Yaar Dou Spor Bilimleri Fakltesi Spor Yneticilii Blm
Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü SYB-205 PSİKOMOTOR GELİŞİM Ögr. Gör. Nurullah Öğreten
GELİŞİM VE BÜYÜME İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR SYB – 338 PSİKOMOTOR GELİŞİM Hafta - 2
1. Gelişim. ‘Dişi ve erkek hücrelerin birleşmesiyle başlayan ve yaşam boyu devam eden bir süreçtir. ’ ‘Gelişim; bireydeki fonksiyonel değişmeleri ifade eder’. ‘Var olmamızla ilgili tüm boyutları içeren, organizmada doğumdan ölüme kadar nasıl ve ne gibi değişikliklerin meydana geldiğini inceler’. Amacı; Bireyi olgunluğa ulaştırmaktır. Bu amaca iki süreçte (Olgunlaşma ve öğrenme) ulaşılır. Dolayısıyla olgunlaşma ve öğrenme gerçekleşmeden gelişimden yeterli düzeyde söz etmek mümkün değildir. ‘Olgunlaşma ve öğrenme olmadan gelişim sağlanamaz’. (Yeşilyaprak, B, 2002) 4
§ Gelişim düzenli, uyumlu, sürekli ve ileriye dönüktür. İnsan; doğumdan ölüme kadar olan süreçte sürekli çevresiyle etkileşim içindedir. ‘İnsanın gelişimi çevresiyle etkileşiminin bir ürünüdür‘. (Senemoğlu, N, Ankara. 1999) § Öğrenme, gelişimin nitelik yönünü oluşturur. § Gelişim, ‘Sayısal ölçümlerle açıklanamayan birçok yapı ve işlevleri bütünleştiren karmaşık bir olgudur’. § Gelişimde bir önceki devre bir sonraki devreyi etkilemektedir. § Gelişimin yolu tüm bireyler için aynı, fakat gelişim hızları farklıdır. Her birey kendine özgü bir gelişim gösterir. Bu öğrenme yeteneğinden ve deneyimlerden kaynaklanır. Bu bireyden bireye değişebilir. § Bazı çocuklar çevrelerinin etkisiyle çok hızlı gelişim gösterirken, bazıları daha sonraki yıllarda gelişim gösterirler. Bazıları hızlı, becerikli, üstün kabiliyetli olabilirler. 5
§ Çocuğun yüksek düzeyde fonksiyon yapabilmesi için yeteneklerini ortaya çıkarması gerekir. Yeni doğan bebeğin kasları olgunlaştıkça yeni hareketler sergileyebilir. El ve bacak kasları geliştikçe açma, kapama, yürüme gibi çeşitli hareketler geliştirebilirler. § Gelişim tek yönlü bir süreçtir. Kazanılan özellikler kazanılmamış duruma dönemezler. Ancak; olağanüstü kaza, hastalık gibi durumlarda böyle bir olgudan söz edilebilir. (Selçuk, 7. Baskı. 2000) Böyle durumda gerilemeden söz edilebilir. Gelişim Süreci; Büyüme Olgunlaşma Öğrenme Gelişim; ‘Büyüme, olgunlaşma ve öğrenme yaşantısı sonucu gözlenebilir nitelik ve nicelik boyutundaki değişiklikleri içerir’. § Gelişimde bedensel özellikler birbirleriyle bir bütünlük içinde değişir. Çocuğun ıslık çalabilmesi parmak kaslarının olgunlaşmasına bağlıdır. Parmak, dudak işbirliği, ıslık çalma eylemini gerçekleştirir. Bu eylemdeki çaba, bireyden beklenen davranış ve görevi yapabilecek davranış değişikliği gösterme çabasıdır. § Gelişim ve olgunlaşma çoğu zaman birlikte kullanılır. ’Olgunlaşma, kişinin doğuştan getirmiş olduğu potansiyelin zaman içinde ortaya çıkmasındır’. Kişinin herhangi bir çaba göstermesine gerek yoktur. (Bacanlı H, Ankara, 2005) 6
