r Gr Fadime Gk Pamukkale niversitesi Denizli Salk

  • Slides: 120
Download presentation
Öğr. Gör Fadime Gök Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu 1

Öğr. Gör Fadime Gök Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu 1

l Hemşireler için sıvı elektrolit dengesi dikkatli ve hatasız bir uygulamayı gerektiren, bazen sıkıcı

l Hemşireler için sıvı elektrolit dengesi dikkatli ve hatasız bir uygulamayı gerektiren, bazen sıkıcı olabilen, çok kez hasta bakımının hayati önem taşıyan bir bölümünü ifade eder. 2

BEDEN SIVILARI l Bileşimi; beden sadece su değildir. Hem suyu hem de su içinde

BEDEN SIVILARI l Bileşimi; beden sadece su değildir. Hem suyu hem de su içinde yer alan elektrolit ve üre, kreatinin, dekstroz gibi elektrolit olmayan maddeleri içerir. l Normal sağlıklı bir yetişkinin toplam su miktarı o kişinin vücut ağırlığının %5070’ini oluşturur. 3

BEDEN SIVILARI İKİ ANA BÖLÜMDE YER ALIR. l Hücre içi sıvı (intraselüler) l Hücre

BEDEN SIVILARI İKİ ANA BÖLÜMDE YER ALIR. l Hücre içi sıvı (intraselüler) l Hücre dışı sıvı (ekstraselüler) 4

HÜCRE İÇİ SIVI (İNTRASELÜLER) • Beden hücrelerinde bulunan sıvıdır. • Beden ağırlığının %40’ı kadardır.

HÜCRE İÇİ SIVI (İNTRASELÜLER) • Beden hücrelerinde bulunan sıvıdır. • Beden ağırlığının %40’ı kadardır. Total beden sıvısının ise %70’ini oluşturur. • 5

HÜCRE DIŞI SIVI Beden ağırlığının %20’si kadardır. Total beden sıvısının ise %30’unu oluşturur. Üç

HÜCRE DIŞI SIVI Beden ağırlığının %20’si kadardır. Total beden sıvısının ise %30’unu oluşturur. Üç bölmede yer alır. Hücrelerarası (intertisiyel) Sıvı; Hücrelerin ve damarların dışında yer alır. Plazma (intravasküler) Sıvı; Damar içinde yer alan, kanın sıvı kısmıdır. Transelüler Sıvı; GİS, mesane, endokrin bezler, plevra, periton ve MSS içindeki sıvıyı kapsar. 6

HÜCRE DIŞI SIVI (EKSTRASELÜLER) Ekstraselüler sıvının ana fonksiyonu hücrelere besin sağlamak ve atıkları uzaklaştırmaktır.

HÜCRE DIŞI SIVI (EKSTRASELÜLER) Ekstraselüler sıvının ana fonksiyonu hücrelere besin sağlamak ve atıkları uzaklaştırmaktır. • Ekstraselüler sıvıdaki değişiklikler vücudun total sodyum içeriğine bağlıdır, • Sodyum Alımı; Renal sodyum ekstresyonu ve böbrek dışı sodyum kayıpları (kusma, ishal, terleme, üçüncü boşluklara dağılma) ile ilişkilidir. • 7

BEDEN SIVILARININ FONKSİYONEL BÖLMELERİ Beden sıvı bölmeleri Ağırlığına Göre Dağılımı Beden Total beden suyu

BEDEN SIVILARININ FONKSİYONEL BÖLMELERİ Beden sıvı bölmeleri Ağırlığına Göre Dağılımı Beden Total beden suyu * Hücre içi bölme * Hücre dışı bölme -Hücrelerarası bölme -Plazma -Transelüler bölme % 60 % 40 % 20 % 15 %5 %1 8

SUYUN FONKSİYONLARI l Hücre metabolizması için sıvı ortam hazırlar l Katı maddelerin çözülmesine yardımcı

SUYUN FONKSİYONLARI l Hücre metabolizması için sıvı ortam hazırlar l Katı maddelerin çözülmesine yardımcı olur l Besin maddeleri ve oksijenin hücrelere ve yıkım ürünlerinin hücrelerden dışarı taşınmasını sağlar l Beden ısısını düzenler 9

NORMAL SIVI DENGESİ Bedende normal sıvı hacminin korunması günlük sıvı alımının yaklaşık günlük sıvı

NORMAL SIVI DENGESİ Bedende normal sıvı hacminin korunması günlük sıvı alımının yaklaşık günlük sıvı kaybına eşit olmalıdır. Alınan Sıvı içecekler Besinlerdeki gizli su Metabolizma sonucu oluşan su ml. 1200 1000 300 Toplam 2. 500 Kaybedilen İdrarla Solunumla Terle Dışkıyla ml. 1500 400 500 100 2. 500 10

ELEKTROLİTLER VE PLAZMA PROTEİNLERİ ELEKTROLİT l Su gibi çözücü, farklı elektrik yüklü partiküllere ayrılan,

ELEKTROLİTLER VE PLAZMA PROTEİNLERİ ELEKTROLİT l Su gibi çözücü, farklı elektrik yüklü partiküllere ayrılan, atomlardan oluşan bir madde yada bileşik olarak tanımlanır. l İYON: Elektrik yükü olan bir atom ya da bir grup atomdur. Pozitif yüklü iyonlara; Katyon l Negatif yüklü olanlara; Anyon denir. l 11

ELEKTROLİTLER VE DAĞILIMLARI Ekstrasellüler İntrasellüler Sıvı (m. Eq/L) Na 142 -145 10 K 3,

ELEKTROLİTLER VE DAĞILIMLARI Ekstrasellüler İntrasellüler Sıvı (m. Eq/L) Na 142 -145 10 K 3, 5 -5 141 Ca 3, 5 -5 1 Mg 1, 5 -3 58 Cl 103 -105 4 HCO 3 28 10 Fosfatlar (PO 4) 4 75 Sulfatlar(SO 4) 1 2 Proteinat - 18 İnorganik asit - 4 Katyonlar Anyonlar 12

ELEKTROLİTLERİN GÖREVLERİ l Sinir adale uyarılabilirliğini (nöromüsküler iritabiliteyi) sağlamak l Vücut sıvılarının osmolaritesini devam

ELEKTROLİTLERİN GÖREVLERİ l Sinir adale uyarılabilirliğini (nöromüsküler iritabiliteyi) sağlamak l Vücut sıvılarının osmolaritesini devam ettirmek. l Hidrojen iyonu dengesini (asit- baz dengesini) düzenlemek l Beden sıvılarının dağılımını sağlamak, 13

PROTEİNLER l Sıvı elektrolit dengesinde önemli rol oynarlar. l Hücrede ve plazmada bulunurlar l

PROTEİNLER l Sıvı elektrolit dengesinde önemli rol oynarlar. l Hücrede ve plazmada bulunurlar l Hücre protoplazmasında yer alan Proteinlere “Proteinat” denir. (-) l Plazmadaki proteinler “kolloid “ şekildedir. Damar içinde bulunurlar. l (Albümin, globulin, fibrinojen) 14

PLAZMADAKİ PROTEİNLERİNİN (KOLLOİDLERİN ) FONKSİYONLARI l Sıvıların dağılımında elektrolitler gibi rol oynar l Sıvıyı

PLAZMADAKİ PROTEİNLERİNİN (KOLLOİDLERİN ) FONKSİYONLARI l Sıvıların dağılımında elektrolitler gibi rol oynar l Sıvıyı kan damarları içinde tutup, suyun dokulara kaçmasını engelleyerek ÖDEM oluşmasını engeller. 15

BEDEN SIVI BÖLMELERİ ARASINDA SIVI-ELEKTROLİT GEÇİŞİ • Basit Difüzyon • Kolaylaştırılmış Difüzyon • Aktif

BEDEN SIVI BÖLMELERİ ARASINDA SIVI-ELEKTROLİT GEÇİŞİ • Basit Difüzyon • Kolaylaştırılmış Difüzyon • Aktif Transport • Ozmoz 16

BEDEN SIVI BÖLMELERİ ARASINDA SIVI-ELEKTROLİT GEÇİŞİ BASİT DİFÜZYON Maddelerin konsantrasyonlarının veya basınçlarının yüksek olduğu

BEDEN SIVI BÖLMELERİ ARASINDA SIVI-ELEKTROLİT GEÇİŞİ BASİT DİFÜZYON Maddelerin konsantrasyonlarının veya basınçlarının yüksek olduğu alandan, konsantrasyonların ya da basınçların düşük olduğu alana geçişidir. Moleküllerin hücre zarından kolayca geçebilmeleri; l Hücre zarının lipid kısmında kolayca çözünebilmelerine, l Hücre zarının porlarından geçebilecek kadar küçük olmalarına bağlıdır. 17

HÜCRE ZARININ LİPİD KISMINDA KOLAYCA ÇÖZÜNEBİLEN MADDELER ● ● ● Oksijen, Karbondioksit, Alkol zarın

HÜCRE ZARININ LİPİD KISMINDA KOLAYCA ÇÖZÜNEBİLEN MADDELER ● ● ● Oksijen, Karbondioksit, Alkol zarın lipid kısmında çözünürler, • HÜCRE • Klor, • Üre ve ZARININ PORLARINDAN KOLAY GEÇEBİLEN MADDELER su hücre zarı porlarından kolay geçerler. 18

