KARILATIRMALI DNLER TARH YAHUDLK GKAL GLDERE OK PROGRAMLI

  • Slides: 35
Download presentation
KARŞILAŞTIRMALI DİNLER TARİHİ YAHUDİLİK

KARŞILAŞTIRMALI DİNLER TARİHİ YAHUDİLİK

GÖKAL GÜLDERE ÇOK PROGRAMLI ANADOLU LİSESİ HASAN ÇELİK 12. SINIF KARŞILAŞTIRMALI DİNLER TARİHİ YAHUDİLİK

GÖKAL GÜLDERE ÇOK PROGRAMLI ANADOLU LİSESİ HASAN ÇELİK 12. SINIF KARŞILAŞTIRMALI DİNLER TARİHİ YAHUDİLİK

1. VAHIY GELENEĞI Yahudilik ve Hristiyanlık; Hz Musa ve Hz İsa’ya gelen İslam’ın yüzyıllar

1. VAHIY GELENEĞI Yahudilik ve Hristiyanlık; Hz Musa ve Hz İsa’ya gelen İslam’ın yüzyıllar içerisinde felsefileştirilerek ve değiştirilerek aldığı yeni biçimin adı olmuştur. İslam anlayışına göre vahiy, peygamberlerin insanlara iletmek üzere Allah’tan aldığı bilgilere denir. Peygamberler Allah’tan bu bilgiyi değişik yollarla alırlar.

Allah tarafından peygamberler vasıtasıyla insanlara gönderilen bu dinlerin esası İslam olup bunların tümü vahye

Allah tarafından peygamberler vasıtasıyla insanlara gönderilen bu dinlerin esası İslam olup bunların tümü vahye dayalı dinlerlerdir. Yahudilik ve Hristiyanlık ise vahye dayalı dinler olmakla birlikte Kur’an, bunları bozulmuş dinler olarak nitelendirilir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu hususa şöyle işaret edilir: “…Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (Kitaplarını tahrif ederler. ) Kendilerine öğretilen ahkâm (Tevrat)ın önemli bir bölümünü unuttular…”(maide-13)

YAHUDILIK Yahudilik Hz Musa’ya gelen vahiyle başlayan bir dindir. Yahudi olmanın temel ön şartı,

YAHUDILIK Yahudilik Hz Musa’ya gelen vahiyle başlayan bir dindir. Yahudi olmanın temel ön şartı, Yahudi bir anne babadan veya en azından Yahudi bir anneden doğmaktır. Bu bakımdan Yahudilik terimi belli bir ırka, kültüre ve dine mensup olmayı ifade eden çok kapsamlı bir anlam ihtiva etmektedir. Yahudiler başta İsrail olmak üzere Amerika ve dünyanın diğer bölgelerinde yaşamaktadırlar.

1. YAHUDI, İBRANI VE İSRAIL TERIMLERI Tarih boyunca Yahudiler pek çok isimle anılmışlardır. İbrani,

1. YAHUDI, İBRANI VE İSRAIL TERIMLERI Tarih boyunca Yahudiler pek çok isimle anılmışlardır. İbrani, İsrail ve Yahudi bu isimlerin başında gelmektedir.

YAHUDI: Bu isim, İsrailoğulları Babil Sürgünü’nde iken ortaya çıkmıştır. Babil’in yerli halkı, İsrailoğullarına, geldikleri

YAHUDI: Bu isim, İsrailoğulları Babil Sürgünü’nde iken ortaya çıkmıştır. Babil’in yerli halkı, İsrailoğullarına, geldikleri Yahuda bölgesinin adından dolayı, “Yahudalı” anlamında “Yahudi” demiştir. İsrailoğulları, Yahudi ismini kendileri de benimsemişler ve genellikle bu ismi kullanmışlardır. Ayrıca Yahudi kavramı Hz Yakup’un oğlu Yahuda’ya dayandırılmaktadır. Bu yönüyle kelime toptan tevbe edenler anlamına gelmektedir.

