lk a Anadolu Uygarlklar HTTLER ANADOLU M 700

  • Slides: 55
Download presentation
İlk Çağ Anadolu Uygarlıkları

İlk Çağ Anadolu Uygarlıkları

HİTİTLER ANADOLU M. Ö 700 2000

HİTİTLER ANADOLU M. Ö 700 2000

En geniş sınırlarıyla Hititler. MÖ 1600 -MÖ 1178 https: //tr. wikipedia. org/wiki/Hititler#/media/Dosya: Map_Hittite_rule_en. svg

En geniş sınırlarıyla Hititler. MÖ 1600 -MÖ 1178 https: //tr. wikipedia. org/wiki/Hititler#/media/Dosya: Map_Hittite_rule_en. svg

 • • • Hititler Hitit uygarlığı ilk çağ uygarlıklarından biri olup Anadolu’da kurulmuştur.

• • • Hititler Hitit uygarlığı ilk çağ uygarlıklarından biri olup Anadolu’da kurulmuştur. Bu çağlarda Anadolu’da kurulan ilk toplum Hititlerdir. Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya gelerek MÖ 2000 senelerinde burada bulunan Kızılırmak ve çevresindeki alana yerleşmişlerdir. MÖ 1450 senesinde büyük bir imparatorluk konumuna gelen Hititler, Hattuşaş’ı (Boğazköy) başkent yapmışlardır. Hitit devletinin başında yetkileri sınırsız olmayan, “Pankuş” adı verilen bir meclisle sınırlandırılmış yetkilere sahip bir kral bulunmaktaydı. Kraliçe, kralın ardından gelen en yetkili kişiydi. Hititlerde Eli silah tutan herkes asker sayılırken orduları yaya ve atlı arabalı askerlerden oluşmaktaydı. Ok, yay, mızrak, kalkan, balta gibi silahlar en çok kullanılan savaş aletleriydi. Hititlerde halk hürler , yarı hürler ve köleler olarak 3 e ayrılır.

NESCO Dünya Miras Listesi’ne Alınma Tarihi: 1986 Liste Sıra No: 377 Yeri: Karadeniz Bölgesi,

NESCO Dünya Miras Listesi’ne Alınma Tarihi: 1986 Liste Sıra No: 377 Yeri: Karadeniz Bölgesi, Çorum Kategori: Kültürel 1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Hattuşa (Çorum, Boğazköy), Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu’da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur. Önceleri ilk sahipleri olan Hattiler tarafından “Hattuş” olarak adlandırılan şehir, Hitit egemenliğine geçtikten sonra “Hattuşa” adını aldı. M. Ö. 1700’lerde Kuşşara şehrinin kralı Anitta tarafından alınan Hattuşa, yine Anitta tarafından yıkıldı. Yazılı kayıtlarda Anitta ilk Hitit kralıdır. Yaklaşık yüzyıl kadar sonra şehir, I. Hattuşili tarafından tekrar kurularak 400 yıldan uzun bir süre hüküm sürecek olan bir uygarlığın başkenti haline getirildi. Günümüzde görülebilen ve büyük çoğunluğu Büyük Kral IV. Tudhaliya dönemine ait olan kalıntılar arasında tapınaklar, kraliyet konutları ve surlar bulunmaktadır.

Tarihteki ilk yazılı barış antlaşması olarak bilinen Kadeş Antlaşması, M. Ö 1280’de, Mısırlılar ve

Tarihteki ilk yazılı barış antlaşması olarak bilinen Kadeş Antlaşması, M. Ö 1280’de, Mısırlılar ve Hititliler arasında imzalanmıştır. Hititler’in ticaret yollarını ele geçirmek istemeleri ve Nefertiti ile evlenmesi için gönderilen bir Hitit prensinin öldürülmesi sonucunda Kadeş Savaşı yapılmış ve savaş sonucunda Kadeş Antlaşması imzalanmıştır. Hitit Kralı II. Mutavalli ve Mısır Kralı II. Ramses’in başında olduğu ordular, iki gün boyunca Kadeş Kalesi önlerinde savaşmıştır. Ancak savaş bir sona varamayacak şekilde ilerlediğinden, Kadeş Savaşı bir antlaşma ile bitirilmiştir. Hitit&Mısır Kadeş Antlaşması

Berlin Mısır Müzesi'nde bulunan Nefertiti büstü Adana, Ceyhan'da Sirkeli Höyük'teki kaya anıtı II. Muvatalli'yi

Berlin Mısır Müzesi'nde bulunan Nefertiti büstü Adana, Ceyhan'da Sirkeli Höyük'teki kaya anıtı II. Muvatalli'yi temsil eder ve tarihlenebilen en eski Hitit kaya anıtıdır II. Ramses savaş arabası üstünde.

