YALILIK DNEM KURAMLARI BYOLOJK YALANMA KURAMLARI Hcreler arasndaki

YAŞLILIK DÖNEMİ KURAMLARI

BİYOLOJİK YAŞLANMA KURAMLARI Hücreler arasındaki fiziksel ve kimyasal reaksiyonlarla oluşan değişimler yaşlanmanın biyolojisine ilişkin kuramların temel taşını oluşturmaktadır. Yıpranma sürecinin, yenilenmeden daha çabuk olması nedeniyle ‘yaşlanma’ olayı gerçekleşmektedir. Yaşam Hızı/Enerjisi Teorisi: Alman biyolog Max Rubner tarafından ortaya atılan bu kurama göre; her canlı yaşama belirli bir enerji rezervi ile başlar ve yaşamı boyunca bu rezervden harcama yapar. Metabolizma hızı yüksek olanlarda bu rezervin tükenmesi daha çabuk olur. Bu kurama göre, uzun ve sağlıklı yaşam bu enerji rezervini harcama hızımızla ilişkilidir.

Serbest Radikaller Teorisi: Denham Harman tarafından ortaya atılmıştır. Bu teoride, aerobik metabolizma sırasında oluşan serbest radikallerin dokularda birikmesi sonucu oluşan hasarlar vurgulanır. Bu teoriye göre; yaşlanma, hücre proteinlerinde ve genetik yapılarda meydana gelen bozulmalarla açıklanabilir. Yaşlanma ile birlikte hasarlı hücresel yapılar artmakta ve savunma sistemlerinin işlevleri zayıflamaktadır.

Telomer Teorisi: Telomerler hücredeki kromozomların en uç kısımları olup görevleri; kromozomları yeni düzenlemelerden korumaktır. Bu teori, telomerlerin uzunluğunun hücrelerin yaşı ile ilişkili olduğu görüşüne dayanmaktadır. Bu teoriye göre, telomer uzunluğu belirli bir sınırın altına düştüğünde hücre daha fazla bölünemez ve ölür. Bu değişim doğumla birlikte başlar ve yaşam boyu bu yaşam ipleri sğürekli kısalır. Bu döngünün sonucu olarak dokular önceki kadar yenilenemeyeceğinden yaşlanır.

İmmünite Teorisi: Bu teoriye göre; immün sistem vücudun hastalıklara karşı savaşan sistemi olup işlev kaybına uğradığında mikroorganizmalar ya da diğer hastalık faktörlerine giriş kapısı açılmış olur. Yaşlanma ile hücreleri tanıma, vücudun kendi dokusu ile yabancı doku arasındaki farkı tanıma özelliği işlevselliğini kaybetmeye başlar.

Hormon Teorisi: Bu teoriye göre, yaşlanma endokrin bezlerinin hormon salgılamadaki düzensizlikleri ile başlar. Vücuttaki hormon salgılanmasının azalması ve bu hormonların kandaki düzeylerinin düşmesi yaşlanmaya sebep olur.

TOPLUMSAL YAŞLANMA KURAMLARI 1) 2) 3) Sembolik Etkileşim Kuramı: Yaşamdan geri çekilme(disengagement) kuramı: Yaşlılığa uyum sağlamış kişinin toplumsal ve psikolojik bağlarının giderek azalmasını zihinsel olarak kabul eder. Aktivite Kuramı: Bu kurama göre; yaşlılık döneminde etkinlikler, doyum ve mutluluk azalır. Yaşlının toplumdan kopma düzeyi; önceki yaşam düzeyi, sosyo-ekonomik durumu ve sağlık şartlarına bağlıdır. Rol Kaybetme(rol exit) Kuramı: Blau tarafından geliştirilmiştir. Yetişkin kimliği bakımından temel roller ve meslek statülerinin yitirilmesi yaşlıların toplumsal bakımdan imkanlarını azaltmaktadır.

SÜREKLİLİK KURAMLARI Yaşlılığın karmaşık süreçlerine dikkat çeker ve bu açıdan konuya yaklaşır. Bu kurama göre; birey yetişkinlik döneminde geliştirdiği kişiliğin bir parçası haline gelmekte, yaşlandıkça bu özelliğini korumaya yönelmektedir.

SOSYAL-ÇEVRESEL KURAM Gubrium’a göre; etkinlik(active) ve eylem (action) eş anlamda kullanılmaktadır. Etkinlik, yaşlı kişinin çevresi içinde bireysel kişilik olarak tanımlanmaktadır.

DEĞİŞ-TOKUŞ KURAMI Modernleşme ve yaşlılık statüsü arasındaki ters ilişkiye dayanan, yaşlılığa uyarlanan değiş-tokuş kuramına göre; modernleşme arttıkça yaşlının sosyal statüsünün değeri azalmaktadır(Onur, 2011).

KAYNAKÇA Duyan, V. , Yolcuoğlu, İ. G. , Artan, T. (2017). Dünü, Bugünü, Yarınıyla İnsanı Anlamak (İnsan Davranışının Kökenleri ve Sosyal Çevrenin Etkileri). Nar Yayınevi, İstanbul
- Slides: 11