İBRANI: MÖ 15. yüzyılda Filistin’de göçebe olarak yaşayan kabilenin adıdır. İbrani, “öte tarafın insanları”

İBRANI: MÖ 15. yüzyılda Filistin’de göçebe olarak yaşayan kabilenin adıdır. İbrani, “öte tarafın insanları” anlamına gelmektedir. Bununla da Fırat ve Ürdün nehirlerinin öte kıyısından gelen göçmenler kastedilmiştir. Yahudilere bu ad, Filistin bölgesinde yaşayan yerli halk tarafından verilmiştir

2. YAHUDILIĞIN DOĞUŞU VE GELIŞMESI Ø Yahudilik, tarihini Hz. İbrahim’le başlatır. Yahudi inancına göre

2. YAHUDILIĞIN DOĞUŞU VE GELIŞMESI Ø Yahudilik, tarihini Hz. İbrahim’le başlatır. Yahudi inancına göre Hz. İbrahim ilk Yahudi’dir. Ø Hz. Yusuf’un ölümünden sonra Mısır’da tahta geçen yeni firavun, İsrailoğullarını köleleştirmeye başladı. Böylece İsrailoğulları, dört yüz sene Mısır’da köle olarak kaldı. Ø İsrailoğulları Mısır’da köle olarak yaşarken dönemin Mısır firavunu bir rüya gördü. Rüyayı yorumlayan kâhinler, yakında İsrailoğulları arasında bir erkek çocuğun dünyaya geleceğini ve bu çocuğun firavunun tahtını elinden alacağını söylediler. Bu haber, firavunu telaşlandırdı. Firavun, İsrailoğullarından doğacak bütün erkek çocuklarının öldürülmesini emretti. O yıl dünyaya gelen Musa’yı annesi bir sepetin içine gizlice koyup Nil Nehri’ne bıraktı. Nehirdeki sepet, firavunun kızı tarafından bulundu. Çocuğu sevimli olması nedeniyle öldürmeye kıyamadılar ve onun evlatlık olarak sarayda büyütülmesine karar verdiler. Böylece Hz. Musa o zamanki dünyanın en güçlü imparatorlarından biri olan firavunun sarayında yetişti.

Ø Firavunun sarayında büyüyen Hz. Musa, bir gün şehre gitti. Şehirde dolaşırken bir İsrailli

Ø Firavunun sarayında büyüyen Hz. Musa, bir gün şehre gitti. Şehirde dolaşırken bir İsrailli ile bir Mısırlının kavga ettiğini gördü. Hz. Musa, İsrailliye yardım etmek amacıyla kavgaya müdahale etti ve Mısırlıya bir tokat vurarak onu kazara öldürdü. Firavunun kendisini cezalandırmasından korkan Hz. Musa, Mısır’ı terk edip Medyen’e gitti. Orada Yetro’nun (Şuayp) yanında çalışmaya başladı. Bir süre sonra onun kızı ile evlendi. Hz. Musa, bir gün Yetro’nun koyunlarını otlatırken Tanrı, Horep Dağı’nda yanan bir çalılığın içinden Hz. Musa’ya hitap etti. Ona İsrailoğullarını Mısır esaretinden kurtarma görevini verdi. Kardeşi Harun’u da ona yardımcı yaptı. Bu, aynı zamanda Hz. Musa’nın peygamberlik görevinin de başlangıcıdır.

Hz. Musa, Tanrı’dan bu görevi aldıktan sonra İsrailoğullarını atalarının yurduna götürmek için Mısır’a döndü.

Hz. Musa, Tanrı’dan bu görevi aldıktan sonra İsrailoğullarını atalarının yurduna götürmek için Mısır’a döndü. Hz. Musa İsrailoğullarıyla birlikte Mısır’dan çıktı ve üç ay sonra Sina’ya vardı. Orada Tanrı, Yahudiliğin temel ilkelerini oluşturan On Emir’i iki levhaya yazılmış şekilde Hz. Musa’ya verdi. Sina’daki bu vahiy olayından sonra Hz. Musa, atalarına vadedilmiş topraklara gitmek için İsrailoğullarıyla birlikte yola çıktı.

İsrailoğulları bu göç esnasında sık isyan edip Hz. Musa’ya zorluk çıkardı. Tanrı, isyanları nedeniyle

İsrailoğulları bu göç esnasında sık isyan edip Hz. Musa’ya zorluk çıkardı. Tanrı, isyanları nedeniyle birçok kez onları cezalandırdı. En büyük ceza ise kırk yıl çölde dolaşmalarıydı. Hz. Musa, peygamberlik görevi süresince Tanrı’nın vahyettiği ayetleri bir kitap hâline getirdi ve onu iki levhayla birlikte Ahit Sandığı’nın içine koydu. Bu Ahit Sandığı’nı İsrailoğulları göç yolunda daima yanlarında taşıdı. Hz. Musa, yüz yirmi yaşındayken Moep’te (Sina Çölü’nün Filistin sınırına yakın kısmı) vefat etti ve oraya gömüldü.

