YAAR DOU SPOR YNETCL BLMLER FAKLTES SPOR YNETCL

YAŞAR DOĞU SPOR YÖNETİCİLİĞİ BİLİMLERİ FAKÜLTESİ SPOR YÖNETİCİLİĞİ YAŞAR DOĞU SPOR BYYB 229 - SPOR FİZYOLOJİSİ YYBİLİMLERİ 229 - SPOR FİZYOLOJİSİ FAKÜLTESİ Prof. Dr. OSMAN İMAMOĞLU

fizyoloji Hayvan fiz insan fiz bitki fiz egzersiz fiz Fizyoloji; Vücut fonksiyonlarını inceleyen ve bir canlının canlı olma özelliğini devam ettirmede rol oynayan bütün yaşamsal fonksiyonların ne olduğunu ve nasıl işlediğini açıklayan bilim dalıdır.

l Fizyoloji biliminin bir alt disiplini olan egzersiz fizyolojisi daha çok egzersizde kısa süreli uyumlar ile fiziksel aktiviteler ve antrenmanlara karşı oluşan uzun süreli uyumlarla ilgili konularla ilgilenir. l Spor Fizyolojisi ise egzersiz fizyolojisinin bir alt disiplinidir. Spor ve spora özgü problemler, egzersiz fizyolojisi ilkelerine dayandırılarak, spor fizyolojisi çalışmaları ile cevaplandırılmaktadır. l Spor fizyolojisi, genel fizyoloji, biokimya, spor hekimliği, beslenme, biofizik, biomekanik, kinesiyoloji, antrenman ve harekat bilimleri, farmakoloji v. b. Diğer bilimlerle oldukça ilişkilidir.

Eksersiz ( spor) fizyolojisinin temel hareket noktalarının hedefleri 1 -Organizmada uygun biyokimyasal ve bio fiziksel uyumların gelişmesi 2 -Performansın arttırılması (organizmaya zarar vermeden) 3 -Kalite ve miktar bakımından antrenmanların amaca dönük kullanılması Spor fizyolojisinin öncelikleri 1 -Performansın gelişimi 2 -Antrenmanların organizmaya ve organik sürece uygunluğu 3 -Nitelikli beslenme 4 -Sporda ilaç ve doping kullanımı 5 -Ergojenik yardımcılar Ortam değişiklikleri (ısı, basınç) 6 -Cinsiyet , gelişim 7 -Eksersizin organizmaya etkileri

Egzersize özgü uyumlar gelişir: Örnekler: 1. İskelet sistemi kasların hareket edebilmesi için destek görevi görür 2. Organizma çeşitli hücrelerine kan ve besin maddelerini dolaşım yoluyla taşır ve atık maddeler bu yolla uzaklaştırılır 3. Hücrelere O 2 dolaşım yoluyla ulaştırılır ve CO 2 atılır 4. Deri sistemi ısı düzenleme görevini üstlenir 5. Boşaltım sistemi su-elektrolit dengesini sağlar

İlgilendiği konular – performansın gelişimi – antrenmanların organizmaya ve organik süreçlere uyumu – nitelikli beslenme – sporda ilaç ve doping kullanımı – ergojenik yardımcılar – ortam değişiklikleri – Cinsiyet – gelişim – egzersizin organizmaya etkileri ve bu etkilerin değerlendirilmesi

Organizmanın yapısal düzeyi l l l l Atom Moleküller Hücre Doku Organ Sistem Organizma

1 -Atom: Bir kimyasal elementin en küçük parçasıdır ve elementin bütün özelliklerini taşır. Partikül adı verilen elektron ve protonlara sahiptirler. Canlı organizmada atomlar birbirleriyle kimyasal bağlarla bağlanmış, bileşikler veya iyonlar halinde bulunurlar. Canlı organizmalarda atomlar birbirleriyle kimyasal bağlarla bağlanmış birleşikler veya iyonlar halinde bulunur (anyon, katyon • ör. H+ 2 -Moleküller: Atomların bir araya gelmesiyle oluşan bir diğer organizasyondur. Meloküller yapı olarak atomların arasındaki kimyasal bağlarla oluşturulan ve atomlardan meydana gelen maddelerdir. – örneğin su (H 2 O)

