ANNEBABA TUTUMLARI VE OCUKLARLA LETM L ANAOKULU REHBERLK
ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUKLARLA İLETİŞİM ÇİĞLİ ANAOKULU REHBERLİK SERVİSİ
Ebeveyn tutumları neden önemlidir? • Ebeveyn çocukları için en doğrusunu yapmak ister. Her ebeveynin doğruları farklı olabilir fakat bu çocuklar için her zaman doğru ve iyi olmayabilir. • Her anne ve babanın doğruları birbirinden farklı olduğundan çocuklara karşı tutum ve davranışları da farklıdır. • Çocuğun kişiliğinin temel taşlarının oluştuğu okul öncesi dönemde ailenin çocuğa karşı olan tutum ve davranışları çok büyük önem taşımaktadır. • Ayrıca anne ve babanın sadece çocuğa karşı değil, birbirine karşı davranışları da çocuğun dış dünya ile kuracağı ilişki için bir model oluşturmaktadır. • Ana-babanın tutumu gelişmekte olan çocuğa model olur ve çocuk gördüğü bu modeli taklit ederek ve bu davranışları özümseyerek kişiliğini yavaş oluşturmaya başlar.
YAŞAM POZİSYONU TAVİZKAR + YETKİN +/+ - Ben iyiyim, Sen iyisin Ben iyi değilim, Sen iyisin -/ - +/- Ben iyi değilim, Sen iyi değilsin Ben iyiyim, Sen değilsin İLGİSİZ BASKICI - +
TUTUM VE YAŞAM POZİSYONU TUTUM TANIM +, - BASKICI Anne baba çocuk üzerinde güç kullanır ve istediğini zorla yaptırır. -, + TAVİZKAR Çocuk anne baba üzerinde güç kullanır ve istediğini zorla yaptırır. _, _ İLGİSİZ Anne baba çocuğun istek ve ihtiyaçlarıyla yeterince ilgilenmez, yok sayar. +, + YETKİN Anne baba çocuğu olumlu/uygun iletişim ve disiplin yöntemlerini kullanarak yetiştirir.
BASKICI-OTORİTER TUTUM • Çocuğu sürekli başkalarıyla kıyaslarlar. • Sevgiyi şartlı gösterirler; çocuk beklentiye uygun davranmazsa sevgiden mahrum bırakılır. • Yaşının üzerinde olgunluk ve sorumluluk beklenir. • Çocuğun davranışları katı standartlarla değerlendirilir, hata ve yanlış yapma hakkı tanınmaz. • Mutlak itaat beklenir. Kuralları sorgulaması hoş karşılanmaz. • Ailenin eğitimde ceza verici bir yaklaşımı vardır. • İstenen davranışlar da çoğunlukla gelenek ve daha üst otoritelerce saptanmış kurallara uygun davranışlardır. Anne baba, kendisini toplumsal otoritenin temsilcisi olarak görür.
BU TUTUMUN ÇOCUĞA ETKİSİ • Stresli, tedirgin çocuklardır. • Kendine olan güveni hemen yok gibidir. • Sessiz çekingen başkalarının etkisinde kolayca kalabilen çocuklardır. • Sürekli eleştirildiği için aşağılık duygusu geliştirebilir. • Dıştan denetimlidirler. Kendi başlarına karar veremezler dışarıdan birilerinin onu yönlendirmesini beklerler. • Tam tersi çocuk isyankâr da olabilir. • Çocuk evde anne-babasında gördüğü olumsuz tutumları, diğer yetişkinlerle ve yaşıtları ile olan iletişiminde de uygular. Bu tip ailelerde yetişen gençlerle yapılan araştırmalarda, karar verme ve düşüncelerini ifade etme de güçlük yaşandığı ve öfke düzeyinin yüksek olduğu bulunmuştur.