Hz. Musa’dan sonra onun yerine Yeşu (Yûşâ) geçti. Yeşu’dan sonra daha sonra İsrailoğullarına peygamber

Hz. Musa’dan sonra onun yerine Yeşu (Yûşâ) geçti. Yeşu’dan sonra daha sonra İsrailoğullarına peygamber olarak Samuel gönderildi. Samuel, İsrailoğullarının ısrarı üzerine onlara Saul’u (Talut) kral tayin etti. Saul zamanında İsraioğulları çevre kabilelerle büyük savaşlar yaptı. Bu savaşlarda Hz. Davut büyük başarılar gösterdi ve İsrailoğullarının zafer kazanmasını sağladı.

Hz. Davut Kudüs’ü fethedip orayı başkent yaptı ve orada büyük bir mabet inşa etmek

Hz. Davut Kudüs’ü fethedip orayı başkent yaptı ve orada büyük bir mabet inşa etmek istedi. Hz. Davut’un ölümünden sonra yerine oğlu Hz. Süleyman geçti. Tanrı’nın vadettiği gibi Hz. Süleyman, Kudüs’teki Moriah Dağı’nda büyük mabedi inşa etti. Bu mabedin inşasıyla Yahudi tarihinde I. Mabet Dönemi başlamış oldu. Adı Bet. Hamikdaş olan bu mabet, İslam geleneğinde Beytü’l. Makdis olarak bilinir. Hz. Süleyman’ın vefatından sonra İsrailoğulları biri kuzeyde İsrail, diğeri güneyde Yahuda olmak üzere ikiye bölündü. Bunlardan İsrail Krallığı putperestliğe yöneldi. Yahuda Krallığı ise MÖ 587 yılında Babil Kralı Buhtunnasır (Nabukadnezzar) tarafından yıkıldı. Kudüs’teki mabet, Babilliler tarafından tahrip edildi. Hz. Süleyman zamanında başlayan I. Mabet Dönemi böylece sona erdi.

İsrailoğulları Babil Sürgünü’nden yetmiş yıl sonra tekrar Kudüs’e döndü. Böylece, Yahudi tarihinde II. Mabet

İsrailoğulları Babil Sürgünü’nden yetmiş yıl sonra tekrar Kudüs’e döndü. Böylece, Yahudi tarihinde II. Mabet Dönemi başlamış oldu. Bu dönemde Yahudilik din olarak gelişme sürecine girdi. Roma idaresi altında yaşayan Yahudiler, çeşitli dinî ve siyasi baskı altındaydı. Bu durum, 636 yılında Hz. Ömer Dönemi’nde (634 -644) Müslümanların bu bölgeye gelmesine kadar devam etti. Bu dönemde Yahudiler Müslümanların himayesi altında Filistin bölgesinde rahat bir ortamda yaşadılar. Haçlı Seferleri sırasında Hristiyanların zulmüne uğradılarsa da Selahaddin Eyyubi’nin bölgeye tekrar hâkim olmasından sonra Kudüs’te rahat bir yaşam sürdüler.

Orta Çağ’da Avrupa’daki Yahudilerin durumları ülkelere göre farklılık gösterir. Avrupa’da en huzurlu dönemlerini Müslümanların

Orta Çağ’da Avrupa’daki Yahudilerin durumları ülkelere göre farklılık gösterir. Avrupa’da en huzurlu dönemlerini Müslümanların himayesindeki Endülüs Emevileri zamanında yaşamışlardır. Ancak burada Müslüman hâkimiyetinin sona ermesi ile tekrar Hristiyanların zulmüne uğramışlar ve zorla Hristiyanlaştırmaya tabi tutulmuşlardır. Osmanlı Padişahı II. Bayezit 1492 yılında burada zulüm gören Yahudilere kucak açmış ve onları İstanbul’a yerleştirmiştir. Avrupa’daki Yahudilerin, İsa’nın vücudu sayılan komünyon ekmeğini çaldıkları, çeşmeleri zehirledikleri ve Hristiyan çocukları ibadet gayesiyle öldürdükleri iddialarıyla haklarında özel kanunlar çıkarılmıştır. Hemen her dönemde bu türden takibata uğrayan Yahudiler, Almanya ve Rusya gibi birçok ülkeden başka ülkelere göç etmek zorunda kalmışlardır