KOLAYLAŞTIRILMIŞ DİFÜZYON • Maddelerin taşıyıcı bir maddeye bağlanarak hücre zarını geçmesidir. Örn. Glikoz 19

KOLAYLAŞTIRILMIŞ DİFÜZYON • Maddelerin taşıyıcı bir maddeye bağlanarak hücre zarını geçmesidir. Örn. Glikoz 19

AKTİF TRANSPORT • Bazı maddeler, konsantrasyonlarına karşıt yönde ( az konsantrasyondan çok konsantrasyona doğru)

AKTİF TRANSPORT • Bazı maddeler, konsantrasyonlarına karşıt yönde ( az konsantrasyondan çok konsantrasyona doğru) diğer bir deyişle yokuş yukarı taşınırlar • Bu geçiş işlemi için hem taşıyıcıya hem de enerjiye gereksinim vardır. Bu olay sodyum ve potasyumun hücre arası bölme ile hücre içi bölme arasında dağılımının düzenlenmesinde izlenir. Ve bu olaya sodyum pompası da denir. Normalde sodyum başlıca hücre dışı sıvıda 142 m. Eg/L, potasyum ise hücre içi sıvıda 150 m. Eg/L, yer alır. l Her ne zaman sodyum hücre içine, potasyum hücre dışına kaçacak olsa, bu pompa olayı onları kendi bölmelerine, yani az konsantrasyondan çok konsantrasyona doğru taşır. l Bu mekanizma aynı zamanda suyun normal dağılımını da sağlamış olur. l Pompa çalışmaz ise sodyum hücre içine girer. suda sodyumun bulunduğu tarafa çekilerek hücre şişer. Hücre dışı sıvı azalır. l 20

OZMOZ l Suyun yarı geçirgen bir zarla ayrılmış iki bölme arasında, su konsantrasyonunun yüksek

OZMOZ l Suyun yarı geçirgen bir zarla ayrılmış iki bölme arasında, su konsantrasyonunun yüksek olduğu taraftan su konsantrasyonunun düşük olduğu tarafa geçişidir. l Bu geçişte sıvı bölmelerinin ozmolaritesi rol oynar. 21

OZMOLARİTE Bir litre solüsyon içinde çözülmüş partiküllerin toplam sayısı olarak tanımlanır. l Beden sıvılarındaki

OZMOLARİTE Bir litre solüsyon içinde çözülmüş partiküllerin toplam sayısı olarak tanımlanır. l Beden sıvılarındaki partiküller ise elektrolitler ve kolloidlerdir. l Suda çözünmüş bulunan partiküller devamlı hareket ederler, birbirlerine ve bulundukları yerin duvarına çarparak ozmotik basınç denilen basıncı oluştururlar. l 22

OZMOTİK BASINÇ * Sıvıda bulunan partiküllerin ağırlığına veya büyüklüğüne değil, sadece bunların sayılarına bağlıdır.

OZMOTİK BASINÇ * Sıvıda bulunan partiküllerin ağırlığına veya büyüklüğüne değil, sadece bunların sayılarına bağlıdır. * Ozmotik basınç birimi ‘ozmol (Osm)’dur ve bunun 1/1000’i milozmol (m. Osm)dur. 23

DAMAR VE HÜCRELER ARASI SIVI BÖLÜMLERİ ARASINDA SIVI-ELEKTROLİT GEÇİŞİ. Plazma proteinleri Kapiller permabilite Plazma

DAMAR VE HÜCRELER ARASI SIVI BÖLÜMLERİ ARASINDA SIVI-ELEKTROLİT GEÇİŞİ. Plazma proteinleri Kapiller permabilite Plazma ozmolaritesi Hidrostatik basınç Kolloid ozmotik (onkotik basınç) Filtrasyon basıncı Lenfatik sistem 25

ÖDEM MEKANİZMASINDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER l Plazma proteinleri l Kapiller permabilite l Plazma ozmolaritesi

ÖDEM MEKANİZMASINDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER l Plazma proteinleri l Kapiller permabilite l Plazma ozmolaritesi l Hidrostatik basınç l Kolloid ozmotik (onkotik basınç) l Filtrasyon basıncı l Lenfatik sistem 26

ÖDEM MEKANİZMASI (Plazma proteinleri, Kapiller permabilite, Plazma ozmolaritesi) l l l l l Plazma

ÖDEM MEKANİZMASI (Plazma proteinleri, Kapiller permabilite, Plazma ozmolaritesi) l l l l l Plazma proteinlerinin normal değeri: 6 -8 gr/100 ml’dir. Plazma proteinlerinin büyük kısmını albumin oluşturur. Plazma proteinleri büyük olduğu için kapiller duvardan geçemezler Sadece çok az bir miktar protein kapillerden, hücreler arası bölmeye geçer. Kapiller duvar su ve belli elektrolitlerin geçmesine izin verip proteinlerin geçmesine izin vermediği için damar içindeki protein konsantrasyonu yüksektir. Böylece damar içi (plamanın) ozmolaritesi hücreler arası sıvıdan (%0. 5 daha) yüksektir. Proteinlerin yapmış olduğu bu yüksek basınç sıvının damar içine çekilmesine ve damar içinde tutulmasını sağlar. Plazma ozmolaritesinde azalma olursa, sıvı hücreler arası bölmeye geçer, ÖDEM oluşur. 27 Kan hacmi azalır.

ÖDEM MEKANİZMASI-II (Hidrostatik basınç, Kolloid ozmotik (onkotik basınç), Filtrasyon basıncı) Hidrostatik basınç: Kapiller içerisindeki

ÖDEM MEKANİZMASI-II (Hidrostatik basınç, Kolloid ozmotik (onkotik basınç), Filtrasyon basıncı) Hidrostatik basınç: Kapiller içerisindeki plazma ve kan hücrelerinin basıncıdır. Kan hidrostatik basıncı; l Arteriyel kan basıncı değerine l Kapillerdeki kan akış hızına l Venöz basınca bağlıdır l Bu faktörlerin her biri diğerinden etkilenmektedir. Normal kan hidrostatik basıncı: Arteriyollerde: 32 mm. Hg, Venöllerde: 12 mm. Hg’dır. Kolloid ozmotik basınç (Onkotik Basınç): Plazma proteinleri tarafından oluşturulan basınçtır. l Plazma proteinleri, sıvıyı damar içinde tutarak ve damar dışına çıkan sıvıyı geri çekerek bir sünger gibi fonksiyon görürler. Kapillerdeki ozmotik basınç: 22 mm. Hg Filtrasyon basıncı: Hidrostatik basınç ile ozmotik basınç arasındaki farkdır. l Arteriyollerdeki filtrasyon basıncı: Hidrostatik Basınç (32 mm. Hg)- Ozmotik basınç (22 mm. HG)=+10 mm. Hg’dır. l Böylece arteriyollerde damar içindeki sıvı +10 mm. Hg’lık güç ile hücreler arası bölmeye geçer. l Venöllerdeki filtrasyon basıncı: Hidrostatik Basınç (12 mm. Hg)- Ozmotik basınç (22 mm. HG)=-10 mm. Hg’dır. l Kapillerin venöz ucunda )=-10 mm. Hg’lik emme gücüyle sıvı hücreler arası bölmeden kapiller içine çekilir. l Böylece: Kapillerin arteriyel ucunda filtrasyon 28 l Venöz ucunda ise: reabsorbsiyon gelişir. l

LENFATİK SİSTEM l Bu sistemin görevi: Hücreler arası bölmedeki fazla miktardaki sıvının ve kapillerden

LENFATİK SİSTEM l Bu sistemin görevi: Hücreler arası bölmedeki fazla miktardaki sıvının ve kapillerden bu bölmeye kaçan çok az miktardaki proteinin tekrar dolaşıma katılmasını sağlamaktır. l l l Proteinlerin dokular arasıdan uzaklaştırılması çok önemlidir. Lenfatik sisem bu görevini yerine getiremezse İnsan 24 saat içinde ölebilir. l l l Özetle; Kapiller permabilitenin artması Hidrostatik basıncın artması Kolloid (ozmotik) basıncın azalması Lenfatik sistemde herhangi bir engelin, tıkanıklığın olması l Sıvıların kapillerden hücreler arasına geçmesine ÖDEM tablosunun oluşmasına neden olur. 29

SIVI HACMİNİN VE OZMOLORİTENİN DÜZENLEN HOMEOSTATİK MEKANİZMALAR ● Sinir sistemi ● Endokrin sistem ●

SIVI HACMİNİN VE OZMOLORİTENİN DÜZENLEN HOMEOSTATİK MEKANİZMALAR ● Sinir sistemi ● Endokrin sistem ● Gastrointestinal ● Renal sistem ● Solunum sistemi 30

SIVI HACMİNİN VE OZMOLORİTENİN DÜZENLENMESİ SİNİR SİSTEMİ Orta beyindeki volüm reseptörleri ve hipotalamustaki ozmoreseptörlerle;

SIVI HACMİNİN VE OZMOLORİTENİN DÜZENLENMESİ SİNİR SİSTEMİ Orta beyindeki volüm reseptörleri ve hipotalamustaki ozmoreseptörlerle; ADH, aldosteron salınımını ve susama merkezini etkileyerek beden sıvılarının hacim ve ozmolarite değişikliklerini düzenler. 31

SİNİR SİSTEMİ l Orta beyindeki volüm (hacim) reseptörleri; Büyük ven, arter ve atriyumların duvarına

SİNİR SİSTEMİ l Orta beyindeki volüm (hacim) reseptörleri; Büyük ven, arter ve atriyumların duvarına yerleşmiş bulunan çeşitli reseptörlerden, bedendeki sıvı hacmi hakkında bilgi alır. l Susama merkezi hipotalamustadır ve beden sıvılarının ozmolarite değişikliklerine duyarlıdır. 32

ENDOKRİN SİSTEM l. Beden salınımı ve Na+ sıvı hacmi azaldığında, ADH ve aldosteron artar,

ENDOKRİN SİSTEM l. Beden salınımı ve Na+ sıvı hacmi azaldığında, ADH ve aldosteron artar, susama merkezi uyarılır, bedende su tutulur. l. Beden sıvı hacmi arttığında ADH ve aldosteron salınımı baskılanır ve susama merkezi uyarılmaz. l. Beden sıvı ozmolaritesi arttığında ADH salınımı artar ve susama merkezi uyarılır. l. Beden sıvı ozmolaritesi azaldığında ise ADH salınımı 33 ve susama merkezi baskılanır.

