ZRLLK Bedenin belli bir blmnn rnein bacaklar ya
ÖZÜRLÜLÜK Bedenin belli bir bölümünün (örneğin, bacaklar) ya da organının (örneğin, gözler) işlevlerini yeterince yerine getirememesi durumudur. Özüre bağlı olarak kişi, çoğu kişinin duyduğu gibi duyamayabilir, göremeyebilir ya da öğrenemeyebilir. Bu sınırlılıklar, bireyin toplumsal yaşamını (örneğin, eğitim ya da iş yaşamı) sınırladığı zaman, birey yalnızca özürlü olmakla kalmaz; aynı zamanda engelli de olur.
ENGELLİLİK Özürlü bireyin toplumsal yaşamın gereklerini yerine getirmede karşılaştığı sınırlılıklardır. Özürlü, örneğin gözleri görmeyen birey, eğer eğitim ortamında, günlük yaşamda, iş yaşamında herhangi bir sınırlamayla karşıya değilse, bu birey engelli değildir. Diğer yandan özürlü birey, belli ortamlarda engelli olabilirken, başka ortamlarda engelli olmayabilir. Örneğin, görme özürlü birey, uygun fiziksel donanıma sahip (asansörlerde sesli sinyallerin, kapılarda Braille yazıların yer alması vb. ) kendi iş yerinde engelli olmazken, bu özelliklere sahip olmayan iş yerlerinde engelli olabilir. İnsan için normal kabul edilen boyutlar içindeki bir aktivite veya beceriyi yapabilme yeteneğindeki bozukluk sonucu ortaya çıkan eksiklik veya kısıtlılığa özürlülük denir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Yetersizlik durumunun oluşmasına neden olan etmenler genel olarak doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası olmak üzere 3 başlık altında incelenebilir. Çocuklarımız bu dünyaya hem genetik, hem de çevrelerindeki birçok değişken durumların etkilemesi ile gelmektedir. Genetik ve çevresel faktörlerden hangisinin daha etkili olduğu hala tartışılmaktadır. Bilmemiz gereken nokta şudur: Genetik ve çevresel faktörlerden birçoğunu alacağımız önleyici tedbirlerle önleyebilir ya da hasarı azaltabiliriz.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Unicef 2009 raporuna göre; kadınların gebelik ve doğum sırasında oluşan komplikasyonlar nedeniyle ölüm riski, gelişmiş ülkelere oranla az gelişmiş ülkelerde 300 kat fazladır. Dünyada her yıl yarım milyonu aşkın kadın gebelik ve doğum komplikasyonları yüzünden ölmektedir. Bunların 70 binini 15 -19 yaş arası ergenlik dönemindeki kızlar oluşturmaktadır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde annelikle ilgili nedenler yüzünden ölüm riski 76’da 1 iken, gelişmiş ülkelerde bu oran 8 binde bir’dir. Buna göre az gelişmiş ülkelerde ölüm oranı % 0, 99 düzeyindedir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Hamilelik öncesi anneye ilişkin durumlardan; anne adayının yaşının 18’in altında (ergen) ya da 35 yaş ve üstünde olması ve yüksek doğurganlık oranları en önemli risklerin başında gelmektedir. Öte yandan, hamilelik öncesinde kadınların diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları, ilaç ve alkol bağımlılığının olması, obezite ve bazı genetik durumlara sahip olması hamilelik döneminde fetüsün sağlığını ve gelişimini etkileyen durumlar yaratabilmektedir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Anne Adayının Kullanmış Olduğu İlaçlar ve Geçirdiği Hastalıklar Anne adayının maruz kaldığı ve engelliliğe yol açabilen bazı problem durumları aşağıda açıklanmıştır. - Enzim yetersizliği (Yarık damak hamileliğin 35. -37. günlerinde oluşur) - Maruz kaldığı gıda ya da madde zehirlenmeleri - Hamilelik sırasında Rubella (Alman kızamıkçığı), menenjit, toksoplazma, bakteriyel ve viral enfeksiyonlar fetüs ve yeni doğan için çoklu yetersizliklere yol açabilir. - Radyasyona , X ışınlarına maruz kalması - Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı - Stres - Kalıtsal durumlar (kromozomlar yolu ile geçen nitelikler, kromozom fazlalığı (down sendromu), Fenilketanuri (PKU) - Solunum yolu hastalıkları fetüsün gelişimini olumsuz olarak etkileyebilir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Anne Adayının Kullanmış Olduğu İlaçlar ve Geçirdiği Hastalıklar Hamilelikte anne adayının yanlış ve yetersiz beslenmesi, yapısal olarak anne karnında oluşan durumlar, ilaçlar ve kimyasal maddeler (epilepsi önleyici ilaçlar, kemoterapik ilaçlar, hormon ilaçları, akne ilaçları) kafatası anomalilerine yol açmaktadır. Enfeksiyonlar (rahim içi enfeksiyonları, frengi, rubella) ve kronik hastalıklar (şeker hastalığı vb. ) bebekte gelişim