2. Büyüme. ‘Hücrelerin büyüme ve çoğalmasının neden olduğu, beden ölçülerindeki sayısal artıştır. ’ (Özer. K. 2001) Büyüme; ‘Döllenmeden fiziksel olgunluğa kadar çocuğu dinamik olarak etkileyen genetik, beslenme, travmatik, sosyal ve kültürel etkenler altında oluşan sürekli değişmelerdir’. (Bilir. 1979) Kişinin vücudu büyür, zihni ise gelişir. Büyüme; fiziksel özellikleri için kullanılmakta ve organizmanın bedensel olarak gösterdiği değişiklikleri ifade etmektedir. ‘Boy uzaması, kilo almaartması, vücudun büyümesi-irileşmesi büyüme kavramı içinde yer almaktadır. ’ (Bacanlı, H, Ankara. 2002) 7
§ Büyüme; ‘Bireyin fizik yapısında zamana bağlı olarak meydana gelen nicelik boyutundaki değişikliklerdir’. § Büyüme; ‘Doğum öncesi dönemde hücre çoğalması ve doğum sonrasında da aylara ve yıllara göre fiziki yapıda meydana gelen yaşa bağlı değişikliklerdir’. (Şişman. 2000) § Büyüme; yaşamın farklı dönemlerinde bazen yavaş, bazen hızlı seyreder. Bu biyolojik gelişimdeki değişmelerin yapısal temellerinden kaynaklanmaktadır. § Büyüme; ‘Olgunlaşma, hazır bulunuşluk ve öğrenme kavramlarını içermektedir’. § Gelişim ve büyüme farklıda olsa birbirinden bağımsız değildir. Benzer özellikler taşır. Belirli bir sıra düzeni içinde devamlı ileriye dönüktür. § Büyüme; Gelişime oranla, daha dar kapsamlı bir kavramdır. ‘Bedenin boy, kilo ve biçim olarak artması anlamına gelen biyolojik kalıtım ve çevre faktörlerine bağlı olarak değişik hız ve yoğunlukta gerçekleşir’. (Aydın, A, 1999, Ankara) 8
3. Olgunlaşma. ‘Kişinin daha yüksek düzeyde işlev görmesini sağlayan niteliksel değişmeleri kapsar. ” ‘Olgunlaşma bireyin kalıtım ve çevre koşulları arasındaki etkileşim sonucu kişinin olgunluk düzeyine ulaşmasını sağlayan biyolojik değişmelerdir’. Başka bir ifadeyle ‘Organizmanın temelindeki gizli bir takım güçlerin göreve hazır duruma ulaşmasıdır. ’ Birey olgunluk düzeyine ulaştıkça daha önce yapamadıklarını yapmaya, öğrenemediklerini öğrenmeye başlar. Olgunlaşma görünüm olarak hızlı, değişebilen fakat sırası değişmeyen süreçtir. Çocuğun yürümesi, öğrenme yaşı, geçirdiği evreler olgunlaşmanın etkisiyle ortaya çıkar. 9
Organizma belli bir davranışı başaracak yeterli olgunluk basamağına ulaşmadıkça herhangi bir davranışı öğrenemez. ‘Olgunlaşma bireyin kalıtım ve çevre koşulları arasındaki etkileşim sonucu kişinin olgunluk düzeyine ulaşmasını sağlayan biyolojik değişmelerdir’. İnsanın biyolojik donanımı yürüme davranışı için programlanmıştır. Çevredeki uyarıcılar yoğun olduğu zaman çocuklar yürümeyi öğrenir. (Selçuk, Ziya. 7. Baskı. 2000) *Olgunlaşma, Çevre faktörlerinin etkisinden bağımsız olmasına rağmen yine de olgunlaşmayı etkilememektedir. Yeteneklerin kullanılması, becerilerin geliştirilmesi için büyüme ve olgunlaşmasının yanında öğrenmeye de ihtiyaç vardır. 10