ENDOKRİN SİSTEM l Troid hormon, Paratroid, Diüretik ve Kalsitonin hormonları, diürezde önemli rol oynarlar.

ENDOKRİN SİSTEM l Troid hormon, Paratroid, Diüretik ve Kalsitonin hormonları, diürezde önemli rol oynarlar. Paratroid Hormon; Kalsiyum ve fosfor iyonlarının konsantrasyonlarının homeostatik olarak düzenlenmesinden sorumludur. Kalsitonin; Troid bezlerinden salgılanır. l Kemiklerde kaşlsiyum tutulmasını arttırarak ve kemik reabsorsiyonunu (kemikleren kalsiyumun dışarı çıkmasını) önleyerek, plazama kalsiyum düzeyini düşürür. 34

GASTROİNTESTİNAL SİSTEM l Normalde sıvı ve elektrolitlerin bedene alınmasında ana yoldur. l Solunum, böbrek

GASTROİNTESTİNAL SİSTEM l Normalde sıvı ve elektrolitlerin bedene alınmasında ana yoldur. l Solunum, böbrek ve deri yoluyla kaybedilen sıvının yerine konulması GİS yoluyla olur. l Günde yaklaşık ağız yoluyla alınan sıvılarla birlikte, 7 -9 litre GİS sekresyonları absorbe eder. l Bu kadar çok sıvı alınmasına karşın bağırsaklardan günde sadece 100 ml sıvı kaybı olur. l Bu yüzden GİS fonksiyonlarındaki bozukluk sıvı elektrolit dengesizliklerine neden olur. 35

RENAL SİSTEM l Böbrekler bedenin iç çevresinin ana düzenleyicileridir. l Atık ürünleri atarlar l

RENAL SİSTEM l Böbrekler bedenin iç çevresinin ana düzenleyicileridir. l Atık ürünleri atarlar l Böbrekler Na+ miktarını H+’ iyonunun dengesini düzenler l Su miktarınıda düzenlemekten sorumludur. l Bedenin ihtiyacı olan maddeleri seçerler l Kan ve hücre dışı sıvının bileşimini düzenlerler l İdrar hacmini ve konsantrasyonunu düzenlerler. 36

NEFRONLARIN İDRAR OLUŞUMUNDAKİ ROLÜ l Kan renal arterle böbreklere gelir l Bowman kapsülü ile

NEFRONLARIN İDRAR OLUŞUMUNDAKİ ROLÜ l Kan renal arterle böbreklere gelir l Bowman kapsülü ile çevrili olan, Glomerul kümelerini geçer. l Glomerul kapillerdeki yüksek kan basıncı, kanın bowman kapsülüne filtre olmasına neden olur. l Kandaki hücreler ve plazma proteinleri kapsülden geçemez l Glomeruldan kapsüle geçen bu sıvıya “Ultra Filtrat” denir. l Glomerul filtrasyon hızı yaklaşık 125 ml/dk l Filtrat proksimal tüpe geldiğinde suyun %85’i, bir miktar sodyum klorür, diğer elektrolitler, glikoz, aminoasitler, vitamin C ve laktat geri emilir. l Filtrat toplayıcı kanala girdiğinde suyun %99’u geri emilir. l Bowman kapsülüne dakikada 125 ml olarak giren filtratın, 124 ml’si geri emilir, sadece 1 ml’si idrara dönüşür. l Daha sonra idrar böbrek pelvisine, üreterlere, mesaneye ve üretra ile 37 dışarı atılır.

SOLUNUM SİSTEMİ l H+’ iyonu üzerine etkilidir. l Uçucu H+’ iyonu solunum yoluyla CO

SOLUNUM SİSTEMİ l H+’ iyonu üzerine etkilidir. l Uçucu H+’ iyonu solunum yoluyla CO 2 olarak atılır. l Kan CO 2 ve H+’ iyonu konsantrasyonu yükseldiği zaman solunum merkezi uyarılır. CO 2 atılır. l CO 2 ile birlikte solunum yoluyla su kaybı da olmaktadır ( Günlük 400 ml, hissedilmeyen kayıplar) 38

SIVI-ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİNE NEDEN OLAN BAŞLICA FAKTÖRLER Sıvı ve elektrolitlerin bedende tutulmaları: Asit'te sıvı karın

SIVI-ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİNE NEDEN OLAN BAŞLICA FAKTÖRLER Sıvı ve elektrolitlerin bedende tutulmaları: Asit'te sıvı karın içinde, Ödemde ise hücreler arasında birikir. Bu iki örnek durumda sıvı, dolaşım sistemi dışına çıkmıştır. Sonuç olarak; Hasta, bedeninde fazla sıvı olmasına rağmen, sıvı eksikliğinden etkilenir. 39

 • SIVI-ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİNE NEDEN OLAN BAŞLICA FAKTÖRLER • Sıvı ve elektrolitlerin az olması

• SIVI-ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİNE NEDEN OLAN BAŞLICA FAKTÖRLER • Sıvı ve elektrolitlerin az olması • Sıvı ve elektrolitlerin fazla olması • Sıvı ve elektrolitlerin bedende tutulması • Homeostatik düzenleyici sistemlerin bozulması 40

HOMEOSTATİK DÜZENLEYİCİ SİSTEMLERİN BOZULMASI DURUMUNDA • Sıvı-elektrolitlerin bedene alınımları, • Bedendeki dağılımları • Bedenden

HOMEOSTATİK DÜZENLEYİCİ SİSTEMLERİN BOZULMASI DURUMUNDA • Sıvı-elektrolitlerin bedene alınımları, • Bedendeki dağılımları • Bedenden atılımları kontrol edilemeyeceğinden sıvı-elektrolit dengesizlikleri gelişir. 41

SIVI-ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİ l Sodyum dengesizlikleri l Potasyum dengesizlikleri l Kalsiyum dengesizlikleri l Mağnezyum dengesizlikleri

SIVI-ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİ l Sodyum dengesizlikleri l Potasyum dengesizlikleri l Kalsiyum dengesizlikleri l Mağnezyum dengesizlikleri 42

SU-SODYUM DENGESİZLİKLERİ Hücre dışı sıvıdaki katı maddelerin % 9095'ini Na+ oluştururken, ● ● Beden

SU-SODYUM DENGESİZLİKLERİ Hücre dışı sıvıdaki katı maddelerin % 9095'ini Na+ oluştururken, ● ● Beden sıvılarının % 90 -93'ünü su oluşturur. Beden sıvılarında yer alan su ve sodyumdaki değişmeler karşılıklı olarak birbirlerini etkilemektedir. ● 43

SODYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l 70 kg. bir erkekte 2700 -3000 m. Eq/L Na+

SODYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l 70 kg. bir erkekte 2700 -3000 m. Eq/L Na+ bulunur. Na+’un 800 -1000 m. Eq'ı kemiklerde geri kalanın çoğunluğu hücre dışı sıvıda yer alır. l Na+ tüm sıvı bölmelerinde yer alır: Hücre dışı sıvı 142 m. Eq/L , Hücre içi sıvı 10 m. Eq/L, gastrik mukus, safra, intestinal sıvılar ve pankreatik sıvı bol miktarda Na+ içerir. l 44

SODYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l Na+, sıvı bölmelerindeki sıvı hacmini düzenler. l Erişkin bireyin

SODYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l Na+, sıvı bölmelerindeki sıvı hacmini düzenler. l Erişkin bireyin günlük Na+ gereksinimi 4, 5 gr'dır. l Na+, ter, idrar ve dışkıyla atılır. Na+’un homeostatik düzenlenmesi: Aldosteron, Na+ tutulumunu ve atılımını, l l. Na+ az olduğunda GİS Na+ atılımını kontrol eder. Kortikosteroidler, böbrek tübüllerinden Na+’un geri emilimini artırır. l 45

SU-SODYUM DENGESİZLİKLERİ BAŞLICA İKİ GRUBA AYRILIR 1) Ozmolar dengesizlikler; (su azalmıştı ↑ ↓) 2)

SU-SODYUM DENGESİZLİKLERİ BAŞLICA İKİ GRUBA AYRILIR 1) Ozmolar dengesizlikler; (su azalmıştı ↑ ↓) 2) Hacim dengesizlikleri ya da izotonik dengesizlikler. (Extraselüler sıvı hacmi↑ ↓) 46

