DERRIDA VE POSTYAPISALCILIK Metin ve Temsil Derridaya gre

  • Slides: 10
Download presentation
DERRIDA VE POSTYAPISALCILIK

DERRIDA VE POSTYAPISALCILIK

Metin ve Temsil • Derrida’ya göre, bir metin tekil ve belirlenmiş bir anlamla sınırlı

Metin ve Temsil • Derrida’ya göre, bir metin tekil ve belirlenmiş bir anlamla sınırlı değildir. • Bir metin farklı anlamları üreten ve sosyal dünyanın yeniden ve farklı biçimlerde bilinebilirliğini üretir. • Post-yapısalcılık terimi, Derrida’nın kuramlarından etkilenerek sonradan adlandırılan bir geleneğin ismidir. • Post-yapısalcılık, yapıların ve ikili karşıtlıkların farklı biçimlerde eleştirilerini içeren daha genel bir adlandırmadır. • Bu düşünce geleneğinin oluşmasında Derrida’nın kurucu bir önemi bulunur.

Dil’in Oynaklığı • Derrida’ya göre bir dil gibi yapılanmış olan toplum ve kültür içerisinde,

Dil’in Oynaklığı • Derrida’ya göre bir dil gibi yapılanmış olan toplum ve kültür içerisinde, gösterenler doğrudan gösterilenler ile ilişkili değildir. • Saussurecü düşüncenin gösterge (gösteren-gösterilen ilişkisi) başlı başına verili kabul edilir. • Derrida bu birliği eleştirerek reddeder. • Derrida için anlam gösterenlerin başka gösterenlerle ilişkis ile kurulur. • Sözlük örneği • Dolayısıyla, anlamın üretimi asla tamamlanmamıştır. • Anlam’ın kurucusu, başlatıcısı bir ilk gösteren olmadığı gibi, anlamın sonuçlandığı bir son gösterenden de söz edilemez. • Anlam gösterenler zinciri içerisinde kayıtlıdır.

Dil’in Oynaklığı • Derrida’nın anlamın üretimine ilişkin bu kavrayışı, yapısalcılık eleştirisinin de temellerinden birini

Dil’in Oynaklığı • Derrida’nın anlamın üretimine ilişkin bu kavrayışı, yapısalcılık eleştirisinin de temellerinden birini oluşurur. • Anlam gösterenler zinciri içerisinde oluşuyorsa; • Anlamın üretilmesinde sürekli yeni gösterenler bu zincire dahil edilebilir. • Dolayısıyla, anlamın sabitlenmiş, tekilleşmiş, durağan bir gösterge olarak üretilmesi imkansızdır. • Derri buradan hareketle, yapısalcığın tutarlı, evrensel, sabit bir yapı olarak kavradıkları dil çözümlemelerini reddeder. • Bunun yerine, anlamın sürekli yeniden üretilebilen, oynak bir varlık olarak düşünülmesine davet eder.

Ses Merkezcilik – Söz Merkezcilik • Derrida felsefe geleneğinin sesmerkezciliğini eleştirir. • Hakikatin “mevcudiyet

Ses Merkezcilik – Söz Merkezcilik • Derrida felsefe geleneğinin sesmerkezciliğini eleştirir. • Hakikatin “mevcudiyet metafiziği” (metaphysics of presence) ile üretildiğine mesafelidir. • Derrida’ya göre konuşma Varlık’ın kendi sesini dolaysızca üreterek • • • anlamlandırması mümkün değildir. Bu kavrayış felsefenin sesmerkezli bir Varlık’ın imkanlılığına kapı aralar. Derrida için bu dil’in temsil alanı dışında bir varlık değildir. Derrida için her varlık dil’in dolayımı içerisinde mevcudiyet kazanabilir. Yazı ve söz bu bağlamda birbirinden farklı olmayan temsil alanları üreterek Varlık’ı bilinebilir, düşünülebilir, hakkında yargılar üretilebilir bir Varlık olarak kurar. Dil’in temsil alanının dışında bir Varlık’tan söz edemeyiz Derrida’ya göre.

Ses Merkezcilik – Söz Merkezcilik • Derrida bu bağlamda konuşma’ya Yazı karşısında öncelik verilmesini

Ses Merkezcilik – Söz Merkezcilik • Derrida bu bağlamda konuşma’ya Yazı karşısında öncelik verilmesini eleştirir. • Mevcudiyetin imkanı için konuşma, Derrida için, yazıdan daha elverişli değildir. • Derrida bu eleştirisini kuramlaştırmak için diferans kavramını üretir. • Fransızca ertelemek (defer) ve farklılaşmak (differ) sözcüklerinin bileşiminden oluşur. • Bu terim, ancak yazı dilinde ayırdına varılabilirdir (bu noktada Fransızcanın ses özelliklerinden yararlanarak bir dil oyunu oynar. ) • Bu terim ile, anlamın gösterenler zinciri içerisinde kurulmasını kasteder.

Diferans • Derrida’ya göre, anlam hiçbir zaman gösterilen’e ulaşarak üretilmez. • Anlam her zaman

Diferans • Derrida’ya göre, anlam hiçbir zaman gösterilen’e ulaşarak üretilmez. • Anlam her zaman gösterenler zinciri içerisinde kurulur. • Gösterilen’e ulaşmak mümkün değildir. • Bkz. Dil’in temsil alanının dışında bir varlığın imkansızlığı • Bu nedenle, anlam diferansiyel bir mantık ile kurulur. • Bu aynı zamanda anlamın ertelenmesidir. • Différ+ Differ

Metafor • Varlık dil içerisinde mümkün oluyorsa; • ‘doğruluk’ ve ‘hakikat’ kavramları da ancak

Metafor • Varlık dil içerisinde mümkün oluyorsa; • ‘doğruluk’ ve ‘hakikat’ kavramları da ancak bir temsiliyet rejiminden ibarettir. • Dilsel yorumlamalarımızın ötesinde bir hakikatten söz edemeyiz. • Bu yorumlama biçimleri retorik oyunları içerir. • Mecaz (değişmece) farklı gösterenler arasında özdeşlikler kurarak hakikati üreten en önemli retorik araçlarındandır. • Bkz. Metafor (eğretileme) ve Metonimi (düzdeğişmece) • Derrida için bu retorik oyunlar düşünme biçimlerini, değerler, normları, pratikleri belirleyen kurucu dilsel güçlerdir. • Bkz. Foucault – söylemsel iktidar.

Metafor • Derrida için bu retorik oyunlar düşünme biçimlerini, değerler, normları, pratikleri belirleyen kurucu

Metafor • Derrida için bu retorik oyunlar düşünme biçimlerini, değerler, normları, pratikleri belirleyen kurucu dilsel güçlerdir. • Dilin bu unsurları bazı özneleri, eylemleri, yerleri, nesneleri değer bakımından yükselterek diğerlerini alçaltabilir. • Mecazlar dilsel anlamın çoğalmasını sağlayan retorik araçlardır. • Şeyleri kavrama biçimimizi yöneterek düşünme biçimlerini ele geçirir.

Metafor • Toplum kuramları bu türden retorik araçlardan yararlanarak sosyolojik soru sorma ve cevaplama

Metafor • Toplum kuramları bu türden retorik araçlardan yararlanarak sosyolojik soru sorma ve cevaplama biçimlerini şekillendirir • Toplumsal organizma metaforu – Durkheim ve Parsons • Tiyatro metaforu – Goffman • İnşaat metaforları – Marksizm, Giddens, vs. • Oyun metaforu – Bourdieu