YAPISALCILIK Yirminci yzyln ortalarnda etkinlik kazanan yapsalclk gerei

  • Slides: 11
Download presentation
YAPISALCILIK

YAPISALCILIK

 • Yirminci yüzyılın ortalarında etkinlik kazanan yapısalcılık “gerçeği birbirine bağımlı bir bütün-parça ilişkisi

• Yirminci yüzyılın ortalarında etkinlik kazanan yapısalcılık “gerçeği birbirine bağımlı bir bütün-parça ilişkisi içinde anlama ilkesinden yola çıkan bir öğrenme ve değerlendirme” yaklaşımıdır.

 • Yapısalcılık gerçekleri şeyler ya da toplumsal olgular temelinde değil öğeler arası ilişkilere

• Yapısalcılık gerçekleri şeyler ya da toplumsal olgular temelinde değil öğeler arası ilişkilere dayanarak açıklar. • Yapısalcılığın temel ilkesine göre; gözlemlenebilir olan bir şey ancak temeldeki bir yapı ya da düzenle ilintili olduğu kadarıyla anlam taşır.

 • Başta dilbilimde filizlenip daha sonra tüm insan bilimlerini etkisi altına alan yapısalcılığın

• Başta dilbilimde filizlenip daha sonra tüm insan bilimlerini etkisi altına alan yapısalcılığın kaynağında Saussure’ün kuramı yer alır.

 • Ferdinand de Saussure’ün Genel Dilbilim Dersleri’nde dile getirdiği düşünceler, yalnızca çağdaş dilbilim

• Ferdinand de Saussure’ün Genel Dilbilim Dersleri’nde dile getirdiği düşünceler, yalnızca çağdaş dilbilim kuramını değil, göstergebilim ve yapısalcılık akımlarını derinden etkiler. Başka bir söyleyişle, Saussure’nin çağdaş dilbilim alanında getirdiği kavramlar “yapısal” çalışmaların yöntemsel çıkış noktalarını oluşturur.

 • Pek çok yapısal ve yapısalcı teori ve metot vardır. Örneğin Chomskyci dilbilim,

• Pek çok yapısal ve yapısalcı teori ve metot vardır. Örneğin Chomskyci dilbilim, antropolojideki yapısal işlevselcilik, Marksist yapısalcılık, Levi. Strausçu yapısalcılık, Fransız yapısalcılığı gibi. • Her ne kadar insan incelemelerinde antropolojiden edebiyata, politikadan dilbilimine tüm alanlara uygun tek bir yapısalcı metodun varlığını ileri sürenler varsa da gerçekte gerek analizde gerek değerlendirmede kullanılacak tek bir yapısalcı metot yoktur.

 • Roland Barthes, Julie Kristeva (semiyotik ve edebiyat kuramı) • Althusser ve Poulantzas

• Roland Barthes, Julie Kristeva (semiyotik ve edebiyat kuramı) • Althusser ve Poulantzas (Marksizm ve sosyoloji) • Foucault (felsefe ve bilim tarihi) • Lacan (psikanaliz) ….

 • Gerçeği tek nesneler üzerinden değil nesneler arasındaki ilişkiler yoluyla saptama yöntemi olarak

• Gerçeği tek nesneler üzerinden değil nesneler arasındaki ilişkiler yoluyla saptama yöntemi olarak kabul edilen yapısalcılık ile ilgili kaynaklarda akımın genel ve kapsayıcı bir tanımının yapılmasının güçlüğünden söz edilir. Yüzeydeki görüntünün altında, derinde yatan kuralların ve yasaların oluşturduğu yapıyı arayan bir yöntem olan yapısalcı yöntem, yapıyı oluşturan birimlerin tek başlarına anlam taşımadıklarını, yapı içinde birbiriyle olan bağıntılardan anlam kazandıklarını savunur. Yapısalcılıkla ilgili tanımlamalar akımın bir öğreti değil bir yöntem olduğu görüşünde birleşirler.

Yapısalcılık bizim dünyayı kendi terimleriyle anlayamayacağımızı, dünyayı ancak kendi kültürümüzdeki dilbilimsel ve kavramsal yapılarla

Yapısalcılık bizim dünyayı kendi terimleriyle anlayamayacağımızı, dünyayı ancak kendi kültürümüzdeki dilbilimsel ve kavramsal yapılarla kavrayabileceğimizi savunur. Görgülcülük (ampirizm) tam tersini savunur. Bir görgülcüye göre araştırmacının görevi dünyada halihazırda varolan anlamları ve modelleri keşfetmektir; yapısalcıya göre ise, araştırmacının görevi farklı kültürlerin dünyayı algılama ve anlamalarına yardımcı olan kavramsal yapıları ortaya çıkarmaktır.

 • Yapısalcılık dışsal, evrensel bir gerçekliğin varlığını reddetmemekle birlikte, insanların bu gerçekliğe nesnel,

• Yapısalcılık dışsal, evrensel bir gerçekliğin varlığını reddetmemekle birlikte, insanların bu gerçekliğe nesnel, evrensel bir biçimde kültürel olarak belirlenmeksizin ulaşmalarının mümkün olmadığını savunur.

Yapısalcılığın görevi dünyanın ne olduğunu değil, insanların bu dünyayı nasıl anlamlandırdıklarını keşfetmektir. Yapısalcılık bu

Yapısalcılığın görevi dünyanın ne olduğunu değil, insanların bu dünyayı nasıl anlamlandırdıklarını keşfetmektir. Yapısalcılık bu yüzden, nihai ya da mutlak bilimsel doğrunun varlığını reddeder. (Fiske, 1996: 151).