ZEL GRUPLARIN YNETM ZEL RENCLER retim programnda belirtilen
ÖZEL GRUPLARIN YÖNETİMİ
ÖZEL ÖĞRENCİLER Öğretim programında belirtilen amaçlara ulaşmak sınıflarda yapılan etkinliklerin niteliğine bağlıdır. Bu ise öğretmenin sınıfı yönetmedeki etkililiğini gündeme getirir. Öğrenme için birçok şeyin olumlu olması yetmez. Öğretmenin öğrencileri tanıması gerekir. Bu tanıma hem öğrenciyi birey olarak hem de onu bir grubun üyesi olarak tanımadır. Sınıfa yansıyan özellikler bakımından derslikte birçok grup bulunabilir. Bunlar düzey ve ilgi grupları olarak ayrılabileceği gibi daha ayrıntılı olarak hazır bulunuşluğuna, başarı düzeyine, öğrenme hızına, uyum derecesine, korunmaya muhtaçlığına, özel eğitim ihtiyacına, hastalıklarına, suç işleme eğilimlerine, davranış bozukluğuna, katıldıkları akran grubuna göre de sınıflandırılabilirler. Öğretmen sınıf yönetimindeki başarısını artırmak için öğrencilerin hangi grup/gruplar içinde yer aldığını ve bu grupların özelliklerini bilerek, psikolojik danışman ve ailelerle işbirliği yaparak eğitim çalışmalarını sürdürmelidir. Amacımız değerli öğretmenlerimize bu konuda destek olabilmektir
ÖZEL GRUPLAR Başarısız, Dikkat eksikliği ve hiperaktif, Özel öğrenme güçlüğü Görme özürlü, İşitme özürlü, Konuşma özürlü, Bedensel özürlü, Uyum ve davranış bozukluğu Üstün nitelikli v. b. olarak sıralamak mümkündür.
KAYNAŞTIRMA YOLUYLA EĞİTİM NEDİR? Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin, eğitimlerini öncelikle yetersizliği olmayan akranları ile birlikte aynı kurumda sürdürmeleri sağlanır. Çocuğu normal hale getirmek değil, onun ilgi ve yeteneklerini en iyi şekilde kullanmasını sağlamak ve toplum içinde yaşayabilmesini kolaylaştırmaktır.
OKUL BAŞARISIZLIĞI
BAŞARISIZLIK NEDENLERİ 1. Başarısız öğrencilerin bir kısmının parçalanmış, ilgisiz, ekonomik sosyal ve kültürel sıkıntılar çeken aile bireyleri olmaları, 2. Öğrencilerin yaşadıkları ortamların onların fiziksel ve ruhsal gelişimlerine uygun ortamlar olmaması, 3. Öğrencilerin olumsuz ve eksik davranışlarından dolayı aldıkları yaptırımların caydırıcı özelliğe sahip olmamaları, 4. Öğrencilerin gelişim çağı özelliklerinin ebeveynler tarafından doğru tavırla karşılanmaması, aşırı duyarlık veya umursamazlıkla karşılanması, 5. Öğrencilerin akademik çalışmalarının ev ortamında takip edilmemesi ve desteklenmemesi, 6. Öğrencilerin okul dışında internet ve televizyon kullanımında bilinçli olmaması ve ailelerin bu konuda yeterince kısıtlama getirememesi, 7. Özellikle II. Kademe öğrencilerinde ailelerin, çocuklarının büyüdüğünü düşünerek oyun, okul ve sosyal çalışmalarını yeterince takip etmemesi, 8. Bir kısım velilerin her şeyi okul ve öğretmenden bekliyor olmaları, 9. Sürekli öğretmen değişikliklerinin öğrenci üzerindeki olumsuz etkileri, 10. Öğrencilerde gelecek ve başarıya dair hedeflerin olmaması,
BAŞARISIZLIK NEDENLERİ 11. Teknolojik gelişmelerin ve yeni öğretim yöntem-tekniklerinin her öğretmen tarafından yeterince kullanılamaması, 12. Öğrencilerin ders çalışma metotlarını yeterince bilmemesi, 13. Öğrencilerin karşılaştıkları problemlerle başa çıkabilme becerilerinin yetersiz oluşu, 14. Düzenli ve planlı çalışma alışkanlığının öğrencilere yeteri oranda kazandırılamamış olması, 15. Öğrencilerde beslenme ve uyku bozuklukları, 16. Öğrencilerden bir kısmının başarının kendileri için değil aileleri için önemli olduğunu düşünmeleri, bu nedenle aileden sürekli ödül beklemeleri, 17. Ailedeki iletişim sorunlarının çocuğun davranışlarını olumsuz etkilemesi, 18. Velinin öğrenciye iyi model olamaması, çevrede ve ailede yüksek öğrenim görmüş birey sayısının azlığından kendilerine model olarak farklı kişileri seçmesi,
BAŞARISIZLIK İLE İLGİLİ ÇÖZÜM YOLLARI Öncelikle başarısızlığa götüren nedenleri araştırmalıdır. Öğrencilerle sürekli ve pürüzsüz bir iletişim kurulmalıdır. Öğrencilerin kendilerini ifade etmelerine fırsat vermelidir. Öğrencilerin ilgi, yetenek ve değerlerine saygı duymalıdır. Başarısızlıklarını aşırı cezalarla, cezalandırmamalıdır. Başarısızlığın çaba gösterildiği taktirde giderilebileceğini unutmamalıdır.