FRİGLER ANADOLU M. Ö 676 1200

FRİGLER ANADOLU M. Ö 676 1200

FRİGLER Frigler’in tarih sahnesinde görünmesi M. Ö 750 yılına denk gelmektedir. Başkenti Polatlı(Gordion)dur Anadolu

FRİGLER Frigler’in tarih sahnesinde görünmesi M. Ö 750 yılına denk gelmektedir. Başkenti Polatlı(Gordion)dur Anadolu tarihindeki en farklı uygarlıklardan biri olan ve kökenleri Balkanlar olan Frigler , yıllar sonra geniş bir alanda egemenlik kuracakları Anadolu’ya M. Ö 1200’lü yıllarda gelmiştir. O tarihe dek boylar biçiminde bir yaşam sürmüşlerdir. Günümüzde Eskişehir, Afyon ve Kütahya’nın bulunduğu topraklarda yaşayan Frigler, aynı topraklarda yaşayan Yunan halkı üzerinde de büyük etki sahibi olmuştur. Bu etkileşim sonucundan Frig kültürü, Roma ve Yunan kültürü içinde kendisini barındırmıştır. Frigler M. Ö. 7. yüzyılda Lidyalıların egemliğine girerek tarihten silindiler.

Midas’ın Kulakları Efsanesi �Yunan Tanrısı Apollon ve Kır Tanrısı Pan arasında yapılacak olan bir

Midas’ın Kulakları Efsanesi �Yunan Tanrısı Apollon ve Kır Tanrısı Pan arasında yapılacak olan bir müzik yarışması için Kral Midas yargıç olarak istenmiş ve uygun görülmüştür. Midas’ın oyu Pan adına idi, diğer yargıç ise oyunu Apollon için kullanmıştır. Apollon Midas’a sinirlenip güzel müzikten anlamayan bir insana ancak eşek kulakları yakışır diyerek Midas’ın kulaklarını eşek kulağına dönüştürmüştür. Efsane budur ki Midas artık bu kulaklarla halkının arasındadır. Midas, bunu gizlemeye çalışır susar ve kimselere bahsetmez ancak bir gün berbere gittiğinde berber Midas’ın kulaklarını fark eder fakat bunu kimselere anlatmaz. Bir süre sonra dayanamaz ve artık bunu içinde tutamayacağını ve anlatması gerektiğini düşünür, bir kuyuya gider ve haykırır… �Efsaneye göre kuyu, sulara, sular, sazlara bu şekilde Midas’ın sırrı herkes tarafından duyulur.

İYON UYGARLIĞI

İYON UYGARLIĞI

 • Milattan önce 1200'de Batı Anadolu'da oluşturulan bir medeniyettir. Batı Anadolu da kabaca

• Milattan önce 1200'de Batı Anadolu'da oluşturulan bir medeniyettir. Batı Anadolu da kabaca Gediz Nehrinden, Küçük Menderes Nehirlerine kadar ki kıyı bölgesine İyonya adını vermiştir.

 • Şehir devletleri halinde yaşamışlardır. 12 şehir devletinden oluşan birlik oluşturmuşlardır. Bu şehirler

• Şehir devletleri halinde yaşamışlardır. 12 şehir devletinden oluşan birlik oluşturmuşlardır. Bu şehirler sırasıyla Miletos, Myos, Priene, Efes, Kolophon, Lebedos, Teos, Erythria, Klazomenia, Phokia Samos ve Khios'dur. Smyra aslında Aiol birliğinde iken daha sonradan iyonlaşmıştır. Halikarnos ise Dor birliğinden atılınca, İyon birliğine girmiştir.

 • Ticaret yollarının bitiş noktasında bulunmaları, tarım ve deniz ticareti sayesinde zenginleş meleri

• Ticaret yollarının bitiş noktasında bulunmaları, tarım ve deniz ticareti sayesinde zenginleş meleri sonucunda kültürel ve bilim yönüyle Anadolu medeniyetlerinin en gelişmişini oluştur muşlardır.