gerilikleri, kalp ve dolaşım bozuklukları oluşturabilir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Kalıtımsal Bozukluklar ve Akraba Evliliği Genetik biliminde kaydedilen ilerlemeler sayesinde, birbiriyle akraba olan anne babanın çocuklarında doğuştan bozukluk olma olasılığının çok yüksek olduğu ve bazı kalıtsal bozuklukların etkisini birkaç kuşak boyunca sürdürdüğü anlaşılmıştır. Yarık damak ve tavşan dudağı doğuştan kalça çıkığı, yumru ayak ve diyabet gibi bozukluklar belirli ailelerde daha sık görülmektedir. Yakın kan akrabalarıyla evlenen kişilerin çocuklarında bu bozuklukların ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Kalıtımsal Bozukluklar ve Akraba Evliliği Hemen herkeste çeşitli bozukluklara yol açabilecek olan kromozom anormallikleri olabilir. Bu durumda kendilerinin etkilenmemesi ve tehlikeli bir kalıtsal özelliğin yalnızca taşıyıcısı olmaları herkesin çift kromozomunun olması sonucudur. Ancak, çoğu durumda, bir kromozomun bozuk olması, diğer kromozomun iyi durumda olduğu ve tüm işlevleri yüklendiği için, herhangi bir aksaklığa yol açmaz.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Kalıtımsal Bozukluklar ve Akraba Evliliği Akraba evliliklerinin yoğun olduğu ülkelerden sayılan Türkiye’de yapılan her 5 evlilikten 1’inde eşler akrabadır. Bu evliliklerin yüzde 70’i teyze, amca, hala ve dayı çocukları gibi birinci derecede kuzenler arasında gerçekleşmektedir. Akraba evliliklerinden doğan 100 bebekten 9’u engelli veya hastalıklıdır. Akraba evlilikleri bazı tıbbi sakıncaları da beraberinde getirirken, birçok genetik hastalığın görülme riskini artırmaktadır. Ülkemizde doğumsal hastalıkların önemli bir bölümünü, “Otozomal resesif” denilen “gizli geçen” hastalıkların oluşturduğu görülmektedir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Kan Uyuşmazlığı Anne Rh negatif, baba Rh pozitif ise bebeğin kanı baskın özellik olan Rh pozitif olabilir. Annenin Rh (-), bebeğin Rh (+) olması kan uyuşmazlığına neden olur ve bebeğin beyin hücreleri bundan etkilenebilir. Bu yüzden Rh (-) olan her anne, gebeliğin hemen başında anti-Rh antikorlar açısından araştırılmalıdır (İndirekt Coombs Testi). Bu tür bir hastalıktan kurtulmanın temel kuralı korunma olduğundan aşağıdaki kurallara uyulmalıdır:
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Kan Uyuşmazlığı - Gebeliğin başında eşlerin kan grupları tespit edilmelidir. - Eğer Rh uyuşmazlığı varsa indirect coombs testi uygun aralıklarla tekrarlanmalıdır. - İlk gebelikte 28. haftada erken korunma iğnesi (Rhhiperimmünglobulin) yapılabilir. - Doğumdan sonra bebek kan grubu Rh pozitif bulunursa; sonraki bebekleri korumak için antikor üretimini engelleyecek Rhhiperimmunglobin enjeksiyonu 72 saat içinde yaptırılır.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Kan Uyuşmazlığı Eğer anne duyarlı hale gelmişse bebek risk altındadır. Gebelik ilerledikçe; kandaki antikor düzeyleri kontrol edilir. Eğer yüksek düzeylere çıkarsa, özel testlerle bebeğin sağlığı mutlaka bir perinatoloji kliniğinde takip edilmeli ve uygun tedavi yapılmalıdır. Düşüklerde gebelik 3 aydan büyükse immunglobulin uygulaması tam doz yapılmalıdır. İlk 3 ay içinde 6 -8 haftadan sonra ceninde kırmızı kan hücreleri oluşmaya başladığından düşük doz hiperimmünglobulin (koruyucu iğne) yapılması uygun olur. Tıbbi nedenlerle veya isteğe bağlı kürtajlarda Rhhiperimmunglobulin müdahaleden önce uygulanmalı, operasyon mümkünse vakum ile yapılmalıdır.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Kan Uyuşmazlığı Yaşamın engellilik haliyle birlikte başlaması (1) genetik sorunlardan, (2) gebelik sırasında yaşanan sorunlardan ve (3) doğum sırasında yaşanan sorunlardan kaynaklanabilmektedir. Genetik sorunlar, daha yüksek oranda zihinsel engelliliğe neden olmaktadır. Bunlar içerisinde Down sendromu en sık görülen kromozom anomalisidir. Ayrıca yarık damak-dudak ve konjenital kalça çıkığı da, en sık bedensel engelliliğe neden olan durumlar olarak sayılabilir. Son yıllarda oldukça ileri düzeye ulaşan genetik bilimi, genlerde var olan ve kuşaklara aktarılan bozuklukları saptama yolunda çok büyük adımlar atmıştır.