BAŞARISIZLIK İLE İLGİLİ ÇÖZÜM YOLLARI Öğrencilerle işbirliği içinde sorunları çözmeye çalışmalıdır. Öğrencileri arkadaşları ile asla mukayese etmemelidir ve bunu onlara hissettirmemelidir. Sınıf içindeki ilişkilerini sık gözden geçirmelidir. Kavgalardan, tartışmalardan ve şiddet gösterilerinden uzak durmalıdır. Öğrencilere her zaman güvenmelidir ve bu güvenini onlara hissettirmelidir. Velilerle ve ilgili uzmanlarla (psikiyatrist, psikolojik danışman ve RAM ) mutlaka ilişki halinde olmalıdır ve bunu sistemli bir şekilde yapmalıdır. Öğrencilerin kaygılarını arttıracak yaklaşımlardan kaçınmalıdır.
BAŞARILI OLMALARI İÇİN Duyarlı Olun Çaba Gösterin Lütfen Fırsat Verin İhtiyaçlarıma. isteklerime ve korkularıma Benim farkıma varmak ve beni takdir etmek için Bana önemli olduğumu hissettirin Saygı Gösterin Başarmam için bana şans tanıyın Zaman Ayırın İnançlarıma ve Fikirlerime İlgi Gösterin Zamanınızı benimle paylaşın Takdir Edin Bana ilgi gösterin. . . Bir gülücükle. . . Farkedin Doğru yaptığım şeyler için beni övün Ben özelim. . . Beni dinleyin. . . Daha yükseği hedeflemem için beni cesaretlendirin. . . Yüreklendirin İnanın Bende yapabilirim…
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE
Sınıfta Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Öğrencilerin Yönetimi Öğrenciler ile ilgili kural ve beklentileri açıkça belirtmelidir. Öğrencilere yüklenebilecekleri oranında sorumluluk vermelidir. Sık sık ve anında ödüllendirme yoluna gitmelidir. Gün boyu sık ara vererek öğrencilerin hareket etmelerine fırsat vermelidir. Teneffüslerde ders yapmaktan kaçınmalıdır. Öğrencilerin dikkat süresine uygun olarak çalışma yükünü azaltmalıdır. Ev ödevlerini başarabilecekleri şekilde küçük parçalara bölmelidir. Öğrencileri, problemleri çözme hızına göre değil, çözme sürecine göre ödüllendirmelidir. Bu öğrenciler iletişim kurarken, dikkatlerini çekmek ve hareketlerini yavaşlatmak için onlara fiziksel olarak yakın olmalıdır. Bununla birlikte öğrencilere dokunmalı ve onlarla göz teması da kurmalıdır.
ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ Özel Öğrenme Güçlüğü; Normal ya da normalin üzerinde zekâya sahip kişilerdir. Herhangi fiziksel problemi olmayan (İşitme, Zihinsel, Görme gibi); dinleme, konuşma, okumayazma, akıl yürütme ile matematik becerilerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlükleri olan bireylerdir. Aynı zamanda bu kişilerin kendini idare etme, sosyal algılama, etkileşim sorunları vardır. Standart eğitime rağmen yaşına ve zekâsına uygun okul başarısı gösteremeyen bireylerdeki durum olarak açıklayabiliriz. 18
ERKEN BELİRTİLERİ: Geç Konuşmak, teleffuz sorunları Sözcük bulmada isimlendirmede güçlük, yetersiz sözcük dağarcığı Temel sözcükleri karıştırmak ( Koşmak, yemek, vermek gibi) Sözcük, hece çevirmek (Mavi yerine vami, sifon yerine vison gibi) Sözlü yönergeleri dinleme ve izlemede güçlük Harf ses ilişkisi öğrenmede güçlük Kafiyeli sözcüklerde güçlük Sayı, renk, harf öğrenmede güçlük Geometrik şekilleri çizmede güçlük Dikkat ve konsantrasyon güçlükleri Yön karıştırmak (Kitabı ters tutmak gibi) Yaşıtlarıyla ilişkilerde güçlük Zaman ve mekân sorunları El tercihinde gecikme Koordinasyon güçlüğü (Bisiklet sürmek, ip atlamak), kazalara yatkınlık ve sakarlık Bu belirtiler özel öğrenme güçlüğü (disleksi, disleksia) riski taşıyan çocuklarda sık görülen özelliklerdir. Bu belirtilerden birkaçını gösteren çocuğa yaşıtları düzeyine erişmesi için destek eğitim verilmelidir. Erken tanı konulduğu ve yardım aldığı oranda çocuklar yaşıtlarına yetişebilmekte ve gerçek potansiyellerini gösterebilmektedirler.
Özel Öğrenme Bozukluğunun Çeşitleri: 1 -Disleksi(okuma sorunları): a)disfonik disleksi: İşitsel kavrama ve ayırt etme becerilerinde bozukluk vardır. Dil ve sözlü ifadelerde güçlük çekerler. b)disidetik disleksi: Zihinde canlandırma yeteneği bozuktur. Harflerin sıralanışını karıştır, ters çevirir, günleri ayları sırayla söyleyemez. 2 -Disgrafi(yazma sorunları): P, D, B, C, H, Y, S, Z, U gibi harfleri yazarken karıştırır ve ters yazar. Bazı harfleri unutur bazılarını fazladan ekler. 3)Diskalkül (matematik sorunları): Sayıları bozuk yazar, sıklıkla yer değiştirir, işlemleri bozuk sırada yapar, geometrik ilişkileri kavramada zorlanır, aritmetik sembolleri tanımada zorlanır.
Öğretmene Öneriler 1. Bu çocuklara çalışma becerilerini kullanmayı geliştirici ev egzersizleri verilmelidir. (Ders tekrarı yapması) 2. Sınıfta kullanılan komutlar basit, kısa ve net olmalıdır. 3. Özel Öğrenme güçlüğü ( disleksi, disleksia) gösteren çocukların işitsel ve görsel uyaranları bellekte tutabilmeleri söze dayalı materyalleri hatırlamaları güç olduğundan aileyle diyaloga geçip, evde derslere ilişkin soru-cevap tarzında zihin egzersizleri yaptırılabilir. 4. Görsel algılama problemi olan özel öğrenme güçlüğü ( disleksi, disleksia) olan çocuk, harfleri kopya edemeyebilir. Bazı geometrik şekilleri birbirinden ayırt edemeyebilir. Bu çocukları eğitim faaliyetlerine katılmaya teşvik edin. 5. Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklarda işitsel algılama problemlerine normal çocuklardan daha fazla rastlanmaktadır. İşitsel algılama problemi olan çocuklar, kapı ziliyle telefon zilinin sesini ayırt edemeyebilir. Bu duruma dikkat edilmelidir. 6. Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklar başarısızlık beklentisi yaşadıklarından, onlara sınıfta söz hakkı verilmeli, derse katılımları sağlanmalı ve başarıları ödüllendirilmelidir. Başarısızlığın üstesinden gelmeye hizmet edecek stratejilerin çocuğa kazındırılması gerekmektedir. 7. Özel öğrenme güçlüğü gösteren çocuklar hoşa gitmeyen bir davranış gösterdiğinde, o davranışı ortadan kaldırmak için, davranış değiştirme yaklaşımına yer verilmelidir. Bulunan yere, zamana, ortama uygun olmayan şekilde söz yakut davranışta bulunan kişinin, bu tür davranış ve sözlerini görmezden gelerek, onun bu ortamdan uzaklaştırılmasının sağlanması faydalı olacaktır.