Baskıcı ve otoriter tutumda yetişen bir çocuk, düşünsel anlamda değil ama, sezgisel anlamda şu mesajları alır: ‘’Babamın izni olmadan benim bir şeyle ilgilenmem, araştırma yapmam istenmiyor. Demek ki benim bir şeye ilgi duymam, incelemem, ondan zevk almam önemli değil. Önemli olan babamın istediğini yerine getirmem. Babam, isteğini yerine getirdiğim sürece beni sever; eğer kendi istediğim şeyleri yaparsam, beni sevmez. Babam çok kuvvetli. Babam çok bilgili. Babamın istediğinden farklı bir şey yapmaya kalkmam hata; demek ki ben hata yapma eğilimi olan, kötü bir çocuğum. ’’
TAVİZKAR-GEVŞEK TUTUM • Anne babanın kabul ve ilgisi yüksek iken çocuk üzerindeki kontrol düşüktür. • Aşırı hoşgörülü ebeveyn çocuklarına çok fazla özgürlük verirler, çocuklarını hiçbir şekilde kontrol etmezler. • Aynı zamanda çocuklarına karşı sıcak ve sevecendirler ve çocuklarının bütün konularda kararlarını kendilerinin vermelerine sınır getirmezler. • Çocuğun aşırı hareket ve davranış serbestliği vardır. • Çocuk ailede inisiyatif sahibi tek kişidir ve onun isteklerine diğer aile bireyleri kayıtsız şartsız uyarlar. • Çocuğun nerede duracağı belirlenmemiştir. Çocukların davranışlarında hiçbir sınır olmadığı için neyin yapılıp neyin yapılamayacağı konusu belli değildir.
BU TUTUMUN ÇOCUĞA ETKİSİ • Çocuklar kendilerini güvensiz hissederler. Çünkü onların hayatında hiçbir sınır olmadığı için ait olmayı hissedemezler. • Benmerkezcidirler, asi ve saldırgan davranışların artmasına yol açabilirler. • Yaşamlarında sınırları öğrenemedikleri için başkalarıyla işbirliği yapamazlar. • Sosyal ilişkilerde başarısızdırlar ve genellikle sosyal uyumları düşük olur. • Okullardaki kurallarla karşıya kalınca hayal kırıklığına uğramaktadırlar. • Başarı kazanması için gereken sabıra, iç denetime sahip değillerdir. • Olgun davranmadıkları, kendi dürtülerini kontrol edemedikleri ve bağımlı oldukları görülmüştür. • Her ortamda istediklerini elde ettikleri için doyumsuz bireyler olurlar. Bencil, sabırsız, anlayışsız, bağımlı olurlar.
2, 5 yaşındaki erkek çocuğu, kalabalık olan bir ailenin tek çocuğudur. Çocuğun her isteğine uyan dört teyzesi her gün ona pahalı oyuncaklar taşımaktadırlar. Bir keresinde teyzelerinden birinin plastik oyuncak getirdiğini gören çocuk oyuncağı alır ve camdan aşağıya atar. Atarken de‘‘ Bana öyle ucuz oyuncaklar getirmeyin! ’’der.
İLGİSİZ-KAYITSIZ TUTUM • Ebeveyn çocuklarını hiçbir şekilde denetlemez, davranışlarına sınırlama getirmez, bunun yanında yeterince ilgi ve sevgi de göstermezler. • İhmalkâr ebeveyn, çocuğun yaşamıyla ilgili değildir. Çocuğun varlığı ile yokluğu belli değildir. • Anne babalar genellikle hoşgörü ile boş vermeyi birbirine karıştırmaktadırlar. • Çocuk anne babayı rahatsız etmediği müddetçe, çocukla ilgili problem yoktur, eğer çocuk anne babayı rahatsız ederse o zaman çocuk ile ilgili gündem oluşur. Bu gündem daha çok şikâyetlerle doludur. • Çocuk fiziksel ve duygusal yalnızlığa itilmektedir. • Çocuğun hareketlerinin görmezlikten gelinerek dışlanması söz konusudur. • Anne, baba, çocuk arasında iletişim kopukluğu vardır. Ailenin çocuğa tepkileri düşük seviyededir. • Genellikle çok çocuklu, kalabalık, eğitim seviyesi düşük, anne-baba olmayı tam anlamıyla benimsemeyen, çocuğuna ve ev yaşamına ilgi duymayan ailelerde bu tutum görülür.