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Kan Uyuşmazlığı Ancak henüz gen üzerindeki hastalığa veya engellilik haline neden olabilecek sorunun bertaraf edilmesi tam anlamıyla başarılamamıştır. Ayrıca doğuştan engellilik nedenlerinin bir kısmını da gebelik sürecinde ve doğum sırasında oluşan sorunlar oluşturmaktadır. Genetik bozukluklar hariç, diğer nedenlerin çoğu kontrolü sağlanabilir durumlardır. Gebelik sırasında oluşan sorunlar arasında engellilik oluşturma ihtimali en yüksek olanlar; kızamık, kızamıkçık ve toksoplazma gibi enfeksiyon hastalıkları, annenin radyasyona maruz kalması ya da talidomid gibi anomalili bebek doğumuna neden olan ilaçlar kullanmasıdır.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Anı Nedenler Geç ve Güç Doğumlar Yetersiz oksijen (Anoksiya) bebeğin doğum süreci sırasında yeterli oksijen alamaması durumudur. Yetersiz oksijen bebeğin başı üzerinde beklenmedik basınç oluşturarak beyin hücrelerinin zedelenmesine yol açabilir. Beyin felci, epilepsi ve zihinsel yetersizlik durumları oluşabilir. …
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Anı Nedenler Geç ve Güç Doğumlar Bebeğin yetersiz oksijen almasında; plesantanın rahim duvarından erken ayrılması, göbek bağının bebeğin boynuna dolanması, bebeğin başının önce değil, sonra çıkması, anormal ve uzamış doğum nedeni ile kadına doğumda ilaç verilmesi, gebelik zehirlenmesi gibi nedenler etkili olabilir. Düşük doğum ağırlığı nedeni ile küveze konulduğunda küvez içi ışık ve oksijen ayarlanmasında dikkatli olunmazsa ROP denilen körlük ve beyin incinmesi durumları oluşabilir. Güç doğumda forseps, çengel ya da vakum uygulanması bebeğin beynine basınç yaptığı ve kanamalara yol açtığı için zedelenmelere neden olabilir. Bu durumlarda sezeryan düşünülmelidir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Anı Nedenler Prematüre Doğum Bebeğin gelişimsel olarak hazır olmadan doğması (37 haftadan önce) doğması veya zamanına göre hafif bebekler (37 haftadan sonra doğmasına karşın düşük ağırlıkla doğan bebekler). Prematüre doğum nedenlerinin başında anne adayının kötü beslenmesi, yoksulluk, sigara içmesi, genetik etmenler gelmektedir. Küçük yaşta evliliklerde anne adayı daha tam gelişemediğinden risk oluşturabilmektedir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler Oksijen Seviyesinin Düşmesi Azalan kan akışına bağlı hücre ve doku ölümü gibi durumlar ağır zihinsel gerilik, önlenemeyen nöbetler ve spasiteyi oluşturur. Solunum Güçlükleri prematüre bebeklerin %50’sinde gerçekleşen bir durumdur. Sağlık koşulları, bebeğin sık hastalanması, bulaşıcı hastalıklar, ateş şeklindedir. Çocuk hastalıkları (kızamık, su çiçeği, çiçek, çocuk felci vb. ) aşılarla önlenebilir. Enzim yetersizliği nedeni ile oluşan sarılık (kanda biluribin yükselmesi) ağır hasarlara yol açar.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler Kazalar Düşme, yanma, trafik kazaları, ev kazaları vb. Kafa travmaları. Zehirlenmeler, Eğitimsizlik ve çevresel etmenler (kültürel ve ekonomik açıdan yoksul bir çevrede büyüme). Bebeğin aşırı antibiyotik ve diğer ilaçlar kullanması. Unicef 2009 verilerine göre; Az gelişmiş ülkelerde dünyaya gelen bir çocuğun doğumu izleyen ilk birkaç ay içinde ölme olasılığı gelişmiş bir ülkede dünyaya gelen çocuğa göre 14 kat daha yüksektir. Annelerle yeni doğan çocukların yaşamı ve sağlığı birbiriyle yakından ilişkilidir. Bu nedenle yeni anne olanların yaşamını kurtarmaya yönelik önlemlerin çoğu aynı zamanda yeni doğan çocuklara da yarar sağlamaktadır.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler İş Kazaları Bu gruba giren engellilik nedenlerinden bir alt gurubu kazalar oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalar iş kazaları, meslek hastalıkları ve ev kazalarının %80 -90’ının insani nedenler, %10 -20’sinin ise çevre koşullarından kaynaklandığını göstermektedir. İş kazaları nedeniyle ülkemizde günde dört kişi hayatını kaybetmekte, sekiz kişi engelli kalmaktadır. Ülkemizde iş kazaları daha çok inşaat sektöründe meydana gelmektedir. Ev kazalarında ise çocuklar, yaşlılar, ortopedik, zihinsel veya sosyal engelliler en önemli risk gruplarını oluşturmaktadır. Trafik kazaları alınan yoğun önlemlere rağmen ülkemizde giderek artmaktadır. Trafik kazaları nedeniyle son on yılda 50. 000’den fazla insanımız hayatını kaybetmiş, 2 milyondan fazla kişi yaralanmış, 200. 000’den fazla kişi de engelli kalmıştır.