4. Öğrenme. İnsan başkalarının yardımıyla birtakım bilgi ve beceri kazanır. Kazanılan bilgi ve beceriler çevreyle kurulan etkileşimle sağlanır. Bu etkileşim sonucunda bireyde meydana gelen kalıcı izlerin her biri bireyin yaşantısını oluşturur. Başka bir ifadeyle ‘kalıcı izlerin’ her biri bireyin yaşantısını oluşturur. Gelişimin olması için öğrenmeye ihtiyaç vardır. Öğrenme; ‘Bireyin çevresi ile etkileşim sonucu meydana gelen kalıcı davranış değişmeleridir’. § Öğrenmenin varlığını, çocuğun davranışlarındaki değişmelere, kalıcılığına, çevresi ile etkileşimde (yaşantısındaki) bulunmasına ve bunların gözlenebilen nitelikteki davranışlar olmasına bakarak anlaşılır. § Gözlenebilen davranışların yanında, doğrudan gözlenemeyen fakat var olduğuna inandığımız bireyin zihninde oluşan, içsel beklenti, niyet düşünce, inanç gibi olaylar, davranışlar da vardır. O halde! ‘Öğrenmenin yaptıkları gözlenebilir, fakat öğrenme gözlenemez’, Bunları bireyin yaptıklarına bakarak anlarız. 11
§ Öğrenmenin varlığını, çocuğun davranışlarındaki değişmelere, kalıcılığına, çevresi ile etkileşimde (yaşantısındaki) bulunmasına ve bunların gözlenebilen nitelikteki davranışlar olmasına bakarak anlaşılır. § Gözlenebilen davranışların yanında, doğrudan gözlenemeyen fakat var olduğuna inandığımız bireyin zihninde oluşan, içsel beklenti, niyet düşünce, inanç gibi olaylar, davranışlar da vardır. O halde! ‘Öğrenmenin yaptıkları gözlenebilir, fakat öğrenme gözlenemez’, Bunları bireyin yaptıklarına bakarak anlarız. 12
Olgunlaşma; Öğrenmenin temelidir. Olgunluk düzeyi öğrenmeyi olumlu yönde etkiler. Her yeteneğin oluşum zamanı farklıdır. Erken başlayan eğitim verimli olmadığı gibi engelleyici de olabilir. Geç kalınmış eğitimle açık kapanmayabilir. Öğrenme ve eğitme olmadan gelişme belli bir düzeyin üstüne çıkamaz. Öğrenme; ‘Tekrar veya yaşantı sonucu davranışta gözlenen kalıcı değişiklikleri kapsar. ’ (Yeşilyaprak, B. 2002) Öğrenme, ‘iyi ya da kötü nitelikte olan davranış değişikliğidir. ’ (Senem-N, Ankara. 1999) ü ‘Öğrenme, yaşantı yada uygulama ile oluşabilir’. (Selçuk, Ziya, 7, Baskı. 2000) ü Öğrenmede ‘hangi dilin’ kullanılacağı çevreye bağlıdır. ü Öğrenmede esas olan, kalıcı bir nitelik taşıyan davranıştır. ü Birey; herhangi bir konuda bilgi ve beceri sahibi olmamasına rağmen o konuya göstereceği çaba, çevrenin desteği çocuğun yeni bir davranış kazanabilmesi için önemlidir. ü Güzel bir yazı yazabilmesi için, öncelikle kalemi düzgün tutabilme beceri ve olgunluk düzeyine ulaşması gerekir. 13
5. Öğrenme Teorileri. (Kuramları) 1. Çağrışım Yoluyla Öğrenme: ‘Bir fikir ya da sözcüğün bireyin belleğinde bulunan diğer bir fikir ve sözcüğü bilinç düzeyine getirmesidir. ’Birey yeni öğreneceği bir kavram ve ifadeyi önceden bildiği kavram ve ifadeye benzerlik gösteriyorsa bu kavram ve ifadeyi kolay öğrenir. 2. Koşullanma-Şartlanma Yoluyla Öğrenme: ‘Koşulsuz reflekslere bağlı olarak ortaya çıkan yeni koşullu reflekslerdir. ’ Her koşullu refleks yeni bir davranış biçimi kazandırır. 3. Deneme Yanılma Yoluyla Öğrenme: Yapacağı davranışın doğruluğunu buluncaya kadar dener ve öğrenir. 4. Kavrama Yoluyla (problem çözme yoluyla) Öğrenme: Birey yeni öğrendiği bir konu üzerinde önceki bilgi ve deneyimlerini devreye sokarak kolay çözüm yollarını bulma. 5. İzleyerek öğrenme: Başkasını taklit ederek, izleyerek yapılan öğrenme. Bunlardan başka, Ezbere ve beyin yıkama yoluyla öğrenme yapılabilir. 14
6. Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler. Öğrenmeyi; Öğrenen, öğretici, öğrenme yöntemi, malzeme ve öğrenme ortamı gibi faktörler olumlu ve olumsuz yönde etkiler. Bunlardan öğretici ve öğrenme ortamı direk etkilemez ama diğer faktörler dolaylı olarak etkilemektedir. a. Öğrenmede Kişisel Faktörler. üÖğrenmeye hazır olma; Bireyin gerekli biyolojik donanıma sahip olmasıdır. üOlgunlaşma; Organizmanın belli bir olgunlaşma-değişiklik düzeyine ulaşmasıdır. üZeka; Belli bir davranışı istenilen düzeyde öğrenmesi için zeka yaşına ulaşması gerekir, ü 15
§ Fizyolojik durum; Bireyin öğrenmesi için sağlıklı olması gerekir. Organ (görme, işitme) bozukluğu, süre gelen hastalıklar. (felçli, tikler gibi) Önceki deneyimler ve yaşantılarda elde edilmiş pozitif ve negatif bilgiler öğrenmeyi etkiler. § Güdülenme; Davranış için ön koşullardan biridir. Temelinde ihtiyaçlar vardır. § Güdü: ‘Amaca ulaşmak için bir varlığı, bir hazzı elde etme, eylemde bulunma eğilimi ve isteğidir’. En önemli güdü meraktır. § Merak, insanlarda ve hayvanlarda gözlenen araştırma ve öğrenmeye yönelik davranış biçimidir. Bilim ve teknolojinin gelişmesinde önemlidir. Bebeklikten yaşlılığa kadar her yaşta gözlenen bir davranış biçimidir. § Dikkat; Bilincin belli bir noktada yoğunlaşmasıdır. § Bireysel ayrılıklar; Bireysel ayrılıklar öğrenme hızını, düzeyini, ilgi ve eğilimi, öğrenmenin kalıcılığını etkiler. Ortaya çıkmasında kalıtım ve çevrenin önemi büyüktür. 16
b. Öğrenme Yöntemiyle İlgili Faktörler. ü Öğrenmeye ayrılan zaman önemlidir; Aralıklı çalışma daha iyi sonuç vermektedir. ü Öğrenilen konunun yapısı; Tüme varım, tümden gelim seçilerek verilmelidir. ü Malzeme faktörleri; Malzemesi özellikleri öğrenmeyi kolaylaştırır veya zorlaştırabilir. ü Aktif katılım; Öğrenci dinleme durumunda pasif, anlatımda ise aktiftir. Geri-dönüt bildirimi için, güdülenme kalkmadan öğrenmenin yeterli olup olmadığı öğrenilmelidir. ü Algısal ayırt edebilirlik; Öğrenilecek nesneler ve renkler önce ayırt edilmelidir. ü Anlamsal çağrışım; Ele alınan konular bilgi birikimiyle ilgili olmalı. Zihindeki bilgilerle bağlantılı olmayan bilgilerin öğrenilmesi zor olur ve unutulur. ü Kavramsal gruplandırma; Birbirine kavramsal açıdan benzer olanlar kolaylık sağlar. ü Ortam; Fiziki, sosyal, sıcak ve soğuk durum öğrenmeyi olumlu ve olumsuz etkiler. ü Öğrenmede uyarılma şarttır; Öğrenme uyarıların etkisi altındadır. Çevresinden seçer. ü Öğrenmede ferdi özellikleri; Birey mutlaka aktif olmalıdır. Duyu organlarının bozukluğu, yaşı, ilgisi, dikkati, zekası, yeteneği gibi. ü Bunlardan başka; Zaman, mevsim, iklim, çalışma yöntem ve ortamı, öğretmenin davranışları öğrenmeyi etkiler. İyi bir öğrenme için kuvvetli bir motivasyona ve harekete ihtiyaç vardır. 17
İnsan ihtiyacı kişide güdü yaratır. Güdülerde bireyi bir takım faaliyetlere iter. Bu faaliyetlerde insanda öğrenmeyi oluşturur. İnsan ihtiyaçları üç temel gurupta ele alınır. Bunlar; 1. Temel biyolojik ihtiyaçlar: Beslenme açlık susuzluk, dinlenme, cinsellik, tatmin olma, doyum gibi. 2. Psikolojik ihtiyaçlar: Sevme, sevilme, işe yarama, başarı kazanma gibi. 3. Sosyal ihtiyaçlar: İş, meslek, para, statü, liderlik gibi. 18