8. Özel öğrenme güçlüğü gösteren çocuklar, duygusal bozukluk gösteren çocukların davranış özelliklerini göstermektedir. Özel öğrenme güçlüğü olan çocuk çoğu zaman mutsuzdur. Kendini değerlendirmesi olumlu değildir. Sınıftaki çocukların kiminle oynadığı araştırıldığın da genellikle özel öğrenme güçlüğü olan çocukların görmezlikten gelindiği belirtilmektedir. Bu çocuklar arkadaşlarına olumsuz şeyler söyleme eğilimindedirler. 9. Öğretmen, özel öğrenme güçlüğü gösteren çocuğun hiperaktif olduğunu anlarsa sınıf içinde ortam düzenlemesine gidebilir. Öğrenciyi duvardan tarafa oturtarak ve sırasında yer alabilecek dikkat dağıtıcı unsurları ayıklayarak bu tip davranışları azaltabilir. Ancak bu tür düzenlemeler yapılırken, çocukla konuşularak yapılanların, cezalandırma için yapamadığı anlatılmalıdır. 10. Özel öğrenme güçlüğü olan çocuğun, herhangi bir eyleme girişmeden önce düşünmesi sağlanmalıdır. Burada amaç; öğrencinin kendisinin kullanabileceği stratejileri sağlayarak kendine yeterli ve bağımsızlığını kazanmış öğrenciler yetiştirmektir. Okuduğunu anlamayı arttırmak için kendini sorgulama tekniğiyle öğrenciyi destekleyen taktirler kazandırabilir. İlk olarak öğrenci kendisine “bu parçaya neden çalışıyorum” sorusunu sormak, ana fikirlerini bulup altlarına işaretleme, ana fikirlere ilişkin soru düşünüp yazma, soruya ve yanıtlarına tekrar bakıp, nasıl daha fazla bilgi sağlanabileceğini gösterilmelidir. 11. Özel öğrenme güçlüklerinin oluşmasını artıran ve özel öğrenme güçlüğü olan çocukların, yararı olmayan öğretmen tipi, tüm çocukların aynı şekilde öğrendiğini ve başarılı öğretim tekniğini sadece kendisinin bildiğine inanan ve bir tek öğretme sürecine yer veren öğretmendir.
GÖRME ENGELLİ ÖĞRENCİLER
GÖRME ENGELLİ ÇOCUKLAR Görme özürlünün tanımı, özgün durumuna göre iki şekilde yapılmaktadır. Biri, kör olarak adlandırılan, bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10’dan daha aşağı olan ve eğitim öğretim çalışmalarında görme gücünden yararlanması mümkün olmayan bireydir. İkincisi ise, az gören olup, bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10 ile 3/10 arasında olan ve özel bir takım araç ve yöntemleri kullanmadan eğitim, öğretim çalışmalarında görme gücünden yararlanması mümkün olmayanlardır.
GÖRME ENGELLİ ÇOCUKLAR Görme keskinliği çoğu zaman Snellen Kartıyla ölçülmektedir. Snellen Kartı sekiz sıra E’den oluşmaktadır. Her bir sırada birden fazla E harfi vardır. E harfinin kolları aşağıya, yukarıya, sağa ve sola bakacak şekilde yerleştirilmiştir. Görme keskinliği ölçülen kişiden E’lerin kollarının hangi yöne baktığını söylemesi istenilir. Normal görme keskinliğine sahip olan kişi 6. 04 m’den her bir sırada yer alan E’lerin kollarının hangi yöne baktığını ayırt edebilir.
SINIFTA GÖRME ENGELLİ ÖĞRENCİNİN YÖNETİMİ 1. Sınıftaki normal öğrenciler, zaman görme özürlü olan öğrencilere rehberlik etmelidir. Ancak, bu rehberlik öğrenciyi çok fazla bağımlı kılmamalıdır. 2. Görme özürlü öğrencileri eğitirken, bireyselleştirilmiş öğretim yapılmalı ve onlara ekstra zaman ayırmalıdır. 3. Görme özürlü öğrencileri, yazı tahtasını ve diğer materyalleri rahat görebilecek şekilde ön sıralara oturtmalıdır. 4. Öğretmen tahtaya yazı yazarken yazdıklarını yüksek sesle okumalıdır ve böylece özürlü öğrencilerin de takip etmesini sağlamalıdır
SINIFTA GÖRME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİN YÖNETİMİ 5. Sınıftaki normal öğrenciler not tutarken, tuttukları notların bir nüshasını veya fotokopisini görme özürlü öğrencilere vermelidir. 6. Görme özürü olan öğrenciler, diğer öğrencilerin katıldığı her etkinliğe katılmaları cesaretlendirilmelidir. Eğer bu olanaklı değilse ek etkinlikler verilmelidir. 7. Ödev vb. çalışmalarını tamamlayabilmeleri için ek zaman vermelidir. 8. Görme özürlü öğrenciler için özel eğitim materyalleri almalı veya hazırlamalıdır. Okunması gereken materyallerin “Braille alfabesi“ ile yazılmasını ya da bunların kasede veya CD’ye okunmasını sağlamalıdır GÖRME ENGELLİLER ANAOKULU
İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLER
İŞİTME ENGELİ İşitme engeli, kişinin işitme duyarlığının, gelişim, uyum ve özellikle iletişimdeki görevleri yeterince yerine getiremeyişinden ortaya çıkan durumdur. İşitme ölçümleri “işit ölçer” (odiometre) denilen araçlarla yapılmaktadır. Bu yol, bireye verilen sesli uyaranların birey tarafından alınıp alınmadığını, yine bireyin kendisinin bildirmesine dayanan yoldur. Bu yolla söz konusu öğrencilerin kaç “desibellik” bir sesi duydukları belirlenebilir.
İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİN ÖZELLİKLERİ İşitme engeli dil ve konuşma gelişimini etkiler, işitme engelli çocuk için çevresindeki objeler ve bireyler sadece görüntü olarak vardır. İşitme engelli çocuklar, yazı yazarken kelime atlama veya kelimeleri yanlış yazma hatalarını sıklıkla yapabilirler. İşitme engelli çocuğun açık ve anlaşılır konuşmaya sahip olmaması; düşüncelerini ifade etmesine ve başkalarının düşüncelerini anlamasına engel oluşturmaktadır.
İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİN ÖZELLİKLERİ İşitme engelli çocuklar isteklerini, duygu ve düşüncelerini ifade edemedikleri zaman aşırı huysuz, sinirli ya da saldırgan olabilirler Bu çocuklarda geri yürüme gibi genel vücut koordinasyonunun sağlanması ve dengeyi gerektiren hareketlerle, düğme iliklemek gibi görsel motor koordinasyonu gerektiren bazı becerilerde güçlük gözlenebilmektedir. İşitme engelli çocuklar normal işiten yaşıtları kadar sosyal olgunluk kazanamamaktadırlar
SINIFTA İŞİTME ENGELİ OLAN ÖĞRENCİLERİN YÖNETİMİ 1. İşitme engelli çocuklar için sınıfta öğretmene en yakın bulunan ve onu en iyi şekilde görebileceği bir yere oturtulmalıdır. 2. İşitme engelli çocukla iletişim kurarken ona dinlemesi ve düşünmesi için zaman tanıyın, çocuğun ne söylediğinizi anlayıp anlamadığını araştırın. 3. İşitme engelli çocukların kendilerini anlatma zorlukları olduğundan, sınıfta onlara daha fazla zaman ayırın ve kendisini ifade edebileceği farklı yollan anlamaya çalışın.
SINIFTA İŞİTME ENGELİ OLAN ÖĞRENCİLERİN YÖNETİMİ 4. İşitme engelli (ağır işiten) işitme cihazı kullanıyorsa müzik yeteneğini geliştirmeye ve program dışı grup faaliyetlerine katılmaya teşvik edin. 5. İşitme engelli çocuk bu engelini gizlemek için yalnızlığı yeğler. Sınıf içinde geçen konuşma, tartışma, soru ve direktifleri anlamayabilir. Öğretmen bunları dikkate alarak, sınıfta bazı önlemler almalıdır 6. İşitme engelli olan çocuklar sınıftaki etkinlikleri ya gözle ya da sürekli ve zorunlu bir dinlemeyle izlemeye çalışacaklarından ötürü bu çocuklar diğer öğrencilerden daha çabuk yorulabilirler Bu husus öğretmen tarafından dikkate alınmalıdır.