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler İş Kazaları Spor kazaları içerisinde en önemlisi göller, kanallar, yüzme havuzları ve denizde suya dalma sırasında gelişen kazalardır. Suya balıklama dalış sırasında atlanan yer sığsa ya da atlanan bölgede tümsek varsa ve atlama tekniği yanlışsa spinalkord yaralanması meydana gelebilir. Genellikle de bu yaralanma servikal (boyun) düzeyde olmaktadır. Bu durumda tetrapleji olarak adlandırılan boyundan aşağıya tüm bedeni hareketsiz kılan tablo ortaya çıkmaktadır. Böyle bir engellilik hali kişinin başta kendisi olmak üzere ailesi ve toplum için de önemli bir sorun oluşturmaktadır.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler Bulaşıcı Hastalıklar Yetersizlik ve geriliklerin başlıca nedeni olmayı sürdürürken bulaşıcı olmayan faktörler ya da gen-çevre faktörleri, endüstrileşmiş dünyada yetersizlik ve hastalıkların nedeni olarak liderliği ele geçirmiş durumdadır. Çocuklarda görülen bu yeni yaygın hastalıklar arasında solunum yolu hastalıkları, (kapalı alanlarda çok uzun süre kalma ve yaşama) astım (ABD’de 10 çocuktan 1’inde) diyabet ve obezite başlıcalarıdır. Hava geçirmeyen evler, elyaf vb. yatak, doğal olmayan halı vb. ve bilgisayar başında uzun süre hareketsiz oturma, fast-food beslenme alışkanlıkları çocuklarda görülen yaygın hastalıkların nedenleri arasında sıralanmaktadır.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler Ekonomik Koşullar Yoksulluk, annenin eğitim düzeyi, ruh sağlığı, anne babalık biçimleri, ailenin büyüklüğü, kültür, etnik köken, hem motivasyonu, hem de olanakları sonuç olarak da çocuğun gelişimini etkileyen faktörlerdir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler Çocuk Yoksulluğu Bu durum pek çok sonucu ortaya çıkarmaktadır. Örneğin yoksul ailelerdeki çocukların düşük doğum ağırlığı ile dünyaya gelme, yaşamın ilk yılı içerisinde yaşama veda etme, açlık, iyi beslenememe, istismara maruz kalma gibi durumları görülmektedir. Bu durum uygun tıbbi hizmetlerden yararlanma olasılıklarını azaltmaktadır. Yoksul evlerde yetişen çocuklar nitelikli doğum öncesi, erken dönem sağlık hizmetleri, bebek bakım hizmetleri ve erken çocukluk eğitimi programlarından yararlanma bağlamında dezavantajlı konumdadırlar. Yoksulluğun çocukların hayatta kalma, sağlık, güvenlik, öğrenme ve büyüme potansiyelleri üzerinde çok büyük etkisi vardır. Yoksul ve karmaşık bir çevrede büyüyen çocuklar genellikle sosyal, dil ve bilişsel gelişim alanlarında zayıf performans gösterme eğilimindedirler.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler Nitelikli Çocuk Bakım Hizmetlerinin Olmayışı Bu durum risk durumlar oluşturduğu gibi, erken dönemde doğal ortamlarda sürdürülmesi gereken eğitimin niteliğini de etkileyebilmektedir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler Çevresel Faktörler Hamilelik döneminde pek çok kimyasal maddenin doğmamış çocuk üzerinde etkili olduğu belirtilmektedir. Suyumuz ve havamız ağır metaller ve tehlikeli bileşiklerle kirlendikçe fetüslerin kırılganlığı artmaktadır. Kimyasal bileşikler gelişim açısından risk oluşturmaktadır. İçme suyunda arıtma, koruma vb. amaçlı yaygın olarak kullanılan PCB’ler, çevredeki kurşun, civa, çinko gibi ağır metaller havamız, suyumuz ve toprağımızda tehlikeli boyutlara ulaşan miktarda artmıştır. …
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler Çevresel Faktörler Toksin gibi bu ağır metaller plesentaya geçerek, toksik beyin hasarlarına yol açabilmektedir. Örneğin civaya maruz kalan gebe kadınlarda kendiliğinden düşüğe, ölü doğuma ve bebekte doğuştan şekil bozukluklarına neden olabilmekte, kurşun ise zeka geriliğine yol açabilmektedir. Sonradan oluşan engellilik nedenleri arasında yer alan öğrenme, anksiyete, duygu durum ve iletişim bozuklukları ile otizm gibi yaygın gelişimsel bozukluklar, tıbbi açıdan hastalık olarak kabul edilmektedir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler Meslek Hastalıkları Kazanılmış engellilik nedenleri arasında meslek hastalıkları ve diğer hastalıklar da yeralmaktadır. Ülkemizde meslek hastalıkları da önemli engellilik nedenlerindendir. Bunlar içerisinde gürültülü yerlerde çalışanlarda görülen sağırlık, kurşun ile çalışanlarda görülen kurşun felci örnek olarak verilebilir.
