Teori Milton Friedman ve Anna Schwartz un 1963te

  • Slides: 16
Download presentation
Teori, Milton Friedman ve Anna Schwartz ‘un 1963’te yayınlanan Birleşik Devletlerin Parasal Tarihi adlı

Teori, Milton Friedman ve Anna Schwartz ‘un 1963’te yayınlanan Birleşik Devletlerin Parasal Tarihi adlı ortak araştırmalarına dayanır. Bu araştırma, ABD’deki ekonomik daralma dönemlerinde çıktıdaki azalmaya para arzındaki daralmaların eşlik ettiğini ortaya koymuştur. Friedman, 1956 yılında “Paranın Miktar Teorisi Üzerine Çalışmalar” adlı yapıtıyla Monetarizm’in temel ilkelerini ortaya koymuş ve geliştirmiştir. Friedman’ın öncülüğünde geliştirilen Monetarizm’in temel ilkeleri şunlardır:

v Para arzındaki büyüme oranı ile nominal gelirin büyüme oranı arasında çok kesin olmamakla

v Para arzındaki büyüme oranı ile nominal gelirin büyüme oranı arasında çok kesin olmamakla birlikte bir ilişki bulunmaktadır. v Para arzındaki artışlar kısa dönemde öncelikle üretimi etkilerken, uzun dönemde fiyatları etkilemektedir. v Ekonomide dengesizlik doğuran etkenlerin çoğunun nedeni ekonomiye para ve maliye politikası gibi ayırımcı politikalar aracılığıyla yapılan yoğun devlet müdahaleleridir. Ekonomi esas itibariyle istikrarlı olduğundan kendi haline bırakılması yaygın bir olduğundan, işsizliğe ve enflasyona neden olmayacaktır v Doğal oran hipotezi geçerli olup, uyumcu beklentiler söz konusudur. � Yukarıda görüldüğü gibi monetaristler ekonominin kilit noktasına parayı yerleştirmişlerdür.

Monetarist konjonktür teorisi, iktisadi dalgalanmaların temel kaynağı olarak para stokundaki değişmeleri göstermektedir. Teori, Milton

Monetarist konjonktür teorisi, iktisadi dalgalanmaların temel kaynağı olarak para stokundaki değişmeleri göstermektedir. Teori, Milton Friedman ve Anna Schwartz ‘un 1963’te yayınlanan Birleşik Devletlerin Parasal Tarihi: 18671960 adlı ortak araştırmalarına dayanır. Keynesyen teoriye elestiri olarak gelistirilmis bir teoridir; Friedman ve Schwartz’a göre para stoğundaki değişmeler konjonktürel dalgalanmaların ana kaynağıdır ve bu değişmeler de dışsaldır. Paracı konjonktür teorisinde ana uyarıcı, para miktarındaki artış oranıdır. Paranın büyüme hızı arttıkça ekonomide genişleme görülür, buna karşılık paranın büyüme hızındaki yavaşlamalar ise durgunluğa yol açar. Paranın büyüme oranındaki değişikliğin kaynağı ise Merkez Bankalarının para politikası uygulamalarıdır.

� � � � Monetarist konjonktür teorisine göre konjonktür hareketlerinin kaynağı para arzındaki değişimdir.

� � � � Monetarist konjonktür teorisine göre konjonktür hareketlerinin kaynağı para arzındaki değişimdir. Monetaristler para arzının dışsal olduğunu varsayarlar. Bunun anlamı para arzı merkez bankası tarafından serbestçe belirlenmektedir. Bu nedenle merkez bankasının para arzında yaptığı uygulamalar, ekonomiyi etkilemektedir. Para arzının büyüme oranındaki artışlar ekonomik gelişmelere, azalmalar ise ekonomik daralmaya sebep olmaktadır. Para arzındaki büyümeyi merkez bankası kontrol ettiği için, monetaristler para politikaları ile ekonomik daralmadan çıkabileceklerini ima etmektedirler. Monetarist konjonktür teorisinde yayılma mekanizmasının temelini, beklenen ve gerçekleşen fiyat düzeyleri arasındaki fark oluşturmaktadır. Bu farkın nedeni uyumcu beklentilerdir.

� Uyumcu beklentiler teorisi ekonomik birimlerin gelecekle ilgili tahminlerini oluştururken ellerinde mevcut olan bütün

� Uyumcu beklentiler teorisi ekonomik birimlerin gelecekle ilgili tahminlerini oluştururken ellerinde mevcut olan bütün bilgiyi kullanmadıkları, bunun yerine sadece geçmiş verileri kullandıklarını varsayar. � Bu nedenle ekonomik birimlerin gelecek dönemle tahminleri gerçek değerlerle uyuşmamaktadır. � Ekonomik birimlerin yeni duruma uyum sağlamaları zaman almaktadır. � Para arzı artış oranındaki beklenmedik bir artışın nasıl konjonktür hareketine dönüşebileceğini görmek için merkez bankasının para arzı artış oranını artırdığını varsayalım � Fiyatlarda herhangi bir artış söz konusu değilse, para arzındaki bu hızlı artış öncelikle toplam talebi artıracaktır.