Makromoleküller : Küçük moleküllerin biraraya gelmesiyle oluşur. Makromoleküller bir araya gelerek hücreleri oluşturur. 3 -Hücre: Organizmada ikinci bir organizasyon ise hücresel düzeydir. Hücre organizasyonunu temel yapısı ve fonksiyonel ünitesidir. 4 -Doku: Birbirlerine benzeyen hücrelerin bir araya gelmesi ile oluşurlar. Örnek: kas, sinir, epitel. , bağ, yağ 5 -Organ: Aynı amaç için bir araya gelen dokular organları oluşturur. Örneğin: kalp , beyin, akciğer 6 -Sistem: Genel fonksiyonlar bakımından birbiri ile ilişkili organların bir araya gelmesi ile sistemler oluşur. Örneğin: Dolaşım, sindirim, solunum sistemi gibi 7 -Organizma: Sistemlerin bir araya gelmesi ile de organizma oluşur.

Gelişim tek bir hücreden başlar; l hücreler dokuları, l dokular organları, l organlar ise sistemleri meydana getirerek nihayet insan vücudunu ortaya çıkarırlar.

Organizmanın Yapısal Düzeyi İnsan organizması bir çok yapısal organizasyondan meydana gelir ve bu organizasyonlar arasında sürekli bir işbirliği vardır. l Organizmada elementler; %65 O (oksijen) %18 C (karbon) %10 H (hidrojen) %3 N (nitrojen) %96 l 2

Bunlardan, karbonhidrat, lipit, protein, vitamin ve su oluşur. Ayrıca organizmada elementler mineral elementler ve iz elementler olarak da bulunurlar. Mineral Elm. İz elm. l Ca (%1, 8) Molibdenum l l l Fosfor (%1) Potasyum(%6, 4) Sülfür (%0, 3) Na (%0, 2) Chlorine(0, 2) Mg (%0, 1) Fe (%0, 009) Zu (%0, 02) Selisyum (%0, 0003) Mangenez (%0, 0003) Cu (%0, 0002) Kobalt Florin Aliminyum Bizmut Arsenik Boran Slikon Strantium Bromin Vanadium Altın, gümüş. Nikel, Tin, Lodine

Maddeler ise atom veya moleküllerden veya her ikisinin karışımından oluşan ve uzayda yer kaplayan ve bir kitleye sahip olan bir varlık olarak tanımlanır ve her biolojik madde organizmada bulunur. Canlı hücre ve vücutta bulunan moleküllerin sınıflandırılması Molekül Vücut Ağırlığına Göre Yüzdesi l Su 60 l Protein 17 l Lipid 15 l Madenler (Na+, K+, Cl-, Mg+, v. b) 5 l Diğer bileşik ve Nükleik asitler 2 l Karbonhidratlar 1

Canlılığın devamı için gerekli faktörler Su l Besin (karbonhidrat, yağ, protein) l Oksijen l Isı l Basınç organizmanın gereksinim duyduğu vazgeçilmez faktörlerdir. l

Su: • Vücutta en çok bulunan kimyasal madde • Birçok kimyasal reaksiyon için gereklidir • Maddelerin taşınması için gereklidir • Vücut ısısının düzenlenmesine yardım eder


Besinler: – Enerji sağlanması ve hücre faaliyetleri için gerekli kimyasal maddelerdir.

Oksijen: – besinlerdeki kimyasal enerjinin açığa çıkarılması için ihtiyaç duyulur.

Isı : – Metabolik işlemler sonucu açığa çıkan bir enerji formu, reaksiyonların oluşumu için gereklidir.