ENGELLİLİĞİN NEDENLERİ Doğum Sonrası Nedenler Çevresel Kirlenme Daha çok kronik hastalıklara yol açmalarına karşın çevresel kirlenme etmenleri de engellilik nedenleri arasında sayılabilir. Çevresel kirlenme 20. yüzyılın ikinci yarısındaki hızlı bilimsel, teknolojik ve endüstriyel gelişmelerin “bedeli” sayılabilecek bir küresel sorunlar dizisi olarak tüm dünya ülkelerinin karşısındadır. Doğal afetler de sonradan oluşan engellilik nedenlerinden birisidir. Deprem, sel, toprak kayması, kasırga gibi doğal afetler ölümlerle sonuçlandığı gibi, kalıcı sakatlıklara ve ruhsal örselenmelere neden olmaktadır. Özellikle deprem kuşağında olan ve çarpık yapılaşmanın önlenemediği ülkemizde depremler ve sadece dere yataklarını dolduran seller büyük felaketlere sebep olabilmektedir. 27 Haziran 1998 Ceyhan ve 17 Ağustos 1999 Yalova depremleri, büyük felaketler olarak tüm ulusun anılarında yer almaktadır.
ENGELLİLİK ORANLARI Ülkelerin sağlık, eğitim ve ekonomik kalkınma göstergelerinde engelli nüfusun yaşam düzeyi ile onlara sunulan hizmetlerin kalitesi önemli yer tutmaktadır. Son yıllarda AB ülkelerinde her düzeyde engelliler ile ilgili politikalar geliştirilmektedir. Ülkemizde 2002’de yapılan “Özürlüler Araştırmasında” engelli nüfusun toplam nüfus içindeki oranı %12, 29 (8, 5 milyon engellinin) olduğu söylenebilir. Engellilerin 3. 783. 197’si erkek, 4. 648. 740’ı kadındır. Yerleşim yeri bakımından incelendiğinde engelli nüfusun %2, 64’ünün kentte, %3, 80’inin kırsal alanda yaşadıkları görülmektedir. Bölgeler açısından bakıldığında Marmara bölgesinden sonra (%13, 13) Karadeniz bölgesinin %12, 98 oranla ikinci sırada yer aldığı, (toplam 264. 386) bu sayının 148. 518’inin erkek, 115. 868’inin kadın olduğu, 75. 985’inin kent’te, 188. 395’inin kırsal alanda yaşadığı görülmektedir.
ENGELLİLİK ORANLARI Dünya Sağlık Örgütü ise, engellilik oranını gelişmiş ülkeler için %10, gelişmekte olan ülkeler için ise % 12 olarak vermiştir. Ancak bu vatandaşların çalışmakta, olan aktif nüfusa katılımı oldukça düşük olmaktadır. Ulusal Özürlüler Veri Tabanına kayıtlı özürlülerin % 29, 2’si zihinsel özürlüler, % 25, 6’sı süreğen hastalığı olan özürlüler, % 8, 8’i ortopedik özürlüler, % 8, 4’ü görme özürlüler, % 5, 9’u işitme özürlüler, % 3, 9’u ruhsal ve duygusal özürlüler, % 0, 2’si dil ve konuşma özürlüler ve % 18’i birden fazla özüre sahip olanlardır. Kayıtlı özürlülerin, % 58, 6’sı erkek, % 41, 4’ü kadındır. Kayıtlı olan özürlü bireylerin % 56, 8’inin özrü hastalık sonucu ortaya çıkmıştır. Kayıtlı özürlülerin, özrünün ortaya çıkma nedenlerine bakıldığında, ikinci sırada %15, 9 ile genetik veya kalıtsal bozukluk, % 9, 6 ile kaza ve % 3 ile gebelikte/doğum sırasında yaşanan problemler yer almaktadır.