3. YAHUDILIĞIN TEMEL ÖZELLIKLERI Seçilmişlik: Seçilmişlik Yahudilere göre Tanrı; ataları İbrahim, İshak ve Yakup’la

3. YAHUDILIĞIN TEMEL ÖZELLIKLERI Seçilmişlik: Seçilmişlik Yahudilere göre Tanrı; ataları İbrahim, İshak ve Yakup’la bir ahit yapmış ve onların soyunu kendisi için özel bir millet olarak seçmiştir. Bu yüzden Tanrı, tarihte onlara daima yardım etmiştir. Onları Mısır esaretinden kurtarmak için Hz. Musa’yı görevlendirmiş ve kendisi de onların kurtuluşuna müdahalede bulunmuştur. Kutsal kitap Tevrat’ı diğer milletlere vermemiş, onu seçilmiş millet olarak kabul ettiği Yahudilere vermiştir. Seçilmişlik fikri, tarih boyunca Yahudileri diğer milletlerden farklı kılmıştır. Yahudiler her türlü baskı ve zorlama karşısında millî ve dinî benliklerini bu fikir sayesinde korumuşlardır. Bu sebepten dolayı onlar, yaklaşık iki bin yıllık sürgün hayatından sonra 1948’de bağımsız Yahudi Devleti’ni kurmuşlardır

Kutsal Toprak: Toprak Yahudilik diğer dinlerden farklı olarak belli bir toprakla bütünleşmiş bir dindir.

Kutsal Toprak: Toprak Yahudilik diğer dinlerden farklı olarak belli bir toprakla bütünleşmiş bir dindir. Yahudiliğin en temel kurum ve kuralları bu topraklara göre belirlenmiş ve şekillenmiştir. Tanrı’nın seçmesiyle belirlenen, vadedilen bu toprakların dışında Yahudilik yaşanamaz. Zorunlu sürgün hariç, Tevrat’ın emirlerine kulak veren Yahudilerin mutlaka bu topraklarda yaşamaları gerekir. Yahudi din bilginleri, şartları uygun olup da kutsal topraklarda yaşamayan Yahudileri Tevrat’ın emirlerine karşı gelmiş bir asi olarak değerlendirmektedirler. Yahudi din geleneğine göre kutsal topraklar içinde yer alan Kudüs, dünyanın merkezidir. Öldükten sonra tekrar dirilme buradan gerçekleşecektir. Dünyanın değişik bölgelerinde gömülmüş Yahudiler, tekrar dirilme gününde yer altındaki kanallar yoluyla kutsal topraklara gelecek ve oradan dirileceklerdir.

Mabet: Mabet Yahudilik, aynı zamanda mabet merkezli bir dindir. Yahudilikteki birçok ibadetin mabette gerçekleştirilmesi

Mabet: Mabet Yahudilik, aynı zamanda mabet merkezli bir dindir. Yahudilikteki birçok ibadetin mabette gerçekleştirilmesi gerekir. Yerini Tanrı’nın belirlemiş olduğu ve onun istemesiyle Kral Süleyman tarafından yaptırılan Kudüs’teki Süleyman Mabedi’dir. Bu mabedin Yahudiler nezdindeki adı Bet-Hamikdaş’tır. Çoğu kez tahribata uğrayan ve en son 70 yılında tamamen yıkılan Süleyman Mabedi’nden geriye sadece Batı Duvarı kalmıştır. Batı Duvarı günümüzde Yahudiler için önemlidir. Yahudiler, bu duvarın önünde mabet yıkıldığı için ağıt yakarlar ve en kısa zamanda yeniden inşa edilmesi için Tanrı’ya yakarırlar

Mesihçilik: Mesih terimi Yahudilerin kutsal kitaplarında herhangi bir göreve gelen kişi veya krallar için

