ZM ODAKLI KISA SREL TERAP Yrd Do Dr

  • Slides: 135
Download presentation
ÇÖZÜM ODAKLI KISA SÜRELİ TERAPİ • Yrd. Doç. Dr. Sertan KAĞAN • Doğu Akdeniz

ÇÖZÜM ODAKLI KISA SÜRELİ TERAPİ • Yrd. Doç. Dr. Sertan KAĞAN • Doğu Akdeniz Üniversitesi

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Çözüm odaklı kısa terapi, Mental

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Çözüm odaklı kısa terapi, Mental Researsch Instute (Zihinsel Araştırmalar Merkezi)nde geliştirilen stratejik terapi oryantasyonundan ortaya çıkmıştır. • Bu terapi yöntemi, sorunu çözmeye odaklanmaktansa, tamamen çözümün kendisi üzerinde odaklanır

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Çözüm Odaklı Kısa Terapi (SFT)

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Çözüm Odaklı Kısa Terapi (SFT) 1980’li yılların başında Wisconsin Wilwaukee de bir aile terapi merkezindeki Steve de Shazer, Insoo Kim Berg ve çalışma takımının çabalarıyla gelişmiştir. • Bu yıllarda, Aile Terapi Merkezi’ndeki çalışanlar, danışanları terapi merkezine getiren sebepleri incelemek yerine, danışanların problem olmasaydı nasıl olmak istediklerine odaklanmışlardır

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Asıl terapi, danışana olayların nasıl

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Asıl terapi, danışana olayların nasıl farklı gelişebileceğini hayal etmelerine yardım etmek ve bu amacı başarmak için ne yapmaları gerektiğini düşünmelerini sağlamaya odaklanır. • Çözüm odaklı kısa terapiye göre; danışan değişmek istemektedir ve bu değişikliğin olmasını sağlamak için elinden gelenin en iyisini yapmaktadır.

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Çözüm odaklı model başlangıçta, insanın

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Çözüm odaklı model başlangıçta, insanın doğal birtakım özkaynaklarla donanımlı bir şekilde olduğu formüle edilen; Ericksonian görüşün geçerliğini sınama çabası içindeyken, postmodernizmden sonra bu yaklaşımdan ayrılarak, danışanın söylemlerini değiştirmeye doğru yönelmiştir.

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Bu durum, danışanın “sorun üzerinde

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Bu durum, danışanın “sorun üzerinde konuşmaktan” “çözüm üzerinde konuşmak” a doğru yönelmesini kolaylaştıran birtakım tekniklerin geliştirilmesi ve kullanılması gereğini ortaya koymuştur.

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Bu modele göre, sorun odaklı

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Bu modele göre, sorun odaklı düşünce bireyin sorunlarını çözerken, halen uyguladığı ve gelecekte de uygulayabileceği birtakım seçenekleri keşfetmesini engeller niteliktedir. • Çözümün genellikle sorunun ortaya çıkış nedeniyle ilişkili olmadığı ve etiyolojik etmenleri incelemenin “sorun üzerinde konuşmakla” ilgili olduğu için bundan kaçınılması gerektiği ileri sürülmektedir.

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Terapi şimdiki an ve geçmiş

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Terapi şimdiki an ve geçmiş üzerinde odaklanmaktan çok, sorunu çözülebilme olasılığının olduğu gelecek üzerinde odaklanmaktadır. • Terapi, sorunun ya da yakınmanın olmadığı zamanlar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Sorunun olmadığı bu anlar nadir durumlar olarak nitelendirilmektedir.

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Alandaki diğer terapi modelleri içinde

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Alandaki diğer terapi modelleri içinde yer alan birçok teknik, çözüm odaklı kısa terapide kullanılmaktadır. • Dinleme, empati ile karşılık verme, açık uçlu sorular sorma, destekleme, güçlendirme, amaçların tanımlanması ve ölçeklendirme gibi teknikler uygulanmaktadır. • Bu terapi yaklaşımını iyi bilmek, ona hakim olmak diğer yaklaşımlara göre çok daha kolaydır.

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Çözüm odaklı kısa terapi tedavi

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Çözüm odaklı kısa terapi tedavi için mucize soru olarak nitelendirilen bir soru önermektedir. • De Shazer (1998) danışana yöneltilen bu soruyu şöyle açıklamıştır: – “Bir gece sen uyurken bir mucize olduğunu ve bu sorunun ortadan kalktığını farz et. Bunu nasıl değerlendirirdin ve senin için ne değişirdi? ”

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Danışan ve terapist mucize amacı

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Danışan ve terapist mucize amacı konuştukça danışan kendisiyle ilgili farklı yönleri ve hikayeleri anlatmaya başlamaktadır. Berg ve Shazer problem etrafındaki bu konuşmaları (1993) ‘çözüm sohbeti’ olarak nitelendirmektedirler.

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Mucize soru, danışanı problem sunmadan

Çözüm Odaklı Kısa Terapi İle İlgili Kavramsal Çerçeve • Mucize soru, danışanı problem sunmadan kendi geleceği ile ilgili bir bakış açısı yaratmaya yönlendirmektedir ve danışana hayatının farklı olabileceği ile ilgili umut vermektedir.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI • Walter ve Peller (1992, 2000), çözüm odaklı kısa

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI • Walter ve Peller (1992, 2000), çözüm odaklı kısa terapiyi, insanların nasıl değiştiğini ve amaçlarına nasıl ulaştıklarını gösteren bir model olarak değerlendirmektedir. • Bu iki terapistin, çözüm odaklı terapi hakkındaki bazı temel varsayımları şöyledir;

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 1. Geleceğe ve çözümlere olumlu olarak odaklanmanın birçok avantajı

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 1. Geleceğe ve çözümlere olumlu olarak odaklanmanın birçok avantajı vardır. – Eğer danışanlar çözümler üzerinde konuşarak kendilerini yeniden güçlü hissederlerse, terapinin gerçekten kısa olması içten bile değildir.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 2. İşe yarar olma durumu her ne kadar geçici

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 2. İşe yarar olma durumu her ne kadar geçici bir süre olumsuz koşullar tarafından bastırılmış olsa da, terapiye gelen bireyler, işe yarar olarak davranabilme yeteneğine sahiptirler. – Sorun odaklı olarak düşünmek, insanları, sorunlarla baş etmede kullanacakları işe yarar yollar bulmaktan alıkoyar.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 3. Her sorunun mutlaka olmadığı istisnai durumlar vardır. –

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 3. Her sorunun mutlaka olmadığı istisnai durumlar vardır. – Danışanlarla bu istisnai durumlar üzerine konuşulmalıdır. Böylece, daha önce başa çıkılmaz gibi görünen sorunun kontrolü, danışanlar tarafından sağlanacaktır. Bu istisnaların ortaya çıkardığı olumlu hava, sorunun çözümüne yönelik yeni olanaklar doğurabilecektir.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 4. Danışanlar genellikle kendilerinin tek bir yönünü ortaya koyarlar.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 4. Danışanlar genellikle kendilerinin tek bir yönünü ortaya koyarlar. – Çözüm odaklı terapistler, anlattıkları hikayelerde farklı yönlerinin de ortaya koymaları yönünde danışanları yönlendirirler.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 5. Ufak değişiklikler büyük değişikliklere neden olur. – Herhangi

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 5. Ufak değişiklikler büyük değişikliklere neden olur. – Herhangi bir sorun, zamanında atılan bir adımla çözülebilir.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 6. Danışanlar değişimi isterler, değişmeye yetecek kapasiteleri vardır ve

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 6. Danışanlar değişimi isterler, değişmeye yetecek kapasiteleri vardır ve değişimin olması için ellerinden geleni yaparlar. – Terapistler, değişime dirençli örüntüleri kontrol edecek stratejilerle uğraşmaktan çok, danışanlarla işbirliğine dayalı bir ortaklık kurmaya çalışmalıdırlar.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 7. Danışanlar, sorun çözmeye yönelik niyetlerine güvenebilmelidirler. – Tüm

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI 7. Danışanlar, sorun çözmeye yönelik niyetlerine güvenebilmelidirler. – Tüm insanlar için aynı şekilde kullanılacak, belirli sorunların belirli “doğru” çözümleri yoktur. Her birey kendine özgüdür ve dolayısıyla her çözüm de kendine özgüdür.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI • • • Walter ve Peller (2000), bu varsayımlarla

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN VARSAYIMLARI • • • Walter ve Peller (2000), bu varsayımlarla terapi kavramından, kişisel konsültasyon kavramına bir geçiş yapmışlardır. Danışanların olumlu bir gelecek yaratabilmelerine yardımcı olabilmek için, onların tercihlerini ve olasılıklarını merkez alan konuşmaların önemi üzerinde durmuşlardır. Walter ve Peller, bir uzman tavrı takınmaktan kaçınarak, danışanların arzularının neler olduğunu birlikte anlamaya gönüllü, ilgili ve meraklı olduklarını gösterebileceklerine inanmışlardır.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ • Öncelikle Berg ve Miller çözüm odaklı kısa terapinin

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ • Öncelikle Berg ve Miller çözüm odaklı kısa terapinin 8 ilkesinden bahsetmişler, fakat daha sonra Davis ve Osborn ek olarak terapötik sürecin ana çerçevesini oluşturan, beş ilke daha önermişlerdir. • Bu ilkeleri bilmek, terapiyi daha iyi anlama açısından önemlidir.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 1. Olumlu Değişime Odaklanma: – Çözüm odaklı kısa terapi,