Basınç : Gazların veya suyun bir yüzeye uyguladığı kuvvettir

İnsan Bedenini Oluşturan Elementler ve önemli görevleri Adı Kimyasal Sembolü Yaklaşık Kütle Oranı (%) Oksijen O 2 65 Hücresi solunum için gereklidir. Çoğu organik bileşiklerde bulunur, aynı suyun bileşenidir. Karbon C 18 Organik moleküllerin ana bileşenidir. Hidrojen H 10 Çoğu organik bileşenlerde mevcuttur, suyun bileşenlerinden biridir. Nitrojen N 3 Bütün proteinlerin ve nükleik asitlerin bileşenidir. Kalsiyum Ca 1. 5 Kemiklerin ve dişlerin yapısal bileşenidir, kasılmalarında, sinir impulslarının iletiminde ve kan pıhtılaşmasında önemli rol oynar. Fosfor P 1 Nükleik asitin bileşenidir, kemiğim yapı taşlarından biridir, enerji transferinde önemlidir. Potasyum K 0. 4 Hücredeki temel pozitif iyondur, sinir işlevlerinde önemlidir, kasılmasını etkiler. Sülfür S 0. 3 Çoğu proteinlerin bileşenidir. Sodyum Na 0. 2 Doku sıvılarının temel pozitif iyonudur, sıvı dengesinin korunmasında ve impls iletiminde önemli rol oynar. Magnezyum Mg 0. 1 Kan ve diğer vücut dokuları için gereklidir. Klor CI 0. 1 Doku sıvılarının temel negatif iyonudur. Demir Fe Çok az miktar Hemoglobin ve miyoglobinin bileşendir, belli enzimlerin bileşenidir. İyot I Çok az miktar Troid hormonunun bileşenidir. Görevleri

İnsan vücudunda sistemler, parçaları ve önemli görevleri Sistem Parçaları Görevleri Deri Cilt, saç, tırnaklar, ter bezleri Vücudu örter ve korur Hareket Sistemi Kemikler Kaslar Eklemler Vücudu destekler, korur ve kaslar için tutunma yeri görevi yapar. Kemikler Kıkırdak, ligaments Kalsiyum depolar, kan hücrelerini üretir. Kaslar İskelet kası, kalp kası, düz kas İskelet parçalarını hareket ettirir, hareketi sağlar, kan pompalar, iç metaryallerin hareketine yardımcı olur. Eklemler Oynamaz, yarı oynar, oynar eklemler Kaslar yardımıyla kemikleri hareket ettirir. Sinir Sistemi Sinir ve Duyu organları, omirlik ve beyin İç ve dış çevreden uyarım alır, uyarım iletir, diğer didtemlerin hareketlerini sağlar. Endokrin Sistemi Hipofiz, adrenal, troid ve diğer kanalsız bezler Bir çok vücut fonksiyonunu ve vücut kimyasını düzenler. Üriner Sistem Böbrekler, sidik torbası ve ilgili kanallar Vücudun metabolik artıkları ile fazla suyu idrar olarak organizmadan dışarı çıkarır. Elektrolid dengesini sağlar Üreme Sistemi Testisler, ovaryumlar ve ilgili yapılar Üreme, trlerin devamlılığını sağlar Dolaşım Sistemi Kalp, kan damarları, kan, lenfa ve lanfa yapıları Vücudun bir parçasından diğerine maddeleri iletir, vücudu hastalıklara karşı korur Solunum Sistemi Akciğer ve nefes borusu Dış çevre ile kan arasında gaz değişimi yapar Sindirim Sistemi Ağız, ösefagus, mide ince ve kalın barsaklar, karaciğer. Besin maddeleri yenir, gerekli olanlar kan içine emilir. Atık maddeler atılır.

Canlıların ortak özellikleri 1 -Kendine özgü organizasyonun olması 2 -Metabolizma Canlılığın devamı metabolizmaya bağlıdır 2'ye ayrılır: a-Anabolizma: Basit moleküllerden büyük moleküllerin yapılmasıdır. b-Katabolizma: Kompleks meloküllerin biokimyasal tepkimeleri ile parçalanmasıdır. Katobolik işlemler sonucunda enerji üretilir. Enerji oluşumu , yağların korunması , hücrelerin gelişimi ve yönlenmesi metabolizmaya bağlıdır.

l 3 -Hareket Organizmanın bir bütün olarak veya bir kısım organlarının şekil ve pozisyon değiştirme yeteneğidir. Yürüme , koşma, atlama gibi 4 -Uyarılma Canlının çevresindeki ve vücut içerisindeki değişikliklere reaksiyon gösterme yeteneğidir. 5 -Büyüme Vücut parçalarının veya tamamının şeklinde önemli bir değişiklik olmaksızın ölçülerinin veya hacminin artmasıdır. 6 -Üreme Bir organizmanın yada bir çift organizmanın yeni organizmalar meydana getirme işlemidir. Bir canlılın bir başka canlıdan oluştuğudur.