Mesihçilik: Mesih terimi Yahudilerin kutsal kitaplarında herhangi bir göreve gelen kişi veya krallar için kullanılmıştır. Yahudilerdeki Mesih beklentisi 70 yılında Roma İmparatorluğu’nun Kudüs’ü istila edip kutsal mabedi yıkmasından sonra belirgin hâle gelmiştir. Romalılar, mabedi yıkmanın yanında Yahudilerin dinî kurumlarını da ortadan kaldırarak büyük bir baskı uygulamışlardır. Bu yıkımdan sonra bir daha toparlanamayan Yahudiler, 1948 yılına kadar devamlı başka milletlerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bu durum, onlarda Davut soyundan gelecek ve kendilerini kurtaracak olağanüstü güçlere sahip bir Mesih inancının doğmasına yol açmıştır.

4. YAHUDILIĞIN ON TEMEL İLKESI: ON EMIR Hz. Musa, İsrailoğulları ile birlikte firavunun zulmünden

4. YAHUDILIĞIN ON TEMEL İLKESI: ON EMIR Hz. Musa, İsrailoğulları ile birlikte firavunun zulmünden kurtulup Mısır’dan çıktıktan üç ay sonra Sina’ya vardı. Daha sonra Hz. Musa, kabilesinin yanından ayrılarak kendisine Tanrı tarafından işaret edilen Sina Dağı’na çıktı. Burada kırk gün oruç tuttu ve ibadet etti. Daha sonra kendisine, kavminin uyması gereken inanç ve davranış esasları içeren On Emir verildi. On Emir, Yahudi inancına göre Museviliğin temel ilkeleridir. Bunlardan ilk dördü insanın Tanrı’yla olan ilişkisinin hangi temellere dayanacağını belirtmektedir

YAHUDILIKTEKI ON EMIR ŞUNLARDAN OLUŞMAKTADıR: Seni Mısır diyarından, esirlik evinden çıkaran Tanrı’n benim. Benden

YAHUDILIKTEKI ON EMIR ŞUNLARDAN OLUŞMAKTADıR: Seni Mısır diyarından, esirlik evinden çıkaran Tanrı’n benim. Benden başka Tanrı’n olmayacak. Kendin için yontma put yapmayacaksın. Hiçbir şeyin resmini yapıp tapmayacaksın. Tanrı’nın adını boş yere ağzına almayacaksın. Cumartesi gününü daima hatırlayıp onu kutsal bileceksin. Haftanın altı günü çalışacak, yedinci gün dinleneceksin. Cumartesi, Rabb’ine tahsis edilmiş genel dinlenme günüdür. O gün ne sen ne oğlun ne kızın ne hizmetçilerin ne de hayvanların iş yapacaktır. Babana ve annene hürmet edeceksin. Öldürmeyeceksin. Zina yapmayacaksın. Çalmayacaksın. Komşuna karşı yalan şahitlik yapmayacaksın. Komşunun evine tamah etmeyeceksin. Komşunun eşine, kölesine, cariyesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin

5. GÜNÜMÜZDE YAHUDILIK Günümüzde Yahudilik Fransız İhtilali’nin (1789) meydana getirdiği değişiklikler Yahudi dünyasını da

5. GÜNÜMÜZDE YAHUDILIK Günümüzde Yahudilik Fransız İhtilali’nin (1789) meydana getirdiği değişiklikler Yahudi dünyasını da etkilemiştir. Bu ihtilalden sonra Avrupa’da Yahudilere karşı tavır değişmiş ve Yahudiler, kısmen de olsa rahata kavuşmuştur. Bu rahat ortam Yahudilerin din anlayışını etkilediği gibi yıllardır beklenen Mesih’in gelmemesi onların ümidini kırmıştır. Bunun üzerine Avrupa Yahudileri, bulundukları ülkelerin şartları altında yaşamaya karar vermişlerdir. Bu durum onların geleneksel Ortodoks Yahudilik anlayışını gözden geçirmelerine sebep olmuştur. Çünkü geleneksel Yahudilik anlayışı, mevcut duruma uygun düşmemekteydi. Bundan dolayı Yahudiliği çağın şartlarına uyarlamak için farklı düşünce ve mezhepler ortaya çıkmıştır. Günümüzde Yahudiler arasında en yaygın olan mezhepler Ortodoks ve Reformist Yahudiliktir.

