yk olaylarn zaman srasna gre dizilerek anlatlmasdr kahvaltnn

Öykü olayların zaman sırasına göre dizilerek anlatılmasıdır; kahvaltının arkasından öğle yemeğinin, pazartesinin arkasından salının, ölümün arkasından çürümenin gelmesi gibi. Bu durumun salt öykü açısından bir tek değeri olabilir, o da dinleyenlerde sonra ne olacağını öğrenme isteği uyandırmaktır

� Zaman kavramı öykü için çok önemlidir. İnsan yaşamının zaman içinde akıp gittiğini kabul ediyorsak, öykü için de; ‘zamanın içinde akıp giden yaşamı anlatır’ diyebiliriz. Burada zaman dediğimiz kavram iki farklı şekilde karşımıza çıkar. Birincisi Güneş’e bağlı olan ve bizim tarih, saat, günler, aylar ve yıllarla ölçtüğümüz hayatımızı düzene sokan değerler bütünüdür. Diğeri ise yaşamın duygusal yoğunluğudur. Yani üzerimizde çarpıcı etkiler bırakan farklı an’lardır. Bu an’ların şiddeti de günlük yaşamımızı etkiler ve belleğimizde yer edinir. Bu bağlamda insan, zamanın bu iki türüne de bağımlı olmak zorundadır.

Öykü için ‘olayların zamanlama sırasına � göre anlatılmasıdır’, yargısını şüphesiz kabul ettiğimize göre, romanın da anlaşılabilirliği açısından zamana sımsıkı bağlı olduğu ortaya çıkar. Çünkü romanın temelini öykü oluşturur.

� Yazar, roman sanatında karakter olgusunu, insan yaşamından esinlenip ürettiği yaratıcılıkla besler. Bu yüzden romanda karşılaştığımız karakterler yaşamdan ve insandan izler taşırlar. Karakter, romanın en büyük ve önemli unsurlarından biridir. Çünkü kişiler hikâyeye can veren öğelerdir. İnsan yaşamından esinlenerek oluşturulan karakterler, romanda verilen yaşamda hayat bulurlar.

� Romanda öykü kadar roman kahramanı da önemlidir. Bu bağlamda kişi ya da karakter romanın öyküden sonraki en önemli öğesidir. Öyküde merak duygumuza hitap eden romancı, kişilerle aklımıza, anılarımıza ve hayallerimize de hitap edebilir.