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 1. Olumlu Değişime Odaklanma: – Çözüm odaklı kısa terapi, ruh sağlığında olumlu değişimin olabilirliğini vurgulamaktadır. Çözüm odaklı terapistler, problemlerin sebebini araştırmazlar. Onun yerine, çözümlerin kökenlerini anlamaya odaklanmak tercih edilir.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 2. Kaynaklara Odaklanma: – – – Danışanın sınırlarından ve

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 2. Kaynaklara Odaklanma: – – – Danışanın sınırlarından ve eksiklikleri yerine, kaynaklarını ve güçlü yanlarını vurgulamak daha önemlidir. Bundan dolayı, çözüm odaklı terapistler, danışanların sorunları hakkında düşünmeleri yerine, güçlü yanları ve sorunun olası çözümleri hakkında düşünmelerini sağlarlar. Sorunun çözümü, danışanın kendi kaynaklarında bulunmaktadır. Bu kaynaklar; a) b) c) geçmiş başarılar, danışanın geleceği hayal edebilme yeteneği, fonksiyonel olmayan ve başarısızlığa yol açan davranışları dışarıda tutabilmedir.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 3. Uzman Bir Kişi Olarak Danışan : – Danışan,

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 3. Uzman Bir Kişi Olarak Danışan : – Danışan, bir terapist değildir fakat yaşadıklarını ve potansiyel çözümleri açısından kendisinin uzmanıdır. – Diğer bir deyişle, terapist, danışanların neye ihtiyaç duydukları hususunda uzman değildir. – Daha çok, danışan ve terapist, danışanın terapideki amacını tanımlamada ve kendini tedavide uzman olma konusunda, bir işbirliği içerisinde çalışırlar.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 4. En Uygun Müdahale Yöntemini Seçme : – Terapide,

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 4. En Uygun Müdahale Yöntemini Seçme : – Terapide, en uygun ve uygulanabilirliği yüksek olan bir müdahale yöntemi seçilir. Müdahale yöntemi seçildikten sonra, bu yöntemin en kısa sürede uygulanması gerekmektedir. – Diğer bir deyişle basitlik, çözüm odaklı kısa terapinin kuralıdır

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 5. Değişim Kaçınılmaz Bir Sonuçtur : – Değişim, özellikle

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 5. Değişim Kaçınılmaz Bir Sonuçtur : – Değişim, özellikle olumlu değişim, kaçınılmaz olarak görülmektedir. Problemler, kısa dönemli rahatsızlıklar olarak basitçe şekillendirilmektedir

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 6. Geleceğe Odaklanma: – Çözüm odaklı terapistler, danışanın geçmişte

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 6. Geleceğe Odaklanma: – Çözüm odaklı terapistler, danışanın geçmişte yaşadıkları yerine, şu anına ve geleceğine odaklanırlar. – Bu ilke, daha önce değinilen, danışanın yetersizliklerinden daha çok, güçlü yanlarına ve yeteneklerine odaklanma ilkesiyle, benzerlik göstermektedir.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 7. İşbirliğine Dayalı Birlik Kurma : – Çözüm odaklı

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 7. İşbirliğine Dayalı Birlik Kurma : – Çözüm odaklı kısa terapide, terapist ve danışan, işbirliği içerisinde çalışmaktadır. Bu şekilde çalışabilmek için, ilk terapi seansında olumlu diyalog kurmak ve terapötik süreci oluşturmak gerekmektedir

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 8. Faydacı ve Esnek Olmak : – Çözüm odaklı

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 8. Faydacı ve Esnek Olmak : – Çözüm odaklı kısa terapinin problem çözmedeki ana felsefesi, faydacı ve esnek olmaktır. Bu sadece işleyen şeyler üzerinde odaklanırken, işlemeyenleri gözardı eder.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 9. Çözüme Dikkat Etme : – Problemler çözüm odaklı

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİNİN İLKELERİ 9. Çözüme Dikkat Etme : – Problemler çözüm odaklı kısa terapide çözülmez, daha çok çözümler oluşturulur. – Çözümler problemlerin tersi olarak düşünülmekte ve olumlu değişimin parçası olarak görülmektedir. – Çözümler, danışan ve terapistin birlikte katılımıyla keşfedilir ve oluşturulur.

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Çözüm odaklı terapistler, bireylerin kendilerine uygun amaçlar belirleyebileceklerine ve sorunlarının çözümü

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Çözüm odaklı terapistler, bireylerin kendilerine uygun amaçlar belirleyebileceklerine ve sorunlarının çözümü için gerekli olan kaynaklara sahip olduklarına inanmaktadırlar. • Her danışanın amaçları ayrıdır ve daha iyi bir gelecek yaratmak için bu amaçlar danışan tarafından oluşturulur

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Çözüm odaklı uygulayıcılar, psikolojik danışma yaptıkları kişilerin kullandıkları dile uygun bir

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Çözüm odaklı uygulayıcılar, psikolojik danışma yaptıkları kişilerin kullandıkları dile uygun bir dil kullanırlar; aynı sözcükleri kullanırlar, aynı vurgulama ve tonlama ile konuşurlar.

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Çözüm odaklı terapistler, olumlu sonuçlara yol açacak daha başka küçük, gerçekçi

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Çözüm odaklı terapistler, olumlu sonuçlara yol açacak daha başka küçük, gerçekçi ve ulaşılabilecek değişimlere odaklanırlar. • Başarı kendiliğinden geleceğinden dolayı alçak gönüllü amaçlar, değişimin başlangıcı olarak görülürler

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Terapistler, amaca yönelik, geleceğe odaklanmış, birçok yanıtı olan ve değişimin ipuçlarını

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Terapistler, amaca yönelik, geleceğe odaklanmış, birçok yanıtı olan ve değişimin ipuçlarını verecek sorular sorarlar. • Bu sorulara örnek olarak şunlar sıralanabilir: – “Son görüşmemizden bu yana neler yaptın ve neler değişti? ” – “Nelerin daha iyi gittiğini düşünüyorsun? ”

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Walter ve Peller (1992), danışanların amaçlarını çok iyi bir biçimde belirleyebilmeleri

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Walter ve Peller (1992), danışanların amaçlarını çok iyi bir biçimde belirleyebilmeleri için onlara yardım edilmesi gerektiğinin önemine işaret ederler. Çok iyi belirlenmiş bir amaç: 1. 2. 3. 4. 5. Danışanın kendi ifadesiyle olumlu bir anlam içerir, Bir süreçtir ya da eyleme yöneliktir, Burada ve şimdi şeklinde yapılandırılmıştır, Ulaşılabilir, somut ve özeldir, Danışan tarafından kontrol edilir.

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Bununla birlikte Walter ve Peller (2000), danışanlara endişelerini ifade etme şansı

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Bununla birlikte Walter ve Peller (2000), danışanlara endişelerini ifade etme şansı vermeden, tam olarak belirlenmiş bir amaca yönelmenin sakıncalarına da dikkat çekmişlerdir. • Danışanların, anlamlı kişisel amaçlar belirlemeden önce, anlaşılma ve duyulma konusundaki endişelerini hissetmeleri gerekmektedir.

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Çözüm odaklı kısa terapide, duruma bakış açısı ya da referans alınan

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Çözüm odaklı kısa terapide, duruma bakış açısı ya da referans alınan çerçeve değiştirilerek, hedefe yönelik yapılanlar farklılaştırılarak, danışanın gücüne ve kaynaklarına bakılarak, amaçlar değiştirilebilir veya çeşitlendirilebilir.

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Çözüm odaklı kısa terapinin temel amacı; danışanların sorunlar yerine çözümlerin konuşulduğu

TERAPÖTİK AMAÇLAR • Çözüm odaklı kısa terapinin temel amacı; danışanların sorunlar yerine çözümlerin konuşulduğu bir dili ve bir davranışı kendilerine uyarlayabilmelerine yardımcı olmaktır. • En çok ne hakkında konuşuyorsak onu üretiyoruz varsayımından hareketle, danışanlar sorunlardan çok, değişim ya da çözüm hakkında konuşmaya yönlendirilir. • Sorunlardan konuşmak beraberinde başka sorunları da getirecektir. Değişim hakkında konuşmak ise değişimin gerçekleşmesini sağlayacaktır.

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİ TEKNİKLERİ • Bu yaklaşımın temel amacı, danışanın “sorun üzerinde konuşmak”

ÇÖZÜM ODAKLI KISA TERAPİ TEKNİKLERİ • Bu yaklaşımın temel amacı, danışanın “sorun üzerinde konuşmak” yerine, çözüm üzerinde konuşma yöntemini uygulamasına yardımcı olmaktır. • Bunu kolaylaştırmak için, bir dizi tekniğin geliştirildiği görülmektedir. Bu teknikler şöyle ifade edilebilir:

1. Geleceği Okuma Tekniği (The Crystal Ball Technique): • De Shazer tarafından geliştirilen bu

1. Geleceği Okuma Tekniği (The Crystal Ball Technique): • De Shazer tarafından geliştirilen bu teknik, danışanın kendisini artık sorunun olmayacağı, gelecekteki bir durum içinde düşünmesi için düzenlenmiştir. • Bu teknik sayesinde danışan, sorunu çözüldüğünde yaşamının nasıl olacağına ilişkin fikir sahibi olur. Bu amaçla, ilk görüşmede genellikle şu sorulur: • “Sorun çözüldüğünde senin ve diğer kişiler için durum nasıl olacak ? ”

2. İlk Terapi Seansının Görevini Formüle Etme (The Formula First Session Task) • Orjinali

2. İlk Terapi Seansının Görevini Formüle Etme (The Formula First Session Task) • Orjinali de Shazer ve diğerleri tarafından geliştirilen bu teknik, yakınmaları net olmayan danışanlar için düzenlenmiştir. • Bu tekniğin amacı, danışanın her durumda gelecek için olumlu beklentiler kurmasına ve amacını netleştirmesine yardımcı olmaktır. • Danışana, genellikle birinci görüşmenin sonunda şu yönerge verilir: • “Bugün buradan ayrıldıktan sonra, gelecek hafta boyunca devam ettirmek istediğin eylemlere ilişkin gözlemlerde bulun”.