Ortodoks Yahudilik, Kudüs Mabedi’nin yıkılışından (70) günümüze kadar geleneksel Yahudilik anlayışıdır. Ortodokslara göre Tevrat,

Ortodoks Yahudilik, Kudüs Mabedi’nin yıkılışından (70) günümüze kadar geleneksel Yahudilik anlayışıdır. Ortodokslara göre Tevrat, bütün harf ve kelimeleriyle Tanrı’nın Musa’ya yazdırdığı ilahî bir kitaptır. Onlara göre Tevrat’ın yorumu olan Mişna ve Talmut da vahiy kaynaklı kitaplardır. Ortodokslar, Tevrat’ın ve din bilginlerinin belirlediği kuralların mutlak otoritesini kabul ederler ve bunlarda hiçbir değişikliğin meydana gelmesine izin vermezler.

Ortodoks Yahudilik inancına göre Mesih, bir gün gelecek, Yahudilerin sürgünü sona erecek, Yahudiler gerçek

Ortodoks Yahudilik inancına göre Mesih, bir gün gelecek, Yahudilerin sürgünü sona erecek, Yahudiler gerçek evlerine dönecek ve mabet yapılacaktır. Bu sebeplerden dolayı Yahudi şeriatı olan Halakha’da bir değişiklik yapmaya gitmezler. Bununla beraber onu günümüz şartlarına uydurabilmek için hileli yollarla (hileişeriye) ayakta tutmaya çalışırlar. Mesela, Halakha’ya göre cumartesi günü ateş yakmak yasaktır. Ortodoks Yahudiler, otomatik elektrik ayarlayıcı ile elektrikli eşyaya dokunmadan ateşten yararlanırlar. Bunun, Halakha’ya aykırı olmadığını ileri sürerler. Cumartesi günü araba kullanmazlar. Koşer (helal yiyecekler) kuralına sıkıya bağlıdırlar. Koşer kuralına uymayan yiyecekleri yemez, bu tür yiyecek satan dükkanlardan alışveriş yapmazlar. Ayrıca koşer kuralı gereği et ile sütü bir arada yemezler; et pişen kapta süt, süt pişende de et yemezler. Ortodoks Yahudilik anlayışı günümüzde İsrail’de hâkim olan unsurdur.

Reformist Yahudilik, 19. yüzyıl başlarında Alman Yahudileri arasında çıkmıştır. İlk fikir babası Moşes Mendelshon

Reformist Yahudilik, 19. yüzyıl başlarında Alman Yahudileri arasında çıkmıştır. İlk fikir babası Moşes Mendelshon (Moşe Mendelson)’dur. Orta Avrupa’da yaşayan Yahudileri bulundukları ülkelerin kültürleriyle entegre olmaya çağıran bu reformist hareket, asıl gelişimini ABD’de yaşayan Yahudiler arasında göstermiştir. Reformist Yahudiler, bugün Amerikan Yahudilerinin % 40’ını oluşturmaktadır. Günümüzde Reformist Yahudilik, laik bir karaktere bürünmüştür. Yahudiliğe sadece kültürel bir olgu olarak bakarlar. Bunun yanında şabat ve koşer kurallarına riayet etmezler. Sinagogta kadınlarla erkekler yana oturabilir; hatta kadınlar haham olarak da görev yapabilirler. Sinagogta başa kipa giyme zorunluluğu yoktur. Reformistler, başta Mesihçilik olmak üzere geleneksel Yahudiliğin birçok ilkesini kabul etmezler. Onlar, kutsal toprak “arzımevut” ülküsünü de benimsemezler. Reformistlere göre yaşanılan her yer kutsaldır.