OZMOLAR DENGESİZLİKLER l Ozmolaritedeki bozukluklarla ilgili olup, beden sıvı bölmelerindeki suyun dağılımını etkiler. Su,

OZMOLAR DENGESİZLİKLER l Ozmolaritedeki bozukluklarla ilgili olup, beden sıvı bölmelerindeki suyun dağılımını etkiler. Su, ozmolaritesi düşük alandan, ozmolaritesi yüksek alana doğru geçtiğinden, ozmolarite bedendeki su dağılımını etkiler. l Ozmolar dengesizlikler hiperozmolar ve hipoozmolar dengesizlik olmak üzere iki grupta incelenir. l 47

HİPEROZMOLAR DENGESİZLİKLER l Sodyuma göre suda bir azalma ya da suya göre sodyumda bir

HİPEROZMOLAR DENGESİZLİKLER l Sodyuma göre suda bir azalma ya da suya göre sodyumda bir artma vardır. l Sodyum fazlalığı ve su azlığı her ikisi de hücrelerin büzülmesine ve dehidratasyona neden olur. 48

HİPEROZMOLAR DENGESİZLİKLER Nedenler; l Susama merkezinin harabiyeti, yutmada güçlük gibi nedenlerle suyun yetersiz alınımı;

HİPEROZMOLAR DENGESİZLİKLER Nedenler; l Susama merkezinin harabiyeti, yutmada güçlük gibi nedenlerle suyun yetersiz alınımı; İshal, diyabetes mellitus, diyabetes insipidus ve aşırı terlemeye bağlı su atılımının artması ya da hipertonik solüsyonların infüzyonu sonucunda, sodyum fazlalığıdır. l 49

HİPEROZMOLAR DENGESİZLİKLER Belirti ve Bulgular l Hiperozmolar dengesizlikte sodyuma göre su azaldığından, başlıca dehidratasyon

HİPEROZMOLAR DENGESİZLİKLER Belirti ve Bulgular l Hiperozmolar dengesizlikte sodyuma göre su azaldığından, başlıca dehidratasyon bulguları vardır. Hücre dışı sıvının ozmolaritesi artmıştır, bu nedenle su hücre içinden hücre dışına geçer, hücreler dehidrate olur, büzülürler. l l Sonuçta tüm sıvı bölmelerinde su azalır. 50

HİPOOZMOLAR DENGESİZLİKLER l Sodyuma göre suda bir artma ya da suya göre sodyumda bir

HİPOOZMOLAR DENGESİZLİKLER l Sodyuma göre suda bir artma ya da suya göre sodyumda bir azalma vardır. l Su miktarı arttığında Na+ miktarı normal olabilir fakat su fazla olduğu için, sıvı dilüedir. l Aynı şekilde su miktarı normal olup, Na+ miktarı azaldığında sıvı gene dilüedir. 51

HİPOOZMOLAR DENGESİZLİKLER Nedenler; l Aşırı su alınımı, l Bedenden yeterli su atamama, l Hipotonik

HİPOOZMOLAR DENGESİZLİKLER Nedenler; l Aşırı su alınımı, l Bedenden yeterli su atamama, l Hipotonik sıvıların fazla verilmesine bağlı su fazlalığı (su intoksikasyonu) l Yetersiz tuz alınımı, l Diüretikler ve aşırı terlemeye bağlı Na+ azlığıdır. 52

HİPOOZMOLAR DENGESİZLİKLER Belirti ve Bulgular; l Sodyuma göre su miktarı arttığından hücreler şişer ve

HİPOOZMOLAR DENGESİZLİKLER Belirti ve Bulgular; l Sodyuma göre su miktarı arttığından hücreler şişer ve nöromüsküler bulgular belirgindir. 53

HİPOOZMOLAR DENGESİZLİKLER Tedavi ve Bakım l Hipoozmolar dengesizlikte, hastanın bakımında amaç; ağız yoluyla ve

HİPOOZMOLAR DENGESİZLİKLER Tedavi ve Bakım l Hipoozmolar dengesizlikte, hastanın bakımında amaç; ağız yoluyla ve İV yolla sıvı alımını kısıtlamaktır. l Ciddi beyin ödemi olduğunda, böbrek fonksiyonları normalse İV yolla hipertonik sıvılar verilebilir. 54

HACİM DENGESİZLİKLERİ (IZOTONİK DENGESİZLİKLER) Bu dengesizliklerde su ve sodyum aynı oranlarda arttıklarından ya da

HACİM DENGESİZLİKLERİ (IZOTONİK DENGESİZLİKLER) Bu dengesizliklerde su ve sodyum aynı oranlarda arttıklarından ya da azaldıklarından beden sıvılarının ozmolaritesi değişmez. l İzotonik dengesizlikler hücre dışı sıvı hacmindeki değişiklikler nedeniyle gelişir. Hücre dışı sıvı hacmi arttığında ödem gelişir ve dolaşım yüklenir, l Hücre dışı sıvı hacmi azaldığında ise dolaşım kollapsı gelişebilir. l l Bu dengesizlikte hücreler ne şişerler ne de büzülürler. l Bu nedenle ozmolar dengesizliklerde görülen beyine ilişkin bulgular yoktur. 55

HÜCRE DIŞI HACİM AZLIĞI Su ve sodyumun aynı oranlarda kaybıyla gelişir. Hücre dışı sıvılar

HÜCRE DIŞI HACİM AZLIĞI Su ve sodyumun aynı oranlarda kaybıyla gelişir. Hücre dışı sıvılar başlıca GİS ve deri yoluyla kaybolur. Nedenler Kanama, ishal, böbrek hastalığı, aşırı terleme, yanıklar, ateş, aldosteron azlığı sayılabilir. Belirti ve Bulgular Hücre dışı hacim azlığında başlıca dehidratasyon ve dolaşım kollapsı bulguları vardır. Tedavi ve Bakım Hücre dışı hacim azlığı olan hasta, intravenöz yolla izotonik sıvılar verilerek tedavi edilir. 56

HÜCRE DIŞI HACİM FAZLALIĞI Bu duruma bazen dolaşım yüklenmesi ya da hipervolemi denir. Hem

HÜCRE DIŞI HACİM FAZLALIĞI Bu duruma bazen dolaşım yüklenmesi ya da hipervolemi denir. Hem su hem de sodyum aynı oranlarda artmıştır. Nedenler Fazla miktarda I. V yolla SF verilmesi, kalp yet. , kr. böbrek yet. , KC hastalığı, beyin harabiyeti ve kortizon enjeksiyonları Belirti ve Bulgular Kilo artışı, gode bırakan ödem, boyun verilerinde dolgunluk, göz kapaklarında şişlik, karında sıvı birikimi (asit) ve pulmoner ödem görülebilir. Tedavi ve Bakım Hastanın Na+ alması kısıtlanır ve diüretikler verilir. AÇ sıvı değerlendirilir ve hasta hergün tartılır. 57

POTASYUM DENGESİZLİKLERİ Potasyum (K+) hücre içinin belli başlı katyonudur. Hücre bütünlüğünü bozabilecek herhangi bir

POTASYUM DENGESİZLİKLERİ Potasyum (K+) hücre içinin belli başlı katyonudur. Hücre bütünlüğünü bozabilecek herhangi bir durum K+ dengesizliğine neden olur. 58

POTASYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l 70 kg bir erkekte 3500 m. Eq K+ bulunur.

POTASYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l 70 kg bir erkekte 3500 m. Eq K+ bulunur. l K+ başlıca hücre içi sıvıda yer alır. 150 potasyumun yaklaşık %98'i). l Normal l Erişkin bireyin günlük gereksinimi 40 m. Eq dır. l Alınan l K+'un hücre içindeki miktarı; Hücrenin genel sağlık durumuna ve bütünlüğüne, Aktif transportla Na+'un hücre dışına atılıp K+un 59 hücre içine alınmasına, Böbrek fonksiyonuna bağlıdır. serum K+ K+Iun % m. Eq/L. (Bedendeki konsantrasyonu 3, 5 -5, 5 m. Eq/L dir. 80 -90'ı idrarla, %10 -20'si dışkıyla atılır.

POTASYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l K+ hücre fonksiyonunda çok önemli rol oynar, normal değerinden

POTASYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l K+ hücre fonksiyonunda çok önemli rol oynar, normal değerinden çok az bir sapma bile yaşamı tehdit edebilir. l Sinir-adale uyarılabilirliğini sağlar. l Enzimlerin fonksiyon görebilmesi için K+ a gereksinim vardır. l Gelişme çağında için K+ gereklidir. l Glikoz metabolize edildiğinde K+ hücre içine girer, insülin, glikozla birlikte K+un da hücre içine taşınmasını sağlar. olanlarda yeni doku yapımı 60

POTASYUM AZLIĞI (HİPOKALEMİ) l Potasyum azlığı sık rastlanan ve yaşamı tehdit eden bir dengesizliktir.