ÖNLENEBİLİR ENGELLİLİK Yönetimsel ve vatandaş yaklaşımı olarak, genel olarak proaktif (önceden tahmin etme, hazırlanma) bir düşünce ve davranış biçimine sahip değiliz. Daha çok olay meydana geldikten, sonuç ortaya çıktıktan sonra ne yapabiliriz deyip harekete geçme eğilimindeyiz. Oysa proaktif bir yaklaşım pek çok olumsuzluğun yaşanmadan ortaya çıkmasını önleyebilir. Engellilik konusunda yapılan araştırmalar engelliliğin yüksek oranda doğumdan sonra, doğum öncesi ve doğum anında oluşan önlenebilir patolojilere bağlı olarak ortaya çıktığını göstermektedir.
ÖNLENEBİLİR ENGELLİLİK Doğum öncesinde yaptırılacak genetik testler, kan uyuşmazlığını belirlemek için yapılacak olan kan uyuşmazlığı belirleme testleri, oluşabilecek engellilikle ilgili ciddi bilgiler vermektedir. Anne adayının hamilelik süresince düzenli doktor kontrolü ve takibini yapması, yine anne adayının hamilelik süresince düzenli beslenmesi, stres faktörlerini kontrol etmesi engellilik gelişimini ortadan kaldıracak, bunun yanı sıra doğumun sağlıklı bir ortamda, hastane koşullarında ve uygun hijyenik şartlara sahip bir hastanede, uzman doktorların kontrolünde gerçekleşmesi gelişebilecek patolojileri ortadan kaldıracaktır.
ÖNLENEBİLİR ENGELLİLİK Ayrıca engelliliği oluşturan en önemli faktörlerden biri olan doğum sonrası gelişen hastalıklarda çocuğun tedavi, bakım ve beslenme kontrollerinin düzenli yapılması; uygulanan tedavinin, hastalık tamamen ortadan kalkıncaya kadar devam ettirilmesi, düzenli kontrollerin yapılması, özellikle iltihaplı hastalıklarda mutlaka tedavinin iltihap tamamen ortadan kalkana kadar sürdürülmesi son derece önem taşımaktadır.
ÖNLENEBİLİR ENGELLİLİK Çocuğun doğum sonrası düzenli beslenmesi, sağlıklı bir ev ve çevre ortamında büyümesi de önemlidir. Çünkü olumsuz fiziki çevre, sosyal-ekonomik koşullar, yetersizlikler çocukta sonradan engel gelişimini hazırlayabilmektedir. Çocuğun ailesi fakir olsa bile devletin yardım imkânlarından yararlanılarak çocuğun ihtiyaç duyduğu asgari koşulları ona göre sağlanmalıdır. Ayrıca çocuğuna nasıl bakacağını bilmeyecek düzeyde sorun yaşayan ailelere mutlaka Ana Çocuk Sağlığı birimlerince bu eğitimler ve yardımlar verilmelidir ve bu ailelerin çocukları düzenli takip edilmelidir.
ÖNLENEBİLİR ENGELLİLİK Bilimsel araştırmalar, bölgesel, ülkesel hatta dünya düzeyinde yaşanan tecrübeler, kontrol edilebilir tüm faktörleri yöneterek, önlenebilir engellilik vakalarını azaltmanın ve hatta ortadan kaldırmanın mümkün olduğunu göstermektedir. Engellilik riski taşıyan bireyi bile kurtarmanın, o birey için, ailesi için, ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu düşünürsek “Önlenebilir Engellilik” kavramının ve bu konuda yürütülecek çalışmaların ne derece önem taşıdığını rahatlıkla anlayabiliriz.
ÖNLENEBİLİR ENGELLİLİK Özellikle bölgesel risk taşıyan akraba evliliği önlenebilir çalışmalar açısından ön plana çıkmaktadır. Çevremizde genellikle şu şekilde yanlış bir yorumlamaya rastlamaktayız; “bak şu kişilerde akraba ama çocukları normal oldu”. Şu bilginin net bir şekilde verilmesi gerekir: Evlenen akraba çiftlerde genetiksel olarak gelen bir bozukluk varsa engelliliğin ortaya çıkma olasılığı çok daha yüksek olmaktadır. Birinci kuşakta engellilik ortaya çıkmasa dahi 2. kuşakta bile engelliliğin ortaya çıkma olasılığı devam etmektedir. Yani burada problem olan bireylerde var olan genetiksel hastalık ve bozukluklardır. Bu hastalıklı genler hem anneden hem de babadan gelen kromozomlarla birleşmekte, doğacak çocuğun engelli olma riskini çok yükseltmektedir.