BU TUTUMUN ÇOCUĞA ETKİSİ • Çocuk dikkat çekmek için etrafına zarar verebilir. • İnsanlarla ilişki kuramaması sonucu sosyal gelişmesinde gecikme ve saldırganlık sergileyebilir. • Sözlü iletişim yetersizliğinden dolayı dil gelişiminde gecikme, konuşma bozuklukları ortaya çıkabilir. • Özgüven sorunu yaşayıp tamamen içedönük olabilir. • Hayattan ve kendisinden beklentisi olmaz. Kendini günlük olayların akışına bırakıp, anlık doyumlarla yetinir.
DENGESİZ-KARARSIZ TUTUM • Anne babanın tutumu aşırı hoşgörü ve sert cezalandırma arasında gidip gelmektedir çocuk hangi davranışın nerede ve ne zaman istenmediğini önceden kestiremez. • Bu tutarsızlıklar anne ve babanın farklı zamanlarda farklı tutumlar sergilemesi şeklinde olabilir. • Anne ve babanın farklı disiplin anlayışlarını benimsemeleri şeklinde de olabilir. • Çocuğun belirli bir davranışı anne ve baba tarafından farklı yorumlanır. • Anne babalar aynı davranışı kimi zaman normal karşılarken kimi zamanda cezalandırabilirler. • Bu durum daha çok anne veya babanın o anki psikolojik durumu ile ilintilidir. Anne veya baba yorgunsa, başka zaman normal olan davranış o an için yapılmaması gereken bir davranıştır. • Bu durumda çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamamaktadır.
BU TUTUMUN ÇOCUĞA ETKİSİ • Aşırı isyankâr ya da aşırı boyun eğici olabilirler. • Kendi içinde çatışmalar yaşayıp, aileleriyle ilişkilerinde dengesizlik yaşayabilirler. • Büyüdüklerinde karşısındaki insanlara zor güvenirler, kaygılı olabilirler. • Değer yargısı sistemlerinin oluşması zor olabilir. • Karar vermekte güçlük yaşarlar. • Tutarsız bir kişilik sergilerler.
Hatice Hanım Yusuf’a, sokağa çıktıklarında devamlı bir şey istememesini defalarca tembih eder. ‘‘Benden hiç bir şey isteme, çünkü almayacağım. ’’ demesine rağmen, Yusuf her gördüğü şeyi istemeye devam eder. Yol boyunca onu bunu istemesine sürekli karşı koyan Hatice hanım, artık dönüş yolunda, ‘‘Hadi peki, şu tabancayı alalım’’ der. Ancak bütün yol boyunca ‘Hayır’’ deyip direnmesine rağmen en sonunda kabul edip bir şey almanın aslında Yusuf’a ne öğrettiğinin farkında değildir. Yusuf, ‘‘Devamlı ister ve annemi bıktırırsam ona istediğimi aldırırım ’’ı yaşayarak annesinden öğrenir.
YANLIŞ, BİR ÇOK ŞEKLE GİREBİLİR AMA DOĞRU TEK BİR YOLDA GİDER.
AŞIRI KORUYUCU TUTUM • Anne babanın çocuğu gereğinden fazla koruması, kontrol etmesi ve özen göstermesi olarak tanımlanır. • Anne babalar, düşmanca bir çevreye karşı çocuklarını koruyan anne babalar olarak tanımlanır. • Çocuklarının kendilerinden farklı birey olduğunu ve bağımsızlıklarını kazanmaları gerektiğini anlayamazlar. Çocuğun tüm ihtiyaçları büyükleri tarafından karşılanmaya çalışılır. • Anne ile çocuk arasında yaşanan bu durum annenin, çocuğun bakımıyla yakından ilgilendiği dönemlerde başlamakta ve annenin çocuğuyla bütünleştiği görülmektedir. • Sevgi ve ilginin göstergesi olarak çocuğuna yemek yiyebildiği halde yemek yediren, çantasını taşıyabildiği halde elinden alan, odasını toplayan, vb. hizmetleri yapan anne, çocuğuna yardım ettiğini zannedebilmektedir. Oysa çocuğunun bağımsız hareket edebilme olasılığını engellemektedir. • «Biz altımıza ıslatıyoruz» , «biz ıspanağı sevmiyoruz» , «biz arkadaşımıza vurmayız» gibi bağımlılığı pekiştiren ve ayrı birey olmasını engelleyen bir söylem tarzı vardır.