3. Terapi Seansı Öncesindeki Değişmeye Dikkat Çeken Sorular (Questions That Highlight Pre-Session Change): •

3. Terapi Seansı Öncesindeki Değişmeye Dikkat Çeken Sorular (Questions That Highlight Pre-Session Change): • Basit bir randevu almak bile olumlu değişim olduğunun göstergesidir. İlk terapi seansında çözüm odaklı terapistin şu soruyu sorması sıklıkla rastlanan bir durumdur: • “İlk randevuyu aldığınız andan itibaren sorununuzda ne gibi değişiklikler oldu, neler yaptınız ? ”

3. Terapi Seansı Öncesindeki Değişmeye Dikkat Çeken Sorular (Questions That Highlight Pre-Session Change): •

3. Terapi Seansı Öncesindeki Değişmeye Dikkat Çeken Sorular (Questions That Highlight Pre-Session Change): • Terapist bu soruyu sorarak, danışanların bu ara süreçte yapmış oldukları olumlu değişiklikleri anlamaya, bunları çoğaltıp, güçlendirmeye çalışmaktadır. • Bu türden değişiklikler bir terapi sürecinde çoğu zaman sağlanamazlar. • Onun için bunlar hakkında sorular sormak, danışanın terapiden beklediği sonuçları gerçekleştirmede, terapistten çok kendi kaynaklarına güvenmesine neden olur

3. Terapi Seansı Öncesindeki Değişmeye Dikkat Çeken Sorular (Questions That Highlight Pre-Session Change): •

3. Terapi Seansı Öncesindeki Değişmeye Dikkat Çeken Sorular (Questions That Highlight Pre-Session Change): • Berg (1994)’e göre terapi seansı öncesi değişme, danışanın randevu aldığı zaman ile terapistle ilk görüştüğü zaman arasında, amaca ulaşmak için gerçekleştirdiği değişmedir. • İlk terapi seansı öncesinde, danışanların yaklaşık üçte ikisinde, bazı değişmelerin meydana geldiği görüşünü paylaştığı ortaya çıkmıştır.

4. Nadir (İstisna) Durumlara İlişkin Sorular (Exception Questions): • Çözüm odaklı kısa terapi, danışanların

4. Nadir (İstisna) Durumlara İlişkin Sorular (Exception Questions): • Çözüm odaklı kısa terapi, danışanların yaşamlarında, sorunlarını hissetmedikleri anlar olduğu kabulüne dayanmaktadır. • İstisna durumlar problemin çözümü için ipuçları sunar. Bu türden anlar istisna olarak adlandırılır ve farklılığın habercisidir. • Çözüm odaklı terapistler, danışanları sorunların var olmadığı anlara yöneltmek için istisna sorular sorarlar.

4. Nadir (İstisna) Durumlara İlişkin Sorular (Exception Questions): • İstisnalar, danışanın yaşamında sorunun yaşanmasının

4. Nadir (İstisna) Durumlara İlişkin Sorular (Exception Questions): • İstisnalar, danışanın yaşamında sorunun yaşanmasının kaçınılmaz olduğu, ama bir şekilde yaşanmadığı geçmiş deneyimlerdir. • Danışanlara sorunlarının her zaman güçlü olmadığı ve sonsuza kadar sürmeyeceği anımsatılır. • Böylece kaynakları kullanma fırsatı doğar, bir güç kazanımı oluşur ve olası çözümler belirlenir. Terapist, danışanlara bu tür istisnaların daha sık olabilmesi için neler yapılması gerektiğini sorar. Çözüm odaklı terminolojide bunun adı değişim konuşması (changetalk) dır

4. Nadir (İstisna) Durumlara İlişkin Sorular (Exception Questions): • Nadir durumlar, beklenen sorunun meydana

4. Nadir (İstisna) Durumlara İlişkin Sorular (Exception Questions): • Nadir durumlar, beklenen sorunun meydana gelmediği anlardır. Örneğin, her zaman kavga eden veya yalan söyleyen bir çocuğun, mutlaka dürüst ve işbirliğine açık olduğu bir an vardır. • Birey sorunlarını tanımlarken, genellikle beklentilerine ilişkin ipuçları verir. Terapistin, danışanın sorununa ilişkin yapmış olduğu tanımın içinde yer alan nadir durumları, dikkatle izlemesi gerekir

4. Nadir (İstisna) Durumlara İlişkin Sorular (Exception Questions): • Durrant (1995)’e göre, danışana sorunun

4. Nadir (İstisna) Durumlara İlişkin Sorular (Exception Questions): • Durrant (1995)’e göre, danışana sorunun henüz sorun olmadığı ya da çok küçük sorun olduğu anlar hakkında soru sormak, sorunu olduğu anlar hakkında sormaktan daha yararlıdır. Örneğin; • “Sorununun olmadığı anı düşünebiliyor musun? ”, “O zaman ne yapıyordun ? ”.

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Mucize soru, somut, gerçekçi ve erişilebilir amaçlar

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Mucize soru, somut, gerçekçi ve erişilebilir amaçlar oluşturmada yetersiz kalan bir danışanla çalışırken De Shazer tarafından keşfedilmiştir. • Terapi amaçlarına de Shazer’in (1985 -1988) mucize soru olarak adlandırdığı soruyla ulaşılır. • Bu teknik, danışanın gelecekteki çözümler üzerinde odaklanması ve amaçlarını netleştirmesi için kullanılır.

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Mucize soru, genellikle şöyle sorulur: • “Eğer

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Mucize soru, genellikle şöyle sorulur: • “Eğer bir mucize olsaydı ve sorunun gece uyuduğunda çözülüverseydi, bu sorunun çözüldüğünü nasıl anlardın ve değişen ne olurdu ? ”

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Bu sorudan sonra danışanlar, sorunlarının ağırlığına rağmen

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Bu sorudan sonra danışanlar, sorunlarının ağırlığına rağmen “değişen ne olurdu? ” sorusunun yanıtını vermek için düşünmeye teşvik edilir. • Örneğin, danışanlardan biri soruyu, “kendimi daha güvende hissederdim”, diye yanıtlamış olsun. Bu takdirde terapist şöyle devam edebilir: “Bugün işyerinden çıktığında, kendini güvende ve emin hissettiğini düşün” “Her zamankinden farklı ne yapardın? ”

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Hipotetik sonuçları değerlendiren bu süreç O’Hanlon ve

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Hipotetik sonuçları değerlendiren bu süreç O’Hanlon ve Weiner-Davis’in, var olan soruna bakış açısını ve soruna ilişkin yapılanları değiştirmek, sorunu da değiştirecektir görüşünü yansıtmaktadır.

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Berg (1994), danışanın hayal ettiği değişmeleri, olabildiğince

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Berg (1994), danışanın hayal ettiği değişmeleri, olabildiğince ayrıntılı bir şekilde tanımlamasının, yararlı olacağını ileri sürmektedir. • İlk iş, danışanın mucizenin gerçekleşme olasılığı görebilmesi için, bu bilgiyi ortaya çıkarmaktır. İkinci iş ise, mucizelere götüren davranışları sergilemesi için, hangi adımları atabileceği konusunda danışana yardımcı olmaktır.

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Berg (1994), danışanın hayal ettiği değişmeleri, olabildiğince

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Berg (1994), danışanın hayal ettiği değişmeleri, olabildiğince ayrıntılı bir şekilde tanımlamasının, yararlı olacağını ileri sürmektedir. • İlk iş, danışanın mucizenin gerçekleşme olasılığı görebilmesi için, bu bilgiyi ortaya çıkarmaktır. İkinci iş ise, mucizelere götüren davranışları sergilemesi için, hangi adımları atabileceği konusunda danışana yardımcı olmaktır. • Danışanlara gerçekleşen mucizeyle ilgili sorular sormak, gelecekteki olasılıkların yolunu açacaktır.

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Spesifik Olmayan Mucizeler: Sıklıkla, öğrencilerin mucize sorusuna

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Spesifik Olmayan Mucizeler: Sıklıkla, öğrencilerin mucize sorusuna verdiği yanıt, davranışsal açıdan spesifik olmak yerine çok genel şeyler olabilir. Bu durumda terapistin, öğrencilerin yanıtlarını daha açık hale getirmesi gerekir. Bu tip duruma örnek;

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Danışan: Böyle bir mucize olsaydı, sabah kalkardım

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Danışan: Böyle bir mucize olsaydı, sabah kalkardım ve mutlu olurdum. • Terapist: Mutlu olduğunda, ne yapıyor oluyordun? (spesifik davranışlar). • Danışan: Şey, eee, sanırım daha fazla gülümserdim. Sanırım erkek kardeşimle daha içten, dostça konuşuyor olurdum. • Terapist: Arkadaşça olduğun zaman, ne yapıyor olurdun, kardeşin senin içten ve dostça olduğunu nasıl bilirdi? • Danışan: Ona sabahleyin günaydın derdim ve hatta belki ona bugün özel bir şey yapmak isteyip istemediğini sorardım. • Terapist: Peki, eğer bu olsaydı, kardeşin sana nasıl tepki verirdi? • Danışan: Muhtemelen kardeşimle o gün için birlikte yapacağımız şeyler hakkında konuşuyor olurduk. • Terapist: Öyleyse, bu söylediklerin seni mutlu yapacak şeylerin bazı ipuçları. Peki, başka kim senin mutlu olduğunu farkederdi?

