Konuma Hazrlayan Konuma insann en nemli zelliklerinden biridir
Konuşma Hazırlayan
Konuşma, insanın en önemli özelliklerinden biridir. İnsanın diğer insanlarla ilişkilerini sürdürebilmesi için en çok gereksinim duyduğu etkinliktir. Duygu, düşünce, istek ve bilgilerimizi başkalarıyla paylaşabilmeyi sağlayan doğal ve sese dayalı bir iletişim yoludur. İletişim, büyük oranda konuşma yoluyla gerçekleşir.
Konuşmanın gerçekleşebilmesi için düşünce, solunum, ses, jest ve mimikler, dil, vurgu, tonlama gibi bazı unsurlar gerekir. Konuşma; dil, diş, ses telleri, akciğerden gelen hava vb. birçok faktörden etkilenir ve bunların birindeki bir aksaklık konuşmanın kusurlu olmasına yol açar. Doğru ve düzgün konuşma becerisi doğuştan gelen bir yetenek değildir, eğitimle ve iyi konuşmaları örnek alarak geliştirilebilir (Aktaş, 2009: 99).
Konuşmanın Temel Unsurları Düşünce: Dil, düşüncenin evidir. Dil ile düşünebiliriz. İnsanların düşüncelerini dışa vurmaları ancak dil ile mümkün olur, diyor Aristoteles. Dile gelmeyen bir kavram düşüncede de yoktur. Wittgenstein, düşünceyi «olguların mantıksal resmi» olarak tanımlar ve düşüncenin «anlamı olan bir önerme» olduğunu söyler.
Konuşmanın Temel Unsurları Dil: Göstergeler dizgesidir. Hece, sözcük ve cümlelerden oluşur. Toplumsal bir uzlaşımla ortaya çıkmıştır.
Konuşmanın Temel Unsurları Solunum Konuşmanın gereklerinden biri sestir ve sesin iyi çıkarılması bilinçli solunumu gerektirir.
Konuşmanın Temel Unsurları Ses: Havanın ses tellerini titretmesiyle oluşan ses, anlatımda en temel ögelerden biridir. Sözlü anlatımda en önemli hususlardan biri sesin kullanılmasıdır. Ses, aynı zamanda insanın kişiliğini de yansıtır. Sesin iyi kullanılması çevrede saygı uyandırır. Birkaç dakikalık bir konuşmada bir insanın karakterinin temel özellikleri, eğitim durumu, genel ruh hâli, zekâ düzeyi vb. anlaşılabilir.
Konuşmanın Temel Unsurları İnsan sesi tonlama, tını, ses bükümleri bakımından zengindir. Sevinç, coşku, keder, kızgınlık gibi duygularımızı sesi farklı biçimde kullanarak ifade edebiliriz. Sözlü anlatımda başarılı olmak için konuşmacının incelik- kalınlık, sertlik-yumuşaklık, açıklık-boğukluk gibi ses özelliklerini iyi tanımak gerekir.
Konuşmanın Temel Unsurları Dinleyiciler üzerinde iyi etki bırakmayacak tiz veya sert ya da boğuk seslerden kaçınmak gerekir. Ses; vurgu, tonlama, yükseklik vb. değişikliklere uğramazsa konuşma anlamsız, ahenksiz olur. İyi bir konuşmada sesin işitilebilir, akıcı, doğal, açık ve gerekli vurgulamalara sahip olması gerekir.
Konuşma İşitilebilirlik • Konuşmacının sesini karşısındakilere duyurabilmesi, temel şarttır. Konuşmacıyı sağlık bir biçimde işitemeyen dinleyici ile sağlıklı iletişim kurulamaz, yanlış anlaşılmalar ortaya çıkabilir. Dinleyici bir süre sonra sıkılır, hatta sinirlenebilir; konuşmacı boşuna konuşmuş olabilir. • Kısık sesle konuşmak kadar gereğinden fazla yüksek sesle konuşmak da hatalı bir davranıştır. En iyisi, sesin şiddet ve yüksekliğini bulunulan ortama göre ayarlamaktır. Açık havada, kapalı ortamlarda ya da kalabalıkta sesin yoğunluğu aynı olmamalıdır.
Konuşma Akıcılık Bir konuşmanın rahat ve kolay anlaşılması, sözcüklerin dile dolaşmaması, dinleyicilerin rahatsız olmadan anlayabilmesi gerekir. Genelde konuşmanın hızıyla ilgilidir. Karşınızdaki kişilerin algılamakta zorluk çekmeyecekleri bir hızda, yumuşak tonda (bağırmadan ve fısıldamadan), vurgu hataları yapmadan, sözcükleri birbirine karıştırıp yuvarlamadan konuşmak gerekir. Kekelemek, “aaaa”, “ııı”, “eeee”, “hımm” gibi gereksiz sesler çıkarmak ve uzun duraksamalarla, konuşmak akıcılığı bozar.