6. YAHUDILIĞIN DIĞER DINLERE VE IRKLARA BAKıŞı Yahudi hukukuna göre Yahudi olmayanlar, “Nuhiler” ve

6. YAHUDILIĞIN DIĞER DINLERE VE IRKLARA BAKıŞı Yahudi hukukuna göre Yahudi olmayanlar, “Nuhiler” ve “putperestler” olarak iki kısma ayrılırlar. Nuhiler, Hz. Nuh’un tevhit esasına dayalı yedi temel kanununu benimseyen kimselerdir. Nuhilik esaslarını yerine getirenler, yarı mühtedi sayılırlar. Her iki dünyada kurtuluşa ulaşırlar. Yaptıkları işe göre kutsiyet kazanırlar. İslam ve Hristiyanlık Nuhi dinlerden sayılır. Ancak bir Yahudi’nin İslam veya Hristiyanlığa geçmesi büyük günah sayılır. Çünkü Yahudilikten çıkan bir kişi, kendisini Tanrı’ya ve halkına bağlayan ahdini bozmuş olur. Yahudilik, Müslümanları Nuhi saymakla birlikte Hz. Muhammed’i peygamber olarak kabul etmez. İbadethanelerine suret (resim) sokmamak, domuz eti yememek, sünnet olmak iki dinin ortak noktalarındandır. İslam’ı Hristiyanlığa göre inanç açısından kendilerine daha yakın görürler. Yahudilik, diğer gruba giren putperest ve müşrikler için ise hiçbir kurtuluş ümidi kabul etmez.

7. KUR’AN-ı KERIM AÇıSıNDAN YAHUDILIK VE YAHUDILER Kur’an-ı Kerim’de, ehlikitap içerisinde en çok Yahudilerden

7. KUR’AN-ı KERIM AÇıSıNDAN YAHUDILIK VE YAHUDILER Kur’an-ı Kerim’de, ehlikitap içerisinde en çok Yahudilerden bahsedilmiştir. Bunun nedeni İslam’ın doğuşunda Yahudilerle yaşanan sorunlardır. Medine ve çevresinde birçok Yahudi kabilesi yaşamaktaydı. Bunlar; Nadiroğulları, Kureyzaoğulları, Kaynukaoğulları ve Hayber Yahudileri idi. Yahudiler, Hz. Muhammed’e ve Müslümanlara karşı şiddetli tepki göstermişlerdi. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim onlardan daha çok bahsetmiştir.

KUR’AN-ı KERIM’DE YAHUDILERLE ILGILI GENEL OLARAK ŞU HUSUSLARA DEĞINILMIŞTIR: ü ü ü ü ü

KUR’AN-ı KERIM’DE YAHUDILERLE ILGILI GENEL OLARAK ŞU HUSUSLARA DEĞINILMIŞTIR: ü ü ü ü ü Allah tarafından Yahudilere verilen nimetler ve onların bunlardan yüz çevirmeleri. (Bakara suresi, 47. ayet. ) Bir zamanlar bereketli topraklara vâris kılınmaları. (A’râf suresi, 138. ayet. ) Yahudilerin uymaları gereken dinî hükümler ve Yahudilerin bunlara uymamaları. (A’râf suresi, 163. ayet. ) Peygamberlerine karşı gelmeleri ve bazılarını öldürmeleri. ( l-i İmrân suresi, 112. ayet. ) Allah’a verdikleri sözü tutmamaları ve ahdi bozmaları. (Nisâ suresi, 47. ayet. ) İşittikleri vahiy ifadelerini çarpıtmaları. (Mâide suresi, 13. ayet. ) Kendilerini Allah’ın seçkin milleti kabul edip diğer kavimleri hor görmeleri. (Mâide suresi, 18. ayet. ) Haddi aşmaları nedeniyle üzerlerine ağır hükümlerin konması. (Nisâ suresi, 155. ayet. ) Allah’a oğul isnat etmeleri, ayrıca dinin emir ve yasaklarını değil de hahamlarının sözlerini dikkate almaları. (Tevde suresi, 30 -31. ayetler) Yalanı çokça dinlemeleri, haram yemekten çekinmemeleri. (Maide suresi, 42. ayet)

Bu maddelerde de dile getirildiği gibi Kur’an-ı Kerim’de Yahudilere yöneltilen eleştiriler hem inanç hem

Bu maddelerde de dile getirildiği gibi Kur’an-ı Kerim’de Yahudilere yöneltilen eleştiriler hem inanç hem de ahlakla ilgilidir. Kur’an-ı Kerim’in getirdiği bu eleştiriler, Yahudilerin tümünü kapsamadığı, Ehli kitabın içerisinde yer alan Yahudilerden de sözüne güvenilir, emanete sadık kişiler olabileceği gözden uzak tutulmamalıdır. Bundan dolayı Kur’an-ı Kerim’de Yahudilerle ilgili geçen ayetler Kur’an-ı Kerim’in bütünlüğü içinde tarihe uygun olarak doğru yorumlanmalıdır. Yahudilerle yaşanılan sorunların niteliği dinî, siyasi, sosyal ve ekonomik açılardan değerlendirilmelidir