KONUŞMA ENGELLİ ÇOCUKLAR
KONUŞMA ENGELLİ ÖĞRENCİLER Konuşma, kişinin kendisi ve çevresiyle dengeli bir ilişki kurma ve sürdürmesine yarayan geleneksel sembollerin yer aldığı tüm bedensel tepkiye dayanan bir iletişim sistemidir. Konuşma özrü, konuşmanın akışında, ritminde, tizliğinde (ince), vurgularında, ses birimlerinin çıkarılışında, eklemlenişinde, telaffuzunda ve anlamındaki bozukluğa denir. KONUŞMA ENGELİNİN TÜRLERİ 1 -Gecikmiş Konuşma 2 -Ses Bozukluğu 3 -Artikülasyon Bozukluğu 4 -Kekemelik 5 -İşitme Engeline Bağlı Konuşma Bozuklukları 6 -Yarık Damak ve Beyin Engeline Bağlı Konuşma Bozuklukları 7 -Yabancı Dil ve Bölgesel Konuşma Ayrılıklarına Bağlı Konuşma Bozuklukları
1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Konuşma Engelli Öğrencilerin Yönetimi Öncelikle konuşma dilimizin tüm seslerini açık, belirgin olarak fakat abartmadan, yapmacıksız kullanmalıdır. Bunu alışkanlık haline getirmeli ve iyi bir örnek olmalıdır. Aile yapısı araştırılmalı, aile koşulları bilinmelidir. Aile işbirliği içerisinde çalışılmalıdır. Eğer varsa bir uzman görüşüne başvurmalıdır. Konuşma engelinin türü ne olursa olsun çocuğun kişiliğini güçlendirmek yararlı olacaktır. Yeni beceriler ve sosyal yönden kabul görecek özellikler kazandırılmalıdır. Mutlaka başarılı olduğu bir alan vardır (resim yapmak, şiir yazmak, şarkı söylemek yada matematik problemlerinin çözümü gibi ). Başarılı olduğu alanlar ön plana çıkartılmalıdır. Konuşma engeli sadece bireyin kendisiyle çatışma yaratmakla kalmaz çevresiyle de etkiler. Başkaları ile iyi ilişki kurma isteği ağır basarsa konuşma kaygısı biraz olsun ikinci plana itilebilir. Bunun için yardıma ihtiyacı olabilir. Eğitsel kol faaliyetlerine grup oyunlarına, küme çalışmalarına katılmasının sağlanması yararlı olacaktır. Konuşma engelli diye tanımlamayınız (etiketlemeyiniz ). Siz damgalarsanız sınıf arkadaşları ile kendisi bunu kabullenebilir. Bu durum engelin düzeltilmesinden çok yerleşmesine neden olabilir.
8. Çocuğun konuşması üzerinde aşırı titizlik göstermeyiniz. Onu sakin dinleyiniz. Endişeden uzak olunuz. Çocuk bir şey söylemek istediğinde telaşa kapılmadan , söyleyeceği kadar zaman ve fırsat veriniz. 9. Çocuğa konuşmada acele ettirmeyiniz. Sizin ve arkadaşlarının iyi sabırlı dinleyiciler olduğunu çocuk hissetsin. 10. Hiç bir zaman çocuğa “dur, acele etme, yeniden başla, önce derin bir nefes al” gibi uyarılarda bulunmayınız. Bütün bu uyarılar onun dikkatini konuşması üzerinde toplamasına neden olur. 11. Çocuk konuşurken onun dudak devinimlerine değil gözünün içine bakın. 12. Çocuğun yanında başkalarıyla onun engeli hakkında konuşmayınız. 13. Çocuk konuşurken bir sözcük yada seste tutulursa onu tamamlamak için yardım etmeyiniz. 14. Çocuk sınıfta yokken diğer öğrencilere problemi hakkında bilgi veriniz. Kısa zamanda onunda konuşmasının düzelebileceğini söyleyiniz. 15. Ona bazı ödevler veriniz. Okul müdürüne yada bir yetişkine veya arkadaşına iletilecek bir haber yada ondan alınacak bir şey için görevlendirme gibi.
BEDENSEL ENGELLİ ÖĞRENCİLER Hastalıklar, kazalar ve genetik problemlere bağlı olarak kas, iskelet, sinir sistemi ve eklemlerin işlevini yerine getirememesi sonucunda meydana gelen hareket ile ilgili yetersizlikler nedeniyle özel eğitim hizmetlerine ihtiyacı olan bireylerdir.
BEDENSEL ENGELLERİN SINIF YÖNETİMİ 1 -Ortopedik engelli öğrencilerin bulunduğu sınıf, mümkün olduğu kadar giriş katında ve sınıf içindeki yerleri de kapıya yakın, kolaylıkla girip çıkabilecekleri bir yerde olmalıdır. 2 -Bedensel engelli öğrenciler için, çok lüzumlu durumlarda merdivenlere veya kapı eşiklerine rampa yaptırılmalıdır. 3 - Ellerini kullanmakta zorluk çeken öğrencilere derslerde ve sınavlarda daha fazla zaman tanınmalı, ellerini hiç kullanamayan öğrencilerin sınavları, öğrencinin uygun bir görevliye cevapları söyleyerek yazdırması şeklinde olmalıdır. 4 - Tahtada ve tuvaletlerde elleriyle tutunabilecekleri yerlerin bulunması gerekir. 5 -Tekerlekli sandalyeyi yerleştirebilmek için sıraların kaldırılması ya da aralanması gerekir. 6 -Bedensel yetersizliği olan öğrenci, normal okula ve sınıfa devam ederek sınırlılıklarını kabul etmeyi, onları ödüllendirmenin yollarını ve erken yaşlardan itibaren yaşam sorunlarını çözmeyi ve yetersizliği olmayanlarla yarışmayı öğretir. 7 - Bedensel engelli çocuk ya da sınıf arkadaşlarının birbirine karşı anlayış kazanmaları büyük ölçüde öğretmene ve öğretmenin bedensel yetersizliği olan çocuğa yönelik tutumlarına bağlıdır.