� Talep artışı reel para arzındaki artış sonucu düşen faizler nedeniyle oluşan iç talep

� Talep artışı reel para arzındaki artış sonucu düşen faizler nedeniyle oluşan iç talep artışı ve yükselen döviz kuru nedeniyle oluşan dış talep artışından oluşur. � Toplam talepteki bu artış Talep eğrisinin sağa doğru kayması anlamına gelir. Bu ise kısa dönemde pozitif eğimli olan toplam arz eğrisi nedeniyle fiyatların yükselmesi ve toplam çıktının artmasına, yani ekonomik gelişmeye neden olur. � İşçiler fiyatların yine aynı düzeyde kalacağını beklemektedirler. Aksi taktirde yükselen fiyatların reel ücretlerini düşüreceğini bilerek emek arzlarını azaltacak, emek arzının azalmasıyla tekrar artan reel ücretler nedeni ile uzun dönem toplam arz eğrisine yaklaşmasına yol açacaklardır. � Fakat uyumcu beklentiler bu süreci yavaşlatarak kısa dönemde toplam çıktının artmasına neden olurlar.

� Piyasaların temizlenmesi : Ekonomideki bütün fiyatlar esnektir ve dengeden sapma halinde bütün piyasalar

� Piyasaların temizlenmesi : Ekonomideki bütün fiyatlar esnektir ve dengeden sapma halinde bütün piyasalar hızla tekrar dengeye gelir. � Uyumcu beklentiler : İşçilerin beklentilerini oluştururken sadece geçmiş verileri göz önüne almasıdır. Ellerindeki bütün bilgiyi kullanmazlar

A. İktisadi dalgalanmaların Monetarist Açıklaması ; Friedman ve Schwartz, Keynes’in girişimcilerin satış ve kar

A. İktisadi dalgalanmaların Monetarist Açıklaması ; Friedman ve Schwartz, Keynes’in girişimcilerin satış ve kar bekleyişlerine ‘’hayvani güdüler’’ kavramı ile yaptığı vurguyu kabul etmemiş ve bunu eleştirmiştir. ABD nin II. dünya savaşından sonra yaşadığı iktisadi dalgalanmaları bu kavram açıklayamamıştır. Bir çok durgunluğun, makro iktisat politikaları, özellikle de para politikaları yoluyla ‘Washington ‘da yapıldığı’ konusunda yaygın bir kanaat oluşmuştur. Bu durgunluklar , muhtemelen, Fed’ in enflasyonu düşürmek için para politikasını sıkıştırması suretiyle planlı olarak meydana getirilmektedir. ABD ekonomisinde parasal büyüme oranı ile GSMH büyümesi arasında bu iddiayı destekleyen ilginç ilişkiler vardır. Mesela 1967 -1982 arasında genişleme yavaşladığında GSMH bir yıl gecikme ile azalma eğilimine gitmiştir.

Monetarist dalgalanma mekanizmasının itici gücü, para miktarının artış oranıdır. Bu oranın artması iktisadi faaliyetleri

Monetarist dalgalanma mekanizmasının itici gücü, para miktarının artış oranıdır. Bu oranın artması iktisadi faaliyetleri genişletirken, azalması ise daralmasına yol açar. Merkez bankası parasal büyüme oranını artırdığında çalışmaya başlayan bir dalgalanma mekanizması toplam talebi artırır, parasal büyüme oranının yükselmesi ekonomideki reel para arzının artmasına yol açarak faiz oranını düşürür. Reel para balansları artar, ayrıca döviz kuru da yükselir. Bu finansal piyasa değişiklikleri mal ve hizmet piyasasına da yayılır; yatırım harcamaları, ihracat ve dayanıklı tüketim malları tüketimi artar. Harcamalardaki bu başlangıç artışının bir çarpan etkisi vardır. Sonuçta para miktarının artması toplam talebin artmasına neden olmuş ve bir genişleme süreci başlamıştır. Parasal büyüme oranındaki bir düşme ise toplam talebi azaltarak bir durgunluğa neden olacaktır.

