YNELM VE BAIMSIZ HAREKET Hikaye Aye grme yetersizliinden
YÖNELİM VE BAĞIMSIZ HAREKET
Hikaye • Ayşe görme yetersizliğinden etkilenmiş olan, üçüncü sınıfta okuyan bir çocuktur. Öğretmeni Ayşe’nin kendi başına dolaşması gerektiğinde, her an bir nesneyle karşılaşıp, bu nesneden korunmak istermiş gibi ellerini ileriye doğru uzatarak ve ayaklarını yere sürerek, yavaşça yürüdüğünü ve yönünü sık kaybederek başka koridorlara gittiğini gözlemlemiştir. Ayşe’nin yanında arkadaşları olduğunda da, sınıf arkadaşlarından birisinin onun koluna girdiğini ve etrafındaki nesnelere çarparak ilerlediklerini gözlemlemiştir. Öğretmen çocuğun tek başına dolaşırken, hedefine ulaşamadığını, arkadaşlarıyla dolaşırken de tehlikelerle karşıya kaldığını ve arkadaşlarına bağımlı olarak hedefine ulaşabildiğini gözlediği için, Ayşe’nin bağımsız olarak, güvenli bir şekilde hareket ederek, hedefine nasıl ulaşabileceğini sorgulamaya başlamış, bu konudaki kaynakları ve uzmanları bulmak için araştırma yapmaya başlamıştır.
• Görme yetersizliğinin yarattığı en önemli sorunlardan birisi hareket özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. • Kişinin kendine yeten, bağımsız bir kişi durumuna gelmesi büyük ölçüde hareket özgürlüğüne dayanmaktadır. Hareket özgürlüğünün iki boyutu vardır. • Bunlardan birincisi, yönelim (oryantasyon), ikincisi ise dolaşmadır (bağımsız hareket). Bağımsız hareket, birçok bireyin kendisine verilmiş bir hak gibi gördüğü temel özgürlüktür.
YÖNELİM VE BAĞIMSIZ HAREKET • Yönelim becerileri; kişinin pozisyonu ve çevresindeki önemli nesnelerle ilişkisini belirlemek için görme, işitme, koklama, dokunma duyularını kullanma sürecidir. • Bağımsız hareket ise; güvenli, etkili ve bağımsız olarak hedefe doğru hareket etmesi anlamına gelmektedir. • Görme yetersizliği olan bireylerin iyi yönelim ve bağımsız hareket becerilerine sahip olmaları toplumsal yaşamdaki bağımsızlıkları açısından son derece önemlidir.
YÖNELİM VE YÖNELİM BECERİLERİ • Yönelim (oryantasyon), görme yetersizliği olan kişinin görme, işitme, kinestetik, koklama duyularını kullanarak pozisyonunu ve çevresindeki diğer önemli nesnelerle ilişkilerini belirlemesidir. • Yönelim, kişilerin çevreleri ile daha anlamlı ve gerçekçi bir şekilde ilişki kurmasını ve çevre üzerinde kontrol sahibi olmasını, tesadüfen değil, bilinçli olarak hareket etmesini sağlar. Yönelim çevrenin yapısını anlamayı içerir.
Yönelim, öğrencinin aşağıdaki üç soruya cevap bulmasını sağlayan becerileri içermektedir: Neredeyim ? Hedefim nerede ? Ona nasıl ulaşırım ?
• sorular öğrenciye, boşluk içinde nerede olduğunu bilmesi gerektiğini, • hedefinin boşluk içinde nerede olduğunu bilmesi gerektiğini, • bulunduğu yerden hedefine ulaşmak için ne yapması gerektiğini hatırlatmaktadır. .
• ÖĞRENCİNİN İPUÇLARINI VE İŞARETLERİ KULLANABİLMESİ İÇİN KAZANDIRILMASI GEREKEN KAVRAMLAR VE BECERİLER (ÖN KOŞULLAR) İpuçları ve işaretlerin öğretimini gerçekleştirebilmek için, öğrencilerin sahip olması gereken önkoşul davranışlar bulunmaktadır. • Öğretime geçmeden önce çocuğun bu ön koşulların hangilerine sahip olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Eğer çocuk bu ön koşullara sahip değilse, mutlaka bunlarla ilgili öğretim yapılmalı, daha sonra ipuçları ve işaretlerin öğretimine geçilmelidir.
1. Beden İmgesi : • Beden imgesi, görme yetersizliğinden etkilenmiş olan çocuğun, mekan içinde kendi bedeninin zihinsel resmini oluşturmasıdır. Bu resim diğer duyulardan elde edilen bilgilerle oluşur. • Beden imgesi, bedenin ve beden ile yapılabileceklerin tam olarak farkında olunması olarak ifade edilmektedir. • Beden imgesi, beden bölümlerini, bedenin göreceli pozisyonlarını ve bedenin uzayda ne kadar yer kapladığını içermektedir. • Çocuk yetersiz bir beden imgesine sahipse, kendi çevresini oluşturan dünyayı anlayamayacaktır.