8 -Bedensel yetersizliği olan çocukların pek çoğunun zorunlu olarak sık hekime gitmesi, hastanede ve evde yatması nedeniyle okula devamları aksamaktadır. Bu çocuklardan bazıları olağan öğretim süreçlerinden yararlanırken bazıları için özel öğretim süreçlerine yer vermek gerekmektedir. 9 - Çocuğun bedensel engeli yanında zihinsel engeli yoksa normal okullarda eğitim görmelerinin mümkün olduğunca desteklenmesi gerektiğini de aklımızdan çıkarmayalım. Bedensel özürlü çocuklar motorhareket becerilerindeki yetersizlik dışında yaşıtlarıyla ortak özellikleri olduğu için gerekli düzenlemelerle normal okullardan yararlanabilirler. 10 -Diğer bir olası gereksinim ise sosyal kabuldür. Öğretmenler ve akranlar, görünür bir yetersizliği ya da epilepsi nöbetleri gibi korkutucu durumlar yaşayabilen bir öğrenci ile etkileşim kurma konusunda çekingen davranabilmektedir. 11 -Sınıf, ortopedik ya da sağlık yetersizliklerinin neden olduğu engellerin tartışılması, anlaşılmasının sağlanması ve engelli çocuğun kabulü için yararlı bir ortam olabilmektedir. Sınıfta rol yapma teknikleri kullanılarak, diğer çocukların tekerlekli sandalye, cihaz ya da koltuk değneği kullanmaları ve ortopedik yetersizliği olan arkadaşlarının karşılaştıkları engellerin farkına varılmaları sağlanabilmektedir.
UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
Çocuklarda sık görülen davranış bozuklukları: Saldırganlık Çalma Yalan Küfür Tikler Okul korkusu Dışkı kaçırma Altını ıslatma Tırnak yeme Kekemelik Parmak emme İnatçılık Dikkat eksikliği, Hiperaktivite
Gelişim basamaklarında çocukların karşılaştığı sorunlar çok çeşitlidir. Bunların bir çoğu döneme özgü olan, anne babanın desteğiyle çözümlenebilir sorunlardır. Eğer çocuk karşılaştığı sorunlar karşısında uygun baş etme yolları bulamaz ve anne babadan da yeterli destek göremezse çocuğun içinde bulunduğu sorun, çözümlenebilecekken daha da karmaşıklaşır. Çocuğun engellerle karşılaşıp onları aşarak yeni duruma uyma çabası kişilik gelişimini ve ruhsal gücünü arttırır. Sorunların aşılamadığı durumlarda ortaya çıkan duruma ise uyum ve davranış bozuklukları deriz
1 -Sabır ve sebat, uyum bozukluğu olan öğrencilerle çalışan öğretmenin sahip olması gereken kişilik özelliklerin başında yer almalıdır. 2 -Öğrencilerle sevgi ve güvene dayalı bir ilişkiye girmelidir. 3 -Öğretim aktivitelerini ve materyallerini, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına uygun, etkili ve yaratıcı olmalarını sağlayacak şekilde düzenlemelidir. 4 -Öğrencilerin uygun davranışlarını pekiştirmeli, olumsuz davranışları bazen görmezlikten gelmelidir. 5 -Olumsuz davranışlara neden olan çevre koşullarını iyi bilmelidir. Uygun sosyal ortamlar oluşturarak öğrencilerin uygun olmayan davranışlarının giderilmesine çalışmalıdır. 6 -Öğrencilerin uygunsuz davranışları için anne-baba ile sürekli iletişim içinde olmalı, gerektiğinde uzman görüşüne başvurmalı ve işbirliği yoluna gitmelidir. 7 -Öğrencilerin ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyen; öğrencilere değer vermeme, onları horlama, haksız yere eleştirme, başkalarıyla karşılaştırma, alay etme, notu baskı aracı olarak kullanma gibi davranışlardan kaçınmalıdır. 8 -Öğrencilerle ilk ilişkilerinde, onlardan beklediği davranışları belirlemelidir.