BU TUTUMUN ÇOCUĞA ETKİSİ • Koruyucu tutumla büyüyen çocuk sosyal ilişkilerinde başarısız olabilirler. • Başkalarına bağımlı birey olabilir. • Bu çocuklar girişimci olamazlar. • Özgüveni gelişmemiştir, sorumluluk almakta güçlük yaşarlar. • Kendini tanımak ve sınırlarını bilmekte zorlanırlar. • Başkasının desteğini arayan, sosyal ilişkilerde edilgen olurlar. • Belirli beceriler yönünden yaşıtlarından daha yavaş gelişmiş çocuklardır.
ÇOCUĞUMUZDAN MESAJ Bana sahip olduğunu sandıkça; Hata yapıyorsun. Benim sadece «BEN» olduğumu kabul et. Saçım, gözüm, kaşım sana Benzeyebilir. Ama… BENİM BİR KİŞİLİĞİM VAR… Kişiliğimin henüz olgunlaşmadığını yada Tamamen sana ait olduğumu Düşündükçe yanılıyorsun. Ben, sana bunun tam aksini ispat Ettikçe de hayal kırıklığına uğruyorsun ‘’SENİN ÇOCUĞUN’’
MÜKEMMELİYETÇİ TUTUM • Mükemmeliyetçi anne babalar çocuklarından her şeyin en iyisini bekler. • Kendi gerçekleştiremedikleri şeyleri çocuklarının gerçekleştirmesini beklerler. • Çocuklarından yüksek başarı beklerler. • Ayrıca çok iyi resim yapmalı, şarkı söylemeli, iyi konuşmalı lider olmalı, iyi yüzmeli koşmalı, herkesin parmakla göstereceği örnek davranışlar sergileyen bir çocuk olmalıdır. • Mükemmeliyetçi anne babalar çocuklarından aşırı titizlik ve temizlik beklerler. • Çocuğun azıcık üzerini kirletmesi bile olay olur. • Çocuk sürekli ailenin istediği kalıba uymak zorundadır.
BU TUTUMUN ÇOCUĞA ETKİSİ • Aşırı titiz ya da tam tersi dağınık çocuklardır. • Kendilerine güvenleri yoktur. • Başarısızlığa uğradıklarında kolayca hayal kırıklığı yaşarlar. • Yanlış yapmaktan korkarlar. • Okuldaki sıraları hep derli toplu, ders aralarında ödev yapan, grup çalışması gerektiğinde şikâyet eden, bir işi tam yapmak için günler öncesinden çalışmaya başlayan çocuklardır. • Aşırı baskı aşırı kaygı yaratır.
YETKİN-DEMOKRATİK TUTUM-1 • Çocuklara karşı hoşgörü ve destekleme vardır. • Anne baba çocuğunu olduğu gibi kabul edip destekler. • Çocuklarına karşı sevgi doludurlar. • Çocuğun ilgilerini, yeteneklerini göz önünde tutarak, yeteneklerini gerçekleştirebileceği ortamlar hazırlarlar. • Anne baba birbirlerine ve çocuğa olan duygularında açık davranır. • Aile içinde güven ve şeffaflık vardır.
YETKİN-DEMOKRATİK TUTUM-2 • Problemlerle nasıl baş edebileceğini birlikte araştıran, huzurlu bir aile ortamı vardır. • Anne babalar çocuklarına karşı hoşgörülüdürler, onları desteklerler, çocuklarıyla ilgili kararlar alırken seçenekler sunarlar, çocuğun seçtiği davranıştan ders almasına izin verirler. • Böyle bir ailede evde ve toplumdaki kuralların sınırları bellidir. Çocuk neyi nerede yapacağını veya yapmayacağını bilir. Evde uygulanacak kuralları çocuklarıyla birlikte belirlerler ve bu kurallara herkes uyar.