Yerleşme amacıyla özellikle Marmara ve Karadeniz kıyılarından pek çok koloni kurmuşlardır. Şehir devletleri halinde

Yerleşme amacıyla özellikle Marmara ve Karadeniz kıyılarından pek çok koloni kurmuşlardır. Şehir devletleri halinde yaşamaları, bilim insanlarının yetişmesine uygun özgür düşünce or tamına zemin hazırlamıştır

 • Bazı ünlü İyonyalılar; tıpta Hipokrat, tarihte Herodot, felsefe'de Diyojen, matematikte. Pisagor, Thales

• Bazı ünlü İyonyalılar; tıpta Hipokrat, tarihte Herodot, felsefe'de Diyojen, matematikte. Pisagor, Thales gibi bilim insanları yetişmiştir. • İnsan şeklinde düşündükleri çok tanrılı din anlayışı vardır. Özellikle Efes kentinde bir ana tanrıça figürü olan Artemis önemli tanrıçalardadır.

 • Persler tarafından İyonyalılar'a son verilmiştir. Perslere teslim olan Miletos hariç diğer birçok

• Persler tarafından İyonyalılar'a son verilmiştir. Perslere teslim olan Miletos hariç diğer birçok İyon kenti yağmalanmıştır. Atinanın desteklediği bazı isyan girişimleri olduysa da bu girişimler sonuçsuz kalmıştır. • Mimaride İyon nizamını geliştirmişlerdir. (Örnek, Efes harabeleri)

URARTU UYGARLIĞI

URARTU UYGARLIĞI

 • Urartular, Milattan Önce birinci yüzyılın başında, Anadolu’da, Van Gölü çevresinde kurulan bir

• Urartular, Milattan Önce birinci yüzyılın başında, Anadolu’da, Van Gölü çevresinde kurulan bir devlettir. Bu bölgeye yerleşen kavimler, beylikler ve aşiretler halinde yaşamaktansa, bir devlet kurarak kendilerini koruyabilmek adına, zaman içinde bir araya gelmiş ve Urartu Devleti’ni kurmuştur.

 • Başkenti Tuşpa (Van) olan Urartu Devleti, Milattan Önce 8. ve 7. yüzyılda

• Başkenti Tuşpa (Van) olan Urartu Devleti, Milattan Önce 8. ve 7. yüzyılda en güçlü olduğu dönemi yaşamıştır. Bu dönemde devletin sınırları içinde İran’ın kuzeybatısı, Aras Vadisi ve Doğu Anadolu yer almaktaydı.

 • Mezopotamya ve Asur sanatının etkisini barındıran bir kültüre sahip olan Urartular, çivi

• Mezopotamya ve Asur sanatının etkisini barındıran bir kültüre sahip olan Urartular, çivi yazısı ve Hitit hiyeroglif yazısını kullanan bir devletti.

LİDYA UYGARLIĞI

LİDYA UYGARLIĞI

 • Anadolu'nun batısında Gediz ve Menderes ırma kları arasında kalanbölgeye Antik çağda Lidya,

• Anadolu'nun batısında Gediz ve Menderes ırma kları arasında kalanbölgeye Antik çağda Lidya, bu topraklarda yaşayanlara da Lidyalılar denilmiştir.

 • Hint Avrupa kökenli bir kavim olan ve doğudan Anadolu'ya gelen Lidyalılar önce

• Hint Avrupa kökenli bir kavim olan ve doğudan Anadolu'ya gelen Lidyalılar önce Hititler'in daha sonra da Frigler'in egemenliği altında yaşadılar. Dilleri, Hitit dili ile benzerlik göstermektedir.

 • Lidyalılar, Frigyalılarınyıkılmasından sonra Kral Gigeszamanında bağımsız bir devlet kurdular (M. Ö. 687).

• Lidyalılar, Frigyalılarınyıkılmasından sonra Kral Gigeszamanında bağımsız bir devlet kurdular (M. Ö. 687). Lidyalıların başkenti, dönemin en büyük ve zengin kentlerinden olan Salihli yakınlarındaki Sardes (Sard)'dır. Giges, devletin sınırlarını genişletti. Doğu sınırları Kızılırmak ırmağına kadar uzandı. sınır oldu.

