Turizm ve evre Grnt Kirlilii Grnt kirlilii eitli

  • Slides: 9
Download presentation
Turizm ve Çevre

Turizm ve Çevre

 • Görüntü Kirliliği: • Görüntü kirliliği çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bunlardan bazıları şunlardır. •

• Görüntü Kirliliği: • Görüntü kirliliği çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bunlardan bazıları şunlardır. • Çevre’nin mimari ve doğal yapısına uygun olmayacak şekilde dizayn edilmiş yapılar: • -Dış yüzeylerde uygun olmayan yapı malzemelerinin kullanılması -Turistik tesislerin dış görünümlerinin kötü bir şekilde planlanması -Uygun olmayan peyzaj -Elektrik, telefon gibi hatların toprak üstünden geçen tesisatlarının çirkin görüntüsü -Yapılaşmadan dolayı manzaranın engellenmesi -Binaların ve peyzajın kötü bakımı

 • Flora-Faunada Bozulma: • Flora, bir bölgenin bitki çeşitliliğine ve bitki çevresini ifade

• Flora-Faunada Bozulma: • Flora, bir bölgenin bitki çeşitliliğine ve bitki çevresini ifade eder. Bitkiler hem peyzaj ve görünüm açısından çevrenin tamamlayıcı unsurudur hem de ekolojik denge açısından vazgeçilmez öğeleridir. Fauna ise hayvan çevresini ifade eder. Bölgede yaşayan hayvanlar o bölgenin ekolojik döngüsü içerisinde önemli birer unsurudur. Doğal çevre flora ve fauna dan ayrı düşünülemez. • Bitki ve hayvan ortamlarında sonradan ortaya çıkan bozulmalar doğal çevrenin seyrini sekteye uğratmaktadır. Öyle ki bu bozulmalar toprakta bile değişik çevresel kötüye gidişin kaynağı olabilmektedir. Turizm amaçlı aşırı kullanımlar örneğin; park ve koruma alanlarında büyüyen bitkilerin koparılması, ağaçların kampçılar ya da tırmanıcılar tarafından kamp ateşi yapmak için kesilmesi, fazla kullanımdan dolayı erozyon oluşması, hayvanların kontrolsüz olarak fotoğraflarının çekilmesi ve beslenmesi sonucu bu hayvanların davranışlarının olumsuz etkilenmesi, sahil bölgelerinde turizm amaçlı kullanım sonucu deniz hayatının kirlenmesi bunun sonucu deniz hayvanları ve bitkilerinin olumsuz etkilenmesine neden olabilmektedir. Turizmin genellikle temiz ve ender güzellikte çevresel değerlere sahip bölgelerde geliştiği düşünülürse tüm bu ekolojik bileşenlerin bozulmasına ve kirlilik oluşmasına doğrudan bir etkisi olduğu tahmin edilebilir.

 • Küresel Isınma Ve İklim Değişikliği: Küresel ısınma, fosil yakıtların tüketilmesi, sanayi üretimi,

• Küresel Isınma Ve İklim Değişikliği: Küresel ısınma, fosil yakıtların tüketilmesi, sanayi üretimi, orman alanlarının yok edilmesi gibi nedenlere bağlı olarak atmosferin doğal işleyişinde ve klimatolojik özelliklerde görülen değişmedir. Atmosferde tutulan ve belli oranlarda bileşime sahip gazlar güneş ışınlarının yerküre de tutulmasını ve emilmesini düzenleyerek yeryüzünün ısısını dengelemektedir. Bu duruma sera etkisi denmektedir. Ancak yeryüzündeki enerji kullanımına ilişkin faaliyetler, sanayileşme, egzoz salgınları nedeniyle bu gazların oranlarında görülen değişim sebebiyle güneş ışınlarının yeryüzünde tutulması oranı ve bu işleyiş oranı bozulmaktadır buna bağlı olarak ta yerkürenin ısısı daha önceki çağlarda görülmediği oranlarda ve sürekli olarak artmaktadır. Örneğin 1998 yılında ölçülen küresel ortalama sıcaklık aletli yüzey ısısı ölçümlerini yapılmaya başlandığı 1860 yılından bu yana ölçülmüş en yüksek sıcaklık değeridir. Bu bozulma neticesinde 2050 yılına kadar ortalama yeryüzü sıcaklığının 1 -4. 5 derece artacağı öngörülmektedir. Bu artış deniz suyu seviyesinde 15 -95 santimlik bir artış doğuracaktır.

