluşları ile ruhsat veren kurumlar tarafından onaylandığı,

İLLER TUİK 2007 JMO 2007 TUİK 2008 JMO 2008 TUİK 2009 JMO 2009 Adana

İLLER TUİK 2007 JMO 2007 TUİK 2008 JMO 2008 TUİK 2009 JMO 2009 Adana 3209 2025 3498 2352 3308 2692 Ankara 7848 3706 4704 4090 5618 4885 Antalya 4596 3849 4304 3340 3901 3219 Denizli 1779 1720 1761 1447 1648 1303 İstanbul 18086 6708 15206 4784 10768 5372 İzmir 6695 5724 6215 5837 5334 4834 Kocaeli 4483 348 4541 179 4183 681 Bursa 4748 3266 3899 3154 4116 3476

- Proje aşamasında denetim yetkisinin sadece inceleme ile sınırlı tutulması nedeniyle, statik projelere esas

- Proje aşamasında denetim yetkisinin sadece inceleme ile sınırlı tutulması nedeniyle, statik projelere esas teşkil eden jeoteknik etütler yerinde denetlenmemekte, yapılan arazi ve laboratuar çalışmaların uygun yapılıp yapılmadığı bilinmemektedir. Daha proje aşamasında yaşanan bu zaafiyet bina usulüne uygun yapılsa bile afet anında, önemli yıkımlara neden olabileceği, -Malzeme ve beton laboratuar ücretlerinin yüklenici tarafından karşılanması nedeniyle yeteri kadar standardına uygun numunelerin alınmadığı, alınan numuneler üzerinde istenen standartlarda deneylerin yapılmadığı, -Zemin laboratuarları ile beton laboratuarları aynı yönetmeliğe tabii olmalarına rağmen, zemin laboratuarlarında yerinde numune alma zorunluluğu getirilmemesi nedeniyle, nerede, hangi derinlikte ve hangi koşullar altında alındığı belli olmayan numuneler üzerinde deneyler yaptıkları, -Beton, malzeme ve zemin laboratuarlarının ürettikleri hizmetler karşılığında alacakları ücretler denetim kuruluşlarında olduğu gibi güvence altına alınmaması nedeniyle bu laboratuarların tamamen ticari kuruluşlar haline dönüştüğü ve kamusal sorumluluğu bir kenara bıraktıkları, -Yapı denetim kuruluşların; idarelere, mal sahibi ve müteahhit firmalara karşı “idari, mali ve hukuki özerkliğinin” bulunmadığı, bununda denetim firmalarını kamusal sorumluluklarını yerine getiren kuruluşlar yerine hızlı bir şekilde ticari kuruluşlar şekline dönüştürdüğü, -Yapı denetim kuruluşlarında çalışan mühendis ve mimarların çalıştıkları kuruluşların yukarıda belirtildiği üzere ticari kuruluşlara dönüşmesi nedeniyle karar alma süreçlerinde mesleki etik değerlere aykırı iş ve işlemlere karşı direnç gösteremedikleri ve bir çoğunun şantiye ye gitmeden sadece imzacı konunda bulundukları,

-Yapı denetim kuruluşlarının sahip veya çalışanlarının mühendislik bilgi ve becerilerinin yararlanılmasına ve bunların sicillerinin

-Yapı denetim kuruluşlarının sahip veya çalışanlarının mühendislik bilgi ve becerilerinin yararlanılmasına ve bunların sicillerinin TMMOB’ye bağlı meslek odaları tarafından verilmesine rağmen meslek odalarının sicillerini tutukları bu meslektaşlarının denetim, görevlendirme yetkilendirme gibi konularda sistem dışında tutuldukları, bununda mesleki etik kurallara aykırı işlem tesis eden meslektaşlarını yeterince denetleyemedikleri, yaptıkları uyarı ve cezaların dikkate alınmadan hizmet üretmeye devam etikleri, -Denetçi mimar ve mühendislerden belli oranda deneyim aranmasına rağmen bu deneyim ve yetkilendirmenin objektif kurallara dayanmadığı, mesleki deneyim, uzmanlık vb. gibi konuların yeniden düzenlemesi ve meslek örgütlerinin de bunun içinde yer alması gerektiği veya meslek örgütleri tarafından bu belgelendirmenin yapılması gerektiği,

Sonuç ve Öneriler Serbest piyasa koşulları içerisinde ticarileşmemiş, kamusal sorumluk ve mesleki etik değerleri

Sonuç ve Öneriler Serbest piyasa koşulları içerisinde ticarileşmemiş, kamusal sorumluk ve mesleki etik değerleri önemseyen; planlama, tasarım, yapım, izleme ve kontrol süreçlerinin birlikte ele alındığı, mühendislik hizmetleri ile imar, yapılaşma ve kentleşme mevzuatının ortaklaşa değerlendirildiği yeni bir anlayış ve bakış açısına göre şekillenmiş yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır. Erzincan Kan Ağlıyor Kan ağlıyor Erzincan’ın dağları Viran oldu mor sümbüllü bağları Sivas’a geliyor sağları Şikayetim kimden kime ne deyim Niksar’da kalmadı dikili bir taş Erbaa’yı sormayın, döker kanlı yaş Tokat’da geçirdi çetin bir savaş Şikayetim kimden kime ne diyem Karahisar, Koyuluhisar hep viran oldu Gül yüzlü yavrular sarardı soldu Ne olduysa bize mevladan oldu Şikayetim kimden kime ne diyem Zaralı Aşık Halil

Sabırla Dinlediğiz İçin Teşekkürler

Sabırla Dinlediğiz İçin Teşekkürler