 • Kimmerlere karşıAsurlularla işbirli ği yapmışlar ve bunun sonucunda Kral Yolu Asur'a kadar

• Kimmerlere karşıAsurlularla işbirli ği yapmışlar ve bunun sonucunda Kral Yolu Asur'a kadar uzanmıştır. Kral Alyattes zamanında Medlerle savaş yapıldı. MÖ 585 yılında barış yapılarak, Kızılırmak iki devlet arasında

 • Lidya’nın insanlık tarihine en büyük katkısı “sikke”yi icat etmiş olmalarıdır. Başkent Sardes’in

• Lidya’nın insanlık tarihine en büyük katkısı “sikke”yi icat etmiş olmalarıdır. Başkent Sardes’in içinden geçen Paktalos Irmağı’nın alüvyonlarında doğal olarak bulanan altın gümüş karışımı “elektron” madeninden basılan ilk sikkelerin üzerinde Lidya Krallığının arması olan Aslanbaşı bulunuyordu.

 • İlk Lidya sikkeleri muhtemelen Alyattes döneminde basılmıştır. Sikke basımının daha iyi bir

• İlk Lidya sikkeleri muhtemelen Alyattes döneminde basılmıştır. Sikke basımının daha iyi bir duruma gelmesi ve elektron yerine altın ve gümüşten ayrı olarak sikke basımı Kral Kroisos zamanında ortaya çıkmıştır.

Kavimler Göçü

Kavimler Göçü

Kavimler Göçü • Kavimler Göçü, 350 800 yılları arasında Avrupa'ya yapılan şiddetli insan göçüdür.

Kavimler Göçü • Kavimler Göçü, 350 800 yılları arasında Avrupa'ya yapılan şiddetli insan göçüdür. [1] İlk dönem ve ikinci dönem olarak ikiye ayrılmaktadır. İkinci dönem kavimler göçü ilk dönem kavimler göçünün devamı niteliğindedir. İlk dönem kavimler göçü Roma İmparatorluğu ve Barbarlar arasında yoğun sınır değişikliklerini kapsar. İlk gelen göçmenler Hunlar, Slavlar, Ön Bulgarlar, Alanlar tarafından Batı'ya doğru sürülen Gotlar, Anglo Saksonlar, Vandallar ve Franklar gibi Cermen kabileleriydi. [2] İki nci dönem göçleri de (Arap fetihleri, Türk, Macar, Viking göçleri ve Moğol istilaları) Kuzey Afrika, Anadolu ve Avrupa'da derin değişimlere sebep olmuştur.

İlk Dönem Kavimler Göçü • İlk Dönem Kavimler Göçü, 4. yüzyılın ortalarında Hunlar'ın Aral

İlk Dönem Kavimler Göçü • İlk Dönem Kavimler Göçü, 4. yüzyılın ortalarında Hunlar'ın Aral Gölü ile Hazar Denizi arasındaki bölgeden Don ve Volga nehirleri arasındaki bölgeye kaymaları ile başlamıştır.

İkinci Dönem Kavimler Göçü • 567 yılında Türk boyu Avarlar ve Kuzey İtalya'daki Cermen

İkinci Dönem Kavimler Göçü • 567 yılında Türk boyu Avarlar ve Kuzey İtalya'daki Cermen kabilesi Lombardlar, Gepid Krallığı'nın büyük kısmını yok ettiler. Ön Bulgarlar yedinci yüzyılda Bizans'ın doğu Balkanlar'daki topraklarını ele geçirdiler. • Bizans Arap Savaşları sırasında Arap orduları 7. yy'ın sonunda 8. yy'ın başında, Anadolu üzerinden Balkanları ele geçirmeye çalıştılar ancak 718'de Ön Bulgarlar ve. Bizans Orduları, Arapları Konstaninopolis Kuşatması sırasında yenilgiye uğrattılar. Hazar Arap Savaşlarında da Hazarlar Arapları Kafkaslar'da durdurdular. Aynı zamanlarda Emeviler, 732'de Franklar tarafından Puvatya Muharebesi'nde durdurulana dek Avrupa'yı Cebelitarık üzerinden istilaya başladılar.