POTASYUM AZLIĞI (HİPOKALEMİ) l Potasyum azlığı sık rastlanan ve yaşamı tehdit eden bir dengesizliktir. l K+ 'un az alınması (açlık, oruç tutma, diyet uygulama gibi beslenme yetersizliklerinde) ya da fazla kaybıyla gelişir. 61

POTASYUM AZLIĞI (HİPOKALEMİ) Nedenler En bilinen nedeni K+'un fazla miktarda atılmasıdır. Çoğu kez bu

POTASYUM AZLIĞI (HİPOKALEMİ) Nedenler En bilinen nedeni K+'un fazla miktarda atılmasıdır. Çoğu kez bu fazla atılım böbrekler ya da GİS yoluyladır. l K+un geri emilimini önleyen diüretikler, diyabetes insipidus, Fazla idrar atılımına neden olan böbrek hastalıkları l İshal, uygun olmayan lavmanlar, kusma, kolostomi ya da ileostomi drenajı, gastrik ya da intestinal saksın uygulamaları l 62

POTASYUM AZLIĞI (HİPOKALEMİ) Nedenler l Hücre dışı sıvıdaki K+ miktarını düzenleyen diğer önemli faktör

POTASYUM AZLIĞI (HİPOKALEMİ) Nedenler l Hücre dışı sıvıdaki K+ miktarını düzenleyen diğer önemli faktör aldosteron hormonudur. Bu hormon böbrek tüp hücrelerinden Na+ ve suyun geri emilimini, K+ ve H + "unun atılımını sağlar. l l. Aldosteron salınımı arttığında K hipokalemi gelişir. + atılımı artar, Korku, psikolojik bozukluklar, yanıklar ve büyük ameliyatlar gibi stres durumlarında aldosteron sekresyonu artar ve K+ kaybı olur. l 63

POTASYUM AZLIĞI (HİPOKALEMİ) Belirtiler Hipokalemi esas olarak hücre metabolizmasını etkileyerek; l Nöromüsküler, l Kardiyovasküler,

POTASYUM AZLIĞI (HİPOKALEMİ) Belirtiler Hipokalemi esas olarak hücre metabolizmasını etkileyerek; l Nöromüsküler, l Kardiyovasküler, l Gastrointestinal, Renal sistemi ve solunum sistemini, ayrıca H+ 'u dengesini etkiler. l 64

POTASYUM AZLIĞI (HİPOKALEMİ) Tedavi ve Bakım l Diyet ya da ilaçlarla K+ kaybı yerine

POTASYUM AZLIĞI (HİPOKALEMİ) Tedavi ve Bakım l Diyet ya da ilaçlarla K+ kaybı yerine koymalıdır. K+'un diyetle verilmesi, İV yolla verilmesinden daha güvenlidir. (Muz, portakal, şeftali, kayısı, kuru erik, kuru üzüm, domates ve patates bol K+ içerir. ) K+ ağız yoluyla ilaç olarak da verilebilir. KCI günde 5 -10 gr verilebilir. K+ gastrik mukozayı irrite eder, bulantı, kusma ve ishale neden olabilir. Ağız yoluyla verilen diğer ilaçlar K triplex, K sitrat ve K glukonattır. l Bu ilaçları alan hastaların sık aralarla serum K+ düzeyleri ölçülmeli, idrar miktarları izlenmeli (oligüri, K+ birikimine neden olabilir) ve hiperkalemi bulguları gözlenmelidir. l K+ İV yolla da verilebilir. İV yolla verildiğinde oldukça toksik olduğundan hasta yakından izlenmelidir. Sıklıkla KCI kullanılır. l 65

İV YOLLA K+ UYGULANACAĞINDA UYULMASI GEREKENLER ì K+ direkt olarak vene kesinlikle verilmemelidir. Kardiyak

İV YOLLA K+ UYGULANACAĞINDA UYULMASI GEREKENLER ì K+ direkt olarak vene kesinlikle verilmemelidir. Kardiyak arrest gelişebilir. ì K+ içeren sıvının gidiş hızı çok dikkatli izlenmeli ve hızlı verilmemelidir. ì K+ lu sıvı verilirken ven boyunca ağrı hissedilir, bunu önlemek için sıvı gidiş hızı azaltılır ya da sıvı dilüe edilir. ì Böbrek fonksiyonları iyi değilse, idrar miktarı azsa kesinlikle K+'lu solüsyonlar verilmemelidir. ì Yüksek dozda K+ alan hastalar, kalp atımlarının izlenmesi için EKG monitörüne bağlanmalıdır. 66

POTASYUM FAZLALIĞI (HİPERKALEMİ) Hücre dışı sıvıda potasyum miktarının artması sonucu gelişir. Potasyum fazla alınmıştır

POTASYUM FAZLALIĞI (HİPERKALEMİ) Hücre dışı sıvıda potasyum miktarının artması sonucu gelişir. Potasyum fazla alınmıştır ya da atılımı azalmıştır. Nedenler l. Böbrek hastalıklarında, adrenal yetmezlikte ve ameliyat sonrası dönemde yeterli idrar atılımı olmadığında bedende K+ miktarının artması, l. Geniş yanıklar, ciddi yaralanmalar, enfeksiyon ve asidozda hücrelerden fazla miktarda K+'un hücre dışı sıvıya geçmesi ve K+ içeren sıvıların İV yolla fazla verilmesi yer alır. 67

POTASYUM FAZLALIĞI (HİPERKALEMİ) Belirti ve Bulgular l Plazma K+ fazlalığı başlıca böbrekleri, kalbi ve

POTASYUM FAZLALIĞI (HİPERKALEMİ) Belirti ve Bulgular l Plazma K+ fazlalığı başlıca böbrekleri, kalbi ve nöromüsküler sistemi etkilediğinden, bu sistemlere ilişkin bulgular gelişir. Plazma K+ konsantrasyonu yükseldiğinde, adaleler sinirsel uyarıya daha çabuk yanıt verirler. l Bununla beraber hiperkalemi adale kasılma gücünün azalmasına neden olur. l l. Bu nedenle hiperkalemi bulguları, hipokalemi bulgularına benzer ve bulguları dikkate alarak hiperkalemiyi, hipokalemiden ayrıştırmak güçtür. 68

HİPERKALEMİDE ORTAYA ÇIKACAK BULGULAR l Plazmada K+ 'un az ya da çok artmasına göre

HİPERKALEMİDE ORTAYA ÇIKACAK BULGULAR l Plazmada K+ 'un az ya da çok artmasına göre değişiklik gösterir. l K+ çok fazla arttığında adalelerde gevşeme, güçsüzlük ve yüzeyel solunum gelişir. l K+ az miktarda arttığında nöromüsküler irritabilitenin artmasına bağlı olarak intestinal kolik, ishal ve adale seğirmeleri gelişir. 69

POTASYUM FAZLALIĞI (HİPERKALEMİ) Tedavi ve Bakım Amaç risk altında olan hastalarda hiperkalemi gelişmesini önlemek

POTASYUM FAZLALIĞI (HİPERKALEMİ) Tedavi ve Bakım Amaç risk altında olan hastalarda hiperkalemi gelişmesini önlemek ve hiperkalemisi olan hastalarda K+ miktarını düşürecek tedaviyi uygulamaktır. l K+ un aşırı artışı, acil bir durumdur, kardiyak arrest olabilir". l K+ fazlalığını önlemek için, K+ artışına neden olan faktörleri ortadan kaldırmak gerekir. l 70

PLAZMA POTASYUM FAZLALIĞINI ÖNLEMEYE VE FAZLA POTASYUMU AZALTMAYA YÖNELİK UYGULAMALAR-I Hasta yeterince idrar verilmemelidir.

PLAZMA POTASYUM FAZLALIĞINI ÖNLEMEYE VE FAZLA POTASYUMU AZALTMAYA YÖNELİK UYGULAMALAR-I Hasta yeterince idrar verilmemelidir. l yapmadan K+ Çok fazla kan verilmesi gerektiğinde banka kanı yerine taze kan verilebilir (kan, bekletilirken, hücreler parçalanarak K+ miktarı artabilir). l K+ 'u hücre içine sokmak için glikoz ve insülin verilebilir. l 71

PLAZMA POTASYUM FAZLALIĞINI ÖNLEMEYE VE FAZLA POTASYUMU AZALTMAYA YÖNELİK UYGULAMALAR-II Asidozda sodyum bikarbonat verilerek,

PLAZMA POTASYUM FAZLALIĞINI ÖNLEMEYE VE FAZLA POTASYUMU AZALTMAYA YÖNELİK UYGULAMALAR-II Asidozda sodyum bikarbonat verilerek, gene K+ 'un hücre içine girmesi sağlanabilir. K+ hücre içine girerken H+u hücre dışına çıkar ve bikarbonatla tamponlanır. l Doku yıkımı ve enfeksiyon kontrol altına alınarak da K+ fazlalığı önlenebilir. l Katyon değiştirici reçineler ağız ya da lavman yoluyla uygulanabilir. Bu reçineler gastrointestinal sistemden K+ atılımına neden olurlar. l 72

PLAZMA POTASYUM FAZLALIĞINI ÖNLEMEYE VE FAZLA POTASYUMU AZALTMAYA YÖNELİK UYGULAMALAR-III l İdrar atılımı artırılarak

PLAZMA POTASYUM FAZLALIĞINI ÖNLEMEYE VE FAZLA POTASYUMU AZALTMAYA YÖNELİK UYGULAMALAR-III l İdrar atılımı artırılarak da K+ atılımı artırılabilir. l Böbrek fonksiyon göremiyorsa, peritoneal diyaliz ya da hemodiyaliz uygulanır. 73

KALSİYUM (CA++ ) DENGESİZLİKLERİ l. Hücre dışı sıvıda çok az miktarda bulunmakla birlikte bedendeki