l 7 -Çevreye uyum Canlılar içinde yaşadığı çevreye uyum sağlayacak mekanizmalara sahiptirler. Bunların sayesinde çevre şartlarına uyum gösterirler. 8 -Solunum Besinlerde var olan enerjiyi açığa çıkarmak için inspirasyonla O 2 alınıp ekspirasyonla CO 2 nin verilmesi. 9 -Sindirim Besinlerin kimyasal olarak basit formlara ayrılmasıdır. 10 -Emilim (Absorbsiyon) Sindirilen besin partiküllerinin bağırsaklardan emilerek kan dolaşımına geçirilmesidir. 11 -Dolaşım Kan vasıtasıyla moleküllerin vücut içerisinde taşınmasıdır.

l 12 -Özümleme (asimilasyon) Sindirilen besin maddelerinin organizmaya göre sentezlenmesidir. Örneğin: Sindirim sonrası hemen kullanılmayan ihtiyaç fazlası glikoz, karaciğer ve kas hücrelerinde glikojen halinde depo edilir. Depoların alabileceği miktardan fazla glikoz var ise yağa dönüşerek dokuda depo edilir.

Hemeostasis : Doku hücrelerinin içinde bulundukları ortamın aynı seviyede kontrol altında tutulması olayıdır. Homeostasis: Canlıların yaşamaları için gerekli iç ortamın (kan, lenfa ve intersiyal sıvı ) fizyolojik değişmelerini ( vücut sıcaklığı, kanın bileşimi, ozmotik basınç vs. ) ve psikolojik fonksiyonlarını sabit tutma ve bozulduğunda yeniden yerine getirme eğilimidir. İç ortamın dengede tutulması gereken faktörler : 02 – C 02 yoğunluğu, 2 -PH ( insan kanında 7, 4’ dür. ), 3 -Madde yoğunluğu, 4 -Kan volümü, 5 -Kan glikoz düzeyi, 6 -Vücut ısısı vb. (normal vücut ısısı 36 o - 37 o C dir. ) PH dengede tutulması için hemoglobin, fosfat tampon sistemi, böbrekler ve solunum sistemi asit-baz dengesini düzenlemede görev üstlenirler.

--------------------------------- 0 7, 0 14 Asit Nötr Baz PH ölçüsü 0 -14 arasındadır. Çözelti çok fazla H+ iyonu içeriyorsa PH 7 den az ve asit olarak tanımlanır. PH 7’den fazla ise çözelti baz ( Alkali) olarak nitelendirilir. ( Suyun PH si 7, 0 dır. ) hücre içi sıvılarda 7, 4 hücre dışı sıvılarda 7, 0 dır. Homeostasis ve denge: Homeostazis fikrinin doğasında “denge” kavramı vardır. Vücudun her hangi bir bileşeninin homeostazisini devam ettirmek, onun girdisinin yani alınan veya metabolik olarak oluşan miktarının çıktısıyla, yani atılan veya metabolik olarak yıkılan miktarı ile tam olarak dengelenmesini gerektirir. Girdi çıktıya eşit olduğu zaman sistem dengededir. Girdi, çıktıdan fazla ise pozitif; çıktı girdiden fazla ise negatif denge vardır.

HOMEOSTESİ (İÇ DENGE) Bir organizmanın kararlı bir iç çevre ve dengeye sahip olmasına homeostasi denir. Çevre şartlarının değişmesine rağmen, canlılar iç dengelerini sürekli olarak sabit tutmaya çalışır. Örneğin koşan bireyde, solunum sonucu açığa çıkan ısının fazlası terleme ile dış ortama atılır. Böylece vücud ısısının yükselmesi ve enzimlerin bozulması engellenmiş olur. Homeostazi (denge), açık bir sistemin, bağlantılı kontrol mekanizmaları tarafından kontrol edilen dinamik eşitlikler aracılığıyla, kendi iç ortamının sabit bir hal sağlayabilmesidir. Tek hücreli ya da çok hücreli tüm organizmalar, homeostasis gösterir: Hücresel düzeyde p. H değerinin ayarlanması, organizma düzeyinde vücut sıcaklığının sabit tutulması ve ekosistem düzeyinde bitkilerin karbondioksit fazlalığında daha hızlı büyümesi buna örnek olarak gösterilebilir. doku ve organlar da homeostasis sergilerler.


- Slides: 31