İlk VE İKİNCİ Dönem Kavimler Göçü'nün Sonuçları ü Roma İmparatorluğu 395'te ikiye ayrılmıştır. Batı

İlk VE İKİNCİ Dönem Kavimler Göçü'nün Sonuçları ü Roma İmparatorluğu 395'te ikiye ayrılmıştır. Batı Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) üAvrupa yüzyıla yakın bir süre karışıklıklar içerisinde kalmıştır. üİlk çağ sona ermiş, Orta Çağ başlamıştır. üBarbar kavimler arasında Hıristiyanlık hızla yayılmıştır. Cermenler, Hıristiyanlığı kabul ederek Ortaçağ Avrupa'sına damgalarını vurmuşturlar. ü Göçlere dayanamayan Batı Roma İmparatorluğu 476'da yıkılmıştır.

İki Uygarlığın Bilim’de Büyük Gelişimler Gösterememesinin Nedenleri: Astronomi, takvim yapma ve astrolojik kehanetlerde bulunma

İki Uygarlığın Bilim’de Büyük Gelişimler Gösterememesinin Nedenleri: Astronomi, takvim yapma ve astrolojik kehanetlerde bulunma amacı gütmekteydi. Matematik, arazi ölçümü ve iş hayatı hesaplamaları gibi pratik problemlerin çözümüyle sınırlıydı. Tıp, hastaları iyileştirme ve kötü ruhları kovma uygulamasından öteye geçmiyordu. Metalürji, kimya ve boyacılık görenekler çerçevesinde kaldığından yazılı kayıtlarına ancak son dönemden kalma tabletler üzerinde rastlanmaktadır. 31

Gerçek anlamda bilim, gözlemlerimizi açıklama, evreni anlama ihtiyacının belirdiği noktada başlar. Bu entelektüel ilginin

Gerçek anlamda bilim, gözlemlerimizi açıklama, evreni anlama ihtiyacının belirdiği noktada başlar. Bu entelektüel ilginin izine ne Mısır'da ne de Mezopotamya'da rastlamaktayız. Gerek Mezopotamya, gerek Mısır'da sağlanan tüm bilgi ve beceriler yaşamın pratik ihtiyaçlarına dönük, ampirik ve teknik bilgi düzeyinde kalmıştır. Onlar daima somut örnekler ve sayısal değerler kullanarak problemlerini çözerlerdi. Bu tür soyut kavramların ortaya çıkışı Yunan düşüncesine özgü bir gelişmedir. Teoriye yöneliş Yunan dönemini bekler. 32

İki uygarlığın beklenen gelişmeyi gösterememesinin bir nedeni de sınıf ayırımıdır. El becerileriyle uğraşan işçi

İki uygarlığın beklenen gelişmeyi gösterememesinin bir nedeni de sınıf ayırımıdır. El becerileriyle uğraşan işçi sınıfı ile din adamlarının uğraşıları arasında bir ilişki veya etkileşimin kurulmamış olmasıdır. Elle kafanın birleşmediği yerde sonuç hemen daima kısır ve durağan olmaktan kurtulamaz. M. Ö. 1100 sıralarından kalma ve bir babanın oğluna verdiği öğüdün kaydını taşıyan bir papirüs bu ayrılığı belgelemektedir: "Yazı yazmayı iyi öğren, öyle ki, kendini ağır bedensel işlerden kurtarmış olasın ve ünlü yöneticiler katına yükselesin. Yazmasını bilen kaba ve sıradan işler görmez; emir verir, yönetir. Kızgın fırınların ağzında metal işçilerini gördüm, parmakları timsahları andırıyordu. Bunlar balık döküntüsü gibi kokarlar. Hiçbir demirciyi yetkili bir mevkide, hiçbir dökümcüyü elçilik işinde gördüğümü hatırlamıyorum. " Bu gelenek eski kültürlerin etkisini sürdürdüğü yerlerde bugün bile kaybolmuş değildir. 33