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Gerçekleşmesi İmkansız Mucizeler: Danışanlar hipotetik çözüm sorusuna

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Gerçekleşmesi İmkansız Mucizeler: Danışanlar hipotetik çözüm sorusuna (mucize soruya), gerçekleşmesi imkansız bir amaç söyleyebilir. Örneğin, öğrenciler boşanmış anne-babalarının bir araya gelmesini, ölmüş bir akrabasının yaşama geri dönmesini ya da taşınan yakın bir arkadaşının geri gelmesini isteyebilir. Bu durumda, kişinin temelde var olan arzusunu keşfetmek, öğrencinin daha gerçekçi amaçlar belirlemesine yardımcı olur. Yardımcı sorular daha gerçekçi amaçların oluşturulmasını sağlar.

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Terapist: Bu gerçekleşirse (anne-baban tekrar bir araya

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Terapist: Bu gerçekleşirse (anne-baban tekrar bir araya gelirse), sende nasıl bir farklılık yaratır? • Danışan: Bütün aile tekrar birlikte olurduk. • Terapist: Peki, bütün ailenin bir arada olması, senin için ne sağlardı? • Danışan: Ailemin bir parçası olduğumu hissederdim. • Terapist: Öyleyse senin için amaç, kendini ailenin bir parçası gibi hissetmek! • Danışan: Evet, bunu isterim (amaç).

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • “Başkalarının Değişmesini İsterim” Mucizeleri: Danışanlar, başkalarını sorun

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • “Başkalarının Değişmesini İsterim” Mucizeleri: Danışanlar, başkalarını sorun olarak gördüğünden, mucizeleri başkalarının değişmesi olarak da tanımlayabilir. Bu durumda terapistin danışana, “karşılıklılık ilişkisini” anlaması için yardımcı olması gerekir. Karşılıklılık, kişinin kendi davranışındaki değişimin, başkalarının da davranışında değişiklik yaratacağı fikrine dayanır

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Danışan: “Mucizeler” dediniz, şey, eğer olsaydı, öğretmenim

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Danışan: “Mucizeler” dediniz, şey, eğer olsaydı, öğretmenim bana da diğer çocuklara davrandığı gibi dürüst biçimde davranırdı. • Terapist: Peki, bu mucize gerçekleşti varsayalım ve öğretmenin sana diğer çocuklara davrandığı gibi davranıyor, bu nasıl olurdu? • Danışan: Parmağımı kaldırdığım zaman bana söz hakkı verirdi. • Terapist: Öyleyse, parmağını kaldırdığında öğretmen sana söz hakkı veriyorsa, farklı olarak ne yapmaya başlamış olurdun? • Danışan: Sınıfta izin almadan konuşmazdım.

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Terapist: Peki, bunun yerine farklı olarak ne

5. Mucize Soru (The Miracle Question) • Terapist: Peki, bunun yerine farklı olarak ne yapıyor olurdun? • Danışan: Sırada otururdum, öğretmenime bakardım ya da onun söylediklerini yazardım. • Terapist: Öğretmeninin, senin bu şekilde davrandığını gördüğünde, ne yapacağını düşünüyorsun? • Danışan: Muhtemelen bana karşı daha iyi olurdu. • Terapist: Olmasını istediğin şey bu değil mi? • Danışan: Kesinlikle. • Terapist: Sonuçta, tanımladığın bu şeyleri yapman, muhtemelen öğretmeninde de değişimlere yol açacaktır

6. Derecelendirme Soruları (Scaling Questions) • Çözüm odaklı terapistler, duygular, ruhsal durum ya da

6. Derecelendirme Soruları (Scaling Questions) • Çözüm odaklı terapistler, duygular, ruhsal durum ya da iletişim gibi gözlenmesi kolay olmayan kişisel deneyimlerdeki değişiklikleri saptamak için, derecelendirme soruları da kullanırlar.

6. Derecelendirme Soruları (Scaling Questions) • Derecelendirme sorusunda, danışandan, 010’luk bir ölçek üzerinde bir

6. Derecelendirme Soruları (Scaling Questions) • Derecelendirme sorusunda, danışandan, 010’luk bir ölçek üzerinde bir sorunu veya bir çözümü değerlendirmesi istenir. • Derecelendirme soruları, danışanın bireysel görüşünü, diğer insanlara ilişkin görüşünü ve başkalarının kendi görüşünden etkilenip etkilenmediğini tartışmak için kullanılır

6. Derecelendirme Soruları (Scaling Questions) • Örneğin, kendisinde panik ve aşırı kaygı durumu olduğunu

6. Derecelendirme Soruları (Scaling Questions) • Örneğin, kendisinde panik ve aşırı kaygı durumu olduğunu söyleyen bir kadına şu sorulur: • “ 0 ile 10 değerleri arasında bir ölçek düşünün. Bu ölçekteki 0 değerini terapiye ilk geldiğiniz an; 10 değerini de, bir mucizenin gerçekleştiği ve sorunlarınızın tamamen çözüldüğü an olarak düşünün. Şu andaki kaygı durumunuza kaç puan verirdiniz? ”

6. Derecelendirme Soruları (Scaling Questions) • Danışan sadece 0’dan 1’e bile ilerlemiş olsa, yine

6. Derecelendirme Soruları (Scaling Questions) • Danışan sadece 0’dan 1’e bile ilerlemiş olsa, yine de gelişmiş sayılır. Bunu nasıl başarmıştır? Ölçekte bir numara daha yukarıya gidebilmesi için ne yapması gerekmektedir? • Ölçeklendirme soruları, danışanların, istedikleri değişikliklere ulaşırken atacakları adımlara ve bunun için yaptıkları şeylere daha fazla dikkat göstermelerini sağlar

6. Derecelendirme Soruları (Scaling Questions) • Bu teknik çok yaratıcı bir biçimde, danışanların birçok

6. Derecelendirme Soruları (Scaling Questions) • Bu teknik çok yaratıcı bir biçimde, danışanların birçok deneyim hakkındaki algılamalarına uygulanabilir. • Bu deneyimler arasında, “kendine saygı, terapi seansı öncesi değişim, kendine güven, değişime verilen önem, istenilen değişiklikleri gerçekleştirmek için çok çalışmaya duyulan istek, çözülecek sorunlara öncelik tanımak, umutlu olma durumu ve gelişim evrimi” • Derecelendirme soruları danışanın değişmeyi ya hep ya da hiç şeklinde bir olgu olarak değil, bir dizi küçük adım olarak algılamasını sağlar

7. Başa Çıkma Soruları [ Coping (Getting By) Questions] • Başa çıkma soruları, kendisini

7. Başa Çıkma Soruları [ Coping (Getting By) Questions] • Başa çıkma soruları, kendisini baskı altında hisseden danışana, bir anlam ifade etmesi için geliştirilen “çözüm üzerinde konuşmanın” bir şeklidir. • Bu sorular, danışanın birtakım sorunlarla mücadele ederken kullandığı yöntemleri ve söz konusu bu mücadele anlarını bulmada, danışana ve terapiste yardımcı olur.

7. Başa Çıkma Soruları [ Coping (Getting By) Questions] • Örneğin, konuşmayı başlatmak için,

7. Başa Çıkma Soruları [ Coping (Getting By) Questions] • Örneğin, konuşmayı başlatmak için, şöyle bir sorulabilir : • “Şimdiye kadar neyi yararlı buldun ? ”.

8. Kabus (Karabasan) Soru (The Nightmare Question): • Kabus soru, çözüm odaklı yaklaşımda “sorun

8. Kabus (Karabasan) Soru (The Nightmare Question): • Kabus soru, çözüm odaklı yaklaşımda “sorun üzerinde konuşmanın” çok özel bir şeklidir. • Kabus sorusuyla terapist, “sorun üzerinde konuşmayı” kullanarak, danışanın çözüm oluşturmasını kolaylaştırmaktadır. • Bu soru, terapistin birtakım nadir durumları ve mucize anları keşfetmesi ve bunların etkisiz olduğunu görmesinden sonra, danışanın çözüm üretmesinde yardımcı olmak üzere kullanılmaktadır

8. Kabus (Karabasan) Soru (The Nightmare Question): • Kabus (karabasan soru), kısaca şöyle sorulmaktadır:

8. Kabus (Karabasan) Soru (The Nightmare Question): • Kabus (karabasan soru), kısaca şöyle sorulmaktadır: • “Bu gece uyurken, gecenin bir vaktinde bir kabus (karabasan) gördüğünü düşün. Bu kabusta seni buraya getiren tüm sorular, aniden daha da kötü bir hal alır. Bu bir kabus olmalı. Fakat, bu kabus gerçekleşiyor. Yarın sabah kabusa ilişkin neler dikkatini çekerdi ? ”

9. İltifat Etme (Giving Compliments) • İltifat danışanın başarılarını ve güçlü yönlerini onaylamak demektir.