ÜSTÜN YETENEKLİ ÖĞRENCİLER
ÜSTÜN ZEK VE YETENEĞİN TANIMI Üstün zekalılar, geçerli ve güvenilir zekâ testlerinde sürekli olarak 130 ve daha yukarı zekâ bölümü (ZB) sağlayan; kendi yaşıtlarından rastgele seçilmiş bir kümenin %98’inden üstün olanlara verilen addır. Üstün yetenekliler, zekâ bölümü sürekli olarak 120 ve daha yukarı olup da güzel sanatlar, matematik ve teknik gibi alanlarda yaşıtlarından belirgin ölçüde üstün olanlara verilen addır (ÖZSOY 1984: 31). I. Özel Eğitim Konseyi’nde üstün yetenekliler, genel ve/veya özel yetenekliler açsından yaşıtlarına göre yüksek düzeyde performans gösterdiği, konunun uzmanları tarafından belirlenmiş kişilerdir, şeklinde tanımlanmıştır (MEB, 1991). Marland Raporunda üstün yetenek, aşağıdaki alanlardan birinde ya da bir kaçında yüksek performans ve başarı gösterme şeklinde tanımlanmıştır (ERSOY ve AVCI 2001: 128). a. Genel zihinsel yetenek b. Özel akademik yetenek c. Yaratıcı ya da üretici düşünce yeteneği d. Liderlik yeteneği e. Görsel ve gösteri sanatlarında yetenek f. Psiko-motor yetenek
ÜSTÜN ZEKALI VE YETENEKLİ ÇOCUKLARIN SINIF YÖNETİMİ Bu tip çocuklar için sınıf öğretmeninin öğrenim görevlerinin dışında ek öğrenim programları hazırlaması gerekir. Sınıfın seviyesi onların seviyesinden çok aşağıda kalabilir. Aşağıda belirtilen noktalar dikkate alınarak çocukların daha iyi gelişmelerine yardımcı olabilmek için sınıf öğretmeni; 1. Çocuğun çalışma ve ödevlerini sınıfın işlemekte olduğu konularda ve aynı tempoda tutmaya çalışmamalı, onun güç ve süratine uygun ödevler vermelidir. a. Ödevlerde tekrara ve alıştırmalara fazla yer vermemelidir. b. Daha çok problem çözme tekniğini gerektiren ödevler vermelidir. c. Yarı teknik malzemelerin okunması, özetlenmesi, bazı araçların modellerinin yapımı, şemalarının çizimi ve onların çalışma kurallarını açıklama ödevleri verilmelidir.
2. Tartışma, proje ve dramatizasyon çalışmalarına önem verilmelidir. 3. Tasnif, organize etme ve maddelendirme olanağı veren fırsatlar hazırlanmalıdır. 4. Ders etkinliklerinde kitabi etkinliklerden çok, geniş gözlem ve deneylere yer verilmelidir. 5. Kendilerine özgü ilgileri olduğundan grupla olduğu kadar bireysel çalışmalara da önem verilmelidir. 6. Öğrenciyi okul içi ve dışı etkinliklere yönlendirmelidir. 7. Önderliği gerektiren ya da önderliği geliştirmeye fırsat verecek çalışmalara katılması için teşvik edilmesi gerekir 8. Bu tip çocuğun başarısını, sınıf arkadaşlarının başarısı seviyesi ile değil kendi öğrenme güç ve sürati ile karşılaştırmalıdır. 9. Anne ve baba ile bu konuda işbirliği yapmalı, onlara çocuklarını ihmal etmeden ve gurura kapılmadan yetiştirmek için gerekli anlayışı kazandırmaya çalışmalıdır. 10. İleri öğrenim için en uygun yolun seçilmesinde uzmanlarla işbirliği yapılmalı. 11. Bu çocuklarda üstünlük duygusunu yaratmak, aynı “aşağılık duygusu” kadar zararlı sonuçlar doğurur. Çocuk arkadaşlarını ve çevresindekileri aşağı görür ve toplumda yalnız bir kişi olarak yaşamına devam etme tehlikesi ile karşıya kalır. Onun için üstünlük duygusunun çocuklarda yaratılmamasına azami dikkat sarf edilmelidir. 12. Akademik konular için resim, müzik, beden eğitimi gibi dersler ihmal edilmemelidir.
- Slides: 50