7. Hazır Bulunuşluk. Ø Hazır bulunuşluk; ‘Olgunlaşma ve öğrenme sonucu kişinin belli davranışları yapabilecek düzeye gelmesidir’. Ø Öğrenmeyi gerçekleştirmek ve desteklemek için biyolojik olgunlaşmanın yanında uygun çevresel faktörlerde sağlanarak bireyin gereken olgunluğa ulaşması sağlanmalıdır. Ø Bir konu ve yaşantının istenen düzeyde öğrenilebilmesi için konuyu öğrenecek kişinin o konuda gerekli ön yaşantılara, mutlaka sahip olması gerekir. Ø Kişi herhangi bir aracı kullanabilmek için biyolojik, psikolojik, sosyolojik ve fiziksel olarak da hazır olması gerekir. Ø Birey, yeni bir öğrenme durumunda önceden sahip olduğu özelliklerin tümünü kullanır. Ø Yaşı, gelişimi, olgunluk seviyesi, tutumu, motivasyonu, sağlık durumu yeni öğrenme ortamında etkili olur. 19
Ø Gerekli kasların olgunlaşması, organlar arasındaki koordinasyonun sağlanması aracın yapısını, nasıl kullanılabileceği, yapılacak işler hakkında bilgiye ihtiyaç vardır. Ø Olgunlaşma sonucu; kaslar büyür, gelişir, sinirler miyelin kılıfı ile kaplanır. (Fidan, Erdem 1994) Ø Kasların büyümesi, kullanım için yeterli olmayabilir uygun araç ve gereçlerle iletişim kurularak uygun ortam sağlanması gerekir. Ø Okul çağı gelmiş çocuğun yaşı, gelişimi, okula karşı tutumu, motivasyon, hazır bulunuşluk hali belirleyici olmaktadır. Çocukların okumaya başlamadan önce belirli bir gelişim düzeyine gelmeleri, okul öncesi eğitim programları, okula hazırlık çalışmaları, olgunlaşma ve hazır bulunuşluk çalışmalarının bir parçasıdır. Bu programlar; Ø Çocuğa soru sorma, dinleme, Düşüncelerini ifade etme, yönergelere uyma, İş birliği ve sorumluluk alma, Ø Materyalleri tanıma ve kullanma, Sayı, renk, şekil, büyük, küçük gibi kavramları kazanma, Ø Bedenini tanıma, kullanma becerilerini geliştirme amaçlamaktadır. 20
8. Gelişimde Kritik Dönemler. • Birçok davranış kazanılması gereken dönemde kazanılmadığı zaman başka dönemlerde zor kazanılır veya kazanılamaz. • Belli davranışları kazanmaya hazır konumda bulunan birey bu davranışları başka dönemlere göre daha hızlı kazanabilir. • Bebek 12 -15 nci. ayda konuşmaya başlamadıysa, 36 ncı. ayda konuşursa bir problem yaşandığını gösterir. Gelişimde; ‘Öğrenme yaşantılarının desenleştirilmesi, standardize edilmesi uygun programların hazırlanması için, kritik dönem kavramının bilinmesi gerekir’. Her davranışın bir kazanım ve öğrenme dönemi vardır. Bu dönem geçtikten sonra ne kadar uyarılırsa uyarılsın etkili bir öğrenme gerçekleşemez. Okula gidemeyen kişinin sonraki dönemde öğrenmesi daha uzun ve zordur. Anne-baba, öğretmenler çocukların öğrenme yaşantılarına göre plan program yapmalı. 21