2. 3. ANADOLU'DA BİLİM 2. 3. 1. HİTİT, URARTU, FİRİG VE LİDYA UYGARLIKLARI Anadolu

2. 3. ANADOLU'DA BİLİM 2. 3. 1. HİTİT, URARTU, FİRİG VE LİDYA UYGARLIKLARI Anadolu yarımadasında ilk uygarlıkların tarihi M. Ö. 8000'lere kadar gitmektedir. Bu uygarlıklar arasında Hitit, Urartu, Firig ve Lidya uygarlıkları sayılabilir. Hititlerin bakır ve tunçtan eşyalar yaptıkları, çivi yazısı ve hiyeroglif olmak üzere iki çeşit yazıları oldukları bilinmektedir. Van gölü civarında gelişen Urartu uygarlığında ise çivi yazısı ve resim yazısı kullanılmış, yapmış oldukları kapların üzerine, onların hacimlerini yazmışlardır. Merkezleri Gordion ve Midas olan Firigya uygarlığının Fenike alfabesinin Batı'ya yayılmasında önemli rolü olmuştur. Bakırkalay alaşımı olan tunçtan eşyalar yapmışlar, bazı müzik aletlerini icat etmişler (simbal, flüt gibi), kilim dokumuşlardır. Batı Anadolu'daki Lidya uygarlığının en büyük başarısı ise parayı icat etmiş olmasıdır. Böylece o dönemin ekonomik hayatında büyük gelişme sağlanmış, modern ekonominin temelleri atılmıştır. 34

2. 3. 2. FENİKELİLER Fenikeliler Suriye-Lübnan kıyılarına yerleşmişlerdi. Ekime elverişli olmayan bu daracık yerde

2. 3. 2. FENİKELİLER Fenikeliler Suriye-Lübnan kıyılarına yerleşmişlerdi. Ekime elverişli olmayan bu daracık yerde ticaret ve gemicilikle geçinmek zorunda kaldılar. Fenikeli gemicilerin Kızıl Deniz'den Ümit Burnu yoluyla Cebelitarık'a kadar tam bir Afrika turu yapmış oldukları bilinmektedir. Fenikelilerin uygarlık tarihine en büyük katkıları günümüz alfabelerinin ilk örneğini oluşturan Fenike Alfabesi'ni bulmuş olmalarıdır. Bu alfabede yirmi iki sessiz harf vardı ve çivi yazısının güçlüklerini aşarak yazı konusunda büyük kolaylık sağlamıştı. M. Ö. 900'lerde Yunanlılar Fenike alfabesini kendi dillerine uyarladılar ve sesli harfleri buldular. 35

2. 3. 3. GİRİT (MİNOS) VE AKA (MİKEN) UYGARLIKLARI Yunan uygarlığının kaynaklarından biri olan,

2. 3. 3. GİRİT (MİNOS) VE AKA (MİKEN) UYGARLIKLARI Yunan uygarlığının kaynaklarından biri olan, Girit uygarlığı M. Ö. 3000 -1400 yılları arasında varlığını sürdürmüştür. Fenikeliler gibi Giritliler de denizci bir milletti; çeşitli deniz yolları buldular, onların bir deniz imparatorluğu haline geldikleri sanılmaktadır. Ege ve Akdeniz'deki pek çok bölge ile ticari ilişkileri vardı. Ege'de bağcılık ve zeytincilikte ileri giden ilk çiftçiler de onlar oldular. M. Ö. 2000 yılından itibaren Tuna bölgesinden gelen Akalar Girit’i kısmen istila ettiler, onlardan gemiciliği öğrendiler ve Akdeniz'de ticareti ele geçirdiler. Girit uygarlığının mirasçısı oldular, baş yerleşim yeri Miken olduğu için, yarattıkları uygarlığa Miken uygarlığı (MÖ. 1700 -1100) adı verilir. Akalar savaşçı bir milletti, M. Ö. I. yüzyılda Truva'ya bir sefer düzenlediler. Bu sefer sonradan Homeros destanında anlatılacaktır. 36

M. Ö. 1100 yılına doğru Balkan yarımadasında Dorlar güneye göç etmeye başladı. Akalar, Dorların

M. Ö. 1100 yılına doğru Balkan yarımadasında Dorlar güneye göç etmeye başladı. Akalar, Dorların önünde duramadılar. Dorlar Yunanistan'ı işgal edip Girit'e, Rodos'a ve Anadolu'nun güneybatı kıyılarına yerleştiler. Dor istilasının sonucunda kültür düzeyi geriledi, büyük kentler ve krallıklar yok oldu. Doğu Akdeniz'deki üstünlük Fenikelilerin eline geçti. Bu dönemde Ege kıyıları çeşitli Yunan halklarıyla dolmuştu. Ama burada yerleşmiş en kalabalık toplum İyonyalılardı. 37

38

38