ÖNLENEBİLİR ENGELLİLİK “Önlenebilir Engellilik” kavramının iyi tanıtılması, proaktif yaklaşım anlayışı, koruyucu ve önleyici sağlık ve eğitim çalışmaları birçok çocuğun engelsiz bir insan olmasına büyük oranda katkı sağlayacaktır.
ENGELLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER Engelliliğin önlenmesinde tıbba önemli görevler düşmektedir. Engelliliğin önlenmesinde tıbbın görevleri üç başlık altında incelenebilir: Antenatal (Doğum Öncesine Ait) Faktörler Antenatal (doğum öncesine ait) faktörlerden korunmada tıbbi hizmet veren kurumların öncelikle genetik danışmanlık hizmetleri vermeleri gerekmektedir. Özellikle akraba evliliklerinin söz konusu olduğu ve buna bağlı engellilik durumlarının halen görülebildiği ülkemizde bu konuda eğitim vermek ve tanı merkezleri kurmak, tıpla uğraşan kişilerin görevlerinden birisi olmuştur. Son yıllarda genetik hastalıklarla ilgili merkezlerin kurulması, gebelik döneminde daha planlı tıbbi ve eğitsel çalışmaların yapılması, 10 Haziran 1998 tarihinde çıkarılan 23368 sayılı “Genetik Hastalıklar Tanı Merkezleri Yönetmeliği” ve Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 3. maddesine eklenen hükümlerle mümkün olmaktadır.
ENGELLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER Antenatal (Doğum Öncesine Ait) Faktörler Anne adaylarının takipleri, maternal risk faktörlerini de azaltmaktadır. Yüksek riskli gebelikler çok yakın takip edilmekte, gelişmiş ultrason cihazlarıyla bebeğin pozisyonu, sağlık durumu, fiziksel yapısı hakkında bilgi sahibi olunmakta, gerektiğinde yerinde ve zamanında müdahale şansı yakalanabilmektedir; annenin beslenmesi düzenlenebilmekte, kendisi ve bebeği için tehlikeli olabilecek durumlar konusunda uyarılabilmektedir. Ayrıca amniyosentez ve anne serumunda yapılan testlerle bebekte olabilecek engellilik hallerinin pek çoğu tespit edilebilmektedir. Örneğin, anne serumunda ve amniyosentez, sıvısında alfa-feto protein düzeyinde artma, bebeğin yaşaması durumunda ağır engellilik haline neden olacak nöral tüp defektlerinin, Turner sendromunun, konjenitalnefrozisin varlığına işaret edebilmektedir.
ENGELLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER Perinatal (Doğum Sırasında Oluşabilecek) Faktörler Perinatal (doğum sırasında oluşabilecek durumlara ait ) faktörlerden korunmada sezaryen operasyonları, büyük oranda yardımcı olmaktadır. Sezaryen operasyonlrı, doğum eylemini kolaylaştırmakla kalmamış, annenin ve bebeğin konforunu da sağlamıştır. Ancak bir çelişki olarak kabul edilebilecek konu; tüm bu yenilik ve ilerlemelere rağmen halen doğum travması ve buna bağlı serebraliskemi ve engellilik durumlarına halen rastlanmasıdır.
ENGELLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER Postnatal (Doğum Sonrası) Faktörler Postnatal (doğum sonrası) faktörler için koruyucu önlemler ise: yeni doğan bakımı, aşılama hizmetleri ve bazı metabolik hastalıkları tarama yöntemiyle erken tanımak ve yol açabilecekleri engelliliği ortadan kaldırmaktır. Bu amaçla Türkiye’de Sağlık Bakanlığı, Ana Çocuk Sağlığı Merkezleri’nde ve Sağlık Hakları’nda ücretsiz aşı uygulamaları yapmaktadır. Hatta 1985 yılından bu yana, çocukluk çağı bulaşıcı hastalıklarını, özellikle de alt kısmındaki ekstremitelerde yetersizliğe neden olabilen polio (çocuk felci) hastalığını, çiçek hastalığı gibi hastalıkları ortadan kaldırmak amacıyla kampanyalar düzenlenmekte, bu kampanyalar çerçevesinde tüm Türkiye’de en ücra köşelerde kalmış evlere bile ulaşarak her bebeğin aşılanması yapılmaya çalışılmaktadır.
ENGELLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER Postnatal (Doğum Sonrası) Faktörler Yine bu aşılama programı içerisinde yer alan rubella (kızamıkçık) da gebe kadının enfekte olması halinde bebekte kalpdamar sistemi anomalileri, görme kusuru ve işitme kusuru veya mikrosefali vs. gibi merkezi sinir sistemi hasarı ile görülen doğuştan kızamıkçık enfeksiyonuna neden olmaktadır. Aşılama programları epidemilere son vererek gebelerdeki enfeksiyon riskini azaltmaktadır. Aşılamalarla birlikte diğer bir koruma faktörü olarak taramalar kullanılmaktadır. Zihinsel engelliliğe neden olan ve tanındığında tedavisi oldukça basit olan “fenilketonüri”, “hipotiroidi”, “galaktozemi” gibi metabolik hastalıklar tarama testleriyle ortaya çıkarılmakta ve erken tedavisi yapılabilmektedir. Böylece bu hastalıkların neden oldukları engellilik hali önlenebilecektir.
ENGELLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER Postnatal (Doğum Sonrası) Faktörler Ancak tüm bu çabalara rağmen doğuştan olan engelliliği tamamen ortadan kaldırmak mümkün olamamaktadır. Artık biliyoruz ki çocuklarımız içinde bulunduğumuz bu dünyaya hem genetik, hem de çevresel pek çok faktörün etkisi sonucu gelmektedir. Ancak sizin de burada gördüğünüz gibi pek çok faktör kontrol altına alınabilir, etkisi azaltılabilir, bir başka deyişle bir takım düzenlemelerle sonucu değiştirmemiz mümkün olabilir. Bu önlemler şöyle sıralanabilir; Toplumda risk faktörlerine yönelik farkındalığın arttırılması, toplumun bilinçlendirilmesi, evlenmeden önce anne baba adayı olan çiftler için farkındalık ve bilinçlendirme programlarının uygulanması, görsel ve işitsel yayın organları yolu ile sürekli bilinçlendirme çalışmalarının yürütülmesi.
ENGELLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER Postnatal (Doğum Sonrası) Faktörler Tüm çocukların sağlık sigortası kapsamına alınması, sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi. Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulanan Head Start Programı gibi toplumsal hizmetler yoluyla nitelikli erken çocukluk eğitimlerine ulaşmalarının sağlanması, anne adaylarına bakım, beslenme imkânları sağlanması vasıtası ile sağlıklı çocuk doğurmalarının sağlanması, yeni doğan çocuklar için bakım hizmetleri sağlanması.
ENGELLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER Postnatal (Doğum Sonrası) Faktörler Aileleri güçlendirme; gereksinimleri karşılanan aileler güçlenmiş duruma gelirler. Aileler, kendileri ve çocukları ile ilgili kararlar almak ve bilgi ve hizmetlere ulaşmak için uzmanların desteğine ihtiyaç duyarlar. Güçlendirmenin amacı, ailelerin karar almalarını ve kendileri tarafından belirlenen hedeflere yönelik hareket etmelerini sağlamaktır. Ailelerin yaşam kalitesinin yükseltilmesi de güçlendirmenin yollarındandır. Aile bireylerinin hem fiziksel, hem de psikolojik yönden kendilerini iyi hissetmeleri, olumlu sosyal kabul gördüklerini düşünmeleri, bunu hissetmeleri, kendilerini geliştirme potansiyeline sahip olmaları ile yaşam kaliteleri arttırılabilmektedir. Kaynaklara ulaşabilmek, yeterlilik, kendine yönelik yararlılık gücün değerini arttırmaktadır.
ENGELLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER Postnatal (Doğum Sonrası) Faktörler Yoksulluğun önlenmesi, aile merkezli erken bakım ve eğitim hizmetlerinin yaygınlaştırılması, sosyal desteğin olması, gibi önlemlerle aileler güçlendirilebilir. Özel eğitim alanında çalışan uzmanların sadece çocuğu değil aileyi merkeze alan çalışmalar yürütmesi gerekmektedir. Kadınların Eğitimi; Annelerin okul eğitimlerinin yetersiz olması, doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası risklerin oluşmasında çok etkilidir. Risklerin ortadan kaldırılması, engelliliğin önlenebilmesi için kız çocuklarının, kadınların eğitimi olmazsa olmaz koşuldur.
ENGELLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER Postnatal (Doğum Sonrası) Faktörler Engelliliği önlemek için alınacak önlemleri özetleyerek tekrar maddeler halinde sıralarsak; Doğum öncesi genetik testler Doğum öncesi kan grubu testleri Hamilelik esnasında düzenli doktor kontrolü Hamilelik süresince sağlıklı beslenme ve stressiz ortam Uygun ortamda doğumun gerçekleşmesi Doğum sonrası hastalıklarda düzenli tedavi Doğum sonrası düzenli besleme ve sağlıklı ortam sağlama Sonuç olarak; engelliliğin önlenmesinde toplumdaki tüm bireylerin, devletin, sivil toplum kuruluşlarının etkileşimli bir işbirliği içinde çalışmaları gerekmektedir.
SUNUM SONA ERMİŞTİR TEŞEKKÜR EDERİZ
- Slides: 51