9. İltifat Etme (Giving Compliments) • İltifat danışanın başarılarını ve güçlü yönlerini onaylamak demektir. De Jong ve Berg (1998)’e göre, iltifatın birkaç türü bulunmaktadır. • Doğrudan iltifat, terapistin danışanın cevabını olumlu değerlendirmesi ya da olumlu tepki vermesidir. Örneğin, • “Bunu düşünmüş olduğun için çok zeki olmalısın!”

9. İltifat Etme (Giving Compliments) • Dolaylı iltifat ise, danışan hakkında olumlu bazı şeyler

9. İltifat Etme (Giving Compliments) • Dolaylı iltifat ise, danışan hakkında olumlu bazı şeyler ima eden sorudur. Örneğin, • “Ev halkının bu denli rahat olmasını nasıl sağlayabildin ? ”

10. Ev Ödevi (Homework): • En iyi ev ödevi, hala işleyen çözüm yolunu daha

10. Ev Ödevi (Homework): • En iyi ev ödevi, hala işleyen çözüm yolunu daha çok uygulamaktır. Berg ve Reuss (1998)’a göre, genellikle iki türlü ev ödevi vardır. – Birisi, işleyen çözüm yollarına daha çok kullanarak sürdürmektir. – Diğeri ise, işlemeyen çözüm yolları olduğunda, daha farklı şeyleri denemektir. • Bu bağlamda ev ödevi, mantıklı ve makul olmalı; aynı zamanda danışan için bir anlamı olmalıdır

10. Ev Ödevi (Homework): • Bu teknikler, terapi sürecini kısa tutmak ve danışanı yaşantılarının

10. Ev Ödevi (Homework): • Bu teknikler, terapi sürecini kısa tutmak ve danışanı yaşantılarının olumsuz yönleri üzerinde yoğunlaşmaktan uzaklaştırmak için, olabildiğince en kısa sürede devreye sokulur. • Çözüme yönelik kullanılan bir diğer teknik de terapistin, danışanın patolojik ve kronik durumunu yansıtan sözcük ve cümlecikleri çözüm odaklı yaklaşımın sözcük ve cümlecikleri ile değiştirmesidir (Bloom, 1997). • Örneğin, çocuğundan “olgunlaşmamış” biri olarak söz eden anne babaya terapist, “geç gelişen” bir çocuk olarak tepkide bulunabilir.

DESTEKLEME MODELİ OLARAK ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ MODELİ • Zihin hastalıkları kliniğinde çalışan ve oradaki

DESTEKLEME MODELİ OLARAK ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ MODELİ • Zihin hastalıkları kliniğinde çalışan ve oradaki deneyimlerinden faydalanan yazarlar çözüm odaklı kısa terapi anlayışını kullanarak övgü modelini geliştirmişlerdir. • Aileyi toplum içerisindeki temel taş olarak nitelendiren bu yazarlar ailenin anahtar çözüm olduğunu düşünmektedirler ve bu modelin aile sistemi içerisinde oldukça faydalı bir unsur olduğunu bulmuşlardır

DESTEKLEME MODELİ OLARAK ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ MODELİ • Örnek Vaka; Bileklerini kesme, ilaç içme

DESTEKLEME MODELİ OLARAK ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ MODELİ • Örnek Vaka; Bileklerini kesme, ilaç içme gibi 9 olayı rapor edilen Suzan (15) iki tane uzun süreli tedavi görmüştür. Suzan başlangıçta hedef olarak, anne-babasıyla kavgasız, patırtısız bir iletişiminin olmasını istediğinin belirtmiştir. Ailesi ise, Suzan’dan onların kurallarına uymasını ve tartışmamasını istemiştir. Yine bu yaklaşımda geliştirilen mucize soruya cevap olarak Suzan, ailesinin kendisine daha fazla güvenmesini, annesinin gece yerine gündüz çalışmasını ve tartışma olmamasını istemiştir. Ailesi Suzan’ın hangi arkadaşları ile görüşeceği konusunda babasının kurallarına uymasını istemiştir. İncelemenin sonunda, Suzan da anne-babası da mucize soruya evde hep birlikte bir aile gibi tekrar yemeğe oturdukları günü cevap olarak getirmişlerdir.

DESTEKLEME MODELİ OLARAK ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ MODELİ • Bir süre sonra terapistin aileye yönelttiği

DESTEKLEME MODELİ OLARAK ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ MODELİ • Bir süre sonra terapistin aileye yönelttiği övgü içerikli sorular şunlardır: • Terapist: (Suzan’a) Senin için hem hastane hem burası çok zor olmalı (Anne baba onaylayarak başını sallar). Sen sadece normal bir aile istiyorsun ve buradaki terbiyeli davranışlarından gerçekten çok etkilendik (Babası Suzan’ın sırtını okşar). • Suzan: Diğer durumlara bakarak aslında buna şaşırmış olmalısınız. Normalde terapistleri pek sevmem. • Terapist: Bütün konuşulanları dinlerken çok sabırlıydın ve her söylediğinde dürüsttün. • Terapistin, övgü dolu sözleri aslında çözümün kendilerinde olduğunu göstermiştir. Aslında onların bu şekilde konuşmalarını engelleyen şeyin kendileri olduğunu görmüşlerdir

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Çözüm odaklı terapistlerin aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurmaları önemlidir.

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Çözüm odaklı terapistlerin aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurmaları önemlidir. – Bir sorunun ortaya çıkış sebebini anlama çalışmak o sorunun çözümüne ilişkin gerekli adım olmayabilir. – Başarılı bir terapi kişilerin nereye ulaşmak istediklerini bilmelerine dayanmaktadır. – Problem ne kadar belirli olursa olsun, mutlaka danışanların kendi başlarına çözüm üretmeye çalıştıkları zamanlar vardır. – Sorunlar temelde her zaman patolojiyi veya bozukluk olduğunu göstermez. – Bazen en ufak değişikliklere bir sorunun çözümü için gerek duyulabilir. – Hastaların terapi sürecinde işbirliği içerisine girebileceği yolları keşfetmek terapistin görevidir

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Çözüm odaklı terapistler, “bilmeme” konumunu, danışanların yaşamları hakkında uzman

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Çözüm odaklı terapistler, “bilmeme” konumunu, danışanların yaşamları hakkında uzman olmaları için araç olarak kullanırlar. • Terapistler, danışanın yaptıklarının ve deneyimlerinin önemli olduğunu bilen bir uzman. mış gibi davranmazlar

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Bu yaklaşım, danışanı değerlendirmede ve terapiyi uygulamada terapistin işlev

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Bu yaklaşım, danışanı değerlendirmede ve terapiyi uygulamada terapistin işlev ve rolünü uzman olarak gören geleneksel terapistlerinkinden oldukça farklılaştırmıştır. • Terapistler, işbirliğine dayalı bir ilişki geliştirmek için uğraşırlar.

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Terapistler karşılıklı saygıya, diyaloga, araştırmaya ve doğrulamaya dayalı bir

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Terapistler karşılıklı saygıya, diyaloga, araştırmaya ve doğrulamaya dayalı bir ortam yaratırlar. • Böyle bir ortamda danışanlar, hikayelerini oluşturmada, araştırmada ve yeniden yazmada kendilerini özgür hissederler

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Temel terapötik görev, danışanların durumlarını, olmasını istedikleri şekilde nasıl

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Temel terapötik görev, danışanların durumlarını, olmasını istedikleri şekilde nasıl değiştirecekleri ve bu değişimi nasıl sağlayacakları ile ilgili olarak, onlara yardımcı olmaktır. Şu soruları burada faydalı olabilir: • “Buraya gelmeyi neden istiyorsunuz ? ”, • “Bu size ne gibi bir farklılık sağladı? ” ve • “İstediğiniz değişikliğin olduğuna dair işaretler neler olabilir? ”

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Kiser ve diğerleri çözüm odaklı terapistin 5 amacını şu

TERAPİSTİN İŞLEV VE ROLÜ • Kiser ve diğerleri çözüm odaklı terapistin 5 amacını şu şekilde açıklar: 1. Danışan ile işbirliği içinde çözümler üretme. 2. Anlamaya çalışarak anında yardım etme ve danışanın probleme bakış açısına katılma. 3. Danışanın ve ailesinin problemin olmadığı durumlarda farklı olarak ne yaptığını anlatması için danışan ile araştırma yapma. 4. Danışanın problemine yardım etme ve gleişme gösterdiği zaman farklı olarak ne yapıyor olabileceğini keşfetmek için derecelendirme soruları kullanma. 5. Danışana problem olmadığı zaman davranışlarını pekiştirecek görevler verme

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ • Diğer terapi oryantasyonlarında olduğu gibi, çözüm odaklı kısa terapide de

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ • Diğer terapi oryantasyonlarında olduğu gibi, çözüm odaklı kısa terapide de terapistle danışan arasındaki ilişkinin kalitesi, terapinin sonuçları üzerinde belirleyici rol oynar. Güven duygusunun yaratılması mutlaka gereklidir. • Çözüm odaklı kısa terapide, terapist danışan ilişkisi “işbirlikçi”, “birlikte çalışan”, “eşitlikçi”, “ortak”, “iyimser”, “saygılı”, “paylaşımcı” olarak tanımlanabilir

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ • Berg ve Miller (1992)’ e göre, çözüm odaklı kısa terapi

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ • Berg ve Miller (1992)’ e göre, çözüm odaklı kısa terapi modelinde 3 tip danışan terapist ilişki biçimi sergilenir. • Bu 3 farklı danışan terapist ilişki tipi terapistle danışan arasındaki etkileşimin doğasını betimlemekte ve kategorize etmektedir. • Bu ilişki tiplerini şöyle sıralamak olasıdır: – Müşteri tipi – Şikayetçi tip – Misafir tipi

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ 1. Müşteri Tipi İlişki: • Bu ilişki tipinde danışan ve terapist

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ 1. Müşteri Tipi İlişki: • Bu ilişki tipinde danışan ve terapist sorunu veya çözümünü tanımlar (De. Jong ve Berg, 1998). Ayrıca, danışan kendisini çözümün bir parçası olarak gördüğünü ve sorunla ilgili birtakım şeyleri yapmaya hazır ve gönüllü olduğunu ifade edebilir (Berg&Miller, 1992). Değişmeye istekli olan danışanlardır.

