KTSAD TARH Ortaa Avrupasnda Ekonomik Gelime Avrupa Geniliyor

  • Slides: 13
Download presentation
İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor - M. S. 1000 yılı

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor - M. S. 1000 yılı civarında Batı Avrupa’nın nüfusu 12 -15 milyon kişi civarında idi. - 14. yüzyıl başlarında ise (yaklaşık 300 yıllık süre içinde) aynı bölgenin - nüfusu 45 -50 milyon kişiye yükseldi. Yaklaşık üç katlık bir “doğal” artış söz konusu. Aynı dönemde İrlanda’dan Ural Dağlarına ve Balkanlar’a kadar olan bölgede tüm Avrupa nüfusu ise 90 milyon kişiye ulaşmıştı. Tarımsal verimlilikteki artış daha iyi beslenmeye imkan sağlayarak ölüm oranlarını hafifçe düşürmüş olabilir. Aynı dönemde doğum oranları da hafifçe yükselmiş olabilir. 1

İKTİSADî TARİH - - Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor Nüfus artışı sonucu

İKTİSADî TARİH - - Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor Nüfus artışı sonucu mevcut yerleşim yerlerinin ortalama nüfus yoğunluğu arttı. Daha önce ekilmeyen ve yerleşilmemiş topraklar tarıma açılmaya başladı. Ayrıca Hollanda gibi denizden toprak kazanılan yerlerde ya da yeni arazileri temizlemek, işlenebilir hale getirmek gibi önemli çaba gerektiren yerlerde (buraları köylüler ile iskân edebilmek için) arazi sahipleri/lordlar demesnelerindeki/kendi arazilerindeki zorunlu işgücü hizmetlerinden vazgeçmeye başladılar. Böylece zaman içinde işledikleri toprak için kira ödeyen ama “özgür” köylüler/çiftçiler ortaya çıkmaya başladı. Ormanlar, bataklıklar, görece daha az verimli araziler, boş topraklar gibi yerleri ıslah etmek/tarıma kazandırmak gibi çabalar çok sayıda dini tarikatın/manastır hareketinin yayılmasını getirdi. 2

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor - Nüfus artışının yanı sıra

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor - Nüfus artışının yanı sıra Avrupa coğrafi olarak da genişledi. İskandinavya Avrupa ile bütünleşti; İspanya, Sicilya gibi bölgeler Araplardan geri alındı. Alman göçmenler Polonya, Çekya, Macaristan, Romanya, Litvanya gibi Avrupa’nın doğu bölgelerine doğru ilerledi. 10. yüzyıldan önce bu doğu Avrupa topraklarında Slav kabileleri basit tekniklerle tarım ve hatta avcılık-toplayıcılık yapıyordu. - Haçlı seferleri ile birlikte Avrupa nüfusunun bir kısmı Yakındoğu’ya geldi; bu bölgede feodal monarşiler kuruldu. 3

İKTİSADî TARİH - Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor Baltık bölgesi, Prusya, Litvanya,

İKTİSADî TARİH - Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor Baltık bölgesi, Prusya, Litvanya, Macaristan, Polonya gibi Doğu Avrupa’nın iskânında/kolonizasyonunda yer belirleyici/yerleştirici (locator) denen kişiler önemli rol oynamıştır. Bu kişiler, bir köy (veya köy grubu) ya da kasaba kurmak için büyük toprak sahipleri ya da yerel yöneticiler/prensler/krallar ile sözleşme yapıyor ve daha sonra göçmen/yerleşmeci bulabilmek için Batı Avrupa’yı dolaşıyordu. Çiftçiler, zanaatkârlar, tacirler, kanal/inşaat yapanlar, taş ustaları gibi kırsal göçmenler yeni gittikleri yerlere (daha ileri tarım/zanaat) tekniklerini ve malikane/manor organizasyonunu da beraberlerinde getiriyorlar ve “yeni” toprak sahiplerine aynî ve nakdî ödemelerde bulunuyorlardı. Ödemeler genellikle yeni arazilerini daha verimli hale getirebilmek için gerekli birkaç yıllık sürenin sonunda yapılmaktaydı. 4