YETKİN-DEMOKRATİK TUTUM-3 • Anne ve baba çocuğa davranışlarıyla iyi bir modeldir. Çocuklarından görmek istemedikleri davranışı kendileri de yapmak istemezler. • Çocuk belirli sınırlar içinde özgürdür. • Çocuğa şiddet ve duygusal yaptırım gücü yerine, anlatarak ikna etmeye çalışırlar. • Eğer aile ortamı çocuğa kendi benliğini, kimliğini duygu ve düşüncelerini anlatma özgürlüğü veriyorsa çocuk sağlıklı biçimde olgunlaşır.
BU TUTUMUN ÇOCUĞA ETKİSİ • Bu çocukların becerileri gelişmiştir. • Yardımsever, diğer insanların gereksinimlerine duyarlı, kendine ve diğer insanlara saygılıdır. • Sosyalleşmiş, işbirliğine giren çocuklardır. • Arkadaş canlısı ve duygusaldırlar. • Sosyal açıdan dengeli ve mutlu bireylerdir. • Özgüvenleri yüksektir, sorumluluk sahibidirler. • Kendine ve başkalarına güvenir. • Yaratıcı ve bağımsızdır. • Kurallara ve otoriteye saygı duyar.
HOŞGÖRÜ ÖYLESİNE BEREKETLİ BİR TOHUMDUR Kİ; TÜM GÜZEL DUYGULAR İÇİNDE FİLİZLENİR.
Anne-babanın Çocuğuna öğreteceği En önemli beceri Sevgi dolu yaşamak Becerisidir. Sevgi dolu yaşamak Yaşamı yaşamaktır. Yaşamı yaşamak ise, Sevgi dolu yaşamaktır. Bu yeteneğe sahip ailelerde Kurallar, İnanılmaz bir güzellikte İşler.
ANNE BABA GÖREV VE SORUMLULUĞU • • Çocuklara doğru örnek olmak, Çocukları korumak ve desteklemek, Kuralları ve sınırları öğretmek, Sürekli ve tutarlı bir anne babalık tutumu göstermek, • Hem kendi isteklerini hem de çocuğun isteklerini dikkate alan bir ilişki geliştirmek
Ve Buraya kadar ebeveyn olarak tutumlarımız ve bunların çocuklarımız üzerindeki etkisine değindik. Peki iyi bir iletişim kurmak ve çocuğumuzun olumlu yaşam becerilerini kazanması için neler yapmamız gerekli bunlara değinelim.
Bütün çocuklar, doğru davranmayı öğrenmelerine yardımcı olacak kural ve beklentilere ihtiyacı vardır. Bu kuralları çocuğumuza nasıl öğretebiliriz? Çocuğumuz kurallara uymadığında ne yapmalıyız? AİLE VE İLETİŞİM
Çocuklarınızı dinleyin. • Meşgulseniz, başınız ağrıyorsa ya da aklınız başka bir şeyle meşgulse bunu çocuğunuza ifade edin, onu dinliyor gibi yapmayın. • Ona, ‘'Şimdi meşgulüm ama biraz sonra seni dinleyeceğim» deyin. Dinlediğinizi göstermek için mutlaka göz teması kurun, baş sallayın, sorun ve fikrinizi belirtiniz.
Sorunlarını kendine çözmesi konusunda teşvik edin • Çocuğunuzun bağımsız birey olabilmesi için, kendini eğlendirmesine, sakinleştirebilmesine, üzüntüyle baş etmesine, sıkıntısını gidermesine izin verin. Bütün bunları siz, onun için yaparsanız, bu duygularla baş etmeyi öğrenemez ve ömür boyu başka insanlarla bağımlı kalır. • Sorumluluğunu alması konusunda teşvik edin.