• Okul öncesinde psiko-sosyal gelişim kadar zihin ve dil gelişimi de önemlidir. Sosyokültürel açıdan gelişmemiş çocukların dezavantajını gidermek için yönlendirici programlar uygulanmalıdır. • Çocuklara belli dönemlerdeki bazı davranışlar kazandırılmaz, öğretilmez ise gelişim yavaşlar ya da durabilir. Bazı davranışları zamanında kazanamazlarsa, yaşıtlarından daha geri yaşantı sergileyebilirler. (Senemoğlu, N, Ankara, 2001) • Çevre ve çevrede düzenlenen öğrenme etkinlikleri ve yaşantıları diğer dönemlere göre daha hızlı kazanılabilir. (Oyama, 1979) • Kritik dönemde çocukta üst düzey gelişim elde etmek için değişik olanaklar hazırlanmalı çevreyle başkalarıyla yakın ilişkiler kurulabilmeli, sevecen ve sıcak davranmalıdır. 22
Freud; kritik dönemde uyum bozukluğu gösteren kişilerin çocukluk yıllarında başarısız deneyimler geçirdiğini, Erikson’un ise; güven duygusunun önemli olduğunu, Knobloch ve Pasamanich ise; yaşamın ilk beş yılında model gelişimle ilgili yorumlar getirmişlerdir. Kuramcıların bir çoğu sağlıklı bir gelişim için aşağıda beş davranışın bütünleşmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Bunlar: 1. Algı, duygu, hareket tepkileri ve el göz koordinasyonu içeren uyum, 2. Başın dengesi, oturma, ayakta durma, emekleme ve yürümeyi içeren tüm motor davranışlar, 3. El ve parmakları kullanarak obje yakalama ve kavramayı içeren motor davranışlar, 4. Cümleler, yüz ifadeleri, mimik ve sözcüklerle kavrayış içeren dil faaliyeti, 5. Beslenme becerisi, tuvalet eğitimi, bağımsız ve işbirliği içeren kişisel-sosyal davranışlar önemlidir. 23
9. Bilişsel Gelişim. “Bilişsel gelişim; bilgiyi, belleği, akıl yürütmeyi, sorun çözmeyi, kavramları ve düşünmeyi, başka bir deyişle öğrenmeyi ve anlamayı içeren zihinsel etkinliklerin gelişimini kapsar”. ü Öğrenme, iş yapabilme, uyum, dil gelişimi, yaratıcılığın gelişimi bu işlevlerden bazılarıdır. ü Kısaca bilinçsel gelişim! ‘Beden ve akıl arasındaki fonksiyonel ilişkileri kapsar’. ü Özellikle yaşamın ilk yıllarında önemli bir rol üstlenir. ü ‘Davranışları anlatan genel ve geniş bir kavramdır’. ü Motor aktiviteler üzerinde duyuşsal bilgilerin ve algısal süreçlerin etkisini açıklar. Algısal motor; ’ Duyular yoluyla elde edilen bilgilerin ve algısal süreçlerin motor aktiviteler üzerindeki etkisini açıklar’. ü‘Hareket performansında kullanılan duyuşsal bilgiye dayanan istemli hareketlerdir’. üTüm istemli hareketler, algısal motor hareketler olarak görülür. J. Piaget’e göre; ‘Zekâ, bireyin çevre ile aktif etkileşim sonucu gerçekleşir. Çocuklar çevredeki nesnelere bakarak, dokunarak, ağzına alarak, sesini işiterek bilgi toplarlar ve etkileşimde (Özümleyerek) bulunurlar. 24
10. Duyuşsal Gelişim. Duygu; Bir şeyin-nesnenin canlı, cansız iç dünyamızda uyandırdığı izlenimlerdir. Bireyin iç ve dış çevresinden etkilenmesi sonucu genel olarak hoşlanma ya da acı duyma biçiminde ortaya çıkar. ü Bunlar; korku, kaygı, sevinç, öfke, üzüntü gibi teorilerdir. ü Duygular, bireyin başkalarıyla ilişkilerine, onlara karşı davranışlara ve birtakım sosyal gelişmelere sebep olmaktadır. ü Duygular çocuğun kendi iç dünyasında tecrübe edinerek, deneyimler geçirerek oluşur. Düşünce sistemindeki gelişme duyguları farklılaştırır. ü Bireyin duygularını, düşüncelerini tanımadan, anlamadan, duygusal gelişimini bilmeden, onu eğitmek, davranışlarına yön vermek mümkün değildir. Düşünceler duygular gibi, insan alt sisteminin ürünüdür. ü İnsan çevresindeki uyaranlardan duygular alır, duygulanma sürecinde işler, değişikliğe dönüştürür, üretir, duygularının niteliğine bakar, bunlardan dönüt bilgiler alır ve geliştirir. ü İnsan duygularındaki bozukluklar duygusal güç yitimine uğrar; istemediği duygular geliştikçe ve kazanıldıkça bunları dengelemeye ve engellemeye çalışır. 25