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor - Göçmenlerin yeni geldikleri bölgelerde

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor - Göçmenlerin yeni geldikleri bölgelerde eski yerleşim yerlerine kıyasla daha büyük toprakları, daha az yükümlülükleri ve daha fazla özgürlükleri vardı. Yer belirleyiciler de bazen kurdukları yeni yerleşimlere yerleşiyorlardı. Ancak genellikle haklarını satmayı/devretmeyi tercih ederek göçmen bulma sürecini tekrarlamak üzere ayrılıyorlardı. - Töton Şövalyeleri gibi dini tarikatler de kasabalar ve şehirler kurmak ve ticaretle uğraşmak suretiyle Doğu Avrupa’nın iskanında rol oynadılar. İskan süreci Doğu Avrupa’yı Batı Avrupa’ya daha yakından bağlamıştır. 5

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor Özetle, Avrupa tarımında daha ileri

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Avrupa Genişliyor Özetle, Avrupa tarımında daha ileri bir teknolojinin yayılması nüfusta bir artışa yol açmış; bunu işlenebilir arazi miktarındaki artış (yeni kaynaklara ulaşılması) ve iktisadi faaliyetlerin yoğunlaşması izlemiştir. 6

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - Avrupa’da şehir hayatı

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - Avrupa’da şehir hayatı daha Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden önce gerilemeye başlamıştı. Erken ortaçağlarda şehirler ihtiyaçlarını yakın çevrelerinden karşılıyordu. Uzun mesafe ticareti hacmen çok azalmıştı ve neredeyse sadece lüks mallara indirgenmiş durumdaydı. - İtalyan şehirleri şehir geleneğini iyi ya da kötü sürdürmeye çalışan merkezlerdi. Bazılarının 11. yüzyıldan önce Bizans İmparatorluğu ile bağlantıları vardı. Ayrıca ticari olarak dönemin zengin ve ileri Doğu dünyası ile fakir ve geri Batı arasında aracı roldeydiler. - Amalfi, Napoli, Cenova, Venedik, Piza gibi şehirlerin Konstantinopolis/Bizans ile ilişkileri vardı ama Bizans tabiyetinde değillerdi. Venedik bu ilişkiler ağında bir nevi antrepo olarak gelişti. Pisa, Cenova gbi şehirler Müslüman akınlarına karşı kendilerini savunmak zorundaydı. Şehirlerin ve şehir hayatının gelişmesi limanlardan başlayarak iç bölgelere doğru yayıldı. 7

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - Tarımsal verimlilik arttıkça

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - Tarımsal verimlilik arttıkça (kırsal alanlarda aynı miktar tarımsal - üretimin daha az işgücü ile yapılabilir hale gelmesi demektir) ve nüfus artışı yaşandıkça, köylüleri kırsal alanlardan ticaret ve zanaatlarla uğraşma gibi bazı fırsatlar için şehirlere gittiği görülüyor. Milan ve Floransa gibi şehirler bu konuda önemli örnekleridir. Şehir ve kır arasında yoğun bir ilişki ortaya çıkıyor. Şehirler büyüyüp kalabalıklaştıkça tarımsal ürünler için büyük piyasa olanakları sundular. Böylece, örneğin şehirlerin gıda malları talebi gibi bir piyasa gücü karşısında kırsal kesimin kendine yeterli manoryal sistemi çözülmeye başladı. 8

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - 10. yüzyıl gibi

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - 10. yüzyıl gibi erken bir tarihten itibaren bazı topraklar üzerindeki - “kiracı” emek hizmetleri parasal kiralara dönüştürülmeye ve bir süre sonra da feodal lordlar kendi arazilerini ticari çiftçilere kiraya vermeye ya da satmaya başladı. Şehirler için gıda malı yetiştirip satmak kendine yeterli manor sistemine göre çok daha kârlı idi. Malikane/manor sisteminin açık tarlaları parçalanmış, çitle çevrilmiş ve verimliliği artırmak için daha yoğun sulama ve gübreleme gibi yoğun işlemeye tabi tutulmuştur. Yeni tarımsal girişimcilerin çoğu (feodal beylerden) yeni satın aldıkları ya da kiraladıkları arazilerinde dikkatli maliyet ve gelir hesaplamalarında bulunan şehir sakinleriydi. 9