Duygularını dinlemesini, tanımasını öğretin • Çocuğunuza, duyguların zenginliğini anlatın. Duygularını tanımasına yardımcı olun. • Öfke, kıskançlık, hayal kırıklığı, özlem gibi duygular; heyecan, sevinç, sevgi, aşk, gurur gibi duygular yaşanabileceğini anlatın. • Başkalarının duygularına değer vermesini öğretin. • Hayattan ne istediğini bilen birey olması konusunda onu yetiştirin. • Gerektiğinde ağlayabilsin ve çıkış yolunu o bulsun. Bu aşamada yanında olduğunuzu hissettirin.
Pozitif disiplini kullanın • Davranışlarını değiştirmek için ceza sisteminden çok ödül sistemini kullanın. • Cezalandırılmış çocuklar, cesareti kırılmış, kendilerine güvenmeyen çocuklardır. Ceza yerine ödülü yada pekiştireci geri çekme yöntemini kullanmak daha olumlu bir yöntemdir. • Çocuğunuzun gururunu kırmadan yapın, başkalarının yanında eleştirmemeye özen gösterin, doğru güzel yaptığı davranışları gördüğünüzü beğendiğinizi ona anlatın.
Olumlu davranışlarını görün • Çocuğunuzun başarılarını, olumlu davranışlarını gördüğünüzü gösterin. • Örneğin, bir çocuk ağladığında annesinden ilgi görüyorsa, bu yöntemi kullanmaya devam edebilir. Aynı şekilde, okuldan geldiğinde elini yıkadığı zaman annesi bu davranışını övüyorsa, ilgiyi sürdürmek için bu olumlu davranışa devam edecektir. • Olumlu davranışlarını görürseniz ve gördüğünüzü ona gösterir veya hissettirirseniz bu davranışları yeniden yapacaktır
Kurallarınızda ve ilişkilerinizde devamlılık gösterin! • Gerekli olduğuna inandığınız bir kısıtlamayı, çoucuğunuzun ‘yalvarmalarıyla' değiştirmeyin. Kuralların devamlılığı olmalıdır, yoksa çocuğunuz kurallarınızı hiç ciddiye almaz. • Gerektiği durumlarda siz kendi koyduğunuz kuralları çocuğunuzla konuşarak değiştirebilirsiniz, kendi koyduğunuz kuralların esiri olmayın. Gerektiğinde değiştirin. Bu durumun neden gerektiğini ona açıklayın.
Yaşamını planlayın • Çocuk gün içinde ne yapacağını bilsin. • Çocuk ne zaman yemek yiyeceğini, ne zaman ve ne kadar TV seyretmeye izinli olduğunu, ne zaman yatması gerektiğini bilsin. • Bu programı birlikte hazırlayın.
Birlikte olduğunuz zamanı kaliteli hale getirin • Çocuklarınızla zaman geçirin!!!! Oynayın, Konuşun, Spor yapın, Gezerek keşiflerde bulunun. • Unutmayın, çocuklar sizinle zaman harcarken, sizi örnek alarak, yeni ve doğru davranışlar öğreneceklerdir
Sorumluluk verin • Yaşına uygun görevler verin, sorumlulukları olsun. Odasındaki oyuncakları toplamak, Yemek masası hazırlanırken yardım etmek, Okula getireceği eşyalarını bir gece önceden hazırlamak vb.
Ahlaki ve toplumsal kuralları öğretin • Dürüstlük, saygı, nezaket gibi kavramları aile ortamında kullanarak, örnekler vererek, hikayeler anlatarak öğretin. • Bu kavramları, tutarlılık ve devamlılıkla pekiştirin. • Ahlaki ve toplumsal kuralların neden olduğunu bunları uygulamanın önemini örneklerle anlatın.
İlgi ve sevgi göstermekten kaçınmayın • Sevginizi söylemekten ve göstermekten kaçınmayın. • Araştırmalara göre, her gün sevgi gören çocuklar daha az stres hormonu salgılıyor ve huzursuz olduklarında, stres reaksiyonları ile daha kolay baş edebiliyorlar. • Sevginizi göstermeniz zayıflık yada kontrolü kaybetmeyi ifade etmez.