Monetarist dalgalanmanın ikinci unsuru, toplam arzın toplam talebe cevabıdır. Daha öncede açıklandığı gibi, kısa

Monetarist dalgalanmanın ikinci unsuru, toplam arzın toplam talebe cevabıdır. Daha öncede açıklandığı gibi, kısa dönemde toplam arz eğrisi pozitif eğimlidir. bunun anlamı toplam arzın fiyat düzeyine duyarlı olduğudur. Bu aynı zamanda kısa dönemde enflasyon oranı ve işsizlik oranı arasındaki negatif ilişkiyi vurgulayan Phillips eğrisine de işaret eder. Fiyat düzeyi artınca istihdam artar, işsizlik oranı düşer, hasıla artar. Daha önce negatif eğimli Phillips eğrisi veya pozitif eğimli toplam arz eğrisinin açıklanmasına ilişkin teorileri özetlemiştik. Kısa dönemde arz eğrisi pozitif eğimlidir yani toplam arz, fiyat düzeyine duyarlıdır. Toplam talepteki değişmeler hem reel geliri hem de fiyatlar genel düzeyini etkiler. Pozitif eğimli toplam arz eğrisiyle toplam talepteki değişmeler, hem reel geliri hem defiyatlar genel düzeyini etkiler.

Monetaristlere göre, reel gelirin tam istihdamdan sapması her iki yönde de geçicidir. Bunun nedeni,

Monetaristlere göre, reel gelirin tam istihdamdan sapması her iki yönde de geçicidir. Bunun nedeni, monetarist teoride, nominal ücret haddinin geçici olarak yapışkan olduğunun varsayılmasıdır. Mesela toplam talep azalıp işsizlik artınca nominal ücret eninde sonunda düşer. Nominal ücretin düşmesini takip eden bir ayarlama sürecinden sonra fiyat düzeyi de düşer, tam istihdama varılır. Benzer şekilde toplam talep artıp işsizlik doğal oranın altına düşünce, nominal ücret yükselmeye başlar. Nominal ücretlere paralel olarak fiyatlar da yükselir. Bir ayarlanma dönemi sonunda , reel gelir ve işsizlik oranı tekrar potansiyel düzeylerine dönerler.

Aşağıdaki Şekil 4. 10 ve 4. 11 monetarist konjonktür teorisini açıklamaktadır. Şekil 4. 10

Aşağıdaki Şekil 4. 10 ve 4. 11 monetarist konjonktür teorisini açıklamaktadır. Şekil 4. 10 monetarist durgunluk Şekil 4. 10 da ekonomi başlangıçta A noktasında tam istihdamdadır. Para arzının azalması toplam talebi azaltır ve toplam talep eğrisi AD 1 e kayar. Reel milli gelir azalır, toplam arz eğrisi SAS 1 e kayar ve fiyat düzeyi P 2 ye düşer. Böylece ekonomi C noktasındaki yeni tam istihdam dengesine hareket eder: reel milli gelir tekrar genişler.

Şekil 4. 11 monetarist genişleme ;

Şekil 4. 11 monetarist genişleme ;

Şekil 4. 11 de para stokundaki bir artışın etkileri görülmektedir. Başlangıçta ekonomi C noktasındadır.

Şekil 4. 11 de para stokundaki bir artışın etkileri görülmektedir. Başlangıçta ekonomi C noktasındadır. Parasal büyüme oranının artması, toplam talebi AD 0 dan AD 2 ye kaydırır. Ekonomi D noktasına haeket ederken hem reel gelir hem fiyatlar genel düzeyi artar. Reel gelirin potansiyeli aşması ve işsizlik oranının doğal oranın altına düşmesiyle nominal ücretler yükselir, toplam arz eğrisi SAS 2 ye kayar. Nominal ücret yükseldikçe fiyatlar da yükselir ve reel gelir azalır. Ekonomi D noktasından E noktasına, yani tam istihdam dengesine yönelir; ancak şimdi fiyat düzeyi daha yüksektir.

Monetarist konjonktür dalgasının başlaması için para politikası değişikliği gibi bir dış güce ihtiyaç vardır.

Monetarist konjonktür dalgasının başlaması için para politikası değişikliği gibi bir dış güce ihtiyaç vardır. Ancak mekanizma bir kere harekete geçince, dalgalanma bir süre devam eder, giderek yavaşlar ve kendiliğinden sona erer. Ekonomiyi başlangıçta harekete geçiren gücün yönü önemli değildir: Eğer parasal büyüme azalırsa, ekonomi bir genişlemenin takip edeceği bir durgunluğa girer; Parasal büyüme artarsa bir durgunluğun izleyeceği bir genişleme süreci başlar.

Sunum görevlileri ; � 182024 Hasret Köse � 182058 Tuğba Öztürk � 182119 Mehtap

Sunum görevlileri ; � 182024 Hasret Köse � 182058 Tuğba Öztürk � 182119 Mehtap Bayraktar � 182146 Numan Çağlar