KALSİYUM (CA++ ) DENGESİZLİKLERİ l. Hücre dışı sıvıda çok az miktarda bulunmakla birlikte bedendeki fizyolojik olaylarda önemli rol oynar. Hücre dışı sıvıdaki kalsiyumun yaklaşık yarısı (2, 3 m. Eq/L) iyonize şekildedir. Diğer yarısı plazma proteinlerine bağlı olarak damar içinde yer alır. l lyonize kalsiyum kapiller damarlardan geçebilir ve hücre fonksiyonlarında aktif rol oynayabilir. l Plazma Ca++ düzeyinin normal sınırlarda olabilmesi; yeterli Ca++ ve D vitamini alımına, kan fosfor düzeyine, parotroid bezlerin ve böbreklerin iyi fonksiyon görebilmelerine bağlıdır. l 74

KALSİYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l l l l Normal serum Ca++ 'u 4 -5

KALSİYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l l l l Normal serum Ca++ 'u 4 -5 m. Eq/L'dir. Ca++ un yaklaşık % 99'u kemiklerde yer alır. Ca++ , nöromüsküler iritabiliteyi ve kapiller permeabiliteyi azaltır. Normal adale kontraktilitesi ve uygun sinirsel ileti için Ca++ elzemdir. Kan pıhtılaşmasında rol oynar, kemik ve diş yapımında yer alır. Günlük gereksinim erişkinler için 0. 8 gr'dır. Ca++ un 3/4'ü süt ve süt ürünleriyle, 1/4'ü ise sebze ve meyvelerle alınır. İdrar ve dışkıyla atılır. Ca++ miktarını geniş ölçüde parathormon düzenler. 75

KALSİYUM AZLIĞI (HİPOKALSEMİ) l Asidoz tedavisinde; Alkali madde fazla verildiğinde alkali ortamda iyonize Ca++

KALSİYUM AZLIĞI (HİPOKALSEMİ) l Asidoz tedavisinde; Alkali madde fazla verildiğinde alkali ortamda iyonize Ca++ miktarı azalacağı için; l Akut pankreatitte; Ca++'un plazmadan tahrip olmuş pankreas dokusu içine girmesiyle l Banka kanında; Pıhtılaşmayı önlemek için yer alan sitratın, Ca++'un aktivitesini baskılamasıyla (HİPOKALSEMİ) gelişir. 77

KALSİYUM AZLIĞI (HİPOKALSEMİ) Belirti ve Bulgular Hipokalsemi, nöromüsküler iritabiliteyi artırarak, "tetani" denilen bir durumun

KALSİYUM AZLIĞI (HİPOKALSEMİ) Belirti ve Bulgular Hipokalsemi, nöromüsküler iritabiliteyi artırarak, "tetani" denilen bir durumun gelişmesine neden olur. Trousseau testi; Hastanın koluna yerleştirilen tansiyon aleti manşeti şişirilir ve 1 -5 dakika beklenir. Parmaklarda, ellerde kasılma (karpal spazm) gelişirse tetani vardır. Chvostek testi; Kulağın ön kısmında fasial sinire vurularak bakılır. Dudakta, burunda, yüzün yan kısmında kasılma olursa, Chvostek belirtisi pozitiftir. Hipokalseminin nöromüsküler irritabiliteyi artırıcı etkisi, kalp adalesi için geçerli değildir. Hipokalsemide "kalp adale kontraktilitesi azalır", aritmiler ve miyokart yetmezliği gelişebilir. 78

KALSİYUM AZLIĞI (HİPOKALSEMİ) Tedavi ve Bakım l Ca++ azlığı, ağız yoluyla ya da İV

KALSİYUM AZLIĞI (HİPOKALSEMİ) Tedavi ve Bakım l Ca++ azlığı, ağız yoluyla ya da İV yolla Ca++ verilerek tedavi edilir. Hipokalsemi orta derecedeyse ve tetani yoksa Ca++ ağız yoluyla verilebilir. Kalsiyum glukonat İV ve İM yollarla verilebilir. Kalsiyum klorür de İV yolla verilebilir. Sıklıkla, Ca++ un GİS emilimini artırmak için D vit. de verilebilir. l Hastada tetani gelişti ise Ca++ İV yolla verilebilir. Bu yolla, sıklıkla % 10’luk kalsiyum glukonat solüsyonu uygulanır. l Ciddi hipokalsemisi olan hastalara 80 ml % 10'luk kalsiyum glukonat 1 litre % 5 dekstroz içersinde, tetani belirtileri ortadan kalkıncaya kadar verilir. l 79

İNTRAVENÖZ YOLLA KALSİYUM VERİLİRKEN UYULMASI GEREKENLER l. Yavaş verilmelidir. l Ca++ , karbonat ya

İNTRAVENÖZ YOLLA KALSİYUM VERİLİRKEN UYULMASI GEREKENLER l. Yavaş verilmelidir. l Ca++ , karbonat ya da fosfat içeren sıvılara katılmamalıdır, (çökelebilir). l İnfiltrasyon olmamasına dikkat edilmelidir, doku nekrozu gelişebilir. l Hiperkalsemi belirtileri izlenmelidir. İV Ca++ tedavisi kardiyak arreste neden olabilir. l Hastanın digital grubu ilaç alıp almadığı öğrenilmelidir. Ca++'un etkisi digitale benzediğinden digital toksikasyonu gelişebilir. 80

KALSİYUM FAZLALIĞI (HİPERKALSEMİ) l. Kalsiyum fazlalığı, Ca++ 'un fazla alınması ya da bedenden az

KALSİYUM FAZLALIĞI (HİPERKALSEMİ) l. Kalsiyum fazlalığı, Ca++ 'un fazla alınması ya da bedenden az atılmasından kaynaklanır. l. Diyetle fazla Ca++ alınımı nadiren hiperkalsemiye neden olur. 81

KALSİYUM FAZLALIĞI (HİPERKALSEMİ) Nedenler l Parathormon arttığında ve fazla D vit. alındığında, GİS’den Ca++

KALSİYUM FAZLALIĞI (HİPERKALSEMİ) Nedenler l Parathormon arttığında ve fazla D vit. alındığında, GİS’den Ca++ emilimi artar ve serum Ca++ düzeyi yükselir. l Uzun süre hareketsiz kalındığında ve kemik tümörleri olduğunda, kemikten kana geçen kalsiyum miktarı artar ve hiperkalsemi gelişebilir. l Kalsiyum atılımının azalması böbreklerle ilgilidir. Parat-hormon, böbreklerden Ca++ 'un geri emilimini artırarak kan Ca++ seviyesini yükseltir. l H+ konsantrasyonu arttığında, iyonize Ca++ miktarı artar. Böylece asidoz, hücre dışı sıvıdaki iyonize Ca++ oranını artırarak hiperkalsemiye neden olur. 82

KALSİYUM FAZLALIĞI (HİPERKALSEMİ) Belirti ve Bulgular l. Kalsiyum fazlalığı nöromüsküler irritabiliteyi azaltır. Fakat kalp

KALSİYUM FAZLALIĞI (HİPERKALSEMİ) Belirti ve Bulgular l. Kalsiyum fazlalığı nöromüsküler irritabiliteyi azaltır. Fakat kalp adalesi üzerinde uyarıcı etkiye sahiptir. Ca++ fazlalığı kalp debisini ve kan basıncını yükseltir. l. Bununla beraber aşırı uyarım olursa aritmiler gelişir ve kalbin pompalama kapasitesi azalır. 83

KALSİYUM FAZLALIĞI (HİPERKALSEMİ) Tedavi ve Bakım l Amaç kalsiyum fazlalığına neden olan durumun önlenmesi

KALSİYUM FAZLALIĞI (HİPERKALSEMİ) Tedavi ve Bakım l Amaç kalsiyum fazlalığına neden olan durumun önlenmesi ya da giderilmesidir. Diyetle fazla Ca++ ve D vit alınması önlenir. l Kemiklerden Ca++'un kana geçmesini önlemek için hareketli olmak önerilir. l Böbreklerden atılımını artırmak için izotonik Na. CI solüsyonu, disodyum fosfat, sodyum sülfat ve diüretikler verilebilir. l. Steroidler Ca++ emilimini önlerler fakat hipokalsemiye neden olabilirler. l Hiperkalsemiyle birlikte osteoporoz ve adale zayıflığı görüldüğünden, bu hastalarda kırıklar olabilir. l Bu nedenle hastaların travmalardan korunmaları önem kazanır. 84

MAGNEZYUM DENGESİZLİKLERİ l Hücre içinde en fazla bulunan katyonlardan ikincisi magnezyumdur. l Nöromüsküler sistemin

MAGNEZYUM DENGESİZLİKLERİ l Hücre içinde en fazla bulunan katyonlardan ikincisi magnezyumdur. l Nöromüsküler sistemin fonksiyonel bütünlüğü geniş ölçüde magnezyum tarafından sağlanır. l Magnezyum dengesizlikleri nöromüsküler fonksiyonda bozukluklara neden olur. 85

MAGNEZYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l Normal, erişkin erkekte 25 gr Mg++ vardır. l Mg++

MAGNEZYUMA İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER l Normal, erişkin erkekte 25 gr Mg++ vardır. l Mg++ "nin % 70'i Ca++ ve fosforla birlikte kemiklerde bulunur, % 30'u beden sıvılarında ve yumuşak dokularda yer alır. l Beden sıvılarında başlıca hücre içinde yer alır, 40 m. Eq/Ldir. Serum Mg++ düzeyi 3 m. Eq/L'dir. 86