Güven verin • Size güvenebileceğini bilsin. • Sözlerinizi tutun, tutamayacağınız sözler vermeyin. • Onu koşulsuz sevdiğinizi anlatırsanız, çaresiz kaldığında, hata yaptığında, kendisini yalnız hissettiğinde güveneceği kişinin anne-babası olduğunu anlatın, sizin de ona güvendiğinizi gösterin. • Tatsız durumları da size anlatmaktan kaçınmamasını sağlayın, hoşgörü gösterin, espri yapın.
Meraklı olmasını teşvik edin • Okumanın, merakın çocuğunuz için çok faydalı ve yaşamı boyunca ona yardımcı olacak en önemli beceridir. • Birlikte kaliteli zaman geçirmeye özen gösterin, fıkralar anlatın, şiir yazın, yarışmalar yapın, oyunlar oynayın. • Merakını sürekli canlı tutun.
Kendinize değer verin • İyi anne-baba olabilmek için sizin de huzurlu ve mutlu olmanız şarttır. * Mutlu yetişkinler çocuklarına, iyi örnek olurlar. • Hobilerinize zaman ayırın , böylece çocuğunuzun da hobileri olacaktır. • Birbirinize değer verdiğinizi, sevgi ve saygınızı gördüklerinde onlar da mutlu olacak ve ileriki yaşlarında sizi model alarak yetişkin davranışını kazanacaklardır.
Anne/baba ve çocuk arasındaki olumlu iletişimin temel ilkeleri şunlardır-1 1. Çocuğunuzun kendisiyle ilgilendiğinizi, ihtiyacı olduğunda yardım edeceğinizi bilmesini sağlayın. Çocuğunuz sizinle konuşmak istediğinde televizyonu kapatın veya gazeteyi elinizden bırakın. 2. Başka insanların, özellikle dahil olması gerekmediği sürece, konuşmalarınızı özel tutun. Çocuğunuzla aranızdaki en iyi iletişim etrafta başka insanlar yokken gerçekleşir.
Anne/baba ve çocuk arasındaki olumlu iletişimin temel ilkeleri şunlardır-2 3. Çocuğunuzun tepesinden konuşmayın. Konuşurken fiziksel olarak çocuğunuzun düzeyine inin. 4. Çocuğunuzun bir davranışı ya da bir olay nedeniyle çok sinirliyseniz, objektif davranamayacağınız için, yeniden sakinleşene kadar iletişim kurmaya çalışmayın. Beklemek, yatışmak ve çocukla daha sonra konuşmak en iyisidir.
Anne/baba ve çocuk arasındaki olumlu iletişimin temel ilkeleri şunlardır-3 5. Dikkatle ve nazik bir şekilde dinleyin. Çocuğunuz bir şey anlatmaya çalışırken sözünü kesmeyin. Çocuğunuza arkadaşlarınıza gösterdiğiniz nezaketi gösterin. 6. Aptal, budala, tembel gibi aşağılayıcı sözler kullanmayın. Çözüme yönelik somut adımlar geliştirmesi için çocuğa yardımcı olun.
Anne/baba ve çocuk arasındaki olumlu iletişimin temel ilkeleri şunlardır-4 7. Çocuğu yaptığı veya yapmadığı şeylerden dolayı değil, kendisi olduğu için kabul ettiğinizi gösterin. 8. Eşler nasıl bir disiplin uygulayacakları konusunda fikir birliğine varmalıdır. Disiplin yanlış davranışları cezalandırmak değil, doğru davranışları öğretmek olarak görülmesi önemlidir.
Anne/baba ve çocuk arasındaki olumlu iletişimin temel ilkeleri şunlardır-5 9. Başka biri sizi eleştirirken sizinle nasıl konuşmasını istiyorsanız, siz de çocuğunuzla o şekilde konuşun. İsim takma, bağırma veya saygısız tutumlara başvurmayın. 10. Davranışı çocuğunuzun kişiliğinden ayırın. Örneğin beni hayal kırıklığına uğrattın demek yerine hangi davranışı veya seçimini beğenmediğinizi ve neden beğenmediğinizi belirtin.
Hepinize katılımınız için teşekkür ederim.
- Slides: 50