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ 2. Şikayetçi Tip İlişki: • Bu ilişki tipindeki danışan, şikayetini ve

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ 2. Şikayetçi Tip İlişki: • Bu ilişki tipindeki danışan, şikayetini ve amacını ayrıntılı bir şekilde tanımlayabilir. Danışan, genellikle çözümün, başkalarında –belki bir eş, çocuk, işçi veya arkadaş- birtakım değişiklikler yapmaya bağlı olduğu kanısındadır. Sorun olduğunu kabul ederler, fakat sorunun kaynağını başkalarında gören danışanlardır.

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ 3. Misafir (Ziyaretçi) Tipi İlişki: • Danışan üzerinde çalışma istediği sorunu

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ 3. Misafir (Ziyaretçi) Tipi İlişki: • Danışan üzerinde çalışma istediği sorunu algılayamaz ya da bunun başka birinin sorunu olduğuna inanır. Bu nedenle, misafir ilişkisi içindeki danışan, belki de değişmek için herhangi bir gerekçe bulmaz veya terapi sürecine çok az girer. • Danışan henüz sorunları objektif olarak algılayarak, gerçekçi çözümler üretebilecek düzeyde değildir. Sorun olduğunu kabul etmezler, başkalarının zoruyla danışmaya gelmişlerdir.

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ • Terapist, danışanı kategorize etmektense, danışanın kendisiyle kurduğu ilişkilerde kendisini bulması

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ • Terapist, danışanı kategorize etmektense, danışanın kendisiyle kurduğu ilişkilerde kendisini bulması sağlanmalıdır. • Örneğin, terapist sorunun nedenini yaşamındaki diğer kişi yada kişilerde gören danışana sorunlarındaki kendi rolünü ve çözüm bulabilmesi için etkili adımlar atması gerektiğini göstermeye başlayacak şekilde bir iletişim kurarak yardım edebilir.

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ • Hem şikayetçiler hem de ziyaretçiler müşteri olma kapasitesine sahiptirler. •

TERAPİST DANIŞAN İLİŞKİSİ • Hem şikayetçiler hem de ziyaretçiler müşteri olma kapasitesine sahiptirler. • Terapi sürecinde ilk amaç, müşteri tipinde olmayan danışanları müşteri tipinde bir danışan haline getirmektir.

TERAPİ SÜRECİ • Walter ve Peller (1992), çözüm odaklı kısa terapi sürecinin 4 adımda

TERAPİ SÜRECİ • Walter ve Peller (1992), çözüm odaklı kısa terapi sürecinin 4 adımda karakterize edildiğini ifade etmektedirler: 1. 2. 3. 4. Danışanların neyi istemediklerini araştırmak yerine, ne istediklerinin belirlemek. Olayı patolojik olarak görmemek; danışanlara teşhis koymaya teşebbüs etmemek. Bunun yerine, danışanların zaten yaptıkları şeyler arasından işe yarar olanları araştırmak ve onları bu yönde ilerlemeleri için teşvik etmek. Eğer danışanların yaptığı şeyler işe yarar değilse, onları daha farklı bir şeyler yapmaya teşvik etmek. Son ya da tek terapi seansı olsa bile, her terapi seansını kısa tutmak.

TERAPİ SÜRECİ • Her ne kadar bu adımlar olabildiğince açık görünseler bile çözümleri yapılandıracak

TERAPİ SÜRECİ • Her ne kadar bu adımlar olabildiğince açık görünseler bile çözümleri yapılandıracak olan danışan ve terapist arasında oluşturulan işbirliği süreci, birkaç teknikle gerçekleşemez. • Çözüm odaklı model, insanları olduğu gibi kabul edecek ve çözüm yaratmada onlara yardımcı olacak felsefi bir tutumu gerekli kılmaktadır. Terapistin davranışları, terapinin işe yarayıp yaramayacağını belirleyecektir.

TERAPİ SÜRECİ • Terapi modelinin geleneksel yaklaşımlardan ayrılan bir başka yönü de terapi dilidir.

TERAPİ SÜRECİ • Terapi modelinin geleneksel yaklaşımlardan ayrılan bir başka yönü de terapi dilidir. Bu yaklaşımda problemleri ifadede kullanılan sözcüklerin kişi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltacak şekilde seçilmesi önem kazanır. • Şöyle ki: danışanın “depresyondayım” ve “depresyonda hissediyorum” cümleleri arasındaki farka dikkat çekilir.

TERAPİ SÜRECİ • “Depresyondayım” cümlesinde kişi muhtemelen depresyonda olmadığı zamanların farkında olmayacaktır. • “Depresyonda

TERAPİ SÜRECİ • “Depresyondayım” cümlesinde kişi muhtemelen depresyonda olmadığı zamanların farkında olmayacaktır. • “Depresyonda hissediyorum” cümlesinde ise; kişi depresyonda olmadığı, depresif hissetmediği anları ifade ederek, o anlarda geliştirdiği çözümleri tekrar hayatına uyarlayabilecektir.

TERAPİ SÜRECİ • Terapist ilk olarak terapi süreci başlamadan önce süreç hakkında bilgi verir.

TERAPİ SÜRECİ • Terapist ilk olarak terapi süreci başlamadan önce süreç hakkında bilgi verir. Böylece terapist soracağı sorular için not alacağına ve danışanlar hakkında tutacağı mesajları yazmak için ara vermelerine danışanları hazırlar. • Sürecin ifade edilmesi şu şekilde olabilir;

TERAPİ SÜRECİ • “Bu sürecin nasıl işleyeceğini size aktarmak isterim. Sizlere birçok soru soracağım,

TERAPİ SÜRECİ • “Bu sürecin nasıl işleyeceğini size aktarmak isterim. Sizlere birçok soru soracağım, bazıları size değişik gelebilir ve cevap vermekte zorlanabilirsiniz. Sizlerin vereceği bazı yanıtları defterime not alacağım. Bu görüşmemiz sonrasında, konuştuklarımız hakkında notlarımı gözden geçirmek için bir süre odadan ayrılabilirim. Geri döndüğüm zaman, size ne düşündüğümü anlatacağım ve yazdığım mesajı size okuyacağım. Mesajın bir kopyasını alabilirsin ve saklayabilirsin. Bunun hakkında ne düşünüyorsun. . . ”

TERAPİ SÜRECİ • Süreçte danışanlara sorunlarını tanımlayabilmeleri için fırsat verilir. Terapist, “Size nasıl faydalı

TERAPİ SÜRECİ • Süreçte danışanlara sorunlarını tanımlayabilmeleri için fırsat verilir. Terapist, “Size nasıl faydalı olabilirim? ” terapötik sorusuna danışanların verdikleri yanıtlara saygı duyar ve dikkatli bir şekilde dinler. • Terapist olanaklı olduğu sürece, danışanlarla, çok iyi biçimlenmiş amaçlara yönelik çalışır. “Sorunların çözüldüğünde yaşamında ne gibi değişiklikler olacak? ” sorusunun yanıtı terapi sürecini belirler.

TERAPİ SÜRECİ • Terapist danışanlara, sorunun olmadığı ya da bu sorunların etkisinin az olduğu

TERAPİ SÜRECİ • Terapist danışanlara, sorunun olmadığı ya da bu sorunların etkisinin az olduğu dönemleri sorar. Danışanlara, bu istisnai durumların araştırılmasında yardımcı olunur. • Çözüm üretilen her konuşmanın sununda terapist danışanlara bir özetleme yapar ve onları cesaretlendirir. • Terapist ve danışanlar, bir dereceleme ölçeği kullanarak, tatmin edici çözümlere ulaşmak için ne kadar yol kat ettiklerini değerlendirirler.

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • İlk Terapi Seansı Görevinin Formüle Edilmesi • “Bir dahaki karşılaşmamıza

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • İlk Terapi Seansı Görevinin Formüle Edilmesi • “Bir dahaki karşılaşmamıza kadar senden gözlem yapmanı istiyorum. Bu süre boyunca ailende, evliliğinde, hayatında ya da ilişkilerinde gördüğün ve hep olmasını istediğin şeyleri bir dahaki terapi seansında bana anlatabilirsin”

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • Bu ev ödevi sorunun çeşidine göre yapılandırılabilir. İkinci terapi seansında

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • Bu ev ödevi sorunun çeşidine göre yapılandırılabilir. İkinci terapi seansında danışanlara, ne gözledikleri ve gelecekte nelerin olmasını istedikleri sorulur. • De Shazer’e göre bu etkileşim, danışanın iyimserliğini ve gelecekle ilgili umutlarını güçlendirir. Danışanlar genellikle ilk terapi seansı görevinin formüle edilmesine katılırlar ve ilk terapi seansından sonraki değişimleri ya da gelişmelerini bildirirler

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • Danışanların bir değişime yönelmeden önce, o değişimi kavramaları gerekmektedir. •

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • Danışanların bir değişime yönelmeden önce, o değişimi kavramaları gerekmektedir. • A) BURAYA GELMEKTEKİ AMACINIZ NEDİR? • Selamlaşma sonrasında terapist, “Buraya gelmekteki amacınız nedir? ” sorusunu sorabilir. Danışanların amaç ifadeleri, şu şekilde sınıflandırılabilir. • 1. Pozitif amaçlar • 2. Negatif amaçlar • 3. Zararlı amaçlar • 4. Bilmiyorum şeklindeki amaçlardır.