Sıvı-Elektrolit Dengesinin Korunması, Düzenlenmesi ve Hemşirelik Uygulamaları 87

Sıvı-Elektrolit Dengesinin Korunması, Düzenlenmesi ve Hemşirelik Uygulamaları 87

HEMŞİRELİK UYGULAMALARI-I UYGULAMALARI ●Hastanın aldığı ve çıkardığının ölçülmesi ● Hastanın tartılması ● İV yolla

HEMŞİRELİK UYGULAMALARI-I UYGULAMALARI ●Hastanın aldığı ve çıkardığının ölçülmesi ● Hastanın tartılması ● İV yolla sıvıların uygulanması ve bu sıvılara ilaç ve elektrolitlerin katılması ● İV yolla verilen sıvı hızının hesaplanması ve kontrol edilmesi 88

HEMŞİRELİK UYGULAMALARI-II UYGULAMALARI l Gastrik tüplerin irrigasyonu, drenlerin, kateterlerin takibi ve irrigasyonu l Her

HEMŞİRELİK UYGULAMALARI-II UYGULAMALARI l Gastrik tüplerin irrigasyonu, drenlerin, kateterlerin takibi ve irrigasyonu l Her şiftte ve 24 saatte bir sıvı dengesinin kaydedilmesi l Sıvı alımı ve atılımındaki normalden sapmaların ya da sıvı-elektrolit dengesizliklerini işaret eden bulguların doktora bildirilmesi 89

 • SIVI-ELEKTROLİT VE HİDROJEN İYONU DENGESİZLİĞİ OLAN HASTANIN TEDAVİ VE BAKIMI Hastanın sıvı-elektrolit

• SIVI-ELEKTROLİT VE HİDROJEN İYONU DENGESİZLİĞİ OLAN HASTANIN TEDAVİ VE BAKIMI Hastanın sıvı-elektrolit ve hidrojen iyonu dengesinin değerlendirilmesi • Sıvı-elektrolit ve H+ iyonu dengesizliğinin tanısı • Bakım planı geliştirilmesi olarak 3 aşamada incelenebilir. 90

HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ-I lŞu anda sıvı-elektrolit ve H+’u dengesini bozabilecek bir hastalık var mı? (örn:

HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ-I lŞu anda sıvı-elektrolit ve H+’u dengesini bozabilecek bir hastalık var mı? (örn: diyabet, yüksek ateş, böbrek yetmezliği) Bu durumda ne tip bir dengesizlik ortaya çıkar? l Sıvı-elektrolit ve H+’u dengesizliğine yol açabilecek herhangi bir ilaç veya tedavi uygulanıyor mu? (örn: steroidler, diüretikler) Bu tedavi dengeyi nasıl etkiler? l Beden sıvılarından anormal bir kayıp var mı, eğer böyle bir kayıp varsa bu kaybın kaynağı nedir? Bu kayıplar hangi dengesizliklere yol açabilir? 91

HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ-II l. Herhangi bir diyet sınırlaması var mı? (örn: sodyumdan fakir diyet) eğer

HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ-II l. Herhangi bir diyet sınırlaması var mı? (örn: sodyumdan fakir diyet) eğer varsa sıvı-elektrolit dengesi nasıl etkilenecektir? l Hasta yeterli su ve besinleri ağız ya da diğer yollarla alıyor mu? Alamıyorsa ne kadar süredir alamıyor? l Hastanın total sıvı alımı ve kaybı normal sınırlar içerisinde midir? 92

HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ-III Bu sorulara yanıt verebilmek; l. Hastanın hikayesinin, l. Fizik muayene bulgularının, l.

HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ-III Bu sorulara yanıt verebilmek; l. Hastanın hikayesinin, l. Fizik muayene bulgularının, l. Sıvı kayıtlarının ve laboratuvar testleri sonuçlarının bilinmesini ve hastanın planlı bir şekilde gözlenmesini gerekli kılar. 93

SIVI KAYITLARI-I l. Sıvı kaydı, hastanın aldığı sıvıların (ağız, parenteral ya da beslenme tüpleriyle)

SIVI KAYITLARI-I l. Sıvı kaydı, hastanın aldığı sıvıların (ağız, parenteral ya da beslenme tüpleriyle) ve çıkardığı sıvıların (idrar, dışkı, gastrik sakşın, yara drenajı, kusma ve terleme) kaydedilmesidir. l. Bu kayıtlar doğru tutulduğunda; dengesizliklerin tanınmasında, kısa sürede önlenmesinde ve sıvıelektrolit gereksinimlerinin hesaplanmasında yardımcı olur. 94

SIVI KAYITLARI-II Her ne kadar doktor her hasta için aldığı-çıkardığı izlemini istemese de, hemşire

SIVI KAYITLARI-II Her ne kadar doktor her hasta için aldığı-çıkardığı izlemini istemese de, hemşire her hastasını sıvı-elektrolit dengesi yönünden değerlendirmelidir. Bu değerlendirmede; l. Hasta günde en az 1500 ml sıvı almış mıdır? l Hasta her 8 saatte bir, hiç olmazsa bir kez idrar yapmış mıdır? Ne kadar yapmıştır? İdrarı konsantre mi? l Hastanın cilt durumu nasıl? Kuru mu? l Hastanın ateşi var mı? l Hasta aşırı terliyor mu? l Hastanın herhangi bir yerinden aşırı akıntı var mı? 95

SIVI KAYITLARI-II Hastanın sıvı-elektrolit ve H+’u dengesizliğini belirlemede; l. Hastanın hikayesi, l. Fizik muayene

SIVI KAYITLARI-II Hastanın sıvı-elektrolit ve H+’u dengesizliğini belirlemede; l. Hastanın hikayesi, l. Fizik muayene bulguları genel fikir verirse de l. Laboratuvar testleri tanıyı desteklemek ve bir dengesizliği diğerinden ayrıştırmak için düzenli olarak yapılır. Hemşire hastanın bu değerlerini de izlemelidir. 96

STANDART LABORATUVAR TESTLERİ-I l Hemoglobin ve hematokrit değerleri: Hb değeri; sıvı hacmi arrtığında düşebilir,

STANDART LABORATUVAR TESTLERİ-I l Hemoglobin ve hematokrit değerleri: Hb değeri; sıvı hacmi arrtığında düşebilir, sıvı hacmi azaldığında yükselir. l. Hct değeri; hücre dışı sıvı hami arttığında düşebilir, azaldığında yükselebilir. l İdrar analizi l Elektrolit konsantrasyonları l Kan üre nitrojen (BUN): Hastanın hidrasyon durumuna, protein yıkımına ve böbrek fonksiyonuna göre değişiklik gösterir. Su ve Na+ azaldığında, protein yıkımı arttığında ve böbrek fonksiyonları yetersiz olduğunda yükselir. 97

STANDART LABORATUVAR TESTLERİ-II l Plazma proteinleri: Normal değer 6 -8 gm/100 ml. Bu değer

STANDART LABORATUVAR TESTLERİ-II l Plazma proteinleri: Normal değer 6 -8 gm/100 ml. Bu değer normalin altında olduğunda kolloid ozmotik basınç azalacağından sıvı damar dışına geçer ve ödem gelişir. l Arteriyel kan gazları: Normal arteriyal p. H değeri 7, 35 -7, 45’tir. Bu değerden sapmalar asit-baz dengesizliğini gösterir. l Elektrokardiyogram (EKG): Özellikle K+, Mg++ ve Ca++ dengesizliklerinin saptanmasında önemlidir. 98

Çeşitli klinik durumlarda kolaylıkla gelişebilecek dengesizlikler ve nedenleri 99

Çeşitli klinik durumlarda kolaylıkla gelişebilecek dengesizlikler ve nedenleri 99

100

100

101

101

102

102

103

103

SIVI-ELEKTROLİT BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILAN SOLÜSYONLAR l Kristaloid l Kolloid solüsyonlar 104

SIVI-ELEKTROLİT BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILAN SOLÜSYONLAR l Kristaloid l Kolloid solüsyonlar 104

SIVI-ELEKTROLİT BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILAN SOLÜSYONLAR Kristaloid solüsyonlar 1) Dekstrozlu solüsyonlar; (%5, %10, %20, %30

SIVI-ELEKTROLİT BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILAN SOLÜSYONLAR Kristaloid solüsyonlar 1) Dekstrozlu solüsyonlar; (%5, %10, %20, %30 ) 2) Na. Cl’li solüsyonlar; (%0. 9, %0. 45, %3, %5) 3) Dekstroz ve Na. Cl’li solüsyonlar; % 5 Deks. + %0. 2 Na. Cl % 5 Deks. + %0. 45 Na. Cl % 5 Deks. + %0. 9 Na. Cl 4)Multiple elektrolit solüsyonları Ringer solüsyonu Ringer laktat solüsyonu % 5 Deksttrozlu Ringer laktat solüsyonu Isolyte M Isolyte P 105 Isolyte S

SIVI-ELEKTROLİT BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILAN SOLÜSYONLAR Kolloid solüsyonlar Dekstran 40 (Rheomacrodex) Dekstran 70 (Macrodex) HES

SIVI-ELEKTROLİT BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILAN SOLÜSYONLAR Kolloid solüsyonlar Dekstran 40 (Rheomacrodex) Dekstran 70 (Macrodex) HES 200/0. 5 (Hemohes) HES 450/0. 7 (Bioplasma) Modifiye sıvı jelatin (Gelofusine) Polijelin (Haemaccel) 106