Konuşma Esneklik • Sesimizi kullanırken mutlaka tekdüzelikten kaçınmalıyız. Esnek (bükümlü) olmayan, tekdüze (monoton) bir ses, sıkıcıdır ve ilgiyi dağıtır. Yerinde yapacağımız tonlama ve vurgularla sesimize esneklik kazandırabiliriz. Bunlar doğal olmalı yani yapmacık değişikliklere, özentili ses taklitlerine heves edilmemelidir. • Bir konuşmanın aynı ses tonuyla başlayıp bitmesi, dinleyenler açısından takip edilmesini güçleştirir, dikkati dağıtır. Konuşmanın yapısına göre, duygu ve düşüncelerin değişiminde, sesin de değişmesi gereklidir. Bu yüzden iyi bir konuşma sesinin aynı zamanda gerekli esnekliğe sahip olması şarttır.
Konuşma Açıklık Sözcüklerin belirgin biçimde çıkmasına, dinleyiciler tarafından doğru algılanmasına özen gösterilmelidir. Bazı sesleri yutarak veya yuvarlayarak çıkarırsak sözcükler hiç anlaşılmaz ya da yanlış anlaşılır. Sesimizin aynı zamanda kişiliğimizin de bir parçası olduğunu unutmamalıyız. Güven veren, konuya hâkim, kararlı bir sesle konuşmak gerekir. Kullandığınız sözcüklerin dinleyiciler tarafından biliniyor olmasına da dikkat etmeliyiz.
Konuşma Telaffuz (Sesletim/Söyleyiş) • Bir dilin seslendirilmesi sırasında sözcüklerin, o dilin ses özelliklerine göre doğru çıkarılmasıdır. Diller, yazıldığı gibi seslendirilmez, seslendirildiği gibi yazılmaz. Türkçe de tam olarak yazıldığı gibi seslendirilen bir dil değildir. Bunun nedeni, dilin canlı olması, zamana ve zemine göre söylenişte değişikliklerin ortaya çıkmasıdır. • Türkçede yazıdaki ve konuşmadaki standartlaşma, İstanbul ağzı temelinde oluşturulmuştur. İletişim araçları, okullar, televizyonlar, gazeteler bunu kullanır.
Konuşma Diksiyon Güzel konuşma sanatıdır. Her dilin kendi müziği vardır. Diksiyona bu müziğin bilimi denebilir. Konuşmanın bütününde vurgunun, tonlamanın, sesin idare edilmesidir. Ø güzel, doğru, düzgün ve etkili konuşmak üzere kullanılacak dil malzemesini doğru seçme Ø seçilenleri konuşmaya yardımcı diğer unsurlarla uyumlu bir biçimde kullanabilme Ø dilin seslerini doğru telaffuz (söyleyiş) edebilme Ø anlamlı ve alımlı söz söyleme sanatı
Konuşma Jest ve Mimik Sözlü anlatımın temel unsurunun ses olmasıyla birlikte bazı duygu ve düşüncelerin beden aracılığıyla da dışa vurulduğu görülür. Jest ve mimikler; yazıdaki noktalama işaretlerine benzer bir görev yapar, konuşmayı destekleyen en önemli yardımcı ögelerdir.
Konuşma Jest ve Mimik • Ses kadar vücudun da canlı olması dinleyenlerin ilgisini çeker. Beden dilinin anlatılanlarla uyumlu olması gerekir. Beden, ses tonuna ve metnin anlamına göre hareket etmelidir. • Konuşmada, sözün ve düşüncenin uyumuna dikkat edilip ölçülü olarak jest ve mimiklerden bilinçle yararlanılmalıdır. Bunların gereğinden fazla kullanılması, entelektüel seviyenin düşüklüğünü gösterir. Jest ve mimiklerin doğru kullanılmaması, abartılması konuşmacıyı gülünç durumlara düşürür.
Konuşma Jest ve Mimik Jest beden, mimik yüzdür. Ses tonu ile ruhsal durum arasında nasıl bir ilişki varsa ses ile yüz ve beden organlarının hareketleri arasında da ilişki vardır.
Konuşma Jest ve Mimik Jest ve mimikler dörde ayrılabilir: 1. Anlatım jest ve mimikleri: Görüntüleyici jest ve mimikler olup birçok ülkede kalıplaşmış biçimde aynı anlama sahiptir. a. Eylem belirtme: Daha çok yemek, içmek, bir nesneyi atmak, tutmak, kaldırmak, yatmak gibi eylemler için el kol işaretleri kullanılır. b. Yer ve konum belirtme: İşaret parmağıyla yapılabilir. Bazen yalnızca gözler kullanılır. Trafik polisleri yoğun olarak kullanır. c. Boyut Belirtme: Küçük ya da büyük bir şeyi anlatırken el ve gözlerin birlikte kullanıldığı görülür. Darlık ve genişlik kavramları da el ile anlatılabilir. d. Şekil belirtme: Cisimlerin -yuvarlaklıklar, düzlükler vb. - şekilleri el ile gösterilebilir. e. Sayı belirtme: Parmakla bir, iki, üç, beş, on sayısı vb. gösterilebilir.