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • 1. Pozitif Amaçlar: – Gözlenebilen ve ölçülebilen davranışları ifade eder.

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • 1. Pozitif Amaçlar: – Gözlenebilen ve ölçülebilen davranışları ifade eder. Pozitif amaçlarını dile getiren danışanlar – “Notlarımı yükseltmek istiyorum” ve – “Sizden bunu nasıl başaracağım konusunda bana yardımcı olmanızı isterdim” – Bunlar, genellikle müşteri tipi danışanlar bakımından ulaşmak istenilen amaçlara karşılık gelir ve pozitif amaçlar olarak tanımlanır

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • 2. Negatif Amaçlar: – Pozitif amaçlardan genellikle daha fazla dile

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • 2. Negatif Amaçlar: – Pozitif amaçlardan genellikle daha fazla dile getirilir ve iki yolla ifade edilir: – a) Kendileri birşeylerin yapılmasını durdurmak isterler. – b) Başkalarının birşeyler yapmalarını durdurmak isterler. – Tipik olarak negatif amaçların ifade edilmesi • “kötü not almak istemiyorum” • “kontrolümü kaybetmek istemiyorum” • “sınıfa geç kalmak istemiyorum” – şeklindedir. Danışanlar, bu tarz negatif amaçlarını ifade ettiklerinde, terapist acilen görünebilir davranışlarla yer değiştirici sorularla müdahale etmelidir

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • Örnek 1 • Terapist: Eğer kötü notlar almıyor olsaydın, o

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • Örnek 1 • Terapist: Eğer kötü notlar almıyor olsaydın, o zaman ne yapıyor olurdun? • Danışan: İyi notlar alıyor olurdum (pozitif amaç). • Terapist: Sonuçta senin amacın iyi notlar almak. Hangi notları alırsan senin için daha iyi olacağını söylersin ? (spesifik amaç).

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • Örnek 2 • Terapist: Kontrolünü kaybetmek yerine, ne yapıyor olurdun?

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • Örnek 2 • Terapist: Kontrolünü kaybetmek yerine, ne yapıyor olurdun? • Danışan: Sakin kalmak isterdim (Pozitif amaç). • Terapist: İsteğin şey sakin kalmak ve sakin olduğunda ne yapmak isterdin (spesifik amaçların detaylandırılması) ?

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • 3. Zararlı Amaçlar: – Danışan sıkça olmasa da yasaları ihlal

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • 3. Zararlı Amaçlar: – Danışan sıkça olmasa da yasaları ihlal edebilecek ve kendine zarar verebilecek birtakım amaçlar ifade edebilir. – Danışanın bu tür amaçları karşısında terapist, yıkıcı amaçları yararlı amaçlara dönüştürebilir. Aşağıdaki örnek bunu göstermektedir.

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • • • Örnek 1 Terapist: Amacın nedir? Danışan: Artık okula

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • • • Örnek 1 Terapist: Amacın nedir? Danışan: Artık okula gitmek istemiyorum Terapist: Artık okula gitmek istememe sebebin nedir? Danışan: Tüm derslerimde başarısızım ve sadece çabalamayı bırakmak istedim. Terapist: Sonuçta, sen eğer çok sıkı çalışabilseydin ve okulda daha iyi yapabilseydin, daha fazla memnun olabileceğini söylüyorsun. Danışan: Muhtemelen. Terapist: Daha sıkı çalışmak ve daha iyi olmak senin için amaç olabilir miydi? Danışan: Evet, İsterdim.

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • 4. Bilinmeyen Amaçlar: – (Bilmiyorum, fikrim yok, bulamıyorum, umurumda değil,

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • 4. Bilinmeyen Amaçlar: – (Bilmiyorum, fikrim yok, bulamıyorum, umurumda değil, buna aklım ermez. . şeklindeki amaçlar). Ziyaretçilere, danışma için amaçları sorulduğunda “Bilmiyorum” cevabı yaygın olanıdır. – Bu cevap duyulduğunda, bir çok terapist takılır/şaşırır. Hipotetik “Eğer” sorularının kullanılması (Eğer kesinlikle bilseydin. . ) çoğu kez, danışanların amaçlarını oluşturmaya başlamalarına yardımcı olur

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • B) MUCİZE SORUSU – Bu soru 1990 yılında De. Shazer

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • B) MUCİZE SORUSU – Bu soru 1990 yılında De. Shazer tarafından bir danışanın iyi tanımlanmış, gerçekçi ve ulaşılabilir amaç formüle edememesi sonucunda, de Shazer’in düş kırıklığına uğraması ile keşfedilmiştir. O zamandan beri çözüm odaklı kısa terapilerde, önemli bir araç olarak kullanılmaktadır.

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • C) BAŞKA NE. . . . SORULARI (What Else Questions)

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • C) BAŞKA NE. . . . SORULARI (What Else Questions) – “Mucize olduktan sonra, başka ne farklı olacak” tarzındaki sorular bu kısımda sorulur (Sklare, 1997: 30). “Bu mucize sonrası öğretmenin, arkadaşın, annen veya baban farklı olarak ne yaptığının farkına varabilirlerdi ?

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • D) İYİ FORMÜLE EDİLMİŞ/YAPILANDIRILMIŞ AMAÇLARIN KURULMASI – Mucize sorusunu takiben,

BİRİNCİ TERAPİ SEANSI • D) İYİ FORMÜLE EDİLMİŞ/YAPILANDIRILMIŞ AMAÇLARIN KURULMASI – Mucize sorusunu takiben, amaçlar bir şeylerin varlığı veya bir şeylerin başlaması olarak ifade edilmelidir. İyi yapılandırılmış amaçlar, somut, davranışsal olarak tanımlanır. “Ne” ile başlayan soruların kullanılması, pozitif amaç davranışlarını betimleyen cevapları ortaya çıkarır

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • İlk

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • İlk terapi seansının formüle edilmesiyle süreç ilerlemeye başlar, danışandaki olumlu gelişmelerin somutlaştırılması ve başarılmak istenen hedeflerin neresinde olunduğunun ortaya çıkarılması için dereceleme sorusu kullanılır. Soru şöyle ifade edilebilir:

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • Bir

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • Bir doğru üzerinde 0’den 10’a kadar sayılar var 0, birlikte çalışmaya başladığımızda bulunduğun yer, 10 ise problemin çözümü anlamında, bugün bu doğru üzerinde kendini nerede görüyorsun? • Tamam, kendini 5’de görüyorsun. Yaşamında 5’de olduğunu söyleyen neler oluyor? • Bu doğru üzerinde, bir parça çok az yukarı çıkarsan, (örneğin 5’den 6’ya), yaşamında 6’da olduğunu gösteren, farklı ne olacak? Daha başka? 7’ye ilerlediğin zaman, ne farklı olacak?

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • Daha

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • Daha sonra, mucize sorunun sorulması, örneğin danışan için önemli kişiler açısından detaylandırılması ve güçlendirilmesi yer almaktadır. Örneğin, • 6’ya ilerlediğin zaman, annen, baban, öğretmenin, onlara artık daha iyi yaptığını söyletecek, neye dikkat edecekler, neyi fark edecekler?

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • Mesaj:

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • Mesaj: Bu süreçteki adımlar, istisnaların veya başarı örneklerinin keşfedilmesini kapsamaktadır. Bu istisna ve başarıların nasıl ortaya çıktığının ifade edilmesi, sürecin değerlendirilmesinde dereceleme ölçeğinin kullanılmasını ve bir ev ödevini içeren mesajın oluşturulmasını gerektirmektedir.

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • Burada

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • Burada danışanların başarılarını destekleyici ve cesaretlendirici övgü için, Sklare’nin “amigo efekti” (cheerleading-havaya sokmak) olarak adlandırdığı tekniğe örnek verilecek olursak;

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • “Bunu

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • “Bunu yapmayı nerede öğrendin? ” • “Yalnızca 11 yaşında olduğunu söyledin mi? Fakat sen 14 yaşındaki gibi düşünüyorsun” • “Bu şartlar altında sakin kalman inanılmaz, birçok insan kontrolünü kaybedebilirdi fakat sen kaybetmedin”

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • “İltifatlar,

İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARI (İKİNCİ VE DİĞER TERAPİ SEANSLARINDA AMAÇ BELİRLEME) • “İltifatlar, tüm danışanlara süreç boyunca, her bir somut başarıya istinaden terapist tarafından kullanılır. • Terapi seansı sonunda terapist, danışanları için mesaj hazırlar. Bu mesaj 3 kısımdan oluşmaktadır: • İltifatlar • İfadelerin birleştirilmesi • Görevler

TERAPİSTİN DANIŞANLARA DÖNÜT VERMESİ • Çözüm odaklı uygulayıcılar genellikle her terapinin sonuna doğru, danışanlarına

TERAPİSTİN DANIŞANLARA DÖNÜT VERMESİ • Çözüm odaklı uygulayıcılar genellikle her terapinin sonuna doğru, danışanlarına özet bir mesaj hazırlayabilmek için 5 ya da 10 dakika ara verirler. Bu arada terapistler danışanlara verecekleri dönütü formüle ederler. • De Jong ve Berg (2002), özet dönütün yapısını üç temel parçaya ayırır;

TERAPİSTİN DANIŞANLARA DÖNÜT VERMESİ 1. İltifatlarda Bulunma (compliments): – Danışanların etkili bir sonuca ulaşmak

TERAPİSTİN DANIŞANLARA DÖNÜT VERMESİ 1. İltifatlarda Bulunma (compliments): – Danışanların etkili bir sonuca ulaşmak için zaten yapmakta oldukları şeylerin gösterilip ve onaylanmasıdır. Cesaretlendirmeye yönelik olan bu iltifatlar, umut yaratır ve danışanlara, kendi güçlerine ve başarılarına dayanarak hedeflerine ulaşabilecekleri inancını aşılar.