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - Feodal beyler ve

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - Feodal beyler ve büyük yöneticiler kasabaları ve şehirleri vassalleri olarak yönetmeyi denediler. Ancak şehir hayatının atmosferi, özellikle tacirlerin diğer feodal tebaa tarafından sahip olunamayan “özgürlüğe” olan talepleri, girişimcilerin/iş adamlarının kendi çıkarlarını gözeterek iş yapma alışkanlıkları feodal sisteme/hiyerarşiye pek uyacak türden değildi. - Örneğin Kuzey İtalya’daki şehirlerde tacirler, bazen şehirlerde oturan ve örneğin ticarete uğraşan kişilere borç verebilecek düzeyde kredi işleriyle uğraşan küçük aristokratlarla beraber hareket ederek, şehrin yönetim (belediye) işlerine katılmak, ortak çıkarlarını korumak ve feodal mahkemelere başvurmadan sorunları çözebilmek için gönüllü dernekler kurdular. Bu dernekler zamanla komün denen şehir hükümetleri haline geldi ve bölgelerindeki feodal beylerle “özgürlük belgeleri” için pazarlık edecek ya da savaşacak konuma geldiler. 10

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - Örneğin 1035 gibi

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - Örneğin 1035 gibi erken bir tarihte Milan şehri “özgürlüğünü” kendi silahlı güçleri vasıtasıyla kazanmıştı. 1176’da bir Lombardiya şehirleri birliği İmparator Frederick Barbarossa’nın ordularını yenerek özgürlüklerini ve bağımsızlıklarını korumuştur. (s. 99, Şekil 3 -3 Kuzey İtalya şehirleri hakkında fikir verebilir) - Avrupa’nın diğer bölgelerinde şehirlerin gelişmesi Kuzey İtalya’ya göre daha geç başlamış ve daha az yoğun olmuştur. - 13. yüzyıl sonlarında Milan’ın nüfusu 200. 000 kişi; Venedik, Floransa, Cenova’nın nüfusları 100’er bin kişi civarındaydı. Çok sayıda diğer İtalyan şehrinin nüfusları da 20. 000 -50. 000 kişi arasında değişiyordu. Kuzey Avrupa’da bu ölçekte şehirler görülmüyor. 11

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - 1377’de Londra’nın nüfusu

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - 1377’de Londra’nın nüfusu 35. 000 -40. 000 kişi; - Kuzey İtalya ve Alçak Ülkeler (Belçika-Hollanda) hem Avrupa’nın en büyük şehirlerine sahipti hem de genel nüfus yoğunluğu en fazlaydı. Bu bölgelerde tarım ileri ve yoğun olup en önemli ticaret ve imalat merkezlerini kapsamaktaydı. Aynı dönemde Almanya’nın en büyük şehri olan Köln (Cologne) yine 35. 00040. 000 bin kişi; 12

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - Bu durum bir

İKTİSADî TARİH Ortaçağ Avrupasında Ekonomik Gelişme – Şehir Hayatının Canlanışı - Bu durum bir soruyu gündeme getirmektedir: - Bu soruya net bir cevap vermek mümkün değildir; şehirler ile çevrelerindeki kırsal alanlar arasında karşılıklı bir etkileşim olmuş olması kaçınılmazdır. Fakat, tarımsal faaliyetin şehirler/kasabalar etrafında her zaman daha yoğun ve üretken oluşu olgusu şehir piyasaları ve talebinin (tarımcılar için) önemli bir (teşvik edici) rolü olduğunu ima etmektedir. Acaba arazi üzerinde onlara yer olmadığı için mi tarımla uğraşanların bir kısmı kırsal alanlardan şehirlere gitmekte ve orada ticarete/imalata girişmekteydi yoksa potansiyel olarak kârlı piyasalarıyla (market) şehirlerin ve ticaretin varlığı mı tarım yapanları daha fazla üretime ve verimliliğe mi teşvik ediyordu? 13