 • ÇEVRE KORUMA KONUSUNDAKİ ENGELLER • Gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde çevresel

• ÇEVRE KORUMA KONUSUNDAKİ ENGELLER • Gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde çevresel çalışmaların yürütülmesinin önünde bir takım daha belirli engeller vardır. Bu engeller, bu ülkelerin sosyal ve siyasal yapıları ile ilgilidir. Dolayısıyla, bunlar ülkeden ülkeye önemli oranda değişebilmektedir. Az gelişmiş ülkelerde bu engeller Türkiye’nin de dahil edildiği gelişmekte olan ülkelere göre daha net olarak görülebilmektedir. Ülkeden ülkeye farklılık gösteren sosyal ve siyasal yapılar üzerinde ya bir kaçı veya hepsi önemli çevresel riskler doğuran bu etkenler şunlardır:

 • 1)Yetersiz Risk Verisi: Bu ülkeler ekonomik gelişme faaliyetleri ve diğer nedenlerden kaynaklanan

• 1)Yetersiz Risk Verisi: Bu ülkeler ekonomik gelişme faaliyetleri ve diğer nedenlerden kaynaklanan çevre tahribatının ne boyutlara ulaştığını gösteren verilere sahip değillerdir. • 2)Eğitilmiş İnsan Azlığı ve Risk Değerlendirme Donanımlarının Yetersizliği: Bu ülkelerde, çevresel tahribatın boyutları, nedenleri ve çözüm yolları üzerine çalışmalar yürütecek bilim adamı, teknik eleman ve yönetici oldukça azdır. Bununla birlikte, bu çalışmalara yardımcı olacak donanım bulunmamaktadır. • 3)Finansal Kaynakların Sınırlı Olması: Finansal kaynakların kıt olması ve eldeki kaynakların da yoksullukla mücadele kapsamındaki ekonomik getiri sağlayacak alanlara yatırımı olanaksız hale getirmektedir. • 4)Çevre Kanunlarının Yetersizliği: Çevre kanunlarının yetersiz oluşu, bir çoğunun güncel sorunlardan uzak oluşu, kanun koyucunun çevresel duyarlılığa sahip olmayışı, kanunlarda sorumluların açık olarak belirlenmemesi, uygulamaların izlenip kontrol edilmemesi gibi sorunlar bu ülkelerin çevre koruma konusundaki eksikliklerindendir.

 • 5)Mevcut Çevre Kanunlarının Uygulanmasındaki Otorite Boşluğu: Bu ülkelerde bürokratik işlemlerin fazla oluşu

• 5)Mevcut Çevre Kanunlarının Uygulanmasındaki Otorite Boşluğu: Bu ülkelerde bürokratik işlemlerin fazla oluşu ve ekonomik faaliyetlere tanınan öncülüğün çevre aleyhine bu denli belirgin olması çevre kanunlarına uyulmamasını temel nedenidir. Bunun yanında kontrol sistemlerinin eksikliği ve kontrol mekanizmalarında yolsuzluk, rüşvet gibi etkenler kanunların uygulanmasını zorlaştırmaktadır. • 6)Kamuoyu ve Politikacıların Çevre Konusuna Yeterli İlgiyi Göstermemeleri: Tamamen ekonomik getiri sağlamaya ve yoksullukla mücadeleye endekslenmiş güncel politika arenasında kamuoyu ve politikacıların çevresel duyarlıkla faaliyetleri takip etmeleri pek rastlanmayan bir olaydır. • 7)Teknolojik ve Organizasyonel Kaynakların Azlığı: Teknolojik yapıları gelişmiş ülkelerden teknoloji ithalatına bağlı olan bu ülkelerin çevre yönetimi de uzman yöneticilere sahip olmaması da çevre koruma çalışmaları açısından engel oluşturmaktadır. • 8)Güvenlik Ekipmanlarına Yetersiz Yatırım: Finansal yapının zayıf oluşu çevre güvenliği alanına yatırımı zorlaştırmaktadır. • 9)Politik İstikrarın Olmayışı: Bu ülkelerin kırılgan siyasi yapıları belki yoksulluktan sonra en büyük engeldir. Çünkü politik istikrardan uzak bir yapı içerisinde ne kanunların uygulanması, ne de çevre koruma alanında yatırımın yapılması söz konusu olmamaktadır.

 • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KAVRAMLARI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME • Bir alandaki biyolojik çeşitlilik; o alanda

• SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KAVRAMLARI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME • Bir alandaki biyolojik çeşitlilik; o alanda yaşayan canlıların çeşitliliği, canlıların içinde yaşadıkları ortam ve birbirleri ile olan ilişkilerine göre ölçülmektedir. Bu zenginliğin oluşabilmesi için çok uzun sürelerin geçmesi gerekmektedir. Bu zenginliği tahrip ettikten sonra onarmak, ne yazık ki para ve emekle olası değildir. Oysa yapılması gereken, bu kaynakları teslim alındığı gibi korumak, hatta geliştirmek ve gelecek nesillere aktarmak olmalıdır. Sürdürülebilirlik kavramının temelinde bu yatmaktadır. • Sürdürülebilir kalkınma ise; mevcut doğal kaynakların bugünkü kullanımını, gelecek nesillerin kullanımını da sağlamaya yönelik olarak optimal düzeyde gerçekleştirerek, ülkelerin kalkınmasının önünü tıkamamaktır.

 • Nüzhet Kahraman-Oğuz Türkay- Turizm Ve Çevre • Cengiz Demir-Aydın Çevirgen-Turizm ve Çevre

• Nüzhet Kahraman-Oğuz Türkay- Turizm Ve Çevre • Cengiz Demir-Aydın Çevirgen-Turizm ve Çevre Yönetimi • Cengiz Demir-Aydın Çevirgen-Eko Turizm Yönetimi • Muammer Tuna- Turizm, Çevre ve Toplum