Konuşma Jest ve Mimik 2. Duygu Jest ve Mimikleri: Göz, kaş, ağız, baş, kol, el, parmak, bacak ve vücudun çeşitli kısımları kullanılarak duygular belirtilebilir. a. Gözler: Daha fazla duygu ifade eder. Örneğin küçümseme duygusunu gözlerimizi kısıp yana kaydırma ve buna eşlik eden dudak büzmesiyle anlatabiliriz. Gözlerin iri açılması şaşkınlık, tavana gözleri dikme düşünceye dalma, göz kırpma “Ne haber? ” anlamında kullanılabilir. b. Kaşlar: Kaş çatma, öfkedir. Kaşların büzülmesi ızdıraptır. Tek kaşın kaldırılması “acaba”dır. c. Ağız: Dudakların aralık olması hayret ve sevinç göstermedir. Dudakların çok açılması şaşkınlık, dudak kenarlarının aşağı inmesi üzüntü, öne doğru uzayıp büzülmesi somurtmadır. Ağzın yamultulması bir durumdan emin olmamayı anlatır.
Konuşma Jest ve Mimik d. Baş: Başın öne eğilmesi utanma ve saygı için kullanılır. Yana doğru eğilmesi düşünce, geri çekilmesi saygısızlık belirtir. Başı yukarıdan aşağı doğrulama, tersi ise reddetmedir. e. Kollar: “Gel” veya “git” anlamında kullanılır. Kollar göğüs üzerinde bağlanırsa meydan okumadır. Kolların iki yana bırakılması çaresizlik vb. olumsuz bir durum anlatır. f. Eller: Avuç içinin göğsün ortasına bastırılması iman ve inancı yansıtır. Avuç içinin dışa getirilip başın geriye atılması tiksinme anlatır. Avuç içinin birbirine sürtünmesi neşe, sevinç veya kazanç anlatır. Omuzlar kısılırsa üşüme anlatır. g. Parmaklar: İşaret etme, kovma, çağırma, yalvarma, tehdit, küfür vb. için kullanılabilir. h. Bacaklar: Bacakların ayrı durması rahatlık, birbirine sıkıştırılması utangaçlık, sık sallanması sinir, gerginlik belirtir.
Konuşma Jest ve Mimik 3. Karar Jestleri: Gözlüklü birinin gözlüğün bir ucunu ağzına götürüp gözlerini kısması karar anını işaret eder. 4. Kendi kendine temas: İnsanlar gergin anlarında ellerini çenelerine yaslamak, yüzüyle ve/veya saçıyla oynamak, kollarla bedene sarılmak gibi hareketler yapar.
Konuşma Ton • Konuşurken cümleyi amaca göre seslendirmeye ton denir. Konuşmanın içeriğine ve duygu durumuna göre ses yumuşatılır ya da sertleştirilir, ses yoluyla sözcüklere anlam katılır. Kimi durumlarda sözcüklerin ilk hecelerini canlı bir tonla söyleriz. Yüksek tonlama isteyen emir, hiddet, öfke cümlelerinde duygular ses tonu artırılarak sağlanır. • Etkili bir ses tonu kullanmayan, jest ve mimiklerle bunu tamamlamayan bir konuşma ölüdür. Sözcüklerin anlamı ve duygu yükü sesteki tonlamalarla, el ve yüz hareketleriyle zenginleştirilebilir. Başka bir deyişle söz, göz ve kulağa daha iyi iletilebilir. Bu da konuşmanın etkisini ve başarısını artırır. İletişim bilimi açısından ifade edilirse sözel iletişimin sözlü boyutu olan konuşma, sözsüz iletişimin ilgili boyutları ile desteklenmeli, bütünleştirilmeli ve zenginleştirilmelidir. Tonlama doğru yapıldığı zaman konuşma bir ahenk ve anlam kazanır.
Konuşma Ton Konuşurken kullandığımız ses tonlarına “esas tonlar” adı verilmektedir. Her türlü insan sesi yükseklik bakımından üç esas tonda sıralanmaktadır. Bunlar pes, orta ve tiz’dir. Seslerin, kulağa kalın veya ince, yavaş veya hızlı, yüksek veya alçak ulaşmasında sesleri tanımlamak için bu terimleri kullanırız. Tiz ise kulağa ince, hızlı ve yüksek gelen sesler için kullanılmaktadır. Titreşimdeki sıklık azaldıkça sesler pes; sıklık artıkça sesler tiz çıkmaya başlar. a. Pes: Kulağa kalın, yavaş, alçak gelen seslerdir. Göğüs sesi de denir, sözler alçalan bir tonla seslendirilir. b. Orta: Hem dinleyeni hem de konuşanı en az yoran tondur. Sözlerin orta hâlli bir tonla seslendirilmesidir. c. Tiz: Sözlerin ince ve keskin bir tonla seslendirilmesidir. Kafa sesi de denir.
- Slides: 24