• Okul öncesi dönemdeki çocuğun, bedeniyle ilgili kavramlara sahip olabilmesi için, parmaklar ya da beden bölümlerinin kapsandığı etkinlikler ideal olacaktır. Bunun için, çocuğun bedeninde elinizi değdirdiğiniz yerleri isimlendirmek yararlı olabilir. • Bedeni tanıma etkinliklerinin çoğu rutin işlere katılabilir. • Örneğin, “bacağını pantolona sok” , “ağzını yıka” gibi. . . Çocuğun yaşı ilerledikçe, beden bölümleri söylendikten sonra onlara dokunması istenir. • Örneğin, “koluna dokun” gibi. . . Daha sonra biraz daha zorlaştırılarak, bedenin bölümlerine önce sağ eliyle, daha sonra da sol eliyle dokunması sağlanmalıdır.
• Öğrenciye, “sağ elini, sol dirseğine koy” denilerek koyması sağlanabilir. • Komik oyunlar oynanabilir; “başını sandalyenin oturma yerine koy” gibi. . . Çocuk bu hareketleri yapmaya başladıktan sonra, öğretmeninin bedenine ve bölümlerine dokunup, araştırmasına izin verilmelidir. • Mümkün olduğunca fazla deneyim kazanması sağlanmalıdır.
2. Hareket ederken nesnelerin de konumları değişir Çocuğun, hareket ederken nesnelerin konumlarının değiştiğini anlaması gerekir. Kör çocuk, hareket ettiğinde ve döndüğünde çevresindeki eşyaların konumlarının da değiştiğini göremediği için bununla ilgili çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bunun için öğretmen çocuğun yüzünü sandalyeye çevirir ve sandalyeye dokunmasını sağlar.
• Daha sonra, çocuk sağa doğru döndürülür ve sandalyenin solunda olduğunu fark etmesi sağlanır. Bu çalışma öğrenciyi sola doğru döndürerek tekrarlanmalıdır. Öğrencinin yüzü sandalyeye dönükken 180 derece döndürülerek sandalyenin çocuğun arkasında kaldığı gösterilmelidir. Çalışma başka nesnelerle de tekrarlanmalıdır.
• • Öğretmen masanın, kapının ya da herhangi bir nesnenin yanına radyo yerleştirir. Öğretmen radyo çalarken, çocuğu farklı yönlere çevirerek ve farklı yönlerde yürüterek, nesnenin konumunun kendi konumuna göre değiştiğini gösterebilir. Bu çalışma birçok defa tekrarlandıktan sonra, öğretmen öğrenciden radyo olmaksızın nesnenin nerede olduğunu işaret etmesini isteyebilir.
• 3. Çevreyle İlgili Kavramlar Yukarı-aşağı, ileri-geri, sağ-sol, ön-arka, üst-alt kavramları çocuğun bulunduğu alanı ayırmakta kullanılan kavramlar, yanında-kenarında, yakın-uzak, önünde- arkasında gibi kavramlar nesneler arasındaki alanı betimlemekte kullanılan kavramlar, yüksek-alçak, büyük-küçük gibi kavramlar alanın büyüklüğünü betimlemekte kullanılan kavramlar ve karşısında, yanında, ortasında gibi kavramlar ise, alanla ilgili diğer kavramlardır
Çevreyi anlamada gerekli diğer kavramlar ise, ileri, dikey, daire, üçgen, yükselmek, eğim gibi kavramlardır. Öğretmenler kör çocuklarla günlük konuşmalarda, “masa ile sandalye arasında duruyorsun”, “bana doğru yürü”, “öğretmen masasının yanında duruyorsun, şimdi uzağındasın“, “sandalyeyi pencerenin önüne yerleştir” gibi alıştırmalarla kavramların gerçek anlamlarını anlamada yardımcı olursa, çocuk bulunduğu çevredeki konumunu ve alanı düzenleyebilir hale gelecek ve hedefine yönelebilecektir.
• Öğrenci, sabit ve hareket edebilir nesnelere ilişkin kavramlara sahip olmalıdır. Örneğin, ağaçların sabit, çöp kovalarının yerlerinin değişebildiği çocuğa gösterilerek anlatılmalıdır. Çocuk sabit olan nesneleri belirleyebilirse, onu işaret olarak kullanabilecektir.
4. Ölçme • Öğrencinin, nesneler arasındaki ve kendisi ile nesne arasındaki mesafeyi belirlemesi, ipuçları ve işaretlerin yerini belirlemesi açısından ölçmenin öğretilmesi gerekmektedir.
- Slides: 18