TERAPİSTİN DANIŞANLARA DÖNÜT VERMESİ 1. Köprü Oluşturma (bridge): – O andaki iltifatlarla verilen görevler

TERAPİSTİN DANIŞANLARA DÖNÜT VERMESİ 1. Köprü Oluşturma (bridge): – O andaki iltifatlarla verilen görevler arasında bir bağ kurulur.

TERAPİSTİN DANIŞANLARA DÖNÜT VERMESİ • Görevler Vermek (suggesting tasks): – Danışanlara bir tür ödev

TERAPİSTİN DANIŞANLARA DÖNÜT VERMESİ • Görevler Vermek (suggesting tasks): – Danışanlara bir tür ödev anlamı taşıyan görevler vermektir. Yaşamlarının bazı anlarına dikkat çekmek için, danışanlara gözleme dayalı görevler verilir. Bu kendini izleme süreci, danışanların işlerini iyi gittiği anlarda ne gibi farklılıkların olduğunu görmesi için önemlidir.

TERAPİSTİN DANIŞANLARA DÖNÜT VERMESİ • Danışanların, düşüncelerinde, hislerinde ve davranışlarında ne gibi farklar olduğunu

TERAPİSTİN DANIŞANLARA DÖNÜT VERMESİ • Danışanların, düşüncelerinde, hislerinde ve davranışlarında ne gibi farklar olduğunu görmesi bu süreçle mümkün olur. Davranışa dayalı görevler ise, danışanın, terapistin çözümü yapılandırmada faydalı olacağına inandığı şeyleri yapabiliyor olmasına dayanır. • Özellikle yetişkinlerden daha küçük yaş gruplarındaki danışanlarla çalışılırken verilen ödevlerin bazen yazılı istenmesi de danışanların süreçten kazanımlarını daha somut bir şekilde algılamalarına yardımcı olabilir.

DANIŞAN TİPLERİNE GÖRE TERAPİ SEANSI SONU GERİ BİLDİRİMLER • Misafir Tipi Danışanla İlişki: –

DANIŞAN TİPLERİNE GÖRE TERAPİ SEANSI SONU GERİ BİLDİRİMLER • Misafir Tipi Danışanla İlişki: – Aşağıda, misafir tipi danışana verilen bir mesaj örneği yer almaktadır: – “Celal, senin fikrin olmamasına karşın, bugün burada olmandan son derece etkilendim. Bugün burada olmak, senin için hiç de kolay değil; özel zamanını buraya ayırmak, gerçekten konuşmak istemediğin şeyler hakkında konuşmak vb. . . ”

DANIŞAN TİPLERİNE GÖRE TERAPİ SEANSI SONU GERİ BİLDİRİMLER • Şikayetçi Tipi Danışanla İlişki: •

DANIŞAN TİPLERİNE GÖRE TERAPİ SEANSI SONU GERİ BİLDİRİMLER • Şikayetçi Tipi Danışanla İlişki: • Bu ilişki tipinde danışan ya istisnaları tanımlayamaz ve bir amacı yoktur, ya da danışan istisnaları tanımlayabilir. • 1. Danışan istisnaları tanımlayamaz ve bir amacı yoktur • Örnek olarak: “Bu problemin çözüldüğünü söylediğinde, hayatında neler olduğuna dikkat et” şeklinde ifadelerde, danışan iyi formüle edilmiş bir amaca sahip olmadığından, birinci terapi seansında oluşturulan amaçların kullanılması önerilir.

DANIŞAN TİPLERİNE GÖRE TERAPİ SEANSI SONU GERİ BİLDİRİMLER • “Şu an ile bir dahaki

DANIŞAN TİPLERİNE GÖRE TERAPİ SEANSI SONU GERİ BİLDİRİMLER • “Şu an ile bir dahaki terapi seansı arasında, senin (örn. aile, yaşam, evlilik, ilişki vs. ) okul yaşamında olan ve sürmesini istediğin şeyi tanımlayabilmen için senden gözlem yapmanı istiyorum”.

DANIŞAN TİPLERİNE GÖRE TERAPİ SEANSI SONU GERİ BİLDİRİMLER • 2. Danışan istisnaları tanımlayabilir •

DANIŞAN TİPLERİNE GÖRE TERAPİ SEANSI SONU GERİ BİLDİRİMLER • 2. Danışan istisnaları tanımlayabilir • “Şu andan itibaren bir dahaki terapi seansına kadar, kendini daha iyi hissettiğin zamanlarına dikkat et, özellikle bu iyi günlerine ilişkin farklı olan ne ve bunlar nasıl oluyor, yani, onların olması için kim ne yapıyor. Bir dahaki sefere, bunları bana ayrıntıları ile tanımlamanı istiyorum”.

DANIŞAN TİPLERİNE GÖRE TERAPİ SEANSI SONU GERİ BİLDİRİMLER • Danışan istisnaların, birinin bir şeyleri

DANIŞAN TİPLERİNE GÖRE TERAPİ SEANSI SONU GERİ BİLDİRİMLER • Danışan istisnaların, birinin bir şeyleri farklı yapması sonucunda olduğunu söylediğinde, aynı gözlem ödevinin farklı bir çeşidini önerin: • “Aliye, patronunun daha makul ve açık olduğu zamanlara dikkat et. Bu zamanlarda farklı olana dikkat etmene ek olarak, patronun sana karşı daha kibar, makul ve açık olmasına yardım eden, senin yaptığın neyi farkettiğine dikkat et”.

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER • Lambert (1992), 30 yıl süren çalışma sonucunda, psikoterapi ve

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER • Lambert (1992), 30 yıl süren çalışma sonucunda, psikoterapi ve danışma sürecinde başarılı bir değişimin, birbiriyle ilişkili 4 faktörden oluştuğunu belirtmektedir. Bu 4 şöyledir;

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER 1. Danışan faktörleri (%40): – Danışanların, terapi sürecine getirdikleridir. Bunlar;

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER 1. Danışan faktörleri (%40): – Danışanların, terapi sürecine getirdikleridir. Bunlar; danışanın güçlü yanlarını, inançlarını, değerlerini, becerilerini, deneyimlerini, başkalarından yardım ve destek sağlama yeteneklerini, değişim ve gelişim için sahip olduğu potansiyeli ve halihazırda yaşadıkları değişimleri içerir. – Danışan faktörlerinin gücü, terapistin okulla ilgili sorunlara yaklaşımında ve terapinin diğer tüm uygulamalarında oldukça büyük bir öneme sahiptir.

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER 2. İlişki faktörleri (%30): – İlişki faktörleri, terapinin teorik yönelimine

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER 2. İlişki faktörleri (%30): – İlişki faktörleri, terapinin teorik yönelimine bakılmaksızın, birçok yaklaşımda bulunabilecek empati, içtenlik, koşulsuz kabul gibi faktörlerdir. Çözüm odaklı kısa terapi, “ 3 -A kuralını” takip ederek danışan ve ilişki faktörlerini güçlü bir biçimde sağlar. “ 3 -A kuralı” danışanın amaçlarının ve inançlarının – 1) kabulünü (Accepting), – 2) onaylanmasını (Acknowledging) ve – 3) uygulanmasını (Accommodating) içerir.

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER 3. Beklenti faktörleri (%15): • Beklenti faktörleri, danışanın değişime ilişkin

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER 3. Beklenti faktörleri (%15): • Beklenti faktörleri, danışanın değişime ilişkin beklentilerini ve danışanın terapinin güvenirliği/inanırlılığı konusunda algısını içerir. Danışanın değişim konusunda olumlu beklentisinin ve umudunun olması, terapi sürecini olumlu yönde ilerletir. Terapist, aşağıda belirtilen yöntemleri kullanarak, kişilerin umut duygusu kazanmalarına yardımcı olabilir.

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER 3. a) b) c) Beklenti faktörleri (%15): Sorunları ve olasılıkları

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER 3. a) b) c) Beklenti faktörleri (%15): Sorunları ve olasılıkları onaylamak. Geçmiş yerine geleceğe odaklanmak. Öğrencilerin, ailelerin ve öğretmenlerin yetkinliklerine ve kaynaklarına inanmak. d) Terapi sürecinin kendi potansiyeline inanmak

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER 4) Model/Teknik Faktörleri (%15): – Model/teknik faktörleri terapistin benimsediği belirli

TERAPİ SÜRECİNDE ETKİN FAKTÖRLER 4) Model/Teknik Faktörleri (%15): – Model/teknik faktörleri terapistin benimsediği belirli bir teori ya da modeli ve terapistin bu model temelinde kullandığı müdahale tekniklerini içerir. – Araştırma sonuçlarının da gösterdiği gibi, danışma ve psikoterapi sürecinde danışan faktörleri, en büyük orana ve öneme sahiptir