İV SIVI TEDAVİSİ Kristaloidlerin, kolloidlerin veya her ikisinin kombinasyonunu içerir. l Kristaloid solüsyonlar düşük-molekül

İV SIVI TEDAVİSİ Kristaloidlerin, kolloidlerin veya her ikisinin kombinasyonunu içerir. l Kristaloid solüsyonlar düşük-molekül ağırlıklı iyonların (tuzlar) glukozla birlikte veya glukozsuz sulu çözeltileridir. l Kolloid solüsyonlar tuzların yanı sıra proteinler veya büyük glukoz polimerleri gibi yüksek-molekül ağırlıklı maddeleri içerir. l Kolloid solüsyonlar plazma kolloid osmotik basıncının idamesini sağlarlar ve büyük kısımları damar içinde kalır. 107

KRİSTALOİD SOLÜSYONLAR l. Su ve elektrolit kayıplarının birlikte görüldüğü durumlarda izotonik elektrolit solüsyonları (replasman

KRİSTALOİD SOLÜSYONLAR l. Su ve elektrolit kayıplarının birlikte görüldüğü durumlarda izotonik elektrolit solüsyonları (replasman solüsyonları) kullanılmalıdır. l. Primer kan kayıplarında, izotonik kristaloid kolloidler ile birlikte kullanılmalıdır. 108

DEKSTROZLU SOLÜSYONLAR ●Hipotonik olan %5 dekstroz, tek başına su kayıplarında ve sodyum kısıtlaması olan

DEKSTROZLU SOLÜSYONLAR ●Hipotonik olan %5 dekstroz, tek başına su kayıplarında ve sodyum kısıtlaması olan hastalarda idame solüsyonu olarak kullanılır. ●%5 dekstroz tek başına verilirse, infüze edilen su total vücut suyuna eşit olarak dağılır. ●%5 dekstroz ayrıca Na. Cl içeren solüsyonlarla birlikte tonisiteyi sağlama ve açlığa bağlı ketozis ve hipoglisemiyi önleme de kullanılır. ●%10 ve daha konsantre dekstroza solüsyonları elektrolit içermez ve sadece parental nutrisyonun bir komponenti olarak kullanılır. 109

NACL’Lİ SOLÜSYONLAR l. Temel replesman solüsyonu olan serum fizyolojik (normal salin, %0. 9 Na.

NACL’Lİ SOLÜSYONLAR l. Temel replesman solüsyonu olan serum fizyolojik (normal salin, %0. 9 Na. Cl içerir) tuz ve su kaybının olduğu durumlarda kullanılır. l. Serum fizyolojik infüze edildiği zaman tüm ekstrasellüler sıvıya dağılır. (bu şekilde yaklaşık %20’si damar içinde kalırken, %80’i intersrisyel aralığa geçer. ) l. Büyük hacimlerde verildiği zaman klor içeriği fazla olduğu için, dilüsyonel hiperkloremik asidoza yol açar, çünkü plazma klor konsantrasyonu yükseldiği sürece bikarbonat konsantrasyonu düşer. 110

NACL’Lİ SOLÜSYONLAR l. SF hipokloremik metabolik alkalozda ise tercih edilen bir kristaloiddir. l%3 -20’lik

NACL’Lİ SOLÜSYONLAR l. SF hipokloremik metabolik alkalozda ise tercih edilen bir kristaloiddir. l%3 -20’lik hipertonik Na. Cl şiddetli semptomatik hiponatremi tedavisinde kullanılır. l. Bazı otoriteler hipovolemik şoktaki hastaların resüsitasyonunda %3 -7. 5’luk Na. Cl solüsyonlarının ilk tercih olarak kullanımı önerilmektedir. 111

MULTİPLE ELEKTROLİT SOLÜSYONLARI l. Ringer laktat, ekstrasellüler sıvı kompozisyonu üzerine en az etkisi olan

MULTİPLE ELEKTROLİT SOLÜSYONLARI l. Ringer laktat, ekstrasellüler sıvı kompozisyonu üzerine en az etkisi olan solüsyondur. l. Bu solüsyon en fizyolojik kristaloiddir ve büyük hacimler gerektiği zaman ve ayrıca ketoasidozda tercih edilmelidir. Ancak pratikte 24 saatte 2 litrenin üzerinde nadiren kullanılır. lÇünkü laktat karaciğerde Cori siklusu ile glukoza dönüşürken bikarbonat ortaya çıkar ve bu miktar çok olursa metabolik alkaloza neden olur. 112

MULTİPLE ELEKTROLİT SOLÜSYONLARI l. KC yetmezliğinde ise, laktat birikerek laktik asidoza neden olabilir. l.

MULTİPLE ELEKTROLİT SOLÜSYONLARI l. KC yetmezliğinde ise, laktat birikerek laktik asidoza neden olabilir. l. Diabetik hastalarda hiperglisemiye yol açabileceği için laktatlı solüsyonlardan kaçınılmalıdır. l. Laktatlı solüsyonların kullanılamayacağı bu gibi durumlar için laktat içermeyen ringer solüsyonu bir alternatif olarak kullanılabilir. 113

MULTİPLE ELEKTROLİT SOLÜSYONLARI İsolyte M; postoperatif dönemde minimum enerji gereksiniminde ve günlük elektrolit ihtiyacının

MULTİPLE ELEKTROLİT SOLÜSYONLARI İsolyte M; postoperatif dönemde minimum enerji gereksiniminde ve günlük elektrolit ihtiyacının özellikle de potasyum ve fosfat kayıplarının karşılanmasında kullanılır. İsolyte S; ringer laktata alternatif olarak kullanılır. Laktat yerine asetat ve glukonat içerir. 114

l. KOLLOİD SOLÜSYONLAR l. Yüksek molekül ağırlıklı maddelerin kolloid osmotik aktivitesi bu solüsyonların damar

l. KOLLOİD SOLÜSYONLAR l. Yüksek molekül ağırlıklı maddelerin kolloid osmotik aktivitesi bu solüsyonların damar içinde kalmasını sağlar. Kristaloid solüsyonların intravasküler yarı ömürleri 20 -30 dakika iken kolloid solüsyonların çoğunun invasküler yarı ömürleri 3 -6 saattir. l 115

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ Sıvı elektrolit dengesizliği gelişen veya gelişebilecek olan hastalarda alınan ve çıkarılan

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ Sıvı elektrolit dengesizliği gelişen veya gelişebilecek olan hastalarda alınan ve çıkarılan sıvıların izlenmesi gerekir. 116

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ l Yara drenajı ya da nazogastrik dekompresyon gibi anormal yollardan sıvı

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ l Yara drenajı ya da nazogastrik dekompresyon gibi anormal yollardan sıvı kaybı olan hastalar l Diüretik ilaç alan hastalar l Dehidratasyon nedeniyle fazla sıvı alması gereken hastalar 117

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ l Overhidrasyon ya da volüm fazlalığı kısıtlaması uygulanan esktraselüler sıvı nedeniyle

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ l Overhidrasyon ya da volüm fazlalığı kısıtlaması uygulanan esktraselüler sıvı nedeniyle sıvı hastalar l Sıvı gereksinimini yeterli düzeyde karşılayamayan hastalar (örn. yaşlılar) 118

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ l Aldığı çıkardığı sıvı izlemi yapılırken bilinci yerinde olan hastalara işlemin

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ l Aldığı çıkardığı sıvı izlemi yapılırken bilinci yerinde olan hastalara işlemin nasıl yapılacağı çok açık bir biçimde anlatılmalıdır. l Çünkü işlemin yapılabilmesi hastanın işbirliğine bağlıdır. l Hastaya aldığı tüm sıvıların (su, süt, çay, meyve suyu, ayran vb) ve yarı sıvı besinlerin (çorba, yoğurt, muhallebi vb) mutlaka ölçüleceği anlatılmalıdır. 119

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ l Hastaya idrarını mutlaka bir kaba yapması gerektiği yada biriktirmesi söylenmeli

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ l Hastaya idrarını mutlaka bir kaba yapması gerektiği yada biriktirmesi söylenmeli l Hastada mevcut bütün drenlerden, kateter veya tüplere gelen miktarlar çıktı olarak kaydedilmeli l Hastanın kusma veya ishali mevcut ise günde ya da 8 saatte kaçkez çıktığı ve içeriği bilinmeli l Terlemesi olup olmadığı da dikkate alınmalı 120

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ l Aldığı çıkardığı sıvı izlemi yapılırken irrigasyon ya da venöz kateter

ALDIĞI-ÇIKARDIĞI SIVI İZLEMİ l Aldığı çıkardığı sıvı izlemi yapılırken irrigasyon ya da venöz kateter yıkama miktarları atlanmamalı l Hastaya önerilen total sıvı haricinde eklenen elektrolit solüsyonları, antibiyotik miktarları ya da oral ilaç alımında alınan sıvılar dikkate alınmalıdır (yapılan bir çalışmada bu yolla günde 250 -475 cc su alındığı saptanmıştır). l Hastanın aldığı katı besin miktarı da dikkate alınmalı. Beslenme problemi olmayan hastalarda katı besinlerle günlük sıvı alımı 1100 ml’dir. 121

SABRINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM 122

SABRINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM 122