ü İnsan duygularının tümünü bebeklik, çocukluk evrelerinde kazanır. İleri yaşlarda, bazılarını derinleştirir, bazılarını bastırır, bazılarının da yeniden farkına varır. ü Duygusal gelişimde bireysel ayrılıklar vardır. Duygu ve beğeni eğitimi, duygusal gelişim için gereklidir. • Heyecan: Olumlu ve olumsuz şekilde yoğun olarak yaşanan, organizmada gerginlik yaratan duygulara heyecan denir. • Heyecanda bedensel yapıda iç ve dış (Beden, yüz, ses, sindirim, dolaşım, hormonal ) değişiklikler olur. Bunlar çok yoğun ve kısa süreli duygulardır. 26
Duyguları üç bölüm altında toplamak mümkündür. 1. Bireyi saldırgan davranışlara yönelten duygular; § Öfke, kıskançlık, nefret, düşmanlık gibi. 2. Yasaklayıcı ve savunucu davranışlara yönelten duygular; § Korku, üzüntü, sıkıntı, hüzün, bıkkınlık ve şiddetten korkma gibi. 3. Sevindirici davranışlara yönelten duygular; § Sevgi, şefkat, haz, mutluluk, zevk ve merak vb. Pek çok duygu bebeklik ve çocuklukta gelişmeye başlar. Ergenliğe kadar biçimlenerek artar zamanla farklılıklar gösterir. Duygusal tepkilerin nedenleri de farklı meydana gelir. Bunlar; benlik kavramı, arkadaş ilişkisi, oyuna katılım, kendi yeteneklerini keşfetme, hak hukuk kavramlarını anlama ve kurallara uyma gibi 27
11. Toplumsal Gelişim. Bireyin başkalarıyla iyi ilişkiler kurması, toplumsal kurallara uyması, sorumluluk yüklenebilmesi, başkalarına yardım etmesinde, haklarını kullandırabilmesinde toplumsal gelişmenin etkisi vardır. Toplumsal gelişim; ‘Kişinin sosyal uyarıcıya özellikle gurup yaşamının baskı ve zorluklarına karşı duyarlılık geliştirmesi, gurubunda ya da kültüründe başkalarıyla iyi geçinebilmesi, onlar gibi davranabilmesidir’. Kişi yaşamı boyunca toplum içerisinde yaşamak zorundadır. Kişinin kendi çevresi veya kültürü içinde yaşayanlar gibi davranmayı öğrenmesi toplumsal gelişimin sonucudur. Toplumsal gelişim; Çevre ve öğrenme faktörlerinden etkilenir. Bireyin öğrenme olgusu çevresindeki norm ve değerlere uygun davranış biçimlerini kabul etmesine bağlıdır. Toplumsal uyumda önemli olan çevredeki insanları anlamak, onlarla uyumlu yaşamak toplumsallaşmanın önde gelen unsurlarındandır. Uyum yetişkinlik yıllarındaki başarıyı etkiler. Kişi bulunduğu toplumda kendi yerini belirlemeye ve itibar kazanmaya çalışır. Toplumsal uyum geniş ölçüde buna bağlıdır. 28
Toplumsal uyumun ölçüsü; Bireyin çevresindeki kişilerle ilişkileri, grup çalışmalarına katılabilme, yapıcı olma, sorumluluk yüklenmesi, birlikte yaşama uyabilmesidir. Sosyalleşme. Bireyin içinde yetiştiği toplumun değer yargılarına uygun bir davranış geliştirme sürecidir (Binbaşıoğlu 1990). 29
- Slides: 29