8. TÜRKIYE’DE YAHUDILIK Türkiye’de Yahudilik Osmanlı Devleti’nde Yahudiler dinî, kültürel ve ekonomik yönden önemli

8. TÜRKIYE’DE YAHUDILIK Türkiye’de Yahudilik Osmanlı Devleti’nde Yahudiler dinî, kültürel ve ekonomik yönden önemli bir topluluk olarak huzur içinde yaşamışlardır. Bizans’ın baskılarına maruz kalan Yahudiler, Osmanlıları bir kurtarıcı gibi karşılamışlardır. Türkiye topraklarındaki Yahudi nüfusunun çoğalması 1492’deki İspanya Sürgünü’nden sonra gerçekleşmiştir. İspanya’yı Müslümanların elinden alan Hristiyanlar, Yahudi ve Müslümanları göçe zorlamışlardır. İspanya’yı terk eden Yahudiler Osmanlı topraklarına sığınmışlardır. Dönemin padişahı II. Bayezit, eyalet valilerine ve sancak beylerine gönderdiği fermanda Yahudi göçmenlere yardımcı olunmasını istemiştir. Daha sonraki dönemlerde de özellikle 19. yüzyılda Polonya ve Rusya’dan göçe zorlanan Yahudiler yine Osmanlı topraklarına sığınmışlardır. II. Dünya Savaşı sırasında Hitler’in zulmünden kaçan birçok Yahudi Türkiye’ye göç etmiştir

Filistin topraklarında 1948 yılında bağımsız bir İsrail Devleti kurulunca Türkiye’deki yetmiş bin Yahudi’nin yarıya

Filistin topraklarında 1948 yılında bağımsız bir İsrail Devleti kurulunca Türkiye’deki yetmiş bin Yahudi’nin yarıya yakını İsrail’e göç etmiştir. Anadolu’daki Yahudilerin çoğu da ya İsrail’e gitmiş veya İstanbul’a yerleşmeyi tercih etmiştir. Bu tarihten itibaren Anadolu’daki Yahudi nüfusu oldukça azalmıştır. Bugün, Türkiye’de yaşayan Yahudilerin sayısının yirmi beş bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bunların büyük bir kısmı İstanbul ve İzmir’de ikamet etmektedir. Bunun yanı sıra Ankara, Bursa, Edirne, Çanakkale, Kırklareli, Adana ve Hatay’da az da olsa Yahudi yaşamaktadır. Türkiye Yahudilerinin yasal temsilcisi hahambaşıdır. Hahambaşıya görevlerinde danışmanlık yapan iki meclis vardır. Bunlardan biri dinî konsey, diğeri de fahri danışmanlar kuruludur. Yahudilerin İstanbul ve İzmir’de ortaöğretim düzeyinde eğitim kurumları bulunmaktadı

SORULAR: İsrail lakabı aşağıdaki peygamberlerden hangisine aittir? A) Hz. Musa B) Hz. Süleyman C)

SORULAR: İsrail lakabı aşağıdaki peygamberlerden hangisine aittir? A) Hz. Musa B) Hz. Süleyman C) Hz. İbrahim D) Hz. Yakup E) Hz. Davut 1.

Peygamberler tarihi kronolojisi açısından aşağıdaki sıralamalardan hangisi doğrudur? A) Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz.

Peygamberler tarihi kronolojisi açısından aşağıdaki sıralamalardan hangisi doğrudur? A) Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yakup, Hz. Yusuf. B) Hz. İshak, Hz. İbrahim, Hz. Yakup, Hz. Yusuf. C) Hz. İbrahim, Hz. İsmail, Hz. Yusuf, Hz. İshak. D) Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Süleyman, Hz. Davut. E) Hz. Musa, Hz. Yusuf, Hz. İbrahim, Hz. İsmail.

Yahudilerce kutsal sayılan Kudüs’teki mabet kim tarafından inşa edilmiştir? A) Hz. Musa B) Hz.

Yahudilerce kutsal sayılan Kudüs’teki mabet kim tarafından inşa edilmiştir? A) Hz. Musa B) Hz. Süleyman C) Hz. Davut D) Hz. İbrahim E) Hz. Yakup